Cultural Chronicles – From Parisian Adventures to Turkish Talent

Kaçarım arkadaş

Şahane!Hâlâ gülüyorum buna. Kaçmak nedendir? Kaçmak nedir? Kaçmak niyedir?Zaten herkes biliyor sizi, kaçılmaz ki.Vallahi ben o hanımefendinin yerinde olsam, bir daha selam bile vermem, beni bırakıp kaçana.Bırakın sevgili olmayı, arkadaş dahi kalmam.İşte insan insanı tanıyamıyor her zaman…Kafamdaki sorular şunlar:Acaba havalimanı çıkışında buluştular mı? Aynı arabayla mı döndüler?Dönünce nereye gittiler?Mesela site ya da ev girişinde de kayboldu mu Çağatay? Hahahah…Yok artık!İnternette karşıma bir adisyon çıktı.Yeni değil, geçen aya aitmiş. Ve evet geçen ay CZN Burak’ın restoranında bir kuzu kol 6 bin 450 liraymış.Vay arkadaş!Ne hale geldik…Etin fiyatı 6 bin 450 lira olmuşsa yanındakilerle gelecek hesabı varın siz düşünün.Artık yazık mı diyeyim, yoksa kazık mı bilemedim.Yani dünyaya nam salmış bir restoran da değil orası. Cidden kayda değer bir lezzeti de yok…Kim gidiyor da ödüyor bu hesapları, aklım almıyor.Engellemek nedir?Bu engelleme işine aklım ermiyor. Sinan Akçıl’ın “Hadise beni engellenmişti, halen engelleyimdir” sözlerinden geldi aklıma. Biri, neden engeller karşısındakini?Eğer taciz gibi şeyler yoksa, ne kadar kötü, nasıl çirkin bir harekettir bu.Ben de çok görüyorum etrafta, kullan, istediğini yaptır, aldır, sonra işin bitince engelle… Ne güzel hayat yahu!Ama dönem maalesef kullan-at dönemi. Dönem yaptır, iste, elde et ve engelle dönemi.Ben de çok gördüm etrafımda. O yüzden şu dönemde arkadaşlığa, ilişkiye başlarken baştan göze alın günün sonunda engellenmeyi…Çok eğlenceli ülkeyizCanım sıkıldıkça açıyorum, moralim bozuldukça bakıp gülüyorum bu kareye.Kadınlar matinesi vardı eskiden, hâlâ varmış.Kemal Doğulu çıkmış o kadınlar matinesinde. Kıyafet desen ayrı olay, danslar desen apayrı olay, ses desen zaten olay olay.Yani “neden, nasıl, niye” diye sormam lazım.Bir de ne kadar para aldı ki böyle garip hareketler yapıyor bu beyefendi…Çünkü az buz paraya ne böyle giyinilir ne de böyle dans edilir. Yazık ya iyice sattık ruhumuzu, zihnimizi.Eğer akşamları evde otururken canınız sıkılırsa açın seyredin o matinenin videosunu. Eğlenmek, gülmek, dalga geçmek garanti.Pozitif olun Biri çıkıyor “2025 yılında istilacı, dünya dışı varlıklar gelecek”, “Afetler ve büyük felaketler göreceğiz” diyor.Kim der bu sözleri?Eskiden Mustafa Topaloğlu’ydu, şimdi Yusuf Güney. Neyse…Ama bakın inandırıcılığı sıfır olsa bile bu arkadaşımız artık can sıkmaya başladı.Bizler sıkıldık sürekli negatif pompalayanlardan.Bizler bıktık enerjimizi emenlerden. Bizler illallah ettik kötü şeyler olacak diyenlerden.Genlerimizde mi var bizim. Bizler neden güne pozitif enerjiyle başlamıyoruz mesela?Neden yeni bir yıla öyle girmiyoruz?Nedense “Kötü şeyler olacak” demek daha çok satıyor ülkemizde.Ben şimdi söyleyeyim size…2025 yılında felaketler falan görmeyeceğiz. Hele dünya dışı, istilacı varlıkları hiç mi hiç görmeyeceğiz.Uzaylılarla iletişim falan da kurmayacağız.Vallahi yeter ya!Koca koca adamlar bunları söyleyip aklınızla dalga geçiyor, biz de bunları sohbet konusu yapıyoruz.Hoş ben de yazdım işte. Ama vallahi billahi son bu…

Source: Orkun Ün


Bir Paris turu

Noel zamanı tüm sokaklar rengarenk.Avrupa soğuğuna rağmen herkes eşiyle dostuyla sosyalleşiyor. Alışveriş şenlikleri, oyun alanları, yeme içme stantları; her yer kalabalık.Biz de yedi yakın arkadaş, doğum günü kutlaması bahanesiyle hafta sonu soluğu Paris’te aldık.Paris tam bir Noel şehri olmuş. Restoranlar full, lunaparklar, şenlik alanları hıncahınç doluydu. Mağazalarda ürün kalmamış denilebilir, Noel ve yılbaşı hediyesi almak isteyenler dükkânları talan etmiş.Paris’te favori otelimiz Hotel Costes’te kaldık. Bu otelin avlusunda oturmanın keyfi inanın hiçbir yerde yok. Oteldeyken bir dünya starına rastlamama ihtimaliniz neredeyse yok diyebilirim. Hele ki yemekleri muhteşem.Cuma günü favori mekânımız Loulou’da yer ayırtmıştık. Öğle yemeklerinde çoğu kişinin favori mekânıdır burası. Özellikle trüflü pizzasını yemek âdettendir neredeyse.Cumartesi günü yeni mekânlar deneyelim dedik, öğle yemeği için Laurent isimli çok şık bir restorana rezervasyon yaptırdık.İçerisi Fransız sarayı havasındaydı. Çalışanlar da sipariş alırken, içecek servisi yaparken ve yemeği sunarken tam bir Fransız edasındaydı. Bizden tam not aldılar.Laurent meğer Paris’te favori mekânlardan biriymiş, ben geç keşfetmişim.Yemek sonrası kısa bir alışveriş turunun ardından otelde kahve keyfi yaptık. Akşam ise Giulia adlı mekâna götürdüm arkadaşlarımı. İşletmecisi arkadaşım olduğundan ben daha önce de gitmiştim. Giulia tam bir İtalyan restoranı. Yemekleri ve kokteylleri denenmeye değer. Yolu Paris’e düşecek olanların listelerine alması gereken bir mekân. Ben gezdikçe sizlere yeni yeni deneyimler ve mekânlar önermeye devam edeceğim.Tüm okuyucularıma şimdiden mutlu, huzurlu, sağlıklı bir 2025 yılı diliyorum.Tüm dünyada barış ve adaletin olduğu bir sene olsun…

Source: Cihan Şensözlü


Ömür Göksel’in eşekliği

Selçuk Ural, “Hep gülüyorsun, bir tane gülmeyen resmini görmedim” demiş bir gün.“Eşekliğimdendir” cevabını vermiş. Ne güzel gözlemlemiş, gerçekten de eşeklerin yüzü hep güler. Ve ne iyi ki hayvanlardan böyle pozitif benzetmelerle bahseden birileri var.Çok sevdiğim adaşımdan, Ömür Göksel’den söz ediyorum. Sayfalarındaki QR kodu telefona okutunca YouTube’a, şarkılara yönlenen “Cebimde Saklı Şarkılar” adlı kitabı çıkalı 2 yıl oldu. Gerçekten de şahane fikir, kitaptan şarkılara yolculuk ediyorsunuz. Kendisi, sıkı durun inanamayacaksınız ama 82 yaşında. Ve sadece iki radyo, bir televizyon programı yapmakla kalmayıp konser vermeye de devam ediyor. Eskiden 4 saat sahnede kalırlarmış. Şimdi hâlâ o günlerden kalan performansla saatlerce kesintisiz şarkı söyleyebiliyor. Geçtiğimiz yıllarda İzmir 30’uncu Caz Festivali kapsamında izleyenlere 2 saat süren bir müzik şöleni yaşatmış ve kendisine hayran bırakmıştı. Sonsuz bir repertuvara sahip yaşayan bir efsaneden bahsediyorum.Allah adı gibi uzun ömürler versin ve biz onu hep dinleyebilelim.Sabah partisiSabah partisini ben ilk kez duydum. Yeni modaymış ve dünyayı olduğu gibi bizim buraları da kasıp kavuruyormuş.İnsanlar, çoğu öğrenci tabii, spor sonrası bir araya gelip kahve içerek, müzik dinleyip dans ederek sabah partisi yapıyormuş. Yer de Bebek, muhtemelen Boğaziçili tayfadır diye düşünmedim değil.Dediğim gibi bu trend dünyada da yayılıyormuş. Alkol yok, sadece kahve, yani oldukça sağlıklı. Spor yapmak ve eğlenmek isteyenler için harika, motive edici, ben bayıldım. Bundan sonrası için gecelemektense, sabah partilemeyi tercih edebilirim. Tabii bunun için önce sabah erken kalkmaya ve spor yapmaya başlamam lazım. 2025 hedefim bu olsun.Geri dönülmek istenen yılTeoman, konserlerinin açılışında gösterdiği videoya “Berbat bir yıldı 1994” diye başlar ve o yılla ilgili tüm sıkıntılarını sayar, döker. Bu aralar, 2025’e girerken, insanlara geri dönmek istedikleri yılı soruyorlar. Ben buna net bir yıl söylemek yerine, üniversite yıllarım diyorum genelde. Ama dönmek istediğimiz değil de dönmek istemediğimiz yılı sorsalar daha net cevaplar alacaklar belki de. Olumsuzluklar, hayatımızı, akışımızı berbat eden olaylar daha sağlam yer ediniyor kafamızda.Teoman’ın 1994’ü, sizde hangi yıl peki?

Source: Ömür Gedi̇k


Milli Kütüphane Türkiye”yi sarıyor

Milli Kütüphane arşivlerindeki milyonlarca kaynak, 2015 yılından bu yana yürütülen dijitalleştirme çalışmaları çerçevesinde dijital ortama aktarılıyor. Bu çerçevede yaklaşık 25 milyon poz çekim işlemi tamamlandı. Görsel ve işitsel materyallerin dijitalleştirme süreci de hızla devam ediyor. Milli Dijital Kütüphane Projesi, dijitalleştirme çalışmalarına bir çerçeve ve vizyon kazandırarak, bilgi kaynaklarının erişilebilirliğini artırmayı hedefliyor. Projeyle Milli Kütüphane”nin dijital ikizi oluşturularak, Türkiye”nin dört bir yanındaki halk kütüphanelerinden Milli Kütüphane erişilebilir hale getiriliyor. HER ŞEHİRDEN KOLAY ERİŞİM: “DİJİTAL İSTASYONLAR HİZMETE GİRDİ”Proje çerçevesinde kurulan Milli Dijital Kütüphane erişim istasyonları, il ve ilçe halk kütüphanelerinde hizmete sunuldu. Bu istasyonlar, Milli Kütüphane”ye ya da şehirdeki halk kütüphanesine üyelik işlemlerini tamamlayan kullanıcıların milyonlarca dijitalleştirilmiş kaynağa erişimini mümkün kılıyor. Kullanıcılar eğer üye değillerse üyelik işlemleri şehirlerindeki halk kütüphanelerinden ya da e-Devlet üzerinden kolayca tamamlanabiliyor. Üyeler, araştırmalarını hem Ankara”daki Milli Kütüphane İbn-i Sina Okuyucu Salonu”nda hem de Adıyaman”dan Zonguldak”a kadar 66 il ve ilçede bulunan halk kütüphaneleri aracılığıyla gerçekleştirebiliyor. Öne çıkan kütüphaneler arasında Adıyaman, Afyonkarahisar Gedik Ahmet Paşa, Antalya Tekelioğlu, İstanbul Orhan Kemal ve İzmir Atatürk İl Halk Kütüphanesi yer alıyor. Milli Kütüphane”nin hızlandırılan dijitalleştirme çalışmalarıyla dijital arşivi büyümeye devam ederken, erişim sağlanabilecek halk kütüphanelerinin sayısı da artırılıyor. Araştırmacılar ve kullanıcılar, sürekli genişleyen bu dijital kaynak havuzundan faydalanabilecekler.

Source: Www.star.com.tr


İzmir”in göbeğindeki antik tiyatro, Türkiye”nin “Kolezyum”u olmaya aday

Milattan önce 3. yüzyılda inşa edilen ancak 1500 yıl önce üstü toprakla kapanan Smyrna Tiyatrosu, Konak ilçesi Kubilay Mahallesi”nde tarihi Kadifekale”nin eteğinde yer alıyor.

Antik tiyatroda 2016″dan bu yana devam eden kazı çalışmalarında arkeologların adeta nakış gibi işleyerek ilerlediği tiyatro daha da belirgin hale gelmeye başladı. Bu süreçte, 20 bin kapasiteli antik tiyatronun “L” şeklindeki seyirci girişi ile 21 basamak ve sahnenin belli kısmı ortaya çıkarıldı.

İzmir”in kent yaşamıyla iç içe olan antik tiyatro, bu yönüyle diğerlerinden farklılık gösteriyor.

Gladyatör dövüşleri gibi farklı şekilde kullanılan antik tiyatro, kazı çalışmalarının tamamlanmasıyla günümüzün kültürel etkinliklerine ev sahipliği yapabilecek.

Kazı başkanı ve İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Türk İslam Arkeolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Akın Ersoy, AA muhabirine, bu yıl 20 kişilik ekiple çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi.

Üç kademeden oluşan tiyatronun ilk kısmının ahşap olarak inşa edildiğini anlatan Ersoy, “Tiyatro, Roma İmparatoru Hadrianus döneminde önemli ölçüde büyütülmüş, kapasitesi artırılmış. Bu seneki kazılarda basamakların üstündeki toprak temizlendi. Bazı heykellerin kol, bacak ve parmak gibi kısımlarına ait 165 parça buluntu ortaya çıktı. Bunların çoğu Hadrianus dönemi ait. Buluntularla tiyatronun çok renkli ve hareketli sahne binasını tasavvur ediyoruz. Tiyatronun ilk kademesini 2 yıl içerisinde ortaya çıkarmayı hedefliyoruz.” dedi.

Ersoy, at nalı şeklinde tasarlanan açık hava tiyatrosunun Akdeniz”in en büyükleri arasında gösterildiğine işaret etti.

“Smyrna”da “Asya Eyaleti Oyunları” gerçekleştiriliyordu”

10 yıl öncesine kadar üzerinde yaşamın bulunan Smyrna Tiyatrosu”nun Efes”teki antik tiyatro büyüklüğünde olduğunun altını çizen Ersoy, şunları kaydetti:

“Burası yaklaşık 20 bin izleyiciye sahip. Tarihte İzmir metropol kent olduğundan ticari ve ziyaret amaçlı Akdeniz”in her yerinden buraya gelenler oluyor. Roma döneminde Smyrna”da “Asya Eyaleti Oyunları” gerçekleştiriliyordu ve bunu günümüzün olimpiyatları gibi düşünebiliriz. Tiyatroda drama ve trajedi oyunları sergileniyordu. Dönemin en önemli etkinlikleri olan gladyatör dövüşleri burada da yapılıyordu. Yöneticiler duyurmak istedikleri ve önerdikleri haberi burada halkla paylaşılıyordu.”

Ersoy, antik tiyatronun yaşayan bir kentin içerisinde olmasının çok önemli olduğunu dile getirdi.

“Önemli bir lokasyon olacak”

Çalışmaların tamamlanmasının ardından antik tiyatronun İzmir”in önemli sosyokültürel bir mekanı olabileceğini aktaran Ersoy, sözlerini şöyle tamamladı:

“Tiyatro İzmir”deki rotalar içerisinde önemli bir lokasyon olacak. Buranın konservasyonu da gerçekleşirse birçok etkinliklere ev sahipliği yapabilecek. Türkiye”de bu büyüklükte kent içerisinde böyle bir tiyatro örneği yok. Batı”da bunları çok görüyoruz. İtalya”daki Kolezyum birtakım kültürel etkinlikler için kullanılıyor. Buradan da bu doğrultuda umutluyuz. Yakın gelecekte Smyrna Tiyatrosu da Batı”daki örneklerde olduğu gibi birtakım sosyal ve kültürel etkinliklerde kullanacaktır. İnşallah bunu da başaracağız.”

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Milli Kütüphaneye 66 ilden erişim sağlanabilecek

Bakan Ersoy, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Ankara”dan Adıyaman”a Milli Kütüphanenin artık herkesin yanında olduğunu, Milli Dijital Kütüphane Projesi ile bilgiye erişimin çok daha kolaylaştığını belirtti.

Ersoy, “Yazılı, görsel ve işitsel materyallerle zenginleşen bu eşsiz koleksiyon, Türkiye”nin her köşesine bilgi taşıyor. 25 milyon poz dijitalleştirme yapıldı. Türkiye genelinde 66 il ve ilçe merkezinde yer alan halk kütüphanelerimizden erişim sağlanabilmekte. Milli Kütüphaneye ya da e-Devlet üzerinden şehrinizdeki halk kütüphanesine üye olun, Milli Kütüphanenin dijital arşivine ulaşın.” ifadesini kullandı.

Milli Dijital Kütüphane Erişim İstasyonları kuruldu

Bakanlıktan konuya ilişkin yapılan açıklamaya göre, Milli Dijital Kütüphane Projesi, dijitalleştirme çalışmalarına bir çerçeve ve vizyon kazandırarak bilgi kaynaklarının erişilebilirliğini artırmayı hedefliyor.

Proje ile Milli Kütüphanenin dijital ikizi oluşturularak, Türkiye”nin dört bir yanındaki halk kütüphanelerinden Milli Kütüphane erişilebilir hale getirilecek. 2015″den bu yana yürütülen dijitalleştirme çalışmaları çerçevesinde Milli Kütüphane arşivlerindeki milyonlarca kaynak dijital ortama aktarılıyor.

Bu kapsamda yaklaşık 25 milyon poz çekim işlemi tamamlandı. Görsel ve işitsel materyallerin dijitalleştirme süreci de hızla devam ediyor.

Proje kapsamında kurulan Milli Dijital Kütüphane Erişim İstasyonları, il ve ilçe halk kütüphanelerinde hizmete sunuldu. Bu istasyonlar, Milli Kütüphaneye ya da şehrindeki halk kütüphanesine üyelik işlemlerini tamamlayan kullanıcıların, milyonlarca dijitalleştirilmiş kaynağa erişimini mümkün kılıyor.

Kullanıcılar eğer üye değillerse üyelik işlemleri şehirlerindeki halk kütüphanelerinden ya da e-Devlet üzerinden kolayca tamamlanabilecek.

Üyeler, araştırmalarını hem Ankara”daki Milli Kütüphane İbn-i Sina Okuyucu Salonu”nda hem de Adıyaman”dan Zonguldak”a kadar 66 il ve ilçede bulunan halk kütüphaneleri aracılığıyla gerçekleştirebilecek.

Öne çıkan kütüphaneler arasında Adıyaman, Afyonkarahisar Gedik Ahmet Paşa, Antalya Tekelioğlu, İstanbul Orhan Kemal ve İzmir Atatürk İl Halk Kütüphanesi de yer alıyor.

Milli Kütüphanenin hızlandırılan dijitalleştirme çalışmalarıyla dijital arşivi büyümeye devam ederken, erişim sağlanabilecek halk kütüphanelerinin sayısı da artırılıyor. Araştırmacılar ve kullanıcılar, sürekli genişleyen bu dijital kaynak havuzundan faydalanabilecek.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Torosların “Yaşayan İnsan Hazinesi” sesi ve ezgileriyle yöre kültürünü yaşatıyor

İbradı ilçesinde ikamet eden 57 yaşındaki Diri, tarihi, doğası ve köklü kültürüyle tanınan bölgenin dilden dile yayılan ve yaşanmış hikayelerin yüzlerce yıllık hatırasına dönüşmüş sözlü kültürünü seslendiren sayılı halk müziği temsilcilerinden biri.

Çocukluğundan bu yana halk müziğiyle ilgilenen Diri, yöresine ait ninnileri, ağıtları ve türküleri seslendiriyor.

Ezgilerini ustası olduğu geleneksel delbek (Teke Yöresi”nde çalınan tef benzeri vurmalı çalgı) ile seslendiren sanatçı, yöre mirasının yitip gitmemesi ve gelecek nesillere aktarılması için emek harcıyor.

Türkiye”nin çeşitli illerindeki programlarda sanatını icra eden, bu alanda yürütülen akademik çalışmalara katkı sağlayan Diri, Antalya Somut Olmayan Kültürel Miras İl Tespit Kurulu çalışmalarının ardından “Yaşayan İnsan Hazinesi Ödülü” almanın gururunu yaşıyor.

“Yöre insanı için bir yaşam biçimi”

Antalya”da bu ödülü alan ilk sanatçı olan Gülay Diri, AA muhabirine, 21 yaşına kadar İbradı”da yaşadığını, hayvancılıkla geçinen kalabalık ailenin en büyük çocuğu olduğunu söyledi.

İbradı kültürünün içinde doğduğunu ve onunla yoğrulduğunu anlatan Diri, “İbradı ilçesinin sözlü kültürünü dillendirmeye, insanlığa ulaştırmaya çalışıyorum. Elimden geldiğince ninniden ağıda, oyun türkülerine yaşanmışlıkları canlı tutmaya, geleceğe taşımaya çalışıyorum. Küçükken 6-7 yaşından itibaren düğünlere giderdik, türkü söylemeye merakım vardı. Genelde köy düğünlerinde büyüklerin dizinin dibine oturursunuz; önce onları ezberler, zihninize yerleştirirsiniz. Sonra cesaretiniz geldikçe yavaş yavaş icra etmeye başlarsınız. Ben de öyle başladım.” diye konuştu.

Diri, 21 yaşına kadar koyun çobanlığı yaptığını, gece dağda koyun otlatırken, okula gidip gelirken türkü söylediklerini ve bunun bir yaşam biçimi olduğunu dile getirdi.

Evlendikten sonra İstanbul”a yerleştiğini ve uzun yıllar orada yaşamını sürdürdüğünü belirten Diri, yöresinden uzaklaştığında kültürüne daha sıkı bağlandığını ve farklı bir misyon edindiğini vurguladı.

“İlgi duyanlara öğretmeye çalışıyorum”

Diri, çevresi tarafından taşıdığı kültürün fark edildiğini aktararak, şöyle konuştu:

“Orada olunca kültürünüzü, yörenizi daha da özlüyorsunuz. Kültür bilinciniz gelişiyor. Müzikle zaten hep ilgiliydim. Müzikle ilgilenen insanlarla bir araya gelmeye başladım ve benim kültür taşıyıcısı olduğumu söylediler. 2010″da doğal sesimle ve herhangi bir enstrüman kullanmadan albüm yaptım. Bu albüm beni ve İbradı türkülerini tanıttı. Yöre kültürüm hem Türkiye”ye hem dünyaya yayıldı. Sonrasında çeşitli konferanslarda yer aldım, müzikoloji alanında öğrencilerle söyleşiler yaptım, akademik çalışmalara destek verdim. Hala da kendi çevremdeki gençlere, ilgi duyanlara öğretmeye çalışıyorum.”

Kültürel değerlerin geçmişten bugüne insanları birbirine bağlayan önemli unsur olduğuna dikkati çeken Diri, dillendirdiği türkülerin, ağıtların, ninelerin kendisini ve İbradı insanını ifade ettiğini söyledi.

Seslendirdiği her türkünün bir hikayesi olduğundan bahseden Diri, “Kültürümüzü çok seviyorum. Bu değerleri insanlara ulaştırmak istiyorum ki beni, yöremi tanısınlar. Hatta bu yaşam biçimini, dili, hatıraları geleceğe taşımak için denemelerim var, öyküler yazıyorum. İbradı kültürünü en doğru şekliyle geleceğe taşımak istiyorum. Yaşayan İnsan Hazinesi Ödülü aldığımı öğrendiğimde de çok mutlu oldum. Yaptığınız, sevdiğiniz ve benimsediğiniz bir şeyin böyle önemli ödülle taçlandırılması çok gurur verici.” ifadelerini kullandı.

Gülay Diri, yıl içerisinde sık sık geldiği ve vakit geçirdiği ilçesine 5 yıl önce kesin dönüş yaptığını, yaşamını burada devam ettirmeyi düşündüğünü sözlerine ekledi.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Yerli ve yabancı roman karakterleri okul koridorlarında hayat buldu

Karasu Anadolu Lisesi öğrencileri, “Benim Roman Kahramanım Sensin” etkinliğinde yerli ve yabancı yaklaşık 40 roman kahramanına hayat verdi. 70 öğrencinin görev aldığı etkinlikte, romanların hikayeleri ve karakterlerinin özellikleri tiyatral şekilde anlatıldı.

Okul Müdürü Ali İhsan Kılınç, gazetecilere, yaklaşık 40 yerli ve yabancı roman karakterinin canlandırıldığı etkinlikte 70 öğrencinin görev aldığını aktardı.

Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Serap Kılınç, bu yıl “Roman Kahramanım Sensin” etkinliğinin ikincisini gerçekleştirdiklerini söyledi.

Öğrencilerin etkinlik sayesinde sevdiği romanları tahlil etme, romanları farklı açıdan değerlendirme fırsatı bulduğuna değinen Kılınç, “Roman, hangi döneme ait, hangi akımlardan etkilenmiş gibi altyapıları da değerlendirdi. Önemli olan çocuklarımıza kitapları okutmak değil, aynı zamanda onları analiz ettirebilmek.” dedi.

Öğrencilerden Haktan Soytürk, hem ruhsal hem de motive anlamında iyi etkinlik yaptıklarını dile getirdi.

Lidya Soytürk de “Roman karakterlerinin canlandırılması, öğrencilerin kendini daha iyi ifade edebilmesi için çok önemli. Öğrencilere roman okumayı kazandırmak için bu tür etkinlikler iyi oluyor.” diye konuştu.

Elzem Deniz Dizgel de etkinliğin hem sosyalleşmesini hem de Batı ve Türk edebiyatını öğrenmesini sağladığını söyledi.

Etkinliği, Karasu İlçe Milli Eğitim Müdürü Çetin Turhan, ilçe protokolü ve öğrenciler de takip etti.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source: