İsrail”den Gazze”de “müzakere” bahaneli yeni katliam hazırlığı
İsrail devlet televizyonu KAN, ordunun, Hamas ile yürütülen müzakerelerin tıkanması bahanesiyle yedek askerleri göreve çağırıp Gazze Şeridi”nde kara harekatını genişletme hazırlığı içinde olduğunu duyurdu.İsrail”in Gazze Şeridi”nin güneyinde, Morag Koridoru ile Refah arasında yeni bir insani bölge hazırlamaya başladığına yer verilen haberde, söz konusu bölgede İsrail ordusunun gözetiminde, Amerikan sivil şirketleri tarafından Filistinlilere insani yardım dağıtımı yapılacağı iddiasında bulunuldu.KAN”ın haberine göre, İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, geçtiğimiz cuma Gazze Şeridi”nde Filistinlilere karşı yürütülen soykırımı genişletmek için hazırlanan planlara fiili olarak onay verdi.Haberde, “Aynı şeyleri yapıp neden farklı bir sonuç beklentisi içine giriyoruz? Neden Gazze bataklığında daha fazla batıyoruz?” ifadeleriyle Tel Aviv hükümetinin Gazze”de savaşı genişletme planları eleştirildi.İsrail”in Kanal 12 televizyonu ise, “Böyle bir adımın, aşırı yorgun olan yedek askerlerin üzerindeki yükün artması ve Gazze Şeridi”nde tutulan esirlerin durumunun ve muhtemel geleceklerinin daha da kötüye gitmesiyle sonuçlanacağı” değerlendirmesinde bulundu.05.30 İsrailli Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer, 7 Ekim 2023″ten bu yana 52 binden fazla Filistinlinin ölümüne neden olan Gazze Şeridi”ne yönelik saldırıları 12 ay daha sürdüreceklerini söyledi.03.00 Hamas, İsrail ordusunun, Uluslararası Adalet Divanı”nın (UAD) duruşmalarıyla eş zamanlı olarak Gazze”de 40 kişiyi öldürerek uluslararası topluma açıkça meydan okuduğunu belirtti.00.52 İsrail basınına göre, Tel Aviv yönetimi müzakerelerin tıkanmasını bahane ederek Gazze”de uyguladığı soykırımı genişletmeye hazırlanıyor.00.32 Gazze”deki Filistin hükümeti, 65 binden fazla çocuğun şiddetli yetersiz beslenme nedeniyle tedavi altına alındığını bildirdi.00.32 İsrail ordusunun, işgal altındaki Batı Şeria”nın güneyindeki kasabalara baskın düzenleyerek 2 Filistinli kadını gözaltına aldığı, Filistinlilerin topraklarını gasbeden İsraillilerin de El Halil”deki Harem-i İbrahim Camisi”nin duvarlarına İsrail bayrağı astığı belirtildi.00.07 Irak”ın Kerkük kentinde Gazze”yle dayanışma için düzenlenen gösteride İsrail”in saldırıları kınandı. Kerkük valilik binası önünde toplanan yüzlerce kişi, ellerinde, “Dayan Gazze”, “Boykot bir görevdir”, “Normalleşmeye hayır”, “Kerkük, Gazze”yi unutmadı ve unutmayacak” yazılı pankartlar taşıdı.İsrail ordusu, Gazze Şeridi”nde 19 Ocak”ta yürürlüğe giren ateşkesin ardından 18 Mart sabahı şiddetli saldırılarına yeniden başladı.İsrail ordusunun saldırıları yeniden başlatmasından itibaren çoğunluğu yaşlı, kadın ve çocuk olmak üzere 2 bin 111 Filistinli hayatını kaybetti, 5 bin 483 kişi yaralandı.İsrail”in Gazze Şeridi”ne 7 Ekim 2023″ten bu yana düzenlediği saldırılarda yaşamını yitiren Filistinlilerin sayısı 51 bin 495″e, yaralıların sayısı da 117 bin 524″e yükseldi.
Source: Www.star.com.tr
Rüzgarlı hava: Baş ağrısı! Peki ne yapmalı?
Bazen doğa, vücut üzerinde tahmin edilenden çok daha büyük etkiler yaratabilir. Fırtınalar, baş ağrısına neden olabilir ve sinüzit gibi rahatsızlıkları tetikleyebilir. Rüzgarlı havalarda baş ağrısı neden artar, kimler daha fazla etkilenir? RÜZGARLI HAVA VE FIRTINADA BAŞ AĞRISI NEDEN OLUR? Baş ağrısının çeşitli nedenleri olabilir. En yaygın nedenler arasında stres, uyku düzensizlikleri, aşırı kafein alımı, açlık, susuzluk ve enfeksiyon yer alır. Ayrıca migren, sinüzit, diyabet ve boyun fıtığı gibi rahatsızlıklar da baş ağrısına yol açabilir. Baş ağrısının nedenleri şunlardır: – Stres ve sinir – Kas gerginliği – Göz ve vücut yorgunluğu – Kafein yoksunluğu – Uyku düzensizlikleri – Açlık ve susuzluk – Migren, sinüzit, diyabet gibi rahatsızlıklar – Aşırı alkol tüketimi – İlaç yan etkileri – Hormonal değişiklikler (adet, menapoz) ATMOSFER BASINCI DEĞİŞİKLİĞİ: GÖZLE GÖRÜLMEZ BİR TETİKLEYİCİ Fırtına öncesi ve sırasında atmosferik basınçta ani düşüşler yaşanır. Bu düşüş vücut içi basınçla dış ortam arasındaki dengeyi bozar ve çeşitli semptomlara neden olur. – Sinüslerde Basınç Artışı: Burun etrafındaki hava boşlukları basınca duyarlıdır. Basınç değişimi bu bölgelerde şişmeye ve ağrıya yol açar. – Beyin Damarlarında Genişleme: Migren hastalarında, damarların hava değişimlerine duyarlı olması nedeniyle şiddetli baş ağrıları tetiklenebilir. – İç Kulak Basıncı: Denge ve baş dönmesiyle ilgili olan iç kulak da bu değişimden etkilenir, baş ağrısına eşlik eden sersemlik görülebilir. MİGRENİ OLANLAR İÇİN RÜZGAR VE FIRTINA BİR TEHDİT Mİ? Migren, çevresel faktörlerden kolayca etkilenebilen bir nörolojik rahatsızlıktır. Rüzgarlı ve fırtınalı havalarda tetiklenmesinin başlıca nedenleri şunlardır: – Elektromanyetik Değişimler ve İyonlaşma: Fırtına öncesi havada artan pozitif iyonlar, migreni olanlarda sinirsel uyarımı artırabilir. – Ani Işık Değişimleri: Parlayan şimşekler ve değişken ışık koşulları duyarlı bireylerde migren atağını başlatabilir. – Uyku Bozuklukları: Hava değişimiyle birlikte gelen huzursuzluk ve uyku kalitesindeki düşüş migreni tetikler. – Stres ve Gerginlik: Fırtına öncesi vücutta bilinçsiz bir stres seviyesi artar, bu da migreni harekete geçirebilir. KRONİK SİNÜZİT HASTALARI NEDEN BU HAVALARDA DAHA ÇOK AĞRI ÇEKER? Sinüzit, sinüs kanallarında tıkanıklık ve iltihaplanma ile ortaya çıkar. Rüzgarlı havalarda bu durumu kötüleştiren birkaç faktör vardır: – Soğuk ve Kuru Hava: Burun mukozasının kuruması, sinüs kanallarının tıkanmasına ve basınca yol açar. – Toz ve Polen Taşınımı: Rüzgar, alerjenleri havada taşır. Bu da iltihabi süreci alevlendirerek ağrıyı artırabilir. – Sıcaklık Dalgalanmaları: Dış ortamla iç ortam arasındaki ani sıcaklık değişimleri, sinüs boşluklarında tahriş yaratabilir. KALP HASTALARI BU HAVALARDA NEDEN DİKKATLİ OLMALI? Rüzgarlı ve fırtınalı havalar yalnızca solunumu değil, kalp damar sistemini de etkiler. Özellikle kronik kalp hastaları için bu durum hayati olabilir. – Oksijen Yoğunluğu Azalır: Fırtına öncesi atmosferdeki oksijen miktarı düşebilir, bu da kalbin daha fazla çalışmasına yol açar. – Dolaşım Sistemine Yük Biner: Vücut, dengeyi sağlamak için damarları genişletip daraltır. Bu ani değişimler kalp üzerinde stres oluşturabilir. – Kan Basıncı Dalgalanmaları: Hava değişimine bağlı olarak tansiyon yükselip düşebilir. Bu da baş ağrısı, baş dönmesi ve bayılma hissiyle sonuçlanabilir. RÜZGARLI VE FIRTINALI HAVALARDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER Bu tip havalarda risk grubunda olan bireylerin yaşam kalitesini koruması için dikkat etmesi gerekenler şunlardır: 1. ORTAMINIZI KORUYUN – Kapalı ve iyi yalıtılmış ortamlarda kalmaya çalışın.- Rüzgar geçirmeyen pencereler kullanın.- Aşırı gürültüden ve ani ışık değişimlerinden uzak durun. 2. SIVI TÜKETİMİNİ ARTIRIN – Vücuttaki nem dengesini sağlamak için bol su tüketin.- Kafeinli içecekleri azaltın, çünkü dehidrasyonu artırabilir. 3. BURUN VE SİNÜSLERİ KORUYUN – Dışarı çıkarken atkı veya ince bir maske kullanarak burun yollarınızı koruyun.- Tuzlu su ile burun yıkaması yaparak sinüsleri temiz tutun. 4. İLAÇLARI HAZIRDA BULUNDURUN – Migren atağı, sinüzit ağrısı ya da tansiyon dalgalanmasına karşı doktorunuzun önerdiği ilaçları yanınızdan ayırmayın.- Gerekiyorsa hava durumuna göre doz ayarlaması için doktorunuza danışın. 5. FİZİKSEL AKTİVİTEYİ AZALTIN – Rüzgarlı havalarda açık alanda egzersiz yapmaktan kaçının.- Vücudu zorlamadan, iç mekanlarda hafif esneme hareketleri tercih edin. Görsel kaynak: istockphoto
Source: Habertürk
81 ilde sahte içki operasyonu: 137 gözaltı
İçişleri Bakanı Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, 81 ilde “Sahte Alkol İmalatçılarına” yönelik operasyonlarda 63 bin 957 litre sahte alkol ve 96 bin 992 şişe kaçak/sahte alkol ele geçirildiğini belirterek sahte alkol üretimi yaptığı tespit edilen 137 şüphelinin yakalandığını kaydetti. “ŞÜPHELİ DURUMLARI BİZE BİLDİRİN” “Toplumumuzun sağlığını ve güvenliğini tehdit eden sahte alkol üreticilerine karşı mücadelemizde halkımızın duyarlılığı ve desteği çok önemli. Şüpheli durumları bize bildirin. Biz gereğini yapalım” diyen Bakan Yerlikaya operasyonlarla ilgili şu bilgileri verdi: 94 MİLYONLUK VERGİ KAYBI ÖNÜNE GEÇİLDİ “Cumhuriyet Başsavcılıklarımız ile Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Başkanlığı koordinasyonunda; İl Emniyet Müdürlükleri KOM Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar sonucu; sahte alkol üretimi yaptığı tespit edilen şahıslara yönelik düzenlenen operasyonlarda; 12 adet yasa dışı alkolü içki imalathanesi deşifre edildi. 63 bin 150 litre etil alkol, 96 bin 992 şişe kaçak ve sahte alkollü içki, 807 litre kaçak ve sahte alkollü içki, 2 bin 106 adet alkol aroması, 66 bin 500 adet etiket, 4 bin 30 adet bandrol, 9 bin 109 adet boş şişe, 88 bin 376 adet kapak ele geçirildi. Gelir İdaresi Başkanlığı taşra birimlerinin de katıldığı operasyonda; Gelir İdaresi Başkanlığı ile yapılan ortak değerlendirme sonucu piyasa değeri yaklaşık 94 Milyon TL”lik vergi kaybının önüne geçildi.”Bakan Yerlikaya, Valileri, operasyonu koordine eden Cumhuriyet Başsavcılıklarını ve operasyonu gerçekleştiren polisler ile Gelir İdaresi Başkanlığı çalışanlarını tebrik etti.
Source: Haberler
Kanser tedavisi görüyordu: DEM Parti”den Ahmet Türk”ün sağlık durumuna ilişkin açıklama geldi
DEM Parti, İmralı heyetinde yer alan Ahmet Türk’ün sağlık durumuna ilişkin bir açıklama yayımladı. Sosyal medya üzerinden yapılan açıklamada, Ahmet Türk’ün bir süredir Ankara’da bir hastanede tedavi gördüğü belirtildi.
Parti tarafından yapılan bilgilendirmeye göre, Türk kemoterapi sürecini başarıyla tamamladı ve tedavisinin radyoterapi aşamasına geçti. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Bir süredir tedavi gören Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanımız Ahmet Türk kemoterapi sürecini başarıyla atlattı, radyo terapiye başladı. Yürütülen barış çalışmalarına en kısa sürede döneceğine yürekten inanıyor, kendisine bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz”
NE OLMUŞTU?
31 Mart yerel seçimlerinde Mardin Büyükşehir Belediye Eş Başkanı seçilen Ahmet Türk, görevden alınarak yerine kayyum atanmıştı. Yeni çözüm süreci kapsamında 27 Şubat”ta İmralı Adası”nda PKK lideri Abdullah Öcalan ile yapılan üçüncü görüşmeye katılan Türk, son olarak dün gerçekleştirilen görüşmede DEM Parti heyetinde yer almamıştı.
Konuya ilişkin DEM Parti’den yapılan açıklamada, Ahmet Türk’ün sağlık sorunları nedeniyle rutin tedavi sürecinin devam ettiği, sağlık durumunda yeni bir olumsuzluk bulunmadığı ifade edildi.
Edinilen bilgilere göre, 82 yaşındaki Ahmet Türk’e yaklaşık üç ay önce akciğer kanseri teşhisi konuldu.
Source: Haber Merkezi
Koku kaybı, kabızlık ve uykuda konuşmaya dikkat… Bunlar ilk belirtiler olabilir!
Parkinson”un erken evre belirtileri koku duyusunda azalma, kabızlık, uykuda konuşma olabiliyor”Yaşlanan nüfusla dünya genelinde Parkinsonlu hasta sayısının artacağının öngörüldüğüne işaret eden Nöroloji Uzmanı Dr. Yüksel Dede, hastalığın belirtileri ve risk faktörlerine yönelik önemli bilgiler verdi.
Parkinson”u “beyindeki dopamin üreten hücrelerin zamanla azalmasıyla ortaya çıkan, ilerleyici bir sinir sistemi hastalığı” olarak tanımlayan Uzm. Dr. Yüksel Dede, dopamin eksikliğine bağlı hareketlerde yavaşlama, titreme, kas sertliği ve denge sorunları görülebileceğini anlattı.
AİLESİNDE PARKİNSON HASTALIĞI ÖYKÜSÜ OLANLARDA HASTALIK DAHA ERKEN YAŞLARDA GÖRÜLEBİLİR
Parkinson”un yaşla birlikte artmakla birlikte sadece yaşlı kişilerde görülen bir hastalık olmadığının altını çizen Uzm. Dr. Dede, “Parkinson, genetik yatkınlığı olan kişilerde daha erken yaşta ortaya çıkabilir. Ayrıca pestisitler gibi kimyasallara uzun süre maruz kalmak da hastalığın gelişiminde rol oynayabilir. Özellikle ailesinde Parkinson öyküsü bulunan bireylerin belirtilere karşı daha dikkatli olmaları gerekir” ifadelerini kullandı.
Hastalığın görülme sıklığının cinsiyetler arasında da farklılık gösterdiğini anlatan Uzm. Dr. Dede, “Genel olarak erkeklerde kadınlara göre yüzde 1.5-2 kat daha sık görülür. Bu farkın hormonal, genetik ve çevresel faktörlerden kaynaklandığı düşünülmektedir” dedi.
ERKEN EVRE BELİRTİLERE DİKKAT
Bazı belirtilerin yıllar öncesinden başlamasına karşın erken fark edilmediğinde hastalığın uzun süre sessizce ilerleyebildiğine dikkat çeken Uzm. Dr. Dede, erken evre sinyallerine yönelik şu bilgileri verdi:
“Koku duyusunda azalma, kabızlık, depresif duygu durum, uykuda konuşma, kavga etme gibi sorunları içeren uyku bozuklukları gibi hareket sistemini doğrudan etkilemeyen bulgular hastalığın erken belirtileri olabilir. Bu bulgular katılık, yavaşlık titreme gibi bulgulardan çok daha önce başlayabilirler. Bu belirtiler zamanla ilerleyerek daha belirgin hale gelir. Fark edilmezse uzun yıllar sinsice ilerler.”
Uzm. Dr. Dede, “Bu belirtiler genellikle göz ardı ediliyor. Ancak hareketlerde yavaşlama, kas sertliği ve titreme gibi klasik semptomlar ortaya çıktığında teşhis genellikle konulmuş oluyor. Erken dönemde bir nöroloğa başvurmak, hastalığın ilerleyişini yavaşlatmak açısından çok önemli” ifadelerini kullandı.
TEDAVİDE ÖNEMLİ GELİŞMELER VAR
Son yıllarda Parkinson tedavisinde önemli gelişmeler yaşandığının altını çizen Uzm. Dr. Dede, “Daha uzun etkili ve yan etkisi azaltılmış ilaçlar, medikal tedavinin yeterli gelmediği durumlarda devreye girebilecek hareket bozukluklarını dengeleyen infüzyon pompaları ve seçilmiş hastalarda uygulanabilen derin beyin stimülasyonu (beyin pili) gibi cerrahi yöntemler bu önemli gelişmeler arasına sıralanabilir. Özellikle son dönemde birçok alana girmiş olan yapay zeka destekli uygulamalar Parkinson hastalığının takip ve tedavisini desteklemek amacıyla da kullanılmaktadır” dedi.
“BEYİN PİLİ TEDAVİSİNDE UYGUN HASTA SEÇİMİ ÖNEMLİ”
Belirtileri ilaçlarla yeterince kontrol altına alınamayan, ilaç tedavisine yanıt verse de hareketliliğinde günlük yaşamı kısıtlayacak derecede dalgalanmalar yaşayan, genç yaşta Parkinson hastalığı tanısı almış hastalar için beyin pili tedavisinin uygun bir seçenek olabileceğini anlatan Uzm. Dr. Dede, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu tedavi ile hareketle ilgili belirtilerde başarılı şekilde düzelme sağlanır, konuşma problemleri gibi bazı belirtilerde etki sınırlıdır. Bu açıdan tedaviye uygun hasta seçimi büyük önem arz etmektedir.”
“KÖK HÜCRE TEDAVİSİ UMUT VADEDİYOR”
Dr. Yüksel Dede, son yıllarda Parkinson tedavisi için de adından söz edilen kök hücre tedavisi konusunda şu bilgiyi aktardı:
“Kök hücreden elde edilen dopamin hücreleriyle yapılan klinik çalışmalar sürüyor. Henüz deneme aşamasında olan ve klinik kullanıma girmemiş bu tedaviler, gelecekte Parkinson hastalığının seyrini değiştirebilir.”
HASTALARIN YAŞAM KALİTESİNİ ARTIRABİLECEK ÖNERİLER
İlaçların düzenli kullanımı, sağlıklı beslenme alışkanlıkları ya da egzersiz yapmak gibi basit görülebilecek ama etkili önlemler ile hastaların yaşam kalitesini artırabileceğini hatırlatan Dr. Dede, konuyla ilgili şu önerilerde bulundu:
“Parkinson hastalığında ilaç uyumu çok önemlidir. Hastaların ilaçlarını hekimlerinin önerdiği şekilde düzenli kullanımı, öğünlerine dikkat etmesi gerekir. Parkinson hastalarının ilaçlardan gördükleri yararı ve de yan etkileri takip etmeleri ve hekimlerine bildirmeleri tedaviyi düzenlemek açısından çok yardımcı olacaktır. Parkinson hastalığında yaşam kalitesini olumlu yönde etkileyen önemli faktörlerden biri düzenli egzersizdir (özellikle yürüyüş, pilates ve dans).
Denge, yürüme, konuşma ve hatta yutma açısından ihtiyaç duyan hastaların fizik tedavi ile desteklenmeleri günlük hayatlarında büyük fark yaratmaktadır. Beslenme parkinson hastalığında önemli bir yer tutmaktadır. Kabızlıkla mücadele edebilmek için liften zengin beslenmek, bol su içmek ve olabildiğince hareket etmek önemlidir. Dengeli beslenme ile kilo kaybı önlenmeli, kilo alımından kaçınılmalıdır.
Parkinson hastalarını günlük hayatlarının içinde sosyal hayata katılıma davet etmek hem ruhsal hem de fiziksel sağlıklarına katkı yapacaktır. Hasta ve yakınlarının desteklenmesi, bilgilendirilmesi için dernekler ve kamu kurumları aracılığıyla eğitim ve sosyal faaliyetler düzenlenmekte, bu faaliyetlere katılımın hem hastalar hem de hasta yakınları için faydalı olacağını düşünüyorum.”
Source:
Şener Üşümezsoy tek tek açıkladı: İşte büyük deprem riski olan yerler! Bunların hepsi çöp…
Deprem Uzmanı Prof. Dr. Şener Üşümezsoy A Haber”de yayınlanan Sebep Sonuç programına katıldı. Beklenen büyük İstanbul depremiyle ilgili açıklamalar yapan Üşümezsoy, bir kez daha Adalar fayının ölü bir fay olduğunu vurguladı. İşte Üşümezsoy”un açıklamaları, “Tek risk “Kumburgaz fayı” demiştim. Ben var olan ne varsa onu söylüyorum. 99 depremi olduğu zaman fay körfezden Batı”ya yani Çınarcık”a doğru gelmedi. Fay 1912″den Gaziköy”den Doğu”ya yani Marmara Denizi”ne girmedi diyen bir ön kabul var. Bu ön kabulden varsayılan özellikle Şengör”ün mantığı, O zaman 99 ile 1912 arası gibi bir bölgede Marmara Denizi, dümdüz bir fay. “Boydan boya kırılacak. 8.1 deprem olacak” söylemini büyük kıyamet diye belirtmişti. “Marmara Denizi”nde bu son depremdi. Büyük deprem olmayacak” dedim, hemen nereden çıkarıyorsun diye sordular. Ben Istıranca Dağları”nda bütün doktoramı yaptım Trakya”da, kez Kaz Dağları. Marmara Denizi”nin yapısını çok iyi biliyordum. Sismik kesitlerin hepsi benim masalarım üzerinde evim onlarla kaplıydı, Marmara Denizi tabanını çok iyi biliyorduk. “250 YIL SONRA MARMARA YERLE BİR OLACAK” DİYOR Marmara Denizi”nde büyük anlamda bu son depremdi. Niye? 1894″te Çınarcık çukurunun güneyindeki fay kırılmış. Onlara göre 1766″dan beri deprem olmamış Marmara”da, “250 yıl sonra Marmara yerle bir olacak” diyor. “BAŞKA DEPREM TEHLİKESİ KALMADI” Murat Bardakçı, Celal”in arkadaşı, “Ya ben tarihçiyim, 1894″te yıkılan evlerin sayısı İstanbul”da 1766″ya göre 6 kat daha fazla Önce 8 diyorlardı sonra 7″ye çektiler. 250 yılda bir deprem savı olacak yanlış. 7.2 için 350 kilometre fay lazım. Doğu”ya doğru giden bir deprem yok. Araziye çıkmadan yorum yapıyorlar. Söylediklerim tahmin değil bilgi. Adalar fayında deprem göstergesi sıfır. Başka deprem tehlikesi kalmadı.” ÜŞÜMEZSOY: SİMAV, KARABURUN, TOKAT… Üşümezsoy, “Türkiye”de riskli bölgeler olarak nereye dikkat etmek lazım?” sorusunu ise şöyle yanıtladı: Çok aktif olarak Kütahya Simav, Onun dışında belki İzmir Karaburun kesiminde olabilir. Diğer taraftan Tokat”ta böyle küçük faylar var. Tokat”ta Kazova var. Oradaki fayda hareketler oluyor. Ama ana fay gibi stres yüklemiş değil. Büyük depremler iki plakanın birbirine sürtüşmesiyle oluyor.
Source: Sabah
Ünlü peynir markasında hile tespit edildi: Bakanlıktan yeni taklit ve tağşiş listesi
Tarım ve Orman Bakanlığı, taklit ve tağşiş ürünler listesine 30 yeni ürünü ekledi; marketlerde satılan ünlü bir peynir markasında yağ hilesi tespit edildi.Sağlığı tehlikeye düşüren ürünler tespit edildiYayımlanan listeye göre, sağlığı tehlikeye düşürecek unsurlar taşıyan ürünler arasında bitkisel karışımlı macunlarda ilaç etken maddelerine, sıvı yağlar ve tatlı biberlerde izin verilmeyen boya maddelerine, lahmacun harcında ve dana eti ürünlerinde ise tek tırnaklı hayvan eti kullanımına rastlandı.Sağlığı tehlikeye düşüren ürünler tespit edildiYayımlanan listeye göre, sağlığı tehlikeye düşürecek unsurlar taşıyan ürünler arasında bitkisel karışımlı macunlarda ilaç etken maddelerine, sıvı yağlar ve tatlı biberlerde izin verilmeyen boya maddelerine, lahmacun harcında ve dana eti ürünlerinde ise tek tırnaklı hayvan eti kullanımına rastlandı.Peynirde hile dikkat çektiListede, özellikle marketlerde sıkça satılan Ekiciler markasına ait tam yağlı sade eritme peynirinde yağ oranının düşük kullanılarak hile yapıldığı tespit edildi. Ayrıca peynirde, gıda sektöründe belirli sınırlar dahilinde kullanımı izne tabi olan natamisin maddesinin uygunsuz şekilde kullanıldığı belirlendi.Zeytinyağı, bal ve et ürünlerinde de uygunsuzluklar var28 Nisan 2025 tarihinde yayımlanan yeni taklit ve tağşiş listesinde birçok zeytinyağı, bal, köfte ve et ürünü de yer aldı.Ürünlerde aynı kalitede olmayan farklı maddelerin karıştırıldığı ve bu şekilde tüketiciye sunulduğu belirtildi.Tarım ve Orman Bakanlığı, gıda güvenliğinin korunması ve tüketicilerin doğru bilgilendirilmesi amacıyla denetimlerin sıkı şekilde devam edeceğini vurguladı.
Source: Dünya Gazetesi
Ahmet Türk”ün sağlık durumu nasıl? Ahmet Türk”ün sağlık durumu kritik mi?
DEM Parti, İmralı heyetinde yer alan Ahmet Türk’ün sağlık durumuna ilişkin bir açıklama yayımladı. Sosyal medya üzerinden yapılan açıklamada, Ahmet Türk’ün bir süredir Ankara’da bir hastanede tedavi gördüğü belirtildi. Peki, Ahmet Türkün sağlık durumu nasıl? Ahmet Türkün sağlık durumu kritik mi?AHMET TÜRKÜN SAĞLIK DURUMU NASIL?DEM Parti tarafından yapılan açıklamada, bir süredir tedavi gören Ahmet Türkün kemoterapi sürecini başarıyla atlattığı, radyo terapiye başladığı bildirildi.Parti tarafından yapılan açıklama sosyal medya hesaplarında paylaşıldı.Açıklamada Bir süredir tedavi gören Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanımız Ahmet Türk kemoterapi sürecini başarıyla atlattı, radyo terapiye başladı. Yürütülen barış çalışmalarına en kısa sürede döneceğine yürekten inanıyor, kendisine bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz ifadeleri kullanıldı.
Source: Haber Merkezi
Beyaz çikolata neyden yapılır?
Zengin tatlılığı ve kremsi dokusuyla pek çok kişi tarafından sevilen bir tatlıdır. Ancak, bazı bireylerin beyaz çikolata tüketiminden kaçınması gerekebilir. Öncelikle, beyaz çikolata yüksek oranda şeker ve doymuş yağ içerdiği için şeker hastalığı (diyabet) olan kişilerin dikkatli olması gerekir. Şeker hastalığı olan bireyler, kan şekeri düzeylerinin kontrolsüz bir şekilde yükselmesine neden olabileceği için beyaz çikolata tüketiminden kaçınmalıdır. BEYAZ ÇİKOLATA NEYDEN YAPILIR? Beyaz çikolata şeker, süt tozu ve vanilin gibi aromalar içerir. Bu yüzden yoğun süt ve vanilya aromasıyla daha yumuşak ve tatlı bir tada sahiptir. Rengi de buradan gelir. Kakao kitlesinin koyu rengi olmadan, beyazımsı ya da krem tonlarında kalır. Tatlı ve kremsi yapısı sayesinde beyaz çikolata, mutfakta çok çeşitli alanlarda kullanılır. Pastacılıkta sos, ganaj, mus, krema ya da kaplama olarak tercih edilir. Kurabiyelerden keklere, trüflerden cheesecake lere kadar pek çok tarifte beyaz çikolatanın yumuşak dokusu ve tatlı aroması lezzeti zenginleştirir. Ayrıca meyvelerle de harika bir uyum yakalar. Özellikle çilek, ahududu ve yaban mersini gibi hafif ekşimsi meyveler, beyaz çikolatanın tatlılığını dengeleyerek damakta harika bir kontrast yaratır. Bunun dışında kahveyle veya matcha (yeşil çay tozu) ile birlikte de servis edildiğinde oldukça keyifli bir deneyim sunar. Fakat obezite problemi yaşayanlar veya aşırı kilolu bireyler beyaz çikolata tüketiminden uzak durmalı, çünkü içeriğindeki şeker ve yağ oranı, kilo alımını destekleyebilir. Beyaz çikolata, kakao içerdiği için bazı kişilerde alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Çikolata ve kakao ürünlerine karşı alerjisi olan bireyler, beyaz çikolatadan kaçınmalıdır. Bunun dışında, laktoz intoleransı veya süt alerjisi olan kişiler de beyaz çikolata tüketmemelidir, çünkü beyaz çikolata süt yağı ve süt tozu içerir ve bu maddeler, laktoz intoleransı yaşayan bireylerde mide rahatsızlıklarına yol açabilir. BEYAZ ÇİKOLATA MALZEMELERİ NELERDİR? Beyaz çikolata, hem tatlı tariflerinde hem de atıştırmalık olarak kullanıldığında rafine bir dokunuş sağlar; yanında ise hafif ekşi meyveler, sert kahveler ya da aromalı çaylar ile birlikte çok daha lezzetli hale gelir. Beyaz çikolata yapımında kullanılan malzemeler oldukça basittir ama kaliteli sonuç için oranlar ve malzeme kalitesi çok önemlidir. İşte beyaz çikolata yapımı malzemeleri: Kakaoyağı 100 gram: Çikolatanın temel yağıdır, beyaz çikolataya kremsi doku ve parlaklık verir. Pudra şekeri 60 gram: Tatlandırıcı olarak kullanılır. Toz şeker yerine pudra şekeri tercih edilir çünkü daha pürüzsüz bir doku sağlar. Süt tozu (tam yağlı veya az yağlı) 40 gram: Beyaz çikolatanın sütlü lezzetini ve açık rengini veren ana malzemedir. Vanilin veya gerçek vanilya ekstresi 1 çay kaşığı: Lezzeti derinleştirir. Gerçek vanilya kullanırsan aroma daha zengin olur. Tuz (çok az) 1 fiske: Tatları dengelemek ve lezzeti artırmak için kullanılır. İsteğe bağlı olarak aşağıdaki malzemeleri de kullanabilirsiniz: Doğal aroma vericiler (portakal kabuğu rendesi, badem aroması vs.) Kuruyemiş parçaları (beyaz çikolataya fındık, Antep fıstığı çok yakışır) Renkli şekerlemeler veya meyve kuruları (dekoratif amaçla) Kakao katı maddesinin eksikliği, beyaz çikolatanın kakao tadından yoksun olmasına neden olur. Bu, beyaz çikolatanın daha tatlı, kremamsı ve hafif bir tada sahip olmasına yol açar. Sütlü çikolata ise kakao kitlesi, süt tozu ve şeker karışımından yapılırken, bitter çikolata yüksek oranda kakao kitlesi ve az miktarda şeker içerir. Beyaz çikolatada ise kakao kitlesi bulunmadığı için, tat açısından sütlü çikolatadan daha tatlı ve hafif bir profile sahiptir. Beyaz çikolata, özellikle tatlı sevenler için cazip bir alternatif sunar çünkü süt ve vanilya gibi bileşenlerin verdiği zengin tat, kakao içeren çikolatalardan farklı bir deneyim sunar. Ayrıca, beyaz çikolata, diğer çikolata türlerine kıyasla daha fazla yağ içerir, çünkü çoğunlukla kakao yağı temel bileşeni oluşturur. Bu da beyaz çikolatanın dokusunu oldukça kremsi ve yumuşak hale getirir. Beyaz çikolata, genellikle pasta, kek, dondurma ve çeşitli tatlılarda kullanılabilir ve tatlılara zengin bir doku ve tat katmak için tercih edilir. BEYAZ ÇİKOLATA TARİFİ Beyaz çikolata yapmak için öncelikle kaliteli malzemeler kullanmak çok önemlidir çünkü beyaz çikolata, içeriğinde kakao katı maddesi barındırmadığı için lezzetini tamamen kakao yağı, süt tozu ve şekerden alır. Ev yapımı beyaz çikolata için gerekli olan temel malzemeler şunlardır: yaklaşık 100 gram kakao yağı, 60 gram pudra şekeri ve 40 gram tam yağlı süt tozu. İsteğe bağlı olarak vanilya özütü veya ezilmiş fındık, badem gibi kuruyemişler de eklenebilir. İlk olarak kakao yağı benmari usulü eritilir; yani bir tencereye bir miktar su konularak üzerine ısıya dayanıklı bir cam kâse yerleştirilir ve kakao yağı bu cam kâsenin içinde, suya değmeyecek şekilde, yavaşça eritilir. Kakao yağı tamamen eridikten sonra içerisine elenmiş pudra şekeri ve süt tozu eklenerek sürekli karıştırılır. Pürüzsüz bir kıvam elde edilinceye dek karıştırma işlemine devam edilir. Eğer vanilya özü kullanılacaksa bu aşamada eklenmelidir. Karışım iyice homojen hale geldiğinde, hazırlanan beyaz çikolata karışımı silikon kalıplara dökülür ve oda sıcaklığında biraz soğuduktan sonra buzdolabında en az bir saat bekletilir. Çikolatalar kalıptan dikkatlice çıkarıldığında artık servise hazır hale gelir. İsteğe bağlı olarak üzerleri kuru meyveler ya da rendelenmiş hindistanceviziyle süslenebilir. Bu tarif, hem sade lezzeti hem de ev yapımı olmasının verdiği keyifle tatlı krizlerini bastırmak isteyenler için harika bir alternatiftir. Kalp hastalıkları riski taşıyan kişiler beyaz çikolata konusunda dikkatli olmalıdır. Beyaz çikolata, yüksek doymuş yağ içeriği nedeniyle kolesterol seviyelerini yükseltebilir ve bu da kalp sağlığını olumsuz etkileyebilir. Hipertansiyon (yüksek tansiyon) hastalığı olan bireylerin de beyaz çikolata tüketimini sınırlamaları gereklidir, çünkü aşırı şekerli gıdalar kan basıncını artırabilir. Küçük yaşlardaki çocuklar da beyaz çikolata tüketiminde dikkatli olmalıdır. Aşırı şeker tüketimi, çocukların sağlıklı gelişimini olumsuz etkileyebilir ve diş sağlığına zarar verebilir. Bu nedenle, ebeveynlerin çocuklarının beyaz çikolata tüketimini sınırlamaları, dengeli bir beslenme için önemlidir.
Source: Habertürk
Meşhur sosis markasının ürünleri piyasadan kaldırılıyor! “İade edin” uyarısı…
ABD merkezli süpermarket zinciri Morrisons’ta satışa sunulan “Morrisons” markalı sosisler raflardan resmen toplatılıyor.Yapılan incelemeler sonucunda söz konusunda sosisler, küçük plastik parçacıklar içermesi sebebiyle ülke genelinde geri çağrılıyor.400 gramlık ambalajlarda satılan ve son kullanma tarihi 1 Mayıs 2025 olan ürünler için tüketicilere kesinlikle tüketmeme çağrısı yapıldı.””HEMEN İADE EDİN””Marka tarafından yapılan açıklamada, söz konusu ürünleri satın alan müşterilere önemli bir uyarı iletildi: “”Lütfen bu ürünü tüketmeyin. En yakın Morrisons mağazasına götürerek tam para iadesi alın. Fiş ibrazı gerekmemektedir””Gıda Standartları Ajansı (FSA) da yaptığı resmi açıklamada, bu sosisler için “yenilmesi güvenli olmayan” ifadesini kullanarak durumun ciddiyetine dikkat çekti.
Source: Kübra Yılmaz