Devlet memuruyum emeklilik koşullarım nedir?

Devlet memuruyum emeklilik koşullarım nedir?

Soru: Ben devlet üniversitesinde akademisyen olarak çalışan bir kadınım. Haziran 2004 yılında bir devlet üniversitesinde işe araştırma görevlisi olarak başladım, Emekli Sandığı’na tabi olarak görevime devam ediyorum. Bir kadın olarak benim emeklilik koşullarım nedir? Büke T. Devlet memuru olarak ilk defa çalışmaya başladığınız tarih 2004 yılı haziran ayı olduğundan 5434 sayılı kanuna tabisiniz. Buna göre, emeklilik koşullarınız 5510 sayılı kanunun geçici 9. maddesinin üçüncü fıkrasındaki hükümlere göre belirlenecektir. Anılan fıkrada 8/9/1999 tarihinden 30/4/2008 tarihine kadar ilk defa sigortalı sayılan kadın devlet memurlarının emeklilik koşulları; – 58 yaş 25 tam yıl (9000 gün) veya, – 61 yaş ve 15 tam (5400 gün) yıldır. Belirtilen yaş ve prim ödeme gün sayılarını tamamlamanız halinde 4/c kapsamında emekli olursunuz. SSK KAPSAMINDA NASIL EMEKLİ OLURUM? Soru: İşe giriş tarihim stajyer olarak 5/5/1997, zorunlu sigortalılık olarak 1/6/1999’dur. 1591 gün SSK, 2886 gün banka sandığı olmak üzere toplam 4477 günüm var. Emekli olmak için eksik günüm ne kadar? 15 aylık askerlik sürem var. Bu süreyi borçlanıp geri kalan süreyi isteğe bağlı ödersem SSK kapsamında emekli olabilir miyim? 10 yıldır yurtdışındayım, eksik günlerimi tamamlayıp emekli olduğumda yurtdışında çalışabilir miyim? Borçlanmalarımı asgari veya ortalama kazanç üzerinden yapmam maaş ödemesinde çok fark yaratır mı? Ahmet Ersin K. Tüm sigorta kollarına tabi çalışma başlangıç tarihinizin 1/6/1999 olması nedeniyle EYT kapsamındasınız. Yani emeklilikte yaş haddi aranmaksızın, SSK kapsamında 5975 günle emekli olabilirsiniz. Mevcutta 4477 gününüz bulunduğundan eksik gün sayınız 5975-4477=1498’gündür. SSK kapsamında emekli olmanız için son 7 yıllık fiili hizmet süresi (2520) içinde en fazla gün sayısının SSK kapsamında geçmesi gerekmektedir. 2520 günden eksik gün sayınız olan 1498’i çıkardığımızda, 2520- 1498=1022 gün Banka Sandığı hizmetiniz bulunmaktadır. Geriye kalan 1498 günün tümünü SSK kapsamında öderseniz bu statüde emekli olursunuz. Ancak, emeklilik için tamamlamanız gereken 1498 günün bir kısmını SSK, bir kısmını Bağ-Kur kapsamında öderseniz o zaman son 7 yılda 3 farklı statü olacağından en fazla prim ödemesi yaptığınız statüde emekli olursunuz. Örneğin; 2520 gününüzün 1022 günü zaten banka sandığı kapsamında, 1498 günün 720 gününü SSK, geriye kalan 778 gününü Bağ-Kur kapsamında prim ödeyerek tamamlarsanız, Banka Sandığı (506 sayılı kanunun geçici 20. madde sandığı) kapsamında emekli olursunuz. Yani son 2520 gün içinde 3 farklı statüde hizmetin olması durumunda, en çok prim ödenen statüde emekli olursunuz. Askerlik hizmetinizi borçlanmanız eksik prim ödeme gün sayınızı tamamlamanıza yardımcı olur ancak, fiili askerlik hizmetiniz son 7 yıl içinde olmadığından, yaptığınız askerlik hizmet borçlanması son 2520 günü etkilemez. Banka Sandığı ve Bağ-Kur kapsamında emekli olmak istememeniz halinde, eksik hizmet süreniz olan 1498 günün; 238 gününü isteğe bağlı sigortaya prim ödeyerek son 1260 gününü ise SSK kapsamında çalışarak tamamlamanız gerekmektedir. Diğer taraftan, halen yurtdışında fiili olarak çalıştığınızı belirtmektesiniz. Yurtdışında geçen hizmet sürelerinizi 3201 sayılı kanuna göre borçlanıp, bu hizmet süreleri ile tarafınıza aylık bağlanmadığı sürece, yurtdışında çalışmanız emekli aylığı almanıza engel teşkil etmeyecektir. Diğer bir ifadeyle, sigortalılık başlangıç tarihinizin 2008/Ekim öncesi olup tamamen Türkiye’deki çalışmalarınızla tarafınıza aylık bağlanması nedeniyle, emekli olduktan sonrada yurtdışında çalışmaya devam edebilirsiniz. Yine, sigortalılık başlangıcından sonra yapılan askerlik hizmetinin borçlanılması halinde, askerlik yapılan ilgili yıllara gün ve kazanç olarak mal edilerek, emekli maaşının hesaplanmasında hem kazançları hem de aylık bağlama oranlarını etkilemektedir. Sigortalılar borçlanma başvuru tarihinde asgari ile azami kazanç arasında olmak kaydıyla istedikleri miktar üzerinden borçlanma yapabilmektedir. Borçlanma miktarı belirlenirken borçlanmanın kazanç olarak mal edileceği yıllardaki asgari/azami kazanç oranına dikkat edilmesi gerekmektedir. Kazanç oluşturulacak yıldaki oran, borçlanma talep tarihindeki orandan düşük ise kazanç oluşturulacak yılda geçerli orana göre borçlanma yapılması daha avantajlıdır. Çünkü daha az prim ödeyerek daha yüksek aylık alınabilecektir.

Source: Nergis Şimşek