Yazık bu ülkenin emekçilerine
Türkiye çok zor bir süreçten geçiyor. Bunu yaşayarak, okuyarak, dinleyerek, görerek her gün yeniden ve yeniden anlıyorum. Sadece hukuki zorluktan bahsetmiyorum. Türk halkı büyük bir ekonomik sınav veriyor. Zengin olmak için değil, adeta hayatta kalmak için savaşıyor. Gelin anlatayım… Geçen sabah Maltepe’deki akaryakıt istasyonundan motosikletime benzin aldım. Aynı gün akşam, başka bir araca benzin almak için yine aynı akaryakıt istasyonuna gittik. Sabah benzin alırken pompa başında çalışan genç arkadaş hâlâ aynı pompada görev başındaydı. Adını sordum. İsrafil olduğunu söyledi. Ayaküstü sohbet ettik. “Kaç saattir çalışıyorsun?” dedim. “Bugün 16 saat oldu abi” dedi. “Çalışma saati böyle mi? Bu kanunsuz” dedim. “Hayır abi, kendi isteğimle mesaiye kaldım. Düğünüm var, para biriktirmem lazım” yanıtını verdi. “Ne kadar kazanacaksın mesaiye kalarak?” diye sordum. “Mesailer dahil gece gündüz çalışsam 40 bin TL kazanıyorum abi” açıklamasını yaptı. 40 bin TL para için, 30 gün boyunca gece gündüz, durmadan ayakta çalışıyor. Akıl alır gibi değil. Afrika’ya döndük. Eskiden Afrika’nın yoksulluğunu anlatmak için “İnsanlar günlüğü 10 dolara çalışıyor” diye konuşuyorduk. Bugün Türkiye’de bir benzincide çalışan genç adam günde 16 saat mesaiyle günlüğü 33 dolara çalışıyor. Aklımdaki sorular, dilimde istemsizce dökülen isyan cümleleri sesli sesli yankılanırken, değerli dostum Ozan Bingöl’ün sosyal medyada yaptığı paylaşıma denk geldim. Bakın 2025 yılının ilk yarısında; – Saniyede: 307 bin – Dakikada: 18.4 milyon – Saatte: 1.1 milyar – Günde: 26.5 milyar – Ayda: 801.3 milyar lira Yani ilk beş ayda 4 trilyon 6 milyar 528 milyon lira vergi ödemişiz. Peh peh… O vergileri devlet adına bir nevi ayaklı vergi dairesi gibi toplayan, benzin istasyonu çalışanı genç kardeşim İsrafil, bir ay boyunca gece gündüz 16 saat çalışarak 40 bin TL kazanıyor. 16 saatlik mesainin sonunda devlete kazandırdığı vergiyi, patronuna kazandırdığı parayı oturup hesaplasak dudağımız uçuklar. Tam bu yaman çelişkiyi düşünürken karşıma Polatgillerin sülale boyu çıktıkları tatil videoları geldi. Bunlar daha düne kadar “Öldük, bittik, paramız yok, her şeyimizi aldılar” demiyorlar mıydı? Ha, gerçi en iyi yaptıkları şeyi yapıyorlar. Ben demiyorum… MASAK raporundaki tespite göre, kaynağı belirsiz para varmış ama karapara değilmiş! Bakın, İstanbul Anadolu Adliyesi 17. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2024/976 dosya numaralı yargılamasında Engin Polat, Sezgin Polat ve Ahmet Gün ayrı ayrı ceza aldılar. Ne cezası aldılar? Sahte fatura cezası! Engin Polat, 5 yıl 2 ay 15 gün hapis cezası aldı. Bu, sadece bir şirket için yargılandıkları davada çıkan karar. Peki, ne kadar sahte fatura kullanmışlar? – Kullanılan: 63 milyon TL – Düzenlenen: 4.8 milyon TL Bakın, bu sadece tek bir firma. Kamunun uğradığı zarara rağmen, hâlâ “Paramız yok” diyorlar. Bunun gibi daha çok para ve hapis cezası alacaklar. Şimdi ise ceza almamak için tefecilerin avukatlığını da yapan kişi, profesörleri, vergi uzmanlarını, avukatları kapı kapı dolaşıp parayla rapor ve görüş almaya çalışıyorlarmış. Ama gelin görün ki bu ülkede… Namusuyla, güneşin alnında, ayakta saatlerce çalışıp helal para kazanarak evini kurmaya çalışan İsrafil bir yanda; Alavere dalavere yapıp vergi ödememek için kırk takla atan ve böyle para kazananlar bir yanda. Emekçi İsrafil, devleti adına adeta vergi tahsilatı yaparken… Devlete gitmesi gereken parayı sahtecilikle çalıp bu yüzden mahkemeden ceza alanlar, yatlarda, lüks otellerde tatil yapıyor. Sahtecilikle kaçırılan paralarla alınan villalarda hayatlarına devam ediyorlar. İsrafil’in 1 ay boyunca yaptığı ek mesaiyle kazandığı 40 bin TL’yi, onlar bir gecede bahşiş olarak dağıtıyorlar. Ama sorsan, yine de paraları yok! Ancak bu hikâyede asıl mesele sadece İsrafil’in emeği ya da Polatgillerin lüksü, görgüsüzlüğü, cahillikleri ve utanmazlıkları değil. Mesele bu ülkede gelirin adil paylaşılmaması, verginin doğru toplanmaması ve en önemlisi de kanunlara aykırı davrananların cezasız kalması. Yani haksız, hukuksuz, insanları ezen bir düzenin olması… İsrafil gibi milyonlarca emekçi, kazandığı her kuruşta vergi öderken; milyonlarca liralık gelir elde edenlerin, paralarını yurtdışına kaçıranların, sahte fatura düzenleyenlerin, kayıtsız kazanç sağlayanların çoğu hâlâ ellerini kollarını sallayarak geziyor. Büyük büyük şirketler her yılı matrahsız geçiyor. Vergi adaleti, bir devletin vatandaşına karşı namusudur. Eğer bu ülkede küçük esnaf, işçi, memur, pompacı vergisini kuruşu kuruşuna öderken; büyük şirketler, şöhret sahipleri ve arkasında birilerini bulanlar vergiden muaf kalıyorsa… Bu, sadece ekonomik değil, aynı zamanda ahlaki bir çöküşün de işaretidir. Ve bu çöküşün en ağır yükünü yine İsrafil gibi dürüst emekçiler sırtlanıyor. Bugün devletten kaçırılan vergi sadece bir muhasebe hilesi değil, bir çocuğun okul kıyafeti, bir annenin doğum izni, bir işçinin sigortası, bir yaşlının ilacı demek. Vergi kaçıranları koruyan sistem, aslında kendi vatandaşının sırtına daha ağır bir yük bindiriyor. Bu böyle gitmez. Ülkenin gittiği yer uçurum. Vergiyi kaçıranı değil, vergisini ödeyeni ödüllendiren bir sistem kurulmadıkça İsrafil’in alnındaki ter kurumadan, birileri gölgede servet yapmaya devam edecek. Yazık bu devlete… Yazık bu millete… Yazık alın teriyle çalışan, dürüstçe vergisini veren emekçilere.
Source: Murat Ağırel
Ev fiyatını yüzde 40 düşürecek model
Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (KONUTDER) Başkanı Ziya Yılmaz, Türkiye”de konut fiyatını en fazla artıran kalemlerden birinin arsa maliyetleri olduğuna dikkat çekerek, “Gelişmiş ülkelerde arsanın toplam proje maliyeti içindeki payı yüzde 20″yi geçmezken, bizde özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde bu oran yüzde 40 ila 50 seviyelerinin altına düşmüyor. Bu fark, konuta erişimi zorlaştıran temel nedenlerden biri hâline geliyor. Bu düzende vatandaşa konut üretemiyoruz” dedi. STOKÇULUĞA ÇÖZÜM Yılmaz, bu tabloya çözüm üretmek adına model önerisi getirdi: “Konut ihtiyacının fazla olduğu bölgelerde kamunun üreteceği arsaların; toplam geliştirme maliyeti içindeki payı yerine ve bölgesine göre yüzde 10 ila 20″yi geçmeyecek şekilde, özel sektöre vadeli olarak verilmeli. Burada verilen arsalar için kamunun özel şartlar getirmesi ve 3 yıl içerisinde projeye başlanması koşuluyla arsa stokçuluğu da engellenmiş olur. Yeterlilik kriterlerini sağlayan A ve B sınıfı müteahhitlik karnesine sahip konut geliştiricileri eliyle konut ihtiyacı karşılanabilir.” KREDİ KISITI KALKSIN Yılmaz, kamunun planlı arsa üretim gücü ile özel sektörün hız ve kalite kabiliyetini bir araya getirecek bu model sayesinde vatandaşın konuta yüzde 40 daha ucuza erişebileceğini söyledi. Yılmaz, “Kiralık konut arzındaki ve fiyatlardaki dengeyi sağlamak için finansman koşullarında ikinci konutunu alacak konut yatırımcıları için BDDK”nın kredi kısıtlarını kaldırması son derece önemlidir” dedi.
Source: Sabah
İran’dan kaçanlar evlerinin ‘son fotoğraflarını’ paylaşıyor
BBC Farsça servisinden Taraneh Fathalian”ın haberinden aktarıyoruz;
Bazı koltuklar bomboş duruyor. Bazılarının önüne valizler yığılmış. Saksı çiçekleri, biblolar ve yastıklar özenle dizilmiş, perdeler kapalı.
Sosyal medyanın Farsça konuşulan köşelerinde dolaşan dokunaklı bir akımın başlığı bu: “Evin son fotoğrafı”.
İnsanların kapılarını kapatıp şehirlerini terk etmeden önce paylaştıkları görüntüler…
Şehri terk etmeden hemen önce paylaşılan bu karelerde insanlar, ardında ne bıraktıklarını kayda geçiriyor.
İsrail”in İran”a yönelik bombardımanı sürerken, başkent Tahran”daki birçok kişi, yollar tıkanmış, yakıt kuyrukları uzamış olsa da kaçmayı göze aldı.
Geri döndüklerinde evlerini yerinde bulup bulamayacaklarını bilmeden yola çıktılar.
Bir sosyal medya kullanıcısı şöyle yazdı:
“Sevdiklerimden kalan hatıraları ve temel ihtiyaçları topladım, çiçeklerimi suladım ve yola çıktım. Eğer bir daha dönüp dönemeyeceğini bilmeden evden ayrılıyorsan… bu, dayanılmaz derecede zor.”
Bir diğeri ise şöyle dedi:
“Evim hiç bu kadar hüzünlü olmamıştı. Geri dönüp dönemeyeceğimi bilmiyorum.”
Bir kullanıcı ise çalışma masasının fotoğrafını paylaştı. Fotoğrafta bilgisayar, kulaklıklar yerli yerinde duruyordu.
Altına şunu yazdı:
“Uğruna uykusuz kaldığım, saçlarımı ağartan şeylere veda ettim. Umuyorum ki döndüğümde hâlâ yerlerinde olurlar.”
10 milyonluk bu kentin bir sakini, başkente üniversite ve iş hayalleriyle geldiğini yazdı ve “Evdeki her şeyi sevgiyle ve emekle aldım, yerleştirdim. Sessizce veda ettim. Bir gün tekrar bu güzel, güvenli yuvama dönebilmeyi diliyorum,” dedi.
Bu insanlar, İsrail”in Pazartesi günü verdiği tahliye çağrısından çok daha önce gitme kararını almıştı.
İsrail ordusu, Pazartesi günü Tahran”ın kuzeyinde geniş bir alanın boşaltılması gerektiğini söyledi ve harita üzerinde işaretlediği bölgeleri duyurdu.
Bu açıklama, İsrail”in İran”a dört gündür sürdürdüğü hava saldırılarının ardından geldi.
Saldırılarda en az 224 kişi hayatını kaybetti.
Tahran”ın İsrail”e yönelik misilleme saldırılarında ise en az 24 kişi öldü.
İsrail”in ilk saldırıları, nükleer ve askerî tesisler ile üst düzey yetkilileri hedef almıştı. Ancak saldırıların kapsamı genişledikçe başkent Tahran defalarca vuruldu – üstelik bu saldırıların bazıları yerleşim alanlarını da içine aldı.
Bu da şehir sakinleri arasında korku yarattı.
Bazı Tahranlılar ise kalmaya karar verdi. Yaşlı anne babaları, küçük çocukları, sağlık sorunları ya da gidecek yerleri olmadığı için.
BBC Farsça Servisi”ne konuşan bir kadın, hamile olduğunu ve küçük bir kız çocuğu bulunduğunu söyledi:
“Bu trafikte nasıl hayatta kalabilirim? Her şeyim burada kurulu… Nereye gidebilirim ki?”
Başka bir kadın ise bekar olduğunu ve 800 km uzaklıktaki ailesinin yaşadığı Şiraz”a tek başına gitmeye cesaret edemediğini söyledi:
“Aracım var ama Tahran”dan ayrılmakta en büyük korkum, mesafenin uzunluğu, yakıt kıtlığı ve arabada çıkabilecek arızalar.”
Tahran”dan ayrılan arkadaşlarının trafikte saatlerce mahsur kaldığını da sözlerine ekledi:
“Normalde 10–12 saat süren yolculuk, onlara 20 saat sürdü. Otobüs bileti de yok zaten.”
Kendini 40 yaşında ve iki küçük çocuk annesi olarak tanıtan bir kadın BBC”ye şöyle konuştu:
“Ben hiçbir yere gitmiyorum. Açık konuşayım: Artık o kadar yorgunum ki, gidip sonra döndüğümde her şeyin yıkıldığını görmek istemiyorum.
“Yıllardır çok çalıştım. Pandemisiydi, enflasyonuydu… Her şeye rağmen. Bugün bulunduğum yere kolay gelmedim. Eğer her şey mahvolacaksa, çocuklarımla birlikte evimizle gitmeyi tercih ederim. Çünkü yeniden başlama gücüm kalmadı.”
Aynı ikilem, yurtdışında yaşayan milyonlarca İranlı tarafından da derinden hissediliyor.
Sevdiklerinin durumunu öğrenmeye çalışırken, kesintili internet bağlantılarıyla onlara ulaşmaya çalışıyorlar.
Bir Instagram kullanıcısı şöyle yazdı:
“Göçün en zor yanı hasretti sanıyorduk. Ama şimdi savaşla birlikte, uzakta olmanın gerçek kaygısının ne demek olduğunu öğrendik.”
Yurtdışındaki bazı İranlılar, ailelerinin tüm ısrarlara rağmen ayrılmayı reddettiğini söyledi.
Bu mesajlara yanıt olarak başkentte yaşayan biri şöyle yazdı:
“Bazı insanların parası yok. Bazılarının gidecek yeri yok. Bize sadece “gidin” demeyin.”
Source: aktifhabercom
Tarım Kredi Market”te 17 – 23 Haziran”da beklenmedik indirim! Fiyatlar açıklandı
Yeni haftayla birlikte, Tarım Kredi Market’in resmi internet sitesi üzerinden 17-23 Haziran tarihleri arasında geçerli olacak yeni kampanya kataloğu yayımlandı. “Yetişen Alır” sloganıyla sunulan bu özel indirimler, sınırlı süreli olması nedeniyle alışveriş severlerin vakit kaybetmeden satış noktalarına uğraması gerekiyor.Kaliteli ürünleri uygun fiyata sunma hedefiyle yola çıkan Tarım Kredi Marketleri, bu kampanya döneminde de vatandaşların bütçesini rahatlatacak indirimlerle raflarını donatıyor. Özellikle mutfak alışverişi yapan aileler için oldukça cazip fırsatlar içeren kampanyaların etiket fiyatlarında önemli düşüşler görülüyor. İşte, Tarım Kredi Market 17-23 Haziran aktüel ürünler kataloğu…TARIM KREDİ MARKET 17-23 HAZİRAN AKTÜEL ÜRÜNLER KATALOĞU!Tarım Kredi Altın Filiz Çay 1000G 199.90 TLÜlker Pötibör Bisküvi 4*200G 69.90 TLTavuk Baget Çeşitleri 99.00 TLDardanel Ton Balığı 155.00 TLEti Karam Gurme 17.45 TLEti Browni Intense 15.45 TLÜlker Kremalı Sandviç Bisküvi 28.90 TLTarım Kredi 0,1 Yağlı Süt 1L 21.90 TLTarsüt Tam Yağlı Taze Kaşar Peyniri 119.00 TLSüperfresh Süt Mısır 54.50 TLTat Ketçap + Tat Mayonez 95.00 TLSaklıköy Sütlü Kremalı Bisküvi 36.90 TLTarsüt Yarım Yağlı Tost Peyniri 199.00 TLTarım Kredi Ayran 34.90 TLTarım Kredi Şarküteri Şöleni Pizza 114.90 TLTarım Kredi Natüral Birinci Zeytinyağı 2L 415.00 TLTarım Kredi Tam Yağlı Yoğurt 3000G 99.90 TLTarım Kredi Tam Yağlı Olgunlaştırılmış Peynir 144.90 TLTarsüt Krem Peynir 39.90 TLTarım Kredi Isıl İşlem Görmüş Parmak Sucuk 165.00 TLTarım Kredi Kakaolu Fındık Kreması 109.90 TLAnadolu Nohut 46.90 TLAnadolu Kırmızı Mercimek 42.00 TLAnadolu Kuru Fasulye 57.90 TLAqua Bambu Kağıt Havlu 12″li 119.90 TLTarım Kredi Anadolu Domates Salçası 36.90 TLMarmarabirlik Doğal Salamura Siyah Zeytin 199.00 TLCem Doğal Çizik Yeşil Zeytin 84.90 TLPeros Matik Çamaşır Deterjanı 219.00 TLAsi Künefe 45.00 TLTarım Kredi Donuk Nar Suyu 109.00 TLKızılay Maden Suyu 38.90 TLUnibaby Bebek Kolonyası Çeşitleri 49.90 TLCipso ve Patos Cips Çeşitleri 33.90 TLKızılay Limonata Çeşitleri 27.90 TLDoğanay Şalgam Çeşitleri 31.50 TLElit Yüzey Temizleyici Çeşitleri 37.90 TLElit Sıvı Sabun Çeşitleri 27.90 TL
Source: Kübra Yılmaz