Fena satışa geldik
Sonucuna da katlanırsın. Evet, babalar gibi sattılar faturasını da toplum olarak biz ödüyoruz. İzmir’de çıkan yangın bir türlü önlenemiyor. Her yaz kâbusumuz olan orman yangınlarını önlemede maalesef başarılı olamıyoruz. Orman yangınlarının elbette birden çok nedeni var. İnsan kaynaklı ihmaller, sabotajlar, imara açılması beklentisiyle çıkarılan yangınlar… Ama bu kez yangının nedeni farklı. Yangının bölgedeki elektrik altyapısından sorumlu Gdz Elektrik’in hatlarından kaynaklandığı söyleniyor. GDZ Elektrik bunu yalanlasa da paylaşılan görseller bu iddiaları doğruluyor. Şirketin yalanlamaları da kamuoyunu ikna etekten uzak. Zira bu şirketin sicili pek de temiz değil. Anımsarsanız geçen yıl Alsancak’ın göbeğinde açıkta duran kablolar nedeniyle iki gencimiz yaşamını yitirdi. Diğer elektrik dağıtım şirketlerinin sicili farklı mı sanki? Isparta’da 2022 yılında üç gün süren kar yağışından kaynaklı üç gün elektrik kesintisi yaşandı. Isparta’daki elektrik dağıtım şirketi AEDAŞ ise Cengiz Holding’e aitti. Üç günlük kesinti nedeniyle yaşlı bir amcamız, elektrikli ısıtıcı çalışmadığı için soğuktan donarak öldü. Evinde solunum cihazıyla yaşan hastalar perişan oldu. Hastanelerin jenaratörleri yetersiz kaldı. Aralıksız kar yağdı diye bir kentin üç gün elektriksiz kaldığı dünyada başka bir ülke var mıdır? Kuzey ülkelerinde ve Rusya’da kış boyunca aralıksız kar yağıyor ama elektrik kesintisi olmuyor. Bizde niye oluyor peki? Çünkü elektrik dağıtımını özelleştirdiğimiz yetmezmiş gibi bu şirketlerin denetimini de özele ihale ettik. Gerekli altyapı yatırımlarından ve hatlarının bakımından doğan sorumluluklarını yerine getirmedikleri için ormanlarımız yanıyor, elektrik kesintilerine maruz kalarak hem ekonomimiz hem de gündelik yaşamımız durma noktasına geliyor. Doğa, insan ve hayvan kayıplarının ise telafisini anlatmaya gerek yok. Kayıp kaçak bedellerini bize fatura eden bu şirketler daha çok kâr etsin diye mi ormanlarımızı, insanlarımızı feda ediyoruz? İzmir’deki yangın söndürme çalışmalarına katılan bir orman emekçisini maalesef kaybettik. Yangın söndürme uçakları ve helikopterleri yine yetersiz kaldığı ortada. Bahane hazır: “Rüzgâr çok şiddetli ve gece görüş uçakları olmadığı için yayıldı.” Bu arada “hurda” denen THK’nin yangın söndürme uçakları nerede? İcrada satışta. HEM DOĞAMIZ HEM CANIMIZ GİTTİ Deprem olur GSM hatları çalışmaz. Enkaz altındaki insanlar ellerinde cep telefonu olsa bile yardım isteyemez. Yakınlarına ulaşamazsın. Neden? Çünkü telekomünikasyon özel şirketlere devredilmiş ve sözleşmelerinde gerekli altyapı yatırımlarını yapma taahhüdü konduğu halde bu yatırımlar yapılmamıştır. Denetleme ve ceza hak getire… İstanbul’daki 6.2’lik depremde bile iletişim kesildi. Büyük bir depreme maruz kalsak günlerce kimse kimseye ulaşamayacak demektir. Madenlerimiz mesela; TKİ’den alınıp özel şirketlere devredildi. Ekonomik performansın yükseleceği savı ile “kamu madencilik kuruluşlarının özelleştirilmesi” ve rödovans sisteminin yaygınlaşmasından sonra iş kazalarının ve ölümlerin sayısında büyük bir artış oldu. Çoğunun özel işletmelerde olduğu gözlenen ölümlü iş kazalarının nedeni ise rödovanslı sahaları işleten firmaların iş güvenliğine ilişkin gerekli koruyucu ve önleyici teknik teçhizatı sağlamaktan kaçınmasıdır. Soma’da 301, Ermenek’te 18, Amasra’da 42 ve son olarak Erzincan İliç’te 9 işçimizin öldüğü madenlerin de özel sektöre ait olduğunu anımsatalım. Çevreye verdikleri ölümcül koşulları da cabası. Babalar gibi sattılar. Fena satışa geldik.
Source: Miyase İlknur
Uzmanlar sağlıklı kişilerin estetik amaçlı bilinçsizce kullanımına karşı uyardı: Reçetesiz zayıflama iğneleri tehlike saçıyor
Bayraktar, zayıflama iğnelerinin beyindeki iştah merkezini etkilediğini belirterek “Son zamanlarda popülerlik kazanan zayıflama iğneleri temel olarak Glukagon-benzeri peptid-1 (GLP1) reseptör agonistleri adı verilen bir ilaç sınıfına aittir. GLP-1, bağırsaklarda üretilen ve özellikle yemekten sonra salgılanan ve kan şekeri kontrolünü düzenleyen bir hormondur. Birçok organı etkileyerek metabolizmayı düzenler. Zayıflama iğneleri GLP-1 hormonunu taklit ederler diyebiliriz. Zayıflama iğneleri, beynin iştah merkezi, mide, pankreas ve dolaylı olarak yağ dokusu gibi farklı organ ve sistemleri etkileyerek kilo kaybını çok yönlü destekler” ifadelerini kullandı. ELON MUSK ÖRNEĞİ Bayraktar, “Birçok kullanıcı önce-sonra fotoğrafları paylaştı ve ilacın mucizevi etkilerinden bahsetti. Bu da talebin patlamasına yol açtı. Daha somut bir örnek verecek olursam; Elon Musk’ın Ekim 2022’de GLP-1RA türü olan semaglutid kullanarak kilo verdiğini açıklaması sonrası İtalya’nın Lazio bölgesinde yapılan çalışmada semaglutid kullanımında belirgin artış gözlemlendi” dedi. “EKSİK, YANILTICI BİLGİLER” Son yıllarda sosyal medya ve ünlü etkisinin, GLP-1RA’yı yalnızca diyabet ve obezite hastaları değil, sağlıklı bireylerin de estetik amaçlı kullanmasına yol açtığına değinen Bayraktar, “Bu trendin özellikle ABD, Birleşik Krallık ve Avrupa’da TikTok ve Instagram üzerinden yayıldığı vurgulanıyor. TikTok üzerinden yapılan bir çalışmada GLP-1RA yan etkileri hakkında paylaşılan bilgilerin yüzde 70’inin eksik veya yanıltıcı olduğu bulundu” uyarısında bulundu. Bayraktar şöyle konuştu: “Artan popülerlik aynı zamanda ilaçların yanlış ve reçetesiz kullanımı gibi tehlikeleri de beraberinde getirdi. Kontrolsüz kullanım, reçetesiz satış ve merdiven altı üretim yoluyla GLP-1RA ilaçlarının kullanılması ciddi tehlikeler doğurabiliyor. Bilimsel araştırmalar bu konuda şu risklere dikkat çekiyor; GLP1RA ilaçlarıyla ilgili toplam yüzde 1.2 oranında psikiyatrik yan etki raporlanmış. Depresyon (yüzde 50), anksiyete (yüzde 38.7), intihar düşüncesi (yüzde 19.6) gibi ciddi yan etkiler özellikle kontrolsüz kullanım durumunda daha yüksek risk oluşturuyor. “SAHTE ÜRÜNLER YAYGINLAŞTI” Medya raporları ve bilimsel çalışmalar, sahte GLP-1RA ürünlerinin yaygınlaştığını ve insanların bunları sosyal medya veya uygun olmayan kaynaklardan temin ettiğini gösteriyor. Merdiven altı ürünler sıklıkla dozaj yanlışlığı içeriyor ve bu da aşırı mide bulantısı, kusma, sıvı kaybı ve akut pankreatit gibi ciddi durumlara yol açabiliyor. Bu yüzden yalnızca hekim gözetiminde, kesinlikle eczanelerden temin edilmesi gereklidir.”
Source: Damla Polat
‘Yeşil vatan’ın kahraman savaşçıları… Cansiperane alevlerle mücadele
Türkiye orman yangınlarıyla mücadeleyi sürdürüyor. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, son bir haftada ülkenin dört bir yanında toplam 624 orman yangını çıktığını açıkladı. Alevler en çok İzmir’i yaktı. Seferihisar ve Menderes ilçelerindeki yangınları atlattıktan sonra İzmir bu kez Çeşme, Ödemiş ve Buca yangınlarıyla sarsıldı. Çeşme yangını 45 saatlik mücadeleyle kontrol altına alındı, Buca’da 2’nci, Ödemiş’te 3’üncü günde alevlerle savaş sürdü. Muğla’nın Milas ilçesinde de orman yangını çıktı. Bu amansız savaşın en büyük kahramanları ise orman işçileri ve itfaiye erleri oldu. Onlara sivil toplum kuruluşları, bölge halkı ve gönüllüler de destek verdi.‘BURASI CEHENNEM OLDU HAKKINIZI HELAL EDİN’Günlerce uyumadan, ilçeden ilçeye koşup canla başla yangınları söndürmek için savaş veren kahramanlar, ‘kontrol altına alındı’ açıklamasının ardından buldukları bir köşeye yığılıp dinleniyor. Kahramanlar bu yolda zor anlar da yaşıyor, ölümden dönüyor. Acı haber ise önceki gün Ödemiş’ten geldi. Alevlerin içinde kalan orman işçisi İbrahim Demir şehit oldu, şoför Ragıp Şahin de yaralandı. Buca’da da bir arazöz metrelerce yüksekliğe ulaşan alevlerin arasında kaldı. Ekibin yaşadığı panik görüntülere de yansıdı. Alev kapanına sıkışan itfaiyecilerden birinin “Cehennem oldu burası” dediği, bir diğerinin ise “Camı kapat, hakkınızı helal edin” diye bağırdığı ve arkadaşlarını “Korkmayın” diyerek sakinleştirmeye çalıştığı duyuldu. BAKAN YUMAKLI: BİR HAFTADA 624 YANGINTarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, son bir haftanın orman yangınlarıyla mücadelede çok yoğun geçtiğini söyledi ve şu bilgileri verdi: “Bu yılın 6 ayında 1305’i ormanlık alanda, 1739’u da orman dışında olmak üzere toplam 3 bin 44 yangın çıktı. Bu yangınlarımıza Cumhuriyet tarihimizin en büyük kara ve hava filosuyla deneyimli 25 bin orman kahramanı kardeşimizle müdahil olduk. Hava araçlarımız yaz başından bu yana 16 bin 35 sorti yaptı, 52 bin ton su atıldı.ÇEŞME, BUCA, ÖDEMİŞ KONTROL ALTINDAYangınların yaklaşık 624’ü sadece son bir haftada çıktı. Son bir haftadaki 624 yangının 621 tanesini kontrol altına aldık. İzmir Çeşme’de yangın kontrol altına alınmıştır. Bugün (dün) 10 büyük orman yangınıyla mücadele ettik. İzmir Buca, Ödemiş, Bursa Yenişehir, Eskişehir Seyitgazi, Balıkesir Savaştepe, Kahramanmaraş Andırın, Çanakkale Çan’daki yangınlarda kontrol sağlandı, soğutma çalışmaları sürüyor. Muğla Milas, Manisa Saruhanlı yangınları büyük ölçüde kontrol altında. HATAY DA YANIYORHatay Dörtyol’da saat 16.19’da çıkan yangına, 2 uçak, 8 helikopter ve kara unsurlarıyla müdahale edilmiştir.”Öte yandan gece boyunca karadan müdahalenin sürdüğü Hatay Dörtyol ve Payas’ta 9 yayladaki 1870 kişi tahliye edildi.BAKAN MEMİŞOĞLU: 538 KİŞİ YARALANDISAĞLIK Bakanı Kemal Memişoğlu, bir dizi ziyaret ve incelemelerde bulunmak için gittiği Giresun’da, valiliği ziyaretin ardından yaptığı açıklamada orman yangınlarıyla ilgili şu bilgileri verdi: “Şimdiye kadar 538 kişi orman yangınlarından etkilendi, hafif yaralısından görevlisine kadar… 1’i ağır olmak üzere 3 hastamız tedavi altında. 2 vatandaşımız hayatını kaybetti. Allah’tan rahmet diliyorum.”ŞEHİT İŞÇİYE ACI VEDAYangına müdahale etmek için Konya’dan Ödemiş’e giden ve görevi başında şehit olan dozer operatörü evli ve 3 çocuk babası İbrahim Demir için dün İzmir Orman Bölge Müdürlüğü’nde tören düzenlendi. Törenin ardından Demir’in cenazesi memleketi Konya’nın Ilgın ilçesine götürüldü. İbrahim Demir, Şıhbedrettin Camisi’ndeki törenin ardından eşi Hatice, çocukları, babası Abdulkadir, annesi Ayşe Demir’in gözyaşları arasında toprağa verildi. Törene katılan Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Abdulkadir Polat, “Tarifi imkansız büyük bir üzüntü içerisindeyiz” dedi. 2 KİŞİ CAN VERMİŞTİ ÖDEMİŞ 3’ÜNCÜ GÜNÜNDEİzmir’in Ödemiş ilçesi Tosunlar Mahallesi Manastır mevkisi yakınlarındaki ormanlık alanda geçen çarşamba günü akşam saatlerinde çıkan yangın 3’üncü gününe girdi. Tosunlar Mahallesindeki evlerin tamamı, Suçıktı Mahallesi’ndeki evlerin ise bir kısmı küle döndü. Yanan bir evde yapılan kontrolde ekipler, yatalak hasta İbrahim Erkan’ın (81) cesediyle karşılaşmıştı. Önceki gün de Köseler Mahallesi civarında yangına müdahale eden ekiplerden Konya Orman Bölge Müdürlüğü dozer operatörü İbrahim Demir (39) alevlerin arasında kalarak şehit olmuş, yaralanan şoför Ragıp Şahin tedaviye alınmıştı. Kara ekiplerinin çalışması gece de sürerken dün sabah 4 uçak ve 10 helikopter ile havadan müdahale yeniden başladı. Ancak sert esen rüzgâr çalışmaları güçleştirdi. Alevlerin sıçradığı Karadoğan Mahallesi’nde de çok sayıda ev, ahır ve bahçe zarar gördü.MAHSUR KALAN AİLEYİ MEHMETÇİK KURTARDIÖdemiş’teki orman yangınında mahsur kalan aile, bulundukları yerden askeri helikopterle alındı. Milli Savunma Bakanlığı’nın sosyal medya hesabından yapılan açıklamada “İzmir’in Ödemiş ilçesi Tosunlar Köyü’nde çıkan yangında mahsur kalan 4 kişilik aile, Hava Kuvvetleri Komutanlığımız tarafından kurtarıldı. Hava Kuvvetleri personelimiz, kurtardıkları ailemizi helikopter ile güvenli bir şekilde tahliye ederek sağlık ekiplerine teslim etti” denildi. 10 KİŞİ TUTUKLANDIİÇİŞLERİ Bakanı Ali Yerlikaya, 26 Haziran- 4 Temmuz tarihleri arasında 12 ilde çıkan 65 orman yangınıyla ilgili açıklama yaptı. Yerlikaya, çoğu insan kaynaklı olan yangınlarla ilgili 44 kişinin gözaltına alındığını, 10 kişinin tutuklandığını, 6’sına adli kontrol uygulandığını, 15 şüphelinin ise işlemlerinin devam ettiğini kaydetti.EVLERİ YANANLARA 12 MİLYON 260 BİN TLAİLE ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, yaptığı yazılı açıklamada Bilecik, İzmir ve Hatay’daki orman yangınlarından etkilenen hanelerin acil ve temel ihtiyaçlarının karşılanabilmesi amacıyla toplam 12 milyon 260 bin lira kaynak aktardıklarını açıkladı.
Source: Hurriyet.com.tr
Emekli ve memur zamlarıyla birlikte değişti: 65 yaş aylığı, kıdem tazminatı, dul ve yetim aylıkları ne kadar oldu?
TÜİK”in Haziran ayı enflasyon rakamını 1.37 olarak açıklamasıyla birlikte gerçekleşen zam oranları, birçok ücret kalemi, maaş ve ödeneği değiştirdi. 2025 yılının ilk altı ayında enflasyonu doğrultusunda SSK ve Bağ-Kur”lulara yüzde 16.67 zam yapılması kesinleşti. En düşük emekli aylığı ise 16 bin 881 TL oldu. Memur ve memur emeklilerine ise yüzde 15,57 oranında zam yapılacak. Yeni zamlarla birlikte en düşük memur maaşı 43 bin 726 liradan 50 bin 503 liraya yükselirken, en düşük memur emeklisi aylığı ise 19 bin 617 liradan 22 bin 671 liraya yükseldi. 14 GÜNLÜK FARKI ALACAKLAR Memur ve memur emeklilerinin maaş ve aylıkları her ayın 15″inden itibaren hak edenlerin eline geçiyor. Temmuz ayının ilk 14 gününe ilişkin aylık farkı ödemesi önümüzdeki maaş döneminde gerçekleştirilecek. DUL VE YETİM MAAŞI Yeni zam oranlarıyla birlikte bir çok ücret kaleminde de değişiklik gerçekleşti. 2025 yılında 6 aylık enflasyon farkına göre yapılan zam ile birlikte dul ve yetim maaşları yeniden belirlendi. Aylık oranı yüzde 75 olanların 10.851 TL olan maaşı 12.540 TL oldu. Aylık oranı yüzde 50 olanlar da 7.234 TL yerine 8,360 TL maaş alacak. Aylık oranı yüzde 25 olanların ise 3.617 TL”lik maaşı 4,180 TL”ye yükseldi. KIDEM TAZMİNATI 53 BİN 510 TL Halen 46.653 TL olan kıdem tazminatı tavanı Temmuz 2025″ten itibaren 53 bin 919 lira 67 kuruşa çıktı. Damga vergisi kesintisi sonrası ise çalışanlar yıllık en fazla 53 bin 510 TL tazminat alacak. ENGELLİ MAAŞI Engel oranı yüzde 40-69 arasında olanların aylığı 3 bin 723 TL”den 4 bin 243 TL”ye, engel oranı yüzde 70 ve üzeri olanların aylığı 5 bin 585 TL”den 6 bin 363 TL”ye çıktı. 18 yaşın altında, en az yüzde 40 oranında engelli çocuğu bulunan yoksul ailelere verilen engelli yakını aylığı da 3.723 TL”den 4.303 TL”ye ulaştı. 10 bin 125 TL olan evde bakım maaşı da bin 413 TL”lik zamla 11 bin 538 TL”ye yükseldi. Altı aylık enflasyon artışıyla birlikte bedelli askerlik ücreti de 243 bin 13 TL”den 280 bin 850 TL”ye çıktı. KAZANMA GÜCÜNÜ KAYBEDENLERE YARDIM Kot taşlama işlerinde çalışırken silikozis hastalığına yakalanarak meslekte kazanma gücünü en az yüzde 15-34 arasında kaybedenlere verilen 8.045 TL”lik yardım, 9.297 TL”ye çıktı. Kazanma gücünü yüzde 35-54 arasında kaybedenlere 9.194 TL”den 10.625 TL”ye, yüzde 55 ve üzerinde kaybedenlere de verilen yardım 10.245 TL”den 11.840 TL”ye yükseldi. 65 YAŞ AYLIĞI Türkiye”de 65 yaşını doldurmuş, sosyal güvencesi bulunmayan ve maddi açıdan muhtaç durumda olan kişilere verilen yaşlılık maaşı zammı belli oldu. 65 yaş aylığını alabilmek için hane içinde kişi başına düşen aylık gelirin, asgari ücretin net tutarının üçte birinden az olması gerekiyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından hak sahiplerine ödenen 65 yaş aylığı Temmuz 2025 zammıyla birlikte yeniden hesaplandı. Yaşlılık maaşlarına her yıl ocak ve temmuz aylarında olmak üzere yılda iki kez zam uygulanıyor. 2022 yılının başında 1084 TL, 2023″te 1.997 TL ve 2024″te ise 4.181 TL olarak ödeniyordu. Temmuz 2025″te memur maaşlarına gelen zamla birlikte bu ücretlere de yüzde 15.57 oranında zam yapıldı. Bu zam oranıyla birlikte Ocak 2025″te 4 bin 664 lira olan 65 yaş aylığı Temmuz ayından itibaren 5 bin 390 liraya yükseldi. 65 yaş aylığı, üçer aylık veya aylık periyotlarla Ziraat Bankası ya da PTT aracılığıyla ödenmekte. Ödeme tarihleri, T.C. kimlik numarasının son hanesine göre belirleniyor. 65 yaş aylığı, kişinin vefat etmesi, engelli maaşı alması, 10 ay süresince maaşını çekmemesi, gelir düzeyinde yaşanan artış ve SSK kaydının bulunması halinde kesiliyor.
Source: Önder Yilmaz
Demografik alarm: Türkiye 2040’ta yaşlılar ülkesi olacak
TÜSİAD”ın yayınladığı “Yaşlılık Politikaları Araştırması: Demografik Dönüşüm ve İhtiyaçlar” başlıklı raporu, Türkiye”de sağlıklı yaşamdan, demografik yapıya kadar alarm verdiğini ortaya koydu. Sağlıklı yaşam süresi hızla azalırken, kendini mutlu hissedenlerin oranı da düştü.
Raporda, 2040 yılında Türkiye’de her altı kişiden birinin 65 yaş ve üzeri olacağı belirtiliyor. Öngörülen bu tarih dünya ortalamasına göre 10 yıl erken. Bunun yanı sıra küresel eşik 2050 olarak tahmin ediliyor. Ayrıca Türkiye”de 55-64 yaş aralığındaki nüfus azalırken, 75 yaş ve üzeri grubun yaşlı nüfus içindeki payı artacak.
MUTLULUK VE SAĞLIK ALARM VERİYOR
Raporda, yaşlı bireylerin mutluluğunda ciddi bir düşüş yaşandığı ifade edildi. 2018 yılında kendini mutlu hisseden 65 yaş üstü bireylerin oranı %61,2 iken, bu oran 2023’te %56’ya düştü. Türkiye, kişi başına düşen GSYH açısından dünya ortalamasının üzerinde yer almasına rağmen, yaşlıların mutluluk düzeyinde ortalamanın altında kalıyor. Dünya Mutluluk Raporu”na göre 60 yaş ve üzerindeki bireylerin mutluluğu açısından Türkiye 143 ülke arasında 92. sırada.
SAĞLIKLI YAŞAM SÜRESİ KISALIYOR
2000 yılında küresel ortalama yaşam süresi 66 yıl iken, 2021 itibarıyla bu rakam 71 yıla çıktı. Türkiye’de doğuşta beklenen yaşam süresi kadınlar için 76 yıl, erkekler için 70.8 yıl olarak belirtiliyor. Fakat sağlıklı yaşam süresi de açıklanan raporda azalma eğiliminde. Örneğin, 65 yaşındaki bir bireyin sağlıklı yaşayacağı süre 2016-2018 döneminde 6.6 yılken, 2020-2022 aralığında bu süre 6.3 yıla geriledi. Türkiye’de yaşlı bireylerin yaklaşık %79’u kronik hastalıklara sahip ve %32’si bu durumun günlük yaşamlarını ciddi biçimde etkilediğini belirtiyor. Ayrıca yaşlıların %27’si evde bakım talep ederken, bu hizmetten faydalanabilenlerin oranı yalnızca %2.5.
DEMOGRAFİK ALAN DARALIYOR
Etkinlikte konuşan TÜSİAD Sosyal Kalkınma Yuvarlak Masası Başkanı Yılmaz Yılmaz, Türkiye’nin demografik avantaj döneminin sona ermekte olduğuna dikkat çekti. Türkiye’nin hala genç nüfus yapısına sahip olduğunu belirten Yılmaz, bu fırsatın etkili şekilde değerlendirilebilmesi için çalışma çağındaki bireylerin niteliğinin artırılması, üretkenliğin desteklenmesi ve sosyal güvenlik sistemlerinin güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
POLİTİKA ÖNERİLERİ VE YOL HARİTASI
Rapor, yaşlı nüfusa yönelik sürdürülebilir bir gelecek inşa edebilmek adına kapsamlı öneriler sunuyor:
Politika Geliştirme: Yaşlılık politikaları bütüncül ve veri temelli bir yaklaşımla ele alınmalı; kurumlar arası iş birlikleriyle uygulamaya konulmalı.
Sağlık ve Bakım Erişimi: Koruyucu sağlık hizmetleri yaygınlaştırılmalı, yaşlıların özel ihtiyaçlarını karşılayabilecek erişilebilir sağlık ve bakım çözümleri geliştirilmeli.
Bakım Altyapısının Güçlendirilmesi: Kurumsal bakım kapasitesi artırılmalı; uzun dönemli ve evde bakım hizmetleri yaygınlaştırılmalı. Kaliteli hizmet sunumu yasal düzenlemelerle güvence altına alınmalı.
Ekonomik Güvence: Yaşlı yoksulluğu ile mücadele kapsamında emeklilik sistemi ve sosyal yardımların kapsayıcılığı artırılmalı, sürdürülebilir finansal yapılar kurulmalı.
Yaş Dostu Şehirler: Sağlıklı ve aktif yaşlanmayı teşvik edecek şehir planlamaları yapılmalı; erişilebilir konutlar, ulaşım imkânları ve sosyal alanlar yaygınlaştırılmalı.
Toplumsal Katılım ve Dayanışma: Yaşlıların toplumsal hayata katılımı desteklenmeli, kuşaklar arası dayanışmayı artıracak sosyal etkinlikler ve ortamlar sağlanmalı.
Source: Derleyen: Gülcan Aslan
Parmağını yılana kaptırdı, soğukkanlılığı herkesi şaşırttı: Bırakın bir şey olmaz
Hatay”ın Payas ilçesinde evine yılan giren vatandaşın yardım çağrısı üzerine bölgeye giden Yılancı Kemal, uzmanlıkla yılanı yakalamak istedi. Müdahale esnasında 1 metrelik yılan Başer”in parmağını ısırdı.Yılan tarafından ısırılan Başer”in o anlarda, “Bırakın bir şey olmaz, hadi bırak hadi bırak” diyerek soğukkanlı tavrını koruduğu görülürken, yılanı elinden zarar vermeden uzaklaştırdığı anlar cep telefonuyla saniye saniye kaydedildi. Kemal Başer”in sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi. Çevredekilerin yaşadığı korku dolu anlarsa dikkat çekti.İstanbul”un 3 ilçesi için uyarı üstüne uyarı: Boyu 2,5 metreyi buluyor, öldürmeyin
Source: Şule Altınel
Trafik kazası hafızasından 12 yılı sildi: Eşiyle yeniden tanıştı
Doktor Pierdante Piccioni”nin 2013 yılında geçirdiği ciddi bir trafik kazası sonrasında beyninde oluşan hasar, hayatının 12 yılını sildi. Uyandığında ise onun için takvimler 2001″i gösterirken, dünya ise çoktan 2013 yılına ilerlemişti. Pier, o günler için, “Uzun süre yaşama nedenim olmadığını düşündüm” dedi.
Kaza sonrasında eşi ve çocuklarını tanımayan Piccioni, teknolojik aletlerle şaşkınlıkla baktı ve artık hayatının bambaşka bir yöne gittiğini anlamıştı.
12 YIL ÖNCESİNE DÖNDÜ
Pierdante Piccioni, kazadan sonra bilinci yerine geldiğinde ilk gördüğü şey, hastane tavanındaki yoğun beyaz ışıktı. Altı saatlik bir komanın ardından, meslektaşlarının gözleriyle karşılaştı. Doktorlar ise uyandığında o günün tarihi sordu. Piccioni ise “25 Ekim 2001” dedi.
MESLEKTAŞI FARK ETTİ
Elinde iPad”le duran bir meslektaşı ise bu yanılgıyı ilk fark ettiren detay oldu. Çünkü o yıllarda iPad henüz icat edilmemişti. Daha büyük bir şok ise eşini gördüğünde yaşandı. 12 yıl öncesinden hatırladığı genç kadının yerinde yaş almış, kırışıklıkları belirginleşmiş biri vardı. Ardından karşısına yetişkin oğulları çıktı, ama onları tanımadı. “Siz kimsiniz? Benim çocuklarım nerede?” diye sordu.
NE ANNESİ NE AİLESİ VARDI
Kendini hala 53 yaşında sanan Piccioni, aslında 65 yaşına gelmişti. Annesi artık hayatta değildi. Bir yandan bedeninin yaşını, diğer yandan zamanın ona acımasızca neler kaybettirdiğini fark etmeye çalıştı.
HAYATINA SON VERMEYİ DÜŞÜNDÜ
Ama belki de en zorlu yüzleşme, başkalarının onun geçmişteki karakterine dair anlattıklarıydı. Yeni gerçekliğiyle baş başa kalan Pier, kendini geçmişe ait ama bugüne yabancı biri gibi hissetti. Annesi ölmüştü, çocuklarını tanımıyordu, eşiyle bağı kopmuştu.
“Uzun süre yaşama nedenim olmadığını düşündüm. Kendimi çok yalnız hissettim. İntihar aklımdan geçti. Bu benim dünyam değildi” diyor o döneme dair.
DUYGULARINI GÜNLÜĞÜNE DÖKTÜ
Duygularını, korkularını, karanlık düşüncelerini günlüğüne döktü. Ve yavaş yavaş yeni hayatına alıştığını söyleyen Pier, eşiyle yeniden tanıştı. Bu tanışma içinse şunları söyledi:
“Odadan çıkarken ona yeniden aşık olduğumu fark ettim. Evet, bu başka bir versiyondu ama yine de eşimdi.”
Geçmişin gölgelerinden sıyrılan Pier artık farklı biri. olduğunu söyledi. Pier, “Bu dönem benim için ikinci bir doğuş. Karanlıktan çıktım. Şimdi yeni hatıralar biriktiriyorum. Bununla gurur duyuyorum” dedi.
Source: Haber Merkezi