Dünya felakete yürüyor… Nükleer kriz kapıda

Dünya felakete yürüyor… Nükleer kriz kapıda

Nükleer silahların yayılması konusunda belki de bir dönüm noktası olacak olan ve Umman”ın arabuluculuğunda Washington ve Tahran arasında son 2 haftadır devam eden nükleer müzakereler tam olarak umut vermiyor.Zira, özellikle Rusya-Ukrayna savaşı sırasında etkisini kanıtlayan “nükleer caydırıcılık” gerçeği, artık kendisini tehlikede hisseden neredeyse her ülkenin sahip olmak istediği bir unsur haline geldi.Batı”ya göre İran birkaç yıldır nükleer silah elde etme konusunda eşik ülke konumunda. İran ise, 7 Ekim sonrası bölgesel müttefiklerinin zayıflaması nedeniyle, “kendisini korumak” için adeta “nükleer gücü” olmazsa olmaz olarak görüyor.ABD”ye ve çok sayıda Batı ülkesine göre; İran eğer bu noktaya ulaşırsa, bu tüm Ortadoğu”yu sarsabilir ve Suudi Arabistan ve BAE gibi ülkeler de kendisini “korumak” için nükleer bir ülke olmak için adımlar atabilir.NÜKLEER DÜNYA DÜZENİ Mİ?Şimdiye kadar ilan edilmiş nükleer ülke statüsü, bir elin parmaklarını geçmeyecek düzeyde. Ancak artık işte bu sebeplerle, küçüklü büyüklü neredeyse ehr aktör tarafından “varoluşsal” tehditlere karşı vazgeçilmez bir güvenlik garantisi olarak algılanıyor.BM Güvenlik Konseyi”nin bu konudaki yaptırım kararlarının ve uluslararası anlaşmaların da etkisini kaybettiği bir ortamda, nükleer sürecin yayılmasının kaçınılmaz olduğu görülüyor.Örnek olarak Rusya; ABD ile yapılan New Start anlaşmasından çekildi ve Washington, eğer uzaltılmazsa New Start anlaşması konusunda yeni girişimler yapmayı düşünmüyor. Diğer yandan, nükleer eşiğe yaklaşmak isteyen devletlerin sayısı da birlikte mevcut nükleer güçlerin savaş başlıkları da artıyor.Uluslararası raporlara göre Çin, 2030″a kadar nükleer cephaneliğini iki katına çıkaracak. ABD ise önümüzdeki 10 yıl içerisinde nükleer modernizasyon ve yeni yatırımlar için 1 trilyon dolar bütçe harcayacak.Benzer şekilde Avrupa”da da nükleer konusunda ciddi gelişmeler yaşanıyor.Trump”ın NATO”daki ABD rolünü azaltması ve Avrupa”daki ABD askeri varlığını azaltma ihtimaline karşı Fransa, nükleer stoklarını Avrupa”ya yaymayı planlıyor. Bu konudaki en istekli ülke ise Polonya olara ortaya çıkıyor.Polonya lideri Tusk, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada hem Fransa hem de İngiltere”nin nükleer silahlarına ev sahipliği yapma konusunda istekli olduğunu açıkladı. Avrupalı askeri uzmanlara göre kıta için ikilem artık çok açık.Avrupa ya ABD ile yeniden güven ortamı tesis ederek ABD”nin nükleer şemsiyesi altında kalmaya devam edecek ya da Avrupa içerisindeki mevcut nükleer kapasitelerin “Avrupalılaştırılması” konusunda eylem planları hazırlayacak.Küresel olarak ise nükleer meselesi çok daha da geniş.Zira; Kuzey Kore”nin yanı sıra geçtiğimiz haftadan bu yana aralarında gerilim hat safhaya çıkan Hindistan ve Pakistan da nükleer güçler olarak iddialı programlar yürütüyor.SONUÇAvrupa”nın Rusya”nın Ukrayna”ya işgal girişimine rağmen 3 yılı aşkın süredir direkt olarak savaşa girememesi, ABD ve İsrail”in saldırı tehditlerine rağmen İran”ın nükleer güç olma adımlarından geri adım atmaması, Kuzey Kore”nin ABD”nin ve BM”nin yaptırımlarına rağmen nükleer adımlardan vazgeçmemesi ve son olarak Hindistan ve Pakistan”ın birbirini caydırmak için nükleer kartlarını öne sürmesi, yeni dünya düzeninin nükleer güç üzerine kurgulandığını gösteriyor.Yakın geçmişte yani 2003 yılında, Muammer Kaddafi liderliğindeki Libya”nın ABD”nin baskıları sonucu nükleer programından vazgeçmesinin hemen akabinde NATO koalisyonu tarafından operasyona maruz kalması ve sonrasında Kaffadifi”nin çökmesi ve ülkenin iç savaşa sürüklenmesi de, askeri uzmanlara göre tüm bu ülkelerin kaygılarını bir noktada haklı kılıyor.Gelinen noktada küresel olarak dengeler yeniden şekillenirken, nükleer güç olma statüsü olma konusundaki kurallar, stndartlar ve müzakere parametreleri artık tam bir muallak haline geldi.

Source: Www.star.com.tr