Davut yıldızlı tek tip kıyafet! İsrail, Filistinli esirleri giymeye zorladı
Esir takasının altıncı turunda İsrail, hapishanelerden serbest bırakılan Filistinli esirlere, üzerinde Davut yıldızı olan tek tip kıyafet giydirdi.Esirler Cemiyeti konuyla ilgili yayımladığı yazılı açıklamada, Filistinli esirlere, üzerinde Davut yıldızı olan tek tip kıyafet giydirilmesinin, İsrail”in Filistinli esirlere ve ailelerine yönelik “organize terör” tehdidi kapsamına girdiği belirtildi. İsrail güçlerinin, sadece Filistinli esirlere yönelik suç işlemekle kalmadığı, ailelerine yönelik de tehdit, tutuklama ve öldürme gibi ağır suçlar işlediği kaydedilen açıklamada, esir yakınlarının evlerine baskınlar düzenlenerek sabotaj eylemleri gerçekleştirdiği ifade edildi.Açıklamada, esirlerin sağlık durumuna ilişkin “Esirlerin çoğu, sağlık sorunlarından muzdarip. Karşılaştıkları ağır ihlaller nedeniyle birçoğu hastanelere naklediliyor. Filistinliler işkencenin yanı sıra açlık ve tıbbi ihmalle karşı karşıya. Sistematik bir şekilde aşağılanıyorlar. Ölmeleri veya yaralanmaları hedeflenerek ağır darbediliyorlar.” ifadelerine yer verildi.İsrail”in, esir takasının altıncı turunda tek tip kıyafetler giydirerek serbest bıraktığı Filistinli esirler, Gazze”ye ulaştıklarında zorla giydirilen bu kıyafetleri ateşe vermişti.Esir takasının altıncı turunda Hamas”ın Gazze”deki biri ABD-İsrail, biri Rusya-İsrail çifte vatandaşı olmak üzere 3 İsrailli erkek esiri serbest bırakması karşılığında toplam 369 Filistinli esir serbest kaldı.Söz konusu Filistinli esirlerin 36″sı müebbet hapse çarptırılan, 333″ü de 7 Ekim 2023″ten sonra Gazze Şeridi”nden alıkonulan kişilerden oluşuyor.
Source: Www.star.com.tr
Salıverilen Filistinli, İsrail cezaevlerindeki işkenceden konuşma ve hareket yetisini büyük ölçüde kaybetti
Esir takasının altıncı turunda Hamas”ın Gazze”deki biri ABD-İsrail, biri Rusya-İsrail çifte vatandaşı olmak üzere 3 İsrailli erkek esiri serbest bırakması karşılığında toplam 369 Filistinli esir serbest kaldı.Söz konusu Filistinli esirlerin 36″sı müebbet hapse çarptırılan, 333″ü de 7 Ekim 2023″ten sonra Gazze Şeridi”nden alıkonulan kişilerden oluşuyor.Filistinli esirler bugün serbest bırakılmalarının ardından Gazze Şeridi”nin güneyindeki Han Yunus kentine ulaştı. Serbest bırakılan ve sağlık durumu kötüleşen Gazzeli esirler ise Uluslararası Kızılhaç Örgütü”ne ait otobüslerle Han Yunus”taki Avrupa Hastanesi”ne getirildi.Takas anlaşması çerçevesinde salıverilen 34 yaşındaki Nadir Hüseyin, sağlık durumunun ağır olması nedeniyle ambulansla getirildiği hastanede tedavi altına alındı.Hüseyin, İsrail cezaevlerinde karşı karşıya kaldığı ihlaller sonucu konuşma ve hareket yetisini büyük ölçüde kaybetti.AA muhabirinin sorduğu sorulara cevap vermekte zorlanan Hüseyin, ismini telaffuz etmekte dahi zorlanırken, yaşadığı işkenceleri diliyle anlatmaya gücü yetmiyor.Etrafındakiler, konuşmak için dudaklarını zorla oynatmaya çalışan Filistinlinin söylediklerini anlamakta zorlanıyor. Ancak Hüseyin”in baş, yüz ve vücudunun diğer bölgelerindeki derin izler ve bitap düşmüş hali, cezaevinde maruz kaldığı işkenceyi gözler önüne seriyor.Nadir Hüseyin”in gözlerinin çevresinde morluklar, uzun süre kelepçeli kaldığı anlaşılan bileklerinde ise derin yaralar oluştuğu görülüyor.Hüseyin”i yeniden sağlığına kavuşması için tedaviye alan doktorlar, Filistinlinin vücudunda bazısı yeni bazısı ise daha eski olan korkunç işkence izleri ve henüz iyileşmeyen yaraların olduğunu, aylarca tıbbi ihmale maruz kaldığını ve yetersiz beslenme nedeniyle bitkin düştüğünü ifade ediyor.
Source: Www.star.com.tr
Dr. Mehmet Bayrak’tan Koah hastalarına çağrı
Tıp dünyasında her geçen gün çok önemli gelişmelere ve yeni buluşlara tanık olmaktayız.
Uzun yıllardır tedavisi mümkün olmayan hastalıklara artık çözüm üreten tıptaki bu gelişmeler özellikle kronik hastalığı olanları mutlu ediyor.
Adana’da uzun yıllardan beri hekimlik yapan ve alanında haklı bir üne sahip olan genel cerrah Doktor Mehmet Bayrak geçtiğimiz günlerde ziyaretimize geldi.
Doktor Bayrak’ı uzun zamandan beri tanırım. Hastalarını seven, onların derdine derman olmak için olağanüstü gayret gösteren, hasta takibini çok iyi yapan ve ne zaman giderseniz gidin sizinle çok yakından ilgilenen bir tıp adamıdır Dr. Mehmet Bayrak.
Güncel konuların dışında tıp dünyasındaki gelişmeleri de konuştuk sohbetimizde. Ülkemizdeki sağlık sistemini bütün boyutları ile masaya yatırdık. Artılarını ve eksilerini konuştuk. Güzel bir sohbet oldu.
Elbette uygun bir zamanda sohbetimizdeki konu başlıklarını açarak okurlarıma aktarmak istiyorum.
Bugün sizlere Dr. Mehmet Bayrak’ın anlattığı bir konuyu aktarmak istiyorum.
Ülkemizde çok sayıda koah ve bronşit hastası var. Ve bunların içerisinden safra kesesi ile sorunu olanların da sayısı az değil. Ancak bu hastalar genel anestezi altında ameliyat olmaları gerektiği için çoğu ameliyat olmaya yanaşmıyor.
Doktor Bayrak, koah ve bronşit hastası olan ve safra kesesi ameliyatı yaptırmak isteyen herkesi korkmadan bıçak altına yatabileceklerini duyurdu,
Bu konuda Doktor Bayrak’ın söylediklerini aynen aktarıyorum.
“Bu tür hastalarda genel anestezi riskli olduğu için spina anestezi dediğimiz yöntem uyguluyoruz. Belden yapılan iğne ile sadece o bölge uyuşturuluyor, hasta kendi nefesini alıp verdiği için akciğere yük binmiyor. Hasta böylece kaygı duymuyor, zorlanmıyor. Safra kesesinde ödem oluyor, çamur oluyor. Ortalama 20 dakikada ameliyatı tamamlıyoruz. Türkiye’nin her yerinden hasta bize ulaşıyor. Bugüne kadar 650’ye yakın hastayı yeniden sağlığınakavuşturdum. Genel cerrah arkadaşların hepsi bu ameliyatı yapabilir ancak ben bugüne kadar 6 binden fazla ameliyat yaptım. Bu alanda haklı bir yere sahibim. Zetan hastalarımız bunu biliyor, takip ediyor. Bu tür ameliyatlarda el becerisi, tecrübe, deneyim önemli. Genel anestezi de 14-15 mm basınç uygulanırken biz spina anestezide 8 mm basınç uygulayarak ameliyatı gerçekleştiriyoruz. Böylece operasyon sonrasında hastada omuz ağrısı filan gibi ağrılar oluşmuyor. Bir de bu ameliyatlarda süre çok önemli. Çünkü yaptığınız iğnenin belirli bir süresi var. O sürede işlemi tamamlamak zorundasınız. Ben edindiğim tercübe ve deneyimlerle koah ve bronşit hastalarının safra kesesi ameliyatlarını bu yöntemle çok rahat biçimde yapıyorum” Doktor Mehmet Bayrak’ın anlattıklarını dinleyince safra kesesi sıkıntısı olan koah ve bronşit hastalarının artık rahat bir nefes alabileceğini hissettim.
Doktor Bayrak, Türkiye’nin her yerinden kendisine @Assoc.PROF DR MEHMET BAYRAK adlı instagram adresinden veya internet üzerinden ulaşabileceğini de belirtti.
Source: Mehmet Serbes
Köpekbalığını sevmek isterken hayatı karardı: İki elinden de oldu
Karayipler”de bulunan Turks ve Caicos Adaları”nda tatil yapan 55 yaşındaki Kanada vatandaşı bir kadının fotoğraf aşkı kabusa döndü… Köpekbalığıyla fotoğraf çektirmek isteyen kadının her iki eli de ısırıldı. The Telegraph”ın haberine göre Thompson Cove Plajı”nın sığ sularında birkaç metre ilerleyen kadın, köpekbalığı tarafından saldırıya uğrayarak ağır yaralandı.
Kadının bir elinin bilekten, diğerinin ise ön kolunun yarısından itibaren kesildiği bildirildi. Olayın ardından kıyıya çıkarılan kadın, tedavi için en yakın hastaneye götürüldü ve şu anda ülkesi Kanada”da tedavi görüyor.
Öte yandan yetkililer, “Köpekbalığının yaklaşık 1.8 metre uzunluğunda olduğunu tahmin ediyoruz ancak henüz türü doğrulanmadı. Yapılan araştırmalara göre turist sığ sulardan hayvanla etkileşime geçerek fotoğraf çekmeye çalıştı” şeklinde açıklama yaptı.
Saldırıyı gerçekleştiren köpekbalığının boğa köpekbalığı olabileceği öne sürülse de henüz resmi bir teyit bulunmuyor. Görgü tanıklarına göre saldırıdan yaklaşık 40 dakika önce tehlikeli yırtıcının bölgede dolaştığı gözlemlendi.
Source: Sonuç Sürmeli
Ünlü isimlerle gündeme geldi, mağdur sayısı artıyor: Aquafilling dolgu çılgınlığı! ‘Vücuttan tamamen temizlemek oldukça zor, çünkü…’
Estetik uygulamalarda yaşanan gelişmeler, dolgu malzemelerinin popülaritesini artırdı. Ancak, bu durumun getirdiği sağlık sorunları, kullanıcıların yaşamını olumsuz etkileyebiliyor. Estetik uygulamalarda yaşanan gelişmeler, dolgu malzemelerinin popülaritesini artırdı. Ancak, bu durumun getirdiği sağlık sorunları, kullanıcıların yaşamını olumsuz etkileyebiliyor. Son günlerde halk arasında ‘Aquafilling’ olarak bilinen ‘poliakrilamid dolguların’ neden olduğu komplikasyonlar, birçok insanın hayatında derin izler bıraktı. Özellikle kalça ve göğüs büyütmek için enjekte edilen madde ‘vücutta yer değiştirince’ onlarca kişi mağdur oldu. Bu durumu yaşayanlardan biri de internet fenomeni Danla Bilic oldu.‘KALÇAMDAKİ DOLGU KABURGAMA ÇIKTI’Kullanılan dolgunun vücudunda enfeksiyona neden olduğunu söyleyen Bilic, yaşadığı sıkıntıları ‘İbrahim Selim ile Bu Gece’ adlı YouTube programında anlattı:“Aquafilling diye bir uygulama bu; vücuda sıkılan dolgu. Dudağına yaptırılanın vücuda yapılan hali. Çok kötü. Vücudum enfekte oldu. Beni hastaneye yatırdılar. Vücutta o dolgular toplandı. Temizleme ameliyatları oldum; hâlâ bitmiş bir süreç değil. Muhtemelen bir kez daha ameliyat olacağım. Deneyimlerime göre söylüyorum; hiçbir insanın kendine Aquafilling denen uygulamayı yaptırmaması gerekiyor. Kaburgama çıktı dolgu, öyle iğrenç bir şey.” ‘ETKİNİN ANINDA GÖRÜLMESİ NEDENİYLE TERCİH EDİLİYOR AMA…’Aquafilling uygulamasının su kristallerinin teknolojik işlemlerden geçirilerek jel haline getirilmiş hali olduğunu söyleyen Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Can İlker Demir, “Dolgu olarak vücudun farklı bölgelerinde kullanılıyor. Kalça ve göğüs en sık kullanım alanı olarak söylenebilir. Genel anestezi ihtiyacı olmaması, etkinin anında görülmesi nedeniyle tercih ediliyor. Yine yüz bölgesinde, vücudun çökük olan bölgelerinin düzeltilmesinde de kullanılıyor. İşlem ameliyatsız kalça ve göğüs büyütme olarak piyasada oldukça popüler hale geldi” ifadelerini kullandı. ‘DOLGUYU VÜCUTTAN TAMAMEN TEMİZLEMEK OLDUKÇA ZOR’Bu uygulamanın potansiyel yan etkilerinin asla göz ardı edilmemesi gerektiğine de dikkat çeken Doç. Dr. Can İlker Demir, “Bu riskler, uygulanan dolguya bağlı olabildiği gibi, uygulama tekniğine bağlı olarak da görülebilir. Uygulama esnasında gerekli sterilite şartlarına uyulmaması, yanlış uygulama, fazla uygulama veya yanlış yere uygulama sonrasında oluşan doku reaksiyonları ile enfeksiyona ve vücutta şekil bozukluklarına neden olabilir. Gelişebilecek enfeksiyon sonrası tekrarlayan ameliyatlarla vücuttan temizlenmesi gerekebilir” dedi. Doç. Dr. Demir, şöyle devam etti:“Bir diğer konu ise ülkemizde maalesef orijinallerinden ayırt edilemeyecek düzeyde sahte ürünlerin de var olması. İçeriği tam bilinmeyen bu ürünlerin kullanılması durumunda risk artıyor. Enfeksiyon, abse gibi durumların ortaya çıkması halinde tekrarlayan ameliyatlarla vücuttan temizlenmesi gerekir; fakat bu her zaman mümkün olamayabiliyor. Çünkü bu dolguyu vücuttan tamamen temizlemek oldukça zor. Bunun bir nedeni, dolgunun yerçekiminin etkisiyle vücutta yer değiştirmesi.”BU İŞLEM YASAKLANDI MI?Aquafilling dolgunun 2022’de yasaklanmasına rağmen halen kullanıldığına dikkat çekiliyor. Gerçekten de yasaklandı mı? Bu soruma “İşlemi yalnızca plastik cerrah, dermotolog ve sağlık bakanlığı tarafından onaylanmış sertifika sahibi medikal estetik doktorları uygulayabiliyor” cevabını veren Doç. Dr. Can İlker Demir, şu önemli bilgileri paylaştı:– Ancak günümüzde merdiven altı olarak tabir edilen, ruhsatsız ve işlem yetkisi olmayan kişiler tarafından yapılan uygulamalar, potansiyel riskleri artırıyor. Sağlık Bakanlığı, estetik amaçlı kullanılan ürünlerin takibini sıkı bir şekilde yapıyor. Fakat hastaların, işlem yaptıracakları yerin ruhsat, diploma ve yeterlik belgelerini sorgulamaları gerekir. — Örneğin, estetik işlem yaptırdıktan sonra çeşitli şikâyetlerle başvuran hastalarda gözlemlediğim bir husus, hastanın işlem yapan kişiyi ve uygulanan ürünü bilmediği. Bu, ciddi bir problem. Çünkü ilk başta uygulanan işlemlerin bilinmesi, tedavide uygulanacak yöntemi belirlemede oldukça önemli. Bu nedenle estetik işlem yaptıracak kişilerin bu konuda daha dikkatli davranmalarını tavsiye ederim. ‘GÖĞSE YAPILAN BİR DOLGU KOLTUK ALTINA İLERLEYEBİLİYOR VEYA KALÇAYA YAPILAN BİR İŞLEMDE DOLGU BACAKLARA İLERLEYEBİLİYOR’Peki, söz konusu maddenin vücuttan temizlenmesi için nasıl bir işlem uygulanıyor? “Aquafilling işlemi sonrası enfeksiyon gelişmesi ciddi bir tehlike. Enfeksiyonun ilerlemesi, tüm sistemi etkileyerek ciddi tehlikelere neden olabilir. Bu dolgunun vücuttan temizlenmesi için ameliyat gerekir. Ameliyatta dolgunun uygulandığı yere çeşitli kesiler yapılır” diyen Doç. Dr. Can İlker Demir, şöyle devam etti:– Dolgunun yer değiştirmesi nedeniyle tek seansta temizlemek mümkün olamayabiliyor. Bunun anlamı, birden çok ameliyat gerektiğidir. Çünkü çok küçük miktarda dahi dolgu kalırsa, ilerleyen dönemlerde tekrar enfeksiyon ortaya çıkabiliyor. Bu durumda yine çeşitli ilaç tedavileri ve gerekirse cerrahi müdahale gerekebiliyor. Dolgunun yer değiştirmesi sonrası uygulanan yerin dışında farklı bölgelerde de soruna neden olabiliyor.– Örneğin, göğse yapılan bir dolgu koltuk altına ilerleyebiliyor veya kalçaya yapılan bir işlemde dolgu bacaklara ilerleyebiliyor. Bir diğer durum, cilt altına uygulanan dolgunun kas içine ilerleyerek kas bütünlüğünü bozabilmesi. Yani dolgunun nasıl bir seyir izleyeceğini kestirmek mümkün değil. Her ne kadar temizlemeden önce çeşitli görüntüleme yöntemleri kullansak da dolgunun vücuttan tamamen temizlenmesi her zaman mümkün değil.Fotoğraflar: iStock
Source: İsmail Sari
Papa tedavi altında: Pazar duasını yapamayacak
Vatikan, bronşit geçirdiği için önceki gün hastaneye kaldırılan Katoliklerin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Franciscus”un tedavisinin sürdüğünü ve iyileşme sürecini kolaylaştırmak için bugünkü geleneksel pazar duasını yapamayacağını duyurdu.
Bronşit tedavisi için dün hastaneye yatırılan 88 yaşındaki Papa”nın sağlık durumuna ilişkin Vatikan”dan yazılı açıklama yapıldı. Açıklamada, “Papa Franciscus, bütün gece dinlendi. Ateşlenme belirtisi göstermedi. Gün içinde yapılan kontroller, solunum yolları enfeksiyonunun devam ettiğini doğruladı. Bugün yapılan tetkiklerinde, bazı değerlerde iyileşme görülüyor” denildi.
Vatikan”ın açıklamasında, doktorların iyileşme sürecini kolaylaştırmak için Papa”ya tam istirahat önerdiği ve bu nedenle Papa’nın bugünkü duasını yönetemeyeceği kaydedildi. Papa”nın rahatsızlığı nedeniyle kendisine ulaşan destek mesajlarına karşı minnettarlığını ifade ettiği ve inananlardan kendisi için dua etmelerini istediği de belirtildi.
Source:
7 saatten az uyuyanların vücudu bakın neye dönüşüyor!
Uyku insan yaşamı için önemli ihtiyaçlardan biri. Peki, siz günde kaç saat uyuyarak bu ihtiyacınızı gideriyorsunuz? Uzmanlar özellikle 7 saatten az uyanlarda ortaya çıkan rahatsızlıkları açıkladı. Bunlar arasında, stres, şişkinlik, egzama, sedef hastalığı yer alıyor. Sadece bunlarla da sınırlı değil.
Uzmanlar, düzensiz uykunun ve yeterince alınmayan uykunun bedelini ilerde verebileceğimizi söylüyor. Yapay zeka kullanılarak, uyku eksikliğinin fiziksel etkileri ortaya çıkarıldı.
UYKU SAATİ HASTALIKLARIN DA HABERİCİ
Uyku eksikliğinin sadece yorgunluğu değil aynı zamanda vücudu da etkiliyor. Uyku düzeni bozulduğunda kan akışı azalır, cilt soluk görünür ve canlılığını kaybeder. Bunun yanı sıra uyku eksikliği stres hormonunu olan kortizol seviyesini de yükseltir. Böylelikle, iltihaplı bir cilt, egzama ve sedef rahatsızlıkları olanlar iyice kötüleşir. Tahriş, kızarıklık ve kaşıntıya neden olur.
Araştırma, 2 bin 175 yetişkin üzerinde yapıldı. Kişilerin fiziksel sağlıkları hakkında verdikleri yanıtlar yapay zekaya aktarıldı. Ve gecede yedi saatin üstünde ve altında uyumanın etkileri araştırıldı. Görüntülerden, uyku eksikliğinin vücutta ilk belirtisinin cilt hastalığı olduğu ortaya çıktı.
NEDEN GÜNDE 7 SAATTEN FAZLA UYUMALIYIZ?
Gece yeterince uyumayanların yüzde 15″inin tırnaklarında kırılmalar olduğu ve yüzde 24″ünün ise hasarlı bir cilde sahip olduğu ortaya çıktı. Diğer semptomlar ise yüzde 16″sı egzama yüzde 7″si sedef hastalığı ve yüzde 10″u ise donuk cilt tonu. Ayrıca uykusuzluk kilo alma riskine artırıyor.
Araştırmada, yeterince uyumayan kişilerin yüzde 26″sı aşırı kilolu, yüzde 32″si şişkinlik sorunu yaşıyor. Uzmanlar dikkat edilmeyen uyku ihtiyacının giderilmesi için günde 7 ila 9 saat uyunması gerektiğini belirtiyor. Yeni doğan bebeklerse günde 8 ila 16 saat uyumalıdır.
Source: Haber Merkezi
Bahar”dan acı haber! 16 günlük yaşam mücadelesini kaybetti
Kaza, 29 Ocak”ta saat 14.50 sıralarında Gazipaşa İlçesi Pazarcı Mahallesi Hacı Musa Sokak”ta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Bakılar Mahallesi istikametinden gelip, Hacı Musa Sokak üzerinde seyir halinde olan Kübra K. idaresindeki 33 DT 764 plakalı otomobil, aynı yönde seyir halinde olan Hüseyin E. G. idaresindeki 16 EIM 70 plakalı motosiklet ile Bahar Balcı”nın kullandığı 07 BTN 490 plakalı motosiklete çarptı. Kazada, devrilen motosikletten asfalt yola düşen Bahar Balcı (17) ağır yaralanırken, otomobil sürücüsü ve diğer motosiklet sürücüsü kazayı yara almadan atlattı. Kazayı görenlerin 112 Acil Çağrı Merkezi”ne haber vermesi üzerine, olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan Bahar Balcı, sağlık ekipleri tarafından ambulansla Gazipaşa Devlet Hastanesi”ne kaldırıldı. 16 GÜNLÜK YAŞAM SAVAŞINI KAYBETTİ17 yaşındaki gen kız, Gazipaşa”da yapılan kontrollerin ardından ileri tetkik ve tedavisi için Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) Eğitim ve Araştırma Hastanesi”ne sevk edildi. Burada yoğun bakıma alınan 17 yaşındaki Bahar Balcı, doktorları yaptığı tüm müdahaleye rağmen 16 gündür verdiği yaşam mücadelesini kaybetti. Genç yaşta kaza kurbanı olan Bahar Balcı, yarın öğle namazından sonra Yenigüney Mahallesi”nde toprağa verilecek.
Source: Www.star.com.tr
Bingöl’deki deprem korkuttu: Üç fay zonunun kesiştiği yerde bulunuyor! ‘160 kilometre uzunluğa sahip, hatta…’
Bingöl ve çevresi, çok sayıda önemli fay zonu içermesi nedeniyle, deprem bilimi ve yapısal jeoloji açısından dünyanın en ilgi çekici alanlarından birisi. Örneğin Ege Bölgesi, Antik İyon Medeniyeti çalışan bir arkeolog için bilimsel açıdan ne kadar zengin bir bölge ise Bingöl ve çevresi de yapısal jeologlar için o kadar zengin bir bölge.Çünkü Bingöl üç fay zonunun kesiştiği yerde bulunuyor. Bu da şehri deprem açısından oldukça önemli bir yere koyuyor. Zaten Bingöl ve çevresi geçmişte büyük depremlerin yaşandığı bir alan, yakın zamanda 5.7 ve 5.6 büyüklüğünde depremlerle sarsıldı.Şimdi de AFAD’ın verilerine göre; saat 02.24’te, Bingöl”ün Yedisu ilçesinde 4,8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Deprem, yerin 12.79 km altında gerçekleşti.Alıntı MetniBingöl, son yıllarda jeoloji mühendislerinin sıklıkla dikkat çektiği bir şehir. Hatta bu ayın başında 6 Şubat’ta, Kahmaranmaraş depremleriyle ilgili yaptığım haberde uzmanlar, şehirde deprem beklediklerini söylemişti. Jeoloji Mühendisleri Odası Deprem Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Süleyman Pampal, Anadolu Fay Zonu’nun Doğu Anadolu Fay Zonu ile kesiştiği Karlıova’dan Erzincan’a kadar olan ‘Yedisu Fayı’nın oldukça diri bir yapıda olduğunu ifade etmişti. Uzun zamandır Bingöl ve çevresindeki faylarda çalışmaları olan Bingöl Üniversitesi Enerji, Çevre ve Doğal Afet Araştırmaları Merkezi Müdürü Dr. Kenan Akbayram ise şu önemli bilgilerin altını çizmişti:FAYIN TAMAMEN KIRILMASI HALİNDE KAÇ BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM OLABİLİR?– Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun bazı kesimlerinde uzun yıllardır depremler olmadı ama bu bölgelerde yerkabuğunun hareketli olması nedeniyle depremlerin olması gerekiyor. Bunların en önemlilerinden bir tanesi Yedisu Fayı veya Yedisu Fay Zonu adını verdiğimiz Bingöl ile Erzincan arasındaki yaklaşık 75 kilometrelik fay kuşağı…– Yedisu Fayı, Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun Marmara’daki kollarıyla birlikte son yüzyılda DEPREM üretmemiş sismik boşluklarından bir tanesi. Bu fay kuşağında en son 7 üzerinde büyüklüğünde deprem 1784 yılında oldu. Kuzey Anadolu fayının deprem tekrarlanma aralığının 200-250 yıl olduğu düşünüldüğünde burada kısa süre içinde büyük deprem olması çok olası. — Yedisu Fayı’nın yaklaşık uzunluğu 75 kilometre. Yedisu Fayı’nda en son yıkıcı depremin 1784 yılında gerçekleştiği kesine yakın bir bilgi. Yapılan hesaplar, 75 kilometrelik bu fayın tek bir depremde tamamen kırılması halinde 7.2 büyüklüğe kadar deprem üretebileceğini öneriyor. ‘BU ZONUN TÜMÜNÜN SİSMİK BOŞLUK ÖZELLİĞİ TAŞIYABİLECEĞİ KONUSUNDA ŞÜPHELERİM VAR’– Daha önce varlığından haberimin olmadığı bir GNSS çalışması aynı bölgede 80 kilometre uzunluğunda bir fay zonunun kırılması sonucu oluşabilecek deprem büyüklüğünün 7.5 magnitüde ulaşabileceğini söylüyor.– Buna ek olarak 6 Şubat 2023 depremlerinden edindiğimiz tecrübe burada daha büyük depremler olabileceği yönünde şüphelerin oluşmasına neden oldu. Yedisu Fayı’nın yer aldığı bölgede yaşanma ihtimalini göz ardı etmemek gerekir. Çünkü bu fay kolu aslında 160 kilometre uzanıma sahip bir fay zonu içerisinde yer alıyor ve bu zonun tümünün sismik boşluk özelliği taşıyabileceği konusunda şüphelerim var. Maalesef bu konuda bekleyip göreceğiz.EĞER BU DEPREM GERÇEKLEŞİRSE EN RİSKLİ YERLEŞİM YERLERİ NERELER?– Bu durum fayın ne yönde atım yaptığı, hasar gören bölgenin ana kaya derinliği ve ana kayanın üç boyutlu geometrik şekli, içerisinde başka kırık ya da fay bulunup bulunmadığı gibi birçok parametreye bağlı olarak değişir. İncelenen bölgenin nüfusu, yapı tipi, yapı kalitesi gibi konular da dikkate alınmalı.– Bu nedenle bütün bu hususlar tespit edilmeden, çok disiplinli sistematik bilimsel çalışmalar yapılmadan, ilçe ve bölge göstermek hem spekülatif hem de yanlış olur. Ancak unutulmamalıdır ki, AFAD 1900 ile 2023 yılları arasında gerçekleşen depremlerde ülkemizde 93 bine yakın insanımızın vefat ettiğini, 555 binden fazla yapının yıkıldığını belirtiyor. Bunun üzerine acı bir gerçek olarak 2023 yılında 50 binden fazla insanımızın vefatını, 750 bin kadar da yapının kullanılamaz hale geldiğini eklememiz lazım. Bingöl’de Doğu Anadolu ve Kuzey Anadolu Fay Zonları gibi aktif levha sınırlarının kesişmesi ve Doğu Anadolu’nun olması gerekenden daha ince bir yerkabuğuna sahip olması, şehirde aktif volkanların oluşmasına neden olmuş. Bunlardan en önemlisi Bingöl Volkanı. Bu volkan, Kuzey Anadolu Fay Zonu tarafından parçalanmış ve ötelenmiş devasa bir volkan…
Source: İsmail Sari