Çocukların % 65’i şu an olmayan işlerde çalışacak
Son yıllarda yapay zekâ alanındaki radikal gelişmeler yeni tartışmaları beraberinde getirirken, TBMM Araştırma Hizmetleri Başkanlığı, yapay zekânın çalışma hayatına etkisini araştırdı. TBMM”nin yanıtlarını aradığı bu sorulara ilişkin detaylar İŞ”İN DOĞRUSU”nda… NASIL ETKİLEYECEK? Yapay zekânın çalışma yaşamına etkileri; dijital yeteneklere ve vasıflı işgücüne ihtiyacın artması, vasıfsız işgücünde azalma yaşanması, yeni iş ve meslek imkânlarının ortaya çıkması, esnek yapılanmaların öneminin artması, iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin robotlarla desteklenerek artırılması, siber güvenliğin önem kazanması, fiziksel stresin psikolojik strese dönüşmesi, sendikaların etkisinin azalması ve işgücü kutuplaşması şeklinde özetleniyor. MAKİNALAR İNSANLARIN YERİNİ ALACAK MI? Makinelerin insanların yerini alacağı endişesi bilgisayarın keşfiyle zirveye çıktı. Makinelerin insan gücüne göre daha etkin çalışabilmesi, onların insanların yerini almasını kolaylaştırdı ve bu durum vasıfsız veya düşük vasıflı işçilerin işsiz kalmasına neden oldu. Diğer yandan, ileri teknolojik makinelerin kullanılabilmesi için vasıflı işgücü ihtiyacı ortaya çıkarırken, vasıflı işgücüne talep arttı. 2024 verilerine göre, dünya genelindeki fabrikalarda toplam 4 milyon 281 bin 585 robot ünitesi çalışmakta. ROBOTLAR ÇOK MU KULLANILACAK? Robotların esnek çalışma koşullarına uyum sağlaması, kullanım kolaylıklarının artması ve farklı boyutlarda daha basit ve işlevsel robotların çeşitlenerek maliyetlerinin düşmesi, akıllı üretim süreçlerinin gelişimine katkı sağlayacak. Bu doğrultuda, gelecekte robotların üretim süreçlerinde daha yaygın bir şekilde kullanılması öngörülüyor. HİZMET SEKTÖRÜ NASIL KULLANACAK? Yapay zekânın yol açtığı değişimden insan kaynakları da faydalanmakta. Yapay zekâ ile eğitim, işe alım, oryantasyon, performans değerlendirme gibi süreçler verimli ve hızlı bir şekilde yürütülüyor. Yapay zekânın özellikle işe alımda çok faydalı olduğu, adayların taranması, otomatik mesaj ve hızlı analiz etme kolaylığı sağlıyor. CHOTBOT”LARIN ETKİSİ NEDİR? Türkiye”de chatbot özellikle bankacılık ve finans, e-ticaret, medya, eğlence, otomotiv ve hizmet sektörlerinde kullanılıyor. Chatbotlar gerçek zamanlı olarak kullanıcılarla iletişim kurabilmekte, matematiksel ifadeleri çözebilmekte, herhangi bir konuda metin yazabilmekte. Müşterilere hızlı hizmet sunabilmek için işletmeler, web sitelerinde sohbet robotlarından faydalanıyor. İŞSİZLİĞİ TETİKLER Mİ? Çalışma hayatı, yapay zekânın etkisiyle köklü bir dönüşüm geçirmekte. Yapay zekâ sistemleri, insana dayalı ucuz iş gücünün önemini azaltırken yapay zekâ sistemleriyle beraber çalışabilecek nitelikli insan gücüne olan gereksinimi artırıyor. Bu durum, insanların işsiz kalma korkularını da beraberinde getiriyor. Yapay zekâ daha az emek girdisi, yani daha az maliyet anlamına geliyor. Bu nedenle, iş gücünün nitelik açısından gelişiminin, teknolojik ilerlemelerden daha hızlı bir şekilde gerçekleşmesi, çalışanların becerilerini daha ileri seviyelere taşımalarını zorunlu kılıyor. YENİ MESLEKLER Mİ ORTAYA ÇIKACAK? Artan robotlaşma ve otomasyon nedeniyle birçok sektörde azalan iş imkânlarına paralel olarak insanlar işsiz kalacak, buna karşılık birçok yeni istihdam alanı ortaya çıkacak. Bazı projeksiyonlarda dünya genelinde bu dönemde ilkokula başlayan çocukların yüzde 65″inin henüz mevcut olmayan işlerde çalışması olası görülüyor. Ancak robotların, üretkenlik ve yetenek bakımından daha verimli olan insanların yerini tümüyle almasına henüz ihtimal verilmiyor. HANGİ MESLEKLERE TALEP AZALACAK? Yapay zekâ kullanımının artması ile birlikte talep azalışı olan bazı meslekler bulunuyor. Bu meslekler arasında veri giriş elemanları, muhasebe ve bordro memurları, montaj-fabrika işçileri, banka memurları, müşteri hizmetleri çalışanları, finansal analist gibi iş rolleri yer alıyor. GELECEĞİN MESLEKLERİ NE OLACAK? Geleceğe damga vuracak yeni meslekler ise “Bellek İyileştiriciler, Blockchain Yetenek Analisti, Cyborg Psikologları, Dijital Anıt Uzmanı, Etik Hacker, Makine Öğrenimi Uzmanı, Robot Etik Uzmanı, Robotik Mühendisleri ve Teknisyenleri, Robot Tamircisi, Sanal Asistan Kişilik Tasarımcısı, Sanal Cerrah, Uzay Turizmi Operatörü, Yapay Zekâ Eğitimcileri, Sosyal Medya Uzmanlığı, Veri Mühendisliği, Bilişim Avukatlığı” olarak sıralanıyor. İŞKUR, iş arayanlar ile işverenleri daha etkin eşleştirmek için yapay zekâ algoritmaları kullanıyor.
Source: Önder Yilmaz
Gurbetçi ailelerin LGBT isyanı
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Radiye Sezer Katırcıoğlu, İngiltere”nin başkenti Londra”da Türk aileler, gençler, çocuklar ve sivil toplum örgütleriyle yaptığı görüşmelere ilişkin “Yurtdışındaki ailelerimiz de çocukları için sosyal medya konusunda feryat ediyor” tespitini yaptı. TBMM Çocuk Hakları Komisyonu olarak çocukların dijital mecralardaki riskler ve tehlikelere karşı korunması ve sosyal medya uygulamalarının çocuklara yönelik zararları konusunda çalıştıklarını hatırlatan Katırcıoğlu, bu kapsamda Londra”da aileler, gençler ve çocuklarla sosyal medya ve dijital mecralar konusunda da görüşmeler yaptığını ifade etti. Yaptığı görüşmelere ilişkin izlenimlerini anlatan Katırcıoğlu, şunları söyledi: “Üç günlük ziyarette ailelerin feryadını gördük. Aileler, sosyal medyanın zararları, LGBT denilen akımların elinde çocukların heder olduğunu söylediler. Örneğin bir baba “Türkiye”ye döneceğim, çocuklarımı kurtarmam lazım” diye feryat etti. Bu konuda Avrupa”da da riskin büyük olduğunu gözlemledik.” 16 YAŞ ÇALIŞMASI SÜRÜYOR Katırcıoğlu sosyal medyaya 16 yaş sınırı getirilmesini de içeren çalışmaların sürdürdüğüne dikkat çekerek, “En kısa sürede tamamlayacağız. Sorun sadece bir kanun maddesi yazmak değil elbette. Bilimin, teknolojinin günümüzdeki önemini hatırlatarak bu konuda yapılacak düzenlemeyle ilgili teknik çalışmaya da ihtiyaç var. Bu yurtdışı ziyaretlerle de etki analizini görmemiz lazım ki bir çocuğumuzun bile heder olmaması için gerekli çalışmaları yapalım” dedi.
Source: Önder Yilmaz
BM Raportörü”ne göre Gazze”de eğitim sisteminin kasıtlı yok edilmesi soykırımın parçası
Anadolu Ajansının (AA) “İsrail”in Gazze”ye Soykırım Saldırısı” başlıklı dosyasının beşinci haberinde AA muhabiri, İsrail saldırılarının eğitim sistemi üzerindeki yıkıcı etkilerini, üniversitelerin ve okulların tahribatını ve gelecek nesillerin eğitim imkanlarının sistematik olarak yok edilmesini ele aldı.
Eğitim sisteminin sistematik imhası
BM Eğitim Hakkı Özel Raportörü Farida Shaheed, “scholasticide”nin eğitim sisteminin tamamen ve kasıtlı yok edilmesi anlamına geldiğini belirterek, “Gazze”de okulların yüzde 90″ından fazlası tamamen veya kısmen yok edildi, artık işlevsel değil.” dedi.
Shaheed, okullara siviller için sığınak haline geldikten sonra bile defalarca saldırılmasının ve tüm üniversitelerin yıkılmasının yanı sıra 13 kütüphanenin bombalandığına ve 150 yıllık Gazze tarihini barındıran merkezi arşivlerin tamamen yok edildiğine dikkati çekerek, “Bunlar, kasıtlı saldırılar. Bu durumu tanımlayacak başka bir kelime göremiyorum.” ifadelerini kullandı.
Eğitimin sadece beceri kazanmakla ilgili olmadığını vurgulayan Shaheed, “Eğitim, aynı zamanda kendinizle ilgili bir anlayış, kolektif kimlik, birbirinizle bağlantılar geliştirmek ve sosyal birlik içinde ilerlemekle ilgili. Gazze”de yok edilen şey bu ve bunun çok kasıtlı olduğunu düşünüyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
Eğitimciler ve öğrenciler travmatize oldu
Hem öğretmenlerin hem de öğrencilerin büyük bir travma yaşadığına dikkati çeken Shaheed, “Bombardımanların ortasında derme çatma sınıflara devam eden Filistinli çocukların ve hiçbir altyapı olmadan her fırsatta eğitimi sürdürmeye çalışan öğretmenlerin direncini selamlamak istiyorum.” dedi.
Shaheed, Gazze”deki tüm üniversitelerin istisnasız şekilde yok edildiğini dile getirerek, “Sorunu çözmenin tek yolu, o yaştaki Filistinliler için büyük ölçekli burs programları oluşturmak. Ayrıca diasporadaki çok eğitimli Filistinlilerin bilgi ve uzmanlığından yararlanmalı, Gazzeli insanlarla, Filistinlilerle konuşup tam olarak neye ihtiyaç duyulduğunu, bunun onlar için en iyi nasıl işleyeceğini anlamalıyız. Bunu dışarıdan yapamayız.” dedi.
Gazze’deki eğitim sisteminin yeniden toparlanmasının öncelikle savaşın sonlandırılması ve işgalin sona ermesine bağlı olduğunu vurgulayan Shaheed, şunları kaydetti:
“Filistinliler, muazzam bir direnç gösterdi ve bir veya iki nesil alsa bile toparlanabilecekler ancak bu, barış içinde yaşamalarına ve hayatlarını istedikleri gibi yeniden inşa etmelerine izin verilirse mümkün olacak. Karar alma süreçlerine dahil edilmeleri ve tüm uluslararası toplumun onları desteklemesi ve bunu yapabilmeleri için gerekli araçları sağlaması gerekiyor.”
UNRWA yasağının yıkıcı etkileri
UNRWA”nın Filistin”deki faaliyetlerinin İsrail tarafından yasaklanmasının “kesinlikle felaket” olduğunu vurgulayan Shaheed, “UNRWA, sadece genç çocukların eğitiminin yüzde 50″den fazlasını sağlayan ana eğitim sağlayıcısı değil aynı zamanda yardım sağlama açısından da çok önemli.” dedi.
Shaheed, savaş süresince her gün 10 çocuğun uzuvlarını kaybettiğini ve çoğu zaman ampütasyonların anestezi olmadan yapıldığını belirterek, “Bir milyondan fazla çocuk ve tüm öğretmenler, psikososyal danışmanlığa ihtiyaç duyacak. 2020″de yapılan bir çalışma, bunların hiçbiri olmadan önce bile Filistin”deki çocukların yüzde 88″inden fazlasının travmatize olduğunu gösteriyordu. Şimdi bu oran yüzde 100 ve travma çok daha yoğun.” ifadelerini kullandı.
“Eğitime yönelik sistematik saldırılar benzeri görülmemiş boyutta”
Lübnan Amerikan Üniversitesi Sosyal ve Eğitim Bilimleri Bölümü”nden Dr. Jo Kelcey, İsrail”in Filistinlilerin eğitimine yönelik saldırılarının uzun bir geçmişinin bulunduğuna dikkati çekerek, “Ancak bunun ölçeği ve kapsamı gerçekten benzeri görülmemiş düzeyde.” dedi.
Kelcey, 12 üniversitenin tamamının hedef alındığını dile getirerek, “Okulların yüzde 80″inden fazlası ya doğrudan vuruldu ya da yapısal bütünlüğünü tehlikeye atacak şekilde hasar gördü. Sığınak olarak kullanılan okullardaki insanların ve eğitimcilerin hedef alındığını gördük.” ifadelerini kullandı.
“Eğitime saldırı, bir halkın geleceğine saldırıdır”
Eğitime yönelik saldırıların soykırım savaşının parçası olduğunu vurgulayan Kelcey, “Eğitime saldırmak, sadece çocukların ihtiyaç duyduğu hayat kurtaran ve yaşamı sürdüren bir hizmete saldırmak değil aynı zamanda geleceğe saldırmaktır. Geleceğe bu derecede saldırdığınızda aslında bütün bir halka saldırıyorsunuz.” değerlendirmesinde bulundu.
Kelcey, UNRWA”nın Gazze”deki en büyük eğitim sağlayıcısı olduğunun altını çizerek, “UNRWA, Gazze”de yüzlerce okul işletiyor, yaklaşık 300 bin çocuğa hizmet veriyor ve birkaç eğitim merkezi var. UNRWA”nın çalışmasını engelleyerek doğrudan bombardıman veya füze saldırıları yoluyla olmasa da eğitime saldırıyorsunuz. Bu, kesinlikle eğitime yönelik sistematik saldırının bir parçası.” dedi.
Batılı bağışçıların diğer bağlamlarda eğitime yönelik sistematik saldırılara karşı çıktığını ancak Gazze”deki saldırılara karşı aynı öfkeyi göstermediklerini belirten Kelcey, “UNRWA”ya yönelik saldırılar, eğitim kırımının bir parçası. Bunu mümkün kılan şeylerden biri de yıllar içinde UNRWA hakkında sunulan yanlış bilgiler.” ifadelerini kullandı.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source: