Maaşlar üzerinde kira ve fatura yükü artıyor! İşte Avrupa sıralamasında Türkiye’nin yeri…
TÜRKİYE GAZETESİ/Ö. Faruk Bingöl- Konut fiyatlarında ve kiralarda son yıllarda yaşanan hareketlilik, hane halkı gelirleri içerisinde konut harcamalarının payını da etkiledi.
Avrupa İstatistik Ofisi Eurostat tarafından yayınlanan verilere göre;
2024 yılında ise bu oran %21,10 olarak açıklandı. Son 6 yıllık süreçte gelirlerdeki konut harcamalarının payında yaklaşık %3’lük bir artış gözlemlendi.
AVRUPA ÜLKELERİNDE GÖRÜNÜM
Avrupa ülkelerine bakıldığında, hane halkı gelirinde konut harcamalarının payı 2024 yılında şöyle:
1-Hırvatistan: %13,00
2-İtalya: %13,60
3-Slovenya: %13,60
4-Romanya: %15,40
5-Litvanya: %15,50
6-İspanya: %16,70
7-Litvanya: %16,70
8-Polonya: %16,70
9-Portekiz: %16,80
10-İrlanda: %17,60
11-Belçika: %17,80
12-Avusturya: %18,30
13-Fransa: %18,50
14-Macaristan: %18,80
15-Lüksemburg: %19,10
16-Bulgaristan: %19,30
17-Slovakya: %19,40
18-Estonya: %19,50
19-Hollanda: %20,50
20-Finlandiya: %20,90
21-Türkiye: %21,10
22-Çekya: %22,10
23-Almanya: %24,50
24-İsveç: %24,60
25-Danimarka: %26,60
NEDEN ÖNEMLİ?
Konut harcamaları, gıda ile birlikte “zorunlu tüketim” kalemleri arasında yer alıyor. Dolayısıyla hane halkının “tasarruf edebileceği” gider kalemleri arasında gösterilmiyor. Gelirler üzerinde konut harcamalarının payı arttıkça; eğitim, sağlık, turizm, kültür-sanat, eğlence ve spor gibi diğer kalemlere ayrılan pay azalıyor.
Son yıllarda ısınma giderlerinin daha yüksek olduğu Kuzey Avrupa ülkelerinde de, konut harcamalarına ayrılan payın yüksek seyrettiği dikkat çekiyor.
TÜİK VERİLERİ NE DİYOR?
Öte yandan TÜİK tarafından son açıklanan 2023 verilerine göre; Türkiye genelinde hane halklarının tüketim harcamalarının en büyük kısmını %23,9 ile konut ve kira oluşturdu. %21,9 ile ulaştırma ikinci ve %20,6 ile gıda üçüncü sırada yer aldı. Eğitim harcamalarının payı %1 ve eğlence, spor, kültürün payı %1,9’da kaldı.
2022 yılında ise en yüksek payı %22,8 ile gıda aldı. İkinci sırada %22,4 ile konut ve kira, üçüncü sırada %21,3 ile ulaştırma harcamaları yer aldı.
Source: Ömer Faruk Bingöl
Büyükada’daki büyük dönüşüm
15 yeni konakDragos’tan otelin misafirlerine tahsis ettiği tekneyle geçtiğim otel, denizden yaklaşırken Fransız rivierasını anımsatan bir resim çizdi…Sahilde sıralanmış palmiye ağaçları, kendinden tenteli çizgili desende şezlonglar, tertemiz bir kıyı şeridi ve tekneden inmenizi bekleyen beyazlar içinde bir karşılama ekibi… İstanbul’dan sadece 7 dakikalık bir tekne yolculuğuyla gelinen ortam adeta bir resort tadında. İstanbul’un Büyükada’dan manzarası şehrin modern mimarisini gözler önüne sererken, tüm o kaostan uzak olduğunuzu hissetmek ama gerektiğinde hızlıca geri dönebileceğinizi de bilmek açıkçası şımartıcı ve keyif verici. İstanbul arada kavga ettiğimiz ama hiç ayrılmadığımız, küs kaldığımızda kavuşmayı dört gözle beklediğimiz bir sevgili gibi adeta. İşte tüm bu duygularla Princes’ Palace Resort’un iskelesine adım attım. Akdağ Ailesi otel arazisini 2007’de almış. Projeyi adeta bebeği gibi büyüten Bahri Akdağ, yıllar süren izinler ve renovasyonlarla bugün 70 odalı bir otel, 15 yeni konak ve yanmış tarihi bir köşkü yeniden inşa ederek bu butik tesisi İstanbul’a kazandırmış.Üyelikli kulüp olacakArazi içinde adeta bir biblo gibi duran 1872’de inşa edilmiş tarihi köşk, otelin göz bebeği. 1999 yılındaki depremde yanan köşkü Akdağ Ailesi, Finlandiya’dan özel kütükler getirip orjinaline sadık kalarak inşa ettirmiş. Bahri Akdağ’ın lise ve üniversite eğitimini İngiltere’de tamamlayıp ülkenin meşhur müzayede evi Sotheby’s’de sanat üzerine yüksek lisans yapan kızı Mina Akdağ ile köşkü gezdim. İtalya’da 3 yıl yaşayan ve orada sanat üzerine üyelikli bir kulüp kuran Akdağ’ın tüm bu deneyimleri konağın restorasyonuna ve gelecek planlarına da yansımış. Akdağ Grand Mansion Members Club ismiyle sadece üyelere özel hizmet vermesi planlanan tarihi köşk, hem Osmanlı hem de İngiliz tarzında döşenmiş odaları, etkinlik alanları, şarap mahzeni, parfüm atölyesi ve mermer havuz alanıyla farklı bir mekânda olduğunuzu hissettirir nitelikte.Otelin ana restoranı olan ve İtalyan lezzetleri sunan EMA’s, aslında Akdağ Ailesi’nin büyük dedesi, ünlü iş insanı Erdoğan Mustafa Akdağ’ın isminin başharflerini taşıyor. Sahildeki KREB’s Beach and Yatch Club Lounge ise tekne sahiplerinin günlük uğrayabileceği, keza kumsal keyfi yapan otel misafirlerinin yaz lezzetleri bulabileceği St. Tropez’deki sahil restoranlarını anımsatan bir mekân.150 yıllık ağaçlarOtel arazisinin doğası, adayla örtüşür nitelikte. 104’ü 150 yaşından büyük olan 350 ağacın yükseldiği bakir bir doğaya sahip. Keza bu doğanın bir parçası da Bahri Akdağ’ın eşi Sevgi Akdağ’dan ismini alan, otelin mutfağına da hizmet veren, şeflerin meşhur lavantalı dondurmasının lavantaların yetiştiği, yenilebilir çiçeklerin yeşerdiği Sevgi Sera. Otelin tüm bu sürdürülebilir teması kapsamında 15 modern konağın bir tanesinin sağlıklı yaşam kliniğine çevrilmesi planlanmakta. Konaklar uzun dönem konaklamalar dışında etkinlik alanı olarak da hizmet vermekte. Sonradan inşa edilen ve dış cephesi eski Osmanlı konaklarını anımsatan yapıların adayla estetik uyumu ise etkileyici. Kısacası Princes’ Palace, Büyükada ruhuna sahip, Avrupa’nın favori tatil beldelerinden izler taşıyan, inceliklerle düşünülmüş bir otel olmuş.
Source: Arda Sayıner