Hastanelerimiz depreme dayanıklı
İstanbul İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Abdullah Emre Güner, SABAH”a İstanbul”daki sağlık hizmetlerini anlattı. Doç. Dr. Güner, korkutan İstanbul depreminin ardından “Sağlık tesislerimizin yüzde 80″i depreme dayanıklı hale getirilmiştir. Beklenen deprem 7 ama biz 8″e, 9″a karşı hazırlıklı olmaya çalışıyoruz. Deprem anında bile kesintisiz sağlık hizmeti verebilecek noktadayız” dedi. İstanbul İl Sağlık Müdürü Güner, Bakırköy”de düzenlediği toplantıda sağlık habercileriyle bir araya geldi. Korkulan İstanbul depremine kentteki hastanelerin ne kadar depreme hazırlıklı olduğundan randevu sistemine kadar pek çok konuda bilgiler verdi. 41 MİLYON MUAYENE Doç. Dr. Güner, İstanbul”da 53 kamu, 144 özel, 6 kamu üniversitesi, 12 vakıf üniversitesi hastanesi olmak üzere toplam 215 hastanede sağlık hizmeti sunulduğunu belirterek, “15 milyon 701 bin 602 kişilik nüfusu bulunan İstanbul”da hizmet veriyoruz. Bu yılın ilk 3 ayında bu büyük şehirde toplam 40 milyon 913 bin 514 muayene hizmeti sunduk. İlimizde günlük 659 bin 895 muayene yapılıyor. Sağlık hizmetlerinin yüzde 78″i kamu sağlık tesislerinde gerçekleştirildi. En çok muayene yapılan branşlar iç hastalıkları, çocuk hastalıkları, kadın doğum, göz ve ortopedi branşları oldu” dedi. GÜNDE 9 BİN AMELİYAT Doç. Dr. Güner, İstanbul”da yılın ilk 3 ayında sağlık tesislerinde 596 bin 671 ameliyat gerçekleştirildiğini belirterek, “Günlük ise 9 bin 624 ameliyat gerçekleşmiştir. Ameliyatların yüzde 60″ı kamu sağlık tesislerinde yapılmıştır” ifadelerini kullandı. İstanbul”da hizmet veren sağlık tesislerinde bu yılın ilk 3 ayında toplam radyoloji görüntüleme sayısının 10 milyon 241 bin 335 olduğunu, günlük 165 bin 182 radyoloji görüntüleme gerçekleştirildiğini anlatan Güner, “Bu dünyada görülmeyen bir şey. Sağlık hizmetine rahat ulaşımın olduğu, ücretsiz verildiği düşünüldüğünde çok büyük hizmet veriyoruz” dedi. 7 DAKİKADA AİLE HEKİMİNE ULAŞMAK MÜMKÜN DOÇ. Dr. Güner, 1089 Aile Sağlığı Merkezi (ASM) ve 4 bin 918 Aile Hekimliği biriminde kesintisiz birinci basamak sağlık hizmetlerinin sunulduğunu da söyleyerek, “İstanbul”da yaklaşık 4 bin 627 aile hekimimiz bulunmaktadır. Aile hekimini tanımayan tek bir kişi bile bırakmak istemiyoruz. İstanbul”da ortalama 7 dakikada yürüyerek aile hekimine ulaşmak mümkün. 2025 yılının ilk 3 ayında 46 bin 110 servis kanseri tarama, 44 bin 561 kolorektal kanser tarama, 20 bin 532 meme kanseri taraması yapılmıştır. 54 parametrede kan tahlili yapılabilmektedir. Geçen senenin aynı dönemine göre kanser taramalarında toplamda yüzde 57″lik artış olduğu görülmektedir” dedi. DEPREM ANINDA BİLE KESİNTİSİZ HİZMET İstanbul”daki hastanelerin yüzde 80″inin depreme dayanıklı hale getirildiğini söyleyen Doç. Dr. Güner, şöyle dedi: “İstanbul olası büyük depremde en yüksek riskle karşı karşıya bulunan şehirlerden birisi. Bu farkındalıkla İstanbul”da 2016-2025 yılları arasında hayata geçirilen projelerle 25 sağlık tesisinde toplam 14 bin 224 yatak kapasitesi oluşturulmuştur. Yeni sağlık tesisleri yalnızca kapasite artışıyla değil, ileri teknolojik donanımları ve afet dayanıklılıklarıyla da öne çıkıyor. 100 yatak üzeri tüm yeni hastanelerimizde sismik izolatör kullanımı zorunlu hale getirilmiştir. Şu anda 8 hastanemizde aktif olarak kullanılan sismik izolatörler sayesinde ameliyathane, yoğun bakım ve acil servis gibi kritik alanlar, deprem anında dahi kesintisiz hizmet verebilecek durumdadır. Bu yatırımların sonucu olarak İstanbul”daki sağlık tesislerimizin yüzde 80″i depreme dayanıklı hale getirilmiştir. Numune, Dr. Siyami Ersek, Süreyyapaşa Hastaneleri”nin renovasyonları planlanmıştır. Süreyyapaşa Hastanesi”ni güvenli bulmadık, komple kapattık. Şimdi başka bir mekânda hizmet veriyor. ” RANDEVUYA SANAL TAKİP İstanbul”da hastane randevusuna ulaşımda sıkıntı olup olmadığını kendi birimlerinde, sanal takiplerle sürekli kontrol ettiklerini belirten Doç. Dr. Güner “Her bir hekime özel bir tercihiz yoksa, İstanbul”un genelinde 16″ncı günde randevuya ulaşabiliyorsunuz. Takipli olduğu hastane ve hekim randevusu talebinde sıkıntı yaşıyoruz. Bunu en kısa zamanda aşacağız” dedi.
Source: Gül Ki̇reklo
Türkiye Gazze’nin haykıran sesi oldu
İsrail ordusunun saldırıları sonucu 7 Ekim 2023″ten bugüne hayatını kaybedenlerin sayısı 52 bin 400″e yükseldi. Soykırımın engellenmesi için en çok mücadele eden ülkelerin başında gelen Türkiye bu kez de Dünya Mahkemesi”nde Filistin”in haklarını savundu. İsrail Meclisi”nin 28 Ekim 2024″te UNRWA”nın faaliyetlerini kısıtlayan yasaları kabul etmesi ve 31 Ocak 2025″te Doğu Kudüs”teki UNRWA operasyonlarını sonlandırmasına ilişkin UAD danışma görüşü duruşmalarının dün üçüncü günüydü. Türkiye, Fransa ve Endonezya, İsrail”e karşı sunumlarını yaptı. ABD ve Macaristan ise duruşmada İsrail lehine savunma yaptı. Hollanda”nın Lahey kentindeki duruşmada Türkiye”nin sunumunı Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz yaptı. Yılmaz, İsrail”in uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmediğini vurgulayarak, Gazze”ye yönelik abluka ve insani yardımların engellenmesinin uluslararası hukuka aykırı olduğunu bildirdi. Yılmaz, “Gazze”deki sivillere karşı eşi benzeri görülmemiş boyutlarda bir savaşla karşı karşıyayız. İsrail”in saldırganlığı Batı Şeria”ya ve başta Lübnan ve Suriye olmak üzere komşu ülkelere de yayılıyor.” dedi. Uluslararası toplumun İsrail”in Gazze”deki saldırılarının durdurulması noktasında “yetersiz” kaldığına işaret eden Yılmaz, 15 Ocak 2025″te varılan ateşkese İsrail tarafından uyulmadığının altını çizdi. TEL AVİV VE ÇEVRESİ YANIYOR KUDÜS ile Tel Aviv arasında yangınlar sebebiyle 5 yerleşim yeri tahliye edilirken, soykırımcı İsrail hükümeti uluslararası yardım çağrısında bulundu. Yangın katil İsrail”in üslerine de ulaştı, çok sayıda asker alevler arasında kaldı. AÇLIKTAN KAPLUMBAĞA YEMEYE BAŞLADILAR İSRAİL tam 60 gündür Gazze Şeridi”nde hiçbir insani yardımın girişine izin vermiyor. Gazze”de Filistinliler, insanlık dışı abluka sonucu yaşanan ciddi gıda sıkıntısı nedeniyle kaplumbağa eti yemeye başladı. UNRWA”dan “Kıyı bölgesindeki gıda kaynakları kritik derecede azaldı. Aileler güvenli olmasa bile bulabildikleri her şeyi yemeye mecbur bırakıldı” açıklaması geldi. SOYKIRIMA KARŞI KİRLİ NÜFUS PLANI İSRAİL Gazze”de Filistinlilere yönelik soykırım yaparken, bir yandan da kendi nüfusunu artıracak adımlar atıyor. TBMM”de konuşan AK Parti Düzce Milletvekili Ayşe Keşir, Gazze”de soykırım yapan İsrail”in doğurganlık hızının 3″e yükseldiğini belirterek İsrail”de her ailenin ortalama 3 çocuğu olduğunu söyledi. Burcu ŞEN / ANKARA
Source: Ankara
Şile”de restoran alev alev yandı
Olay, saat 02.00 sıralarında Şile yolu Üvezli mevkiinde bulunan bir restoranda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre henüz bilinmeyen nedenle gözlemeci olarak faaliyet gösteren restoranda yangın çıktı. Yangın kısa sürede büyüyerek büyük bir alana yayıldı.İhbar üzerine olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekipleri yangını uzun çalışmalar sonucunda kontrol altına aldı. Olayda can kaybı ve yaralanan olmadığı öğrenilirken dumandan etkilenen 2 vatandaş ve bir itfaiye eri hafif hastaneye kaldırıldı. Yangının meydana geldiği restoranda büyük çaplı maddi hasar oluştu. Soğutma çalışmalarının ardından ekipler yangın yerinden ayrıldı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.Olayla ilgili konuşan Fuat Aytemiz, Allah”a şükür tek tesellimiz can kaybının olmaması. Allah razı olsun itfaiyemiz, jandarmamız hepsi buradalar. Gereği yapılıyor şu anda. Şu anda nedeni belli değil, bakıyorlar. Burası gözlemeci. Biz burada gözleme işi yapıyoruz. Yangın en altta dükkandan başlamış. Burada Erkan diye bir arkadaşımız var, gece burada kalıyorlar. O fark etmiş Allah”tan. Ben evdeydim, komşular aradı, geldik. Çok şükür bir şey yok şu anda, müdahale ediyorlar. dedi.
Source: Gazetevatan.com
Günlük şikayetler sandığınız bu durum kanserin habercisi olabilir
Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. İsmail Alper Tarım, kolorektal kanserine karşı halka uyarılarda bulundu.
Doç. Dr. Tarım, açıklamasında, “Kolorektal kanserler, yani kalın bağırsak kanserleri dünyada ve ülkemizde yaygın görülen kanser türlerindendir. Tüm dünyada en sık görülen üçüncü kanser tipidir. Kalın bağırsak kanseri hastalarının çoğunluğu 50 yaşın üzerindedir. Hastaların yüzde 70″i ileri evrede doktora başvurmakta, tanı geciktiğinden tedavi hem hasta hem hekim için zorluklar içerebilmektedir. Bunun yanında erken evrede teşhis edildiğinde büyük ölçüde tedavi edilebilir bir hastalıktır. Kalın bağırsak patolojileri henüz kanser öncesi dönemde erken evrede tespit edilerek basit tedavi yöntemleriyle kanser sıklığı ile kansere bağlı ölümleri azaltılabilir” diye konuştu.
KALIN BAĞIRSAK KANSERLERİ GENÇ YAŞTA ÇOKÇA GÖRÜLMEYE BAŞLADI
Düzenli taramaların mutlaka yapılması gerektiğini belirten Doç. Dr. Tarım, “Gerek yaşam kalitesini arttırdığı gerekse yaşam süresini uzattığı bilindiğinden, kalın bağırsak tarama programı Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından önerilen kanser tarama programları içerisinde yer almaktadır. Kalın bağırsak kanseri taraması dışkıda gizli kan testi ve kolonoskopi ile yapılmaktadır. Özellikle 50 yaş üzeri insanlarımıza her 2 yılda bir gaitada gizli kan testi ve her 10 yılda bir kolonoskopi yapılması kalın bağırsak kanserinin erken tanısı için hayati önem içermektedir” dedi.
Doç. Dr. Tarım, 50 yaş ve üzeri insanların aile hekimlerine kanser tarama testlerini yaptırması gerektiğini ifade ederek, “Kanser taramalarının en önemli bileşenlerinden biri farkındalık çalışmalarıdır. Mart ayı kolorektal kanser farkındalık ayı olarak tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kabul edilmiş olup bu süre boyunca çeşitli etkinliklerle konuya ilişkin farkındalık oluşturulmaya çalışılmaktadır. Tarama testleri mutlaka yapılmalı. 50 yaş ve üzeri insanlarımızın aile hekimlerine başvurarak kalın bağırsak kanserleri için tarama testlerini yaptırmaları konusunda hassasiyet göstermelerini öneririm” diye konuştu.
BESLENMENİN ÖNEMİ
Beslenmeden kaynaklı olarak kalın bağırsak kanserinin genç yaşlarda çokça görüldüğünün altını çizen Doç. Dr. Tarım, “Posalı gıdaların az tüketilmesi, sigara ve alkol kullanımı, hazır gıda tüketiminin özellikle de fazla miktarda işlenmiş (sosis, salam ve benzeri) veya işlenmemiş kırmızı et (sığır, kuzu, karaciğer ve benzerleri) tüketimi yaygınlaşmasıyla kalın bağırsak kanserleri genç yaşta çokça görülmeye başlanmıştır. En önemli şüphe uyandırıcı bulgusu büyük abdest esnasında kan görülmesi ve aniden ortaya çıkan bağırsak düzensizlikleridir. Bu tarz şikayetleri ortaya çıkanların yaşı ne olursa olsun hekime başvurup taramaya tabi tutulması gerekir” dedi.
Source:
İçinden cam çıkan paketli ekmek markası toplatıldı
ABD”nin önde gelen süpermarket zincirlerinden biri olan Giant Eagle, 7-12 Nisan tarihleri arasında üretilen ekmeklerin içerisinde cam bulundurması nedeniyle geri çağrıldı.
Geri çağırma karası ise şu ekmekler için yapıldı:
Çok Tahıllı Ekşi Mayalı Taze Pişmiş Ekmek, Yarı Çok Tahıllı Ekşi Mayalı El Yapımı Ekmek ve Çok Tahıllı Ekşi Mayalı El Yapımı Ekmek ürünlerini kapsıyor.
Yetkililer, tüketildiğinde boğazı ve sindirim sistemini kesebilme riski olduğu söylendi. Pensilvanya, Ohio, Maryland, Indiana ve Batı Virginia eyaletlerinde satışta olan ürünler için imha etmeleri uyarısı yapıldı.
Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), geri çağırmayı Sınıf 2 kategorisinde sınıflandırdı. Bu sınıflama, ürünün geçici ya da tıbben geri döndürülebilir sağlık sorunlarına yol açabileceği ifade edildi. Ancak ciddi yaralanma riskinin düşük olduğunu da belirtildi.
Geri çağrılan ekmeklerin Maryland merkezli Upper Crust Bakery tarafından üretiliyor. Firma, 12 Nisan”da 818 kasalık bir geri çağırma başlattı. Bu kapsamda:
699 adet 18 onsluk Çok Tahıllı Ekşi Mayalı Ekmek,
89 kutu 4 onsluk Ancient Grains Hoagie Rolls,
30 kutu 20 onsluk Whole Grain Multigrain ekmek geri çağrıldı.
Tüketicilerin dikkat etmesi gereken ürün numaraları:
63909500326
22765200000
21762500000
Ayrıca şu parti numaraları ve paket kodlarına da dikkat edilmesi gerekiyor:
Ancient Grains Hoagie Rolls ve Multigrain Sourdough: Lot #90
Whole Grain Multigrain: Lot #92
Paketleme kodları: “CP45” (Ancient Grains Hoagie), “CP12” (Çok Tahıllı ve Tam Tahıllı Ekşi Mayalı Ekmekler)
Source: Haber Merkezi
Masa başında sağlık reçetesi! Ofis çalışanları bu uyarılara dikkat
Hareketsiz yaşam, kalp rahatsızlıkları, obezite ve diyabet gibi metabolik hastalıkların yanı sıra dolaşım ve sindirim sistemi bozukluklarına da yol açabiliyor. Medipol Mega Üniversite Hastanesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Ağırman, ofis çalışanlarının en sık görülen şikayetlerinin başında bel, boyun ve sırt ağrılarının geldiğini belirtti. Doç. Dr. Ağırman, bu ağrılar, omurganın uzun süre uygun olmayan duruşta kalmasından kaynaklandığını söyledi. Ofis çalışanlarının günün yaklaşık yüzde 80’ini yerinden kalkmadan geçirdiğini vurguladı. YANLIŞ DURUŞ AĞRILARI KRONİKLEŞTİRİYOROmurganın uzun süreli yanlış pozisyonlarda kalmasının kas ve iskelet sistemi üzerinde ciddi baskılara neden olduğunu belirten Doç. Dr. Ağırman, “Yanlış oturuş ve duruşlar zamanla kas kısalıklarına, kireçlenmeye, omurga eğriliği, kemik erimesi ve disk fıtığı gibi rahatsızlıklara zemin hazırlıyor. Özellikle masa başı çalışanların bu konuda daha dikkatli olması gerekiyor” diye konuştu. DOĞRU OTURUŞ NASIL OLMALI?Ofis çalışanları için oturma düzeninin büyük önem taşıdığını ifade eden Doç. Dr. Ağırman, “Baş, monitör ekranına bakarken dik durmalı. Omuzlar rahat, sırt dik olmalı. Bel destekli sandalyeler tercih edilmeli, küçük bir yastıkla destek sağlanabilir. Ayak altına hafif bir yükseklik koyarak kalça yukarı kaldırılmalı, baldırlar sandalyenin ortasına denk gelmeli. Klavye ve monitör göz hizasına göre yerleştirilmeli, bilek düz pozisyonda olmalıdır” ifadesini kullandı. KÜÇÜK DOKUNUŞLARLA BÜYÜK FARK YARATILABİLİRBasit alışkanlıkların hareketsizlikle mücadelede büyük fayda sağladığını vurgulayan Doç. Dr. Ağırman, “Telefonu boyun ile omuz arasında sıkıştırmaktan kaçının. Çayınızı kendiniz alın, aracınızı birkaç sokak öteye park edin. Böyle küçük dokunuşlarla hareketsizliği azaltmak mümkün. Ayrıca klima ve havalandırmanın doğrudan vücuda temas etmemesine dikkat edilmeli çünkü bu da kas ağrılarını artırabiliyor” dedi. İKİ SAATTE BİR GERME, YARIM SAATTE BİR HAREKETDüzenli egzersizin hayatın bir parçası haline getirilmesi gerektiğini dile getiren Doç. Dr. Ağırman, sözlerini şöyle tamamladı: “İki saatte bir 5 dakikalık germe egzersizleri yapılmalı. Hareketleri karşılıklı yönlere uygulayın, birkaç kez tekrar edin. Egzersiz sırasında ağrı hissediyorsanız hemen durun. Ayrıca yarım saatte bir kalkıp 2 dakika yürüyün. Bu küçük hareket molaları vücudu rahatlatır, ağrıları önler. Ofis yaşamı hareketsizlikle eş anlamlı olmak zorunda değil. Küçük önlemlerle daha sağlıklı bir yaşam mümkündür.”
Source: Internet Haber
İstanbul”da büyük yangın! Yan yana bulunan 6 restoran bir anda küle döndü
Şile”de gözlemeci olarak faaliyet gösteren restoranda çıkan yangın bitişiğinde bulunan 5 gözlemeciye daha sıçradı. Yangının kısa sürede büyümesi üzerine olay yerine gelen itfaiye ekipleri yangına müdahale etti. 1 saatlik çalışmanın ardından kontrol altına alınan yangın neticesinde işletmelerde büyük çapta maddi hasar oluşurken yangında can kaybı olmadığı öğrenildi.
SEBEBİ HENÜZ BİLİNMİYOR
Olay, saat 02.00 sıralarında Şile yolu Üvezli mevkiinde bulunan bir restoranda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre henüz bilinmeyen nedenle gözlemeci olarak faaliyet gösteren restoranda yangın çıktı. Yangın kısa sürede büyüyerek bitişikte bulunan 5 gözlemeciye daha sıçradı.
ÇOK SAYIDA EKİP SEVK EDİLDİ
hbar üzerine olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekipleri yangını uzun çalışmalar sonucunda kontrol altına aldı. Olayda can kaybı ve yaralanan olmadığı öğrenilirken dumandan etkilenen 2 vatandaş ve bir itfaiye eri hafif hastaneye kaldırıldı.
SORUŞTURMA BAŞLATILDI
Yangının meydana geldiği restoranlarda büyük çaplı maddi hasar oluştu. Soğutma çalışmalarının ardından ekipler yangın yerinden ayrıldı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
“EN ALTTAKİ DÜKKANDA BAŞLAMIŞ”
Olayla ilgili konuşan Fuat Aytemiz, “Allah”a şükür tek tesellimiz can kaybının olmaması. Allah razı olsun itfaiyemiz, jandarmamız hepsi buradalar. Gereği yapılıyor şu anda. Şu anda nedeni belli değil, bakıyorlar. Burası gözlemeci. Biz burada gözleme işi yapıyoruz. Yangın en altta dükkandan başlamış. Burada Erkan diye bir arkadaşımız var, gece burada kalıyorlar. O fark etmiş Allah”tan. Ben evdeydim, komşular aradı, geldik. Çok şükür bir şey yok şu anda, müdahale ediyorlar.” dedi. (İHA)
Source: Ufuk Dağ
Antalya Körfezi”nde sintine atığı alarmı: Kirlilik 3 kat arttı
Pandemi süreci ve sonrasında Antalya”da Phaselis gibi bölgelerde yapılan ölçümlerde, deniz suyundaki kirlilik oranının, yasal sınır olan 0,5 miligram/litre seviyesinin 3 katı olan 1,5 miligram/litreyi aştığı belirlendi. Bu durumun hem denize girenler hem de gemilerde çalışanlar için kanser riski dahil olmak üzere ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği tespit edildi.Antalya Körfezi”nde oluşan sintine suyu atıklarının arttığını ifade eden AÜ Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gönül Tuğrul İçemer, “Bu, gerek büyük tonajlı gemiler, yük gemileri olabilir, gerekse günübirlik tekneler, motor yatlar olabilir. Bunların motorlarının çalışması süresince ürettiği bir atık var. Buna sintine atığı diyoruz. Sintine atığını daha çok pandemi döneminde ölçtük. Phaselis”te ve başka noktalarda da ölçüm yaptık. Yoğun tekne aktivitelerinin olduğu alanlarda yaptığımız ölçümlerde, sınır değer 0,5 miligram/litre iken bizim ölçtüğümüz yerlerde 1,5 miligram/litrenin üzerinde değerler bulduk. Yani 3 katı oranında yağlanmaya neden olabilir” dedi.SİNTİNE ATIKLARI KANSER RİSKİNİ ARTIRIYORBu seviyedeki kirliliğin sağlık açısından ciddi tehdit oluşturduğunu belirten Doç. Dr. İçemer, “Bunun ciddi zararları var. Bir sağlık riski oluşuyor. Kanser olma riski oluşuyor. Özellikle hem denize girenlerde hem gemilerde çalışanlar için cilt yoluyla ve yutma yoluyla elde edilen kirleticileri hesapladık. Bu tür konsantrasyonlarda sağlık riski olduğunu ortaya çıkardık. Bu da uluslararası sınır değerlerle hesaplanan sonuçlarımız” ifadelerini kullandı.”TEKNELERİN DE KONTROL ALTINA ALINMASI GEREKİYOR”Doç. Dr. Gönül Tuğrul İçemer, sintine suyu atıklarının mutlaka kontrol altına alınması gerektiğini kaydederek, şöyle konuştu:”Bakanlığımızın ne kadar sintine suyu topladığı önemli. Bunu paylaşması önemli. Mutlak şekilde sintine suyunun kontrol altına alınması gerekiyor. Büyük tonajlı gemilerde istediğimiz bir sistem var. Deniz trafik kontrolü dediğimiz uluslararası bir sistem. Bu sistemle büyük tonajlı gemiler kontrol edilebiliyor, nereden yola çıktığı, ne kadar yol katettiği ve bu yol üzerinde ne kadar sintine suyu oluştuğu takip edilebiliyor. Ancak küçük teknelerde, günübirlik teknelerde böyle bir kontrol yok. Bu teknelerin de kontrol altına alınması gerekiyor. Uzaktan izleme sistemlerinin belki monte edilmesi lazım. Gemilerin sintine tartışmalarının özellikle kayıt altına alınması ve bu şekilde verilen miktarların kontrol edilmesi gerekiyor.”
Source: Ayşe Tan
Balıkesir”de korkutan gelişme! 15 mahalle karantina altına alındı
Gönen İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri tarafından yapılan kontrollerde Ulukır Mahallesi”nde büyükbaş hayvanlarda şap hastalığına rastlandı.
Hastalığın yayılmasını önlemek amacıyla Ulukır başta olmak üzere çevredeki Ayvalıdere, Gebeçınar, Kınalar, Çifteçeşmeler, Dışbudak, Gelgeç, Turplu, Sarıköy, Dereköy, Gündoğan, Alaattin, Bostancı, Paşaçiftlik, Körpeağaç ve Havutça mahalleleri karantina altına alındı.
HAYVAN GİRİŞ ÇIKIŞLARI YASAKLANDI
Karantina kapsamında bu mahallelerde hayvan giriş-çıkışları yasaklanırken, bölgedeki tüm hayvan hareketleri durduruldu. Gönen İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü yetkilileri, hastalığın kontrol altına alınması için vatandaşlardan alınan tedbirlere uymalarını isterken, karantina kurallarını ihlal edenlere idari para cezası uygulanacağı bildirildi.
Source: Mesut Şahin