“Finans Dünyası – İstanbul Depremi, Dijital Markalar ve İlkbahar Uykusuzluğu”

İstanbul depremi ve bundan sonrası

Geçtiğimiz haftanın yazısında bahsettiğimiz üzere Nisan’ın 20’li tarihlerinde sismik aktivitede ve volkan aktivitesinde artış olduğunu görüyoruz. 6.2 büyüklüğündeki İstanbul depremi yürekleri ağza getirdi. Allah daha büyüğünü yaşatmasın, bununla geçmiş olsun diyelim.

DEPREMİN ASTROLOJİ HARİTASI

Geçtiğimiz haftanın yazısı ve videosunda sıça bahsettiğim gibi, 21 Nisan’da hayli stresli bir gökyüzü vardı. Bu stres, Sirius Astroloji Programından çıkartılmış grafiğe de yansımış, 21 Nisan pik noktası olarak gösterilmişti. 23 Nisan’da gerçekleşen 6.2 büyüklüğündeki deprem esnasında Boğa burcundaki Güneş, Aslan burcundaki Mars ve Kova burcundaki Plüton arasında sabit burçlarda bir T-kare açı formu oluşuyordu. Sabit burçlarda oluşan bu türde gezegen geometrisi bazı büyük depremlerle bağlantılı gözükmektedir. İlaveten Ay da Balık burcunda seyretmekte ve bu burçta yakın seyreden Venüs ve Satürn’ün arasından geçmeye hazırlanıyordu. Aynı yere izdüşen Kuzey Ay Düğümü, astrolojide arttırıcı, yükseltici etkisiyle bilinir.

GÜNEŞMERKEZLİ ASTROLOJİ HARİTASI

Geçtiğimiz hafta yayınladığımız güneşmerkezli astroloji haritasından yola çıkarak bahsettiğimiz üzere 21 Nisan tarihinden itibaren doğal afetlerde artış görmeye başladık. Haftaya Bakış ve Sözcü Gazetesi köşe yazımda 25 Nisan tarihini de dikkat çeken bir tarih olarak belirtim. İlaveten 26 Nisan’daki Merkür-Uranüs 135’lik açısını da dikkat çekici ve riskli bulduğumu belirtmek isterim.

DEV KORONAL DELİK DÜNYA YÖNÜNDEYDİ

6.2 İstanbul depremini yaşadığımızda, daha evvelce hem köşemizde hem de videolarımızda bahsettiğimiz ve risk taşıdığı uyarısını yaptığımız dev koronal delik Dünya yönündeydi. Bu koronal delikten püsküren güneş rüzgarlarının 22 Nisan’da yer manyetik alanını vuracağı ve jeomanyetik fırtınaya sebep olacağı bildirilişti. 22 Nisan tarihinden başlayarak sismik aktivite orta seviyeden yüksek seviyeye vardı. 22 Nisan’da 1 tane 6.0 üzeri, 6 tane 5.0 üzeri deprem meydana geldi. 23 Nisan tarihinde 6.2 İstanbul depreminin ve bu depremin artçılarının yanı sıra 5.0 üzerinde 4 tane, 4.0 üzerinde 40 tane deprem meydana geldi. Ülkemiz açısından ele aldığımızda, artçı depremler devam ediyor. Depremle ilişkili gördüğüm Koronal Delik Dünya’nın menzilinden uzaklaşmaya başlıyor, ama bir başka Koronal Delik Dünya yönüne dönmeye başlayacak.

BİRÇOK BÖLGEDE VOLKANİK HAREKETLENME

Yermerkezli ve güneşmerkezli gezegen açılarının tetiklemesi ve Koronal Deliğin Dünya yönünde güneş rüzgarları göndermesinin ardından ayrı noktada birkaç volkanik hareket oldu. 23 Nis 2025 tarihinde dünya çapında volkanik aktivite şöyleydi: Etna yanardağı, Semeru, Ibu, Reventador, Poas, Kilauea, Sanga … Bunlardan Etna (Sicilya, İtalya): (23 Nis) Dün geceki son patlama sona erdi. Patlamadan etkileyici görüntüler ektedir. Semeru (Doğu Cava, Endonezya): Patlayıcı aktivite devam ediyor.

ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLER…

27 Nisan’da gerçekleşecek yeniay aynı zamanda bir SüperAy demiştik. Deprem haritasındaki Mars-Plüton karşıtlığını tetikleyeceği için risk içeriyor. Bu bağlamda 26 Nisan’dan itibaren daha da temkinli olmamız gerektiğini anlıyoruz. Yeniay haritasını ve iz düşümlerini geçtiğimiz haftanın yazısında paylaşmıştım. Yeniaydan sonra 28 Nisan ve 29 Nisan tarihlerinde Ay’ın Uranüs ile hizalanması sismik aktiviteyi tetikleyebilir. Bu tarihlerde temkinli olmakta fayda var. Ay-Jüpiter kavuşumunun kesinleşeceği 30 Nisan tarihi de yine tetikleyici bir tarih olabilir.

TOPRAK KAYMALARI

Mars-Plüton karşıtlığının etkilerinden bahsederek maden kazası, toprak kayması gibi risklere de atıfta bulunmuştuk. Bazı uzmanlar İstanbul’un yumuşak zeminli bazı bölgelerinde kaymalar yaşanabileceğini belirtiyor. 27 Nisan’da kesinleşecek Mars-Plüton karşıtlığının aynı akşam gerçekleşecek yeniay ile tetikleneceğini de hatırlatmakta ve dikkatli olunmasında fayda görüyorum.

MAYIS AYI İÇİN DEPREM TAHMİN GRAFİĞİ

Astrolog Fei Cochrane’in danışmanlığını yaptığım Sirius Astroloji Programından çıkartıp bana gönderdiği Mayıs ayı grafiğine de bir göz atarak devam edelim. Bu grafikte 1 Mayıs ve 2 Mayıs civarı deprem açısından halen riskli gözüküyor. Diğer dikkat çeken tarihler 9-11 Mayıs aralığı (12 Mayıs’ta Uranüs ile dizilimde önemli bir dolunay var!), 15-16 Mayıs civarı (Güneş-Uranüs kavuşumu var!) ve 28-29 Mayıs olarak görülmekte. Önümüzdeki günlere dair önemli tarihleri ve bazı öngörülerimi paylaştığım videoyu linkten izleyebilirsiniz https://www.youtube.com/watch?v=2Jvm-kk2vVU&t=290s&ab_channel=AstrolojiTelevizyonu

GÜNEŞMERKEZLİ GEZEGEN GEOMETRİSİ

Mayıs ayı başından başlayarak, ama özellikle Mayıs ayının ikinci yarısından itibaren güneşmerkezli gezegen açıları tekrar stresli hale gelmeye başlıyor. 7 Mayıs civarında dikkat çekici güneşmerkezli gezegen geometrisi oluşmaya başlıyor. 10 Mayıs-17 Mayıs arasında çok önemli gezegen geometrisi oluşuyor. Biraz daha daraltarak gidersek, 15-17 Mayıs arası en dikkat çekici ve riski yüksek gezegen geometrisi oluşuyor. Bu dönemler için büyük deprem ve volkan aktivitesi ihtimalini yüksek görüyorum. Kanada merkezli bir astroloji grubuna yaptığım İngilizce sunuda en dikkat çektiğim Mayıs ayı ve özellikle Mayıs ortası olmuştu. O dönemde etkili güneş aktivitesi ve jeomanyetik fırtına olursa, bahsettiğimiz riskler daha da artar.

İLİŞKİLER ACELEYE GELMEZ!

30 Nisan Çarşamba günü ilişkiler gezegeni Venüs Koç burcuna geçiyor. Astrolojik açıdan Venüs bu burçta rahat etmez. Koç burcunun aceleciliğe sevk eden ateşli ve öncü doğası Venüs gibi karşı tarafı düşünmeyi ve orta yolu bulmak üzere iletişime geçmeyi temsil eden bir gezegen için pek de uygun bir Zodyak konumu değildir. Hepimizin malumu olduğu üzere ilişkiler aceleye gelmez. Sabır ve anlayış gerektirir. Koç “ilkönce ben” temasını anlatır ve ilişkiyi yönlendiren taraf olmakla ilişkilendirilir. İlişkileri yönlendirmek kötü bir şey değildir, ama hep bana der ve sadece kendi tarafımızdan bakarsak ilişkilerimize zarar verebiliriz.

KARŞILIKLI FEDAKARLIK VE ANLAYIŞ

Venüs ve Neptün’ün Koç burcundaki ilk kavuşumunu deneyimleyeceğimiz haftanın özellikle ikinci yarısı karşılıklı anlayış ve özveri istiyor. Hızlı hareket etmekle aceleyi birbirine karıştırmadan, şartları gereğinden fazla zorlamadan, sadece kendi cephemizden değil de karşımızdakilerin cephesinden de bakarsak ilişkilerimizi dengeleyebiliriz.

ESTETİK VE KİŞİSEL BAKIM

Venüs estetik ve kişisel bakımla ilişkilidir. İlerlemeye başlayacağı Koç burcu kafa ve yüz bölgesini temsil eder. Koç burcunda ilerleyen Neptün ise hissiyatı izlemeyi ve peşinden gittiğimiz idealleri temsil ederken, kararlılıktan ziyade kararsızlık ve yanılgı ile alakalı bir özelliğe sahiptir. Bu sıralar özellikle estetik ve kişisel bakımla ilgili bir şeylere girişim yapmak isteyenlerin öncelikle iyi araştırma yapmalarını, acele etmemelerini tavsiye ederim.

UZUN DÖNEMLİ PROJELER GECİKEBİLİR!

Yeniden yapılandırmayı temsil eden Plüton 4 Mayıs Pazar günü Kova burcunda geri harekete başlıyor. Dolayısıyla bir müddet için uzun vadeli işleri yapılandırma veya yeniden yapılandırılması gereken işler konusunda zorlanma yaşayabiliriz. Plüton gerilemesi yaklaşık 5 ay sürecek.

Haftanın günlere göre değerlendirmesi

Pazartesi gününün ikinci yarısından itibaren Ay-Uranüs kavuşumunun etkileri devreye girmeye başlayacak. Bu kavuşum, gün genelinde sert ve sarsıcı, yön değiştirici, güven vermeyen durum ve gelişmeleri işaret ediyor olabilir.

Salı sabaha karşı saatlerde sert ve sarsıcı, yön değiştirici etkilere açık olacağız. Öğle sonrasında uyum ve iş birliği şansını arttıran etkiler devrede olacak. Gün geneli güç ve efor gerektiren işler, dozunda cesaret ortaya koymak açısından uygun gözüküyor.

Çarşamba gününü önemli konuşma, yazışma, anlaşmalar ve ticari konular, seyahatler için kullanabiliriz. Yaptığımız işleri daha geniş alana yayabilir, duyurabilir, tanıtabiliriz. İlişkilerde girişimci vasfımız öne çıkmaya başlıyor. Kaçınmamız gereken şey ise acelecilik ve önce benci davranışlar olmalı.

Perşembe günü genelinde ulusal, ailevi ve duygusal temalar öne çıkmaya başlıyor. İlişkiler açısından yanıltıcı bir atmosferde olabiliriz. Kişisel bakım, estetik, dekorasyon, para işlerinde de yanılgılara açık olabiliriz, dikkat!

Cuma günü iletişim stresli akıyor olacak. Ticaret, alışverişler, önemli konuşma ve yazışmalar açısından uygun bir zaman diliminde olmayacağız. Hızlı hareket etmekle aceleyi birbirine karıştırmadan, şartları gereğinden fazla zorlamadan, sadece kendi cephemizden değil de karşımızdakilerin cephesinden de bakarsak ilişkilerimizi dengeleyebiliriz.

Cumartesi günü ilişkiler, kişisel bakım, dekorasyon, sanatsal konular, alışverişler açısından verimli gözüküyor. Gece saatlerinde ise güç ve ego çekişmelerine, stres ve gerginliklere, risklere açık olacağız, dikkat!

Pazar sabah saatlerinde ateşli, aktif ve agresif bir atmosferde olabiliriz. Yangınlara dikkat! Doğal afetler açısından da dikkat çekici bir zaman dilimindeyiz. Anlaşmazlıklar, otorite ve güç çekişmeleri devrede olacak. Farkında ve temkinli olalım!

Source: Öner Döşer


Kurumsalı bırakıp dijitalde markaların elçisi oldu

DÜNYA nüfusunun önemli bir kesimi bugün sosyal medya kullanıcısı… Milyarlarca dolarlık da bir ekonomi… Burada büyüyen bir alan ise influencer pazarı… Bu pazarın dünya genelinde 25 milyar dolarlık büyüklüğe ulaştığı tahmin ediliyor. Türkiye’de ise 30 milyon doları aşan bir ekonomiden söz ediliyor. Sosyal medyanın gelişmesiyle birlikte bu sektör için emek veren isimlerden biri de Simay Özyiğit… Yıllarca kurumsal hayatta çalıştıktan sonra, yaptığı mesleğin kendine göre olmadığını düşünerek odağını sosyal medyaya çeviren Özyiğit, satıştan gelen kabiliyetiyle burada yeni bir başarı hikayesi yazmış. Simay Özyiğit’le kurumsaldan influncerlığa geçiş sürecinden yarınlara dair hedeflerine kadar birçok şeyi konuştuk.İZMİR’DEN KOPAMADI1986 İzmir doğumlu Simay Özyiğit’in yaşamı da hep bu kentte gelişmiş. Kendini ‘İzmir aşığı’ olarak nitelendiren Özyiğit’in bu sevgisi üniversiteyi okuyacağı şehir tercihinde de yönlendirici olmuş. Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Çalışma Ekonomisi Bölümü’nü kazanmış. Eğitim süreci boyunca staj kapsamında çeşitli kurumsal yapılarda iş tecrübesi olmuş. Üniversitenin ardından büyük ilgi duyduğu sunuculuk mesleği Simay Özyiğit’i İzmir’de bir TV kanalına yönlendirmiş. Tabii burada da ilk etapta sunuculuk olmamış, reklam departmanında işbaşı yapmış.O HAYALİ GERÇEK OLDUSüreç içinde Özyiğit’in en büyük hayali olan televizyonda program sunmak da gerçekleşmiş. Ama kurumun bir şartı varmış. Simay Özyiğit, o süreci şöyle anlatıyor:Bir çocuk programı sunacaktım. Ama programın sponsorlarını da benim bulmamı istediler. İşte bu noktada reklam departmanında edindiğim satış tecrübesi devreye girdi. Bir süre bunu başarılı bir şeklide yönettim. 4.5 yıllık televizyon macerasının ardından farklı bir kulvarda kariyerime yön vermeye karar verdim. Spor ve sağlıklı yaşam konularında faaliyet gösteren bir markanın İzmir’deki merkezinde satış personeli olarak çalışmaya başladım. İzmir’e olan sevdam nedeniyle başka bir kente gitmeyi asla düşünmedim. Satış müdür yardımcılığına kadar yükseldim. 5 yılın ardından turizm sektöründe bir iş teklifi geldi. Bir otelin satış müdürü oldum. Kariyerimde yeni bir serüven başladı.”HOBİSİNDEN MESLEK ÇIKARDIOtelde çalıştığı süreçte Özyiğit’in yazılım şirketi olan kardeşinden bir öneri gelmiş. ‘Neden yazılar yazmıyorsun?’ söylemi Simay Özyiğit’i harekete geçirmiş. “Simay’ın Dünyası” ismiyle 13 yıl önce blog sayfası açılmış. Bir yandan profesyonel hayat devam ederken bir yandan da deneyimlerini yazmaya başlamış. “Bu yazılar bir süre sonra bilinirliğimi artırdı. Instagram’da sayfamı açtım. Bu kez markalardan gelen ürünleri deneyip takipçilerime anlatmaya başladım. O süreçte hamileydim. İstanbul’dan gelen bir davetle işin seyri değişti. Çünkü burada gelir de elde etmeye başlamıştım. Bir süre sonra kurumsal hayatı bırakma kararı aldım. Memur bir anne-babanın evladı olarak bu kararım çok da hoş karşılanmadı. Eşim de kamuda çalışıyor, o da ilk etapta sıcak bakmadı. Ama ben kendi hayallerimin peşinden gitmeyi seçtim. Kurumsalı bırakıp kendi şahıs şirketimi kurdum. 9 yıl önce resmen influencer oldum” diyen Özyiğit, hobi olarak başladığı işi mesleği haline dönüşmüş. ÇOK EMEK İSTEYEN BİR ALANBUGÜN birçok yerel, ulusal ve uluslararası markayla çalışan Simay Özyiğit, alıcıyla satıcı arasında elçilik yaptığını söylüyor. Özyiğit, yıllardır ‘nerede iyi yemek yenir’den ‘en iyi tatil rotası’na ya da ‘çocuğumu hangi okula yazdırayım’a kadar birçok soruya yanıtlar ürettiğini paylaşıyor ve ekliyor:Ağırlıklı Instagram kanalında bu sorulara yönelik içerikler geliştiriyorum. Takipçilerimin yüzde 82’si de kadınlardan oluşuyor. İzmir’den kopamasam da artık bir ayağım İstanbul’da. Çalıştığım firmaların bana ve takipçi kitleme uygun olmasına da dikkat ediyorum. Her markayla çalışmıyorum. Kendimi iyi hissettiğim, gerçekten kullanıp sevdiğim ve bana iyi gelen ürünleri paylaşıyorum. Takipçilerim de bu durumu çok iyi biliyorlar. Böylece giderek büyüyen bir aile oluyoruz. Bazen paylaşacağım bir fotoğraf öncesi 100 farklı kare çekiyorum. İşin görünmeyen arka kısmında ciddi bir emek var. Ben genelde profesyonel fotoğrafçılarla çalışıyorum. Bazen çekimler saatlerce sürüyor. Amacım en iyi fotoğrafı çekip takipçilerimle paylaşmak. Bir yandan da çeşitli organizasyonlarda sunuculuk yapıyorum.” KENDİ MARKASIYLA DABÜYÜMEYİ PLANLIYOR SİMAY Özyiğit sadece dijital dünya odaklı işler yapmıyor. Sunuculuk, satış ve organizasyon becerilerini kullanarak iki yıl önce bir festival düzenlemiş: Kids Fest… Özyiğit, “30 firmayla birlikte önemli isimlerin de katıldığı etkinliğe iki günde 55 bin kişinin üzerinde bir katılım oldu. Deprem bölgesinden de 2 bin çocuk getirdik. İşin içinde sosyal sorumluluğun da olduğu bu tür etkinliklerin devamı gelecek. Kendi markamı da oluşturdum. Parfümüm oldu. Starlet by Simay Özyiğit… Bunun devamını getirmek istiyorum. Duş jelinden kremini kozmetik odaklı talepler var. Gelecek planlarım arasında festivaller de var” diyor. KISA KISA* Dijital çağda influencer olmanın okulları açıldığını ifade ediyor Simay Özyiğit, “Artık bu iş bir meslek. Günümüzde insan yaşamını kolaylaştıran mecralar yer tutuyor. Bu yönüyle de benim girişimim de influencerlık” diyor. * Simay Özyiğit’e göre dijital dünyada başarının en önemli anahtarı özgünlük. Özyiğit, “Gündemi takip ederek içerik geliştirmek çok önemli. Birilerini kopyalamak sizi bir yere taşımaz. Yapılmayanı yapmak lazım. Bu iş çok kolay değil. İyi bir içerik üretici olmanın yanında iyi bir pazarlamacı ve satıcı da olmalısınız” diyor ve bu alana girme planı yapan gençlere tavsiyelerde bulunuyor.

Source: Mete Tamer Omur


İlkbahar uykusuzluğu

Her mevsimin kendine özgü bir uyku düzeni vardır ve eğer siz de geceleri uykuya dalmakta zorlanıyorsanız, altında farklı bir sorun aramadan önce biyolojik saatinizin baharın etkisi altında olabileceği fikrini düşünmelisiniz. İyi haber şu ki, bu durum vücudunuzun mevsime uyum sağlamasının ardından kendiliğinden geçecektir. Ancak bu süreç yaşam kalitenizi ve sosyal hayatınızı olumsuz etkilemeye başladıysa, o zaman bazı tedbirler ile uyum sürecini kısaltmanızı öneririm. Çünkü sağlıklı bir ruh-beden dengesi için uyku kalitesinin artırılması önemlidir ve uzun süren uykusuzluk; dikkat eksikliği, konsantrasyon güçlüğü, sinirli ruh hali ve günlük performansta düşme gibi sorunları beraberinde getirir.VÜCUDUNUZU YENİDEN SENKRONİZE EDİNBaharın gelmesiyle birlikte günler uzar ve daha fazla doğal ışık alırız. Ancak, bu durum uyku kalitesini doğrudan etkilemektedir. Çünkü vücudumuz, ışık ve karanlık döngüsüne bağlı olarak biyolojik saati ayarlar. Biyolojik saatimiz, uyku ve uyanıklık döngülerimizi düzenleyen içsel bir mekanizmadır ve en önemli düzenleyicisi de ışık maruziyetidir. Özellikle sabah saatlerinde güneş ışığına çıkmak, vücudun melatonin üretimini azaltarak, bizi daha uyanık ve enerjik hale getirir. Melatonin, beynimizde salgılanan ve karanlıkla birlikte artan bir hormondur. Uykuyu başlatmak ve sürdürmek içinse kritik bir rol oynar. Bahar aylarında sabah ışığından faydalanmak, bu hormonun doğal döngüsünü destekler ve daha sağlıklı bir uyku düzeni oluşturmaya yardımcı olur. Dolayısıyla, güne erken başlamak ve gün ışığını bilinçli şekilde kullanmak, uyku kalitenizi artırmanın en etkili yollarından biridir. Ancak akşamları dikkat! Çok geç saatlere kadar ayakta kalmamaya özen gösterin ve günde 7 veya 8 saat uyumaya çalışın. Akşam saatlerinde mavi ışık (telefon, bilgisayar, televizyon ekranlarından gelen ışık) maruziyetini sınırlamanız uykuya geçişiniz kolaylaştırır.UYKU ORTAMINIZI YENİDEN DÜZENLEYİNKaliteli ve yeterli bir uyku için öncelikle uyku programınızı yeniden düzenlemeniz şart. Her gece aynı saatte yatıp kalkmak, uyku kalitenizi artırır. Düzenli uyku programı, vücudun doğal uyku-uyanıklık döngüsünü destekleyerek, uykusuzluğu azaltır ve gün içinde daha enerjik hissetmenize yardımcı olur. Ayrıca bahar aylarında sıcaklık değişimlerinin etkisiyle, uyku ortamımızda da bazı düzenlemelere gitmek gerekebilir. Kışın soğuk havada kalın giysilerle uyurken, bahar aylarında daha hafif bir uyku ortamına ihtiyaç duyabiliriz. Ayrıca uyuduğunuz odanın sıcaklık seviyesini ideal bir sıcaklıkta olmasına da özen göstermeyi unutmayın. Genellikle, uyku için en ideal ortam sıcaklığı 18-22°C arasında olmalıdır. Odanız çok sıcak ya da serin olursa, bu durumun uyku kalitenizi olumsuz etkileyeceği unutulmamalıdır. Bunun dışında odanızda hava sirkülasyonunun yeterli olduğundan emin olun ve odanızı her gün havalandırmayı unutmayın.DÜZENLİ EGZERSİZ İLE GELEN TATLI UYKUBahar uykusuzluğunu hafifletmenin en etkili yollarından biri düzenli egzersiz yapmaktır. Çünkü egzersiz, endorfin salgısını artırarak ruh halini iyileştirir ve enerji seviyelerini yükseltir. Haftada en az 3-4 kez 30 dakika süreyle orta şiddette egzersiz yapmak, bahar uykusuzluğunuzu azaltabilir. Çünkü düzenli egzersiz yapmak, uyku kalitesini büyük ölçüde iyileştirir ve vücudu gece uykuya geçiş için hazır hale getirir. Ancak spor yaptığınız saatlere dikkat etmeniz gerekiyor, zira geç saatlerde yaptığınız spor da uykunuzun kaçmasının nedenlerinden biri. Çünkü hareket ile birlikte vücudunuz uyku modundan çıkar. Spor sonrası kendinizi yorgun hissetseniz bile vücudunuzdaki bu değişimler nedeniyle uykuya dalmanız pek de kolay olmaz. Bu yüzden spor saatlerini biraz daha erkene çekmenizi öneririm.UYKUYA GİDEN YOL DOĞRU BESLENMEDEN GEÇERVücudun ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak dengeli ve doğal bir beslenme düzeni oluşturmak hem enerjinizi yükseltir hem de uyku kalitenizi artırır. Ayrıca daha güzel bir uyku uyumanıza yardımcı olacak bazı besinler de var tabi. Mesela uyku artırıcı özelliği olan triptofan, serotonin ve melatonin üretimi için gerekli bir amino asittir. Bu iki hormon hem ruh halinizi hem de uyku düzeninizi etkiler. Bu nedenle beslenme listesine içeriğinde triptofan bulunan hindi eti, yumurta, süt ve süt ürünleri, muz ve kabuklu kuru yemişleri ekleyebilirsiniz. Omega-3 ve 6 yağ asitleri, vücudumuz tarafından üretilmeyen ve dışarıdan almamız gereken 2 önemli yağ asididir. Yapılan çalışmalar, kişilerin diyetlerinde Omega-6/3 oranında oluşturulan değişikliklerle toplam uyku süresinin etkilendiği belirlenmiştir. Omega-3 kaynakları olan uskumru, sardunya, somon, ceviz, keten tohumu, koyu yeşil yapraklı sebzeler ile Omega-6 kaynakları soya yağı, mısır özü yağı, kakao yağı, yulaf, tavuk ve badem tüketebilirsiniz. Papatya, melisa, rezene ve lavanta çayları da uykuya geçişinizi kolaylaştırabilir.

Source: Buğra Adil Buyrukcu


Yemek kartı bilmecesi

Merak edilen husus, yemek kartlarının market alışverişinde kullanılıp kullanılamayacağı, limit uygulanıp uygulanmayacağı. Kimi okuyucular, ‘yemek kartlarına limit uygulanacakmış, doğru mu?’ diye sorarken, kimi okuyucular ise markette alışveriş yaparken limitle karşılaştığını söylüyor. İşverenler de, yemek kartları dolayısıyla kendilerinden prim kesintisi yapılıp yapılmayacağını merak ediyor. Kimileri, yemek kartlarına yönelik yeni düzenleme olup olmayacağını soruyor.Yemek kartları ile ilgili tartışma ilk değil; 2022 yılından beri sürüyor. Hatta 2024 sonunda, kartların market alışverişinde kullanımı konusu yine gündemdeydi. Görünen o ki, yemek kartları bilmecesi halen devam ediyor ve hem vatandaşların hem de çalışanlara yemek kartı veren şirketlerin bu konuda kafası karışık. Öyle ki İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, son günlerde yemek kartları ile ilgili çıkan görüşler karşısında açıklama yapma ihtiyacı da hissetti.İŞVERENLER BU DETAYA DİKKATAslında tartışmaya mahal verecek bir durum yok. Çünkü Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), yemek kartlarıyla ilgili sene başında detaylı bir genelge yayımlayarak, tartışmalara noktayı koydu. O açıklamada yemek kartlarının nerede, nasıl kullanılacağına detaylı şekilde yer veriliyor. Bazı önemli noktaları paylaşayım.1 Ocak 2025 tarihinden itibaren yemek bedelinin prime esas kazançtan istisna edilecek günlük tutarı 158 TL olacak. Buna göre ay içinde 24 gün çalışıyorsa, işveren tarafından çalışana aylık ödenecek 3 bin 792 lira yemek bedeli prime esas kazançtan istisna tutulacak, yani primden muaf tutulacak. Bu durumda işveren çalışana aylık 5 bin TL yemek bedeli öderse, bunun 3 bin 792 TL’si istisna tutulacak, bin 208 TL’si prime esas kazanca dahil edilecek, yani sigorta prim kesintisine tabi olacak.Günlük 158 TL’lik tutar, prime esas kazanca dahil edilmeyecek ancak bunun üzerindeki tutar prime esas kazanca dahil edilecek. Örneğin işveren, çalışana aylık 5 bin TL yemek ücreti ödüyor ve çalışan da ayda 22 gün çalışıyor. Günlük yemek ücreti tutarı 158 TL olduğundan, 3 bin 476 TL prime esas kazanca dahil edilmeyecek; bin 524 TL ise prime esas kazanca dahil edilecek.YENİ BİR DÜZENLEME YOKYemek kartı, çeki, kuponu; yemek bedeli ödemesi dışında nakit ya da nakit yerine geçecek şekilde başka amaçlarla kullanılırsa günlük 158 TL’lik tutar prime esas kazanca tabi tutulmayacak ancak bu tutarı aşan kısım, sigorta primine tabi olacak ve prim kesintisi yapılacak. Örneğin, işveren, çalışanı için aylık 6 bin TL tutarında yemek kartı verdi. Çalışan ay içinde 22 gün çalışıyor. Günlük 158 TL yemek bedeli üzerinden 22 günlük tutar 3 bin 476 TL ediyor. İşte 6 bin TL’nin 3 bin 476 TL’si prime esas kazançtan istisna tutulacak, 2 bin 524 TL’si ise prime esas kazanca dahil edilecek.MARKETTE KULLANIMA DEVAM EDİLECEKYemek kartları bugüne kadar nasıl marketlerde kullanılıyorsa bundan sonra da kullanılmaya devam edecek. Şunu da belirtmekte fayda var; yemek kartları nakit para çekimi için kullanılmadığı gibi gıda ve yemek dışı ihtiyaçlarda da kullanılmıyor.İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi de yaptığı açıklamada yemek kartı, kuponu veya çekinin yemek dışında başka amaçla kullanılmasını engelleyen bir durumun söz konusu olmadığını belirtti. Ayrıca işverenlerin, yemek kartlarıyla alışveriş yapılacak kurumlarla yaptığı anlaşmalara herhangi bir müdahil olunmasının da mümkün olmadığı vurgulandı.

Source: Noyan Doğan


Annesini kaybeden Tarkan ilk konserinde zor anlar yaşadı

Annesinin acısını yüreğinde taşıyan Tarkan, Avrupa turnesinin ilk konserinde duygusal anlar yaşadı. 16 Nisan”da kaybettiği annesi Neşe Tevetoğlu’nun ardından sahneye çıkan Megastar, şarkı söylerken gözyaşlarını tutamadı. Seyirciler ise alkışları ve destekleriyle Tarkan’a moral verdi.

Neşe Tevetoğlu, İstanbul’da tedavi gördüğü hastanede geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirmiş, Tarkan turnesini yarıda keserek İstanbul’a gelmişti. Annesini gözyaşları içerisinde toprağa veren Tarkan, yas sürecinde yaptığı paylaşımda duygularını şu sözlerle ifade etmişti:

“Anne kaybı içte yanan har bir ateş. Biliyorum öyle kolay da sönmeyecek bir ateş. En ihtiyacımın olduğu günlerde yüreğime su serpmeniz ve yanımda olmanız çok değerliydi. Bu acılı zamanımda bana destek olan tüm sevenlerime, dinleyicilerime, aile, akraba ve yakınlarıma, ekip arkadaşlarıma ve bütün değerli sanatçı dostlarıma en kalbi duygularımla teşekkür ederim. Ama en çok da bu zor zamanımda hep benimle olan eşim Pınar’a ve de varlığı ile arada bir acımı unutturup yüzümü güldüren canım kızıma çok teşekkür ederim. Sağ olun var olun.”

GÖZYAŞLARINI TUTAMADI

Turnesine kaldığı yerden devam etmek zorunda kalan Tarkan, ilk sahne deneyiminde duygusal anlar yaşadı. Özellikle annesinin en sevdiği şarkıyı seslendirmek istediği an gözyaşlarına hakim olamayan sanatçıya seyircilerden büyük destek geldi. Salondaki izleyiciler alkışlarıyla Tarkan’a moral verirken, duygusal anlar konserin en unutulmaz anlarından biri oldu.

Source: Haber Merkezi