Derbi yine sınıfta kaldı

Derbi yine sınıfta kaldı

Gerilim filmi izlemek istesem o kadar çok alternatif var ki. Herhangi bir dijital platformdan bulur seyrederim mis gibi. Dünkü derbinin ilk devresi biraz da diyalogların çok olduğu, politik gerilim sinemasını daha çok andırıyordu. Ne olacağını kestiremiyordunuz maçı izlerken. Pozisyon yoktu, tempo ve oyunun kalitesi vasatın altındaydı. İki takım da tek bir düşüncede birleşmişlerdi sanki. Maçı kilitlemek! Ortam böyle olunca bütün Türkiye’nin izlediği can sıkıcı bir ilk yarı oynandı.

Okan Buruk ve Mourinho’nun önce kontrol düşüncesi doğal olarak oyunculara da yansımıştı. Forvetler sıkı markaj altında dönemiyorlardı bile. İki teknik direktör de kanat yollarını önlem alarak kapatmış ve önemli bir hücum opsiyonunu devre dışı bırakmışlardı. İlk yarı toplamda sadece 6 şut denemesi vardı takımların. 45 dakikada korner bile olmamıştı. Bu tarz maçların iyi olabilmesi bir gole bakar. Olursa oyunun ruhu ancak o zaman değişir.

Çağlar’ın sarı kartla oynamasını riske etmeyen Mourinho hemen Djiku’yu oyuna alırken, fazla etkili olamayan Szymanski’nin yerine de orta alanı daha mücadeleci yapmayı düşünerek Amrabat’ı sahaya sürdü.

Galatasaray’ın iyileri arasında Lemina ön plana çıkmıştı. Muslera kritik 2 kurtarış yaptı. Sara beklentilerin altında kalmıştı. Form düşüklüğü dönemine girmiş gibi. Yusuf sanki yirminci derbisini oynuyor gibi sakin ve klas göründü. Türk futbolu önemli bir savunma oyuncusu kazanıyor.

Bu maçın berabere bitmesi, psikolojik üstünlüğün Galatasaray’da devam etmesini sağlayacak. Fenerbahçe kaybetmek istemedi bunu anlıyorum ama Talisca daha önce oyuna girmeliydi mesela. Çünkü galibiyete kesinlikle Fenerbahçe’nin daha fazla ihtiyacı vardı. Alınacak 3 puan ligdeki senaryonun kesinlikle yeniden yazılması demekti.

Dün akşamki sonuçtan Okan Buruk memnundur. Mourinho kaybetmedi ama dengeleri değiştiremedi. Maçın hakemi Vincic, iyi maç yönetti ve akıllarda soru işareti bırakmadı.

Source: Ercan Taner