Halime Kökce yazdı: Bu son olsun!

Halime Kökce yazdı: Bu son olsun!

22 Ekim”de Devlet Bahçeli”nin herkesi şoke eden çağrısıyla başlayan süreç, tahminlerin çok ötesinde bir hızla ve kolaylıkla belli bir neticeye erişti. Abdullah Öcalan”ın, DEM Partililerin üçüncü İmralı ziyaretlerinde yaptığı açıklama öyle tahmin ediyorum ki, Devlet Bahçeli”nin dahi beklentisinin ötesine geçti. Öcalan amasız, fakatsız bir metinle PKK”ya silah bırakma ve kendini feshetme çağrısında bulundu. Sadece bu da değil, “Aşırı milliyetçi savruluşunun zorunlu sonucu olan; ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır.” diyerek özellikle 2000″lerin başından itibaren PKK”ya müzahir şekilde siyaset yapan herkesin ağzına pelesenk ettiği “öz yönetim”, “demokratik özerklik” gibi dayatmacı söylemleri de feshetti.Ve nihayet, çağrıdan ziyade talimat niteliğindeki bir cümle ile; “Varlığı zorla sona erdirilmemiş her çağdaş cemiyet ve partinin gönüllü olarak yapacağı gibi devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir.” dedi.27 Şubat 2025; şayet süreç ekim ayından bugüne kadar devam ettiği şekilde, kazasız belasız nihayete ererse yarım asırlık terör belası sona ermiş olacak. Tarihi önemi haiz bir zaman şahitlik etmiş olacağız.Yarım asırdır, Türkiye”nin maddi manevi enerjisini emen, kalkınmasının, güçlenmesinin önündeki en önemli engellerden biri olan terörün sona erdirilmesi, “terörsüz Türkiye Yüzyılı”nın başlaması geleceğe dair hepimizi daha ümit var kılıyor.***Bu noktaya nasıl gelindi? 2013″te başlayan “çözüm sürecinde” olmayan neydi? O gün olmayan şey bugün nasıl oldu? Ya bu sefer de olmazsa?Cumhurbaşkanı Erdoğan, 27 Şubat”ta okunan Öcalan”ın çağrısından sonra ilk açıklamasını, Şehit Aileleri ve Gazilerle İftar Programı”nda yaptı. 22 Ekim”den bu yana durduğu yerden bir milim şaşmayarak, “Şayet verilen sözler tutulmaz sürekli oyalama, göz boyama isim değiştirip bildiğini okuma gibi şark kurnazlıklarına evrilmeye çalışılırsa günah bizden gider. Demir yumruğumuz havada.” dedi. Yani Kandil, İmralı”dan aldığı “talimata rağmen” “Öcalan öncülük etsin”, “Öcalan hapisten çıkarılsın” gibi şartlar ileri sürmeye kalkarsa devletin nasıl davranacağı belli.Aslına bakılırsa bu çağrı zaten PKK”ya bile değil. Zira PKK zaten bitik bir örgüt. Ele başları Kandil”deki mağaralardan burunlarını çıkartamıyorlar. Artık eleman devşiremeyen, tezleri Kürt halkı nazarında itibar görmeyen, modası geçmiş bir örgüt. Bu çağrı esasen “Kürt siyasetini” PKK”nın vesayetinden özgürleştirme çağrısı.***2013″te neden olmadıysa bugün tam da aynı sebeple olan bir şey var. PKK, Suriye iç savaşını, Suriye”nin kuzeyinde bir PYD devleti kurmak için imkan olarak gördü. Türkiye”deki Kobani kalkışması, sıralı terör eylemleri ve hendek terörü vs. Suriye iç savaşını Türkiye”ye sıçratmak ve Türkiye topraklarında mevzi kazanmak içindi. Ama buna güçleri yetmedi. Günün sonunda Türkiye, Suriye”de de kazanan taraf oldu. PKK”yı Türkiye”den sürdüğü gibi Irak ve Suriye”de de ciddi operasyonlarla terörü kaynağında yok etme stratejisi takip etti. 2013″te olmayan şey 2025″te bu yüzden olabiliyor. Türkiye”nin askeri ve istihbarî anlamda kazandığı mevzi sayesinde PKK kendisi feshetmeye razı konuma geldi.Şu saatten sonra, “İran”dan, İsrail”den, Rusya”dan beslenirim nasılsa” diyerek silah bırakmayı reddedenler için Türkiye”nin yumruğu daha sert şekilde havada!Kürtlerin ve Kürtçenin anavatanı olan Türkiye”de bundan böyle ne “Kürt sorunu” ne de terör olacaktır.

Source: Halime Kökce