“Hastalık ve Durumlar Gündemi – Sağlık Haberleri ve Önemli Gelişmeler”

AFAD yetkilisi: Çocukları kömürleşmiş halde çuvala koyduk

Bolu Kartalkaya’da 36’sı çocuk 78 kişinin can verdiği Grand Kartal Otel faciasının üzerinden 35 gün geçti. TBMM’de kurulan komisyon önceki gün Afetlere Müdahale Genel Müdürü Sadi Ergin’i dinledi. Beş dakikalık bir sunum yapan Ergin, şunları anlattı:

– Saat 03.27’de 112 Acil Çağrı Merkezi’ne yangın ihbarı geliyor. Kartalkaya Jandarma Karakolu personeli 4 dakika sonra bölgeye ulaşıyor. Sağlık ekipleri 46 dakika, itfaiye 57 dakika sonra olay yerine varıyor.

OTELDE 338 KİŞİ VARDI

– Konut ya da orman yangınlarında hayati tehlike yoksa AFAD yönlendirilmiyor. İtfaiye, sağlık ekipleri ve kolluk kuvveti gidiyor. Kartalkaya’da işin büyüdüğünü düşündüklerinde, yaklaşık 10 dakika sonra AFAD’a haber verilmiş. AFAD, ihbarın ardından 55 dakika sonra bölgeye ulaşıyor. Burada bir kasıt ya da kusur yok.

– 12 katlı otelin 77 odasında konaklama vardı. 77 odada 238 misafir kalıyordu. 100 çalışanla o gün akşam itibarıyla 338 vatandaşımız otelde konaklamaktaydı.

CAMLARDA ÖLDÜLER

– AFAD’tan giden ilk ekip dört kişiydi. Bolu’da arama kurtarma personelimiz toplam 13 kişi. Yangın büyüyünce çevre illerden takviye aldık. Bölgeye 26 araç ve 105 personel sevk edildi.

– 15 kişiyi merdivenle tahliye ettik. Vatandaşlarımız daha çok camların önünde vefat etmiş. Ben bu acı olayın başındaydım. Orada ana kucağındaki çocukların kömür halini alıp, çuvala koyduk.

5 DAKİKALIK SUNUMA TEPKİ

Beş dakikalık sunum yapan Sadi Ergin’in toplam 12 sayfadan oluşan ve 3 sayfasında sadece görsellerin yer aldığı raporu hem komisyon başkanı hem de muhalefet milletvekillerinin tepkisine neden oldu. Raporun kısa olmasına tepki gösteren DEM Parti Bingöl Milletvekili Ömer Faruk Hülakü, “Fotoğrafları çıkarsaydınız bir sayfaya sığardı” diye konuştu.

UNUTMAYACAĞIZ

Önce patronları sonra arabaları kurtardılar

Grand Kartal Otel çalışanlarının ve faciadan kurtulanların ifadeleri, insanların ateş çemberinin ortasında nasıl terkedildiğini ortaya koyuyor:- Yangın başlar başlamaz 12’nci katta kalan otel sahipleri ve aileleri tahliye edildi.- Araçlar zarar görmemesi için otelden uzaklaştırıldı.- Fakat misafirler için hiçbir önlem alınmadığı gibi yangın gizlendi.- Seslere uyananlar kendi imkanlarıyla hayatlarını kurtarmaya çalıştı.- Alarm çalışmadı, yağmurlama sistemi yoktu, insanlar duman ve ateş arasında sıkıştı kaldı.- İnsanlar yanarak ölmek ile yüksekten atlayıp ölmek arasında seçim yapmak zorunda bırakıldı.- Nerede olduğu bilinmeyen yangın merdiveni halıyla kaplandığı için cayır cayır yandı.- Tedbir alınmış olsa, hatta misafirler erken uyandırılsa muhtemelen can kaybı yaşanmayacaktı.- Ancak vurdumduymazlık yüzünden tarihimizin en trajik felaketlerinden birini yaşattılar bize.

36’sı çocuk, 78 can yandı gitti.

Bilirkişi bir aydır rapor yazamadı

Yedi kişilik bilirkişi heyeti, ön bilirkişi raporunu 23 Ocak’ta Cumhuriyet Başsavcılığı’na teslim etti. Raporda Kültür ve Turizm Bakanlığı, Bolu İl Özel İdaresi, Bolu Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ‘sorumlu’ görüldü. Otel sahibi, müteahhit, sigorta ve denetim şirketi ‘kusurlu’ bulundu. Bolu Belediyesi’nin ismi geçmeyince Adalet Bakanı Tunç, rapora ‘korsan’ dedi. Bilirkişiler gördükleri baskı sonrası azledilme dilekçesi verdi. Yeni heyet bir ayda rapor yazamadı.

3 ortak hâlâ serbest

Otelin sahibi Halit Ergül tutuklandı ama eşi Emine Ergül ile diğer ortaklar Ceyda Bekiroğlu ve Elif Ergül Aras hâlâ serbest. Adalet arayan kurban yakınları, diğer ortaklar için de işlem yapılmasını istiyor ve “Kaçma ihtimalleri var” diyor.

Kimler tutuklu?

FACİA sonrası ‘taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet verme’ suçlamasıyla tutuklanan ve cezaevinde bulunan şüpheliler şunlar:

– Grand Kartal Otel: Halit Ergül (sahibi), Emir Aras (genel müdür), Ahmet Demir (genel müdür), Zeki Yılmaz (müdür), Kadir Özdemir (muhasebe müdürü), Enver Öztürk, Faysal Yaver (aşçı), Yusuf Karahanlı, Fidan Kurç, Mehmet Gündüz (mutfak personeli), Hüseyin Özer (elektrikçi).

– Bolu İl Özel İdaresi: Sırrı Köstereli (genel sekreter), Bünyamin Bal (genel sekreter yardımcısı).

– Bolu Belediyesi: Sedat Gülener (belediye başkan yardımcısı), Kenan Coşkun (itfaiye müdür vekili), İrfan Acar (itfaiyeci).

Bakan Ersoy gelmeyince komisyonu terk ettiler

Dün devam eden komisyon toplantısına Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy katılmadı. CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, “Bugün bakan buraya gelmedi. Yardımcısı geldi.

Bakan’ın gelmesini istiyoruz. Bakan burada yoksa bu bir tiyatrodur. Biz bu tiyatronun parçası olmayacağız. Bu bir skandaldır, biz komisyonu terk ediyoruz” dedi. CHP’ye destek veren İYİ Parti, DEM Parti ve Yeni Yol Grubu da komisyonu terk etti.

Komisyonda bir tartışma da astronot Gezeravcı üzerinden yaşandı. CHP’li Cavit Arı’nın “Alper Gezeravcı’yı uzaya göndermek yerine itfaiye aracı alın” demesi üzerine gerginlik çıktı. Komisyon Başkanı, Arı’ya “Ne alakası var” diye itiraz etti. AKP’li Semih Işıkver de “O zaman belediyeler de konser vermesin, itfaiye aracı alsın” diye çıkıştı.

Source: Zekeriya Albayrak


Otofaji ömrü uzatıyor

Otofajinin sözlük anlamı “kendi kendini yemek.” Durumun bilimsel açıklaması ise oldukça farklı. Otofajide hücrelerimiz kendi kendilerini değil, üretim artığı toksik atıklarını, yaşlanmış parçalarını, döküntülerini, toksinlerini yiyerek beslenmeye başlıyor. Otofaji sürecine giren hücreler içlerindeki “lizozom” isimli minik yapıların da yardımıyla “kendi atıklarını” tüketerek yaşamını sürdürmeye başlıyor.Neticede, hücre de beden de beslenme çabasının getireceği zahmetlerden, yüklerden, toksik atıklardan kurtuluyor. Daha önceki üretim atıklarını, yaşlanmış parçalarını enerji kaynağı olarak kullanıp bir tür “iç temizlik”, bir çeşit “doğal detoks” sürecine giriyor. Kısacası otofajide adeta bir “arınma”, toksinlerden kurtulup hafifleme durumu söz konusu.EK BİLGİOTOFAJİNİN MUCİDİ KİMOtofajinin faydalarını bilimsel olarak araştıran Japon biliminsanı Yoshinori Ohsumi 2016’da Nobel Tıp Ödülü’nü kazandı. Peki otofajiyi ilk keşfeden kim ya da kimler? Otofajinin geçmişi insanlık tarihi kadar eski. Oruç onu devreye sokmanın en etkili yollarından biri ve ilki. Çünkü günde 12 saati geçen, 14-16 saatlik açlık kürleri bu hedefe ulaşmak için yeterli. Eğer oruç sürelerini daha sık ve düzenli tekrarlayabilirseniz de açlıkla geçireceğiniz 14-16 saatlik periyodu yalnızca su içmekle sürdürürseniz otofajiyi tetiklemeniz mümkün olabiliyor. Muhtemelen de bu nedenle “iki öğün beslenme” metodu özellikle orta yaşlardan sonra taraftar bulmaya başladı. Özeti şudur: Eğer otofajiden faydalanmak istiyorsanız günde iki öğünle beslenmeyi deneyebilirsiniz.AKLINIZDA OLSUNEGZERSİZİ NE ZAMAN YAPMALISağlıklı biriyseniz günün her saatinde egzersiz yapabilirsiniz. Zaman seçimi size aittir. Ama yine de yatmadan 2 saat öncesi ile yemeğin hemen öncesi ve sonrasında ağır egzersiz yapmanız önerilmez. Eğer amacınız yağ kaybetmekse, egzersiz için en uygun zaman sabah saatleridir.Sabah aç karnına yapılan egzersizler metabolizmayı daha çok hızlandırır. Sabah uyandığınızda (aç karna) kanınızda şeker ve insülin değerleri ile karaciğerinizde glikojen deposu çok düşüktür. Uyanır uyanmaz bir bardak su içip küçük bir parça meyve yedikten (yarım elma, 1–2 kuru kayısı olabilir) hemen sonra, 20–30 dakika orta yoğunlukta bir egzersiz yaparsanız yağ kaybınız daha çok olacaktır.Ayrıca egzersizi ne kadar uzatırsanız, fayda o oranda artıyor. Benim önerim kilo kaybı için hızlı ve tempolu yürüyüşü seçmenizdir.Tempolu yürümek (yani dakikada 120 adımın üzerine çıkmak) aynı zamanda zindelik ve keyif de sağlar. Sabah egzersizinin etkisini artırmak istiyorsanız, egzersizden sonra yoğurt, haşlanmış yumurta beyazı, peynir gibi proteinden zengin bir kahvaltı yapmanızı da tavsiye ederim.Böyle bir kahvaltı kas kitlenizi güçlendirecek, yağ yakmanızı hızlandıracaktır.Özeti şudur: Ardıç kuşu iseniz sabah erken, baykuş iseniz geceleri bile egzersiz yapabilirsiniz, yeter ki düzenli, sürekli ve keyifli olsun…HANGİSİ ÖNEMLİBEL ÇEVRESİ Mİ KARIN ÇEVRESİ MİKilo sorununu takipte kullandığımız “beden kitle indeksi-BKİ” giderek güvenilirliğini yitirdi. Bunun en mühim nedeni BKİ’nin kas ve yağ kriterleri arasında kıyas yapmaktan bile uzak bir kavram olması.Son yıllarda “bel çevresi” ve “bel/kalça oranı” takip kriterleri olarak daha sık kullanılmaya başlandı. Bana göre bu ikili BKİ’den çok daha güvenli.Çünkü bel çevresinde biriken yağlar iç organlara yüklenen ya da onların etraflarını kuşatan kötü yağlar.Bunlar iltihabi süreçleri tetikliyor ve kilo meselesini zamanla bir damar problemi, bir bağışıklık sorunu, bir kanser tehdidi haline dönüştürüyor.Hatırlatalım: Bel çevreniz kadınsanız 90, erkekseniz 100 cm’i asla geçmesin. Bel/kalça oranınız erkekseniz 1’i, kadınsanız 0.8’in üstüne asla çıkmasın.İYİ BİLGİ 1HALSİZ VE YORGUNSANIZ… Aneminiz var mı? Demir, B12 veya folik asidiniz azalmış olabilir mi? D vitamini rezervleriniz ne durumda? Kan şekeriniz düşmüş, sizi bir “kronik hipoglisemik” yapmış mı? İnatçı bir tansiyon düşüklüğünüz var mı? Uyku sorununuz mevcut mu? Motivasyonunuz azalmış, depresif bir ruhsal moda girmiş misiniz? Kronik ve ilerleyici bir organ yetmezliğine (karaciğer, böbrek, kalp, ) yakalanma ihtimaliniz söz konusu mu? Kronik bir enfeksiyonla (tüberküloz, Malta humması, diş kökü iltihabı…) baş başa mısınız? Otoimmün bir hastalığınız (Haşimoto hastalığı, çölyak hastalığı, sedef, vitiligo, hepatit, üveit, artirit) var mı? Mitokondrileriniz hastalanıp yorgun düşmüş olabilir mi? (Mitokondriyel disfonksiyon!)İYİ BİLGİ 2VARİSİNİZ Mİ VAR Fazla kilolarınız varsa verin. Düzenli ama kısa süreli yürüyüşler yapın. Bacak kaslarınızı güçlendiren egzersizleri her gün tekrarlayın. Ayakta uzun süre hareketsiz kalmayın. Yatarken ayaklarınızın altına onları 20-25 cm yükseltecek kadar “destek yastık” koyun. Doktorunuz önermişse “varis çorabı” kullanın. Hamilelik dönemlerinde bu gibi tedbirleri daha sık ve dikkatli uygulayın.

Source: Osman Müftüoğlu


Kuruyemiş karışımı raflardan toplanıyor: İşte nedeni

Almanya”nın Federal Gıda Güvenliği ve Tüketiciyi Koruma Dairesi (BVL) bir geri çağırma duyurusunda bulundu. Artı49da yer alan habere göre, Can Besler – Crack it! Karasik Cerez-X2, Nüsse-Mix adlı kuruyemiş ürünü, “glutensiz” olarak etiketlenmiş olmasına rağmen, gluten içerebileceği için geri çağrıldı. Bu durum gluten intoleransı veya çölyak hastalığı olan kişiler için ciddi sağlık riskleri taşıyor.

Öte yandan aynı markanın daha önce geri çağrılan bir diğer ürünü olan “çekirdeksiz kuru üzüm de yüksek miktarda kükürt dioksit tespit edilmişti.

GERİ ÇAĞRILAN ÜRÜN

Ürün Adı: Can Besler – Crack it! Karasik Cerez-X2, Nüsse-Mix
Ambalaj Boyutu: 200 gram
Parti Numarası: C050324
Son Kullanma Tarihi: Mart 2026
Üretici/Dağıtıcı: Zafer Großhandel GmbH, Salzgitter
Geri Çağrılan Bölgeler: Bremen, Saksonya, Saksonya-Anhalt ve Aşağı Saksonya
Geri Çağırma Nedeni: Gluten içermesi ve “glutensiz” olarak etiketlenmesi

Aynı zamanda bu ürünü satın alan tüketicilerin, ürünü satın aldıkları mağazaya iade edebileceği ve ücretlerini geri alabileceği aktarıldı.

Source: Haber Merkezi


Usta oyuncu Naşit Özcan beyin kanaması geçirdi

Adile Naşit”in yeğeni olan usta oyuncu Naşit Özcan, geçirdiği beyin kanaması sonrası yoğun bakıma kaldırıldı.Son olarak Yargı dizisinde rol alan Naşit Özcan beyin kanaması geçirdi. Özcan”ın sağlık durumu hakkında kendi sosyal medya hesabından bir açıklama yapıldı. “DURUMU STABİL” Özcan”ın hesabından yapılan açıklamada “Sevgili dostlar Naşit 5 gün önce beyin kanaması geçirdi, şu anda Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi”nde yoğun bakımda. İki gündür entübe ama bilinci yerinde… Maalesef ziyaret yok… Naşit”in durumu stabil, uzun bir süreç olacak gibi görünüyor, o iyi olsun da önemli olan o. Her açıdan çok iyi bakılıyor” ifadelerine yer verildi.

Source: Haberler


Beyin kanaması geçiren oyuncu Naşit Özcan yoğun bakıma alındı

68 yaşındaki tiyatro sanatçısı Naşit Özcan beyin kanaması geçirdi. Özcan”ın sağlık durumu hakkında açıklama yapıldı. Özcan”ın sosyal medya hesabında “Sevgili dostlar Naşit 5 gün önce beyin kanaması geçirdi, şu anda Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi”nde yoğun bakımda. İki gündür entübe ama bilinci yerinde… Maalesef ziyaret yok…” ifadelerine yer verildi. Açıklamada “Naşit”in durumu stabil, uzun bir süreç olacak gibi görünüyor, o iyi olsun da önemli olan o. Her açıdan çok iyi bakılıyor” denildi. Adile Naşit”in kardeşi Selim Naşit Özcan”ın oğlu olan oyuncu Naşit Özcan, Yargı dizisinde Başsavcı Ertuğrul karakterine hayat vermişti. Naşit Özcan sosyal medya hesabında “İkinizi de çok özledim. Halamın kokusunu, babamın öğütlerini” notuyla paylaşım yapmıştı.

Source: Internet Haber


Sahte alkol cebinizden değil sağlığınızdan götürüyor

Sahte alkol tehlikesine mercek tutan SABAH, 10 yıldır alkol bağımlılığı ile mücadele eden ve sonunda hayatını yeniden kazanan 56 yaşındaki V.P. ile görüştü. “Bağımlı kişilerin en büyük amacı alkol içeren içeceklere kolayca erişebilmek. Bu yüzden ne içtiklerinin önemi kalmıyor, karar verme yetilerini kaybediyorlar.” diyen V.P., “Merdiven altı üretim yapan kişilerse alkole bağımlı hale gelmiş kişileri kolayca ikna edebiliyor. Başta ben de sahte alkol tükettiğimi bilmiyordum. Yaşanan ölümlerin birçoğunun nedeni de tam olarak bu. Sorgulama yetilerini kaybederek önlerine her geleni içiyorlar.” diye konuştu. ALKOL HAYATIMIN MERKEZİNDEYDİ Alkolün hayatının merkezinde yer aldığı vurgulayan V.P., “Alkol olmadan insani tepkiler veremez olmuştum. Sevinemiyordum, üzülemiyordum. Dikkatimi toplayıp çalışamaz olmuştum. Kullanmadığımda nefesim kesiliyor, elim ayağım titriyordu. Artık iş görme yetisinde azalma, geçici körlüğe kadar ulaşınca durumun ciddiyetini fark ettim. Tedavi olmam gerektiğini anladım.” Dedi. İlaç tedavisinin yanı sıra psikolojik desteğin de bu süreçte önemli bir rolü olduğunu söyleyen V.P., Adsız Alkolikler Derneği”nden destek aldığını, burada kendisiyle aynı durumda olan kişilerle bir araya gelmenin “ruhsal bir arınma” yaşattığını dedi. Bağımlılığın pençesine düşenlere mesaj veren adam, “Alkol dostunuz değil hatta en büyük düşmanınız. En güzel zamanlarınızı, paranızı, sağlığınızı, tüm hayatınızı çalıyor. Derdim var diyerek ona sığınmak yerine psikolojik destek alın, doğa yürüyüşü yapın. İçerisinde ne olduğunu bilmediğiniz hiçbir şeyi tüketmeyin. Fiyatına bakarak hayatınızı tehlikeye atmayın” dedi. BAĞIMLILIĞIN EN BÜYÜK NEDENİ: YALNIZLIK Alkol bağımlılığına neden olan en büyük nedenin “yalnızlık” olduğunu savunan Uzman Psikolog İlkay Soykal ise, bağımlılıkla mücadelede önemli açıklamalarda bulundu: “Sahte içki karaciğerde emildikten sonra doğrudan böbreklere, göze ve merkezi sinir sistemine olumsuz etki yapıyor. Kalıcı körlük, böbrek yetmezliği, uzun dönemde karaciğer yetmezliği de ortaya çıkabilir. “Düzenli ilaç kullanımı”, “psikoterapi” ve “rehabilitasyon” üçgeniyle tedavi sağlanır. Bağımlılık bir sonuçtur. İnsanı alkol almaya götüren düşünce-davranış-duygu deseni ele alınmalı. Ve bu saptanınca, yeniden alkol almaması, alkol alma isteği gelince ise ne yapacağının belli olması için psikoterapi çalışmasına girilmesi gerekir. Ana etmen insandan insana göre değişir. Ancak başlıcaları; görülme, anlaşılma isteği, yalnızlık hissiyatı, kaygıyla-stresle baş edememeyi görmekteyiz.” “CEBİZDEN DEĞİL SAĞLIĞINIZDAN YİYOR” Siber Suçlar ve Madde Bağımlılığı Uzmanı, Eski Polis İsa Altun ise, sahte alkolün insan hayatındaki tehlikesine dikkati çekti: “Sahte alkol üretiminde kullanılan maddeler insan sağlığı açısından ciddi tehlikeler oluşturuyor. Yüksek kazanç elde etmek adına insan hayatıyla oynanıyor. Metil alkol, içki üretimi için uygun değil. Ancak ucuz olması merdiven altı üretim yapanların sıklıkla tercih ettiği bir bileşen oluyor. Metil alkol ağız yoluyla alındığında mide ortamında hızlıca emiliyor ve ölüme yol açabiliyor. Özellikle içki satışı yapılan eğlence mekanları ve restoranlarda, kişilerin içtikleri içkinin sahte olup olmadığını anlamaları mümkün değil. Bu nedenle alkol satışı yapan her yerin sıkı denetime tabi olması gerekiyor. Sahte alkol yapanlara yönelik cezaların da ağır ve caydırıcı olması önem arz ediyor. Unutmayın sahte alkol cebinizden değil sağlığınızdan yiyor.

Source: Hande Erdem


Hastanede tedavisi süren Tanyeli”den haber var

Tanyeli geçen yıl sağlık sorunları nedeniyle hastaneye başvurmuş ve pankreas kanseri olduğunu öğrenmişti.

Vücudunda 5 buçuk santim büyüklüğünde kist olduğunu açıklayan oryantalin kemoterapi tedavisine vakit kaybetmeden Üsküdar”daki özel bir hastanede başlanmıştı.

Birçok operasyon geçiren Tanyeli, sosyal medya hesabından sağlık durumuyla ilgili sevdiklerini sık sık bilgilendirmeye devam ediyor.

Günlerdir hastanede olan Tanyeli”den yeni bir açıklama geldi.

“BUGÜN YARIN TABURCU OLACAĞIM”

54 yaşındaki Tanyeli, “Hepinize hayırlı geceler, beni merak edenler… Endişelenmişsiniz yorumlarınızdan bunu anlıyorum ve üstümde yük. Hastanedeyim Allah nasip ederse bugün yarın taburcu olacağım inşallah. Genelde tedavi için aldığım ilaçlar uyku yapıyor ve uyuyorum. Mesajlara cevap verebilecek durumda olmuyorum, hakkınızı helal edin. Ağrım çok ve öyle tek tek yazacak, konuşacak gücüm olmuyor. Allah”a emanet olun. Bana en güzel hediye dualarınız” ifadelerini kullandı.

Source: Haber Merkezi


Ülke genelinde o limonata markası toplatılıyor: Kanserle bağlantısı çıktı

Teksas merkezli Oak Cliff Beverage Works (OCBW), beyan edilmeyen Sarı 5 gıda katkı maddesinin varlığı nedeniyle 16.000″den fazla Beverage Base Lemonade ürününü gönüllü olarak geri çağırdığını duyurdu.

Sarı 5, tartrazin olarak da bilinir. Ve çeşitli gıda, kozmetik ve ilaç ürünlerinde kullanılan sentetik bir boya türüdür. Petrolden elde edilir ve benzidin gibi kanserojenler içerdiği ortaya çıktı. Geri çağırma, son tüketim tarihi 12 Aralık 2025 olan “İçecek Bazlı Limonata, 3 galon” ve 12 Ocak 2026 tarihli “İçecek Bazlı Limonata, 5 galon” ürünlerini kapsıyor.

ABD Gıda ve İlaç Dairesi ( FDA ), geri çağırmayı, ürünün kullanımından kaynaklanan olumsuz sağlık sonuçlarının uzak bir olasılıkla söz konusu olduğu bir sağlık tehlikesi durumu olan 2. sınıf risk seviyesi olarak sınıflandırdı.

DNA HASARINA NEDEN OLUYOR

FDA, Yellow 5″i standart seviyelerde güvenli olarak değerlendiriyor. Ancak kimyasalın, özellikle çocuklarda hiperaktivite, alerjik reaksiyonlar ve olası DNA hasarı gibi potansiyel sağlık riskleri konusunda endişelere yol açtığı belirtiliyor.

OCBW, kirlenmiş kutuların Arkansas, Kaliforniya, Colorado, Kentucky, Missouri, New Mexico, Oklahoma ve Teksas”ta satıldığını söyledi .FDA”nın internet sitesine göre, geri çağırma 31 Ocak”ta her üründen toplam 8.847 kutu için yapıldı .

Ancak OCBW geri çağırmayla ilgili resmi bir duyuru yapmadı.

ASTIM, EGZAMA, KURDEŞEN GİBİ HASTALIKLARI TETİKLİYOR

Kimyasalın, kurdeşen, egzama ve astım gibi reaksiyonları tetiklediği bilinen bir alerjen olduğu belirtiliyor. Yapılan araştırmalar, bu durumun bazı çocuklarda, özellikle dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu (DEHB) olan çocuklarda hiperaktiviteye katkıda bulunabileceğini ortaya koymaktadır.

Tahıl gevreği, soda, jelatin, meyve suyu, vitamin, diş macunu ve diğer tüketim mallarında bulunabilir. Ancak, Yellow 5 Avrupa”da yasaklanan birçok kanserle bağlantılı kimyasaldan biridir.

Source: Haber Merkezi


Rusların doğal ilacı: Öksürüğü şıp diye kesiyor, herkes deniyor

Kış aylarında soğuk havaların etkisini göstermesiyle birlikte soğuk algınlığı sıklıkla yaşanır ancak sert kış koşullarına alışkın olan Rusların soğuk algınlığıyla başa çıkma yöntemleri popüler oldu. Rusların yüzyıllardır uyguladığı doğal tedavi yöntemleri dikkat çekti.

Rusya’da soğuk algınlığına karşı sıklıkla kullanılan yöntemlerden biri ahududu reçeli ile hazırlanan sıcak çaydır. Büyükler, hasta olan çocuklarına bol miktarda ahududu reçeli karıştırılmış sıcak çay içirerek bağışıklık sistemini güçlendirmeye çalışır ve bu çay içerdiği vitaminler sayesinde doğal bir ateş düşürücü olarak kullanılır.

SARIMSAK SUYUIYLA BURUN SPREYİ HAZIRLIYORLAR

Sarımsak, Rusya’da doğal bir antibiyotik olarak kabu8l edilirken, hasta olan kişilere sarımsak boncukları takarak virüslerin etkisini azaltabileceklerine inanılır. Öte yandan sarımsak suyu ile hazırlanan burun damlaları, burun tıkanıklığını açmak ve enfeksiyonları azaltmak için kullanılıyor.

PATATES BUHARI SOLUNUM YOLLARINI AÇAR

Rusların soğuk algınlığı tedavisinde başvurdukları etkili yöntemlerden biri de patates buharıdır. Haşlanmış patateslerin sıcak buharını bir havlu ile başlarını örtüp soluyarak solunum yollarını açmayı denerler. Bu yöntem, burun tıkanıklığını hafifletmek ve boğaz tahrişini azaltmak için oldukça etkilidir.

Source: Derleyen: Özge Sivas


Sağlık Bakanı Memişoğlu: Aile hekimlerimizin yüzde 80″i dezenformasyona inanmadılar

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, İstanbul ve Ankara”da sahte alkol zehirlenmesinden yaşanan ölümlere ilişkin, “Bunu yapanın insanlıktan nasibini almadığını düşünüyorum. Bu durum, teamülen insanı katletmek” dedi.Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, bakanlık binasında sağlık konusunda haberciliğin gelişimine katkı sağlamak ve kamuoyunun doğru sağlık bilgilerine erişimini güçlendirmek amacıyla düzenlenen Sağlık Muhabirliği Eğitim Programı”na katıldı. Burada konuşan Memişoğlu, aile hekimliğinin en önemli sağlık hizmeti adımlarından bir tanesi olduğunu ifade ederek, “Mevzuat anlamında aile hekimliklerine kendi nüfuslarına ait sağlık sorumluluğunu taşıma zorunluluğunu getirdik. Bunları maaş olarak da kesmedik. Eğer kendi nüfusu bir önceki döneme göre daha az hastalanırsa, daha az ilaç ihtiyacı duyarsa ona ilave bir teşvik ödemesi yaptık. Şu anda gerçekten 1,5 milyon insanımızın kronik hastalığını aile hekimleri sayesinde teşhis ettik ve kendimizi daha hastalık ilerlemeden bunları kontrol edip, takip eder hâle getirdik” dedi. “RANDEVU BEKLEME ORANLARIMIZI YÜZDE 60 ORANINDA AZALTTIK” Sağlıklı Hayat Merkezlerini ön plana çıkarmaya çalıştıklarının altını çizen Memişoğlu, “Türkiye”de şu anda 300″e yakın Sağlıklı Hayat Merkezi var. Diyetisyeninden fizyoterapistine, diş hekiminden sosyoloğuna, çocuk gelişimcisine kadar orada bütün insanlara hizmet veriyor ve tamamen ücretsiz. Kanser taramaları; meme kanserinden rahim kanserine, bağırsak kanserine kadar hepsi ücretsiz taranabilir hâlde alt yapımızda. Ve bu esasında baktığımız zaman, bunları aynı zamanda da hastanelerimizle eşleştiriyoruz. Bugün aile hekimliğine gittiğiniz zaman gerçekten hastalıkla ilgili bir ihtiyacınız varsa ikinci ve üçüncü basamağa, kendi nüfusuna hastaneden randevu alır hâle getirmiş durumdayız. Ve bunların birbiriyle haberleşmesini de artık sağlama aşamasındayız. Şunu bilin ki öncelikli hedefimiz koruyucu hekimlik. Randevu bekleme oranlarımızı yüzde 60 oranında azaltmış durumdayız” diye konuştu. “ÇALIŞMALARIMIZDAN BİR TANESİ ÖDEME SİSTEMİYLE İLGİLİ” Özel hastanelerle ilgili mevzuat değişikliğine gidildiğini hatırlatan Bakan Memişoğlu, “Ayaktan teşhis tedavi mevzuatımızı revize ediyoruz. Sağlık meslek mensuplarının tanımlaması yaklaşık 12 yıl önce yapılmıştı. Onların da özel olarak nasıl çalışacağı için bir mevzuat çalışması yapıyoruz. Yani fizyoterapistler olsun, diyetisyenler olsun, psikologlar olsun özel olarak nasıl sağlık hizmeti vereceği konusunda da bir mevzuatsal çalışma içindeyiz. Esas en büyük çalışmalarımızdan bir tanesi inşallah ödeme sistemleriyle ilgili de hep beraber Hazine ve Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bir çalışma içinde olacağız” ifadelerini kullandı.Memişoğlu, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı. “YENİ YÖNETMELİKLE ESTETİK UYGULAMALARINA YETKİLİ OLMAYAN İNSANLARIN ÇOK DAHA İYİ KONTROL EDİLMESİNİ SAĞLATACAĞIZ” Bir gazetecinin medikal estetik uygulamalarına yönelik hazırlanan yeni yönetmelikte çalışmaların ne durumda olduğunu sorması üzerine Memişoğlu, “Hekimlerin ne yapabileceği kendi eğitim müfredatlarımızda var, aynı zamanda uzmanlık eğitimiyle ilgili de Tıpta Uzmanlık Kurulumuz var. Onlar da uzmanların eğitim müfredatlarını, ne yapabilecekleri konusunda tanımlamaları yapılıyor. Bu estetikle ilgili düzenlemede şunu yapıyoruz; bazı branşlar haricinde, sertifikalı birkaç hekim grubu haricinde bunu yapamaz haldeydiler. Nedir? Botoks gibi uygulamalar. Tabii ki ileri uygulamaları, uzmanlık gerektiren uygulamaları ilgili uzmanlık meslek mensupları yapacaktır ama basit uygulamalarla ilgili geçmişte sertifikasyon yapılarak bunun verilebildiği gibi bir çalışma içindeyiz. Tıpta Uzmanlık Kurulunda üniversitelerden, diş hekimliğinden ve bizden uzmanlar var. Bu bütün sağlıkla ilgili uzmanlık eğitimini organize eden bir kurul. Bu kurulda eğer ilgili branşa “Tamam, bunu siz uygulayabilirsiniz” denirse bunları yapabilir hâle gelecekler. Biz de sertifikasyon programlarını ilgili derneklerle, ilgili hocalarla oluşturup bunların basit olanlarını, uzmanlık gerektirmeyenleri sertifiye edip uygulanabilir hâle getireceğiz. Eğer siz az bir gruba bu inisiyatifi verirseniz merdiven altı artıyor, kontrol mekanizmaları bozuluyor. Onun için biz bunu kontrollü hâle getirip, bu yanlış uygulamaları veya buna yetkisi olmayan insanların da çok daha iyi kontrol edilmesini sağlatacağız” cevabını verdi. “SON İŞ BIRAKMA EYLEMİNE AİLE HEKİMLERİMİZİN YÜZDE 80″İ KATILMADI” Bir gazetecinin yürürlüğe giren Aile Hekimliği Performans ve Ödeme Yönetmeliği”nin ardından bazı aile hekimlerinin 14 Mart Tıp Bayramı”nda iş bırakma eylemi gerçekleştirdiğini sorması üzerine Bakan Memişoğlu, şu ifadeleri kullandı: Son iş bırakma eyleminde aile hekimlerimizin yüzde 80″i bu uygulamaya ve iş bırakmaya dahil olmadılar, dezenformasyona inanmadılar. Biz tabii ki eleştirileceğiz, tabii ki bazıları tepki duyacaktır. Biz hekimlerin tepki duymaması için uğraşıyoruz ama hekimlik mesleğini gerçekten içine sindirmiş hekimlerimize şunu mesaj olarak vermek istiyorum; biz hekimlik mesleğini gönülden yapan, bu mesleğin etik değerlerine sahip olan her hekimin çok değerli olduğunu biliyoruz, onları destekliyoruz. Özellikle şunu söylüyorum, benim için hekimlik mesleği çok değerli bir meslek grubudur. “BU DURUM, TEAMÜLEN İNSANI KATLETMEK” İstanbul ve Ankara”da sahte alkole bağlı ölümlere dair eczanelerde ilaç üretimine ilişkin belli miktar kullanılan etil alkolün denetimine ilişkin soruyu da cevaplayan Memişoğlu, “Sadece eczanelerde değil, ilaç depolarında da, üretim merkezlerinde de zaten o belli miktarlarda oluyor. Bunu yapanın insanlıktan nasibini almadığını düşünüyorum. Bir insanın hayatını tehdit edecek bir gelirin kendisine faydası nasıl olur diye insan düşünüyor. Bu durum, teamülen insanı katletmek” dedi.

Source: Abdurrahman Yazıcı


Bakan Memişoğlu: Öncelikli hedefimiz koruyucu hekimlik

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: Öncelikli hedefimiz koruyucu hekimlik. Randevu bekleme oranlarımızı yüzde 60 oranında azaltmış durumdayız. HEKİMLERİN YÜZDE 80″İ İŞ BIRAKMA EYLEMİNE KATILMADI Aile hekimliği yönetmeliği ile ilgili hekimlerin tepkisine ilişkin) Aile hekimliği çok önemsediğimiz bir meslek grubu. Son iş bırakma eyleminde aile hekimlerimizin yüzde 80″i bu uygulamaya ve iş bırakmaya dahil olmadılar, dezenformasyona inanmadılar. Biz tabii ki eleştirileceğiz, tabii ki bazıları tepki duyacaktır. Biz hekimlerin tepki duymaması için uğraşıyoruz. BİR MEVZUAT ÇALIŞMASI YAPIYORUZ (Özel sektörün hastaneleriyle ilgili mevzuat değişikliğine ilişkin) Ayaktan teşhis tedavi mevzuatımızı revize ediyoruz. Sağlık meslek mensuplarının tanımlaması yaklaşık 12 yıl önce yapılmıştı. Onların da özel olarak nasıl çalışacağı için bir mevzuat çalışması yapıyoruz. Fizyoterapistler, diyetisyenler, psikologlar özel olarak nasıl sağlık hizmeti vereceği konusunda da bir mevzuatsal çalışma içindeyiz. Esas en büyük çalışmalarımızdan bir tanesi inşallah ödeme sistemleriyle ilgili de hep beraber Hazine ve Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bir çalışma içinde olacağız. (Estetik uygulamaları bağlamında ayakta teşhis ve tedavi yönetmeliği konusuna ilişkin) Hekimlerin ne yapabileceği kendi eğitim müfredatlarımızda var, pratisyen hekimler ne yapabilir ne yapamaz. Aynı zamanda uzmanlık eğitimiyle ilgili de Tıpta Uzmanlık Kurulumuz var. Onlar da uzmanların eğitim müfredatlarını, ne yapabilecekleri konusunda tanımlamaları yapıyor. Eğer siz az bir gruba inisiyatif verirseniz merdiven altı artıyor, kontrol mekanizmaları bozuluyor. Onun için biz bunu kontrollü hale getirip bu dediğiniz yanlış uygulamaları veya buna yetkisi olmayan insanların da çok daha iyi kontrol edilmesini sağlatacağız. SAHTE ALKOL: BU TEAMÜLEN İNSANI KATLETMEK (Sahte alkol ürünlerindeki etil alkol bağlamında eczanelerin denetimi konusuna ilişkin) Sadece eczaneleri değil, ilaç depolarını da, üretim merkezlerini de; zaten belli miktarlarda oluyor. Ben bunu yapanın insanlıktan nasibini almadığını düşünüyorum. Bir insanın hayatını tehdit edecek bir gelirin kendisine faydası nasıl olur diye insan düşünüyor. Bu teamülen insanı katletmek.

Source:


SGK”ya başvurarak 5 yıl erken emekli olabilirsiniz: Çoğu kişi bu hakkı bilmiyor

Erken yaşlanma belirtileri gösteren kişiler, daha düşük primle ve daha erken yaşta emeklilik hakkı elde edebilecek. Fiziksel ve zihinsel yaşlanma belirtileri gösteren bireyler, bu uygulamadan yararlanmak için SGK”ya başvurabilecek. Başvuruları sonucunda SGK tarafından “erken yaşlanma” durumu tespit edilen kişiler, daha az primle emekli olma hakkı kazanacak.

SGK’DAN AZ PRİMLE VE ERKEN EMEKLİLİK FIRSATI

Konuyla ilgili İsa Karakaş”ın açıklamaları şöyle;

“Pek bilinmeyen bir emeklilik türünden bahsedeceğim. Eminim çoğunuz bunu daha önce duymamışsınızdır. Az primle ve erken emeklilik imkanı sunan bu uygulama, SGK tarafından belirli şartları sağlayan kişiler için sunuluyor. SGK, erken yaşlanan veya fizyolojik olarak yaşlılık belirtileri gösteren kişilere, daha az primle ve daha erken emeklilik hakkı tanıyor.

ERKEN YAŞLANMA NEDENİYLE EMEKLİ MAAŞI BAĞLANABİLİR

Günümüzün ekonomik şartları, iş stresi ve yoğun çalışma temposu birçok kişiyi erken yaşlandırabiliyor. Eğer SGK, erken yaşlandığınızı tespit ederse, daha az prim ödeyerek ve daha genç yaşta emekli olma şansı elde edebiliyorsunuz.

Özellikle emeklilikte kademe bekleyenler için bu önemli bir konu. Örneğin, geçmişte bir gün önce sigortalı olan kişiler 43 yaşında emekli olabilirken, bugün emeklilik yaşı kademeli olarak 60’a kadar çıkıyor.

Bir örnek vermek gerekirse, normal şartlarda 60 yaşında ve 7.000 prim günüyle emekli olması gereken bir kişi, eğer SGK tarafından erken yaşlanmış olarak değerlendirilirse, 7.000 gün yerine sadece 5.400 prim günü ile 5 yıl erken, yani 55 yaşında emekli olabiliyor.

Bu uygulamadan yalnızca SSK’lılar değil, aynı zamanda Bağ-Kur’lu esnaf ve sanatkârlar ile memurlar da yararlanabiliyor. Özellikle 2008’de yürürlüğe giren Sosyal Güvenlik Reformu’ndan sonra memur olarak işe başlayanlar da bu haktan faydalanabiliyor.

SGK”YA BAŞVURMAK GEREKİYOR

Erken yaşlanma nedeniyle emekli olmak isteyen kişilerin SGK’ya başvurması gerekiyor. SGK, başvuruyu değerlendirmek için kişinin fiziksel ve bilişsel durumunu inceliyor.

Özellikle şu faktörler dikkate alınıyor:

– Dikkat, algı, bellek ve kavrama gibi bilişsel işlevlerin kaybı,- Fiziksel yaşlanma belirtileri,- Psikolojik yaşlanma durumu.

Eğer SGK tarafından erken yaşlanma hali tespit edilirse, kişi daha az prim günüyle ve daha erken yaşta emeklilik hakkı kazanıyor.

Sonuç olarak erken yaşlanma nedeniyle emeklilik, çalışma hayatı boyunca yoğun stres altında kalanlar için büyük bir fırsat. Eğer siz de bu kriterleri taşıdığınızı düşünüyorsanız, SGK’ya başvurarak emeklilik şartlarınızı gözden geçirebilirsiniz. Daha az primle ve daha erken emekli olma şansını kaçırmamanızı tavsiye ederim.”

Source: Haber Merkezi