Hayallerini toprağa eken kadınlar
“İşte yine ihraç ettiğimiz sebze meyveler, zehirli diye AB ülkelerinden geri döndü. Bu zehirli tarımdan nasıl kurtulacağız? Kanseri, hastalığı evimize sokan bu kimyasal tarım belasını nasıl aşacağız? Zararlıya karşı ölçüsüz ilaçlama nasıl duracak?”Aklıma artan kanser vakaları geliyor.İşte o haber: “2024’ün ilk iki ayında Türkiye’den AB’ye giden en az 81 sevkıyat, üye ülkelerin gümrük birimleri tarafından geri çevrildi.”Dünyanın en verimli topraklarında nasıl oluyor da ilaçlı tarımın “zehirli tuzağı”na düşüyoruz?Tam bu soruyu sorarken…Televizyon kanalları arasında bir başlık dikkatimi çekiyor: “Hayallerinin peşinde koşan kadınların başarı öyküleri…”İzlemeye başladım. Bir baktım ki;TRT1, Türkiye’nin değişik bölgelerinde devlet desteğiyle organik tarıma başlayıp başarılı olan kadın girişimcileri anlatıyor. Bölge bölge, köy köy, isim isim girişimci kadınlar.Her biri ayrı bir hikâye. Her biri ayrı bir mucize. 70’i aşkın bölüm var. İzledikçe nasıl mutlu oldum. Kadın ve girişim. Kadın ve toprak. Kadın ve yaratıcılık. Kadın ve saflık. Organik tarım nedir, öğreniyor ve öğretiyorlar. Kimisi tarımla ilk kez tanışmış. Kimisi hiç bilmiyor, kimisi dedesinden hatırlıyor. Ama o kadar harika hayat hikâyeleri ki. Zorluklar, sıkıntılar, ilk hayal kırıklıkları ama yılmıyorlar. Ve her biri kendi bölgesinde bir başarı hikâyesi yazıyor.Demet AtınçİNGİLİZCE ÖĞRETMENLİĞİNDEN TÜRKİYE ÇAPINDA ORGANİK TARIMAİşte Aydın’dan Gürsel Tonbul… İngilizce öğretmeni. Öğretmenlikten sonra eşiyle birlikte turizm işine giriyor. Ardından toprakla tanışıyor. Ve diyor ki; “Bir yurtdışı gezisinde bir tabelada bir armut ve bir elmanın içinden kafalarını uzatmış iki kurtçuk resmi gördüm. Çizimin altında şöyle yazıyordu: ‘Eğer biz burada yaşıyorsak sana zararı olmaz.’ İşte o zaman organik tarımı hayal etmeye başladım. Dönünce elimizde ne kadar zehir, ilaç varsa hepsini attım. Böyle başladık…”Gürsel Hanım zamanla örnek gösterilecek bir başarının altına imza atıyor. Ve hayvanlarıyla, bitkileriyle harika bir çiftlik kurup organik tarıma marka olarak devam ediyor.DİYARBAKIR KULP’TA BİR İPEKBÖCEĞİ HİKÂYESİBurası da Diyarbakır’ın Kulp ilçesi. Derya Gülaydın da tıpkı bir ipekböceği kozası gibi kuruyor kooperatifi. Binlerce yıllık ipekböceği kültürünü yeniden ayağa kaldırmak için başlıyor çalışmaya. Bugün 12 kadın girişimciyle tezgâhlarda ipek dokunuyor. Yurtdışına ihracat başlıyor. Derya Hanım; bütün zorlukları hayalleriyle aşıyor. Aile destek merkezinin desteğiyle yükseliyor. Bugün tezgâhları artırmak için uğraşıyor.“SOLUCANI GÖRÜNCE NASIL MUTLU OLDUM BİLEMEZSİN”İşte Aydın Kuşadası’ndan Demet Hanım’ın hikâyesi. Demet Atınç önce Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü kazanıyor. 3 yıl okuduktan sonra gözünü güzel sanatlara dikiyor. Çünkü orada böyle bir bölüm olduğunu öğreniyor. Ve tasarım… Tekrar sınav. Ve İzmir’de güzel sanatları kazanıyor. Çok ilginçtir ki, uluslararası ilişkiler bölümünde “Bu çocuk okumaz, tembel” denilen Demet Hanım, güzel sanatlar bölümünde şeref öğrencisi oluyor. Ardından akademisyenlik. Ama içinde başka bir istek var. Yaratma isteği. Kuzeninin isteği üzerine Aydın’daki çiftliğe gidiyor. Orada çalışmaya başlıyor. Buradan sonrasını şöyle anlatıyor: “Baktım zehirli ilaçlar, toprağa verilen kimyasallar yüzünden toprak ölüyor. Canlılar ölüyor. Üretilen sebze meyve bir şekilde zehir barındırıyor. Karar verdim. Önce zehirleri, kimyasalları attım. Hastalanmış toprağı iyileştirmek için kolları sıvadık. İlk solucanı gördüğümde nasıl mutlu oldum. Zamanla toprak kendine geldi; kuşlar, arılar, solucanlar, tavşanlar, çakallar arttı. Böylece başladık organik tarıma. İl tarım müdürlüğü traktör ve mazot için bize destek verdi. Böylece büyüdük.”Demet Atınç bugün zeytin, zeytinyağı, narenciye üretiyor ve önemli bir marka haline gelmiş durumda.Tabii bu müthiş ve zorlu yılları böyle bir paragrafta anlatmak mümkün değil.Yoksa; Hayallerini toprağa eken Fatma Menteşe, Tennur Çıldır, İlkay Aktürk gibi kadınlar. Zehra Varol, Ayşe Özalp, Kadriye Yarar gibi azim ve sabırla dolu müthiş hikâyeler var.Benim gördüğüm 70 bölümde neredeyse 100 kadın. Hepimize toprağın gücünü, güzelliğini, doğallığını gösteren organik tarımın öncüleri olmuşlar.İşte Giresun Piraziz’den akademisyenliği bırakıp fındığı yeniden keşfeden ve üretimiyle sınırları aşan Demet Öztürk.Mardin Midyat’ta kurduğu kooperatifle elişi sanatını dünyaya gösteren Kübra Şaşmaz… Ve daha nice başarılı kadınlar.Tarım Bakanlığı’nın, Aile Bakanlığı’nın kadın girişimcilere verdiği bu destekler, istatistiklerin, parasal büyüklüklerin çok ötesine geçiyor. Çünkü kadınların başarı hikâyelerine dönüşüyor. Ve en önemlisi yazımın başında okuduğum haberin karşısına dikiliyor:Tarımda kimyasal ve zehire karşı, hastalıklı tarıma karşı…Hayallerini toprağa ekip organik ve doğal hayatı başlatan kadınlar. Keşke organik ve sağlıklı hayatlar için tarımda bir “kadın devrimi” yapabilsek. Bu belgesel dizisini izlemeyi herkese tavsiye ediyorum, TRT’yi ayrıca kutluyorum.
Source: Fatih Çeki̇rge
Trump, kariyerini anlatan filmin yapımcısı Mark Burnett”i İngiltere Özel Temsilciliğine aday gösterdi
Trump, Truth Social sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Burnett”in televizyon yapımcılığı ve iş dünyasında “değerli kariyere” sahip olduğunu belirtti.
İngiltere Özel Temsilciliğine Burnett”i aday gösterdiğini kaydeden Trump, yapımcının bu göreve uluslararası tanınırlık ve diplomatik zeka açısından katkılarının olacağını ifade etti.
Trump, kendi kariyerini anlatan The Apprentice filminin yanı sıra ABD”deki Survivor ve The Voice gibi yarışmaların yapımcılığını üstlenen Burnett”in, ticaret, kültürel alışveriş gibi ortak çıkarlara odaklanarak diplomatik ilişkileri geliştirmek için çalışacağını bildirdi.
Öte yandan Trump, 2 Aralık’ta Stephens Inc. firmasının Üst Düzey Yöneticisi (CEO) milyarder iş insanı Warren Stephens”i, ABD’nin Londra Büyükelçiliğine aday gösterdiğini açıklamıştı.
Trump, ABD”nin Roma Büyükelçiliğine Tilman Fertitta”yı aday gösterdi
Donald Trump, iş insanı Tilman J. Fertitta”nın ülkede önemli eğlence ve gayrimenkul şirketleri kurarak birçok kişiye istihdam sağladığını belirtti.
Trump, Amerikan Basketbol Ligi”ndeki (NBA) Houston Rockets spor kulübünün sahibi Fertitta”yı, ABD”nin Roma Büyükelçiliğine aday gösterdiğini duyurdu.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Gaziantep”te dedelerinden devraldıkları tatlıcılık mesleğini baba ile oğlu sürdürüyor
Gaziantep”te dedelerinden devraldıkları tatlıcılık işini sürdüren baba ve oğlu, öğrendikleri yöntemlerle mesleklerini gelecek kuşaklara aktarmayı hedefliyor.
Şahinbey ilçesindeki Karagöz Caddesi”nde 20 metrekarelik iş yerinde mesleğini sürdüren 55 yaşındaki Cengiz Kıllı ve 24 yaşındaki oğlu Mehmet Tolga Kıllı, sabah erken saatlerde geldikleri dükkanlarında, demir kepenkleri kaldırdıktan sonra önlüklerini giyerek tezgahın başına geçiyor.
Çalışma azmi ve ustalığıyla işini sürdüren aile fertleri, dedelerinden kalan mesleği aynı titizlikle sürdürüyor.
Mesleğini oğluna da öğreten baba Cengiz Kıllı, sağlığı el verdiği müddetçe mesleğini devam ettirmek istiyor.
Tatlı ustası Cengiz Kıllı, AA muhabirine, mesleğini severek yaptığını söyledi.
Tatlıcılık mesleğinin dedesinden kendilerine kaldığını aktaran baba Kıllı, “Bu mesleğe 12 yaşında başladım. Okul bittikten sonra da okula giderken de yine dükkana gelir giderdim. Yaşım 55 hala severek ilk günkü gibi erkenden kalkıp işime geliyorum.” dedi.
İki çocuk sahibi Kıllı, oğlunun da mesleği öğrenmesinden dolayı mutlu olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
“Kızımı okuttum matematik öğretmeni oldu, oğlum da üniversitede okuyor aynı zamanda yanımda bu işi ilerletiyor ve ilerletmeye devam edecek. Mesleğimizi severek ilk günkü aşkla yapıyorum. Burada katmer, lokma, burmalı kadayıf, fıstıklı kadayıf, billuriye, paşazade tatlıları yapıyorum. 40 yıldır bu dükkanın işletmesini yapıyorum. Bu işe oğlumla devam ediyorum, mutlaka oğlumdan sonra da torunum devam ettirecektir.”
Babasının yanında mesleği öğrenen ve tatlıcılıkta ailenin 4″üncü kuşağı olan Mehmet Tolga Kıllı da 8 yaşından itibaren dükkana geldiğini belirtti.
İşi severek devam ettirdiğini dile getiren Kıllı, şunları kaydetti:
“Birinci sınıfta öğretmenim “Büyüdüğünüzde ne olmak istersiniz?” dediğinde herkes doktor, diş hekimi, öğretmen derken ben “Tatlıcı olacağım.” diyordum, bundan dolayı da hocalarım beni tanır bilirdi. Tatlıcı olarak mesleğimi birinci sınıf şekilde yaptığım için kendimle gurur duyuyorum. Babam 40 senedir bu dükkanda çalıştığı için beş-altı sene sonra kendisini emekli edeceğiz. Babam emekli olduktan sonra biz de mesleğimizi sürdürmeye, kendisinin adını yaşatmaya devam edeceğiz.”
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source: