Göç Edebiyat Taşır
Türkiye Cumhuriyeti ile Belçika Krallığı arasında 16 Temmuz 1964’te imzalanan iş gücü anlaşmasıyla Belçika’ya yerleşen Türk toplumu, oradaki 60’ıncı yılını doldurdu. Göçün 60’ıncı yılında özgün bir kitap projesine de imza atıldı.37 yazar ve şairin “göç” temalı yazıları, “Göç Edebiyat Taşır” adlı kitapta bir araya getirildi.Gazeteci-yazar Fikret Aydemir, şair-ressam Nerkiz Şahin ve şair Yılmaz Koçak’ın editörlüğünü yaptığı eser, Türkçe ve Flamanca olarak yayımlandı. Brüksel’in simge yapılarından Grand Place’ta Fikret Aydemir’le buluştuk,Belçika’da kütüphanelere ve devlet arşivlerine de giren kitabın nasıl doğduğunu konuştuk, bakın neler söyledi: “Evet, kitabın en önemli özelliklerinden biri bu; daha saf duygularla karşılaşabiliyorsunuz. Profesyonel yazarlar, yazarken teknik düşünür ama bu tür ilk denemelerini yapan insanlar yaşadıklarını daha saf duygularla kâğıda döküyorlar.Kitabın ismi; ‘Göç Edebiyat Taşır’. Evet, biz göçüyoruz ama göçtüğümüz yere edebiyatı da yanımızda getiriyoruz. Göç sırasında bütün hikâyeler, duygular ortaya çıkıyor. Sıla hasreti, vatan özlemi, yabancı olma, hayata tutunma, yeni bir hayat kurma çabalarının sonucunda biz buraya geldik. Ve o çabaların hepsini bu kitapta bulabiliyorsunuz.Kitabın Türkçe editörlüğünü de yaptığım için bütün yazıları, şiirleri, denemeleri, öyküleri defalarca okudum. Defalarca çevirileri yapıldı. Çünkü Belçikalı, Arap kökenli, Tunuslu, Faslı, Afrikalı arkadaşlarımız da var kitapta. Hatta Vietnamlı, Latin Amerikalı arkadaşlarımız bile var. Kendi göç hikâyelerini yazdılar. ‘Göç Edebiyat Taşır’, evet göç her yönden, içinde edebiyat taşır…”Kahvecilere duyurulurKahve uzmanı Cenk R. Girginol’un iki cilt şeklinde hazırladığı gastronomi kitapları; “Topraktan Fincana Kahve” ve “Fincandan Lezzete Kahve”, Mundi etiketiyle okurla buluşuyor. Birbirlerinin devamı niteliğinde olan bu iki kitap, kahvenin ilk nerede ortaya çıktığından dünyaya yayılışına; hazırlama yöntemlerinden günümüze dek kahvenin yolculuğunu tüm detaylarıyla ele alıyor.Bir tarihçi gözüyle Freud’un biyografisiJohn Forrester’ın Freud ve psikanalizle olan tutkulu ve derinlemesine ilişkisi efsane niteliğinde. Bu eserde sunulan, Cambridge Üniversitesi’nde öğrencilerine verdiği altı giriş dersinde, Freud’un düşüncelerinin evrimini ve keşiflerinin doğasını keskin bir odak noktası haline getiriyor. Forrester, bir tarihçi gözüyle Freud’un biyografisini, bilimsel aşamaları, bizzat bu alanın radikal konularını -seks, rüyalar, arzu, bilinçdışı, çocukluk, dil- ve Freud’un yeni bir klinik uygulama geliştirmesini inceliyor. “Freud ve Psikanaliz: Altı Giriş Dersi” Yazar: John Forrester / Çevirmen: Oya Gürbahçe Lacivert KitaplarYusuf Kurçenli Anlatıyor Türkiye sinemasının önemli yönetmenlerinden Yusuf Kurçenli kendi sinemasını anlatıyor. Uzun yıllar Yusuf Kurçenli’nin filmlerinde ona asistanlık yapan Yıldız Bakoğlu’nun yazdığı kitapta Kurçenli, Karadenizli ailesini, hayatının dönüm noktalarını, kadınlara bakışını, sinemayla kurduğu felsefi ilişkiyi ve dostluklarını anlatıyor. Literatür Yayınları’ndan çıkan “Yusuf Kurçenli Anlatıyor” kitabında yönetmen başta “Karartma Geceleri”, “Raziye”, “Çözülmeler”, “Gönderilmemiş Mektuplar” olmak üzere bütün filmleri hakkındaki düşüncelerini açık yüreklilikle dile getiriyor.Nasıl Hayır Denir?Kronik Kitap’ın antik dünyanın bilgelik hazinelerini yeni bir seriyle yayımlamaya başladığını yine bu sayfadan sizlere duyurmuştum. “Günümüz Dünyası İçin Antik Bilgelik Serisi” yeni bir kitapla büyümeye devam ediyor: “Nasıl Hayır Denir?”Anadolulu filozofların en ünlülerinden olan kinik filozof Diogenes ya da daha bilindik söylenişiyle Diyojen’in söyledikleri ve yaptıklarını bir araya getiren bu kitap günümüz dünyasının dayatmalarına nasıl karşı koyabileceğimize dair bir rehber sunuyor. İş dünyasında, evde, sokakta, markette türlü türlü, içimize sinmeyen durum karşısında sinmeden, “hayır” diye karşı çıkmanın, mümkün mertebe bu yapay ortamlarla alay edebilmenin yolu bu kitapta.Kim ne okuyor?◊ Cihan Ünal, Friedrich Wilhelm Nietzsche’nin “Böyle Buyurdu Zerdüşt” adlı eserini okuyor.◊ Ahmet Mümtaz Taylan, Umberto Eco’nun hazırlamış olduğu “Güzelliğin Tarihi” adlı eseri okuyor.◊ Seden Kızıltunç, Giovanni Guareschi’nin “Don Camillo” serisinden birini okuyor.◊ Manolya Ay, Nihan Kaya’nın “Fildişi Kuyu 1 – Aile ve Toplum Tarafından Dışlanma” adlı eserini okuyor.
Source: Sayım Çınar
1 Nisan şakaları
1 Nisan Şaka Günü kutlu olsun! Her yıl Nisan ayının ilk günü kutlanan bu günde, insanlar tanıdıklarına birbirinden ilginç şakalar yapıyor, arkadaşları için türlü muziplikler düşünüyor. Bu günün gelmesiyle birlikte sevdiklerinin yüzünü güldürmek isteyenler farklı ve ilginç şaka alternatifleri arayışına başlıyor. Yapılacak şakanın anlaşılmaması için orjinal ve eşsiz şaka planları düşünülüyor. İşte eşe, dosta, arkadaşa yapabileceğiniz en güzel, birbirinden komik, farklı, orijinal ve eğlenceli 1 Nisan şakaları için örnekler haberimizde…EN KOMİK 1 NİSAN ŞAKALARI 2025 İş arkadaşınızın klavyesiyle yapılabilecek kesinlikle en iyi şey. Biraz tohum serpiştirin ve yeşillenmesini bekleyin. Bilgisayar faresinin altına gülen yüz fotoğrafı koymak. Abajurun içine girmiş kağıttan böcek yapmak. Orta boy soğanları alıp, çikolata ile kaplayın. Karşınızdaki yerken yüzünün şekline bakın… Kola kutusunun içine gazoz doldurduktan sonra soya sosunu, kola rengini alana kadar doldurabilir, böylece kurbanınızı yanıltabilirsiniz. Sandalyenin minderleriyle aynı renk giyinip, üzerinize oturan arkadaşınızın yüreğini hoplatabilirsiniz. Sevdiği bir ünlü, eski bir arkadaş ya da bir çizgi film karakterinin ismini, yakınınızın telefonuna kendi numaranızla kaydedebilirsiniz. Böylece 1 Nisan günü sabah erken saatlerde onu arayıp ya da mesaj atıp aklını karıştırabilirsiniz. İş arkadaşınızın koltuğunun altına havalı korna bağlamak.SEVGİLİYE VE EŞE YAPILACAK ŞAKALAR Sevgilinize ayrılmak istediğinizi söyleyerek onu korkutmak. Sevgilinize veya eşinize bir hata yaptığınızı ve aldattığınızı söylerek ona şaka yapmak.ARKADAŞA YAPILABİLECEK ŞAKALAR Paketinden çıkardığınız bisküvileri dikkatli bir şekilde, kırmadan ortadan ikiye ayırın. Ortadaki kremayı bir bıçak yardımı ile sıyırın ve yerine diş macunu sıkın. Ardından birleştirin. Şakayı yapacağımız kurbanın yanına gidip bisküvi istemesini bekleyin. Kurban olarak seçtiğiniz iş arkadaşınızın oturduğu koltuğun altına hava korna bağlayın ya da koltuğa Japon yapıştırıcısı da sürebilirsiniz. Tercih sizin.AİLEYE YAPILACAK 1 NİSAN ŞAKALARI Soğandan lezzetli bir elma şekeri yapmak. Kapı tokmağının denk geleceği yere korna koyarak oldukça gürültülü bir şaka yapabilirsiniz Şeffaf ojeyi sabuna sürmek de 1 Nisan için bir başka öneri…1 NİSAN DA NEDEN ŞAKA YAPILIYOR? 1564 yılında Fransa kralı IX. Charles, yıl başlangıcını Ocak ayının 1. gününe aldı. Daha önce Avrupa da yaygın olan yıl başlangıcı 25 Mart tı. O zamandaki iletişim şartlarıyla Charles in bu kararı fazla yayılmadı. Duyanlar ise protesto amaçlı eski adetlerine devam ettiler. 1 Nisan da partiler düzenlediler. Diğerleri ise onları Nisan aptalları olarak nitelendirdiler. 1 Nisan a aptallar günü adını verdiler. Bu günde herkese sürpriz hediyeler verdiler, gerçek olmayan haberler ürettiler. Nisan 1 in tarihi hakkında her kültürde farklı bir efsane bulunur. Bunlar içerisinde en yaygın olanı ise Fransa ya ait olanıdır. Fransızlar bu güne Poisson d avril derler, yani Nisan Balığı. 1564 yılında Fransa Kralı IX. Charles, yılbaşını 1 Nisan dan 1 Ocak a aldırır. Bu arada 1 Nisan ı yılın ilk günü olarak kabul etmeye devam edenlerle alay etmek amacı ile yapılan şakalar, bir süre sonra gelenek haline gelir. 1 Nisan ı yılbaşı kabul edenlere ise Nisan Balığı denmeye başlanır.
Source: Habertürk
“Abla demek yasak”
Habertürk ten Eren Gürel in haberine göre; Hande Yener, Ramazan Bayramı nın birinci günü Kıbrıs ta sahne aldı. Hande Yener, şarkılarını söylerken zaman zaman sahneden inip seyircilerin arasına girip onlarla fotoğraf çektirdi. Hande Yener, kendisine Abla diye seslenen bir hayranına kayıtsız kalmadı. Yener, erkek hayranına dönüp Abla demek yasak. Abla kelimesini kullanmıyoruz diyerek gülümsedi.
Source: Habertürk
Ağızda pamuk şeker gibi dağılan yaprak sarma tarifi! Tadı aklınızı başınızdan alacak
Geçmişten günümüze taşınan yaprak sarması hemen hemen her sofrada kendine özel bir yer bulan nadide yemeklerinden biridir. Yaprak sarması, hem görsel olarak sofraları süsleyen hem de lezzetiyle damakları şenlendiren bir başyapıt olarak Türk mutfağındaki yerini hala koruyor.Her lokmada damağınızda unutulmaz bir lezzet bırakan ve aynı zamanda görsel bir şölen sunan yaprak sarması sofralarımızın tacı olmaya devam ediyor. İşte, hem evdeki günlük sofraların hem de misafirliklerin yıldızı haline gelen yaprak sarması tarifi…Saraylıların gözbebeği Helva-i Hakani tatlısı tarifi! Ağızda lezzet şöleni yaşatacakİŞTE, LEZİZ YAPRAK SARMASI TARİFİ!500 gram asma yaprağı (taze veya salamura)1 su bardağı pirinç300 gram kıyma (isteğe bağlı, zeytinyağlı da yapılabilir)1 adet büyük soğan1 çay bardağı zeytinyağı (sarmanın içine ve üzerine)1 tatlı kaşığı tuz1 çay kaşığı karabiber1 tatlı kaşığı pul biber (isteğe bağlı)Yarım çay bardağı nar ekşisi veya limon suyu (isteğe bağlı)1 tatlı kaşığı şeker (isteğe bağlı)1,5 su bardağı sıcak su (sarmaları pişirirken kullanılacak)İçtikçe içtiren Osmanlı şerbeti tarifi! Tam lezzet deposu: Müptelası olacaksınızYaprak Sarmanın Yapılışı-Eğer salamura yaprak kullanıyorsanız, yaprakları tuzlu sudan geçirin ve iyice durulayın. Taze yaprak kullanıyorsanız, yaprakları kaynar suda 2-3 dakika haşlayıp hemen soğuk suya alın.-Soğanı ince ince doğrayın. Bir tavada zeytinyağını ısıtın, doğranmış soğanı ekleyin ve soğanlar pembeleşene kadar kavurun. Ardından kıymayı ekleyin ve kıyma suyunu salıp çekene kadar pişirin.-Pirinci yıkayıp süzdükten sonra, kıymalı karışıma ekleyin. Üzerine tuz, karabiber, pul biber, nar ekşisi veya limon suyu ve şekeri ekleyip karıştırın. 2-3 dakika daha kavurun ve ocaktan alın.-Her bir asma yaprağının ortasına yaklaşık bir tatlı kaşığı iç harcı koyun. Yaprağı sağ ve sol kenarlarından katlayarak, alt kısmından başlayıp sıkıca sarın. Bütün yaprakları bu şekilde hazırlayın.-Bir tencerenin altına birkaç yaprak serin, ardından sarılmış sarmaları tencereye düzgünce dizin. Üzerine bir tabak yerleştirip, sarmaların dağılmaması için sıkı bir şekilde bastırın. Sarmaların üzerine zeytinyağını gezdirin ve sıcak suyu ekleyin. Tencerenin kapağını kapatın ve kısık ateşte yaklaşık 40-45 dakika pişirin. Sarmalar suyunu çekip yapraklar yumuşadığında servis etmeye hazırdır.
Source: Kübra Yılmaz
Bayramda Topkapı Sarayı ziyaret saatleri 2025!
Bir zamanlar Osmanlı İmparatorluğu’nun idari merkezi olan ve bugün müze olarak kapılarını açan Topkapı Sarayı, bayram günlerinde büyük bir kalabalığı ağırlıyor.Ziyaretçiler, bayram tatili süresince sarayın açık olup olmadığını, hangi günlerde gezilebileceğini ve giriş saatlerini öğrenmek istiyor.Topkapı Sarayı, 2025 yılında Ramazan ve Kurban Bayramı dönemlerinde belirli günlerde ziyaretçilere açık olacak. Ancak önceki yıllarda olduğu üzere, bayramın ilk gününde kapılar kapalı tutulacak.BAYRAMDA TOPKAPI SARAYI ZİYARET SAATLERİ 20252025 Ramazan Bayramı Ziyaret Günleri:30 Mart 2025 Pazar (Bayramın 1. günü): Kapalı31 Mart 2025 Pazartesi (Bayramın 2. günü): Açık1 Nisan 2025 Salı (Bayramın 3. günü): Kapalı2 Nisan 2025 Çarşamba: Açık2025 Kurban Bayramı Ziyaret Günleri:Bayramın 1. günü: KapalıBayramın 2., 3. ve 4. günleri: AçıkZiyaret Saatleri:Açılış: 09:00Kapanış: 18:00Gişeler: 09:00 – 17:00
Source: İbrahim Turna