Emeklinin TÜİK’e karşı davası istinaf yolunda: “Türkiye tarihinde ilk kez…”

Emeklinin TÜİK’e karşı davası istinaf yolunda: “Türkiye tarihinde ilk kez…”

Emekli Yargıtay üyesi Seyfettin Çilesiz, Türkiye İstatistik Kurumuna (TÜİK) ait enflasyon oranlarının asılsız olduğu iddiasıyla dava açtı. Dava talebinde 2024’ün ilk yarısına ilişkin enflasyonun yeniden hesaplanması ve emekli maaşının geriye dönük olarak düzeltilmesine ilişkin ifadeler yer aldı. Emekli dernekleri ve sendikalarının müdahil olmak istedikleri davada mahkeme, TÜİK’ten enflasyon hesaplamasında kullandığı yöntemleri ve enflasyon sepetindeki maddeler için baz aldığı fiyatları sunmasını talep etti. TÜİK, savunmasında, enflasyonu hesaplarken anketörlerin işyeri ziyaretine dayalı geleneksel yöntem haricinde perakendecilerden elde edilen barkod verilerini ve internetteki fiyatları kullandığını belirtti.GİZLİLİK İLKESİ SAVUNMASINisan 2022’ye kadar kamuya açık olan madde fiyatlarını, mahkemeye şifreli flaş bellek içerisinde sunan TÜİK, bu verilerin ‘özgün eseri’ olduğunu iddia ederek üçüncü kişilerle paylaşılmamasını, incelemenin ardından iade edilmesini talep etti. Diğer yöntemlerden elde ettiği fiyatları yollamayan TÜİK, fiyatları işyerleriyle yaptığı ikili protokol sonucu aldığını belirtti ve ‘gizlilik ilkesini’ öne sürerek verileri paylaşamayacağını savundu. Mahkeme, gerekçeli kararında, menfaat ilişkisi gereği dava açılmasının hukuka uygun olduğunu belirtmesine karşın, denetim yapılabilmesi için gerekli olan veri bütünlüğünün sağlanamayacağını öne sürerek davanın reddine karar verdi. Önümüzdeki hafta ise istinaf mahkemesine başvurulacağı belirtildi.Seyfettin Çilesiz ve avukatı Ali Erdem Gündoğan Cumhuriyet’e yaptıkları değerlendirmede kararın hukuken kabul edilemez olduğunu söyledi. Durumu Türkiye tarihinde ilk kez bir mahkeme davacıyı gerekçeli kararda haklı bulduğu halde davasını reddediyor. Bunu da davalı kurumun kusuru yüzünden yapıyor ifadeleriyle özetleyen avukat Gündoğan, mahkemenin TÜİKin savunmasını sorgulamadan kabul ettiğinin altını çizerek TÜİKin veri saklaması karşısında davanın kabul edilmesi ve TÜİK verilerinin iptaline karar verilmesi gerekirken, TÜİKi ödüllendirir gibi davanın reddine karar verilmesi kamuoyu vicdanını yaralamıştır dedi. HUKUKA GÜVENE GÖLGEGündoğan, TÜİKin gizlilik ilkesini öne sürmesine karşı Perakende satış yapan iş yerleriyle neden ikili sözleşme yapsın? Ve bu ikili sözleşme neden ‘gizlilik’ kapsamına alınsın? Örneğin marketlerin fiyatları zaten kamuya açık. TÜİK kamuya açıklanan fiyatları baz aldıysa eğer burada neden gizlilik olsun? Kamuoyuna açıklanan fiyatlarla sana verilen fiyatlar aynıysa neden ‘gizli’? sorularıyla tepki gösterirken mahkemenin TÜİKten veri alamamasının yargı bağımsızlığına ve hukuka olan güvene gölge düşürdüğünü ifade etti. 43 YILLIK HUKUKÇULUK HAYATIMDA BÖYLE BİR ŞEY GÖRMEDİMMahkemenin, bilirkişi görevlendirme yetkisi varken TÜİKin enflasyonu hakkında hukuka uygunluk karinesini esas almasına tepki gösteren davacı Çilesiz, mahkemeye sunduğu delillerin, resmi enflasyonun asılsız olduğunu kanıtlar nitelikte olduğunu vurguladı. Delilleri toplayamadım gerekçesiyle bir davanın reddedilmesini 43 yıllık hukukçuluk hayatımda ne gördüm ne de duydum diyen Çilesiz sözlerini şöyle noktaladı: Mahkemenin TÜİK ve siyasi iradeyi karşısına almak istemediğini düşünmekten kendimi alamıyorum. Gerekirse AİHMe kadar gideceğim. Bütün emekli platformları da birleşerek mücadeleye devam etmeli.AKIL DIŞI BİR KARAREkonomist Prof. Veysel Ulusoy konuyu Cumhuriyete değerlendirerek, şunları söyledi: TÜİK bir devletin sahip olması gereken kurumsal özellikleri kaybetti. Enflasyonun yanlış olduğu bir ülkede ekonomik büyüme oranından verimliliğe, işsizlikten kişibaşı gelire kadar her veri yanlıştır. Davayı yöneten hakimlerin verdiği bu akıl dışı karar ise daha çok sorgulanacak ve ileride dava konusu olacaktır. Geçmişte Arjantin ve Yunanistanda olduğu gibi çok kişi hakkında dava açılacak. Hukuk insanları dahil.”ARKASINA YÜRÜTME VE YARGI GÜCÜNÜ ALINCA…Ekonomist Prof. Oğuz Oyan ise TÜİKin gizlilik ilkesini öne sürmesine dayanaksız savunma yöntemi” dedi ve şu ifadelerle tepki gösterdi: Arkasına yürütme ve yargı gücünü alınca, bürokrasinin hesap vermesi beklenemez. Verilerin gizliliği gerekçesi, TÜİK’in kamusal hizmet sorumluluğu ile çelişir. Kaldı ki, TÜİK bu verileri daha önceden yayınlarken gizlilik bahanesini nerede bırakmıştı? Kimse TÜİK’ten özel şirket verilerini istemiyor. TCMB bağımsızlığından daha önemlisi TÜİK’in bağımsızlığıdır.”

Source: Elif Özge Yalçın