Girişimcilik Gündemi – Suç İddianamesi, Gıda Okuryazarlığı ve KOSGEB Destekleri

2.5 milyar TL’lik vurgun

Bugün sizlere çok çarpıcı bir dosyadan bahsedeceğim. 2 kişinin mağdur, 46 kişinin şüpheli olduğu bir iddianame var elimde. Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı Bilişim Suçları Bürosu hazırlamış. Teknik ve delil anlamında gayet iyi hazırlanmış bir iddianame. Emniyet güçleri de işlerini şahane yapmış. Ancak anlayamadığım, bir türlü kovuşturma aşamasına geçilememiş. 2.5 milyar TL’lik bir dolandırıcılıktan bahsediliyor. Her şey İsmail C. ve Ayşe Ç. adlı iki vatandaşın şikâyeti ile başlamış. İsmail C., sosyal medyada yer alan yatırım ve danışmanlık tavsiyelerinin bulunduğu hesapların reklam veya normal paylaşımlarını beğenmesi sonucunda başına gelenleri anlatmış. Paylaşımları yapan kişiler, yabancı uyruklu kişiler üzerine kayıtlı hatlar ile WhatsApp’tan İsmail C’ye ulaşmış. Kendilerini yatırım uzmanı ve danışmanı olarak tanıtıp yatırım konusunda İsmail C’ye bilgiler vermeye, risk analizleri paylaşmaya başlamışlar. Aynı şekilde bu kişiler Ayşe Ç. isimli kişiye de ulaşıp aynı bilgileri onunla da paylaşmışlar. Neticesinde oluşturulan sahte internet siteleri, sahte aplikasyonlar ile İsmail C. ve Ayşe Ç’yi ikna edip yatırım yapmaya ikna etmişler. İsmail C., 2019 yılında emekli olmuş, 2023 yılı mayıs ayında borsaya merak salmış ve öğrenmek amacıyla borsada küçük yatırımlar yapmaya başlamış. Halka arz edilen firmaların hisselerini 1000 TL gibi sembolik rakamlarla almaya başlamış. Bu süreçte yatırım tavsiyesi veren sosyal medya hesaplarını takip etmeye ve bu hesapların paylaşımlarını beğenmeye başlamış. Kısa süre sonra tanımadığı bir numaradan aranmış ve kendisini Samet diye tanıtan kişi ile yatırım üzerine konuşmuş ve neticesinde ikna olmuş. TRADERS INK isimli bir uygulamayı indirmesi istenmiş kendisinden ve sonrasında hesap açılmış. Tabii ki arayan kişiler hesaba para göndermesini istemiş. İsmail C., 15 Şubat 2024 tarihinde “Samet” adlı kişinin verdiği, “Hatay Mega Gıda Temizlik Ürünleri” adlı hesaba 10 bin TL göndermiş. Dekontu da aynı kişiye göndermiş. Sonrasında sistem işlemeye başlamış ve paranın hesaba geldiği bildirilmiş. Kendisine PDF olarak “Günlük Bülten” gönderilmeye başlanmış. Sonrasında kendisini yatırım uzmanı diye tanıtan kişiler aramaya başlamış. İkna edilip BNB Pro Elektrik Elektronik Bilişim Bilgisayar San. adlı firmaya 7 bin TL göndermiş. Sonra 500 dolar da DHCA GENT Elektronik isimli firmaya göndermiş. Mağdur İsmail C. için bu noktadan sonra tablo daha da kötüye gitmiş. Tekrar aranmış ve ondan bir alım daha yapması istenmiş. Talimat ile alımı gerçekleştirmiş ancak sonra dolandırıcılar, alımlar nedeniyle zararda olduğunu bildirmiş. Bu sefer 1060 dolar göndermesi durumunda devam edeceklerini belirtmişler. İsmail C. parasının olmadığını beyan etmiş fakat kendisinden kredi çekmesi istenmiş. İsmail C., bankadan 35 bin ve 215 bin TL kredi çekmiş. DHCA GENT Perakende isimli firmaya göndermiş. Daha sonra yatırım uzmanı olduğunu belirten kişiler devamlı İsmail C’yi arayarak hesabın fonlanması gerektiği vb. nedenlerle para yatırmasını istemiş. Bu sefer İsmail C. diğer bankalardan para çekmiş ve yetmemiş, oğluna da bankalardan defalarca kredi çektirmiş. Sıkı durun… İsmail C., yatırdığı parayı geri alabilmek umuduyla dolandırıcıların, “Şu kadar yatırın paranızı alacaksınız”, “Para askıda kaldı, şu kadar gönderirseniz paranızı alacaksınız” söylemleriyle oğluyla birlikte toplam 6 milyon 907 bin TL dolandırıcılara para göndermiş. Gelelim bir diğer mağdur isme… Ayşe Ç’den de İsmail C’de olduğu gibi TRADERS INK adlı uygulamayı indirmesi istenmiş. Ayrıca hesaba para göndermesi de talep edilmiş. Ayşe Hanım da hem hesabındaki parayı hem de çektiği krediyi toplamda 576 bin TL olarak bu kişilere göndermiş. Para gönderemeyecek duruma geldiklerinde ise devamlı görüştükleri kişilere ulaşamamışlar ve dolandırıldıklarını anlamışlar. İki isim de soluğu savcılıkta almış. Emniyet ve savcılık, yapılan şikâyet üzerine soruşturma başlatmış. Soruşturma kapsamında fiziki ve teknik takip de yapılmış. İşin ilginci, Türk GSM şirketlerinden arayan numara sahipleri Cihad Elabdullah, Abdulrauf El Osman, Osakpolar Samson Agho, Mouhamadou Lamine Badiane adlı kişiler çıkmış. Yabancı uyruklu kişiler üzerine alınmış hatların, teknik terimle “patates hat” olduğu anlaşılmış. Bu kişiler, İstanbul Maltepe’de bulunan Ritim İstanbul adlı iş merkezinde ofisler kiralamış ve bu kiraladıkları ofislerden sözde yatırım uzmanlığı veya borsa uzmanlığı, Forex uzmanlığı adı altında kişileri arayarak dolandırıcılık faaliyetlerinde bulunuyorlar. Yine aynı yerde 20-25 yaşındaki gençleri kandırarak hesaplarını kullanıyorlar veya onlar üzerine şirketler kuruyorlar. Bu kişileri ayarlayan ekipler var. Hesabını kiraya veren, bu hesapları ayarlayan herkes işlem boyutuna göre para kazanıyor ama genellikle bu rakamlar hesaplarda dönen rakamlara göre çok cüzi miktarlar oluyor. Bu tür hesaplarını kullandıran kişiler, işin sonunda her işlem için, her kişi için ayrı ayrı cezalandırılıyorlar. Bu işin başındaki kişiler ise ne yazık ki siyasi bağlantıları veya başka bağlantıları sayesinde kısa sürede çıkıyor. Çünkü hiçbir işlem, örgütün başındaki kişilerin adı ile yapılmıyor, hatta adları hiçbir yerde geçmiyor. İletişim için Skype ve kod isimler kullanılıyor. Soruşturma neticesinde ortaya örgüt çıkarılıyor. Var olan örgütün sadece borsa, yatırım, Forex adı ile dolandırıcılık yapmadığı, ayrıca yasadışı bahis aklama işlemlerini yaptığı da tespit ediliyor. Örgütün başında “MİLAN” kod adını kullanan “DAYI” lakaplı Tevfik Altuntaş ve “MOSCOW” kod adlı şüpheli Mehmet Bahadır Ersoy’un olduğu belirlenmiş. Örgüt yapılanmasında nitelikli dolandırıcılık suretiyle (ve soruşturması ayrı yürütülen yasadışı bahis aracılığıyla) haksız yarar sağlandığı görülmüş. Paravan uygulamalar indirtilerek, yatırım vaadi içeren, URL uzantısı tespit edilemeyen linkler paylaşılarak mağdurlardan haksız yarar sağlandığı anlaşılmış. Aynı paravan şirket hesapları ile hesapçı olarak banka bilgilerini komisyon karşılığında kullandıran şüpheli şahısların hesaplarına yaklaşık 1.4 milyar TL para girişi olduğu tespit edilmiş. Daha bitmedi… Hesaplar arasındaki para trafiğinin de yaklaşık 1.1 milyar TL olduğu, 2023-2024 yılı hesap dökümlerinde bu tarzdaki dolandırıcılık eylemlerinde toplam 2.5 milyar TL’lik bir işlem hacmi olduğu belirlenmiş. Bakın bu sadece bir yıldaki rakam. Örgüt liderleri ve üyeleri yakalanmasına rağmen kurulan sistemin halen devam ettiği belirtiliyor. Son sözüm şu: Bu sadece bir dolandırıcılık hikâyesi değil. Bu, bir suç ekonomisinin nasıl büyüdüğünün resmi. Bu, insanların nasıl kandırıldığının belgesi. Ve bu, adaletin nasıl geciktiğinin kanıtı.

Source: Murat Ağırel


Sabri Ülker Vakfı Başkanı Dr. Talat İçöz ile vakfın 15 yıllık yolculuğunu konuştuk: Gıda okuryazarlığını yaygın hale getirmeyi hedefliyoruz

Sabri Ülker Vakfı 15 yaşında. Gıdada bilgi kirliliğiyle mücadele, sağlıklı nesiller için eğitim projeleri, bilimsel yayınlar ve hekimlere yönelik özel eğitimler… Vakıf, Türkiye’de gıda okuryazarlığının gelişmesi ve sağlıklı yaşam kültürünün oluşması için önemli projelere imza attı. Bu yolculuğu ve gelecek hedeflerini, vakıf başkanı Dr. Talat İçöz ile konuştuk. Sabri Ülker Vakfı 15 yılı geride bıraktı. Bu süreci nasıl özetlersiniz? 2009 yılında rahmetli Sabri Ülker’in topluma hizmet vizyonunu temel alarak yola çıktık. Misyonumuz netti: Bilimsel bilgiye dayalı, bağımsız ve güvenilir içeriklerle sağlıklı yaşam kültürünü yaymak. Bugün gururla söyleyebilirim ki yaklaşık 12.5 milyon kişiye ulaştık. Yani Türkiye’de her 7 kişiden birine bilimsel içeriklerle dokunmuşuz. Bu bizim için büyük bir sorumluluk ve motivasyon kaynağı. Türkiye gıda okuryazarlığında iyi bir noktada değil. Etiket okuma alışkanlığımız çok zayıf. Obezite ve metabolik hastalıklar yükselişte. Bu yüzden sağlıklı yaşam kültürünün daha çocuk yaşlardan başlayarak toplum genelinde yayılması çok önemli… Toplumda özellikle çocuklara yönelik yürüttüğünüz çalışmalar dikkat çekiyor. En çok bilinen proje “Yemekte Denge” sanırım… Evet, 2011’den bu yana Milli Eğitim Bakanlığı işbirliğiyle yürüttüğümüz Yemekte Denge Eğitim Projesi bizim en uzun soluklu çalışmalarımızdan. Şu ana kadar 7 milyonu aşkın öğrenci, öğretmen ve veliye ulaştı. Çocuklara doğru beslenme alışkanlıklarını eğlenceli ve öğretici yollarla anlatıyoruz. 2018- 2019 döneminde İstanbul, Antalya ve Gaziantep’te yaptığımız bilimsel araştırma da eğitimin davranış değişikliği yarattığını açıkça gösterdi. Sağlık profesyonellerine yönelik eğitimleriniz de son yıllarda oldukça genişledi. Bu alanda neler yaptınız? 2017’de ilk olarak sağlık habercilerine yönelik eğitimler başlattık. Sonrasında Aile Hekimleri Federasyonu (AHEF) ile işbirliği içinde, aile hekimlerine yönelik temel ve ileri düzey beslenme ve beslenme İletişimi eğitimlerini hayata geçirdik. Bugüne kadar bu programlarla 20 binden fazla sağlık çalışanına eriştik. Son iki yılda iç hastalıkları uzmanlarını da kapsama dahil ettik. 2025 itibarıyla Türk Eczacıları Birliği ile yürüttüğümüz programla eczacılar da bu çemberin içinde. Hedefimiz, her sağlık profesyonelinin kanıta dayalı beslenme bilgisiyle donanmış olması. Bu eğitimlerin etkisi sahada nasıl hissediliyor? Geri bildirimler ne yönde? Son derece olumlu. Örneğin, iç hastalıkları uzmanlarının yüzde 97’si aldıkları eğitimin tedavi süreçlerini olumlu etkilediğini düşünüyor. Aile hekimleri de hasta danışmanlığında daha güçlü hissettiklerini belirtiyor. Ayrıca yüzde 90’dan fazlası bu içeriklerin tıp fakültesi müfredatına alınması gerektiğini savunuyor. Bu da doğru bir ihtiyaca yanıt verdiğimizin göstergesi. 15. yıl için özel bir etkinlik planladığınızı biliyoruz. Bize biraz Gıda Okuryazarlığı Zirvesi’nden bahseder misiniz? Bu yıl ekim ayında, ulusal ve uluslararası paydaşların katılacağı Gıda Okuryazarlığı Zirvesi’ni ilk kez gerçekleştireceğiz. Gıda, sağlık ve iletişim dünyasından çok sayıda akademisyen, uzman ve kamu temsilcisini bir araya getirerek bilgi kirliliğine karşı bilimsel bir duruş sergilemek istiyoruz. Aynı zamanda Kasım’da düzenleyeceğimiz bir başka önemli etkinlikte “beslenme ve gıdada kavram yanılgıları” konusunu işleyeceğiz. Vakıf yalnızca Türkiye’de değil, dünyada da ses getiriyor. Harvard ile olan bağınız da dikkat çekiciydi. Ve genç bilim insanlarına verdiğiniz ödüller… Harvard Üniversitesi bünyesinde yer alan ve Yıldız Holding tarafından desteklenen Sabri Ülker Metabolik Araştırmalar Merkezi’nde Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil liderliğinde obezite, diyabet, kalp damar hastalıkları başta olmak üzere genetik ve kompleks hastalıklar üzerine 10 yıldır bilim dünyasında ses getiren pek çok çalışmaya imza atıldı. Bu çalışmalar uluslararası literatürde büyük yankı uyandırdı. 2016’dan bu yana beslenme, metabolizma ve toplum sağlığı alanlarında genç Türk bilim insanları tarafından Türkiye’de ve dünya çapında yapılan temel araştırmaları teşvik etmek amacıyla verilen bir ödülümüz var. Sabri Ülker Bilim Ödülü’nü bugüne kadar, Doç. Dr. Kıvanç Birsoy, Doç. Dr. Ebru Erbay, Doç. Dr. Ömer Yılmaz, Doç. Dr. Tamer Önder, Doç. Dr. Elçin Ünal, Doç. Dr. Elif Nur Fırat Karalar, Doç. Dr. Nilay Yapıcı ve Doç. Dr. Elvan Böke kazandı. 15. yılımızda ödülümüzü, onuncu sahibiyle buluşturmak için sabırsızlanıyoruz. Yayıncılık da vakfın önemli bir alanı. Bu konuda nasıl bir strateji izliyorsunuz? Bilginin yayılması için doğru mecralar şart. “Herkes okusun diye” sloganıyla çocuk kitaplarından akademik yayınlara uzanan bir portföy oluşturduk. Bugüne kadar 5 milyondan fazla kişiye ulaştık. Ayrıca dijital platformlarımız var: Geçmiş Olsun TV ve Bilim Bunu Konuşuyor gibi kanallarda hem YouTube hem de sosyal medya üzerinden bilimsel içerik sunuyoruz. Önümüzdeki döneme dair en büyük hedefiniz nedir? Gıda okuryazarlığını bir halk sağlığı önceliği haline getirmek. Türkiye’de hâlâ bu konuda çok ciddi eksiklikler var. Bilimsel bilgiye dayalı, şeffaf ve sürdürülebilir projelerle daha fazla kişiye ulaşmak istiyoruz. Toplumun her kesimine doğru bilgiyle temas etmek, bu ülkeye olan sorumluluğumuzun bir parçası

Source: Özlem Yüzak


Dev mirası 5 çocuğuna paylaştıran içecek imparatoru tek bir şart koydu

Tayland’ın en zengin iş insanlarından Charoen Sirivadhanabhakdi, sıfırdan kurduğu milyarlarca dolarlık imparatorluğunu beş çocuğuna paylaştırdı ancak bir şart koydu.

AİLEYE HER SEKTÖRDEN PARA AKIYOR

Sirivadhanabhakdi ailesi, içki devi ThaiBev’in yanı sıra gayrimenkul, perakende, sigorta ve tarım gibi pek çok alanda faaliyet gösteren dev bir holdingin de sahibi.

Dev içecek şirketi sahibi 81 yaşındaki Sirivadhanabhakdi, Thai Beverage (ThaiBev) şirketindeki kontrolünü sağlayan holding firmalarındaki hisselerini çocuklarına devretti. Bu şirketler, Singapur Borsası’na yapılan resmi açıklamalara göre, ThaiBev’in yüzde 66’sını kontrol ediyor.

PARALAR KARDEŞLER ARASINDA PAYLAŞILDI AMA…

Her ne kadar hisseler artık çocukların elinde olsa da, baba Charoen Sirivadhanabhakdi halen tüm kararları alma yetkisini elinde tutuyor. Yapılan hissedarlar anlaşması sayesinde, işlerin yönetimi, yatırımlar ve grup varlıkları üzerindeki tam yetki hâlâ ona ait. Bu hamle, sembolik bir devirden çok uzun vadeli bir geçiş planının habercisi olarak yorumlanıyor.

HER ÇOCUĞA BİR “KANAT”

Charoen’in çocukları halihazırda grubun çeşitli kollarında kilit pozisyonlarda bulunuyor. En büyük oğlu Thapana Sirivadhanabhakdi, Tayland’ın en büyük içki üreticisi ThaiBev’in CEO’su. Küçük oğlu Panote ise Singapur merkezli Frasers Property’nin başında ve Bangkok’taki dev “One Bangkok” projesinin yürütücüsü. Kızları Wallapa, Thapanee ve Atinant da gayrimenkul, perakende ve yatırım şirketlerinin yönetiminde aktif roller üstleniyor.

Bu dağılım, ailenin yıllar boyunca her bir çocuğu farklı sektörlerde hazırladığını gösteriyor. Özellikle ThaiBev, Berli Jucker ve Asset World Corp gibi dev şirketlerin başında artık çocukları var.

FABRİKA İŞÇİLİĞİNDEN İMPARATORLUĞA

Charoen Sirivadhanabhakdi’nin başarı öyküsü Tayland’ın sanayi tarihine damgasını vurmuş durumda. 1961’de bir içki fabrikasında işçi olarak başladığı kariyerini, onlarca yıllık emekle dev bir içki ve gayrimenkul imparatorluğuna dönüştürdü. Eşi Khunying Wanna ile birlikte kurduğu TCC Group, bugün yiyecek-içecekten sigortaya, gayrimenkulden tarıma kadar beş ana sektörde faaliyet gösteriyor. Eşinin 2023’teki vefatının ardından ise aile içindeki liderlik planlarının hızlandığı görülüyor.

SORUMLULUK PAYLAŞILDI, KONTROL TEK ELDE

Bu yılın başlarında Charoen, Frasers Property ve Fraser and Neave gibi bazı grup şirketlerindeki başkanlık görevlerinden de istifa etti. Ancak bu adımlar, tam anlamıyla sahneden çekildiği anlamına gelmiyor. Hisseler dağıtılmış olsa da, Charoen karar alma ve stratejik yön verme konularında son sözü söylemeye devam ediyor.

Yaptığı son açıklamalarda da bu yaklaşımı net biçimde dile getiriyor:

“İşimde sürdürülebilir büyüme istiyorum; gereksiz harcamalardan ve kapasitenin ötesinde borçlanmalardan uzak durmak şartıyla.”

DEV ŞİRKET YENİ BİR YOLA GİRDİ

Charoen Sirivadhanabhakdi’nin çocuklarına bıraktığı sadece şirketler değil; aynı zamanda her biri milyarlarca dolar değerinde olan markalar, projeler ve bir kurumsal kültür. Ancak bu büyük mirasla birlikte üzerlerine büyük bir sorumluluk da düşüyor.

Baba Charoen ise işin başında kalmaya devam ederek, bu geçiş sürecini hem kontrol ediyor hem de yönlendiriyor. Tayland’ın ikinci en zengin adamı, görünen o ki hâlâ hiçbir şeyi şansa bırakmak istemiyor.

Source: Sonuç Sürmeli


KOSGEB”ten 2 milyon TL”ye kadar destek!

Kendi işini kurmak isteyen girişimcilerin yakından takip ettiği KOSGEB İş Geliştirme Desteği için başvurular 2 Haziran itibarıyla başladı. Program kapsamında 2 milyon TL ye kadar olmak üzere yüzde 80 destek oranı ile geri ödemeli maddi destek sağlanıyor. Ek olarak, programda personel giderleri başta olmak üzere birçok gider de karşılanıyor. Peki, KOSGEB girişimci Destek Programı-İş Geliştirme Desteği 2025 yılı 2. dönem başvuruları ne zaman sona erecek, program detayları neler? İşte, tüm merak edilenler…KOSGEB İŞ GELİŞTİRME DESTEĞİ 2. DÖNEM BAŞVURU TARİHLERİ NEDİR? Girişimci Destek Programı-İş Geliştirme Desteği 2025 yılı 1. dönem başvuruları 1 – 31 Mart 2025 tarihleri arasında alındı. 2025 yılının 2. dönem başvuruları ise 2-30 Haziran 2025 tarihinde gerçekleşecek. Programa başvuruların başladığını duyuran Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Yeni iş kurmak ya da işini büyütmek isteyen girişimcilerimize KOSGEB aracılığıyla 2 milyon TL ye kadar destek sağlıyoruz. dedi. KOSGEB İŞ GELİŞTİRME DESTEĞİ NE KADAR, GERİ ÖDEME PLANI NASIL? İş Geliştirme Desteği kapsamında, girişimcilere 2 milyon TL üst limit dahilinde yüzde 80 destek oranı ile geri ödemeli destek sağlanıyor. Girişimcinin genç, kadın, engelli, gazi veya birinci derecede şehit yakını olması durumunda destek üst limitine 150 bin TL daha ekleniyor. Geri ödemeli destekler için herhangi bir faiz ve komisyon uygulanmayacak olup işletmelerin geri ödemeleri 36 aylık program süresi sonunda başlayacak.HANGİ SEKTÖRLERE DESTEK VERİLİYOR? İmalat, telekomünikasyon, bilgisayar programlama, danışmanlık ve ilgili faaliyetler, bilişim altyapısı, veri işleme, barındırma ve diğer bilgi hizmeti faaliyetleri ile bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde bulunan işletmeler, iş geliştirme desteğinden yararlanabiliyor.HANGİ GİDERLER DESTEKLENİYOR? Destek kapsamında işletmenin personel giderleri, makine-teçhizat ve kalıp giderleri, yazılım giderleri ve hizmet alımı giderlerine (eğitim, danışmanlık ve yönderlik, belgelendirme, test ve analiz, pazarlama, tasarım, sınai mülkiyet hakları giderleri) destek sağlanıyor.DESTEKLENECEK İŞLETMELER NASIL BELİRLENİYOR? Uygun bulunan başvurular sektörlerine göre ülke genelinde oluşturulan kurullara sistem tarafından atanmaktadır. Başvurular kurullarda görev alan KOSGEB personeli, öğretim elemanları ve bağımsız sektör temsilcileri tarafından değerlendirilmektedir. Kurul değerlendirmesinden sonra oluşan puanlama sonucu, yapılan sıralamada ülke genelinde ilk 1000 ve kendi ilinde ilk 6 ya giren başvurular Jüri değerlendirilmesine sevk edilmektedir. İllerde; kamu, özel sektör, üniversite ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinden oluşturulan Jüriler tarafından başvurular değerlendirilmektedir. Kurul ve jüri değerlendirilmeleri sonucunda oluşan puanların ortalaması alınarak yapılan sıralamada ülke genelinde ilk 500 ve kendi ilinde ilk 3 e giren başvurular desteklenmeye uygun bulunmaktadır.

Source: Habertürk