Diz çökmüş PKK’nın ne dediğinin değil Türkiye’nin ne yaptığının önemi var: 5 soruya 5 cevap
“Aşırı milliyetçi savruluşunun zorunlu sonucu olan ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır.1990’larda reel-sosyalizmin iç nedenlerle çöküşü ve ülkede kimlik inkârının çözülüşü, ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmeler, PKK’nın anlam yoksunluğuna ve aşırı tekrara yol açmıştır. Dolayısıyla ömrünü benzerleri gibi tamamlamış ve feshini gerekli kılmıştır. Tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir.”Yani artık ayrı bir devlet talebi, federasyon, özerklik hatta resmi dil vb. kültüralist talepler bile söz konusu değil. Bölücülük yapılamayacağına göre Öcalan’a göre “anlam yoksunu olan” PKK’ya gerek de yok.MÜZAKERE DEĞİL MÜCADELETürkiye’nin özellikle 15 Temmuz 2016 Fetullahçı Terör Örgütü’nün darbe girişimi sonrası, terörle mücadelede yöntem değişikliği, savunma sanayisinde ulaştığı seviye, istihbarat operasyonları konusunda sağladığı etkinlik, daha önce “müzakere” ile çözülmek istenen terör sorununun “mücadele” ile bitirilebileceğini gösterdi.Sadece Türkiye içinde değil, Suriye’de ABD ve Rusya’ya rağmen, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı gibi operasyonlarla oluşturulan güvenli bölgeler, Irak’ta Pençe Operasyonları terörle mücadelede önemli adımlardı.Milli İstihbarat Teşkilatı’nın nokta operasyonlarıyla PKK yönetiminden 200’e yakın ismin öldürülmesi örgüt yönetimini hareketsiz hale getirdi. Türkiye içinde varlığı kalmayan, Suriye ve Irak’ta hareket edemez hale gelen PKK terör örgütü hiçbir amacına ulaşamadan yenildi. Küresel gelişmeler, özellikle ABD seçim sonuçları PKK’nın arkasındaki Avrupa ve ABD desteğinin de azalacağını hatta yok olacağını gösterdi. Sadece İsrail ve kısmen İran’ın desteği ise PKK’yı ayakta tutmaya yetmeyecekti. Suriye’deki 8 Aralık devrimi de bu ülke topraklarındaki PKK/PYD-YPG yapılanmasını da yeni yönetimle entegrasyona zorladı.Bu süreci en iyi okuyan PKK elebaşı Öcalan oldu ve kurduğu örgüte 27 Şubat’taki o bilinen çağrısını yaptı.AÇIKLAMANIN ÇÖP KADAR DEĞERİ YOKTURTerör örgütü PKK’nın mevcut yöneticileri, 5-7 Mayıs günlerinde yaptıkları 12. Kongre’de bir araya gelerek Öcalan’ın aylar önce ideolojik olarak feshettiği PKK’nın örgütsel olarak da feshedildiğini 12 Mayıs 2025 günü şöyle duyurdular: “PKK 12. Kongresi, PKK’nın örgütsel yapısının feshedilmesi ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırması kararlarını alarak PKK adıyla yürütülen çalışmaları sonlandırdı.”PKK terör örgütünün, Lozan Anlaşması ya da 1924 Anayasası’na yönelik saçma sapan yaklaşımlarının ya da yaptıkları on binlerce cana mal olan terör faaliyetleri konusunda en küçük pişmanlık ya da özeleştiri yapmadan yayınladığı yazılı açıklamanın başından sonuna kadar çöp kadar değeri yoktur.Başta, konuyu takip eden devlet görevlileri ve Türk milleti, PKK’nın fesih kararından bahsederken “Silahlı mücadele yönteminin sonlandırılması” ve “PKK adıyla yürütülen çalışmaların sonlandırılması” gibi kelime oyunlarının da farkında. O yüzden bu konunun başından beri söylediğim ve yazdığım bir cümle var: Terör örgütü PKK ya da işbirlikçilerinin hatta arkasındaki emperyalist güçlerin ne dediğinin bir önemi yok, Türk devletinin ne yaptığının önemi var. SORULAR VE CEVAPLAR1 Ekim’de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin DEM Partililerle TBMM açılışında el sıkışmasıyla başlayan ve adına “Terörsüz Türkiye” verilen çalışmanın her aşaması devletin kontrolu altında ve planlandığı gibi ilerliyor. Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın’ın başında olduğu çalışmada en önemli soru “Terör örgütü ile pazarlık yapıldı mı, ne taviz verildi?” oldu.Ben de bu soru dahil konuyu en yakından takip eden yetkilisine herkesin merak ettiği soruları sordum.1- Soru: PKK’nın kendini feshetmesi ve silah bırakması karşılığı pazarlık yapıldı mı, söz ve taviz verildi mi?Cevap: Kesinlikle hayır, bu çalışmayı Türk devleti başlattı. Türkiye’nin terörle mücadelesindeki etkinliği terör örgütünü yurtdışında da kımıldayamaz hale getirdi. Uluslararası koşullar da aleyhine gelişmeye başladı. Dolayısıyla fesih kararından başka seçeneği yoktu ve tek bir pazarlık konusu bile gündeme gelmedi. Kendileri de açıklama yapıyor zaten, pazarlık olmadığını söylüyorlar. Devlet çizdiği çerçevede ilerliyor.2- Soru: PKK’nın kendisini feshetmesi kararı örgütün diğer yapılanmalarını da bağlıyor mu?Cevap: Evet, çünkü PKK terör örgütünün çatı yapılanması adeta omurgası. PKK kendini feshedince diğerleri de feshedilmiş sayılıyor. Yani Türkiye’ye göre bu karar PKK terör örgütünün sadece Irak değil İran, Suriye hatta Avrupa yapılanmalarının da tasfiye edilmesini gerektiriyor. Bunun dışında bir seçenek kabul edilmiyor. Hatta örgüt yapılarının isim değiştirerek faaliyetlerine devam edip etmeyecekleri de yakından izlenecek.3- Soru: PKK’nın silah bırakma ve fesih kararına tam olarak uyup uymadığı nasıl kontrol edilecek?Cevap: O da bizim işimiz. Türk istihbaratının büyük bir tecrübesi var. Bu konuda çalışan tecrübeli teknik ekiplerimiz var. Zaten sürecin başında Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın var. Süreç adım adım takip edilecek ve zaman içinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a rapor edilecek.4- Soru: PKK’lı teröristlere af çıkartılacak mı?Cevap: Af gibi bir fikir, hazırlık ya da çalışma yok. Türkiye’ye karşı suça karışmış olanlar mutlaka cezalarını çekecekler. Elbette toplumsal barışa hizmet edecek adımları atmak siyasetin alanıdır. Ama bazılarının iddia ettiği gibi milli birliğimizi zarar verecek adımlar olmayacaktır.5- Soru: Yapılan çağrı ve alınan kararların tersine bir durum olursa, yani PKK kendi adıyla ya da başka bir isimle yeniden saldırılara girişirse ne olacak? Cevap: Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bu konuda başından beri sadece “A” değil “B” ve “C” planları hazır, hatta daha fazlası var. Yani, fesih kararı ve silahların teslimi, fesih kararına rağmen silahların teslim edilmemesi ya da başka isimlerle terör faaliyetlerine devam etmesi ve dahasına göre baştan planlarımız var. Ayrıca, bölgede terör tehdidi ortadan kalkmadığı için Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ve istihbarat örgütümüzün mücadelesi kesintisiz devam ediyor. Asıl önemlisi terör örgütünün aldığı kararları hayata geçirmesidir. Bu süreç yakından takip edilecek.
Source: Nedim Şener