Erdoğan’dan gençleri sokağa döken CHP’ye tepki: Timsah gözyaşı döküyorlar
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM”de gerçekleştirilen grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. İşte söyledikleri: CUNTA DEMEK CHP DEMEKTİR: CHP Genel Başkanı”na, şayet biraz cesareti varsa, vesayet lekeleriyle adeta katrana dönmüş kirli geçmişiyle yüzleşmesini öneriyorum. Sayın Özel, 1950″den bu yana sandıkta yoksunuz; millet size yetki vermiyor ve siz, 1950″den bu yana cuntalardan medet umuyorsunuz. Denklem gayet basit. CHP demek cunta demektir, cunta demek CHP demektir. CHP sadece “yolsuzluğun” değil, aynı zamanda bu ülkede “darbeciliğin” de kitabını yazmıştır. Eğer, o hakaret ettikleri, o tehdit savurdukları bağımsız yargı olmasaydı, şu anda bile CHP, kendi içinden çıkan cunta yönetiminin esiri olacaktı. DENİZ GEZMİŞ”İN İDAMINI İZLEDİNİZ: Şimdi çıkmışlar, yok şu gözaltına alındı, yok bu tutuklandı, yok onu serbest bırakın. Başınıza ne geldiyse, sizin kavuk sevdanız yüzünden geldi, sizin koltuk hırsınız, sizin dizginlenemez kibriniz yüzünden geldi, sizin açgözlülüğünüz yüzünden geldi. CHP”yi bu bataklığın, bu mafya düzeninin içine siz soktunuz. İstanbul”da Escobar düzeni kurdunuz, Kendi içinizdeki meseleyi örtmek için de sokakları ateşe veren sizsiniz. Gençleri öne sürüp belediye binalarına saklanan sizsiniz. Tarih boyunca hep bunu yaptınız. Sandıkta kazanamayınca, gençleri sokağa döktünüz, onların kavgalarından, çatışmasından, hatta onların akan kanından kendinize rant devşirdiniz. Kurtla avladınız, çobanla yediniz, sonra sürünün sahibiyle oturup timsah gözyaşları döktünüz. Buradan soruyorum, bugün sürekli üzerinde tepindiğiniz Deniz Gezmiş”i sahaya süren siz değil misiniz? İdamını izleyen, güya mezarı başında gözyaşı döken siz değil misiniz? Tüm bunlardan sonra utanmanız gerekirken, işinize her geldiğinde Deniz Gezmiş”i kullanan siz değil misiniz? Şimdi de bir yandan gençleri sokağa çağırıyor, kışkırtıyor, küfrettiriyor, polise saldırtıyorsunuz, sonra utanmadan timsah gözyaşı döküyorsunuz. Kusura bakmayın ama bu ülkenin gençlerini size kullandırtmayız. Gençleri yolsuzluklarınıza paravan yapmanıza müsaade etmeyiz. DARBECİLERİN SIRTINI SIVAZLADILAR: (Özgür Özel) Haddini aşarak, bizi cuntacılıkla itham ediyor. Türkiye”deki ilk şeffaf seçimde CHP iktidardan uzaklaştırıldı ve o günden bugüne tek başına iktidara gelemedi. Peki, CHP iktidara gelemeyince, sandıktan çıkamayınca ne yaptı? 27 Mayıs cuntasının taşlarını döşedi. 12 Mart Muhtırası”nı alkışladılar. 27 Aralık 1979 Muhtırası”na ve 12 Eylül cuntasına giden yolu açtılar. 28 Şubat darbesine alenen alkış tuttular. 15 Temmuz”da tankların önünden kaçıp televizyon karşısında keyifle kahvelerini yudumladılar. Türkiye”deki her darbenin, her darbe girişiminin, her muhtıranın, her cuntanın taşlarını döşediler, alkışladılar, darbecilerin sırtını sıvazladılar. BOYKOT ÇAĞRISI BUMERANG GİBİ CHP”Yİ VURDU Geçen hafta, Türk ekonomisinin gücünü test etme imkânı bulduk. Muhalefetin, ekonomimize zarar verme girişimlerini boşa çıkardık. Milletimiz, sırf yolsuzluklarını gözlerden kaçırmak için ülkesine ve milletine kasteden kifayetsiz muhterislerin boykot çağrılarına prim vermedi. Gezi olaylarında “Tüketmeyin, ekonomi dursun” çağrıları nasıl çapulcuların ellerinde patladıysa, CHP”nin “boykot” çağrısına da millet itibar etmedi. Yani boykotçular, bizzat vatandaşımızdan boykot yedi. Türkiye ekonomisini batıracaklarını zannedenler, bir kez daha avuçlarını yaladı, kös kös oturmak zorunda kaldı. Çok büyük bir çaresizlik içindeler. 3 haftada tüm itibarlarını kaybettiler. Milletin nazarında rezil rüsva oldular. Batılı efendilerinden de hiçbir destek göremediler. Boykot çağrıları deseniz ekonomiyi değil, “bumerang” gibi döndü CHP yönetimini vurdu. Yani kelimenin tam anlamıyla tüm cephelerde bozguna uğradılar. FİRARİLER YAKALANDIKÇA DANANIN KUYRUĞU KOPACAK CHP kendi iç meselelerini örtmek, İstanbul”da patlayan yolsuzluk barajının önünü tıkamak için ülke gündemini esir almak istiyor. Eteklerinin neden tutuştuğunu, niçin bu kadar hırçınlaştıklarını, neyi saklamaya, neyi yargıdan kaçırmaya çalıştıklarını çok çok iyi biliyoruz. Şunu sizin ve milletimizin de bilmesini arzu ediyorum: Firariler yakalanıp yargıya teslim edildikçe, dananın kuyruğu asıl o zaman kopacak. İtiraflar ve yeni delillerle soruşturmalar derinleştikçe CHP”nin niye sokağı adres gösterdiği, neden provokasyona giriştiği daha net görülecektir. TİYATRO OYUNU SAHNELİYORLAR Son 20 gündür bir tiyatro izliyoruz; daha doğrusu, “hisseli harikalar kumpanyası”. Oyunun yazarı CHP”liler, oyunun kurgucusu CHP”liler, oyunun figüranları CHP”liler, sahne, CHP”nin sahnesi, perdeyi açan CHP, kapatan CHP. Bilinmeyen ise bu “orta oyununun” kavuğunun kimde olduğuydu. Şimdi kavuk Sayın Özel”in başına geçmiş oldu. Ancak, 20 gündür oynanan bu “tuluattan” bir türlü anlayamadığımız, sahne ışıklarının sahneye değil, bize doğrultulmuş olmasıdır. Kusura bakmayın, kendi iç tartışmalarınızın faturasını ne bize, ne de millete ödetemezsiniz. BUNLARIN FAŞİZAN BASKISINA BOYUN EĞMEYİN “Sessiz kaldı” diye, “Açıklama yapmadı” diye, “Bizim istediğimiz ölçüde destek vermedi” diye sanatçılara, medya kuruluşlarına, yerli şirketlere baskı yaptılar. Yıllardır yol yürüdükleri ekran yüzlerini, sırf istedikleri kadar bağırmadı diye, adeta linç ettiler. Bunun adı, en ilkel, en barbar haliyle faşizmin ta kendisidir. Daha iktidar umudu yokken bunu yapanlar, ezkaza, ellerine yetki geçse neler yapar, varın siz düşünün. Allah”ın izniyle bunlarla hiçbir yere varamazlar. Kimse bunların faşizan baskılarına boyun eğmesin. Kimsenin korkusu olmasın. Kimse çekinmesin. Kimse öfkeye, yılgınlığa, endişeye kapılmasın. Türkiye”yi yerinde sayanlar, yerinde zıplayanlar değil, son 23 yıldır olduğu gibi hedeflerine doğru emin adımlarla yürüyenler istikbale taşıyacaktır. Küresel ekonomi zorlu bir sınavdan geçmektedir. Son 1 haftada uluslararası ticaret savaşları, yeni bir boyuta evrildi. Dünyada ciddi bir belirsizlik ortamı var. Ama Türkiye”nin de yolunu aydınlatan güçlü bir ekonomi programı var. Ticaret, üretim ve ihracat tarafında menfi bir durum beklemiyoruz. Düşük tarife uygulanan ülkeler arasında olmamız hasebiyle, bu muhataralı dönemi, birçok ülkeye kıyasla, daha kolay atlatacağımıza inanıyoruz. TÜRKİYE ARTIK OYUN KURUCU ÜLKE Dünyamız, özellikle ekonomi ve askeri kapasite bakımından tek kutuplu bir yapıdan çok kutuplu bir mimariye doğru hızla yol almaktadır. Küresel düzen çatırdadı. Tarihi olduğu kadar sancılı da olan bu süreci en iyi okuyan, en iyi yöneten, sahada ve masada en güçlü konumda bulunan ülkelerden biri Türkiye”dir. Yeni düzenin kurucu aktörlerinden biridir. Türkiye”siz bir denklem kurulamayacağı, kurulsa dahi bunun yaşama şansının olmadığı, küresel aktörler tarafından da kimi zaman gönüllü, ama çoğu zaman mecburen kabulleniliyor. İdrak yolları kapalı olmayanlar, şu hakikati çok net görmektedir: Türkiye, 23 yıldır temelini adeta tuğla tuğla ördüğü güçlü altyapısıyla yeni döneme damgasını vurmaktadır. Türkiye Yüzyılı vizyonumuz, günden güne ete kemiğe bürünmekte, milli ülkümüz olarak tüm ihtişamıyla şimal yıldızı misali parlamaktadır. Ülkemizdeki muhalefetin anlamak istemediği gerçeklik, işte budur. Onlar hâlâ eski Türkiye”de yaşadıklarını sanıyorlar. Onlar hâlâ Türkiye”nin icazetle iş gördüğü zannıyla hareket ediyorlar. Oysa Türkiye, AK Parti hükümetleri döneminde “icazet alan” değil, tam tersine “icazeti aranan” ülke konumuna gelmiştir. DEM PARTİ HEYETİYLE GÖRÜŞME BUGÜN “Terörsüz Türkiye” hedefi gibi ülkemizin geleceği açısından hayati önemde meselelerimiz var. Cumhur İttifakı olarak büyük bir titizlikle, büyük bir sabırla yürüttüğümüz bu süreci inşallah ülkemizin hayrına olacak şekilde neticelendireceğiz. Yarın (bugün saat 13.30″da) DEM heyetini kabul ederek hem kendileriyle görüşecek hem de “terörsüz Türkiye” hedefine ulaşma irademizi teyit edeceğiz. Türk”üyle, Kürt”üyle, Arap”ıyla, Alevi”si-Sünni”siyle hem ülkemizi hem de bölgemizi imar ve ihya etmeye; topraklarımızda huzuru hâkim kılmak için gayret göstermeye inşallah devam edeceğiz.
Source: Mehmet Fahri̇ Özkan