Faruk Kar: Gökçeada Ultra Trail uluslararası bir kimliğe büründü
Uluslararası Patika Koşusu Birliği (ITRA), patika koşusu yönetmeliğine uygun şekilde düzenlenecek Gökçeada Ultra Trail, her seviyeden koşu tutkununu ağırlayacak. Türkiye’de güneşin en son battığı nokta olan Gökçeada’da 44K, 33K, 11K ve 5K’lık parkurlardaki yarış, Team Kronoks tarafından; Gençlik ve Spor Bakanlığı, Çanakkale Valiliği, Gökçeada Kaymakamlığı, Gökçeada Belediyesi, Çanakkale Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, Türkiye Atletizm Federasyonu ve Gökçeada Spor Kulübü destekleriyle gerçekleşecek. “900 SPORCU YER ALACAK” Gökçeada Ultra Trail’in bu sene ikincisini gerçekleştireceklerini ifade eden Parkur Koordinatörü Faruk Kar, “Yarışta bu sene 4 ayrı parkurumuz var. Geçen seneye oranla ise katılımda yüzde 85’lik bir artış meydana geldi. Organizasyonda kayıt işlemini tamamladık. Bu seneki yarışımızda 900 sporcu yer alacak. Bu sene ek olarak 5K’lık da bir parkur ekledik. Yarış büyüdükçe yerel halkın ev esnafın da ilgisi arttı. Bunun yanında Gestaş’tan da önemli bir destek aldık. Gökçeada’ya ek seferler koyarak hem katılımcıların hem de günübirlik adaya gelmek isteyenlerin mağdur olmaması adına bir düzenleme yapıldı. Adada yer alan oteller ise yaz döneminde olmamıza rağmen kış tarifesinden katılımcılara destekte bulunacak. Ayrıca bu sene özelinde yabancı sporcularımız da olacak yarışta. Bu sayede Gökçeada Ultra Trail, ikinci senesinde hem yerli sporculardan ilgi gördü ve sayı arttı hem de yabancı sporcu katılımı ile uluslararası bir kimliğe büründü” dedi. “HER SEVİYEYE UYGUN PARKURLARIMIZ MEVCUT” Gökçeada Ultra Trail Parkur Koordinatörü Faruk Kar, yeni eklenen 5K’lık parkura ilginin yüksek olduğunu ifade etti. Kar, “Yarış genelinde her seviyeye uygun parkurlarımız mevcut. 5’K’lık yeni parkurumuza da ilgi gerçekten yüksek. Koşu sporuna yeni başlayanların kendilerini denemeleri adına gayet önem verdiğimiz bir parkur 5K. Aynı zamanda sporcuların hem kendilerini geliştirebileceği de bir parkurdan bahsediyoruz. Bunun yanında da 5K’da Gökçeada’da ikamet eden ve Gökçeadalı sporculara da tamamen ücretsiz kayıt imkanı sunduk” ifadelerini kullandı.
Source: İzmi̇r / Cumhuriyet
Güneydoğu”da gezilecek yerlere yeni bir rota eklendi! Yollar yapıldı, tekneler hazırlandı, kamp alanları düzenlendi; turistler akın edecek
Yaklaşık 200 hektarlık alana yayılan, irili ufaklı 300″e yakın mağaraya ev sahipliği yapan ve ilçeye yaklaşık 45 kilometre uzaklıkta bulunan Kızılin Kanyonu, hem kültür hem doğa turizmi açısından zengin bir potansiyel taşıyor. Son üç yılda yapılan altyapı çalışmalarıyla turizme açılan Kızılin Kanyonu, ziyaretçilerine hem Fırat Nehri”nde tekne turlarıyla eşsiz manzaralar sunuyor hem de binlerce yıllık mağaralarıyla kültürel bir yolculuk vadediyor. Besni Kaymakamı Çağlar Partal, AA muhabirine, kanyonun bölge için önemli bir turizm yatırımı haline geldiğini söyledi. Bölgede yürütülen proje kapsamında çevre düzenlemeleri, yürüyüş yolları, seyir terasları ve dinlenme alanları oluşturduklarını belirten Partal, şunları kaydetti: Burası, Göksu Kanyonu ile birlikte çok büyüleyici bir alan. Yaklaşık 5 bin yıl öncesine kadar uzanan bir geçmişe sahip. İlk olarak iskelemizi kurduk, tekne turları için güvenliği sağladık. Kamp ve piknik alanları oluşturduk. Sponsor desteğiyle Adıyaman Valiliği, İl Özel İdaresi ve Kaymakamlığımızın katkılarıyla bugüne geldik. Geçen yıl 50 bin ziyaretçiye ulaştık, bu yıl 100 ila 120 bin arası ziyaretçi bekliyoruz. Partal, ziyaretçilerin sadece doğal güzelliklerle değil, tarihi izlerle de buluştuğunu vurgulayarak, Tekne turlarıyla mağaraların olduğu alanlara ulaşılıyor. Güvenli olan mağaraları ziyarete açtık. Aynı zamanda çevre düzenlemeleri ve sürdürülebilir turizm anlayışıyla projeyi büyütmeye devam ediyoruz. dedi. Adıyaman Müzesi Müdürü Mehmet Alkan, kanyonun arkeolojik açıdan önemli olduğunu ifade etti. Bölgeye ilginin her geçen gün arttığını dile getiren Alkan, Kanyon, yaklaşık 200 hektarlık bir alana yayılmış durumda. 300″e yakın mağara tespit ettik. Bunların bir kısmı Roma döneminde mezar olarak kullanılmış ancak mağaralarda yerleşim izleri MÖ 3 binli yıllara kadar gidiyor. Bu da burayı sadece bir doğa alanı değil, aynı zamanda bir açık hava arkeoloji parkı haline getiriyor. ifadesini kullandı. Mağaraların hem tek katlı hem de çok katlı yapılar halinde olduğuna işaret eden Alkan, Ziyaretçiler burada hem Fırat Nehri boyunca doğal güzellikleri keşfediyor hem de kültürel bir yolculuğa çıkıyor. Bu bölge, kültür ve doğa turizmini bir arada sunan nadir yerlerden biri. diye konuştu.
Source: Gazetevatan.com
80 ilde böylesi yok! Eskişehir”de şehrin içinde yer alıyor: 9 farklı tabakaya ulaşıldı
Eskişehir”deki Şarhöyük-Dorylaion”da arkeolojik kazı çalışmaları devam ediyor. Kazı Başkanı Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahmut Bilge Baştürk, bölgede hayata geçirilmesi planlanan arkeoparkrı Eskişehir için tarihi ve turistik açıdan büyük önem taşıdığını belirtti.Anadolu tarihinin önemli yerleşimlerinden biri olan Şarhöyük-Dorylaion, Anadolu medeniyetleri tarihi fbrmrıyfı büyük önem taşıyor. Kazı Başkanı Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahmut Bilge Baştürk, Şarhöyük kazı alanında Anadolu arkeolojisi için oldukça ilginç veriler tespit edildiğini dile getirdi. Keşiflerin hem Eskişehir hem de Anadolu tarihi ve dünya mirası açısından önemli bilgiler barındırdığını aktaran Baştürk, Şarhöyük”ün pek çok dönem ve medeniyete ev sahipliği yapmış olduğunu ifade etti.Merkezin neredeyse içinde olup da bu kadar iyi korunabilmiş bir arkeolojik alan Türkiye”de yokŞarhöyük”teki arkeolojik kazılarda şimdiye kadar 9 farklı tabakaya ulaştıklarını aktaran Prof. Dr. Baştürk, Şarhöyük aslında antik Dorylaion kentiyle özdeşleştirilen bir yer. Sonrasında Türklerin Anadolu”yu ele geçirme süreçlerinde önemli bir yer haline geliyor ama bundan çok daha öncesi var tabii ki. Şarhöyük aynı zamanda Hititlilerin de batıya açılan kapısı. Şu anki verilerimize göre M.Ö. 4000″lerden Kurtuluş Savaşı sürecine kadar 9 farklı tabakayı tespit edebildik. Merkezin neredeyse içinde olup da bu kadar iyi korunabilmiş bir arkeolojik alan Türkiye”de yok diyebilirim şeklinde konuştu.Farklı dönemlere ait tabakalar ve Roma dönemine ait bir kale bulunuyorŞarhöyük için Eskişehir”in özeti diyen Prof. Dr. Baştürk, şunları söyledi:Bölgede Kalkolitik”ten başlayarak üzerinde Erken Tunç, Orta Tunç, Asur Ticaret Kolonisi ve onun üzerinde de Hitit İmparatorluk dönemi tabakalarını tespit ettik. Bunun üzerinde de çok güçlü bir Frig tabakası, Pers dönem tabakası ve Helenistik döneme ait tabakalar mevcut. Ayrıca Roma dönemine ait bir tabakamız var ve höyüğün üstünde de Bizans kalesi bulunuyor. Bu da muhtemelen Arap akınlarıyla birlikte inşa edilmiş ve Türklerin gelmesiyle birlikte Kılıçarslan”la beraber terk edilmiş olması gereken bir Bizans kalesi. Bizim son yaptığımız çalışmalar aslında üç farklı alanda yürütülüyor. Bunlardan bir tanesi Hitit, diğeri de Bizans, Roma ve Helenistik tabakalar olarak devam ediyor. Önümüzdeki yıllardaki hedefimiz, önce Şarhöyük”teki Frig tabakalarını açığa çıkartmak ve sonrasında da Hitit İmparatorluk döneminin nasıl sonlandığını tespit edebilmek.Arkeopark projesiyle birlikte Eskişehir”in ve Şarhöyük”ün geçmişini anlatmak istiyoruzŞarhöyük-Dorylaion”un turizme kazandırılmasının önemine dikkat çeken Prof. Dr. Mahmut Bilge Baştürk, ayrıca Eskişehir”in ve Şarhöyük”ün tarihi geçmişini anlatmak istediklerine değindi. Şarhöyük için planladıkları frkeopark projesinin öneminden bahseden Baştürk, Turizme kazandırmak içinse bir frkeopark projemiz var. Aslında buralar turizme çok zor kazandırılan alanlardırç Bünkü höyükler genelde taş temel üzeri kerpiç yapılardan oluşur. Yani bir antik kente gittiğinizde olduğu gibi sütunlu caddeler ya da tiyatrolar göremezsiniz. Fakat bizim hedefimiz yukarıda tespit ettiğimiz mimarinin benzerlerini aşağıya, düzlüğe yapıp insanların burada bulduklarımızı gb boyutlu olarak canlandırmalarını ve içinde gezmelerini sağlamak. Yani ‘Bir Frig evi, bir Hitit evi nasıldı? Helenistik dönemde, Pers döneminde bir ev nasıl görünüyordu?” gibi soruların cevaplarını burada oluşturabilmek istiyoruz. Hem bölgeye gelen turistlere hem de öğrencilerimize Eskişehir”in ve Şarhöyük”ün geçmişini anlatmak istiyoruz. Bunlarla ilgili projelerimizi gerekli yerlere sunduk; inşallah önümüzdeki yıllarda da bunu tamamlamayı düşünüyoruz ifadelerini kullandı.
Source: Gazetevatan.com