En sinsi bağımlılık: Sosyal medya

En sinsi bağımlılık: Sosyal medya

Geçtiğimiz günlerde ünlü şarkıcı Sinan Akçıl, yaptığı bir paylaşımla kendini sosyal mecraların büyüsüne kaptırarak 5 aylık evladının ölümüne neden olan bir annenin haberini duyurmuş ve durumun ciddiyetine dikkat çekmişti. Bilişim Uzmanı Osman Demircan da bu durumu SABAH”a değerlendirdi. Akıllı telefonların hayatımızın merkezi haline geldiğini belirten Demircan, “Sosyal medyada geçirilen süre, fiziksel dünyadan kopmalara neden oluyor. Bu platformlar dikkat kapasitemizi o kadar bölüyor ki, çoğu zaman farkında olmadan zihinsel varlığımızı kaybediyoruz. Bildirim sesleri, sürekli akan içerikler, algoritmaların bizi içine çektiği bitmek bilmeyen “kaydırmalar”… Tüm bunlar sadece zamanımızı değil, farkındalığımızı da çalıyor. Özellikle kısa videolar beynimizin ödül sistemi tetikleniyor. Her yeni içerik, dopamin salınımını artırıyor ve bir sonraki içeriği görme isteği doğuyor. Bu döngü, zaman algısının bozulmasına ve dış dünyadan kopmaya yol açıyor. Bize mutluluk getiren her şey bağımlılıkla sonuçlanabilir, bu teknoloji dahi olsa sonuç aynı olacaktır” açıklamalarında bulundu. Yaşanan olayın ciddiyetinin farkına varılması gerektiğinin altını çizen Demircan, “Bir annenin çocuğunu küvette bırakıp sosyal medyada saatlerce vakit geçirmesi ilk bakışta “unutkanlık” gibi görünebilir. Ancak bu, teknolojiyle kurulan dengesiz ilişkinin ve dijital dikkat dağınıklığının ciddi bir örneği. Bu tür anlar, aslında teknolojinin ne denli derin bir etkiye sahip olduğunu ve insanların günlük yaşamlarında ciddi aksamalara yol açtığını gözler önüne seriyor” dedi. İNSAN ZİHNİNİN TEMEL İŞLEYİŞİNİ BOZUYOR BU bağımlılık türünün basite alınmamasını öneren uzman Demircan, “Sosyal medya bağımlılığı, klasik madde bağımlılığı gibi fiziksel belirtiler göstermese de benzer bir döngü oluşturuyor. Yoğun kullanım isteği, kontrol kaybı, sosyal ilişkilerde bozulma ve sorumlulukların aksaması gibi durumlar, teknoloji bağımlılığının tipik sonuçları. Ancak burada en önemli tehlike, bu bağımlılığın genellikle “önemsiz bir alışkanlık” gibi algılanması. Birçok kişi, bunu sadece bir eğlence aracı olarak görse de, insan zihninin temel işleyişini bozuyor. Karar verme süreçleri bulanıklaşıyor, gerçeklik algısı zayıflıyor ve risk farkındalığı azalıyor. Bu durumlar yalnızca gençlerde değil her yaş grubunu tehdit ediyor” şeklinde konuştu. Dijital dünyanın dengeli bir biçimde kullanılması gerektiğini savunan uzman, bağımlılıkla mücadele için ise dijital detoks yapmayı, zaman yönetimi becerilerini geliştirmeyi ve dijital dünyada geçirilen zamanı da sınırlamayı öneriyor.

Source: Asli Toprak