Harp veya sulh

Harp veya sulh

Uzun zamandır ve halen özellikle askeri bakımdan dünyanın en güçlü devleti ABD’dir. ABD’nin ikinci büyük gücü ABD dolarıdır. Yılda 900 milyar dolar cari açık vermesine rağmen Amerika’nın yabancı para cinsinden “borcu” sıfırdır. Çünkü cari açığını herkesin her yerde “geçer akçe” kabul ettiği kendi parasıyla finanse etmektedir. Anlaşılması zor ama bu imkan, ABD’nin dünya milletlerinden her yıl cari açığı kadar “senyoraj vergisi” saldığı anlamına gelir. Trump dünya siyasetinde ve ekonomisinde iki önemli değişiklik yapma peşindedir. 1. Avrupa Birliği devletlerini, bütçelerinden savunmaya daha çok kaynak ayırmaya zorlamaktır. ABD, AB’nin savunma giderlerine katkı yapmak zorunda değildir demektedir. 2. ABD’nin dış ticaret açığı daralmalıdır. Yani ABD’ye karşı dış ticaret fazlası veren AB dahil tüm devletler, ya Amerika’ya daha az mal ihraç etmeli ya da Amerika’dan daha çok ithalat yapmalıdır. Trump, gerek ABD’nin trilyon dolara ulaşan cari açığını, gerekse bugünkü devasa savunma harcamalarını “sürdürülemez” bulmakta ve “Önce Amerika” demektedir. Bu iki mayın infilak etmeden, o bunları kendi eliyle patlatmak istemektedir.

UKRAYNA SAVAŞI

Ukrayna konusunda bilgim sınırlıdır. Kiev’e kısa bir ziyaretim olmuştu. Ukrayna’dan bahsedilince, aklıma hep Stalin’in “Her harpte, yanımda mutlaka Ukrayna olsun isterim. Verimli Ukrayna toprakları sayesinde savaşta gıda sıkıntısı çekmeyiz” sözü gelir. Putin 2012’de Bükreş’te yapılan bir toplantıda, Ukrayna’nın Batı blokuna (NATO ve AB) katılmasına asla izin vermeyiz. Ukrayna buna teşebbüs ederse harp çıkarır, Ukrayna’yı “harabeye” çeviririm demişti. Hatta NATO yetkililerine, şaka ile karışık “Ukrayna’yı değil Rusya’yı NATO’ya alın, bitsin bu NATO’nun genişleme davası” diyerek, Ukrayna’yı Rusya’nın ayrılamaz bir parçası olarak ilan etmişti. Bunu söylemeye hakkı vardı denemez. Ama açık tavrı buydu. Batı bu tehdidi ciddiye almadı Ukrayna’yı Rusya’dan ayırma faaliyetini sinsice sürdürdü. Ruslardan nefret eden Musevi Zelenski, Ukrayna Devlet Başkanı olunca Biden, projeyi bir oldu bittiyle gerçekleştirmek istedi. Putin de Rus ayısı gibi Ukrayna’ya taarruz başlattı. Bu sıcak savaşı Ukrayna’nın kazanması imkansızdı. Batı, ekonomik yaptırımlarla Rusya’yı içten çökerterek harbi Ukrayna lehine çevirme stratejisi uyguladı. Rusya, Çin ve Hindistan gibi iki devi yanına alınca strateji istenen sonucu vermedi. Rusya çökmedi.

BU SAVAŞI ANCAK ‘DELİ’ TRUMP BİTİREBİLİR

Savaşları başlatmak kolay, bitirmek zordur. Kayıplar ne kadar büyük olursa olsun taraflardan biri kazanma ümidini kaybetmeden savaş bitmez. Barışın önündeki en büyük engel, savaşı başlatanlardır. Efsane Başkan Kennedy’in başlattığı ABD-Vietnam savaşını sevilmeyen Başkan R. Nixon bitirdi. Kuzey Vietnam’a atom bombası atalım diyen şahinlere rağmen ABD, 58 bin askerini kaybettiği Vietnam’dan mağlup olarak çekildi. ABD benzeri bir yenilgiye Afganistan’da da uğradı. ABD Ukrayna’da bunu tekrar yaşamak istemiyor. Mağlubiyeti kabul etmeyen Zelenski “İsterse Üçüncü Dünya Savaşı çıksın yeter ki savaşı Rusya kazanmış olmasın” Fransız Makron da “Tepesine nükleer bomba atalım Rusya diz çöksün” diyor. Dünya aydın kamuoyu Zelenski’yi “cesur”, Makron’u “kibar” buluyor. Türk kamuoyu da barışa razı olsun diye Zelenski’yi “savaşacaksan kendin savaş, istersen Avrupa’yı yanına al; Amerika’yı bu savaşın içine çekme” diye haşlayan Trump’a “deli” diyor.

SON SÖZ: Mevzubahis olan sulhsa, gerisi teferruattır.

Source: Ege Cansen