Faiz adımı tamam gözler piyasalarda
Piyasalar yoğun gündem ile yön bulmaya çalışıyor. Borsada tepki yükselişi zayıf kalırken döviz kurlarında yukarı yönlü eğilim korundu. Gösterge tahvil faizinde yükselişin ardından TCMB toplantısı sonrası düşüş görüldü. İç piyasalar geçen hafta TCMB faiz kararına odaklandı. Politika faizi 350 baz puanlık artışla yüzde 46, gecelik borç verme faizi 300 baz puanlık yükselişle yüzde 49 oldu. Borç verme faizi de yükseltilerek bir manevra alanı açılmış oldu. 19 Mart ile başlayan siyasi sürecin mali tabloya yansımalarını tedavi aşamasında alınan TCMB kararlarını bir zorunluluk olarak görmek gerekir. Nedenlerini sorguladığımızda; Döviz kurlarındaki artış ve kur geçişkenliğine bağlı olarak artan enflasyon kaygıları, TCMB rezervlerdeki düşüş, yabancı yatırımcıların tahvil bono ve hisse satışları yani sıcak para çıkışları, tasarruflardaki dövize yönelim gibi gerekçeler sayılabilir.PİYASAYA GÜVEN İÇİN DOĞRU KARARTCMB toplantı metninde nisan ayında enflasyonda bir miktar artış olabileceği ifadesi var. Haziran 2023 ayından bu yana uygulanan ve iki yıla yaklaşan ekonomik programın en önemli ayağı enflasyon. Enflasyon açısından ise döviz kurlarının seyri büyük önem taşıyor. Kurlar aynı zamanda carry trade işlemleri için de çok önemli bir kriter. TCMB rezervlerinde son haftalardaki düşüş oldukça belirginleşti. Swap hariç TCMB net rezervler eksi 65 milyar dolardan uygulanan ekonomik programın etkisiyle artı 71 milyar dolara kadar yükselmişti. 11 Nisan ile biten haftada 20.8 milyar dolara geri çekildi. Brüt rezervler ise tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 171 milyar dolara ulaşmıştı. Son açıklanan verilere göre 147.5 milyar dolara geriledi. Bankalarda yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatı ise 191.2 milyar dolara ulaştı. Son dört haftalık carry trade pozisyonlarındaki azalma 13.2 milyar dolar oldu. Aynı süre zarfında hisse senedi ve tahvil bonodaki yabancı çıkışları 9.5 milyar dolara yaklaştı. Bu rakamları alt alta sıraladığımızda TCMB’nin aldığı kararın önemi daha net anlaşılıyor. Ayrıca; Piyasaya güven vermek, TL’yi savunmak, TCMB’nin kredibilitesini korumak adına yerinde ve doğru bir karardı.REZERVLERİ DAHA FAZLA HARCAYAMAZDIParanın fiyatı faizdir. Faiz artırımıyla, kredi faizlerinin de yükselmesi ve reel ekonomi üzerinde yavaşlatıcı bir yansımasının olması olasıdır. Bunlar olayın sonraki aşamaları ve her ilacın yan tesirleri olacaktır. Bu operasyonun yapılmasının aciliyeti vardı. TCMB binbir zahmet ve maliyetle biriktirilen rezervlerini daha fazla harcayamazdı. Zaten son dört haftada bunu denedi. Binbir zahmetten kastımız, faizler yükseltilerek ciddi bir maliyet ödendi, programlar hazırlanıp yerli ve yabancı yatırımcıların TL’ye ilgisi sağlandı. İhracatçının döviz bozdurma zorunluluğu yüzde 40’a kadar artırıldı. Bu aşamada ileriye projeksiyon tutmak yararlı olacak. İzlenecek başlıca parametreler; Döviz kurlarının seyri, TL’ye yerli ve yabancı ilgisinin tekrar sağlanması, carry trade işlemleri ilk akla gelen konu başlıkları. Yolu yarılamışken geri dönülüp aynı yol tekrar yürünecek.Diğer talihsizlik içeride bu gelişmeler olurken dış konjonktürün de oldukça dalgalı olması. Bu yıl için TCMB faiz tahminleri doğal olarak yükseldi. ABD’li yatırım bankası Morgan Stanley, Türkiye için yıl sonu politika faizi beklentisini yüzde 36’ya yükseltti. Daha önceki tahmini yüzde 33.5 idi. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “piyasa dalgalanmaları beklentileri kısa vadede bir miktar bozmuş olabilir ancak hedef alanının içinde kalacağımıza inanıyoruz” derken bir bakıma bu yöndeki beklentileri teyit etmiş oldu.MEVDUAT FAİZİNDE YÜKSELME OLASITCMB faiz artırımının piyasalara yansımalarına baktığımızda; Borsanın en ciddi rakibi faizdir. Bu açıdan sermaye piyasaları için iyi haber değil. Mevduat faizlerinin de paralel olarak yükselmesi olasıdır. Ancak mevduatta yüzde 15’e kadar stopajlar mevcut. Bu net getirileri biraz törpülüyor. Bazı kesimlerce dillendirilse de stopajda bir indirim olup olmayacağını bilmiyoruz. TCMB faiz artışıyla döviz kurlarında henüz ciddi bir yavaşlama hissedilmedi. Konut sektörü başta olmak üzere reel ekonomi üzerindeki yavaşlatıcı etkileri yanında şirketlerin finansman giderlerinde artışlar olağan bir sonuç. Borsa İstanbul, TCMB faiz kararına ilişkin fiyatlamalarla birlikte temkinli görünümünü sürdürüyor.DIŞ PİYASALAR BEKLEYİŞTEABD ile Çin arasındaki ticaret savaşı ana gündem olmaya devam ediyor. Karşılıklı hamleler ile zirve yapan gümrük tarifeleri ABD kaynaklı açıklamalara göre yüzde 245’e kadar dayandı. Çin ise yüzde 125’te kaldı. Henüz geri adım yok.İlave artırım da görülmüyor. Ancak, ABD Başkanı Donald Trump, “Çin’e uygulanan gümrük vergilerini artırmaya devam etme konusunda isteksiz olduğunu çünkü bunun iki ülke arasındaki ticareti durma noktasına getirebileceğini, Pekin’in bir anlaşma sağlamak amacıyla defalarca temasa geçtiğini açıklaması” kayda değer. Biraz “savaş baltaları” gömülmüş havası var. ABD ile Çin’in ekonomik olarak birbirine karşı mecburiyetleri var. Küresel ekonominin de bu savaşa tahammül gücü zayıf. Olaya bu açıdan bakınca er veya geç belirli bir noktada buluşup anlaşmak durumundalar gibi bir sonuç ortaya çıkıyor. Ama biraz daha sabırlar sınanacak gibi. Olası bir anlaşma piyasalar için ciddi bir iyimserlik kaynağı olur. ABD’nin Japonya ve Avrupa ile görüşmeleri ise sürüyor. Her iki yönde mesafe alındığı açıklandı.TRUMP’IN SON HEDEFİ POWELLTrump’ın son hedefi ise ABD Merkez Bankası Başkanı Powell oldu. Trump, Fed Başkanı Jerome Powell’ın faiz oranlarını düşürme konusunda “çok geç kaldığını” belirterek, işine son verilmesini istedi. Ayrıca, Powell’ın son açıklamalarının “tümüyle rezalet” olduğunu, ABD’nin tarifelerle “zenginleştiğini” ve birçok ürünün fiyatının düştüğünü söyledi. Geçmiş başkanlık döneminde de Powell ile benzer polemiklere girmişti. Takıntı biraz da eskiye dayanıyor yani. Deyim yerinde ise, diğer ülkelerle yetinmedi, şimdi kendi ülkesine dönüp sağa sola sarmaya başladı.Geçen haftanın diğer gündemi Avrupa Merkez Bankası toplantısıydı. Beklendiği üzere 25 baz puanlık faiz indirimi geldi. Faiz kararının piyasalar üzerindeki etkileri sınırlı kaldı. Toplantı metni ve Avrupa Merkez Bankası Başkanı Lagarde’nin ifadelerinden de anlaşılacağı üzere faiz indiriminde ekonomik büyümeye dair endişeler etken oldu. Ama gümrük tarifelerindeki artışlarından kaygı duymakla birlikte enflasyona yansımalarının ne ölçüde olacağı konusunda ise henüz net değiller. Son gelişmelerin piyasalara etkisine bakacak olursak; Borsalarda tepki yükselişlerinin ardından satışlar görüldü.ALTIN TAHMİNİ YÜKSELİYORAltın fiyatlarında ise çıkış trendi korunmakla birlikte kâr satışlarına bağlı bir ivme kaybı var. Ancak güvenli liman ihtiyacının sürüyor olması çıkışı desteklemeye devam ediyor. Citibank önümüzdeki üç ay için altın fiyat hedefini ons başına 3.200 dolardan 3.500 dolara yükseltti. Citibank, Çinli sigorta şirketlerinden gelen yeni altın alımları ve tarifelerle ilgili riskler ile piyasa zayıflığı nedeniyle artan güvenli liman talebi doğrultusunda tahmininde değişikliğe gittiğini belirtti. Hatırlanırsa Goldman Sachs da bu yıl için, altın fiyatları için öngörüsünü ons başına 3.700 dolara yükseltmişti. Geçen yıl hedefler 3.000 doların altında idi. Altın fiyatları bulunduğu bu seviyeleri çok açık bir şekilde Trump’a borçlu. Bu açıdan Trump’a “altın dostu” demek yanlış olmaz sanırım.ABD tahvil faizlerinde düşüş, Euro’da güçlenme ve dolarda zayıflama, petrol fiyatlarında tepki çıkışı sürüyor. ABD 10 yıllık tahvil faizi yüzde 4.33, Euro/dolar paritesi 1.1374, dolar endeksi 99.38, altının ons fiyatı 3.314 dolar, gümüş 32.40 dolar, brent petrol 66.96 seviyelerinde seyrediyor.BORSADA TEPKİ YÜKSELİŞİ ZAYIFBorsada tepki alım denemeleri direnç seviyelerini geçmekte zorlanıyor. İlk destekler 9.250 ve 9.050 seviyelerinde görülürken sonraki destek 8.870’de bulunuyor. Yukarı yönlü hareketlenmelerde ise 9.580 ve 9.830 ilk direnç noktaları. Endekste destek noktalarından tepki alımları görülse de satış baskısı korunabilir.
Source: Zeynel Balcı