Cultural Delights – Celebrating Turkish Gastronomy and Unique Traditions

Çeşme’nin ilk kadın belediye başkanı Lâl Denizli: Kimliğimizin değerlerinden biri

Öncelikle sizi biraz daha yakından tanımak isterim, Çeşme’nin ilk kadın belediye başkanısınız. Siyasi kariyeriniz nasıl başladı? Siyasete ilgim çok küçük yaşlarda başladı. 15 yaşında okuduğum bir kitap, ülkeme dair hayallerimi şekillendirmeme vesile oldu. Siyaset okumaya kesin bir şekilde karar vermeden önce arzum psikoloji okumaktı. 18 yaşımı doldurur doldurmaz partimin kapısından girdim ve o günden bugüne 15 yılı aşkın süredir partimin çeşitli yönetim ve birimlerinde aktif olarak görev aldım. Bugün, partimizin değişim vizyonunun bir parçası olarak, 33 yaşında baba ocağım Çeşme’nin ilk kadın belediye başkanı olmanın gururunu yaşıyorum. Çeşme Belediye başkanı olarak gastronominin kent kimliğiyle ilişkisini nasıl tanımlıyorsunuz? Gastronomi kent kimliğimizin ayrılmaz bir parçası. Ege mutfağının birçok zenginliği Çeşme’nin toprağında yetişiyor, yetişebiliyor. Bu nedenle hem gastronomi hem de tarımda geleneksel çiftçilik yöntemlerine yenilikçi bir bakış açısı kazandırmak istiyoruz. Çeşme, uzun yıllar deniz, kum ve güneş ile anıldı. Ancak bu topraklarda yetişen eşsiz otlar ve yerel ürünler, bizi farklı kılan bir başka değer. Bu değeri yaşatmak ana hedeflerimizden biri. Gastronomi sayesinde Çeşme’nin kültürel derinliğinin daha görünür olmasına ciddi mesai harcıyoruz. Dediğiniz gibi Çeşme denince akla deniz, güneş ve rüzgâr geliyor. Sizce artık gastronomi de bu üçlüye eklendi mi? Kesinlikle. Bugün gastronomi, Çeşme’nin deniz turizmi, doğal güzellikleri, tarihi, festivalleri kadar konuşulan bir değer haline geldi. Fakat hâlâ istediğimiz seviyelerde değil ne yazık ki. Yerel işletmelerimizle bu alanı nasıl büyütebileceğimiz konusunda toplantılar yapıyoruz. Dünyada uygulanmış başarılı modelleri adapte etmeye çalışıyoruz. Alaçatı Ot Festivali bunun en güzel örneği. Geçtiğimiz yıl “Öze Dönüş” temasıyla yola çıkmıştık ve gıda stantlarında ot ağırlıklı ürünlerin sergilenmesi kuralını getirmiştik. Tam istediğimiz verimi yakalayamamıştık. Bu yıl “Toprak, zaman, tat” temasıyla stant kurallarımızı daha sıkı tuttuk. Yer alabilecek ürünlerle, alamayacak ürünlerin net ayrımını yaptık ve ciddi bir denetim sergiledik dört gün boyunca. Çıkan sonuç oldukça başarılı oldu ve neredeyse tüm stantlarda yerel ürünlerimiz ve otlu yemekler vardı. Çeşme’nin artık sadece yaz turizminin değil; lezzetin de başkenti olma yolunda ilerlemesini arzu ediyoruz. ‘ESNAFA DESTEK’Başkanlığınız süresince Çeşme’nin gastronomi alanındaki dönüşümünü nasıl özetlersiniz? Göreve geldiğimiz günden itibaren yerel üreticileri, kooperatifleri, bölge esnafını ve turizmcilerimizi desteklemeye odaklandık. Festivallerimizi de bu şiara hizmet etmesi yönünde şekillendiriyoruz. Yerel ürünlerimizin daha geniş kitlelere tanıtılması, genç şeflerin bu süreçte yer bulması ve gastronominin sürdürülebilirlik perspektifiyle ele alınması en büyük vizyon projelerimiz arasında. Bu yıl Alaçatı Ot Festivali “Toprak, zaman, tat” teması ve kaya koruğu konseptiyle düzenlendi. Bu temayı seçmenizdeki motivasyon neydi? Toprak, zaman ve tat teması, geçmişten bugüne gelen üretim kültürümüzü ve bu kültürün geleceğe aktarımını anlatmak için seçildi. Kaya koruğu Alaçatı Ot Festivali komitemizde yerel paydaşlarımızla birlikte karar verildi. Ben toplantıda kaya koruğuna mesafeli yaklaşmıştım çünkü yalnızca limon ve zeytinyağ ile tükettiğim bir ot çeşidiydi, sıcak yemeklerde nasıl olacağını hayal edememiştim. Fakat komitemizde bulunan şefler güzel yorumlar çıkacağını söyledi. Haklı çıktılar ve festival boyunca şefler meydanımızda çok güzel yorumları tatma şansımız oldu. Önümüzdeki yıl Alaçatı Ot Festivali yemek yarışmasının uluslararası bir platforma taşınması planlanıyor. Bu süreç nasıl gelişti, ne gibi adımlar atılacak? Bu fikir başkan yardımcımın ve festival komitemizin üzerine düşündüğü bir konu. Bazı girişimlerimiz oldu, önümüzdeki yıl festivale bu alanda bir uluslararası statü kazandırmayı arzu ediyoruz. Festivalin bir gastronomi destinasyonu yaratma potansiyelini nasıl görüyorsunuz? Bu potansiyel çok yüksek. Festival artık sadece bir etkinlik değil, Çeşme’nin dört mevsim yaşanabilecek bir gastronomi destinasyonu olduğunu kanıtlıyor. Yerli ve yabancı turistlerin sadece yazın değil, baharda da bölgeye gelmesini sağlıyor. Çeşme’de henüz Michelin yıldızlı restoranımız yok ama yeşil yıldız ve Michelin Guide’a girmeyi başarmış işletmelerimiz var. Bu işletmelerin sayılarının artması için yapılabilecekler üzerine çalışıyoruz. Ot festivali gibi etkinlikler yerel üreticilere, çiftçilere ve esnafa nasıl bir katkı sağlıyor? Çeşme’miz ne yazık ki yılın 12 ayı boyunca iş yapılabilen bir kent değil. Mesela esnafımız neredeyse ekim ayından bu yana iş yapmıyor diyebileceğimiz kadar az bir düzeyde geçimini sağlamaya çalışıyor. Ekonomik koşullar da göz önünde bulundurulduğunda bu ne yazık ki üreticilerimizi, esnafımızı ve turizmcilerimizi oldukça zorlayan bir durum. Bu nedenle festival ve etkinliklerimizin sezon dışı mevsimlerde yapılmalarını özellikle önemsiyorum ki en azından ekonomik baskıları bir miktar üzerlerinden atabilsinler diye. Kendi mutfağınızda en sık pişirdiğiniz yemek nedir? Mutfağı çok severim. Yaptığım yemeklere genelde güzel yorumlar yapılır. Ancak göreve geldiğimden bu yana yoğun tempodan dolayı ne yazık ki mutfak için pek vakit bulamıyorum. Arada bu zamanı yaratmayı deniyorum. Tariflerimin neredeyse tamamı anneannemin tarifleridir. Zeytinyağlı barbunya, fasulye, kabak, enginar yapmayı çok severim. Pilav bunların yanında olmazsa olmazımdır. Bir de yine anneannemin tarifini kullandığım tas kebabı. Gastrodiplomasi denince aklınıza gelen ilk tat veya yemek nedir? Sizce Türkiye’yi temsil edecek en güçlü lezzet hangisi olurdu? Ege mutfağını uluslararası alanda temsil edecek en güçlü lezzet ise bana göre zeytinyağlılar ve mezelerle dolu bir Ege sofrası olurdu. Hem sağlıklı hem sade ama bir o kadar da derinlikli. n Son olarak Çeşme’ye gelen birine mutlaka tatması gereken üç şeyi sorsam neleri önerirsiniz? Mutlaka tatmaları gereken üç şey: Şevketibostan, enginar ve sakızlı muhallebi. DOĞAYA SAYGILI MUTFAK Sizce geleceğin mutfağı nasıl şekillenecek? Teknoloji, sürdürülebilirlik ve gelenekler bu süreçte nasıl bir rol oynayacak? Geleceğin mutfağı, doğaya saygılı, kaynakları gözeten ama bir yandan da kültürel mirası yaşatan bir yapıda olacak. Teknoloji, üretimde verimliliği artıracak ama gelenekler bu mutfağın ruhunu koruyacak. Biz Çeşme’de sürdürülebilir, onarıcı tarımı destekleyerek bu dönüşümün bir parçası olmayı hedefliyoruz. Modern mutfak teknikleriyle yerel ürünleri birleştirmek hem bugünü hem geleceği besleyecek.

Source: Burçak Şener


Hatay mutfağından eşsiz 28 özel lezzet

Dolmaların şahı da isim verilen Şıhıl Mahşi Kabak, kıyma, nohut, soğan, sarımsak ve yoğurtla yapılan Şıhıl Mahşi nasıl yapılır? Kabaklar tepe ve dip kısımları kesilerek tırtıklı bir bıçak ile hafif soyulur ve içi oyulur. Kızgın yağda hafifçe kızartılır. Kıyma yağda kavrulur, soğan eklenir, o da kavrulur. İçine önceden haşlanan ve kabuğu çıkarılan nohut, tuz ve karabiber eklenir. Hazırlanan harç, içi oyulan kabaklara doldurulur. Bir tepsiye dizilerek hazırlanan kabakların üzerine salçalı su dökülür. Salçalı su eşliğinde (Ki ben kabağın içinden çıkan kısmını da sos olarak ekliyorum.) Pişme süresi kadar fırında kaldıktan sonra üzerine sarımsaklı yoğurt dökülerek servis yapılır. Yanına lezzetli bir pilav eklemeyi unutmayın.Arap kebabı ve patatesli bulgur köftesi Yemekleri, mezeleri ve tatlılarıyla gastronomi turizminin önemli duraklarından biri olan Hatay da Arap kebabı ve patatesli bulgur köftesi aynı tabakta beraber servis ediliyor. Altınözü ilçesi başta olmak üzere kent genelinde öğle ve akşam öğünlerinde tüketilen yemeğin hazırlığı, Arap kebabıyla başlıyor. Bıçakla küçük parçalara ayrılan etler, kendi yağında kavrulduktan sonra domates, soğan, biber ve baharatlarla harmanlanıyor. Patatesli bulgur köftesinin yapımı için de ilk olarak haşlanan patatesler püre haline getiriliyor. Önceden ıslatılan bulgur, patates püresi, zeytinyağı, salça, kimyon ve tuzla yoğrularak köfte halini alıyor. Patatesli bulgur köftesini diğer köftelerden ayıran en önemli özellik yöreye has kurutulan biberle yapılıyor olması.Maklube Patlıcan, et ve pirinçle yapılan Maklube yemeği yaparken etler kaz başı iriliğinde doğranarak haşlanır. Patlıcanlar alacalı soyularak boylamasına yaklaşık yarım cm kalınlığında kesilir ve sıvıyağda kızartılır. Haşlanan etler tereyağında kavrulur. Tabanı düz bir tencerenin dibine önce etler konur. Üzerine kızartılmış patlıcanlar yaprak şeklinde dizilir. İçine karabiber ve tuz eklenmiş pirinç yerleştirilir. Patlıcanların açıkta kalan kısmı pirincin üzerine doğru kapatılır. Hafif ateşte pirinçler lapa olmayacak biçimde pişirilir. Piştikten sonra bir tepsi üzerine tencere ters çevrilerek sıcak servis yapılır. Zırh ve odun ateşinden çıkan lezzet: Tepsi kebabı UNESCO tarafından 2017 yılında dünyanın 26 ıncı gastronomi şehri seçilen Hatay da yörenin en meşhur yemeği tepsi kebabı yöre halkı tarafından Lahm-ı Sini olarak adlandırılıyor. Hemen hemen her köşe başındaki kasapta marifetli ustalarca zırh bıçak yardımıyla hazırlanıp odun ateşinde pişirilen ve baharatlarla lezzetine lezzet katılan tepsi kebabı, Hatay için yemeden dönme listesinin en üstünde yer alıyor. Yüzyıllardır Hatay da yapılan tepsi kebabı kasaptaki işlemlerin ardından taş fırında odun ateşinde pişirilerek sıcak ekmekle sunuma hazır hale getiriliyor. Tepsi kebabı %70 i koyun ve %30 dana etinin karşımı ile yapılıyor. Tepsi kebabı için kullanılacak ete sarımsak, çeşitli baharatlar, isteğe göre tatlı veya acı biber kullanılıyor. Tepsi kebabının tadı en iyi odun ateşinde pişerse alınıyor.Biberli Ekmek ya da Katıklı Ekmek Biberli Ekmek Hatay ın en gözde yöresel ürünlerinin başında gelir. Tadı enfestir. Meşhur biberli ekmekle tanıştıktan sonra bağımlısı olursunuz. Hataylılar biberli ekmeği sabah kahvaltılarında ya da akşam çaylarında tüketirler. Yapılışı: Soğanı ince kıyın. Çökelek, biber salçası, susam, çörek otu ve ovulmuş zahter ile birlikte zeytinyağı katarak karıştırın. Mini fırın tepsisini bol yağlayın. Fırından aldığınız ya da kendiniz hazırladığınız hamuru tepsiye yayın. Hamur yayma sırasında büzüşeceğinden, malzeme ile birlikte yayılması daha kolay olur. Tüm malzemeyi hamur üzerine yaydıktan sonra orta ısılı fırına sürün.Kağıt kebabı Tamamen Hatay a özel olan kağıt kebabı acılı ya da acısız hazırlanıyor. Kağıt kebabı, özel satır kıymasıyla yapılır. Sinirler özel olarak ayıklanır. İçine 72 çeşit baharat eklenir. Sacın üzerinde pişirip soslu lavaşlarla sunum yapılır. Osmanlı, Fransız ve Arap mutfağının özelliklerini de bünyesinde barındıran, yemeklerinden mezelerine kadar sayısız damak tadıyla gastronomi turizminin önemli yerlerinden olan Hatay da kasaplar, sadece et satılan yerler değil eşsiz tatların da sunulduğu lezzet durakları olarak biliniyor. Hemen her köşe başında yer alan kasaplar, et kesimi ve satımının yanı sıra mesailerinin büyük bir kısmını, çeşitli baharatların yanı sıra sarımsak ve maydanozun satırlarla ince ince kıyılmasıyla elde edilen tepsi ve kağıt kebabını hazırlayarak geçiriyor. Üzerine salça sosu dökülen ve isteğe göre üzerine biber, soğan da koyulan kağıt kebabı, taş fırınlarda pişirilerek sıcak pide ekmekle servis ediliyor.Şeyh Mualla ya da Şıh Mualla Şeyh Mualla çok malzemeli bir yemektir. Ana malzeme patlıcandır ama mercimek ve nohut da vardır. Ancak şeyhler bu kadar gösterişli ve malzemesi zengin yemek yiyebilir gibi biri düşünceyle bu isimle anılmıştır. Yeşil mercimekler hafif diri kalacak şekilde haşlanır, suyu süzülür, derin bir kaba alınır. Domates, soğan, sarımsak ve biber ince ince doğranır. Üzerine salça zeytinyağı nar ekşisi nohut ve baharatlar serpilerek karıştırılır. Patlıcanlar alacalı soyulur ve boylamasına koparmadan dilimlenir. Aralarına hazırlanan iç harç yerleştirilir, tencereye dizilir. Yağ ve su ilave edilerek patlıcanlar yumuşayıncaya kadar pişirilir.Sac Oruğu Et, et öğütücüsünde çekilir. Bulgur ıslatılıp kıyma makinesinde biber ve soğanla iki defa çekilir. İçine bir tatlı kaşığı kimyon, karbonat, 2 yemek kaşığı un ve çekilmiş et konarak iyice yoğurulur. Hazırlanan köfte portakal büyüklüğünde parçalara ayrılır. her biri ayrı ayrı, bir naylonun üzerinde tabak büyüklüğünde incecik açılır. Hazırlanan içten biraz alınarak açılmış köftenin üstüne yayılır. Diğer parça, naylonuyla kaldırılarak öbürünün üstüne kapatılır ve kenarları bastırılıp yağlanmış tava veya sacda kızartılır.Abagannuş Hatay ın yöresel mezesi patlıcan salatası abagannuş diğer adıyla babagannuş. Öncelikle patlıcanı, biberleri ve domatesleri közleyin. Kabuklarını soyduktan sonra ince ince doğrayın ve karıştırma kabına alın. Daha sonra ahşap tokmakla sarımsakları ezin ve karıştırma kabına ilave edin. Üzerine nar ekşisi, zeytinyağı ve tuz ilave edip harmanlayın. Son olarak servis tabağına alın ve üzerine isteğinize göre süsleme yapabilir, istediğiniz baharatları servis edebilirsiniz. Ayrıca taze nane ve maydanozu ince ince kıyıp içerisine ilave edip harmanlayabilirsiniz.Cevizli Biber Kuru kırmızı biberler ılık suda yumuşayıncaya kadar bekletilir. Kırmızı biberlerin içindeki damarlı ve tohumlu kısımlar temizlenir ve döverek püre haline getirilir. Soğan ince kıyılır ve içine eklenir. İçine etimek, kimyon ve tuz ilave edip iyice ezilir ve macun kıvamına getirilir. Bütün malzeme robota koyularak da çekilebilir. Cevizli biber ezmesi servise hazır. Üzerine zeytinyağı gezdirilir.Sürk Salatası Sürk, çökeleğe baharat karıştırılarak elde ediliyor. Hem kahvaltılık olarak hem de akşam meze olarak tüketilebiliyor. Sürk salatası yapılırken domates, soğan, biber ve salatalık yemeklik minik minik doğranır, maydanoz ince ince kıyılır. Hepsini karıştırıp sürk de minik minik doğranıp içine katılır. Yağı ve tuzu eklenip karıştırılıyor. Kahvaltıların vazgeçilmez lezzeti olarak Hatay da tüketilir.Kısır Hatay kısırının en önemli özelliği bulgur ıslatılmadan, yoğurularak yapılması. Kısır yoğurmaya uygun bir kapta bulgur, biber salçası ve domates salçası eller ıslatılarak yoğrulmaya başlanır. Bulgurun şişmesini önlemek için sadece eller ıslatılır devamlı ve bulgur şişerek değil yoğrularak yenecek kıvama gelir. Bulgur yumuşadıktan sonra nar ekşisi eklenerek iyice karıştırılır. Ardından zeytin yağı eklenir. (zeytin yağı ve nar ekşisi arzuya göre daha fazla ya da az konulabilir) Sonra ince ince doğranmış olan maydanoz, nane, soğan eklenir, karıştırılıp marulla birlikte servis edilir.Künefe Osmanlı mutfağının en önemli tatlıları arasında yer alan Künefe, dünyanın ilk peynir tatlısı olarak bilinir. İnce kenarlı 60 cm çapında bir tepside künefenin ortası açılıp tereyağı konulur. Hafif ateşte yağ künefeye yedirilip elle iyice tiftiklenir. Ateşten indirilen künefe ikiye ayrılır. Aynı tepside biraz tereyağı sürülüp ayrılan künefenin yarısı yarım cm incelikte yayılıp sıkıca bastırılır. Üstüne ufalanmış tuzsuz taze peynir kenarlara taşmayacak biçimde yerleştirilir. Künefenin diğer yarısı peynirin üstünü kapatacak şekilde yarım cm incelikte düzgün bir biçimde yayılıp, hafif hafif döndürülerek altı pembeleşinceye kadar kızartılır. Ayrı yağlanmış bir tepsiye alt üst edilir. Diğer tarafı da kızartılıp pembeleştikten sonra bir tarafa alınır. Üzerine hazırlanan sıcak şurup dökülür. Sıcak Servis yapılır.Kömbe Hatay a özgü lezzet olan kömbe künefeden sonra vazgeçilmez tatlı lezzetleri arasında yer alır. Bayramlarda yapılan nefis bir kurabiye türüdür. Kömbenin şekil alması ve kalınlığının belirlenmesi için ağaç kalıplar kullanılır. Bu kalıpların dışında kömbe olmaz. Kömbenin içinde yağ şeker baharat un ve su vardır. Öncelikle suyu kaynatılır, yağı ısıtılır. Bunun içerisinde şeker eritilir. Sonrasında baharat, kabartma tozu, vanilya ve un eklenir. 20-25 dakika kadar pişirilir. Yağ, süt ve şeker kenarlı bir kapta elle iyice karıştırılır. İçine dövülmüş mahlep, küçük hindistan cevizi, mezeki (damla sakızı), tuz, karbonat, süt konup unla beraber çok iyi yoğurulur. Elde edilen kulak memesi yumuşaklığındaki hamur yarım saat dinlendirilir. Daha sonra hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar alınarak susama batırılıp özel kalıbıyla şekillendirilir. Orta sıcaklıktaki fırında pembeleşinceye kadar pişilir.Analı Kızlı Analı kızlı yemeği yörede düğünlerde, özel günlerde yapılan yemeklerden. İçinde ki köfteler anayı, küçük mantılar ise kızını temsil ediyor. Tuzlu yoğurt ile yapılıyor, başka yerlerde salçalı şekilleri de var. Hatay ın unutulmaya yüz tutmuş yemeklerinden biri.Belen Tava Belen Tava için etler küçük kuşbaşı şeklinde doğranır, içerisine domates, soğan, sarımsak, biber ve çeşitli baharatlar konur ve taş fırınlarda pişirilir. ismini aldığı Belen ilçesinin tarihi ipek yolu üzerinde olması ve Kanuni Sultan Süleyman ın kervansarayında ikram edilmesi üzerine kısa zamanda tanınmıştır. Belen Tava kuzu etiyle hazırlanır, tavayı lezzetli yapan şey de baharat ve pişirme metodunda saklı.Kabak Borani Kabak, kabukları soyularak küp şeklinde doğranır. Bir gece öncesinden ıslatılan nohut haşlanır. Kuşbaşı etler haşlanır. Doğranmış soğan ve sarmısaklarla beraber bir miktar yağ ve su ilavesiyle kabaklar yumuşayıncaya kadar pişirilir. Et, nohut, tuzlu yoğurt ve gereği kadar su ilavesiyle tencerenin kapağı açık şekilde pişirmeye devam edilir. Ateşten indirmeden önce üzerine nanesi serpilir. Çiğ köfte, taze soğan ve tere ile çok güzel gider.Küncülü Helva Zengin mutfağı ve birbirinden leziz yemekleriyle ön plana çıkan Hatay, künefe ve kabak tatlısı gibi yöresel tatlıların yanı sıra sadece ramazanda yapılan küncülü helvasıyla da adından söz ettiriyor. Tahin, şeker, çöven otu ve yörede küncü olarak bilinen susamın karışımıyla üretilen helva, iftar sonrasında kahve veya soğuk içeceklerin yanında atıştırmalık olarak tercih ediliyor.Çalpak Pekmezi Türkiye nin önemli tarımsal üretim merkezlerinden Hatay da hasat edilen üzümler, geleneksel yöntemler kullanılarak çalpak pekmezi ne dönüştürülüyor. İlk olarak çiğneme havuzunda, üzerlerine pekmezin mayası olarak kabul edilen toprak atılıp çizmelerle çiğnenen üzümler, daha sonra mengenede sıkılıyor. Buradan çıkan üzüm suyu, bir süre bekleme havuzunda dinlendirildikten sonra, kestirme işlemi için bakır kazanlarda kaynatılıyor. Yine bekleme havuzuna alınan üzümler, daha sonra bakır kazanda, saatlerce küreklerle savrularak pişiriliyor. Üzümler, yaklaşık 5-6 saat süren bu işlemlerden sonra, damak çatlatan çalpak pekmezi ne dönüşüyor.Humus Tahin, nohut ve sarımsağın birleşimiyle ortaya çıkan, kendine özgü süslemeleri ve lezzetiyle damaklarda ayrı bir tat bırakan humus, gastronomi kenti Hatay da en sevilen yiyeceklerin arasında yer alır. Hatay da genellikle soğuk meze, Tarsus ta ise sıcak ana yemek olarak tüketilir. ohut bir gece önceden ıslatılır. Bir tencerede çok iyi pişinceye kadar haşlanır, suyu süzülür. İnce delikli süzgeçten iki defa geçirilir Limonların suyu sıkılır, sarımsak dövülür, tahin ezilip püre haline getirilmiş nohuda karıştırılıp içine tuz eklenir. Bu karışım bir servis tabağına yayılarak konur. Üstüne kimyon, toz biber serpilir ve zeytinyağı gezdirilir. Üstü domates, turşu ve maydanozla süslenir.Hünkar külahı Hatay ın eski tatlılarından hünkar külahı kruvasana benziyor. Un bir tezgaha dökülür, Ortası açılır. Tuz ve suyla unu yoğurulur. Yoğurduktan sonra hamur açılır. İçine yağ katılır. Hamur sonra bir daha açılır. Açtıktan sonra hamur dinlendirilir. Dinlendikten sonra hamur bitmiş haline getirilir ve tek tek kalıplara sarılır. Sardıktan sonra fırına verilir. Pişme işlemi bittikten sonra tek tek kalıplardan ayrılır. Pişen hamurlar soğuduktan sonra krema doldurulur. Doldurduktan sonra Hünkâr Külahı hazırdır.Kaytaz Böreği Antakya nın hamur işleri arasında kaytaz böreğinin yeri çok ayrıdır. Görüntüsü ve lezzeti itibarıyla fındık lahmacuna çok benzer. Bir karıştırma kabına un, bu una yetecek kadar su, bir çay bardağı yoğurt, bir çay bardağı zeytinyağı ve hamur mayası ilave edin, yoğurun ve dinlenmesi için kenarda bekletin. Bir doğrama tahtasında soğanları ince ince doğrayın. Ayrı bir karıştırma kabına yağsız kıymayı, doğradığınız soğanları, tuz, karabiber, nar ekşisi, domates salçası ve üç çay bardağı sıvıyağı ilave ederek harmanlayın. Diğer taraftan bir kenarda dinlenmeye bıraktığınız mayalanmış hamurdan yumurtadan biraz küçük bezeler alın, önceden yağladığınız bir tezgahta yağladığınız elinizle incecik açın ve hamuru katlayın. Tekrar açın ve iskambil destesi büyüklüğünde ama köşeleri oval bir dikdörtgen şekil verin. Diğer tarafta tabanını yağladığınız tepsinin içine açtığınız hamurları dizin. Daha sonra tepsideki kaytaz hamurlarının üzerine daha önce hazırladığınız kıymalı harçtan göz kararı alıp yerleştirin. Son olarak üzerini hafif yağlayın ve önceden 180 derecede ısıtılmış fırına sürün.Helva Hattuş Hatay ın eski tatlılarından helva hattuşun yapılışı çok pratiktir, incir ve menengiç kullanılır. Helva Arapçada güzel hattuş da bol çekirdekli anlamına gelir. Bildiğiniz gibi incir de menengiç de çekirdeklidir. Bunların ikisinin harmanlanmasıyla ortaya çıkan bu tatlı aslında cezeryelerin bir araya gelmesinden oluşur. Bu tatlıyı yaparken önce kuru incir ıslatılıyor. Islattıktan sonra havana koyup menengiçle beraber dövülüyor. İyice dövdükten sonra sıkarak menengiç kahvesinin yanında veya yemeklerden sonra ikram ediliyor. Yatmadan önce de yenebiliyor. İnsana enerji veren bir tatlı, enerji verdiği için de soğuk kış gecelerinde sıcak tutan bir tatlı.Zahter Kahvaltıda salata olarak tüketilen, çay olarak içilebilen, salamurası yapılan, kurusu yemeklerin her türlüsünü süsleyen lezzetli ve şifa deposu zahter Hatay da en sık tüketilen dağ kekiği türüdür. Zater Salatası için 30 gr zahterin yapraklarını ayıklayın. Üzerine biraz tuz serpiştirin. Acı suyunu almak için 2-3 dakika kadar ovun. Daha sonra yıkayın. Zahterleri bir kaba alın. İçine 3 tutam maydanoz, 1 dal taze soğan, domates ve 1 diş sarımsağı ince ince doğrayın. Üzerlerine yarım tatlı kaşığı pul biber, 4 yemek kaşığı zeytinyağ ve nar ekşisi ekleyin. Tekrar elinizle 5 dakika kadar ovun. Son olarak ceviz koyup, karıştırın. Servis tabağına alın.Zeytin Gastronomi turizminin önemli merkezlerinden Hatay da, tadını karıştırıldığı odun külünden alan yeşil zeytin, kentte asırlardır kahvaltı sofralarını süslüyor. Birbirinden leziz yemek, salata, tatlı ve kahvaltılıklarıyla ünlü Hatay da toplanan zeytinler küllü suda bir gün bekletiliyorlar. Odun külü, temizleyici özelliğiyle zeytinin acısını emiyor. Daha sonra tuzlu su dolu şişelere dolduruluyorlar. Şişelerde de 3-5 gün duran zeytinler, kahvaltı sofralarını süslemeye hazır hale geliyor.Kabak Tatlısı Hatay ın yöresel kabak tatlısının dışı çıtır, içi yumuşaktır. Kabaklar önce kireç suyuna yatırılır ve kireç suyunda sertleşmesi beklenir. Sertleşen kabaklar, daha sonra büyük kazanlarda yıkanarak pişirme kaplarına dizilir. Şeker ilavesi yapılan sarı renkteki kabaklar, kaynatılarak dışı hafif gevrek, içi yumuşak kıvama getirilir. Tatlı, damakların yanı sıra altın sarısı rengiyle de gözlere hitap ediyor. İsteğe göre üzeri tahin, muz ve cevizle süslenen, yağsız ve hamursuz özelliğiyle diğer tatlılardan ayrılan kabak tatlısı, iftar sofralarını süsler.Peynirli İrmik Helva Künefesinden kabak tatlısına, ramazan ayına özel yöresel küncülü helvasından kömbeye kadar çeşit çeşit yöresel tatlılarıyla ön plana çıkan Hatay, peynirli irmik helvasıyla da tanınıyor. Şerbetindeki yoğunluğun diğer tatlılara göre daha az olması dolayısıyla tercih edilen peynirli irmik helvası, düğün, nişan ve büyük davetlerin olmazsa olmazları arasında bulunuyor.

Source: Habertürk


Türkiye”ye kız istemeye gelen Koreli babadan kahkahaya boğan sözler

Güney Kore”den gelerek İstanbul”da kız isteme töreni düzenleyen aile, samimi ve içten tutumlarıyla törene katılanların yüzünü güldürdü. Geleneksel Türk adetlerine uygun şekilde gerçekleştirilen törende, damadın babasının esprili sözleri salonda kahkahalara neden oldu.Törende söz alan damadın babası, “Oğlan sizde kalsın, kızı biz götürelim” diyerek ortamı neşelendirdi. Salondaki davetliler bu sürpriz çıkışa hem şaşırdı hem de uzun süre alkışlayarak karşılık verdi.

Source: Abdullah Karlıdağ


Cağ kebabı neyden yapılır?

Cağ kebabının yanında ise bazı yiyecek ve içecekler onun lezzetini tamamlayarak sofrayı daha doyurucu ve keyifli hâle getirir. Öncelikle, sumaklı soğan ya da maydanozla harmanlanmış ince doğranmış kırmızı soğan, etin tadını dengeleyen ferahlatıcı bir garnitürdür. Közlenmiş biber ve domates, sıcaklığı ve dumanlı aromasıyla kebaba eşlik ederken, lavaş ya da tandır ekmeği, etin suyunu emerek enfes bir eşlikçi hâline gelir. Ayrıca, kebabın yanında sunulan ayran, hem serinletici hem de sindirimi destekleyici bir içecektir. Bu yönüyle hem doyurucu, hem geleneksel hem de besin değeri açısından oldukça zengin bir yemektir. CAĞ KEBABI NEYDEN YAPILIR? Cağ kebabı, Türk mutfağının en özgün ve lezzetli kebap çeşitlerinden biridir ve kökeni Erzurum’a, Tortum ilçesine dayanmaktadır. Bu kebap türü, geleneksel olarak erkek kuzunun etinden yapılır; kuzunun sırt, but ve böbrek yatağı gibi yağ oranı dengeli ve lezzetli bölgeleri tercih edilir. Etler, büyük parçalar halinde kesildikten sonra özel bir marinasyon sürecine tabi tutulur. Bu marinasyonun içerisinde yoğurt, soğan suyu, tuz, karabiber ve kimi zaman kimyon veya kekik gibi baharatlar bulunur. Et, bu karışıma yatırılarak en az 24 saat, tercihen 2 gün boyunca dinlendirilir ve lezzetini içine çekmesi sağlanır. Marine edilen kuzu etleri, özel metal şişlere yani cağ adı verilen döner şişlere tek tek geçirilir. Bu şişler yatay şekilde hazırlanır, yani klasik dikey döner şişlerinden farklıdır. Etler yatay döner ocağında odun ateşi üzerinde, ağır ağır döndürülerek pişirilir. Bu pişirme yöntemi, etin dışının çıtır çıtır kızarmasını sağlarken, içinin yumuşacık ve sulu kalmasına imkan tanır. Pişen dış kısımlar özel bir bıçakla ince ince kesilerek porsiyonlanır ve metal cağ şişleriyle servis edilir. Cağ kebabı, lavaş ekmeğine sarılarak ya da sade olarak tüketilebilir ve yanında soğan, ayran, közlenmiş biber ve domates gibi eşlikçilerle birlikte sunulur. Etin kalitesi, marinasyon süresi ve odun ateşinin kattığı is kokulu aroma, cağ kebabını eşsiz kılan en önemli detaylardır. Bu nedenle cağ kebabı, sadece bir yemek değil, adeta bir yöresel kültür ve gelenek ürünüdür. CAĞ KEBABI MALZEMELERİ NELERDİR? Cağ kebabı, geleneksel Erzurum mutfağına ait özel bir lezzettir ve sade görünse de, kalite ve oranlara gösterilen özen onu eşsiz kılar. Cağ kebabı yapımı malzemeleri şunlardır: Kuzu eti: Erkek kuzunun sırt, but ve böbrek yatağı gibi yumuşak, yağlı ve lezzetli bölgeleri kullanılır. Etin doğal aroması, cağ kebabının temel lezzetidir. Kuyruk yağı: İnce ince doğranarak etin arasına serpiştirilir. Etin pişerken kurumamasını sağlar, lezzeti artırır. Soğan: Rendelenmiş ya da suyu çıkarılmış şekilde kullanılır. Etin yumuşamasına ve doğal bir tat kazanmasına yardımcı olur. Yoğurt: Marine sosunun içinde yer alır. Etin yumuşak kalmasını sağlar ve hafif ekşimsi bir lezzet katar. Zeytinyağı veya Ayçiçek yağı: Marinasyon sürecinde kullanılır, etin dışının nar gibi kızarmasına katkı sağlar. Tuz: Etin lezzetini dengeleyen unsurlardan biridir. Fazlası eti sertleştirebilir, bu yüzden kararında kullanılmalıdır. Karabiber: Etin doğal aromasını ön plana çıkaran temel baharatlardan biridir. Pul biber: Hafif acılık ve aroma katar; tercihe bağlı olarak miktarı artırılabilir. Kekik: Etin kokusunu güzelleştirir, ferahlatıcı bir aroma verir. Geleneksel tariflerde çok yoğun kullanılmaz, isteğe bağlıdır. Kimyon: Bazı ustalar tarafından sindirimi kolaylaştırması ve kendine has aroması nedeniyle tercih edilir. Limon suyu (isteğe bağlı): Etin daha yumuşak olması ve ferah bir tat katması amacıyla bazı tariflerde kullanılır. Marinasyon süresi: Et, bu karışımda 1-2 gün bekletilir. Bu süreç, lezzetin ete iyice işlemesini sağlar. Metal Cağ şişleri: Etin dizilerek pişirildiği özel döner şişleridir. Yatay şekilde kullanılır. Odun ateşi (köz): Gerçek cağ kebabının olmazsa olmazıdır. Etin isli, hafif tütsülenmiş kokusunu ve otantik aromasını verir. Lavaş veya tandır ekmeği: Pişen etler, bu ekmeğe sarılarak ya da yanında sade olarak sunulur. Soğan halkaları, maydanoz, sumak: Etin yanında lezzet ve tazelik katar. Bu malzemeler, doğru oran ve tekniklerle bir araya getirildiğinde Erzurum’un meşhur cağ kebabının karakteristik dokusunu ve tadını oluşturur. Etin kalitesi kadar, marine süreci ve pişirme yöntemi de bu yemeği özel kılan unsurlar arasındadır. CAĞ KEBABI TARİFİ Cağ kebabı tarifi, ustalık ve sabır isteyen, lezzet açısından zengin bir süreçtir. Tarifin temelini oluşturan erkek kuzu eti, özellikle sırt, but ve böbrek yatağı bölgelerinden seçilir; çünkü bu kısımlar hem yağ dengesi hem de yumuşaklık bakımından en uygun olanlardır. Et, sinirlerinden arındırıldıktan sonra yaklaşık 100-150 gramlık ince ve uzun dilimler halinde kesilir. Hazırlanan bu dilimler, özel bir marinasyon karışımında en az 24 saat, tercihen 48 saat bekletilir. Marinasyon için bir kapta rendelenmiş soğan suyu, yoğurt, az miktarda zeytinyağı, tuz, karabiber ve isteğe bağlı olarak pul biber ve kekik karıştırılır. Etler bu karışıma yatırıldıktan sonra buzdolabında bekletilir; böylece hem lezzetleri içine çeker hem de yumuşar. Marine süresi tamamlandığında etler, cağ adı verilen kısa ve kalınca özel şişlere dizilirken, aralara ince doğranmış kuyruk yağı da yerleştirilir; bu, pişme esnasında etin kurumasını önler ve olağanüstü bir aroma katar. Şişlere geçirilen etler, geleneksel olarak odun ateşi üzerinde yatay döner sistemde, yavaş yavaş çevrilerek pişirilir. Bu sırada dış kısmı nar gibi kızaran et, özel uzun bıçaklarla ince ince kesilerek tabaklara veya lavaş ekmeğin üzerine alınır. Pişirilen her katman, tekrar ateşe dönerek içten dışa doğru tüm şişin pişmesi sağlanır. Servis edilirken yanında lavaş, sumaklı soğan, közlenmiş biber ve domates, taze maydanoz sunulur. İçine sarılarak dürüm şeklinde de tüketilebilen cağ kebabı, Erzurum mutfağında bir gelenek hâline gelmiş ve Türkiye nin dört bir yanına yayılmış eşsiz bir kebap türüdür. Püf noktası, kaliteli et seçimi, marinasyon süresine sadakat ve odun ateşinin ayarını ustaca yapabilmektir.

Source: Habertürk


Kısmetse Olur”un Cansel”i tanınmaz halde! Zayıflığı gündem oldu

Bir dönemin çok izlenen evlilik programı Kısmetse Olur”un unutulmaz gelin adaylarından Cansel Çördük, geçirdiği değişimle yeniden gündemde. Yarışmadaki enerjik ve doğal halleriyle hafızalara kazınan Çördük, son paylaşımlarıyla adeta bambaşka biri olduğunu gözler önüne serdi. Sosyal medya hesaplarından yaptığı cesur pozlarla dikkatleri üzerine çeken genç isim, özellikle belirgin kilo kaybıyla hayranlarını şaşırttı.Cansel Çördük, yarışma sürecinde Eser West ile yaşadığı fırtınalı ilişkiyle sık sık magazin manşetlerine taşınmıştı. Programın ardından, eski futbolcu Arda Turan”la çıkan özel mesajlaşmaları da kamuoyunda büyük yankı uyandırmıştı. Tüm bu yaşananların ardından Türkiye”yi arkasında bırakan Çördük, ABD”de yeni bir hayat kurma kararı aldı.Şimdilerde Amerika”da yaşamını sürdüren Cansel Çördük, sosyal medya platformlarında aktif bir şekilde varlığını devam ettiriyor. Cesur paylaşımlarıyla zaman zaman eleştirilerin hedefi olsa da, son dönemdeki fiziksel değişimi ve fit görüntüsüyle beğeni topluyor.

Source: Haberler


Gipsy Kings”in kurucularından Tonino Baliardo: Türkiye”deki hayranlarımızla buluşacak olmaktan heyecan duyuyoruz

“Bamboleo”, “Volare”, “Djobi Djoba” ve “Un Amor” gibi unutulmaz şarkılara imza atan, Latin müziğin efsanevi grubu, 28 Mayıs”ta Eskişehir Fuar ve Kongre Merkezi”nde, 30 Mayıs”ta ise Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu”nda sahnede olacak.

Topluluğun kurucu üyelerinden Tonino Baliardo, dünya turnesini, Eskişehir ve İstanbul konserlerini ve müzik yaşamını AA muhabirine değerlendirdi.

Baliardo neşeyi, tutkuyu ve hüznü içinde barındıran Latin müziğin nesiller boyu aktarılarak bugüne geldiğini dile getirerek, “Gipsy Kings”in diğer üyelerini ve modern müzikleri de dinliyorum. Yazarken her zaman geleneksel çingene ruhunu aklımda tutarım ama ara sıra modern fikirler de eklerim. Şu anda, tüm bu unsurları içerecek “Historia” adlı yeni bir albüm kaydediyorum.” dedi.

Çok küçük yaşlardan itibaren dünyanın en iyi gitaristlerini dinleyerek ve izleyerek büyüdüğünü vurgulayan Baliardo, gitarın hayatının ve kültürünün önemli bir parçası olduğunu söyledi.

“Türkiye”nin zengin bir tarihi ve ilginç bir kültürü var”

Başarılı sanatçı, Türkiye”de defalarca konser verdiğinin altını çizerek, şu bilgileri verdi:

“Türkiye”deki hayranlarımızla buluşacak olmaktan heyecan duyuyoruz. Türkiye”nin zengin bir tarihi ve ilginç bir kültürü var. Dinleyicilerimiz her zaman coşkulu ve bunu sahnede hissediyoruz. Tabii Türk yemeklerini ve kahvesini de unutmamak lazım. Dünyayı dolaşma şansı buldum ve mütevazı bir geçmişim var. Hayatım bana şunu öğretti; özellikle de içinde yaşadığımız bu zorlu dünyada, müzik tüm insanları bir araya getirir.”

“Bamboleo” adlı eserlerini defalarca söylediğini belirten usta sanatçı, konser başladığında seyircinin dans etmeye hazırlandığını görmekten çok büyük mutluluk duyduğunu ifade etti.

Tonino Baliardo, Gipsy Kings olarak yeniliklere ve değişimlere açık olduklarını söyledi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“Montpellier”de, hepimizin kullandığı bir stüdyom var. Turneden döndüğümde evde olmak, hele de torunlarımla vakit geçirmek beni mutlu ediyor. Gitarım hep yanımdadır. Birkaç fikir üretir, oğullarıma çalarım. Sonra Gipsy Kings”ten Sami, Mounin ve Miguel katılır. Birlikte çalar, sohbet eder ve kaydederiz. Biz bir aileyiz. Yaptığımız iş bu. Cosso ve Mikeal benim oğullarım. Hepimiz akrabayız. Hepsi bizim müziğimiz ve yaşam tarzımızla büyüdü. Hayatta kalmak için yeni nesillere yer açmalıyız.”

“Hayalinizin peşinden gidin”

“Historia” adlı albümünün çalışmalarının devam ettiğini vurgulayan Baliardo, “Farklı sanatçılar sık sık albümlerinde çalmamı istiyor ve bunu yapıyorum. Ayrıca, Amazon Prime için hayatımı anlatan ve 18 aydır çekimleri süren bir belgesel hazırlanıyor. Albümle birlikte gelecek yıl yayınlanacak.” ifadelerini kullandı.

Baliardo, Grammy ödüllü bir sanatçı olarak genç müzisyenlere, “Hayalinizin peşinden gidin. Bugün müziği keşfetme şeklimiz, benim müziğe başladığım dönemle kıyaslanamaz.” tavsiyesinde bulundu.

Tonino Baliardo kimdir?

Fransa”nın Montpellier kentinde 1960″ta dünyaya gelen ​Tonino Baliardo, Fransız bir flamenko gitaristidir.

Ünlü flamenko gitaristi Manitas de Plata”nın yeğeni olan Baliardo, 1978″de Nicolas Reyes ile Gipsy Kings grubunu kurdu.

Grubun kurucuları Nicolas Reyes ve Tonino Baliardo, Gipsy Kings markasını büyüterek yollarına devam ediyor.

Grubun solo gitaristi olarak “El Maestro” lakabını alan usta sanatçı, grubun enstrümantal düzenlemelerinde ve gitar partisyonlarında belirleyici bir rol oynadı, sahne performanslarıyla da büyük beğeni topladı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source: