Sahte alkol komalık etti
İnegöl ilçesinde iddiaya göre dün akşam sahte alkol içen Enver A., bugün gün boyu rahatsızlık yaşadı.
Saat 18.00 sıralarında mide bulantısı ve kusma şikayeti artan Enver A., görme kaybı da yaşayınca ailesinden kendisini hastaneye götürmesini istedi.
YOĞUN BAKIMA ALINDI
Özel araçla İnegöl Devlet Hastanesi’ne getirilen ve burada bilinci kapanan Enver A., ilk müdahalenin ardından Bursa yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Burada yoğun bakıma alınan Enver A.’nın sağlık durumunun ağır olduğu öğrenildi. Polis olayla ilgili soruşturma başlattı.
Source:
Baharın gelmesiyle mevsimlik gezici tarım işçileri ve çocuklarının yolculuğu başladı: Tarlaya çocuk göçü
Türkiye’de baharın gelişiyle birlikte mevsimlik tarım göçü başladı. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’dan yola çıkan işçi aileler, çocuklarıyla birlikte Çukurova, İç Anadolu, Karadeniz ve Ege bölgelerine doğru yola çıktı. Naylon çadırlarda, elektriksiz ve susuz alanlarda yaşayan bu çocuklar, kalemden çok çapa sapı tutuyor. Adana Karataş’ta geçen hafta içinde nehir kenarında oynarken ölen 7 yaşındaki Cumali Timi ile gündeme daha ilk ayda gelen mevsimlik gezici tarım işçileri ve çocukları fındık hasadı için Karadeniz Bölgesi’nde Sakarya, Düzce, Zonguldak, Samsun, Ordu ve Giresun illerine; soğan, sebze, kimyon, şeker pancarı, meyve hasadı için Ankara, Konya, Niğde, Aksaray, Eskişehir, Amasya ve Kayseri’ye; kayısı hasadı için Malatya’ya; üzüm, zeytin, sebze ve benzeri tarımsal faaliyetler için Ege’de İzmir ve Manisa illerine gidiyor.Türkiye İstatistik Kurumu’nun bu konuda bir verisi olmadığı için çocukların sayısı bilinmiyor. TÜİK’in 2023 Çocuk İşgücü Anketi’ne göre, çalışan çocukların yüzde 30’u tarım sektöründe. Ancak sivil toplum kuruluşlarına göre tarımda çocuk işçiliği artıyor. Her yıl yaklaşık 250 bin çocuk, ailesiyle birlikte mevsimlik tarım göçüne katılıyor.Bu çocukların yüzde 80’i eğitim dışına düşüyor. Okulda değil, tarlada büyüyorlar.Hasadın başladığı ilk bölgelerden Çukurova’da bu yıl belirlenen günlük yevmiye 1000 lira. Ancak yüzde 10’u aracılara gidiyor. Kadınlar ve çocuklar daha düşük ücretlerle ya da ücretsiz çalıştırılıyor. Türkiye Mimar ve Mühendisler Odaları Birliği (TMMOB) Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez, “8 saat yazılsa da çalışma süresi çoğu zaman 12 saate çıkıyor. Kadınlar ve çocuklar dezavantajlı durumda” diyor.YASAL DÜZENLEME YAPILSIN2009 yılından beri mevsimlik tarım işçilerinin sorunlarına odaklanıp bu konuda projeler geliştiren Kalkınma Atölyesi’nin genel sekreteri Ertan Karabıyık, çocukların büyük oranda ailelerinin yoksulluğu nedeniyle çalışmak zorunda kaldıklarının altını çiziyor. Karabıyık, mevsimlik tarım işçisi çocukların yaşam koşullarının düzeltilmesi için yapılması gerekenleri şöyle anlatıyor: “Acilen mevsimlik gezici tarım işçileri için yasal düzenlemeler yapılarak iş kanunu kapsamına alınmalı ve kayıt dışılıktan kurtarılması sağlanmalıdır. Ayrıca bu ailelerin yoksulluğuna dair çalışmalar yapılmalı ve ailelerin çocuk emeğine olan bağımlılığı ortadan kaldırılmalıdır. Çocukların gezici olan ailelerinin koşullarına uygun eğitim modelleri yaratılmalıdır.”11 YILDA 402 ÇOCUK ÖLDÜTARIMSAL üretimin başlamasıyla artan mevsimlik tarım işçilerinin sayısı, beraberinde ölümlü kazaların sayısında da artışı getiriyor. Tarımsal üretimdeki ölümler yıllardır çocuk işçi cinayetlerinde ilk sırada yer alıyor. İş Sağlığı ve İşçi Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) verilerine göre 2013-2024 yıllarında en az 2 bin 58 tarım işçisi yaşamını yitirdi. Bu işçilerin 402’si ise çocuktu. 2024’te ise iş cinayetlerinde yaşamını kaybeden çocukların yüzde 31’i tarım sektöründe çalışıyordu. İSİG Genel Koordinatörü Murat Çakır, tarım işçiliğinin çocuklar için “en kötü çalışma biçimleri” arasında yer aldığına vurgu yaparak “Ücretsiz aile işçiliğinin ve küçük yaşta çalışmanın yaygın olduğu bir sektör. Aynı zamanda da 50 ve daha az işçi çalıştıran tarım işletmeleri bakımından denetlenmenin dışında bırakılan ve buralara yönelik bir yaptırım uygulanması mümkün olmayan bir sektör. Kız çocuklarının en yoğun biçimde çalıştırıldığı ve en fazla kız çocuğu iş cinayetinin yaşandığı sektör de yine tarım” diyor. Çakır, çocukların yaşadıkları sorunları şöyle sıralıyor: Güneşe maruz kalma, böcek ısırması, tarım kimyasallarına temas etme, naylon çadırda yaşama, okula gidememe, yeterli beslenememe, temiz suya ulaşamama, parazit ve bulaşıcı hastalıklara yakalanma riski.
Source: Şevval Aydoğan
3,5 milyon çocuk çalıştırılıyor
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre, 2024’te Türkiye nüfusunun yüzde 25.5’ini 0-17 yaş grubundaki çocuklar oluşturdu. Hane halkı iş gücü araştırması 2024 yılı sonuçlarına göre 2020’de yüzde 16.2 olan 15-17 yaş grubundaki çocukların iş gücüne katılma oranı yüzde 24.9’a yükseldi. Sonuçlara göre 4 çocuktan 1’i çalışıyor. 2024’te 15-17 yaş grubunda 3 milyon 894 bin çocuk bulunurken, bunların 970 bini kayıtlı işçi olarak çalışıyor. 504 bin çocuk daha mesleki eğitim merkezleri (MESEM) kapsamında çalışmaya başladı. Böylece toplamda çocuk işçi sayısı 1 milyon 474 bine ulaştı. TÜİK’in verilerine göre 2024 yılı sonu itibarıyla Türkiye nüfusu 85 milyon 664 bin 944 kişi iken bunun 21 milyon 817 bin 61’ini çocuklar oluşturdu. Çocuk nüfusunun yüzde 51.3’ü erkek çocuklardan, yüzde 48.7’si ise kız çocukları oluştu. 2024’te en yüksek çocuk nüfus oranına sahip olan il yüzde 43.8 ile Urfa olurken, yüzde 16.4 ile en düşük il Dersim oldu.
21.8 MİLYON ÇOCUK
15-17 yaş grubundaki çocukların iş gücüne katılma oranı 2020’de yüzde 16.2 iken 2024’te yüzde 24.9’a yükseldi. 4 yılda yüzde 8’lik artışla 377 bin çocuk daha işçi olarak kayıtlara eklendi. Kayıt dışı çalıştırılan çocuklar da dikkate alındığında çocuk işçi sayısının 3.5 milyona yaklaştığı belirtiliyor. 2024’te 970 bin çocuk işçinin 101 bini ise işsiz olarak kayıtlara geçti. İstatistiklere göre 2023’te 15-17 yaş grubunda çocuk ölümleri en fazla, dışsal yaralanma ve zehirlenmeler nedeniyle gerçekleşti. Bu nedenle 2023’te 13 bin 43 çocuk hayatını kaybetti. Kaç çocuğun iş cinayetinde can verdiğine ilişkin ise bir veri verilmedi.
Giyemiyor ve beslenemiyorlar
Gelir ve yaşam koşulları araştırması sonuçlarına göre 2024’te maddi yetersizlik nedeniyle çocukları yeni giysilere sahip olamayan hane halkı oranı yüzde 9.2, düzgün iki çift ayakkabı sahibi olamayan çocukların oranıysa yüzde 11.7. Maddi yetersizlikten günde en az bir kez taze sebze meyve tüketimi yapamayan hane halkı oranı yüzde 10 olurken, çocukların yüzde 32.3’ü de günde en az bir kez et, tavuk veya balık tüketemiyor. Evde ders çalışabileceği uygun bir yere sahip olmayan çocukların oranı yüzde 21.5.
Source: Haber Merkezi
Önder’in kızından duygusal paylaşım
İstanbul’da geçirdiği kalp rahatsızlığının ardından hastaneye kaldırılan TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in ameliyat sonrası tedavi süreci devam ediyor. Babası için duygusal paylaşımlarda bulunan Önder’in kızı Ceren Önder Kandemir, hastane üstünde uçan kuşların videosunu paylaşarak “Ağaçların, kuşların da vekilisin ya babam kuşlar peşimizde. Sana ‘Allı Turnam’ dinletiyorum. Gülüm gülüm, kırıldı kolum, tutmuyor elim. Uyan” dedi. Florence Nightingale Hastanesi’ne dün de ziyaretler sürdü. TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ ve AK Parti MKYK Üyesi Mahir Ünal dün hastaneye gelerek Önder’in ailesi ve DEM Partili milletvekillerine geçmiş olsun dileklerinde bulundu.
Source: Emin Mert Kirarslan
Vinçten düşen demir hayatını kararttı
Bir bankada 25 yıldır üst düzey yönetici olarak çalışan Bahar Karakurum Özkan (46), 22 Şubat 2019’da İstanbul Şişli’deki işyeriyle aynı sokakta bulunan bir kafede oturdu. Tuvalete gitmek için masasından kalkan Özkan, aynı alan içerisinde yürürken gökdelenin dış cephesindeki camların temizlendiği sırada 27’nci kattaki vinçten kopan 15 kilogram ağırlığındaki bir demir parçasının üzerine düşmesi sonucu ağır yaralandı.Acil olarak hastaneye kaldırılan Bahar Karakurum Özkan, 4 gün komada kalarak yaşam mücadelesi verdi. Aylarca hastanede kalan ve vücudunda sağlam bir kemik ve organ kalmayan Özkan, bugüne kadar 6 kez ameliyat masasına yattı. Uzun süre hastanelerde tedavi gören Özkan, evde de bakıma muhtaç halde yaşamak zorunda kaldı.‘BİR ÖZÜR BİLE DİLEMEDİLER’Ameliyatın ardından ağır bedensel ağrılar yaşayan Özkan, uzun süre yürüyemedi, yemek dahil hiçbir ihtiyacını tek başına karşılayamadı. Vücudunun görünür yerleri dahil kemiklerinde çöküntüler meydana gelen, sağ elini ve sağ kolunu kullanamayan Özkan’da yüzde 71 vücut engeli oluştu. Bahar Karakurum Özkan, savcılığa suç duyurusunda bulundu. Bahar Karakurum Özkan, savcılık şikayetinin ardından İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak yıllardır yatağa bağımlı olarak yaşamasına sebep olan sorumlular hakkında 3 milyon 750 bin lira manevi, 185 bin lira da maddi tazminat davası açtı. Kazadan sorumlu olan kişilerin müvekkilinden bir özür dilemediğini belirten Özkan’ın avukatları, dava dilekçesinde özetle şunlara yer verdi: “Müvekkilin kalp hastası olan babası, kızının bu durumuna dayanamayıp kısa bir süre sonra hayatını kaybetmiştir. Müvekkilin sağlığına kavuşması için elinden gelen her şeyi yapan eşi ise, sürekli aldığı izinler nedeniyle işini kaybetmiştir. Kaza nedeniyle sağ el ve omzunu kullanamayan müvekkil, 2 ağır ameliyat daha geçirecektir. Müvekkil, hayatının sonuna kadar tek başına yapamayacağı ve hep birilerine muhtaç olacağı bir hayata mahkûm olmuştur. Tek başına kıyafetlerini giyememekte, saçını toplayamamakta, araba ve bilgisayar kullanamamaktadır. Anne olması sebebiyle çocuğunun bakım ve ihtiyaçlarını istediği gibi yerine getiremeyen müvekkil, eski fiziki görüntüsüne kavuşamaması sebebiyle değersizlik duygusu yaşamakta, halen psikolojik tedaviler görmektedir. Son derece korkunç ve tahammül edilemez bu olay sonucunda müvekkil, hayatının sonuna kadar yaşamının her anında korku, acı ve büyük üzüntü duyacaktır. Dolayısıyla beden ve ruh sağlığı da hiçbir zaman düzelmeyecektir.” 1.5’ER YIL HAPİSLERİ İSTENDİİstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki dava devam ederken savcılık tarafından yürütülen soruşturma tamamlandı. Bilirkişi raporuna da yer verilen iddianamede, binanın yönetimini yapan gayrimenkul şirketi çalışanı Buğra T., Meltem K ve Yeşim P.’nin asli kusurlu, teknik işlerden sorumlu Medat A. ile diğer gayrimenkul şirketi çalışanı Şerife G.’nin ise tali kusurlu olduğu öne sürüldü. İddianamede, şüphelilerin ‘taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma’ suçundan 1.5’er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasında ise mahkeme eksikliklerin giderilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.
Source: Özge Eğri̇kar
Ayşe Barım”ın sağlık sorunlarına dair neler biliniyor?
Avukatı, Gezi Parkı protestolarının planlayıcılarından olma suçlamasıyla tutuklanan menajer Ayşe Barımın ağır sağlık sorunları yaşadığını söyledi.BBC Türkçeye konuşan avukat Deniz Ketenci, Barımın Cumartesi günü Silivri Cezaevinde kardeşiyle görüştüğü esnada fenalaştığını ve revire kaldırıldığını belirtti.Ketenci, yapılan ilk müdahalelerde durumu kontrol altına alınan Barımın Silivri Devlet Hastanesine sevk edilmesi kararı verildiğini anlattı. Avukat Ketenci bu karara karşılık, Barımın tam teşekküllü bir hastaneye sevk edilmesini talep ettiklerini söyledi.Deniz Ketenci talebin daha sonra kabul edildiğini bildirdi.Cezaevine gönderilmeden önce ağır kalp damar rahatsızlıkları nedeniyle Barım için kalp ameliyatı planlandığını belirten Ketenci, Belinde iki anevrizması var. Uyku apnesi, akciğerinde nodül ve tansiyon problemi var. Ayrıca diyabet hastası dedi.Cezaevi koşullarının müvekkilinin sağlık durumu için elverişli olmadığını söyleyen Ketenci, Barımın bu hafta içinde tam teşekküllü bir hastaneye sevkini beklediklerini dile getirdi.Sahip olduğu tüm rahatsızlıkları göz önünde bulundurduğumuzda stresten de uzak durması gerekiyor. En yoğun yaşadığı şey de stres diyen Ketenci, tutuksuz yargılama taleplerini de sürdürdüklerini ifade etti.GEREKLİ TEDAVİLER EKSİKSİZ SAĞLANMAKTACeza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü (CTE) tarafından yapılan yazılı açıklamada Barımın gerekli tedavilerinin eksiksiz olarak sağlandığını duyurdu.Barımın 19 Nisan akşam saatlerinde kendisini iyi hissetmediğini ve yapılan kontrollerde ve ölçülen tansiyon değerlerinde herhangi bir olumsuzluk tespit edilmemesine rağmen tedbiren hastaneye sevk edilmek istendiği ancak kendisinin yazılı beyanla bu teklifi kabul etmemesi üzerine sevk işlemi gerçekleştirilemediği aktarıldı.Ayrıca sonrasında yapılan kontrollerde ve aralıklarla ölçülen tansiyon değerlerinde de Barımın sağlık durumunda olumsuz bir gelişme gözlemlenmediği belirtildi.Açıklamada şu ifadeler yer aldı:Tutuklunun sağlık durumu, ilk kabul muayenesinden itibaren hem kurum revirinde hem de hastanelerin ilgili polikliniklerinde düzenli olarak takip edilmekte ve gerekli tedaviler eksiksiz şekilde sağlanmaktadır.Kurum hekimi değerlendirmeleri doğrultusunda yapılan hastane sevkleri planlı bir şekilde gerçekleştirilmiştir. Kamuoyunda yer alan, tutuklu Emine Ayşe Barımın hastaneye kaldırıldığı ve tedavisinin yapılmadığı yönündeki asılsız ve art niyetli haberler gerçeği yansıtmamaktadır.NE OLMUŞTU?Ayşe Barım hakkında ilk olarak, dizi sektöründe tekelleşmeye neden olduğu suçlamasıyla çalışma hürriyetinin ihlali ve şantaj iddialarına ilişkin soruşturma açıldı.TV100 yazarı Fuat Uğurun 26 Eylül 2024 kaleme aldığı bir makale ile başlayan süreçte 10 Ocakta Barım hakkında piyasada tekelleşme ve şantaj iddialarıyla ilgili soruşturma başlatıldı.13 Ocakta Barıma yurtdışına çıkış yasağı getirildi.15 Ocakta Serenay Sarıkaya tanık olarak, 21 Ocakta Deniz Işın mağdur olarak, 23 Ocakta Nedim Saban tanık olarak ifade verdi.Tekelleşme iddiaları ile ilgili soruşturma sürerken Barım 24 Ocakta gözaltına alındı.İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamada Barımın 29 Mayıs – 2 Haziran 2013 tarihleri arasında şirketi bünyesindeki sanatçıları Gezi Parkı olaylarına katılmaları için yönlendirdiği iddia edildi.Barımın evinde ve iş yerinde aramalar yapıldı.Soruşturma kapsamında sanatçılar Halit Ergenç, Dolunay Soysert, Rıza Kocaoğlu, Mehmet Günsür, Ceyda Düvenci ve Nejat İşler polis eşliğinde adliyeye götürülerek ifade verdi.Barım 27 Ocakta tutuklandı.19 Nisanda medyada Barımın rahatsızlandığına ilişkin haberler yayımlandı.AYŞE BARIM KİMDİR?Getty ImagesGezi Parkında başlayan ve ardından Türkiye geneline yayılan protestolara yüz binlerce insan katıldı1970 doğumlu Ayşe Barım, ID İletişim menajerlik şirketini 2002 yılında kurdu.Barım, şirketin internet sitesinde yayınladığı bir notta, bir süre önce şirketin günlük yönetimini ekibine bırakarak Alice müzikali gibi yaratıcı yapımcılık projelerine yoğunlaştığını söyledi.ID İletişimin temsil ettiği sanatçılar arasında Ali Atay, Aslı Enver, Bensu Soral, Bergüzar Korel, Birce Akalay, Caner Cindoruk, Ceyda Düvenci, Dolunay Soysert, Ece Sükan, Erkan Can, Ezgi Mola, Fahriye Evcen, Halit Ergenç, Hande Erçel, Hazal Kaya, Hümeyra, İpek Bilgin, Lale Mansur, Mehmet Günsür, Merve Dizdar, Nejat İşler, Okan Yalabık, Pınar Deniz, Rıza Kocaoğlu, Selma Ergeç, Serenay Sarıkaya, Sinem Kobal, Zerrin Tekindor gibi isimler var.
Source: Bbc Türkçe
AK Partili Güler, Önder”in son durumunu açıkladı: İlk günden daha iyi bir seviyede
Güler, ziyaretin ardından basın mensuplarına yaptığı açıklamada, hastanede hem DEM Parti milletvekilleri hem de aile yakınlarıyla görüştüğünü söyledi.Önder”e acil şifalar dileyen Güler, “İnşallah tez zamanda iyileşir ve Meclis”te bizim aramıza dönerler. Duamız o şekilde. Büyük bir rahatsızlık ama herkes umudunu koruyor. İlk günden daha iyi bir seviyeye gelmesini en azından memnuniyetle karşılıyoruz. Belki ilerleyen zamanda bunun çok daha farklı durumları gelişebilir ama en azından o bu büyük kriz durumu şu anda, daha iyiye doğru en azından bir gelişim seyrediyor.” ifadelerini kullandı.Güler, risk durumu ve 5 günlük bekleme süresinin önemli olduğunu belirterek, şunları kaydetti:”Dua edeceğiz, bekleyeceğiz. Tabii Sırrı Bey evladının da dediği gibi, kızının da dediği gibi dirençli bir insan. İnşallah bu badireyi de bu sıkıntıyı da atlatacaktır. Bizim duamız o yönde. Ben şundan da memnuniyet duyuyorum ki ülkenin her kesiminden birçok insanla temas ettiğimizde Sırrı Bey”e dair hem üzüntülerini ifade ediyorlar hem de dua ediyorlar. Yani taşıdığı misyon ve halkımız, toplumumuz, milletimiz nezdinde oluşturmuş olduğu güzel bir hatıra, anı var. Herkes de o şekliyle beraber Sırrı Bey”i hatırlıyor ve dua ediyor. İnşallah bizim de duamız o şekildedir. Tam sağlığına kavuşur ve tekrar Meclis”te aramızda, birlikte çalışmaya devam ederiz diye temenni ediyorum.”Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”ın süreci nasıl takip ettiğine dair soruyu Güler, “Gün içerisinde evet sürekli takip ediliyor. Dönem dönem özellikle bizim sağlık politikalarından sorumlu genel başkan yardımcımız Prof. Dr. Halit Yerebakan hocamız var. Biliyorsunuz o çok önemli bir kalp cerrahı. Onun üzerinden sürekli takip ediliyor. Biraz önce de ben Halit Yerebakan hocamız ile görüştüm. Biraz sonra tekrar kendisi de gelecek, sürekli bir irtibat halindeler. Ülkemiz, devletimiz tüm imkanlarıyla beraber biz burada gerekli her tür desteği veriyoruz, ilgileniyoruz ama tabii burada duaya da çok büyük bir ihtiyaç var.” şeklinde yanıtladı.
Source: Www.star.com.tr
Teşhis edilmeden öldüren hastalık! Doç. Dr. Kemal Karapınar akciğer kanserine ilişkin önemli bilgiler paylaştı
Akciğer kanseri, dünyada ve Türkiye’de en sık görülen kanser türlerinden biri olup, özellikle erkeklerde ölüm oranlarının yüksek olduğu bir hastalık olarak öne çıkıyor. Gizli bir şekilde ilerleyen bu hastalık, genellikle belirti vermeden gelişiyor. Bu nedenle erken teşhis büyük önem taşıyor. Medipol Acıbadem Bölge Hastanesi’nden Göğüs Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Kemal Karapınar, akciğer kanserinin risk faktörleri, erken teşhis yöntemleri ve sigara kullanımının bu hastalık üzerindeki etkileri hakkında önemli bilgiler paylaştı. ERKEN TEŞHİS İÇİN TARAMALAR HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR Akciğer kanserinin gizlice ilerleyen bir hastalık olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Kemal Karapınar, özellikle 40 yaşın üzerindeki ve uzun süre sigara içen bireylerin mutlaka bir uzmana başvurmaları gerektiğini söyledi. Erken teşhis için akciğer tomografisi çektirilmesinin önemini dile getiren Doç. Dr. Karapınar, “Türkiye’de her yıl 30 bin yeni akciğer kanseri vakası tespit ediliyor. Ne yazık ki bu hastaların yalnızca yüzde 25’i ameliyat edilebiliyor. Akciğer kanseri genellikle erken evrede fark edilmez. Bu yüzden risk faktörü taşıyan kişilerde düzenli taramalar, hayat kurtarıcı olabilir.” dedi. SİGARA VE HAVA KİRLİLİĞİ EN ÖNEMLİ RİSK FAKTÖRLERİ Sigara kullanımının akciğer kanserinin en önemli nedenlerinden biri olarak öne çıktığının altını çizen Doç. Dr. Karapınar, “Sigara, nargile ve elektronik sigara gibi tüm sigara ürünleri, akciğer kanserine yol açan etkenlerdir. Hava kirliliği, egzoz gazları ve fabrikalardan çıkan gazlar da riski artıran faktörler arasında yer alıyor.” dedi. Akciğer kanseri riskini en aza indirgemek için sigara kullanımının bırakılmasının çok önemli olduğunu belirten Doç. Dr. Karapınar, “Sigara içmemek, kanser riskini azaltmada en önemli adım” ifadelerini kullandı. ERKEN TEŞHİSLE KANSERLE MÜCADELE EDİLEBİLİR Akciğer kanserinin ilerleyen aşamalarda ağızdan kanama veya bölgesel ağrılarla kendini gösterdiğini söyleyen Doç. Dr. Karapınar, erken teşhisin hayat kurtarabileceğini vurguladı. “Akciğer kanseri genellikle belirti vermeden ilerler. Bu yüzden düzenli taramalar ve erken evrede yapılan müdahaleler çok önemlidir.” diyerek, hastaların bir göğüs hastalıkları uzmanına veya göğüs cerrahına başvurmalarını tavsiye etti.
Source: Internet Haber
“Zorlu bir süreçten geçiyoruz”
Ünlü oyuncu Berk Atan, 19 Nisan da Eskişehir de trafik kazası geçirmişti. Y.U.K. idaresindeki 34 EFH 328 plakalı minibüs, sürücünün direksiyon hakimiyeti kaybetmesi sonucu şarampole devrilmişti. Araçta yolcu olarak bulunan ve hastaneye kaldırılan oyuncu Berk Atan, sağlık durumuyla ilgili yeni bir açıklama yaptı. Berk Atan, sosyal medya hesabından şunları söyledi: Arkadaşlar, son durumu doğrudan benden duymanız için buradan paylaşmak istedim. Sağ kaburgamda şu an görülebilen 6 kırık ve kıkırdaklarda parçalanma mevcut. Bu sabah, kırık parçaların akciğere batması sonucu gelişen kanama ve akciğer sönmesine müdahale etmek amacıyla dren takıldı. Zorlu bir süreçten geçiyoruz ama her şeye rağmen çok şükür. En az bir haftalık hastane sürecimiz olacak gibi görünüyor. Dualarını, güzel dileklerini esirgemeyen, arayan, soran herkese minnettarım; bin kez Allah razı olsun. Başta Eskişehir Valisi, İl Sağlık Müdürü ve Eskişehir Şehir Hastanesi nin kıymetli sağlık çalışanlarına ilk andan itibaren gösterdikleri ilgi ve destek için yürekten teşekkür ederim. mansethaberresim#3783896
Source: Habertürk
Ölümden dönen Berk Atan “Doğrudan benden duyun” diyerek son durumunu açıkladı
Gönül Dağı” dizisinin oyuncusu Berk Atan (34) ile restoran sahibi Aybike Taşkın”ın içinde bulunduğu VIP minibüs geçen gün Eskişehir”in Mihalıççık ilçesi kırsalında şarampole yuvarlandı.
“KIRIKLAR AKCİĞERİME BATTI”
Hastanede tedaviye alınan Berk Atan kaza sonrası sağlık durumuna ilişkin sosyal medya hesabından şu açıklamayı yaptı:
“Arkadaşlar son durumu doğrudan benden duymanız için buradan paylaşmak istedim.”
“Sağ kaburgamda şu an görülebilen 6 kırık ve kıkırdaklarda parçalanma mevcut. Bu sabah, kırık parçalarının akciğere batması sonucu gelişen kanama ve ciğer sönmesine müdahale etmek amacıyla dren takıldı.”
“Zorlu bir süreçten geçiyoruz ama her şeye rağmen çok şükür. En az bir haftalık hastane sürecimiz olacak gibi görünüyor. Dualarını, güzel dileklerini esirgemeyen herkese minnettarım.”
Source: Haber Merkezi