Araştırmalara göre akran zorbalığı son yıllarda artış gösteriyor: “Bu toplumsal bir sorun”
Cumhuriyetartan akran zorbalığına ilişkinpedagog Elanur Buğçe Oral veavukat Aylin Aytaç’la konuştu.Oral, akran zorbalığınınsadece fiziksel olmadığınıbelirterek sözel, sosyal duygusalve siber akran zorbalıklarınınolduğuna vurgu yaptı. Oral,zorbalığa uğrayan çocuklarda“Okula gitmek istemememe,kendine güveni azalma vekaygı, depresyon, yalnızlıkhissi” gibi etkilerin olduğunadikkat çekerken uzun vadedeise ilerleyen yaşamlarındaetkilerinin olabileceğini belirtti.Böyle durumlarda ailelerinve öğretmenlerin çocuklarlailetişim kurması gerektiğinive zorbalığa karşı okullardagerekli çalışmalarının yapılmasıgerektiğini vurguladı. Oralsözlerini şu şekilde noktaladı:“Akran zorbalığı, sadece bireyseldeğil, toplumsal bir sorundur.Okullar, aileler ve toplumundiğer paydaşları birlikte hareketetmelidir.”Şikâyet edilebilirAvukat Aytaç ise “Akranzorbalığına uğrayan çocuğundurumu ivedi şekilde velilerine,yetkili temsilcilerine veeğitim gördüğü okul idaresinebildirmesi ilk ve en önemliadımdır. Mağdur çocuğunvelilerinin bir dilekçeyleokul idaresine başvurması,dilekçenin kabul edilmemesihalinde okul idaresine notermarifetiyle ihtarnameçekmesi ilgili durumu tespitve delillendirme bakımındanyerinde bir adım olacaktır. Okulidaresinin ihmali, teşviki ya daiştiraki halinde işlenen zorbalıkfaaliyetleri için ise CİMER, TCEğitim Müdürlükleri, KamuDenetçiliği Kurumu, Türkiyeİnsan Hakları Eşitlik Kurumuvb. birçok kuruma şikâyetdilekçesi eşliğinde başvurmakmümkündür” ifadelerinikullandı.
Source: Rengin Temoçin
Müzik üzerine bir başvuru kitabı
Emel Çelebioğlu’nun ‘Müzik Kuramı’ kitabı bu açıdan bu gereksinimleri karşılıyor.Kitabın tanıtım bilgileri içeriğini açıklıyor:“Tüm bilim ve sanat dallarının bir felsefi temeli olduğu kadar bir de kuramsal dayanağı vardır. Müzikte her ne kadar yetenek (müzik kulağı), beceri, bellek gücü ve mizaç gerekli koşul olsa da bilimsel usavurma ve belleğin sırasında kullanılabilme özelliklerinin de sanatçıda, daha doğrusu yorumcuda bulunması yadsınamaz ve yeterli bir koşul olarak kabul edilmelidir. İşte bu yeterli koşul bilimsel kuramdan başkası değildir.Bu kitabın amacı müzik kuramını genel hatlarıyla ele almak ve temel konularda müzik eğitimine katkıda bulunmaktır. Bu bağlamda, müzik eğitimi alan öğrenciler kadar müziğin temel kurallarını öğrenmek isteyen tüm okurları aydınlatmak hedeflerinden biridir.Kitabın birinci bölümünde müziğin asli öğelerinden olan notalar, esler, anahtarlar, ritim, ölçü, gamlar gibi müziği oluşturan temel konular ele alındı.Kitabın ikinci bölümünde müzik yazımında kullanılan işaretler, süs notaları ve terimler; üçüncü bölümünde armoniyi oluşturan öğeler; dördüncü bölümünde çalgılar, çalgıların yapıları ve teknik özellikleri; beşinci bölümünde müzik formlarının kısa açıklamaları sözlükçe şeklinde ve son bölümünde de 20. yüzyıla ait olan müzik yazımı (notasyon) ana hatlarıyla yer almaktadır.Ana konuların anlatımına dayanan çalışmalar da okurun kendisini kitapta sunulmuş olan bilgiler konusunda sınaması amacıyla kitabın en sonuna eklenmiştir.”İNSANLIK TARİHİ KADAR ESKİ BİR SANAT DALIGiriş:Müzik sözcüğü, eski Yunanca’dan gelir; ‘Muses’ (Yunan mitolojisinde sanat tanrıları) şiiri, müziği ve dansı kavrayan geniş bir anlam taşır. Müzik bir sanat dalıdır ancak temelinde yani sesin oluşumundan ritmine, armoniden kontrpuana kadar geniş bir yelpazede bir mantık ve belli ölçüde matematik içererek adeta bir bilim dalıdır da.Müzik, yeteneğe (seslerin ayrıştırılması) ve beceriye (çalma, söyleme) bağımlıdır ancak bu gerekli koşuldur ve hiçbir zaman yeterli koşul değildir. Doğru seslendirme veya doğru yorum ancak kuramın iyi kavranmış olması ile olasıdır. Bestecinin, yapıtını oluştururken kullandığı müzik etkenleri ne kadar iyi anlaşılmış ve özümsenmiş ise icracının yorumu o oranda başarılı ve doyurucu olur. Keza, dinleyiciler açısından da müzik kuramının belli bir dereceye kadar bilinmesi, onları yabancı bir ortamdan dilini anlayabildiği tanıdık bir ortama taşıyacaktır.Kitabın akışı içinde açıklanacağı gibi müziği oluşturan temel etkenler, ritim (belirli bir zaman dilimi içinde seslerin süreleri ve dağılış biçimi), ezgi (belirli ritim oluşumları ile seslerin art arda dizilişi), armoni (farklı seslerin belirli kurallar içinde birlikte duyuluşu ve oluşan akorların birbirine bağlanışı) ve tınıdır (bir bütün olarak sesin rengi).Bu etkenlerin yanında “biçim” kuramının da iyi bilinmesi gerekmektedir. Hatta birçok müzik adamına göre psikoloji, sosyoloji, pedagoji, felsefe, estetik ve etnoloji gibi sosyal bilim dalları da müzikle iç içedir.Özellikle çalgısal müzikle başlayan evrimden önce de hiç kuşkusuz besteci ve yorumcuların kendilerine özgü kuramsal temelleri vardır. Belki bunlar kitaplara yazılmamıştı ama “usta-çırak” ilişkisine dayanan ve içrek (ezoterik) biçimde öğretilen bir “altın sayısı” olgusu vardı. Yalnız plastik ve görsel sanat dallarında değil müzik gibi işitsel sanatta da uygulama alanı bulan bu “tanrısal oran”a bazı müzik adamları çok önem verirlerMüzik, büyük bir olasılıkla insanlık tarihi kadar eski bir sanat dalıdır. Özellikle yazılı belgelerin ışığında, insanların sürekli farklılaşan toplum yaşamının, kısaca uygarlığın paralelinde müziği geliştirdiklerini, zaman içinde birikimlerini öğreti şeklinde belgelendirdiklerini ve mükemmelleştirme yolunda çok çaba harcadıklarını izlemek olasıdır. Tüm dünya insanlarının tek ortak dili olan müzik de konuştuğumuz, kullandığımız diller gibi temel yapı kurallarına, yani bir anlamda bir dilbilgisine sahiptir.Bu ortak dili en iyi şekilde anlamanın ve anlatmanın yolu ancak kuramın iyi kavranmasından geçer; aksine bir düşünce bizi müzik dünyasının dışında bırakacaktır.Kitaplığınızın müzik rafında bulunması gereken bir kitap.(Pan Yayıncılık)
Source: Doğan Hizlan
Okuma yazma bilmeyenlere ehliyet
Bitlis ve ilçelerinde faaliyet gösteren bazı sürücü kurslarının büyük bir usulsüzlük ağının parçası olduğu ihbarı üzerine soruşturma açıldı. Okuma yazma bilmeyen kişilerin Motorlu Taşıt Sürücü Kursları (MTSK) ve SRC sınavlarından geçmesi için yerlerine “joker” diye tabir edilen şahısların sınava sokulduğu veya kopya düzeneği kullanılarak sınavlardan geçirildiği tespit edildi. Toplam 313 şüpheliye yönelik, 32 ilde eş zamanlı operasyon düzenlendi. 43 organizatör yakalandı.
Source: Ömer Çeti̇n