“Hasta Sağlığına Dair Gelişmeler: Aile Hekimliği, Kalp Uyarıları ve Sağlık İpuçları”

Aile Hekimliği”nde yönetmelik değişikliği

Bakanlıktan yönetmeliğe ilişkin yapılan bilgilendirmeye göre, aile hekimi başına düşen nüfusun azaltılması için yeni aile sağlığı merkezleri ve aile hekimliği birimleri planlanırken, yeni açılan aile hekimliklerine nüfusun aktarılabilmesinin de önü açılıyor. Aile hekimliği sistemine kayıtlı nüfusun farklı bir ilde ikamet etmesi durumunda, aile hekimliği değişikliği artık daha kolay yapılabilecek. Bu çerçevede isteyen vatandaşlara 1 ay içinde aile hekimini değiştirebilme imkanı tanınacak. AA nın haberine göre; ayrıca, daha önce 4 bin olan kayıtlı nüfusun, Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile 3 bin 500 e düşmesi sonucu bu sayının üstünde olan nüfus, il sağlık müdürlüklerindeki komisyonca yoğunluğun daha az olduğu yeni açılan aile hekimliği birimlerine aktarılabilecek. Böylece yeni açılan birimler sisteme dahil edilerek hem hizmete erişim kolaylaşacak hem de hizmet kalitesi artacak. Öte yandan entegre sağlık hizmeti sunan aile hekimliği birimlerinin 7 gün 24 saat sağlık hizmeti sunumuna etkin şekilde dahil olması sağlandı. Bu birimlerde görev yapan aile hekimleri, defin ruhsatı ve yerinde adli ölü muayenesi hizmetlerine dahil edilmeyecek. Aile hekimliği uzmanları artık aile sağlığı merkezinde boş olan her iki birimden birini öncelikli olarak tercih edebilecek, boşalan birimlere öncelikli olarak yerleşebilecek. Yönetmelikle aile sağlığı çalışanlarının aile hekimince belirleneceği şartı 1 ayla sınırlandırılırken, bu süre içinde aile sağlığı çalışanı bulunamadığında il sağlık müdürlüklerince sözleşme imzalanabilecek. Aile sağlığı merkezi ve aile hekimliği birimlerinin Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliği hükümlerindeki hizmet ihtiyacına göre açılacağı, ruhsatlandırma işlemlerinin ardından müdürlükçe tamamlanacağı düzenlenen yönetmelikte, merkezlerin tüm ruhsatlandırma işlemlerinin müdürlükçe tamamlanacağı hüküm altına alındı. Yıkım kararı, kentsel dönüşüm ve imar düzenlemesi gibi zorunlu nedenlere bağlı olarak boşaltılması gereken durumlarda aile sağlığı merkezi, öncelikle varsa müdürlükçe gösterilen kamuya ait bir mekana, yoksa müdürlükçe uygun süre verilmesi kaydıyla aile hekimlerince temin edilen uygun mekana taşınabilecek. Aile sağlığı merkezi için yeni bina inşa edilmesi veya kamu binası oluşturulması durumunda müdürlükçe yapılan planlama çerçevesinde, yeni hizmet yerine taşınması zorunlu olacak. Aile sağlığı merkezlerinin iç ve dış standartları Sağlık Bakanlığınca belirlenecek kurumsal kimlik kılavuzlarına uygun olmak zorunda olacak. *Haberde AA nın arşiv fotoğrafı kullanılmıştır.

Source: Habertürk


Halk arasında “Atom” deniyor! Katil ile maktul aynı karede!

Afyonkarahisar da, mobilya sektöründe faaliyet gösteren firmada çalışan ve umreye gitmek için hazırlık yapan, 7 ve 9 yaşlarında 2 erkek çocuk babası olan Mehmet Gündoğan (38), 12 Ocak ta boğaz ağrısı şikayetiyle Afyonkarahisar Devlet Hastanesi ne başvurdu. ÖZEL BİR KLİNİĞE GİTTİ DHA daki habere göre burada reçeteyle yazılan ilaç ve spreyi alan Gündoğan, rahatsızlığı geçmeyince bu kez 13 Ocak ta aynı şikayetle özel bir kliniğe başvurdu. SARI SERUM VERİLDİ İDDİASI İddiaya göre; burada Mehmet Gündoğan a damar yolu açılarak, sarı serum olarak bilinen serum verilmeye başlandı, 2 farklı serum da bağlanmak için hazırlandı. NEFES ALMASI 2. SERUMDAN SONRA ZORLAŞTI İkinci serumun bitmesine yakın nefes almakta güçlük çeken Gündoğan ın durumu ağırlaştı. Klinikte görevli doktor ve çalışanların Gündoğan a müdahalesi yetersiz kaldı. 20 SAAT SONRA HAYATINI KAYBETTİ Mehmet Gündoğan, 112 Acil Çağrı Merkezi aracılığıyla çağrılan ambulansla Afyonkarahisar Devlet Hastanesi ne götürüldü. Yoğun bakıma alınan Gündoğan, 20 saat süren yaşam mücadelesini kaybetti. EŞİ, SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU Mehmet Gündoğan ın eşi Songül Gündoğan (38), avukatı aracılığıyla olayın sorumlusu oldukları gerekçesiyle klinikteki doktor ve görevliler hakkında suç duyurusunda bulundu. Mehmet Gündoğan ın cenazesi, 15 Ocak ta merkeze bağlı Sülümenli beldesinde toprağa verildi. SARI SERUM LU FOTOĞRAF ORTAYA ÇIKTI Mehmet Gündoğan ın, özel klinikte serum uygulanırken fotoğraf çektirdiği de ortaya çıktı. Olayla ilgili soruşturma başlatan Afyonkarahisar Cumhuriyet Başsavcılığı, Sağlık Bakanlığı ndan kliniğe ilişkin soruşturma izin talebinde bulundu. Klinikten alınan başka bir sarı serum örneği de incelenmek üzere Adli Tıp Kurumu na gönderildi. KLİNİĞİN FAALİYETLERİ DURDURULDU Afyonkarahisar Valiliği nden yapılan açıklamada, kliniğin faaliyetlerinin durdurulduğu belirtildi. Açıklamada, İl merkezi Selçuklu Mahallesi nde faaliyet gösteren S.E. ye ait özel muayenehanenin faaliyetleri Sağlık Bakanlığı nın kararıyla durdurulmuştur. Sağlık Bakanlığı, Afyonkarahisar Valiliği ve İl Sağlık Müdürlüğü nce Mehmet Gündoğan ın vefatıyla ilgili olarak söz konusu muayenehane ve hekim hakkında gerekli tahkikatlar halen devam etmektedir denildi. OTOPSİ RAPORU BEKLENİYOR Diğer yandan olayla ilgili soruşturma ve Mehmet Gündoğan ın otopsi raporuna ilişkin incelemelerin sürdüğü öğrenildi.

Source: Habertürk


Kalp hastalarına soğuk hava uyarısı: Dışarı çıkarken buna dikkat edin

Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bilal Boztosun, soğuk havalarda kalp sağlığını korumak için dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgi verdi.

Soğuk havanın kalbin iş yükünü artırarak damarların büzüşmesine ve kalp krizine yol açabileceğini belirten Prof. Dr. Boztosun, “Vücudumuzu belli bir ısıda tutmamız gerekiyor. Özellikle hava sıcaklığı düştükçe kalple ilgili sıkıntılar artar. Kalp bir taraftan vücudu belli bir derecede tutmaya, ısıtmaya çalışıyor. Diğer taraftan da eğer kalbinizle ilgili bir sorununuz varsa bu kalbin iş yükünü daha da artırıyor. Kalbin üzerindeki yük arttığında, sınırda problem yaşayan kişiler için bu durum daha tehlikeli hale geliyor. Soğuk havalar bir, kalbin üzerindeki yükü artırır, iki, kalp damarlarında büzüşmeye neden olur ve spazm dediğimiz, ne yazık ki kalp krizi benzeri tabloları ortaya çıkarır” dedi.

‘HAVA SOĞUK OLDUĞU ZAMAN ÇOK MECBUR KALMADIKÇA DIŞARI ÇIKMAYIN’

Kalp hastalarının mümkün olduğunca soğuk havaya maruz kalmaktan kaçınması gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Boztosun, “Hava soğuk olduğu zaman çok mecbur kalmadıkça dışarı çıkmayın. Çıkmak zorundaysanız da havanın ısındığı saatleri tercih edin ve kısa sürede geri dönün. Soğuk havaya ne kadar maruz kalırsanız, kalple ilgili sıkıntılarınız o kadar artar. Göğüs ağrısı, çarpıntı, ritim bozukluğu ve hatta kalp krizi riski yükselir” diye konuştu.

‘KALP HASTALARI DIŞARI ÇIKARKEN MUTLAKA KALIN KIYAFETLER GİYMELİ’

Soğuk havaya çıkmak zorunda kalanların dikkat etmesi gereken noktaları vurgulayan Prof. Dr Boztosun, şu önerilerde bulundu:

“Kalp hastaları dışarı çıkarken mutlaka kalın kıyafetler giymeli, vücutlarını korumalı. Özellikle soğuk havanın direkt ciğerlere temas etmemesi için atkı ve bere kullanmalarını tavsiye ediyoruz. Ayrıca hava ısındığı saatlerde dışarı çıkmalarını, eğer uzun süre dışarıda kalmaları gerekiyorsa uygun kıyafetler giymelerini öneriyoruz” diye konuştu.

Soğuk havalarda beslenmenin de büyük önem taşıdığının altını çizen Prof. Dr. Boztosun, “Eskiden insanlar bu soğuk havalarda daha yağlı, daha enerjili gıdalar tüketirlermiş ki vücut ısınsın diye. Ancak kalp hastalığınız varsa beslenme alışkanlıklarınızı doktorunuza danışmadan değiştirmeyin. İlaçlarınızı düzenli olarak kullanın. Diğer yandan sigara içmemeniz, hareket etmeniz ve soğuk havanın etkisini azaltacak şekilde kontrollü yaşamanız gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

Source:


Her gün kullanıyoruz ama klozetten bile daha kirli: Yediklerimize bulaşıyor

Mutfakta sıklıkla bulaşık yıkamak için kullandığımız süngerlerinin 2017 yılında Almanya”daki Furtwangen Üniversitesi”nden Mikrobiyolog Markus Egert, incelemeye aldı. Egert, süngerlerin mikrobiyal yapısını inceledi ve yaptığı çalışmada süngerlerde 362 farklı bakteri türü bulundu ve bazı bölgelerde bakteri yoğunluğu santimetrekare başına 54 milyara kadar ulaştı. Egert, bu miktarın insan dışkısında bulunan bakteri sayısına eşdeğer olduğunu belirtirken, süngerlerin yapısı, bakterilerin barınması için ideal bir ortam sunuyor.

2022 yılında Duke Üniversitesi”nden biyolog Lingchong You ve ekibi, süngerlerdeki gözeneklerin mikrop üremesindeki rolünü inceledi ve araştırmaya göre farklı gözenek boyutları, tek başına yaşayan bakterilerle birlikte çoğalmayı tercih eden bakterilerin aynı ortamda üremesini sağlıyor.

PEKİ, SÜNGERLER SAĞLIK AÇISINDAN TERHLİKE OLUŞTURABİLİR Mİ?

Egert”in araştırmasına göre, çoğu bakteri zararsız olsa da bağışıklık sistemi zayıf kişiler için tehlikeli olabilecek bakteriler de mevcut. Süngerlerin kaynar suya batırılması, bulaşık makinesinde yıkanması veya mikrodalgada ısıtılması bakteri sayısını azaltabilir fakat bazı dirençli bakteriler bu işlemlerle hayatta kalabiliyor ve daha güçlü mikropların gelişmesine yol açabiliyor.

2017 yılında ABD”deki Prairie View A&M Üniversitesi”nden yapılan bir araştırma, mutfaklardan toplanan süngerin yalnızca yüzde 1-2″sinin gıda zehirlenmesine neden olabilecek bakteriler içerdiğini ortaya koydu. 2022″de Norveç Gıda Araştırma Enstitüsü”nden yapılan bir başka çalışmada ise süngerde zararsız bakterilerin yoğunlukta olduğu ancak süngerlerin fırçalara kıyasla daha fazla mikrop barındırdığı belirlendi.

Özellikle çiğ et veya tavuk suyu ile temas eden süngerler, Salmonella gibi tehlikeli bakteriler taşıma riski taşır. Salmonella bakterileri süngerde hızla çoğalabilir ve bulaşık fırçalarında bu süreç nem nedeniyle engellenir. Süngerlerin nemli kalması da bakteriler için uygun bir ortam yaratır. Bu durumda Egert, “Bulaşık fırçaları daha hijyeniktir çünkü daha az bakteri barındırır ve daha hızlı kurur” diyerek fırça kullanımının daha güvenli bir seçenek olduğuna dikkat çekti.

NASIL KULLANILMALI?

Uzmanlar, sünger kullanılmaya devam edilecekse, haftada bir değiştirilmesini, bulaşık makinesinde yıkanmasını ya da mikrodalgada bir dakika ısıtılarak temizlenmesini öneriyor. Ancak, bu işlemlerin uzun vadede etkili olmayabileceği ve süngerlerin zamanla daha dirençli bakterilere ev sahipliği yapabileceği unutulmamalıdır. Hijyenik bir mutfak için bulaşık fırçaları, süngerlere göre daha güvenli bir alternatif olabilir.

Source: Haber Merkezi


İsrail ordusundan şok açıklama: “İade edilen cenaze, rehineye ait değil”

İsrail ordusu Cuma günü yaptığı açıklamada, Hamas tarafından 20 Şubat Perşembe günü teslim edilen cesetlerden birinin Gazze”de rehin tutulanlardan herhangi birine ait olmadığını belirtti. Hamas’ı, zaten kırılgan olan ateşkesi ihlal etmekle suçladı.

İsrailli yetkililer, teslim edilen cesetlerden ikisinin dokuz aylık Kfir Bibas ve dört yaşındaki ağabeyi Ariel’e ait olduğunu açıkladı. Üçüncü cesedin ise anneleri Şiri Bibas’a ait olduğu düşünülüyordu, ancak İsrail”in yaptığı incelemelere göre cesedin herhangi bir rehineyle eşleşmediği tespit edildi.

İsrail ordusu yetkilileri, “Bu, Hamas terör örgütünün gerçekleştirdiği son derece ağır bir ateşkes ihlalidir. Anlaşmaya göre Hamas, dört rehinenin cenazesini teslim etmekle yükümlüdür” diyerek, Şiri Bibas ve diğer tüm rehinelerin iadesini talep etti.

Rehine Oded Lifşitz’in ailesi ise yaptığı açıklamada, iade edilen cesedinin resmi olarak teşhis edildiğini belirtti. Hamas’tan ise henüz bir açıklama yapmadı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Hamas’ın dört rehinenin kalıntılarını teslim etmesi üzerine örgüte karşı misilleme yapılacağını açıkladı.

İSRAİL MİSİLLEMEYE HAZIRLANIYOR

Hamas militanları, cesetleri dört siyah tabut içinde kalabalık bir izleyici kitlesi önünde teslim etti. Tabutların teslim edildiği törene onlarca silahlı Hamas üyesi katıldı. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, bu görüntüleri sert bir dille kınadı.

Tabutlar, geçtiğimiz ay ABD’nin desteğiyle Katar ve Mısır’ın aracılığıyla varılan Gazze ateşkes anlaşması kapsamında teslim edildi. İsrail-Gazze sınırında yağmur altında toplanan İsrailliler, cenaze konvoyonu karşıladı.

Cenaze konvoyunu karşılayan İsrail Cumhurbaşkanı İzak Herzog, “Acı, keder, tarifsiz bir yıkım. Bir millet olarak yüreğimiz paramparça” dedi.

Netanyahu, cesetlerin teslim edilmesinin ardından yaptığı konuşmada Hamas’ı yok etme sözü verdi. “Bu dört tabut, Ekim 7’de yaşananların bir daha asla tekrarlanmayacağını garanti etme sorumluluğunu bize yüklüyor. Sevdiklerimizin kanı topraktan yükselen bir çığlık gibi. Bunun hesabını soracağız” dedi.

İsrail yetkilileri, savaşın başladığı günden bu yana Hamas’ın yok edileceğini ve 2023 yılının Ekim ayında kaçırılan yaklaşık 250 rehinenin evlerine döneceğini defalarca vurgulamıştı.

Hamas militanları, cesetlerin teslimi sırasında üzerinde “Savaşın Geri Dönmesi = Esirlerinizin Tabutlarla Geri Dönmesi” yazılı bir afişin yanında durdu.

SAVAŞ BİR AİLEYİ DAHA DAĞITTI

Hamas, Kasım 2023’te Bibas kardeşlerin ve annelerinin İsrail hava saldırısında öldüğünü iddia etmiş, ancak İsrail yetkilileri bu bilgiyi doğrulamamıştı.

Baba. Yarden Bibas, bu ay yapılan esir takası anlaşmasıyla hayatta olarak serbest bırakıldı. 83 yaşındaki Oded Lifşitz de Nir Oz’dan kaçırılmıştı.

Eşi Yocheved, 85 yaşında rehin alınmış ancak iki hafta sonra bir başka kadınla birlikte serbest bırakılmıştı. Lifşitz, eski bir gazeteciydi. 2019 yılında Netanyahu hükümeti karşıtı Haaretz gazetesinde yayımlanan bir yazısında Netanyahu’nun politikalarını eleştirmişti.

İsrail”in 7 Ekim 2023″ten, ateşkesin yürürlüğe girdiği 19 Ocak 2025″e kadar Gazze Şeridi”ne sürdürdüğü saldırılarda 14 binden fazlası enkaz altında kaybolanlar olmak üzere 61 binden fazla Filistinli hayatını kaybetti.

İsrail”in altyapıyı, hastaneleri ve yerinden edilen Filistinlilerin barındığı okulları da hedef alan saldırılarında nüfusu 2,3 milyon olan Gazze”de yaklaşık 2 milyon kişi yerinden edildi.

Source: Haber Merkezi


İşte bu yüzden zeytin çekirdeğini yutmamalısınız

Çoğu kişi farkında olmadan veya bazen bilerek zeytin çekirdeğini yutabiliyor fakat zeytin çekirdeğini yutmak genellikle ciddi bir tehlike oluşturmasa da bazı durumlarda sorunlara yol açabilir. Peki, zeytin çekirdeği yutmak gerçekten tehlikeli mi?

Zeytin çekirdeği, sindirim sistemi tarafından işlenip vücutta dışarı atılır. Ancak, bazı durumlarda dikkat edilmesi gereken hususlar da bulunuyor. İşte zeytin çekirdeğini yutmanın potansiyel riskleri:

Eğer yutulan zeytin çekirdeği büyükse, bu durum bağırsaklarda tıkanmaya neden olurken, bu durum özellikle sindirim problemi yaşayan kişiler için daha tehlikeli olabilir. Yutulan büyük bir çekirdek, mide veya bağırsaklarda hareket edemeyebilir ve tıkanıklığa neden olabilir. Bu gibi durumlar, acil müdahale gerektirebilir.

Aynı zamanda zeytin çekirdekleri bazen keskin kenarlara sahip olabilir. Bu durumda, yutulan çekirdek mide veya bağırsak duvarlarına zarar verebilir. Ancak zeytin çekirdeklerinin çoğu pürüzsüz olduğundan, bu tür riskler nispeten düşüktür ancak büyük veya keskin bir çekirdek, mide ve bağırsaklarda hasara yol açabilir. Öte yandan küçük çocuklar veya yutma refleksi zayıf olan bireyler için zeytin çekirdeği boğazda takılabilir. Boğulma riski, özellikle dikkat edilmesi gereken bir konudur. Eğer zeytin çekirdeği boğazda sıkışırsa, acil tıbbi müdahale gerekebilir.

ZEYTİN ÇEKİRDEĞİ NE ZAMAN TEHLİKELİ OLUR?

Zeytin çekirdeği genellikle vücudun sindirim sisteminde problem yaratmadan dışarı atılır fakat belirli belirtiler gözlemlendiğinde tehlikeli olabilir. Şiddetli kusma, kabızlık veya şişkinlik gibi belirtilerle karşılaşırsanız, bir doktora başvurmanız önemlidir. Aynı zamanda zeytin çekirdeği soluk borusuna kaçarsa ve nefes almakta güçlük çekiliyorsa, acil tıbbi yardım almak gereklidir.

PEKİ, ZEYTİN ÇEKİRDEĞİ ZARARLI MI?

Zeytin çekirdeği, bazı kişiler tarafından sağlık açısından faydalı olduğu savunularak tüketilebiliyor. Zeytinyağında bulunan lif ve antioksidanların faydalı olduğu doğru olsa da zeytin çekirdeği mide tarafından sindirilemediği için bu faydalardan yararlanmak zor olabilir. Küçük bir zeytin çekirdeği yutulduğunda genellikle vücut tarafından atılır ve bir sorun teşkil etmez. Ancak büyük bir zeytin çekirdeği yutulduysa veya kişide mide-bağırsak hastalığı varsa, bir uzmana danışmak faydalı olacaktır.

Source: Haber Merkezi