İftarın da sahurun da gözdesi lahmacun
Yarısı geride kalan Ramazan ayı, çarşı pazara getirdiği hareketle esnafın yüzünü güldürmeye devam ediyor. Çarşı pazarın yanı sıra online alışverişlerde de büyük bir hareketlilik yaşanıyor. Ramazana özel kampanyalar yapan e-ticaret firmaları gidişattan memnun. Geçtiğimiz yıllara kıyasla satışların ciddi anlamda arttığını söyleyen Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği (ETİD) Başkanı Hakan Çevikoğlu, “Süpermarket, yemek, giyim gibi tüm kategoriler dahil edildiğinde Ramazan ayında online tarafta 150-200 milyar TL”lik alışveriş yapılmasını bekliyoruz” diye konuştu. Çevikoğlu, özellikle güllaç, hurma ve kuruyemiş satışlarında çok büyük bir artışın yaşandığını kaydetti. Ramazanda en çok dikkat çeken artışlardan birinin de yüzde 20″lik artışla küçük ev aletleri satışlarında yaşandığını söyleyen Çevikoğlu, “Ekmek yapma makinesi en çok satılan küçük ev aleti. İnternet alışverişlerde tüm kategoriler dahil edildiğinde Ramazan ayında en çok alım yapılan saat 22.00” dedi. SAHURDA İKİ KATINA ÇIKIYOR “Ramazan ayında her yıl olduğu gibi bu yıl da gün içerisindeki sipariş miktarında bir düşüş gözlemliyoruz” diyen Yemeksepeti CEO”su Mert Baki ise 2024 yılı Ramazan ayına kıyasla, toplam sipariş sayısında yüzde 20″ye yakın bir artış gördüklerini söyledi. Baki, “Sahur vaktindeki sipariş artışı ise iftarın iki katı civarı” diye konuştu. Yılın diğer zamanlarına göre Ramazan ayında yaşanan sipariş düşüşünün, “Hızlı ticaret” kısmı dedikleri Yemeksepeti Market ve Mahalle”de daha az olduğunu belirten Baki, şöyle devam etti: “Bu da aslında, Ramazan boyunca kullanıcılarımızın hazır yemek yerine, satın aldıkları malzemelerle evde yemek yaptıklarını gösteriyor.” MERCİMEK ÇORBASI İKİNCİ Ülke genelinde verilen siparişlerin çeşitlerine bakıldığında hem iftarda hem sahurda en çok sipariş edilen yemeğin “lahmacun” olduğu bilgisini paylaşan Mert Baki, “İftarda en çok sipariş edilen ürünler sırasıyla; lahmacun, mercimek çorbası, patates kızartması, Adana dürüm ve tavuk tantuni dürüm. Sahur vaktinde en çok sipariş edilen ürünler ise lahmacun, mercimek çorbası, patates kızartması, kuşbaşılı kaşarlı pide ve Adana dürüm.” Baki, illere göre en çok sipariş alan yemeklerle ilgili ise şu bilgileri verdi: “Adana”da Adana kebap, Gaziantep”te tavuk döner dürüm, Konya”da etli ekmek, Kahramanmaraş”ta tavuk döner dürüm en çok sipariş edilen yemekler.” YARDIM KOLİSİNE YÜKSEK TALEP Ramazan ayında alışveriş saatlerinin değişkenlik gösterdiğini ifade eden Hepsiburada yetkilileri, gün içinde harcama oranının düştüğünü belirtiyor. Ramazan”da Hepsiburada”da en çok satılan ürünler temel gıda, kahvaltılık ve bakliyat olarak öne çıktı. Ramazan paketlerinin hem bireysel tüketiciler hem de ihtiyaç sahiplerine yönelik yardımlar kapsamında yüksek talep gören ürün grupları arasına girdiğini kaydeden yetkililer, “Güneydoğu Anadolu Bölgesi”nde bakliyat ve et ürünlerine olan talep yüksek olurken, Ege ve Akdeniz Bölgelerinde zeytinyağı ve zeytin çeşitleri daha fazla tercih ediliyor. İç ve Doğu Anadolu bölgelerinde ise unlu mamuller ve kahvaltılık ürünlerin tüketimi daha yaygın. Bu yıl, geçtiğimiz yılın aynı dönemine kıyasla gıda ve içecek kategorisi satışlarında da artış gerçekleşti” dedi. GÜNEYDOĞU VE AKDENİZ HAMBURGER YEDİ Yemeksepeti kullanıcılarının tercihlerinin büyük oranda benzer olduğunu açıklayan Baki, “Özellikle Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz Bölgeleri”nde bazı farklılıklar gözlemliyoruz. Diğer bölgelerde “lahmacun” en fazla tercih edilen ürün olurken; Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz Bölgelerinde “İkili hamburger menü” tercihi öne çıkıyor. Diğer bölgelere göre bir farklılık oluşturuyor” ifadelerini kullandı.
Source: Merve Bi̇lkay
Müdire Hanım”ın yaptığına bakın: Noel Baba”nın çatısını villasına götürmüş
Dünyaca ünlü Noel Baba (Aziz Nikola) Kilisesi”ne ait çatı malzemelerinin, Demre Müzesi Müdürü Nilüfer Sezgin tarafından kendi villasının inşaatında kullanıldığı iddiası, kültür camiasında şok etkisi yarattı. Yüzyıllardır binlerce turisti ağırlayan tarihi yapıya güneş ve yağmurdan koruma amacıyla yapılan çatı sisteminin, yeni bir proje ile değiştirilmesi sonrası depoya kaldırılan malzemeleri, Sezgin”in usulsüz bir şekilde inşaat alanına taşıdığı ortaya çıktı.
Depodaki Eksilmeler Skandalı Ortaya Çıkardı
Demre Müzesi”ne ait depoda koruma altında tutulan demir, çelik ve plastik malzemelerin zamanla eksildiğini fark eden depo personeli, güvenlik kameralarını inceledi. İnceleme sonucunda Müzeci Nilüfer Sezgin”in birkaç işçiyle birlikte bu malzemeleri araca yüklediği ve kendi arsasına götürdüğünü belgeleyen görüntüler elde edildi.
Mübir Deliller Sonrası Jet Hızıyla Açığa Alındı
Elde edilen videolu ve fotoğraflı kanıtlar İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü”ne iletilirken, Bakanlık müfettişleri de derhal harekete geçti. Görüntüler titizlikle incelendikten sonra soruşturma süreci başlatıldı. Gelen ilk bulgularla birlikte Sezgin, görevden uzaklaştırıldı.
Yetkililerden İlk Açıklama
Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü yetkilileri konuya ilişkin yaptıkları açıklamada, “Olayla ilgili geniş kapsamda bir soruşturma sürdürülmektedir. Elimizde güçlü deliller bulunuyor. Bakanlığımız tarafından görevlendirilen müfettişler konuyu tüm boyutlarıyla değerlendirmektedir. Sürecin en kısa sürede tamamlanması bekleniyor” ifadelerine yer verdi.
Kiliseye Ait Eski Çatı Sistemi 2022″de Sökülmüştü
Noel Baba Kilisesi”nin üzerinde yaklaşık 30 yıl boyunca bulunan ve geçici olarak inşa edilen çatı, 2022 yılında kaldırılmış, yerine modern ve daha hafif bir sistem yerleştirilmişti. Ancak depoya kaldırılan eski malzemelerin yasa dışı biçimde kullanılması, Demre”de infial yarattı.
Tek Suçlaması Bu Değil!
Sezgin’in adı, daha önce de tartışmalı bir arazi satışı ile gündeme gelmişti. İddialara göre, birinci derece sit alanı olarak belirlenen bir arsa, Sezgin tarafından satın alındı. Kısa bir süre sonra sit derecesi değiştirilerek inşaat yapımına uygun hale getirildi ve hemen ardından burada villa inşaatı başlatıldı. Devam eden soruşturma süresince bu kez de çatı skandalının ortaya çıkması, Sezgin’in hukuki durumu hakkında ciddi soru işaretleri oluşturdu.
Source: Haber Merkezi
Bursa”da vatandaşlar Rumeli müzikleriyle sahur yaptı
İnegöl’de asırlardır sürdürülen geleneğin yaşatılması amacıyla vatandaşlar sahura Rumeli ezgileriyle uyandırıldı. Yöresel kıyafetler giyinip müzik eşliğinde sokaklarda dolaşarak vatandaşları sahur için çağıran Rumeli Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği üyeleri, tef, darbuka, akordiyon ve klarnetle Balkan müzikleri çalarak sokak sokak dolaştı.
İlçe sakinleri, bu neşeli müziklerle sahura kalkmanın keyfini yaşarken, dernek üyeleri de yöresel halk oyunlarını sergileyerek etkinliğe renk kattı. Pencerelere çıkan vatandaşlar gençlerin performansına alkışlayarak destek verdi.Etkinlikte yer alan görme engelli akordiyon sanatçısı Hüseyin Şentürk de çaldığı ezgilerle büyük beğeni topladı. Mahalleli, gençlere evlerinde yaptıkları börek ve tatlılardan ikram etti. Ekip, yaklaşık 5 kilometre yürüyerek etkinlik boyunca toplanan böreklerle sahurlarını yaptı. İnegöl Rumeli Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Serdar Ay, “Bu, derneğimizde bir gelenek haline geldi ve her ramazan ayında yapıyoruz” dedi. (
Source:
Edirne-Keşan Kent Müzesi, 1 yılda 95 bin ziyaretçi ağırladı
Keşan ilçesi Yukarı Zaferiye Mahallesi Necati İşcan Caddesi”nde 1914 yılında inşa edilen, Çanakkale Savaşı”nda “cephe gerisi hastanesi” olarak yaralı askerlerin tedavi edildiği bina, daha sonraki yıllarda da Kızılay ve Memleket Hastanesi olarak hizmet verdi. Keşan Belediyesi tarafından restore edilen bina, Keşan Kent Müzesi’ne çevrildi. 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi”nin 109″uncu yıl dönümünde törenle açılan Keşan Kent Müzesi, 1 yılda yaklaşık 95 bin ziyaretçi ağırladı.
Keşan Kent Müzesi Koordinatörü Arkeolog Aslı Avcı, müzenin açılışından bu yana 1 yıl geçtiğini belirterek, “Bizim için çok hızlı bir yıl oldu. 1’inci yaşımızı kutluyoruz. Bu süreçte 7’den 70’e yaklaşık 95 bin ziyaretçiyi müzemizde ağırladık. Özellikle okul grupları bize çok ilgi gösterdi. Sadece Keşan’dan değil çevre il ve ilçelerden de çok fazla okulumuz bizi ziyaret etti. Bunun dışında müzemizde atölye çalışmalarımızı gerçekleştirdik. Yogadan, İngilizce oyun atölyesine, marteniçka bileklik atölyesinden, ara-bul etkinliklerine pek çok atölyeyi ücretsiz olarak gerçekleştirdik. Özellikle bunu çocuklar ve gençler için organize ettik. Yaklaşık bin öğrenciye bu şekilde ulaştık. Bunların dışında kişisel ve kurumsal sergilere ev sahipliği yaptık. Sanatı ve bilimi Keşanlılarla buluşturduk. Tabii bunun dışında kurumlarla da iş birliği yaptık. Özellikle DenizTemiz Derneği ve belediyemizle birlikte deniz kirliliği, çevre ve iklim konularında DenizTemiz Derneği’nin atölye çalışmaları için burada onlara ev sahipliği yaptık. Orada da gençlerimiz ve çocuklarımız çevreyle ilgili atölye gerçekleştirdiler. Onlarda bir çevre farkındalığı oluşturduk” dedi.
‘HEM EDEBİYATA HEM DE SANATA EV SAHİPLİĞİ YAPIYORUZ’
Kent müzesinin ilçedeki üniversitelerle iş birliği içerisinde çalıştığını ifade eden Avcı, “Kentimizde bulunan üniversitelerle iş birliğimiz devam ediyor. Trakya Üniversitesi Yusuf Çapraz Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu’nun öğrenci toplulukları atölye çalışmalarını müzemizde gerçekleştiriyorlar. Biz de onlarla burada olmaktan büyük keyif alıyoruz. Hem hocalarımız hem öğrencilerimiz böyle bir atmosferde kitap okuma ve görsel sanatlar etkinliklerini burada gerçekleştiriyorlar. Hem edebiyata hem de sanata ev sahipliği yapıyoruz. Bunun dışında biz de halkımız için bir şeyler yapıyoruz. Müze Kafe’yi hizmete açtık. Bir nefes alma noktası ve bir mola yeri gibi oldu Müze Kafe. Orada da hem emeklilerimiz hem gençlerimiz bir arada, birlikte keyifli vakit geçiriyorlar. Biz Keşan Kent Müzesi olarak en başından beri şehrin sanat, kültür, eğitim kampüsü olma iddiamızı tüm bu etkinliklerle gerçekleştirdiğimize inanıyoruz. Bu bakış açısıyla etkinliklerimize, iş birliklerimize devam edeceğiz” diye konuştu
Source: Haber Merkezi
Hatay’da restore edilen İlk Kurşun Müzesi ziyarete açıldı
Özerli Mahallesi”nde Gazi Mustafa Kemal Atatürk”ün yanı sıra milli mücadelede ön saflarda yer alan Selim Çavuş, Hacı Emin Hoca, Mustafa Deliağa, Çifte Tabancalı Müftü, Mehmet Kara, Karahasan Paşa”nınkinin de aralarında bulunduğu 11 bal mumu heykelinin yer aldığı üç katlı İlk Kurşun Müzesi, 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinde hasar aldı. İstiklal madalyaları, resmi belgeler, silahlar ve resimlerin yer aldığı müze, depremin ardından kapatılıp, restorasyona alındı. Özellikle milli mücadelenin kahramanlarının mal mumu heykellerinin büyük ilgi gördüğü müze binasında Dörtyol Belediyesi tarafından güçlendirme çalışması yapıldı. Binada yapılan çalışmanın ardından müzenin restorasyonu tamamlanarak geçen günlerde tekrar ziyarete açıldı.
“KURTULUŞ MÜCADELESİNİ ANLATIYOR”
İlk Kurşun Müzesi’nin, ilçenin kahramanlık simgesi olduğunu söyleyen Dörtyol Belediye Başkanı Bahadır Amaç, “Depremde aldığı hasarlardan sonra ziyaretçiye kapattık ve güçlendirme çalışmasını yaptık. Depremde hasar gören alanlar restore edildi. İlk Kurşun Müzesi”ni sosyal alanlarıyla birlikte yeniden halkın ziyaretine açtık. Müzemiz, kurtuluş mücadelesini anlatıyor. Özellikle ziyarete gelen çocuklarımız kendi tarihleri hakkında bilgi sahibi oluyor” dedi.
“İNSANIN TÜYLERİ DİKEN DİKEN OLUYOR”
Ziyaretçilerden Tarkan Konur da “İçeriyi gezdiğimiz zaman insanların tüyleri diken diken oluyor. Muhteşem bir yer. Ecdadımızın yadigarlarını, emanetlerini görmek bizlere ayrı bir gurur veriyor. Kara Mehmet Paşa, Hasan Paşa gibi Anadolu’daki Milli Mücadeleyi başlatan ecdadımızın yadigarlarını buralarda görmek bizlere gerçekten gurur verdi” diye konuştu.
Source:
Büyük Aile Platformu “gündüz kuşağı” programlarının olumsuz yayınlarına karşı harekete geçti
Platform, son yıllarda televizyon programlarında, çocuk istismarı, cinsel taciz, saldırı, şiddet ve cinayet gibi unsurların işlenmesi, reyting uğruna toplumun genel ahlakına zarar veren içeriklerin yaygınlaşması, şiddet ve entrikayla çarpık ilişki ağlarının sıradanlaştırılarak normalleştirilmesi gibi olumsuzlukların artması nedeniyle harekete geçti.
Bu konuda farkındalık oluşturmak için imza kampanyası başlatan platform, Türkiye”nin 81 ilinde söz konusu programlara düzenleme yapılması için imza toplamaya başladı.
Kamuoyu oluşturulması hedeflenen kampanya sonucunda toplanan imzalar, gerekli düzenlemelerin yapılması talebiyle ilgili kurumlara teslim edilecek.
“Aileyi bozmaya çalışan tüm unsurlarla mücadele veriyoruz”
Büyük Aile Platformu Genel Sekreteri Serdar Eryılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, platformun Türkiye”nin 81 ilinde 400″den fazla, her kesimden, ideolojiden, siyasi görüşten, yaşam tarzından sivil toplum kuruluşu üyesi bulunduğunu belirtti.
Ortak paydalarının aileyi korumak olduğunu ifade eden Eryılmaz, “Aileyi bozmaya çalışan tüm unsurlarla mücadele veriyoruz. Bizim mücadele alanımızdan birisi de imza kampanyaları. Daha önce LGBT propagandası yapan derneklerin kapatılmasıyla alakalı 150 bin ıslak imza toplayıp Meclis”imize sunmuştuk. Şimdiki imza kampanyamız da “Ekranlarda çürümeye dur de.” şeklinde başlattığımız ve öncelikle gündüz kuşağı diye adlandırdığımız, “kadın programları” diye söyleniyor, onların yasaklanması ya da ıslahıyla ilgili.” diye konuştu.
Eryılmaz, “Programlar tamamen ekranlardan kaldırılsın” demediklerini ama programların içeriği itibarıyla aile değerlerine zarar verdiğini anlatarak, “Bununla ilgili ülke sathında bir imza kampanyası, şikayet kampanyası başlattık. Şimdi imzadaki muradımız şu; biz arzu ediyoruz ki, bu gündüz kuşağı programları aile değerlerimize dönük güzel içerikler, güzel muhtevalar sunsunlar.” ifadelerini kullandı.
“Sağlık”, “iyi anne, baba olmak”, “aile içi iletişim” gibi güzel birçok konunun yer aldığı gündüz programları da olduğunu dile getiren Eryılmaz, bahsettikleri gündüz kuşağı programlarında ise insanların özel hayatlarının anlatıldığını ve bazı konuların akılalmaz boyutlara ulaştığını söyledi.
“Vatandaşlarımızın rahatsız olduklarını biliyoruz”
Serdar Eryılmaz, bu tür şeylerin yayınlamasına yönelik bir düzenleme getirilmesini istediklerini belirterek, şöyle devam etti:
“Konuyla alakalı hem ilgili bakanlıklar hem RTÜK”le görüştük. Cezalar kesiliyor ancak bunlar caydırıcı olmuyor. Bu programlar cezalarını ödüyorlar. Televizyon kanalları sırf reyting uğruna bu programları devam ettiriyor. Programların devam etmesinde mahsur yok ama içeriğinin bu şekilde olması bizim için son derece mahsurlu. Biz burada tüm ülkedeki vatandaşlarımızın, Türk vatandaşlarımızın bundan rahatsız olduklarını biliyoruz. Sadece çıkıp böyle kapatılsın demiyoruz. Bilimsel çalışmalarımız, saha araştırmalarımız var.”
Saha araştırmalarında, aslında izleyenlerin de durumdan rahatsız olduklarını gördüklerini ifade eden Eryılmaz, “Yani izlediğini söyleyen annelerimiz, ablalarımız, hanımefendiler, ev hanımları aslında durumdan rahatsızlar. Biz saha araştırmasıyla bunu fark ettiğimizde hemen ilgili makamlarla görüştük. Bunların muhakkak yasaklanması lazım.” dedi.
Eryılmaz, bu durumun bir başka boyutu daha olduğunu kaydederek, “Siz şimdi ekranlarda bu çarpık ilişkileri, cinsel tacizleri, şiddeti bu kadar alenen söylediğinizde aslında bir şeyleri meşrulaştırmış oluyorsunuz. Bunu izleyen, içerisinde kötülük olan insanlar da “Bunu herkes yapıyor. Baksanıza her gün televizyonlarda çıkıp anlatıyorlar. Demek ki ben anormal değilim. Bunu ben de yapabilirim.” diyor. Onları azmettirmiş oluyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
İmza kampanyası 1 Mayıs”a kadar devam edecek
Platformun 400″den fazla sivil toplum kuruluşuyla sokaklarda imza topladığını belirten Eryılmaz, şunları kaydetti:
“81 ilde valilikler nezdinde izinler alınmış, belediye başkanlarına, belediye başkanlıklarına bilgi verilmiş şekilde bu imza kampanyalarını yürütüyoruz. Ayrıca 40″tan fazla şehirde de aile platformları var. Büyük Aile Platformunun ülke genelinde yürüttüğü bu çalışmanın illerde izdüşümü olan aile platformları var. Onlar da bu imza kampanyasına destek veriyor. Bu kampanya sonunda en az 150 bin ıslak imzaya ulaşabilirsek bunu TBMM”ye, Cumhurbaşkanı”mıza ve RTÜK”e sunacağız. Vatandaşımızın T.C. kimlik numarasını, isim, soy isim bilgilerini aldığımız bu formlarla doldurulmuş ıslak imzaları Meclis”e sunduğumuzda, TBMM bunu gündeme almak durumunda.”
Eryılmaz, imza kampanyasının 1 Mayıs”a kadar devam edeceğini belirterek, “Biz aslında yani ramazan sonunda, bayram gibi sonlandırmayı düşünüyorduk. Ancak çok fazla talep var Anadolu”dan. Daha henüz imza kampanyasına yeni başlayanlar var, uzatılmasını istediler. Biz 1 Mayıs”a kadar bir süre tanıdık. 1 Mayıs”ta inşallah 150 bin değil, belki 200, 300 bin, belki yarım milyon imza toplamayı düşünüyoruz.” diye konuştu.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Büyük Çamlıca Camisi”nde çocuk şenliği düzenlendi
Camide teravih namazının kılınmasının ardından çocuklar için farklı etkinlikler ve aktiviteler gerçekleştirildi. Hacivat-Karagöz gösterisini, aileleriyle birlikte ilgiyle izleyen çocuklara pamuk şeker, patlamış mısır ve balon dağıtıldı.
Server Yaşam Vakfı Gençlik Birimi Başkanı Dr. Muhammed Fatih Ertaş, etkinliğe ilişkin yaptığı açıklamada, Ramazan ayının şenlikle kutlanması gerektiğini söyledi.
Ertaş, burada çocuklara unutamayacakları bir atmosfer yaşattıklarını belirterek, “Bu şenlikleri iki yıldır düzenliyoruz. Bu yıl Büyük Çamlıca Camisi”ndeyiz. Bu şenliklere aileler çocuklarını getirmiyor, çocuklar ailelerini kolundan tutup getiriyor. Teravih namazından sonra aileler, çocuklarıyla beraber eğlenceli anlar geçiriyor.” dedi.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Şanlıurfa”da bulunan Roma dönemine ait columbariumlar kayıt altına alınıyor
Vali Hasan Şıldak, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Haliliye ve Bozova ilçelerinde columbariumların yer aldığını belirtti.Kültür Envanteri Projesi kapsamındaki columbariumların Roma dönemine ait olduğunu bildiren Şıldak, söz konusu eserlerin Anadolu”da az sayıda örneği bulunduğunu ifade etti.Columbariumların yer altı yapısı olduğunu aktaran Şıldak, bu yapılarda ölülerin küllerini saklamak için kullanılan kapların yerleştirildiği nişlerin bulunduğunu kaydetti.
Source: Www.star.com.tr
18 Mart Çanakkale Zaferi şiirleri
Bu yıl 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi nin 110. yıl dönümü yurdun dört bir yanında coşkuyla kutlanacak. Bu kapsamda 18 Mart Çanakkale Zaferi şiirleri 2-3-4-5 kıtalık seçenekleri binlerce öğrenci tarafından araştırılmaya başladı. 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi şiirleri haberturk.com tarafından derlendi. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük başarılarından biri olan bu günün anlam ve önemine vurgu yapan dizeler haberimizin devamında yer alıyor! İşte en güzel, anlamlı, resimli, uzun ve kısa 18 Mart şiirleri…18 MART ÇANAKKALE ZAFERİ ŞİİRLERİ 18 MART ÇANAKKALE Bulutlar sarmıştı her yanı, Kapkara bir geceydi, Yağmur,bardaktan boşalırcasına, Sağnak gibi yağıyordu, Yedi düvelin gemilerinden yükselen, Top,tüfek sesleri, Her yanı inletiyordu, Mustafa Kemalin askerleri, Aslanlar gibi dövüşüyordu, Ve Çanakkale kahramanca, Düşmana selam veriyordu, Kükrüyordu tepeden, Mustafa Kemal, Vatanıma ayak basacaksa düşman, Yaşamanın ne gereği var, En son nefer ölünceye kadar, Dövüşeceksiniz aslanlar, Görecek bütün dünya, Ne aslanlar doğururmuş, Emineler, Hatçeler, Ayşeler, Fatmalar. ALİ OSMAN YILMAZÇANAKKALE GEÇİLMEZ Çanakkale dediğin manasızdır sanma sen Ordaki şehitlerdir tarihlere şan veren Vatan toprağı için can ile serden geçen Korkuyor bu kafirler tüyleri diken diken Su üstü mayın dolu nusret toplar mayını Bir yandan Elizabeth düşünüyor canını Komayacağız yerde şehitlerin kanını Korku bilmez bu millet artıracak şanını Mehmedoğlu Seyyid in mermiyi kaldırışı Dünya durdu, dönmüyor seyreyliyor yarışı Anlayacak kafirler bucağı ve karışı Türküm başkaldırdı ki zaferdir haykırışı Gaza, cihad nasib et Türk milletine ya Rab! Anzak, Hindu, İngiliz… Hepsi harab ve bitab Her renk, her dil, her kıta bilsin ki bu kutlu ab Çanakkale suyu bu ne Rum dinler ne Arab Anafarta, Dardanos, Boğalı, Seddülbahir Türktedir bu topraklar dünyada evvel ahir Kayboldu İngilizler bilinmiyor nerdedir Çanakkale Geçilmez bu da açık gerçektir SAMET MEHMET BORABİR YOLCUYA Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın Bu toprak, bir devrin battığı yerdir. Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın Bir vatan kalbinin attığı yerdir. Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda Gördüğün bu tümsek, Anadolu nda İstiklal uğrunda, namus yolunda Can veren Mehmet in yattığı yerdir. Bu tümsek, koparken büyük zelzele, Son vatan parçası geçerken ele, Mehmet in düşmanı boğduğu sele Mübarek kanının kattığı yerdir. Düşün ki, haşre dek kemiğin, etin Yaptığı bu tümsek, amansız çetin Bir harbin sonunda bütün milletin Hürriyet zevkini tattığı yerdir. NECMETTİN HALİL ONANBÜLENT ECEVİT – ÇANAKKALE Söyle arkadaşım dedi Anadolulu Mehmet Yanıbaşında ki Anzak erine Nerelerden kopup gelmişin Neden çökmüş bu mahsunluk üzerine Dünyanın öbür ucundan dedi gencecik Anzak Öyle yazmışlar mezar taşıma Doğduğum yerler öylesine uzak Örtündüğüm topraksa gurbet bana Dert edinme arkadaşım dedi Mehmet Değil mi ki yurdumuzun koynundasın ilelebet Sende artık bizdensin Sende bencileyin bir Mehmet Çanakkale toprağının Üstü cennet altı mezar Kavga bitmiş mezarlarda Kaynaş olmuş yiten canlar Ya sen dedi Mehmet Oyun çağındaki İngiliz erine Yaşın ne senin kardeş böylesine erken buralarda işin ne Yaşım sonsuza dek on beş dedi ufak tefek İngiliz eri Köyümde askercilik oynar coştururdum trompetle bizimkileri Derken kendimi cephede buldum Oyun muydu gerçek miydi anlamadan Bir sahici kurşunla vuruldum Sustu boynumdaki trompet Son verildi böylece oyundan bozma işime Gelibolu da bana bir yer kazıldı Mezar taşıma Onbeşinde trampetçi yazıldı Öyküm de künyem de bundan ibaret… Yağmur yağıyordu usul usul toprağa Gözyaşları düşerek üstüne sanki Damla damla ağlıyordu uzaktan uzağa Sahibini yitiren bir trompet Ya sizler dedi Mehmet Dünyanın dört kıtasından Mezar dolusu erlere Hangi rüzgar savurdu sizleri bu bilmediğiz yerlere? Kimi İngiliz di kimi İskoç Kimi Fransız dı kimi Senegalli Kimi Hintli kimi Nepalli Kimi Avustralya dan Yeni Zellanda dan Anzak Gemiler dolusu asker Her biri niye geldiğinden habersiz Gelibolu nun oya gibi koylarından sızarak Tırmanmışlardı dağa bayıra Siper siper yara gibi yarılan toprak Mezar olmuştu savaş ardından onlara Kiminin burada yattığı sanılır Kiminin adı bilinse de mezarı bilinmez Kiminin de mezar taşında On altı,on yedi on sekiz yaşında Ebedi istirahate çekildiği yazılı Çanakkale topraklarında Her birinin erken biten yaşam öyküsü Eski yazıtlar gibi taşlara böyle taşlara böyle kazılı Anlamaz mıyım dedi halinizden kardeşler adına yazılı taşı bile olmayan asker Anadolulu Mehmet Bende yüzyıllarca yaban ellerde Neyin uğruna bilmeden can vermişim Kendi yurdum uğruna can vermenin tadına İlk kez Çanakkale de ermişim Uğrunda can verdikçe vatanlaştı ancak Ekip biçtiğim padişah mülkü toprak Değil mi ki sizler alamazsanız bile Bu topraklar almış sizleri basmış bağrına Sizlere de vatan sayılır artık Çanakkale… Çanakkale toprağının Üstü cennet altı mezar Kavga bitmiş mezarlarda Kaynaş olmuş yiten canlar Bir garip savaştı Çanakkale Savaşı Kızıştıkça kızgınlığı dindiren Ara verdikçe ateşe düşmanı kardeşe Döndüren bir savaş Kıyasıya bir savaştı Ama saygı üreten bir savaş Yaklaştıkça birbirine Karşılıklı siperler Gönüllerde yakınlaştı Düştükçe vuruşanlar toprağa Dostlar gibi kaynaştı Savaş bitti Ölenler kaldı sağlar gitti Köylü köyüne döndü evli evine Kır çiçekleri geldiler akın akın Çekilen askerlerin yerine Yaban gülleri dağ laleleri papatyalar Kilim kilim yayıldılar toprağa Siper siper Toprağın savaş yaralarını örttüler Koyunlar koruganları yuva yaptı kendine Kuşlar döndü gökyüzüne kurşunların yerine Çiçeğiyle yemişiyle yeşiliyle Silah yerine sapan tutan elleriyle Geri aldı savaş alanlarını doğa Can geldi toprağa silindikçe kan izleri Yeryüzünde cennet oldu öylece O cehennem savaş yeri Şimdi Çanakkale Gelibolu Bahçe bahçe Ülke ülke Mezar dolu Üstü cennet altı mezar Çanakkale toprağının Kavga bitirmiş mezarlarda Kaynaş olmuş yiten canlar Huzur içinde uyusun Vuruştukları topraklarda Kavgadan kinden uzakta Yanyana dostça yatanlarÇANAKKALE DESTANI Yaşamaz ölümü göze almayan. Zafer, göz yummadan koşana gider. Bayrağa kanının alı çalmayan, Gözyaşı boşana boşana gider! Kazanmak istersen sen de zaferi Gürleyen sesinle doldur gökleri Zafer dedikleri kahraman peri Susandan kaçar da coşana gider. Bu yolda herkes bir ey delikanlı Diriler şerefli ölüler şanlı Yurt için döğüşen başı dumanlı Her zaman bu şandan, o şana gider FARUK NAFİZ ÇAMLIBELÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin. Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer, O ne müthiş tipidir, savrulur enkazı beşer. Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak. Kafa göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el ayak Vurulup, tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, Bir hilal uğruna yarap ne güneşler batıyor. Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer. Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın? Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın. MEHMET AKİF ERSOYZİYA GÖKALP – ÇANAKKALE Uzaklarda bir ada var, Halkına derler İngiliz, Hem medeni, hem canavar, Fendinden emin değiliz. Doğrulukta Rus Kazağı, Onun yanında sofudur. Topu tutar dört bucağı Denizlerin Moskofu dur. Budur en gizli emeli: Müslümanlar uyanmasın! Uçtan uca İslam ili Kendine arpalık kalsın.. Allah dedi: Kabul olsun . Ümmetimin bedduası, Dağılsın ordusu Rus un, İngilizlerin donanması.. Türk dedi: Demek yaradan Kurtarmayı ister bizden; Karaları Kızıl Rus tan, Denizleri İngiliz den… Türk köyünden kalktı geldi. Hazırladı siperine… Bu geliş ok gibi deldi, İngiliz in ciğerini. Moskof dedi İngiliz e: Çanakkale aşılmalı; Kızıl, Kara, Akdeniz e Hakimiz, anlaşılmalı… İngiliz, Fransalı yı, Aldı beyaz kotrasına… Tutmuşum sandı yalıyı, Geldi Boğaz sefasına… Beş Mart ta iki donanma, Kal amıza saldırdılar… Toplarımız coşkun suya, Zırhlıları daldırdılar… İngilizler korktu kaçtı, Rus ümidi kesti artık; Anarşistler bayrak açtı, Rus ilinde düştü Çarlık… Çok geçmeden birdenbire, Parçalandı Rus ülkesi, Sevinçle düştü tekbire, Elli milyon Türk ün sesi… Ancak Turan hayal değil. Hakikata döndü bugün… Türk bilecek yalnız bir dil, Bizim için bu düğün… Çanakkale dört devlete, Galebeye sen çevirdin! Çar kölesi yüz millete, İstiklali sen getirdin! Senden ötürü bilsen daha, Kurtulacak nice ülke… Ne Afrika, ne Asya da, Kalmayacak müstemleke… Çünki nasıl karalarda, Artık yoksa Rus zorbası; Gezemeyecek deryalarda, İngiliz in donanması…ÇANAKKALE ZAFERİ Her şeyi hesaplayıp yurdumuzu böldüler Bizi yok etmek için sürülerle geldiler Türk ü tanımadılar gafletlere daldılar Mehmetçiği görünce kanı dondu kurudu Mehmetçik şehit oldu vatanını korudu Düşmanlar tekniğiyle işini kolay sandı Her taraf cehennemdi ateş barut ve kandı Çanakkale geçilmez; o ne müthiş destandı Can verdi Mehmetçikler vatanını korudu Ya ölüm Ya istiklâl; buydu şartı şurutu Cephede her yer müthiş, kan barut kokuyordu Mehmetçik mermisizdi süngüyü takıyordu Ölüme emir almış dualar okuyordu Taarruz için değil ölmek için yürüdü Düşmana dehşet saldı vatanını korudu İşte böyle ölümü ölümsüzlük bilmişler Ne engin iman gücü, ölürkende gülmüşler Anladı ki düşmanlar yanlış yere gelmişler Onları aynı anda büyük korku bürüdü Bizim şehitler ölmez onlar öldü çürüdü Der Mikdatî askerin her biri bil ki zahit Cengaverce savaştı vatan uğrunda şehit Kazanmayı bildiler imanlarıydı ahit Şadolsun ecdadımız vatanını korudu Ölen düşmanları da Mehmetçikler kürüdü MİKDAT BALYİĞİDİM / ŞEHİDİM Bakmakla bilinmez kıymetim/kadrim Her karşı toprağım kutsaldır benim Uğruma binlerce şehitler verdin Al kanla yazıldı tarih defterim Vurulup koynumda yatan yiğidim Kıyamette elbet sana şahidim Bu vatan uğruna gitti gençliğin Göklerden verildi rütben şehidim Vatan bir cehennem gibi yanıyor Dünya bizi mağlup olmuş sanıyor Suskun duran millet bir uyanıyor İttifaklar Mehmetçiği tanıyor Kahramanlar burda çoktur seçilmez Şehitlik şerbeti kolay içilmez Bir nefes anında umman geçilir Bilinir ki Çanakkale geçilmez Burası Türklerin ebedi yurdu Her Mehmet bir tabur düşman vurdu Böylece tüm dünya şanın duydu Yedi Düvel mecbur selama durdu Dinle beni dinle anla ey gencim Yiğitler koynumda artar direncim Atanın yazdı takvime göre Seninle akranım ben de çok gencim Huzurla şad olsun ruhu atanın Pişman oldu soyu bana çatanın Sonsuza dek sana kutsal vatanım (Bu)Övünç binlerce kefensiz yatanın Ey gencim ecdadın bedel ödedi Uğratma namerdi yurduma dedi Üzme sen Ata nı incitme emi Görevi ilahi bilincindendi Şöhreti saygıyla söylenip geldi ZEKİ İ. KIZILIŞIKÇANAKKALE Gün geçmiş, yıl geçmiş ne yazar. Her karış torağında bin, şehit bir mezar. Yeryüzünde yaşadıkça, tek dişi canavar. Türk milleti aynı destanı yine yazar. Sen rahat uyu ey şanlı şehit. Gölgesinde gölgelen al bayrağın. Hangi kem göz sana edebilir nazar. Türk milleti aynı destanı yine yazar. Yedi cihana yeter yazdığın destan. Gök kubbe ay, yıldız sana verir selam. Çanakkaleyi düşmana yaptınya mezar. Türk milleti aynı destanı yine yazar. Dünya döndükçe Çanakkale yine geçilmez. Kanınla suladın toprağı hangi canlı seni bilmez. Sen yazdın cihana şanlı tarihi artık kim bozar. Türk milleti aynı destanı yine yazar. ŞEFİK AYDEMİRÇANAKKALE DESTANI Yıl 1915 18 indeyiz Martın. Kendine gel biraz! Pek tekin değildi Çanakkale nin suyu, Geçilmez bu boğaz… Geçilmez bu boğaz… Bizi Ne topun yıldırır, Ne kurşunun. Çünkü artık Başladı cengimiz. Er meydanında bulunmaz dengimiz… Sen misin Mustafa Kemal im ileri diyen? İşte fırladık siperden. Sırtına yüklenmiş kahraman Seyit 276 kiloluk mermiyi, Koşuyor bataryasına ateşler içinden. Bu mermi denizlere gömecek Elizabet i Buvet i… Yanıyor bugün Anafarta lar yanıyor Denizler yanıyor, Dağlar yanıyor. Zafer bizimdir artık Düşman zırhlıları batıyor… Türk üm, Muzaffer olarak doğmuşuz bir kere. Bir karış toprak uğruna Kimimiz şehit oluruz. Kimimiz gazi. Hiç değişmez bu yazı. Dünyada her yer geçilir belki Lâkin geçilmez Çanakkale Boğazı… FAHRİ ERSAVAŞÇANAKKALE KAHRAMANLARI Malım, mülküm Eşim, dostum Yarim demediniz Hiç tereddütsüz Gidip can verdiniz Elimde bardağım Çayımı rahat içebiliyorsam Çünkü siz orda öldünüz Daha onbeşinde, onaltısında Kurşunlara yürüdünüz Helal edin hakkınızı Yapabildiğim tek şey bugün Bir Elhamla, iki damla gözyaşı Ruhunuz şadolsun Çanakkale Kahramanları AYŞE ADLIMÇANAKKALE DİYARINDA Denize takılan kilit Dünyayı kaldıran yiğit Alaylar var toptan şehit Çanakkale diyarında Kahraman şehit cavuşlar Şehitliğe uçan kuşlar Savaşta yeni buluşlar Çanakkale diyarındaÇANAKKALE GEÇİLMEZ Çanakkale bizimdir Kimseye vermeyiz Hakkımızla savaşırız Çanakkale yi geçirmeyiz Toprağımızı vermeyiz Çanakkale yi geçirmeyiz Çanakkale geçilmez Türkoğlu yenilmez Bayrağımızı koruruz Nice çocuklar için Rahat olsun çocuğumuz Çanakkale yi geçirmeyiz Nice düşman yeneriz Çanakkale yi geçirmeyiz Kırmızı beyaz bayrağımız İçin canımızı veririz NAİME DEMİRELÇANAKKALE Övün, ey Çanakkale, cihan durdukça övün! Ömründe göstermedin bin düşmana bir düğün. Sen bir büyük milletin savaşa girdiği gün, Başına yüz milletin üşüştüğü yersin! Sen savaşa girince mızrakla, okla, yayla, Karşına çıktı düşman çelikten bir alayla. Sen topun donanmayla, tüfeğin bataryayla, Neferin ordularla boy ölçüştüğü yersin! Nice tüysüz yiğitler yılmadı cenk devinden, Koştu senin koynuna çıkar çıkmaz evinden, Sen onların açtığı bayrağın alevinden, Kaç bayrağın tutuşup yere düştüğü yersin! Bir destana benziyor senin bugünkü halin, Okurken duyuyorum sesini ihtilalin. Övün, ey Çanakkale ki, Sen Mustafa Kemal in Yüz milletle yüz yüze ilk görüştüğü yersin! FARUK NAFİZ ÇAMLIBELAKINCILAR Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: İlerle! Bir yaz günü geçtik tuna Çanakkale Akrostiş Şiir Çanakkale geçilmez dediler, geçilmedi! Analar ağladı, oğullar savaştı. Ne olursa olsun dediler, cepheye gittiler; Analar ağladı, oğullar savaştı. Kürdü, Türk ü Laz ı Çerkez i, Kimi Harbiyeli, kimi liseli. Ağası da var, çiftçisi de, La İlahe İllallah! diyerek savaştı hepsi, En sonunda kazandılar bu büyük zaferi! YAHYA KEMAL BEYATLIÇANAKKALE TÜRKÜSÜ Çanakkale içinde aynalı çarşı Anne ben gidiyorum düşmana karşı. Çanakkale içinde sıra sıra selviler Binbaşı oturmuş asker öğütler. Çanakkale içinde bir kırık testi Anneler babalar ümidi kesti Arı burnundan çıktık yan basa basa Düşmanlar kaçıyor, kan kusa kusa.ZAFER MARŞI Tarihi çevir, nal sesi kısrak sesi bunlar Delmiş Roma nın kalbini mızrak gibi Hun lar Göktürkler, Uygurlar, Oğuzlar, Peçenekler Türk ün tarihine binbir zafer ekler Dünya atımın nalları altında ezildi Kaç haçlı sefer göğsüme çarpınca kesildi Bir gün gemiler dağlara tırmandı denizden Kudret ve zafer bizlere miras dedemizden.
Source: Habertürk