“Cultural Chronicles – Ramadan Celebrations & Heritage Highlights”

Bursa gezi notları

◊ “Ramazanın Işığı Mahya” sergisi görülmeyi hak ediyor. Camilerde mahya hazırlığı ramazandan 15 gün önceden başlar, her yıl ramazan ayı süresince, İstanbul’da Fatih, Eyüp, Sultanahmet, Süleymaniye ve Üsküdar Valide camileri dışında Edirne Selimiye, Eskişehir Reşadiye ve Bursa Ulu Camii’ne mahya kurulmaktadır.◊ Bursalı karikatür ustası Cemal Nadir Güler’in vefatının 78. yıl dönümünde sanatsal mirasını yaşatmak amacıyla hazırlanan “Cemal Nadir Evine Dönüyor” isimli sergi, Bursa Kent Müzesi’nde sanatseverlerle buluştu.Kent Tarihi Araştırmaları ve Arşiv Şube Müdürü Deniz Dalkılınç’ın danışmanlığında hazırlanan sergi, Nejat Biçen’in tasarımlarıyla hayat buldu. 27 Mayıs’a kadar sanatseverlerin ziyaretine açık olacak.◊ Yönetmen Altuğ Görgü tarafından yeniden yorumlanan Shakespeare’in ünlü oyunu “Macbeth”, “Maskbeth” ismi ve fikriyle Tayyare Kültür Merkezi’nde izleme fırsatı buldum. Oyuna Bursalılar tarafından yoğun bir ilgi vardı. Tayyare Kültür Merkezi’ni özlemişim.◊ Bursa Büyükşehir Belediyesi Kent Tarihi ve Tanıtımı Dairesi Başkanı Güney Özkılınç’ı da tanıma fırsatı buldum. Özkılınç, yıllar süren bir araştırmayla, Nazım Hikmet’le hapis yatan, onun şiirlerinde adı geçen insanları ve yakınlarını bulup; anıları derlemiş. “Nazım’ın Bursa Yılları” bize sadece coğrafyanın, mekânların, insanların yapıtlar üzerindeki belirleyici etkisini değil, şiirin, sanatın nasıl sınırları aşabileceğini de gösteriyor.Umarım bu değerli kitap daha geniş kitlelere de yayılır.Urla Gastronomi Film Festivali mayıstaUluslararası Urla Gastronomi Film Festivali, 2-4 Mayıs tarihleri arasında gastronomi, sanat ve tarihin buluşma noktası Urla’da bu yıl ilk kez gerçekleşecek.Urla’nın ve bölge gastronomisinin dünyaca tanınmasına katkı sağlamayı hedefleyen festival kapsamında, gastronomi ve sinema atölyeleri ve film gösterimleri katılımcılarla buluşacak.“Sofradan Beyaz Perdeye: Yemek ve Sinemanın Buluşma Noktası” temasıyla katılımcılarla buluşacak festivalin danışma kurulunda, kültür sanat ve gastronomi dünyasının önde gelen isimleri yer alıyor. “Bir tabak yemek, bir hikâyenin başlangıcıdır” mottosuyla yola çıkan Uluslararası Urla Gastronomi Film Festivali’nde, gastronomi ve sinemanın kesişim noktasında, yerel mutfak kültürünün sinemadaki derin anlamı keşfedilecek.Sevgilinin Soğuk Elleri2025, önemli edebiyat eserlerinin Türkçeye kazandırıldığı bir yıl oluyor. April Yayıncılık geçen yıl Nobel edebiyat ödülü alan Güney Koreli yazar Han Kang’ın yeni romanını duyurdu: “Sevgilinin Soğuk Elleri”.Yazarın erken dönem eserleri arasında özel bir yerde duran roman, İngilizc’den sonra şimdi Türkçe de yayınlanıyor. Han Kang “Vejetaryen”, “Çocuk Geliyor”, “Beyaz Kitap” ve “Veda Etmiyorum” adlı romanlarıyla geniş bir okur kitlesi edindi, “Sevgilinin Soğuk Elleri”nde yine okurlara edebiyat şöleni vadediyor. Bu sefer merkezde sonsuz sınırsız güzellik baskısı, gençliğe duyulan hastalıklı aşk, hepimizin yüzündeki ve kalbindeki maskeler var.Usta çevirmen Göksel Türközü’nün Korece aslından yaptığı tercümeyle “Sevgilinin Soğuk Elleri” şimdiden çoksatan listelerine girdi, romanı ben de tavsiye ediyorum.Nasıl Para Kazanılır?Kronik Kitap antik dünyanın bilgelik hazinelerini yeni bir seri ile yayınlamaya başladı. “Günümüz Dünyası İçin Antik Bilgelik Serisi” başlığı altında binlerce yıl öncesinden filozoflar, düşünce adamları, bilgeler ve bilim insanlarının değerli fikirleri bugün tekrar hayat bulacak.Serinin ilk kitabı; “Nasıl Para Kazanılır?” Bu kitapta Yaşlı Plinius’tan Cicero’ya, Cato’dan Julius Caesar’a kadar birçok Roma bilgini ve filozofunun para kazanmak ve yönetmek üzerine düşüncelerini bulacaksınız.Kim ne okuyor? ◊ Ezel Akay, Vanessa Lemm’in “Nietzsche’nin Hayvanları: Kültür, Politika ve İnsanın Hayvanlığı” adlı eserini okuyor.◊ Çelik Erişçi, Haydar Tunçkanat’ın “İkili Anlaşmaların İçyüzü” adlı eserini okuyor.◊ Pervin Bağdat, Rick Rubin’in “Yaratıcı Eylem – Bir Var Olma Biçimi” adlı eserini okuyor.◊ Nilüfer Açıkalın, Suat Derviş’in “Çamur” adlı eserini okuyor.

Source: Sayım Çınar


İstanbul”da Ramazanın gözdesi: Ayasofya “Ramazan coşkusunu SABAH”a anlattılar”

İstanbul”da mübarek Ramazan ayı bir başka yaşanıyor. Şehrin en önemli geleneklerinden biri olan cami ziyaretleri Ramazan ayı boyunca devam ediyor. Ramazanın manevi atmosferini beş yıl önce müzeden camiye çevrilen Ayasofya-ı Kebir Camii Şerif-inde yaşamak isteyen ziyaretçiler ise tarihi camiye adeta akın ediyor. Ayasofya, Ramazanda en çok ziyaret edilen mekânların başında geliyor. Yurt dışından, yurt içinden ve şehrin farklı ilçelerinden Ayasofya”ya gelen ziyaretçiler duygularına hâkim olamıyor. Caminin içindeki manevi atmosferi yürüklerinde yaşayan Müslümanlar hem ibadetlerini yapmanın huşusunu yaşıyor hem de hatıra fotoğrafı çektirmekten geri durmuyor. Biz de ziyaretçilere hislerini sorduk, Ayasofya”yı ziyaret edenler duygularını SABAH”a anlattı. “RAMAZANIN RUHU AYASOFYA”DA YAŞATILIYOR” *Almanya”da öğretmen Bilal Bektaş (29): “Almanya”dan geldim. Ramazanı Türkiye”de en son küçükken geçirmiştim. Hanım ile Ramazanı Türkiye”de geçirelim istedik. İkimiz de gayet memnunuz. Ayasofya”nın manevi atmosferini yaşadık. Namazımızı kıldık. Eşim ilk defa Ayasofya”yı görüyor. Ben bir iki kez gördüm Her girişimde atalarımızın fethettiği Ayasofya”yı hayranlıkla izliyorum. Ramazanın ruhu Ayasofya”da yaşatılıyor, diğer yerlere nazaran daha iyi yaşanıyor. Ramazanı camileri geze geze geçirdik. Sonra Almanya”ya döneceğiz. Mutlaka gelip görsünler…” “ALMANYA”DAN GELDİM, İLK KEZ AYASOFYA”YI GÖRDÜM, ANLATILMAZ YAŞANIR” Almanya”da üniversite öğrenci olan Beraynur Bektaş (23): “Ayasofya”ya ilk kez geldim, gördüm. Ramazan İstanbul”da çok güzel geçiyor. Gerçekten çok başka bir duyguymuş. Almanya”da Ramazan ayında buradaki gibi bir sıcaklık olmuyor. Gerçekten Ayasofya”da sıcak bir atmosfer var. İstanbul”da Ramazan bambaşka oluyor. Anlatılmaz yaşanır.” “ALLAH”A KENDİMİ DAHA YAKIN HİSSEDİYORUM” Özlem Güldemedi (39): “Her sene Ramazan ayında İzmir”den İstanbul”a geliyorum. Bir şekilde buranın atmosferi beni çekiyor. Bazı noktalar var. Ayasofya, Topkapı, Yerebatan sarnıcı gibi… Buralarda daha ruhani bir hissiyat doğuyor içime. Enerjisinden kaynaklı olabilir, bazı noktalarda Allah”a kendimi daha yakın hissediyorum. Bu durumun yapıların konumu ile de alakalı olduğunu düşünüyorum. Özellikle Ramazan ayında buraları geziyorum. İftarı da burada yapacağım. Manevi atmosferini yaşamak adına İstanbul”u gezin…” “GAZZE”NİN MÜSLÜMANLARA KALMASI İÇİN DUALAR ETTİM” Ev Hanımı Fatma Koç (53): “Fırsat buldukça Ramazanda camileri geziyoruz. Ayasofya”ya ilk açıldığı zaman da gelmiştim. Apayrı bir yer burası… Ayasofya”nın bize kazandırılması beni çok mutlu etti. İçerde namaz kılınca daha bir mutlu oluyorum. Değişik bir gururu var. Yapıları muhteşem. Maneviyatı çok derin. İçerde Ayasofya”nın bize kazandırıldığı gibi Gazze”nin de Müslümanlara kalması için dualar ettim. İnşallah Gazze kurtuluşa erer. İftarımızı da Sultanahmet”te yapmayı planlıyoruz.” “AİLELER ÇOCUKLARINI AYASOFYA”YA GETİREREK RAMAZAN KÜLTÜRÜNÜ YAŞATMALI” Ev Hanımı Hatice Altun (31): “Ayasofya bize tarihi hatırlatıyor. Burada namaz kılabilmek, ibadetlerimizi yapabilmek bizim için gurur kaynağı… Atmosferi çok farklı ve çok güzel. Sultanahmet”te iftarımızı açacağız. Ayasofya”nın maneviyatını hissede hissede dolaşsınlar, gelip gezsinler. Çocuklarım 10 yaşındaki Elif Zümra ila 5 yaşındaki Alpaslan”ı da bu nedenle getirdim. Ayasofya”da Ramazan kültürü yaşatılıyor. Aileler de çocuklarına Ramazan kültürünü burada yaşatmalı. Çocuklarını Ayasofya”ya getirmeli ve göstermeli.

Source: Fatma Damla Kayayerli̇


Bakan Murat Kurum: Çocuklarımızın hiç unutmayacağı hatıralardan olacak

Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, deprem bölgesinde ailelere ve çocuklara huzurlu bir ortamda ramazan geleneklerinin yaşatılması için bir dizi etkinlik hazırlandı. Geleneksel ramazan lezzetleri, Türk sanatları, meddah gösterileri, gölge oyunu, atölyeler, dinletiler ve söyleşilerin yer aldığı ramazan etkinlikleri, 2 Nisan”a kadar devam edecek. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, sosyal medya hesabından etkinliklerin görüntülerini, “Ramazan”ın ruhu, neşesi bu panayırda. Ramazan Panayırımız çocuklarımızın hiç unutmayacağı hatıralardan olacak.” mesajıyla paylaştı. Adıyaman, İskenderun, Kahramanmaraş ve Malatya”da ramazan etkinlikleri hafta içi 18.30-22.30, hafta sonu 14.30-22.30 saatleri arasında yapılacak.

Source: Internet Haber


“Yeni makyözüm Dilan Çiçek Deniz”

Sinema Yazarları Derneği nin (SİYAD) yılın en iyilerini seçtiği 57. Türkiye Sineması Ödülleri sahiplerini buldu. Murat Fıratoğlu nun yazıp yönettiği Hemme nin Öldüğü Günlerden Biri en iyi film, yönetmen ve senaryo dallarında ödüle lâyık görüldü. Törene katılan ünlüler arasında yer alan Nurgül Yeşilçay ile Dilan Çiçek Deniz, eğlenceli anlar yaşadı. Deniz, Yeşilçay ın makyajını tazeledi. O anları sosyal medya hesabından yayımlayan Nurgül Yeşilçay; Yeni makyözüm Dilan Çiçek Deniz ifadelerini kullandı.

Source: Habertürk


“İnşallah” sadaları yükseldi… İstiklal Marşı”nın kabulü Meclis tutanaklarında

AA muhabirinin Osmanlıca tutanaklardan derlediği bilgiye göre, İstiklal Marşı”nın Meclis”teki görüşmelerinde çok sayıda milletvekili değerlendirmelerde bulundu.Mehmet Akif Ersoy”un Türk milletinin hürriyet mücadelesi için kaleme aldığı “İstiklal Marşı”, ilk kez, Gazi Mustafa Kemal Atatürk”ün Başkanlığını yaptığı 1″inci Dönem 2″nci Yasama Yılı”nın ilk çalışma günü olan 1 Mart 1921″deki birleşimde, milletvekillerinin takdirine sunuldu.Dönemin Milli Eğitim Bakanı ve Antalya Milletvekili Hamdullah Suphi Tanrıöver, İstiklal Marşı”nı milletvekilleriyle paylaşmadan önce, Milli Eğitim Bakanlığına Kurtuluş Savaşı”nın ruhunu yansıtacak bir marş için şairlere müracaat edildiğini ve çok sayıda şiir geldiğini söyledi. Aralarından 7 tanesinin seçildiğini anlatan Tanrıöver, şöyle konuştu:”Vekalet, yapmış olduğu tetkikatta fevkalade kuvvetli bir şiir aramak lüzumunu hissettiği için ben şahsen Mehmet Akif Beyefendi”ye müracaat ettim ve kendilerinin de bir şiir yazmalarını rica ettim. Kendileri çok asil bir endişeyle tereddüt gösterdiler. Bilirsiniz ki bu şiirler için bir ikramiye vaat edilmiştir, halbuki bunu kendi isimlerine takrip etmek arzusunda bulunmadıklarını ve bundan çekindiklerini izhar ettiler. Ben şahsen müracaat ettim. “Lazım gelen tedbiri alırız ve icap eden ilanı yaparız” dedim. Bu şartla büyük dini şairimiz bize fevkalade nefis bir şiir gönderdiler. Diğer 6 şiirle beraber nazarı tetkikinize arz edeceğiz.”- “İNŞALLAH” SADALARI YÜKSELDİTanrıöver, daha sonra büyük alkışlar arasında İstiklal Marşı”nın 10 kıtasını okudu. En fazla alkışı, “Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak” dizesi alırken, “Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda/Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda” dizesinin okunduğu sırada, milletvekilleri arasında “İnşallah” sadaları yükseldi.Tanrıöver, şiiri tamamladığında da alkışlar dinmedi; çok sayıda vekil şiddetli bir şekilde alkışlayarak, İstiklal Marşı”na beğenisini gösterdi.İlk okunduğu tarihten 11 gün sonra, 12 Mart 1921″de İstiklal Marşı yeniden Meclis gündemine geldi. Tanrıöver, Kurtuluş Savaşı”nın uzun süredir devam ettiğini söyleyerek, bunu ifade etmek üzere yazılmış olan şiirlerin ne kadar erken kabul edilirse o kadar faydalı olacağına işaret etti.- “ŞİMDİYE KADAR GELEN ŞİİRLER DURUMUMUZU TERCÜME ETMİYOR”Görüşmelerde, İstiklal Marşı”nın Meclis”te mi kabul edileceği yoksa başka bir seçici heyetin mi görevlendirileceği de tartışıldı. Milletvekillerinin çoğunluğu kararı Meclis”in vermesi gerektiği görüşünü paylaştı.Ardından İstiklal Marşı için konulan ödül nedeniyle bazı milletvekilleri eleştirilerini dile getirdi. Tanrıöver, eleştiriler üzerine, şairlerin para ödülü nedeniyle şiirlerini göndermediğini, yıllardır ülkenin durumunu anlatan şiirler yazdığını belirtti.Mehmet Akif Ersoy”un da para ödülüne uzak durduğunu kaydeden Tanrıöver, “Ben gelen şiirleri okuduktan sonra, bu işte vazifedar ettiğiniz bir arkadaşınız sıfatıyla, arzu ettim ki bir kuvvetli şiir daha bulunsun ve kendilerine müracaat ettim. Bunun üzerine kendileri de bir şiir yazdılar, gönderdiler. Bizim şimdiye kadar mevcut olan şiirlerimiz bugünkü mücadelemizi ifade etmiyorsa şairlerimizin kendi duygularını ifade etmeleri katiyen doğru değildir.” ifadelerini kullandı.Kastamonu Milletvekili Suad Soyer, mesleğinin şiirle ilgili olmamasına karşın Mehmet Akif Ersoy”un şiirlerini okuduğunu anlattı. İstiklal Marşı”nın, kendilerinin hissiyatını ve duygularını ifade ettiğini belirten Soyer, “Kendisinin, memleketin duygularına karşı ne kadar kuvvetli bir kudreti şiiriyesi olduğunu ve Garp ve Şark alemi hakkındaki duygularını en güzel numunelerini, Safahat ismindeki eserleri gösterir. Bu itibarla bu kahramanı edebi tebcil etmemek elden gelmez.” diye konuştu.- “EKSERİYET-İ AZİME” İLE KABUL EDİLDİİstiklal Marşı”nın kabul edildiği gün, kürsüye çıkan bir diğer isim de Çankırı Milletvekili Mehmed Tevfik Durlanık oldu. Durlanık, “Eğer tercih lazım geliyorsa Akif Bey”in şiiri gayet güzel yazılmıştır.” görüşünü dile getirdi.Konuşmaların ardından çok sayıda milletvekili, Mehmet Akif Ersoy”a ait İstiklal Marşı”nın kabulünü teklif etti.Reisi Sani (Meclis”in ikinci başkanı) Adnan Adıvar, İstiklal Marşı”nı oylamaya sundu. Ardından İstiklal Marşı, “ekseriyet-i azime (büyük çoğunluk)” ile kabul edildi.Kırşehir Milletvekili Ahmed Müfid Kurutluoğlu, Tanrıöver”in, İstiklal Marşı”nı bir kez daha kürsüden okumasını istedi.Konya Milletvekili Refik Koraltan ise “Milletin ruhuna tercüman olan işbu İstiklal Marşı”nın ayakta okunmasını teklif ediyorum.” dedi. Bunun üzerine Adıvar, marş kabul edildiği için resmi bir İstiklal Marşı olarak tanındığını söyledi.Tüm milletvekilleri İstiklal Marşı”nı ayakta dinledi.

Source: Www.star.com.tr


Çocukluğunda başladığı nostaljik fotoğraf serüvenini yaşam biçimi haline getirdi

İlk öğrenimini Ankara”da tamamlayan, liseyi ise İstanbul”da okuyan Duygun, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fotoğraf Bölümü”nde eğitim aldıktan sonra yüksek lisansını Marmara Üniversitesi Fotoğraf Bölümü”nde tamamladı.

Duygun, halen Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Sanat Bölümü”nde öğretim görevlisi olarak karanlık oda ve temel fotoğrafçılık dersleri veriyor.

“1967-1968 yıllarında fotoğraf baskısı yapmaya başladım”

Hayatını fotoğrafçılığa adayan Duygun, AA muhabirine, fotoğraf makinelerine tutkusunu ve fotoğrafçılık serüvenini anlattı.

Duygun, fotoğraflara ilgisinin küçük yaşlarda başladığını belirterek, “Babamın atölyesinde aynalar, mercekler ve eski sinema filmleriyle vakit geçirirken fotoğrafçılıkla ilgili ilk deneyimlerimi yaşadım.” dedi.

İlkokul yıllarında, abisiyle kendi yaptıkları agrandisörle baskı yapma sürecine adım atan Duygun, o dönemde fotoğraf makinesi edinme imkanı olmadığı için eski filmlerle çalışmak zorunda kaldığına işaret ederek, “1967-1968 yıllarında fotoğraf baskısı yapmaya başladım. Ancak film yıkamayı ve profesyonel baskı yapmayı bilmiyordum. İstanbul”a geldikten sonra, bir fotoğraf stüdyosunda bu süreçleri öğrenmeye başladım.” diye konuştu.

“Analog fotoğrafta her şey bir sürpriz”

Ufuk Murat Duygun, yıllar sonra Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fotoğraf Bölümü”ne kabul edilerek, fotoğrafçılığa tutkusunu eğitim alıp devam ettirdiğini aktardı.

Üniversite hayatında fotoğraf dünyasında önemli izler bırakan hocalarla tanışma fırsatı bulduğunu dile getiren Duygun, “Üniversite yıllarımda tanıdığım Sabit Kalfagil, Kamil Bülbül ve Ahmet Öner Gezgin gibi isimler benim için büyük bir değer taşıdı.” ifadesini kullandı.

Duygun, bu sanata sevgisini hem belgesel hem de sanatsal çalışmalarla pekiştirdiğinden bahsederek, fotoğraf çekmenin ve baskı yapmanın kendisi için yaşam tarzı olduğunu belirtti.

Analog fotoğrafçılığın en güzel yönünü ise “fotoğrafı yaşamak” olarak nitelendiren Duygun, “Analog fotoğrafta her şey bir sürpriz, film banyo aşamasına geldikten sonra ne çektiğinizi görüyorsunuz. Bu sürecin içinde olmak, fotoğrafı sadece bir teknikten daha fazlası olarak görmek çok keyifli.” değerlendirmesini yaptı.

“Dijital fotoğraf, devrimsel bir adım oldu”

Zamanla dijital fotoğrafçılıkla tanışan Duygun, dijital teknolojinin fotoğraf dünyasında devrim oluşturduğuna dikkati çekerek, “Dijital fotoğraf hem kolaylık hem de hız anlamında fotoğrafçılıkla ilgili devrimsel bir adım oldu. Dijital fotoğrafların hızla paylaşılabilmesi ve kolayca taşınabilmesi, fotoğrafçılıkla uğraşanlar için büyük bir avantaj sağladı.” dedi.

Ancak dijital devrimle birlikte analog fotoğrafçılığın hala önemli yeri olduğunun altını çizen Duygun, “Dijital fotoğrafçılık, hız ve pratiklik sağlasa da analog fotoğrafçılığın ruhunu, onu yaşamanın keyfini başka hiçbir şey veremez.” görüşünü paylaştı.

Duygun, analog makinelerin üretiminin durduğunu ve bunlarla çalışmak isteyenlerin genellikle eski, ikinci el olanları tercih etmek zorunda kaldıklarını, bu nedenle kullanılan makinelerin durumuna dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.

“Fotoğrafçılığı öğrenmek aslında teknik bir olay değildir, sosyal bir olaydır”

Ayrıca analog fotoğrafçılığın öğrenilmesinin ve uygulanmasının daha zahmetli, aynı zamanda bu sürecin bir fotoğrafçının gelişimi için çok değerli olduğunu vurgulayan Duygun, şunları kaydetti:

“Fotoğrafçılığı öğrenmek aslında teknik bir olay değildir, sosyal bir olaydır. Fotoğraf makinesini elinize aldığınızda ve biraz deneyim kazandığınızda zaten dişinizi sıksanız bir hafta içinde öğrenirsiniz. Ancak ne çekeceğinizi öğrenmek aylar sürebilir. Bu noktada bir fotoğrafçının kendisini sürekli olarak geliştirmesi gerekir. Kitap okuması, edebiyatla, felsefeyle ve sanat tarihiyle ilgilenmesi şarttır. Sürekli okuma yapmalı, sergiler ve müzeler gezmeli, araştırma yapmalıdır. Tüm bu çabaların ardından fotoğraf ancak gerçekten güzel bir şekilde ortaya çıkabilir.”

Duygun, analog fotoğraf makinesiyle çekilen fotoğrafların daha anlamlı olduğunu söyleyerek, İstanbul Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Derneği tarafından düzenlenen bir etkinlikte, Nusret Nurdan Eren”in gerçekleştirdiği dia gösterisine dikkati çekti.

Gösteride yer alan fotoğrafların tamamen analog olarak çekildiğini aktaran Duygun, şöyle konuştu:

“Nusret hoca, her zaman analog fotoğrafçılığı tercih ediyordu. Etkinlik sırasında hocaya dijital fotoğrafçılıkla ilgili bir soru soruldu. “Dijital fotoğrafla ilgili ne düşünüyorsunuz?” sorusuna Nusret hoca, “Siz dijital fotoğraf makinelerinizle yüzlerce fotoğraf çekip, aralarından beğendiklerinizi seçiyorsunuz ama ben sadece seçtiklerimi çekiyorum.” yanıtını verdi. Bu açıklama salonda uzun süre sessizliğe neden oldu ve fotoğrafçılıkla ilgili derin bir tartışmayı başlattı. Hoca, bu sözleriyle fotoğrafçının kendisini sürekli olarak geliştirmesi gerektiğini ve seçici olabilmek için derin bir bilgi birikimine sahip olmanın önemini vurguladı.”

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Lise öğrencileri ramazanda hat sanatıyla camileri güzelleştiriyor

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında imzalanan protokolle hayata geçirilen “Çevreme Duyarlıyım Değerlerime Sahip Çıkıyorum” (ÇEDES) Projesi kapsamında resim bölümü öğrencileri, cami duvarlarına hat sanatıyla ayet, hadis, Allah ve Muhammed lafzı yazıyor.

Yağlı boyayla zemine çıkan yazının izini takip ederek, hatta son şeklini veren öğrenciler, aynı zamanda cami duvarlarındaki solmuş yazı ve desenleri de yeniliyor. Öğrencilerin cami süslemeleri, cemaatin de ilgisini çekiyor.

“Hat sanatında kendilerini de geliştirmiş oluyorlar”

Yozgat Nida Tüfekçi Güzel Sanatlar Lisesi Müdürü Aytaş Şahin, AA muhabirine, ÇEDES Projesi kapsamında geçen yıl il genelindeki şehit kabirlerini ziyaret ettiklerini söyledi.

Ziyaretlerde mezar yazılarını ve bayraklarını yenilediklerini anlatan Şahin, “Bu yıl da ÇEDES Projesi kapsamında camilerimizde silinen yazıları yenileyip ayetler yazarak çocuklarımızın milli ve manevi duygularının gelişmesi adına çalışmalar yapıyoruz. Aynı zamanda resim bölümü öğrencilerimiz hat sanatında kendilerini de geliştirmiş oluyorlar.” diye konuştu.

“Orijinal hat sanatı yapan ustalar kadar iyiler”

Umre Cami İmam Hatibi Seyit Keskin de öğrencilerin çalışmalarından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Öğrencilerin camide hat sanatını yansıttığını aktaran Keskin, “Camimize ayet, Allah ve Muhammed lafzı yazdılar. Çok güzel oldu, beğendik. Ayrıca camilerin solan yazılarını da yeniliyorlar. Gençlerimizin ne kadar yetenekli olduklarını böylece gördük. Orijinal hat sanatı yapan ustalar kadar iyiler.” dedi.

11. sınıf öğrencisi Volkan Vuralhan Yazanel, proje kapsamında camileri hat sanatıyla güzelleştirerek yeteneklerini geliştirdiklerini kaydetti.

Öğrencilerden Kadir Yılmaz da “ÇEDES Projesi kapsamında camilerimizin silinen boya ve desenlerini yeniliyoruz. Duvarları hat sanatına uygun süslüyoruz. Bu şekilde manevi değerlerimize sahip çıkıp camilerimizin eksikliklerini hallediyoruz.” ifadesini kullandı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


TFF, yeni sponsorunu tanıttı!

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ile MAD Parfumeur firması arasında milli takımlar resmi sponsorluğuyla ilgili iş birliği anlaşması imzalandı. Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesisleri ndeki imza törenine TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, MAD Parfumeur Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Doğru, federasyon ve firmanın yöneticileri katıldı. Törende konuşan Hacıosmanoğlu, milli takımın herkese ait olduğunu vurgulayarak MAD Parfumeur markası, Türkiye de ve yurt dışında 400 ün üzerinde bayi ile bugünlere geldi. Genç yaşta böyle güzel bir girişimci kardeşimizle milli takımı buluşturmanın gururunu yaşıyoruz. Milli takımın bir sürü sponsoru var. Hem Türkiye ye hem dünyaya mal olmuş markalar var. Herhalde onlar da Mad Parfuemeur un milli takıma katkısını görünce kendilerine çeki düzen verir, milli takıma hak ettiği değeri gösterir, sözleşmelere ilave yaparlar diye düşünüyorum. ifadelerini kullandı. Mehmet Doğru ise çok özel bir anlaşmaya imza attıklarını belirterek Anlaşmadan dolayı heyecanlıyız. Bu iş birliği, markamızın vizyonuyla çok uyumlu. Ay-yıldızlıların sahada gösterdiği azim ve tutku, bizim parfüm dünyasında gösterdiğimiz azim ve tutkuyla örtüşmekte. Globalde dünyanın en iyi parfüm markası olmak istiyoruz. İlk defa böyle bir sözleşmeye imza atacağız. Bu anlaşma, markamıza değer katacak. Federasyonla birlikte elde edeceğimiz gelirlerle altyapı takımlarına destek sağlayacağız. diye konuştu. Törenin ardından İbrahim Hacıosmanoğlu, Mehmet Doğru ya A Milli Takım forması takdim etti.

Source: Habertürk


Belgrad Oramanı’nda kahkaha yogası gündem oldu! Garip kıyafetler giyip kahkaha attılar

Türkiye 36 yaşında yaşamını yitiren peyzaj mimarı Ece Gürel”i konuşmaya devam ediyor. İstanbul”da 2 Mart Pazar günü evinden Belgrad Ormanı”na giden kadından günlerce haber alınamadı. 4 gün sonra sağ bulunduğunda herkes derin bir nefes aldı ancak acı haber hastaneye kaldırılmasından 2 gün sonra geldi. Bu arada kendisinin ilgi alanları tartışılmaya başladı. Bir yandan da iş yerinde Mobbing”e uğradığı iddiası ayyuka çıktı. 2 YIL ÖNCEKİ GÖRÜNTÜLER ORTAYA ÇIKTI Belgrad Ormanı, Ece Gürel”in günlerce kaybolduğu yer olması dolayısıyla gündemdeki yerini koruyor. Bu sırada 2023″te ormanda çekilen bir etkinliğin görüntüleri gündeme geldi. Görüntülerde “kahkaha yogası” etkinliğinde buluşan bir grup insanın palyaço, cadı, hayvan gibi çeşit çeşit kostümler giydiği görüldü. Çember şeklinde toplanan farklı yaş gruplarından insanların alkışlar eşliğinde ahenkli sesler çıkarttığı, ayrıca bolca kahkaha attığı duyuldu.

Source: Yunus Emre Kavak


Çankırı”da çiğdemler baharı müjdeledi

Ana yurdu Alpler, Güney Avrupa ve Akdeniz olan, Türkiye”de ise genellikle dağ eteklerinde yetişen çiğdemler, havaların ısınmasıyla doğayı renklendirmeye başladı.

İlçeye bağlı 1700 rakımlı Büyük Yayla yamaçlarında karların erimesiyle açan çiğdem çiçekleri baharı müjdeliyor.

Sarı renkleriyle kırları süsleyen çiğdemler, doğaseverleri ve fotoğraf tutkunlarını bölgeye çekiyor.

Source:


Artık saçı beyaz değil

Hollywood un ünlü yıldızı George Clooney, insan hakları avukatı olan İngiliz eşi Amal Clooney ile Manhattan’da bir Fransız restoranından çıkarken görüntülendi. Amal Clooney, gülümserken objektiflere yansıdı, ancak George Clooney, eşinin yanından hızla uzaklaşarak otomobiline binerken görüldü. Kameralardan kaçmaya çalışır gibi bir hali olan George Clooney nin saç rengindeki değişim dikkat çekti. 63 yaşındaki Oscar lı oyuncu, yıllardır beyaz haliyle görmeye alışık olduğumuz saçlarını kumrala çevirmişti. George Clooney nin saçını boyatmasının, Broadway de Good Night, And Good Luck adlı gösteriye çıkacak olmasıyla ilgili olduğu öğrenildi.Kısa süre önce New York Times a verdiği röportajda George Clooney, saçlarını boyamak için heyecan duymadığını, eşi Amal ın da bu konuda istekli olmadığını itiraf etmişti. Ünlü oyuncu; Eşim bundan nefret edecek. Çünkü yaşlı bir adamı saçını boyaması kadar daha yaşlı gösteren başka bir şey yok ifadesini kullanmıştı. Alexander ve Ella adlarında 7 yaşında ikizleri olan George Clooney ayrıca; Çocuklarım durmaksızın gülecekler bana diye eklemişti. Clooney, Good Night, and Good Luck oyununun prömiyerine yarın çıkacak. Oyun, 3 Nisan dan itibaren seyirciyle buluşacak.

Source: Habertürk


Trump ile Zelenskiy kavga etmişti! Değerli mineral anlaşması imzalanıyor

Bu insanlar ne yapıyor? Ece”nin kaybolduğu ormandan garip görüntüler

İki CHP”li belediyeye terör soruşturması! Onlarca gözaltı var

8 maddelik anlaşmada çarpıcı detay! Tarihi adım bugün atılıyor

Bir kentimizi ayağa kaldıran görüntü! Polisin kafasını ezmeye çalıştı

Ayrıntılar geliyor…

Abdullah Karlıdağ

Haberler.com – Güncel

Suudi Arabistan Ukrayna Güncel Kavga

Sıcak Gelişme:

ABD ile Ukrayna arasında değerli mineral anlaşmasının imzalanması için görüşmeler Suudi Arabistan”da başladı.

Eski eşini 7 yerinden bıçaklayan sanığa indirimli hapis cezası

İstifa eden başbakandan olay veda! Herkes aynı yorumu yapıyor

21 şubesine astığı pankartla tartışmalara noktayı koydu

Yorumlar (1)

Hikmet Bal:

ABD nin gazı ile gidersen ülkeni pay ederler

Haberler.com”da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com”un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Görüntüyü izleyen herkes Bakan Yerlikaya”yı etiketledi

Aldığı ürünün fiyatını öğrenince kasada bırakmak zorunda kaldı

21 şubesine astığı pankartla tartışmalara noktayı koydu

Böylesi hiç yaşanmadı! Rusya”nın açıkladığı rakam hayli vahim

Altın için çöküş senaryosu konuşulmaya başlandı

Ankara, SDG-Suriye anlaşmasına nasıl bakıyor?

Son Dakika Haberleri

Unutarak yemek içmek orucu bozar mı? Diyanet”e göre unutarak yemek yiyen kişi orucuna devam edebilir mi?

Milli Saraylar personel alımı sonuçları ne zaman açıklanacak 2025? Milli Saraylar personel alımı sonuçları nereden öğrenilir? SONUÇ EKRANI LİNKİ!

İBB bursu 2. taksit ne zaman yatacak 2025? İBB bursu 2. taksit ödeme tarihi açıklandı mı?

ALES ne zaman, hangi tarihte 2025? ALES/1 sınav yerleri giriş belgesi açıklandı mı? ÖSYM sınav takvimi 2025

Atletico Madrid-Real Madrid rövanş maçı CANLI nasıl izlenir? Atletico Madrid-Real Madrid maçı şifresiz, HD, kesintisiz izleme linki

Atletico Madrid-Real Madrid rövanş maçı ne zaman? Şampiyonlar Ligi son 16 turu Atletico Madrid-Real Madrid maçı hangi kanalda, şifresiz mi?

Devrim Kabacaoğlu Bahar dizisinden ayrılıyor mu, neden ayrıldı?

Devrim Kabacaoğlu kimdir? Devrim Kabacaoğlu kaç yaşında, nereli?

Bahar dizisinden ayrılıyor! Bahar dizisinden ayrılan oyuncu kim?

Beşiktaş – Galatasaray maçı ne zaman? Beşiktaş Galatasaray derbisi saat kaçta, hangi kanalda?

DEPREM Mİ OLDU SON DAKİKA: 11 Mart 2025 Salı bugün İzmir”de deprem mi oldu? AFAD ve Kandilli güncel deprem listesi!

Gelişmelerden Anında Haberdar Olun!
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.

Source: Abdullah Karlıdağ


Yıldırım’a ramazan sokağı ve kutsal emanetler sergisi

Yıldırım Belediyesi, 11 ayın sultanı olan Ramazan ayının manevi atmosferini Yıldırım”a en iyi şekilde yansıtmak ve Yıldırımlılara yaşatmak için tüm hazırlıklarını tamamladı. On binlerce Yıldırımlıyı iftar ve sahur sofralarında ağırlayacak Yıldırım Belediyesi, kültür ve sanat etkinlikleriyle gönüllere hitap edecek. Ramazan boyunca, ilahi dinletileri, söyleşiler, çocuk eğlenceleri, tasavvuf konserleri, şiir dinletileri, tiyatro gösterileri ve sergiler düzenlenecek. BARIŞ MANÇO”YA RAMAZAN SOKAĞI Yıldırım Belediyesi, ilçe sakinlerine eski Ramazanların huzur ve maneviyatını yaşatmak için Barış Manço Kültür Merkezi”ne Ramazan sokağı kurdu. Eski Bursa evlerinin maketlerinden oluşan Ramazan Sokağı”nda Bursa”nın eski Ramazan gelenekleri canlandırılacak. Yine Barış Manço Kültür Merkezi”nde 10-20 Mart tarihleri arasında geçmişten günümüze Kâbe örtüleri, Sakal-ı Şerif, Kadem-i Şerif”ten oluşan Kutsal Emanetler Sergisi düzenlenecek. Sergi, bu tarihler arasında rehber eşliğinde ziyaret edilebilecek. GÖNÜL SOFRALARINDA BULUŞACAĞIZ Ramazan ayının Müslümanları birleştirici yönüne vurgu yapan Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “Bizler için Ramazan; birlik, beraberlik, paylaşma, dayanışma, barışma, merhamet ve ibadet demek. Bu duyguları en büyük ailemiz olarak gördüğümüz Yıldırımlılarla birlikte yaşayacağız. Bu anlamlı günleri Yıldırımlılar için daha anlamlı hale getirmek için çabalıyoruz. Bu süreçte on binlerce Yıldırımlıyla aynı sofraları paylaşacağız. Tiyatrolardan söyleşilere, şiir dinletilerinden sergilere Ramazan”ın huzur ve mutluluğunu hep birlikte yaşayarak, kadim medeniyetimizin bizlere en önemli mirası olan dayanışma ruhunu canlı tutacağız” dedi.

Source: Sabah


Balıkçılar yasaktan önce tezgahları doldurdu

Balıkçıların ağlarına takılan Karadeniz hamsi, istavrit, mezgit ve çinekop ramazanda tezgahları süslüyor.

Süleymanpaşa Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı İbrahim Pehlivanoğlu, vatandaşların ramazan ayında daha çok mevsim balıklarını tükettiğini söyledi.

Balıkçıların ağlarına daha çok hamsi ve istavrit takıldığını ifade eden Pehlivanoğlu, “Balıkçılar daha çok mevsim balıklarına ağ atıyor. Bu mevsimde tutulan hamsi ve istavrit hem lezzetli hem de hafif olduğu için vatandaşların tercihi oluyor. Ramazanda da balık tüketmeye devam ediyor insanlar. Av yasağının başlamasına 1 ay kaldı. 1 ay boyunca balıkçılar nasiplerini aramaya devam edecek. Ardından 12 metreden büyük tekneler için yasak başlayacak” diye konuştu.

Tekirdağ”da balıkçılık yapan Hasan Erol da ramazanda en çok tercih edilen balığın hamsi olduğunu dile getirdi.

Tezgahlarda çeşidin bol olduğunu belirten Erol, “Hamsi şu anda talep gören balık. Bunun yanında mezgit, istavrit ve çinekop gidiyor. İftarda taze ve hafif balık tüketmek isteyenler bize uğramadan geçmiyor. Sezonun sonlarına yaklaştığımız için vatandaşların balığa ilgisi biraz daha fazla. Nisanın ortasından sonra hamsi iyice azalıyor. Vatandaşlar taze ve lezzetli balıklara ilgi göstermeye devam ediyor” dedi.

Source:


Bakan Ersoy: 7 yılda 8 bin 967″si ait olduğu topraklara getirildi

Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün çatısı altında faaliyet gösteren Kaçakçılıkla Mücadele Daire Başkanlığı, kuruluşunun 5. yılını geride bıraktı. Son 7 yılda 8.967, 2002’den bu yana ise toplam 13.282 eser ait olduğu topraklara döndü.

“KAÇIRILAN HER ESERİMİZİN İZİNİ SÜRMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, yaptığı değerlendirmede, “2018’den bu yana yaklaşık 8.967 eseri ait olduğu topraklara geri getirdik. Kültürel mirasımıza sahip çıkma sorumluluğuyla, kaçırılan her eserimizin izini sürmeye devam edeceğiz” dedi.

Bu kapsamda, dünya genelinde gerçekleştirilen iş birlikleri, hukuki süreçler ve bilimsel çalışmalarla birçok önemli eser ülkemize iade edilmiştir.

İşte son yıllarda Türkiye’ye kazandırılan en dikkat çekici 10 eser:

-Çingene Kızı Mozaikleri (ABD)Bowling Green DevletÜniversitesi’nden iadesi sağlanan mozaik panolar, Zeugma’nın kayıp parçaları arasında yer almakta olup Gaziantep Zeugma Mozaik Müzesi’nde sergilenmektedir.

-Roma Dönemi Zeugma Kökenli Stel (İtalya)M.S. 2. yüzyıla tarihlenen, Antik Yunanca yazıtı ile dikkat çeken bu mezar steli, Venedik Kültürel Miras Koruma Birimi’nin iş birliğiyle ülkemize kazandırılmıştır.

-Kiliya Tipi İdol (ABD)Sanat tarihçileri tarafından modern sanata ilham kaynağı olduğu belirtilen 6 bin yıllık bu figür, Shelby White Koleksiyonu’ndan el konularak Türkiye’ye getirilmiştir.

-Mustafa Dede Tarafından İstinsah Edilen Kur’an-ı Kerim (İngiltere)Osmanlı hat ekolünün kurucusu Şeyh Hamdullah’ın oğlu Mustafa Dede tarafından yazılmış, 16. yüzyıla tarihlenen bu değerli Mushaf, titiz takip sonucu ülkemize iade edilmiştir.

-Roma İmparatoru Lucius Verus Heykeli (ABD)Bubon Antik Kenti’nden yasadışı yollarla çıkarıldığı tespit edilen bu insan boyutundaki nadir bronz heykel, Manhattan Bölge Savcılığı’nın yürüttüğü soruşturma neticesinde Türkiye’ye geri dönmüştür.

-Eros Başı (İngiltere)Sidamara Lahdi’nin eksik parçası olan bu heykel başı, Victoria & Albert Müzesi ile yürütülen başarılı diplomatik müzakereler sonucunda lahitle yeniden buluşturulmuştur.

– Şile Bozgoca Camii Kitabesi (Hollanda)Osmanlı dönemine ait bu önemli kitabe, uluslararası hukuki girişimler sonucunda Türkiye’ye getirilmiş ve İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde sergilenmektedir.

-Boubon Antik Kenti Kökenli Bronz Kadın Büstü (ABD)M.S. 2. yüzyıla tarihlenen, sanatsal detaylarıyla öne çıkan bu bronz büst, ABD’de yürütülen titiz araştırmalar ve hukuki süreçlerin ardından ait olduğu topraklara dönmüştür.

–Adana Ulu Camii Çinisi (İngiltere)Bonhams Müzayede Evi’nde satışa çıkarılan ve 2003 yılında çalındığı tespit edilen bu Osmanlı dönemi çinisi, müzayede sürecinde müdahale edilerek Türkiye’ye kazandırılmıştır.

-Kybele Adak Heykeli (ABD)Bereket ve bolluğun sembolü olan bu Kybele heykeli, 1960’lı yıllarda yasa dışı yollarla yurtdışına çıkarılmış ve ABD’de dava süreci tamamlanarak ülkemize iade edilmiştir.

Source: Deniz Işık Balkan