Geleceğe taşınan iki büyük miras
Medeniyetlerin beşiği Anadolu’nun kültürel mirası, arkeolojik kazılarla gün yüzüne çıkarılıyor. Türkiye İş Bankası, işte bu değerlerin korunmaya alınarak Dünya mirasına kazandırılması amacıyla bilim insanlarının yürüttükleri uzun soluklu kazı projelerine destek veriyor.
Son olarak Denizli’deki iki önemli antik kentte devam eden kazı çalışmalarına katkı sunmaya başlayan banka, Laodikeia Antik Kenti’nde Prof. Dr. Celal Şimşek; Tripolis Antik Kenti’nde de Prof. Dr. Bahadır Duman başkanlığında yürütülen bilimsel kazı ve araştırmalara 5 yıl boyunca destek sağlayacak.
Bahadır Duman
‘YOĞUN BİR EMEK VE ÇABA VAR’
İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Suat Sözen, konuya ilişkin açıklamasında, kadim uygarlıkların izini sürerek ülkemizin ve dünyanın zengin kültürel mirasına katkı sağlayan arkeolojik çalışmaların önemine işaret ederek, bu uzun soluklu çalışmaların yoğun emek ve çabalarla sürdürüldüğünü vurguladı. İş Sanat aracılığıyla uzun süredir destek verdikleri arkeolojiyi kurumsal sosyal sorumluluk alanlarından biri olarak gördüklerinin altını çizen Sözen, sözlerine şöyle devam etti:
‘DÜNYA MİRASINA BÜYÜK KATKI’
“Şu ana kadar Gaziantep’te Zeugma Antik Kenti, Antalya’da Patara Antik Kenti, İzmir’de Teos Antik Kenti, Aydın’da Nysa Antik Kenti, Muğla’da Stratonikeia Antik Kenti ve Kırşehir-Kaman’daki kazı çalışmalarına katkıda bulunduk. Kazıların yapıldığı antik kentlerdeki gelişmeleri yakından izlerken, ülkemizin dünya mirasına sunduğu ve sunacağı katkıların zenginliğini her seferinde yeniden görüyoruz.
Tripolis ve Laodikeia Antik Kentlerinde de Lidyalılar, Frigyalılar, Romalılar ve Bizanslılar’ın binlerce yıllık izlerini görmek mümkün. Köklü bir geçmişin sessiz tanıkları olan ve tiyatrolardan agoralara, sütunlu caddelere birçok anıtsal yapıya ev sahipliği yapan bu kentlerde eminim ki önümüzdeki dönemde de arkeolojik mirasımıza dair pek çok yeni bilgi ortaya çıkacaktır.”
Celal Şimşek
Tripolis Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Bahadır Duman, 2012 yılından bu yana Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Pamukkale Üniversitesi adına yılın 12 ayı devam eden kazı çalışmaları yürüttüklerini, Tripolis’in aynı zamanda Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın başlattığı ‘Geleceğe Miras’ projesinin bir parçası olduğunu söyledi. Kentin farklı noktalarında kazı çalışmalarının devam ettiğini belirten Duman, “M.Ö. 5500’lerde ilk yerleşim izlerini tespit ettiğimiz Tripolis’te 1920’lere kadar çeşitli katmanlara ait, tarihin farklı sahnelerine ait yerleşim izlerini görüyoruz. Mevcut kalıntılar dahilinde özellikle MS. 2. ve 3. yüzyılda kentte 20-25 bin civarında bir nüfusun yaşadığını ve çok gelişmiş zeytin yetiştiriciliğiyle önemli bir gelir elde ettiklerini görüyoruz” dedi.
Laodikeia Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Celal Şimşek, 2003 yılında başlatılan kazı çalışmalarıyla antik kentin yavaş yavaş ayağa kaldırıldığını, özellikle 2013 yılında yürütülen çalışmalarla burayı UNESCO’nun Dünya Geçici Kültür Mirası listesine aldırdıklarını belirtti. 2016’da Laodikeia Kilisesi’nde yaptıkları titiz restorasyon ve konservasyon çalışmaları sayesinde Avrupa Birliği Europa Nostra ödülünü aldıklarını ifade eden Prof. Dr. Şimşek, şunları söyledi: “Laodikeia, 8 kilometrekarelik alana yayılan, Denizli’nin binlerce yıl önceki aktif ticari hayatını yansıtan ve birçok belgeyi sunan bir kent olması itibarıyla önemli. Olimpiya’daki olimpiyat oyunlarından sonra Anadolu’daki en etkin heptatlon ve dekatlon yarışmalarıyla bilinen bir antik kenti ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Çürüksu (Lykos) Vadisi’nin parlayan yıldızı Laodikeia, binlerce yıl öncesinden bizleri kucaklıyor. Biz, bu kültür mirasının gelecek kuşakla ra aktarılması için canla başla çalışıyoruz.”
Source: Nazan Doğaner Halici
İmamoğlu’na ‘sahteci’ diyen isim ‘sahteci’ mi?
Neler gördü bu gözler: Savcı baron çıktı, polis kurye… FETÖ soruşturması yürüten Fethullahçı, Yeşilay başkanı uyuşturucu satıcısı, hâkimin emir aldığı kişi marangoz… Günlerdir araştırdığım bir haberi görünce anladım ki bitmiyor. Anlatacağım ama önce kısa bir hatırlatma… Ekrem İmamoğlu ’nun üniversite diplomasının iptal edilmesinde en önemli dayanaklardan biri YÖK tarafından hazırlanan rapordu. YÖK Denetleme Kurulu’nun raporunda İmamoğlu’nun diplomasına dair işlemler için “Yükseköğretim Kurulu kararlarına ve usulüne uygun yürütülmediği kanaatine varılmıştır” yazıyordu. Başsavcılığa gönderilen 14 sayfalık bu araştırma raporunun altındaki birinci imza ise YÖK Denetleme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Metin Dağdeviren ’e aitti. Endüstri mühendisliği alanında akademisyenlik yapan Dağdeviren, 2020 yılından beri de YÖK’teki o en kritik koltukta oturuyor. Şimdi… Yıl: 2021. Metin Dağdeviren, üç akademisyen arkadaşıyla ortak bir makaleye imza attı. Makale “Küresel Bulanık Kümeler Üzerine Güncel ve Kapsamlı Bir Derleme (A stateof-the-art survey on spherical fuzzy sets)” başlığını taşıyordu. Dağdeviren ve arkadaşları makalede özetle, “küresel bulanık kümeler” adı verilen matematiksel bir konuyla ilgili yazılmış bilimsel çalışmaları inceliyordu. İşte bu makale “Journal of Intelligent & Fuzzy Systems” adlı uluslararası hakemli bir dergide yayımlandı. Bilenler bilir, böylesi bir dergide makale yayımlatmak akademik kariyer kadar uluslararası prestij açısından da çok değerli. DERGİ MAKALEYİ GERİ ÇEKTİ Gelin görün ki… Hollanda merkezli yayıncı dergi bazı ihbarlar aldı ve bir soruşturma başlattı. Bu soruşturma sonrasında da şüpheler haklı çıktı ve Metin Dağdeviren’in yazarları arasında olduğu makale geri çekildi. Dergi “üzüntü duyduklarını” ilan ettiği açıklamasında, kararlarına gerekçeleri de maddeledi. Buna göre, ilgili makalede şüphelenilen ihlaller şöyle sıralandı: – Atıf manipülasyonu örnekleri, (araştırma makalesi ile ilgisi olmayan kaynaklara yapılan alıntılar dahil) – Tutarsız, konu dışı metinler ve “işkence edilmiş ifadeler” , (Yani anlam bütünlüğü bozulmuş, bilgisayar desteğiyle oluşturulmuş yapay cümleler.) – Gönderim sürecine yetkisiz üçüncü tarafların muhtemel müdahalesi, – Yazarlar ve hakemler arasında, yayın öncesinde tespit edilemeyen işbirliği veya gizli anlaşma şüphesi, – Daha sonra geri çekilmiş bazı araştırma makalelerine yapılan atıflar. (Bu atıfların, üçüncü taraf müdahalesi ve manipüle edilmiş hakemlik süreçleriyle ilişkili olduğu anlaşılmıştır.) İşte bu sebeplerden dolayı da, 17 Nisan 2025 tarihinde ilgili makale uluslararası dergi tarafından geri çekildi. Yani… Yanisi şu: Bir profesörün YÖK Denetleme Kurulu üyesi olduğu sırada yazdığı makalede sahtecilikler tespit ediliyor. Kanunlara göre kendisinin işlediği gibi ağır ihlalleri soruşturan makamda oturan aynı profesör, bir de “Ekrem İmamoğlu’nun diploması kanunlara uygun değil” diye rapor yazıyor. “Journal of Intelligent & Fuzzy Systems” adlı derginin tüm dünyanın erişimine açık özrünü ve kararını, makalenin yazarı Metin Dağdeviren’e de sordum. Dağdeviren de 7 maddelik uzun bir açıklama gönderdi ve özetle şunları dedi: – Çalışmamızın ilgili dergide kör hakem süreçlerinden geçerek yayımlanması dergi misafir editörleri tarafından uygun görülmüştür. Tüm bu süreçlerin e-posta ortamında kanıtları bulunmaktadır. – İlgili derginin başka bir yayınevine geçmesi neticesinde ilgili dergide daha önce yayımlanan 685 makalenin geri çekildiğine ilişkin web sayfası üzerinden bir duyuru yapıldığı ve bizim makalemize de bu 685 makale içinde yer verildiği görülmektedir. – Geri çekilmeye ilişkin duyuruda yer alan genel açıklamaları kendi makalemiz açısından hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. – Son 4 yıldır dünyanın en etkili bilim insanları listesinde yer alan bir akademisyen olarak yaptığım tüm akademik çalışmaların olduğu gibi bu çalışmanın da sonuna kadar arkasındayım. Durum bu. Acaba, YÖK kendi kanunlarına uyup kendi denetleme kurulu üyesine disiplin soruşturması başlatıp Dağdeviren’e olası bir yaptırım uygulayacak mı? Takip edeceğim.
Source: Barış Pehlivan
10 okula hayalet sınıf kilidi! MEB harekete geçti, özel okullar bir bir denetleniyor
MAHMUT ÖZAY – Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) gazetemizin gündeme getirdiği “hayalet sınıf” problemine âdeta savaş açtı. Bazı özel okullar, üniversite sınavına girecek lise son sınıf öğrencileri için yasal olmamasına rağmen “hayalet sınıf” yöntemini uyguluyor. Hayalet sınıf öğrencileri, hiç okula gelmedikleri hâlde örgün eğitime devam ediyormuş gibi gösterilerek, yüksek not garantisiyle mezun ediliyor. Bu öğrenciler, okul yerine üniversite sınavı için dershane ve kurslara gidiyor. MEB, özel okullarda yaptığı denetimler sonucunda önceki gün “hayalet sınıflar” problemi sebebiyle 403 öğrencinin diplomasını iptal etti. Aynı denetimlerde usulsüz yollarla sınıf geçtiği tespit edilen 398 öğrenci de bir alt sınıfa indirildi. Ayrıca mevzuata aykırı fiilin işlendiği tespit edilen altı özel okulun çalışma ruhsatı da bu doğrultuda iptal edildi. MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü, 2023-2024 eğitim öğretim yılına yönelik Türkiye genelinde özel okullar ve buradaki öğrencilerin eğitim süreçleriyle ilgili denetimlerini sürdürüyor . Bu çerçevede devam eden denetimler sonucu mevzuata aykırı fiilin işlendiği dört özel okul daha tespit edildi. Bu okulların da çalışma ruhsatı iptal edildi. Böylelikle son bir ayda kapatılan özel okul sayısı 10’a çıktı. Öte yandan 25 özel okula yönelik yürütülen inceleme ve soruşturmalar devam ediyor.
Source: Cüneyt Akçatepe
412 bin öğretmeni yarıştırıp 402 bin öğretmeni eleyecekler
KPSS, mülakat derken öğretmen adayları 13 Temmuz tarihinde Akademiye Giriş Sınavı’na (AGS) girip, 14 ay eğitim alacak. Öğretmen akademilerine 10 bin kişi alınacak ama sınava 412 bin kişi başvurdu. Sınava giren her 100 öğretmenden 97.6’sı elenecek. Öğretmenlik, hayali kuran 10 öğrenciden ancak 1’i bu hayali gerçekleştirebilecek.
Salim Ünsal
YÜZDE 97.6’SI ELENECEK
Öğretmen atanma verilerini inceleyen Eğitim Uzmanı Salim Ünsal şöyle konuştu: “AGS’ye giren öğretmenlerin yüzde 2.4’ü Öğretmen Akademisi’ne girerken, yüzde 97.6’sı elenecek. Sınavı kazanan 10 bin kişiden kaçının atanacağı belirsiz. Öğretmenlik mesleğiyle ilgili gençler bir beklentiye girmesin. Branşa göre dağılım bilinmiyor. Sınıf öğretmenliği, özel eğitim, okul öncesi ağırlıklı bekliyoruz. Diğer branşlarda atanma ihtimali binde bir. Bu trajik tablo 2025 YKS’ye girecek öğrencilerin de öğretmenlik tercihini düşürecek.”
10 BİNİN ALTINA İNECEK
“Havuzda yüzbinlerce öğretmen hiç bu kadar birikmemiş, atama sayısı hiç bu kadar düşmemişti. Yıllık ortalama 34 bin öğretmen atanırken, bu yıl 25 bin kişiden 15 bini atandı. 10 bini akademiye gönderilecek. 2026’da atanacak öğretmen sayısı 10 bin hatta daha aşağı düştü. Eğitim fakülteleri yılda 35 bin ve öğretmen atanan fen-edebiyat, ilahiyat gibi bölümlerde 70 bin olmak üzere üniversiteler her yıl 100 bin öğretmen adayı mezun ediyor. 100 bin mezuna karşın, kazanan 10 bin öğretmenin hepsi de atanmayacak. Yıllık atama 10 binin altına inecek.”
Öğretmen adayları, öğrencilerden şanssız
3 önemli sınavın aday ve kontenjan sayılarına göre azami yerleşme oranları
– LGS’ye giren her 100 öğrenciden 19.6’sı nitelikli bir liseye yerleşiyor.
– YKS’de her 100 öğrenciden 32.7’si iyi bir üniversite ve bölüme giriyor.
– AGS’de 100 öğretmenden, 2.4’ü Öğretmen Akademisi’ne girebilecek.
SEV’e bağlı Amerikan liseleri kuantum çağına giriş yaptı
Sağlık ve Eğitim Vakfı’na bağlı Amerikan liselerinde okuyan öğrenciler, Türkiye’de ilk kez masa üstü kuantum bilgisayarını, yüz yüze eğitimde deneyimledi.
Öğrencilere, kuantum teknolojileriyle ilgili faaliyet yapan QTurkey, SEV İnovasyon ve Teknoloji Departmanı eğitim verdi. Üsküdar Amerikan Lisesi ev sahipliğindeki hibrit yapılan Kuantum Programlama Eğitimini, SEV Vakfı ve QTurkey düzenledi. Öğrenciler, çağın ötesi teknolojilerle buluştu. Üsküdar Amerikan Lisesi, İzmir Amerikan Koleji, Tarsus Amerikan Koleji ve SEV Amerikan Koleji öğrencileri de eğitime katıldı.
İLK MASAÜSTÜ KUANTUM
Oiskit gibi ileri düzey kuantum programlama araçlarını kullanan öğrenciler, teorik ve uygulamalı eğitim aldı. Klasik ve kuantum sistemler arası farkları inceleyip, Türkiye’de ilk kez masaüstü kuantum bilgisayarında ders yapma şansı yakaladı. Algoritma, matris, vektörlerin de olduğu ileri düzey eğitim, 26 saat sürdü.
Sınava hazırlık kursu 46 bin TL
AGS hazırlık kursları 4 bin TL ile 46 bin TL arasında. 2026 AGS kayıtları, “Öğrenci koçluğu veriyoruz. Öğretmen atatan kursuz” diye reklam verdi.
2 yıl sonra atanacaklar
Öğretmen Akademisi, 21 ilde olacak. İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere 12 ilde binalar bitti. 1 Eylül 2025’te açılacak. Öğretmenler, 14 ay eğitim alacak. 2027’de atanacaklar.
Çok pahalı okul kaliteli okul anlamına gelmez
Türkiye Özel Okullar Derneği Başkanı Zafer Öztürk, “12 bin okul içinde sayıları 40’ı geçmeyen okulların, çok yüksek ücretleri tüm okulları kapsamıyor. Öğrenim parasının çok yüksek olması, bir okulun kaliteli olduğu anlamına gelmez” dedi.
Okulların kapanmasına ve LGS’ye sayılı günler kala, 2025-2026 eğitim öğretim yılı kayıtları hızlandı. ‘Özel okul mu, devlet okulu mu?’ diye tereddüde düşen velilere, Türkiye Özel Okullar Derneği Başkanı Zafer Öztürk çok önemli uyarılarda bulundu:
ORTALAMA 400 BİN TL
“İnsanlar, en değerli varlığı evlatlarını nitelikli ve güvenli eğitim için özel okullara göndermek istiyor. Özel okullar ilk önce ‘Niye bu kadar pahalısınız?’ sorusuyla karşılaşıyor. Çok abartılı hatta yıllık 2-3 milyon öğrenim ücreti olan okullardan bahsediliyor. Türkiye’de özel okulların yıllık ortalama ücreti büyükşehirlerde 400 ile 600 bin TL arası, Anadolu’da çok daha düşük.
12 bin özel okuldan, ücreti milyonlarla ifade edilen okul sayısı 40’ı geçmiyor. Ülkedeki ekonomik şartlar, özel okulların ayakta kalması için belli bir rakamı almaya zorluyor. Uluslararası standartlarda, birden çok lisan öğretilen, fiziki donanımı çok iyi eğitimin elbette maddi bir karşılığı olacak. Gelir seviyesi yüksek ülkelerde, çocuğunu özel okula gönderen ailelere devlet destek veriyor. Hollanda’da, eğitimde özel okullaşma oranı yüzde 65 iken, Türkiye’de bu oran yüzde 8. Türkiye’de de bu yapılabilir.”
DEVLETE MALİYETİ 180 BİN TL
“Bir öğrencinin, devlete yıllık maliyeti 4 bin 250 dolar (180 bin TL). Bu rakamda öğretmen maaşı, ısınma, kira gibi giderler yok. 36 bin TL maaşlı öğretmenin, devlete maliyeti 42 bin TL. Özel okulda 36 bin TL maaşlı öğretmenin maliyeti 52 bin TL. Aradaki fark, öğretmene verilsin. Özel okullardan hizmet alımına bakan da sıcak bakıyor.”
Velilere önemli tavsiye!
“Velilerimiz okul seçerken okulun sürdürülebilir ve gelip geçici olmadığına çok dikkat etmeli. Kültürü oturmuş, öğretmen niteliği yüksek, bilimsel altyapısı olan, akademik başarısı tescilli okulları seçin. Her bütçeye göre okul var. Öğrenim parasının çok yüksek olması, okulun çok kaliteli olduğu anlamına gelmez.”
Beyaz yakalılara destek
“Ekonomik krizler sonucu beyaz yakalı velilerimiz, çocuklarını özelden alıp, devlet okuluna veriyor. Özel okullar, devlet üzerinden önemli bir yük alıyor. Özel okullarda 1.6 milyon öğrenci okutuluyor. 170 bin öğretmen istihdam ediyoruz. Dünyanın hiçbir yerinde eğitimde KDV yok. Türkiye’de eğitime yüzde 8 KDV var.”
NOT DEFTERİ
– 12 bin özel okulda, 1 milyon 671 bin öğrenci okuyor.
– Özel okullarda okul başına ortalama 117 öğrenci düşüyor.
– Derslik başına 12, öğretmen başına 9 öğrenci düşüyor.
Source: Sultan Uçar
Bursluluk parası ne kadar? 2025 İOKBS: Lise, Ortaokul burs ücreti kaç TL?
İOKBS Bursluluk sınavına katılan öğrenciler, sınavı kazanmaları durumunda her ay devletin belirlediği eğitim desteğini alacaklar. Bursluluk parası her yıl memur maaşlarına endeksli olarak artış göstermektedir. Bursluluk parası, son olarak 863 TL olarak belirlenmişti. Peki Bursluluk parası ne kadar 2025? İOKBS lise, ortaokul burs ücreti kaç TL?BURSLULUK PARASI NE KADAR 2025?Bursluluk sınavına katılan öğrenciler, gerekli puanı aldıkları taktirde ne kadar bursluluk parası alacaklarını merak ediyor. Milli Eğitim Bakanlığı”nın uygulamış olduğu sınav doğrultusunda bursluluk sınavı kazanılarak okula kayıt yaptırılan tarihi izleyen Ekim ayı başından itibaren ödenir.Bursluluk parası memur maaşlarına endeksli olarak Ocak ve Haziran aylarında yeniden belirleniyor.5, 6, 7, 8, hazırlık sınıfı, 9, 10 ve 11″inci sınıflara yönelik uygulanan İlköğretim ve Ortaöğretim Kurumları Bursluluk Sınavı (İOKBS 2025) ücreti 2.015 TL olarak belirlendi.En yüksek puanı alanlar yani sınavdan başarılı bir not elde eden öğrenciler İOKBS bursu kapsamında her ay 2.015 TL bursluluk parası alır.
Source: Www.star.com.tr