Hastalıklar ve Durumlar – Sağlıkta Gelişmeler ve Acil Durumlar

Türk hekimlerden Kırgızistan”da iki Kırgız vatandaşına böbrek nakli ameliyatı

Sağlık Bakanlığının sosyal medya hesabından yapılan açıklamaya göre, Türkiye ve Kırgızistan arasındaki işbirliği protokolü doğrultusunda, kronik böbrek yetmezliği bulunan iki Kırgız vatandaşın böbrek nakli ameliyatını gerçekleştirmekle görevlendirilen Türk hekimler, 6 Nisan”da Türkiye”den Kırgızistan”ın başkenti Bişkek”e gitti.Türk hekimler, Recep Tayyip Erdoğan Bişkek Kırgız-Türk Dostluk Devlet Hastanesi”nde, iki Kırgız vatandaşına böbrek nakli yaptı.Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Sağlık Bakanları 5″inci Toplantısı”na katılmak üzere Kazakistan”ın başkenti Astana”ya giden Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, burada Kırgızistan Sağlık Bakanı Erkin Çeçeybayev ile bir araya geldiği görüşmede, nakil ameliyatlarını gerçekleştiren Türk hekimlerle görüntülü görüştü.Memişoğlu, görüşmede, “Tebrik ediyoruz sizi. Recep Tayyip Erdoğan Dostluk Hastanesi”nden bize ulaştınız. Sayın Kırgız Bakanımız da burada. Ellerinize, emeklerinize sağlık. Hastanede hem oradaki arkadaşlarımızı eğitiyorsunuz hem insanlara şifa dağıtıyorsunuz. Sayın Cumhurbaşkanlarımıza çok teşekkür ediyoruz. Bize bu imkanları sağladılar. Farklı devletiz ama gönüllerimiz bir, coğrafyamız da artık birleşmiş durumda. Dostluklara devam ediyoruz. Hepinize teşekkür ediyorum. Bizim gururumuzsunuz.” ifadelerini kullandı.Görüntülü görüşmede heyette yer alan bir doktor ise Türk hekimlerin ilk olarak 2023″te Kırgızistan”da 3 nakil ameliyatı yaptığını anımsatarak, nakil yapılan Kırgız vatandaşı iki hastanın sağlık durumlarının iyi olduğunu söyledi.”RABB”İM BU KUTLU YOLDA HEPİMİZE GÜÇ KUVVET VERSİN”Bakan Memişoğlu, konuyla ilgili sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada ise şunları kaydetti:”Güçlü tarihi bağlarımızla ortak bir geleceğe. Kırgız mevkidaşım Sayın Erkin Çeçeybayev ile Astana”da bir araya geldik. Bu hafta Recep Tayyip Erdoğan Bişkek Kırgız-Türk Dostluk Devlet Hastanesi”nde böbrek nakli ameliyatlarını gerçekleştiren ekibimizle görüntülü görüştük. Nakil yapılan Kırgız vatandaşı hastaların biri 24, biri 22 yaşındaydı. İnşallah, tez zamanda sağlıklarına kavuşacaklar. İçinde bulunduğumuz yüzyılı, el birliğiyle Türk Dünyası Yüzyılı yapacağımıza gönülden inanıyorum. Rabb”im bu kutlu yolda hepimize güç kuvvet versin.”Güçlü Tarihî Bağlarımızla Ortak Bir GeleceğeKırgız mevkidaşım Sayın Erkin Çeçeybayev ile Astana”da bir araya geldik. Bu hafta, Recep Tayyip Erdoğan Bişkek Kırgız-Türk Dostluk Hastanesinde böbrek nakli ameliyatlarını gerçekleştiren ekibimizle görüntülü görüştük.Nakil yapılan… https://t.co/PhqVEl98gp— Prof. Dr. Kemal Memişoğlu (@drmemisoglu) April 8, 2025

Source: Muhammet Binici


Emekli olan çift maaş alamayacak

Cevap: 7.200 prim günü doldurup, 60 yaşında emekli olabileceksiniz. Bu durumda emekliliğine 38 yıl var. 2008 tarihinde çıkan yasa ile emeklilik yaşı kademeli olarak yükseltildi, prim gün sayısı işçi statüsünde çalışanlar için 7200 güne çıkartıldı. 1 Ekim 2008 tarihten sonra ilk kez sigortalı olanlar, emeklilikleri gelip de emekli maaşları bağlandıklarında, Sosyal Güvenlik Destek Primi (SGDP) ödeyerek çalışamayacaklar. Çalışmaları halinde emekli maaşları kesilecek. 1 Ekim 2008 tarihinden sonra sigorta girişi olanlar emekli olup da çalışmaya devam ettiklerinde, hem emekli maaşı hem de çalıştığı işyerinden maaş alamayacak. Sizin durumunuzda 38 yıl sonra emekli olduğunuzda ya çalışmayıp sadece emekli maaşı alacaksınız ya da çalışıp sadece çalıştığınız işyerinden maaş alacaksınız.ASGARİ ÜCRET DESTEĞİNDEN YARARLANAMAZSINIZSoru: Konfeksiyon atölyem var. 2021 yılında ortak bir arkadaşla kurmuştu. 2024 yılına kadar asgari ücret desteğinden yararlandık. Geçen sene yanımızda 18 kişi çalışıyordu. Sene sonunda ikisi kendi isteği ile işten ayrıldı, ikisi de emekli oldu, işten çıktı. 14 kişi kaldı. Yerine yeni kişiler almadık. Bu durumda bu yıl asgari ücret desteğinden yararlanmayacak mıyız? Önümüzdeki günlerde emekli bir çalışan ile anlaştık, işe alacağız. Alacağımız kişi için destek verilecek mi? Fevzi G.Cevap: 2025 yılında da asgari ücret desteğinden yararlanabilmek için 2024’ün ocak-aralık döneminde SGK’ya bildirilen sigortalı sayısının altına düşülmemesi gerekiyor. Geçen sene 18 kişi bildirmişsiniz, bu sene ise çalışan sayısı 14’e düşmüş. Bu durumda asgari ücret desteği alamazsınız. İşe yeni alacağınız kişi için de destekten yararlanamayacaksınız, çünkü uzun vadeli sigorta kollarına tabi, yaşlılık, ölüm sigortası ve malullük primi ödenen çalışanlar için asgari ücret desteği veriliyor. Emekli çalışanlar için asgari ücret desteği verilmiyor.ASKERLİK BORÇLANMASI EMEKLİLİĞİ ERKENE ÇEKMEZ Soru: 1996-1997 arasında askerlik yaptım. 2003 yılında 4/A’lı olarak işe girdim. 2006 yılında ise memurluğa geçtim. Askerlik borçlanması yaparak, sigorta başlangıç tarihini öne çekip, emekli olabiliyor muyum? Nusret SCevap: Ekim 2008 tarihinden sonra ilk defa memur statüsünde sigortalı olunmasına karşın, bu tarihten önce SSK, Bağ-Kur ve özel sandık kapsamında sigortalılığı olanların, sigortalılık başlangıç tarihinden önceki sürelerine yönelik yapacakları askerlik, öğrencilik, yurtdışı gibi hizmet borçlanmaları geçerli sayılacak. Borçlandıkları süreler emeklilik hesabında dikkate alınacak ve sigorta başlangıç tarihleri borçlandıkları süre kadar öne çekilecek. Ancak düzenleme 2008 tarihinden sonra memur olanları ilgilendirdiğinden bu imkandan yararlanamazsınız ve askerlik borçlanmanız sigorta başlangıç tarihine öne çekmez.ENGELLİ EMEKLİLİĞİ ŞARTLARI DEĞİŞTİ YENİDEN BAŞVURMALISINIZSoru: 52 yaşında, 1997 girişli bayanım. 14 Ocak 2025’te yüzde 44 engelli raporu aldım. 5094 günüm var ve çalışmıyorum. Emeklilik için başvurduğumda SGK’ya, vergi muafiyet evrakım olmasına rağmen emeklilik için uygun görülmedim. Şimdi yeniden başvursam emekli olabilir miyim? İtiraz dilekçesi vermem gerekiyor mu? Ebru DCevap: Yeni düzenleme ile 2008 öncesi sigortalı olanların Gelir İdaresi Başkanlığı ile ilişkileri kesiliyor, SGK sağlık kurulları raporuna göre engellilik derecesi belirlenip, bu şartlara göre emekli olabilecekler. Bu kapsamda 2008’den önce sigortası olanlar, yasa çıktıktan sonra SGK sağlık kurullarından engellilik raporu alacaklar, alacakları çalışma gücü kaybı raporuna göre de sigortalılık süresi ve prim gün sayısını tamamlayanlar emekliliğe hak kazanacaklar. 2008 öncesi sigortalılardan yüzde 40-49 engelliliği olanlar 18 yıl çalışıp 4100 prim gün ile emekli olabilecek. Sizin durumunuzda yeni düzenlemeden yararlanabilirsiniz. Sizin için artık vergi muafiyetinin bir etkisi yok, SGK’ya başvurup, sağlık kurulu raporu alıp, yüzde 44 engelli olduğunuzu belgeleyeceksiniz. Emeklilik için gerekli olan prim gün sayınız 4100 günden fazla, buna göre prim sayınız emeklilik için uygun ancak çalışma yılınız eksik. Emeklilik için 18 çalışma yılı gerekirken sizin verdiğiniz bilgiye göre çalışma yılınız 14 yıl gözüküyor. Eğer çalışma yılınız 18 yılsa emeklilik için başvurabilirsiniz.

Source: Noyan Doğan


Maltepe Huzurevi”nde yangın… 14 kişi hastaneye kaldırıldı!

İstanbulun Maltepe ilçesinde Zümrütevler Mahallesinde Adatepe Caddesi üzerinde bulunan 3 katlı Maltepe Huzurevinin birinci katında saat 05.00 sıralarında yangın çıktı.Huzurevinin özel bakım ünitesinde henüz belirlenemeyen bir nedenle başlayan yangın, kısa sürede paniğe yol açtı. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye, polis ve sağlık ekibi sevk edildi.İNCELEME BAŞLATILDIBu sırada huzurevi sakinleri, ekipler tarafından tahliye edildi. Yangına müdahale eden itfaiye ekipleri, alevleri büyümeden kontrol altına alarak söndürdü.Dumandan etkilenen 14 huzurevi sakini ambulanslarla hastaneye kaldırıldı. Olayla ilgili inceleme başlatıldı.

Source:


Maltepe Huzurevi”nde yangın çıktı! Dumandan etkilenen 17 kişi hastaneye kaldırıldı

Yangın, saat 05.00 sıralarında Zümrütevler Adatepe Caddesi üzerinde bulunan 3 katlı Maltepe Huzurevi”nin birinci katında çıktı. Huzurevinin mutfak bölümünde henüz belirlenemeyen bir nedenle başlayan yangın, kısa sürede paniğe yol açtı. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye, polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Bu sırada huzurevi sakinleri, ekipler tarafından tahliye edildi. Yangına müdahale eden itfaiye ekipleri, alevleri büyümeden kontrol altına alarak söndürdü. Dumandan etkilenen 17 huzurevi sakini ambulanslarla hastaneye kaldırıldı. Olayla ilgili inceleme başlatıldı. İSTANBUL VALİLİĞİ”NDEN AÇIKLAMA Olayla ilgili İstanbul Valiliği bir açıklama yaptı. Açıklamada, “09.04.2025 günü saat 05.10 sıralarında Maltepe İlçesi Zümrütevler Mahallesi Adatepe Caddesi üzerinde bulunan huzurevinin mutfak bölümünde yangın çıkmıştır. Yangın, İtfaiye ekiplerinin müdahalesiyle söndürülmüş olup duman tahliyesi çalışmaları devam etmektedir. Yangın sırasında huzurevinde 90 kişi bulunmakta olup dumandan etkilenen 17 kişi, 112 ekipleri tarafından çevredeki hastanelere sevk edilmiştir. Yangın sırasında binadan tahliye edilen diğer huzurevi sakinleri ise kurumun çok amaçlı salonuna yerleştirilmiştir. Yangının çıkış sebebi, itfaiyenin incelemesinin ardından belirlenecektir” ifadeleri yer aldı.

Source:


İstanbul”da huzurevinde çıkan yangın söndürüldü

Maltepe”de Zümrütevler Mahallesi Adatepe Caddesi”ndeki 3 katlı huzurevinde yangın çıktı. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda polis, itfaiye ve sağlık ekibi sevk edildi. YANGIN SÖNDÜRÜLDÜ Yangın sırasında huzurevinde bulunan yaşlılar, itfaiye ekipleri ve kurum çalışanları tarafından tahliye edildi. Yangın, itfaiye ekiplerince kontrol altına alınarak söndürüldü. 17 KİŞİ HASTANEDE TEDAVİ ALTINA ALINDI İstanbul Valiliğinden konuya ilişkin yapılan açıklamada, şu ifadeler yer aldı: “05.10 sıralarında Maltepe ilçesi Zümrütevler Mahallesi Adatepe Caddesi”nde bulunan huzurevinin mutfak bölümünde yangın çıkmıştır. Yangın, itfaiye ekiplerinin müdahalesiyle söndürülmüş olup duman tahliyesi çalışmaları devam etmektedir. Yangın sırasında huzurevinde 90 kişi bulunmaktadır. Dumandan etkilenen 17 kişi, 112 ekipleri tarafından çevredeki hastanelere sevk edilmiştir. Yangın sırasında binadan tahliye edilen diğer huzurevi sakinleri ise kurumun çok amaçlı salonuna yerleştirilmiştir. Yangının çıkış sebebi, itfaiyenin incelemesinin ardından belirlenecektir.

Source:


Çin”de huzurevinde yangın: 20 ölü

Xinhua”nın haberine göre, Çıngdı şehrinin Longhua ilçesinde bir huzurevinde dün sabah saatlerinde yangın çıktı. Yangında 20 kişinin yaşamını yitirdiği, geri kalan huzurevi sakinlerinin ise çevredeki hastanelerde müşahede altına alındığı belirtildi. Kaç kişinin yaralandığı ve tedavi edildiğine dair bilgi verilmedi.Yangının çıkış sebebi henüz bilinmezken olayla ilgili soruşturmanın sürdüğü kaydedildi.

Source: Www.star.com.tr


Çin”de huzurevinde yangın faciası! Çok sayıda kişi hayatını kaybetti

Korkunç olay Çin”in kuzeyindeki Hıbey eyaletinde meydana geldi. Xinhua”nın haberine göre, Çıngdı şehrinin Longhua ilçesinde bir huzurevinde dün sabah saatlerinde yangın çıktı. 20 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ Yangında 20 kişinin hayatını kaybettiği geri kalan huzurevi sakinlerinin ise çevredeki hastanelerde müşahede altına alındığı belirtildi. Kaç kişinin yaralandığı ve tedavi edildiğine dair bilgi verilmedi. Yangının çıkış sebebi henüz bilinmezken olayla ilgili soruşturmanın sürdüğü kaydedildi.

Source: Türkiye Gazetesi


Böcek ısırığı deyip geçmeyin! Her yıl yüz binlerce kişi ölüyor… İlk 15 dakika hayat kurtarıyor

“Karadeniz’de tatildeyken, Güneydoğu’da iş seyahatindeyken veya sadece İstanbul’da parkta bahçede otururken… Türkiye’nin hangi bölgesinde olursanız olun, bölgesel risk haritası sizi bekleyen tehlikeleri gösterir” diyen Aytaç Karadağ, böcek ısırığı sonrası ilk 15 dakikanın önemine dikkat çekerek bölgesel risk haritasının bizleri bekleyen tehlikelere karşı önemli bilgiler sunduğunu söyledi.Özellikle son yıllarda iklim değişikliğinin etkisiyle Türkiye”nin tüm bölgelerinde böcek popülasyonunda artış gözlemlendiğini belirten Aytaç Karadağ, 5 yıl boyunca acilde görev yapmış bir hekim olarak yaşadığı tecrübeleri ve hangi bölgede hangi tehlikelerin bizleri beklediğini anlattı. Sivrisinekler: Sadece Kaşıntıdan İbaret DeğilGeçen yaz Antalya”da tatil yapan 42 yaşındaki hastası yoğun bakımda yatarken Doktor Bey, sadece birkaç sivrisinek ısırığıydı demişti. Batı Nil virüsü taşıyan bir sivrisineğin ısırığı, onu 3 gün içinde nörolojik belirtilerle hastaneye getirmişti.Riskli Bölgeler: Batı Karadeniz”in nemli vadileri, Ege ve Akdeniz”in sulak alanları özellikle dikkat edilmesi gereken noktalar.Karadağ, sivrisinek ısırıklarında öncelikle antihistaminik kremler etkili olsa da, ateş, şiddetli baş ağrısı ve ense sertliği gibi belirtilerin ortaya çıkması durumunda, vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğini, klinik deneyimlerine dayanarak, C vitamini takviyesinin bağışıklık sistemini güçlendirdiğini ve lavanta yağının kimyasallara göre daha az yan etkiyle koruma sağladığını gösterdiğini söyledi.Kene: Gizlenen TehlikeTokat”tan gelen 58 yaşındaki çiftçi bir hastasının durumu, kene ısırıklarını ne kadar ciddiye almamız gerektiğinin acı bir örneğiydi. Ateşler içinde kıvranan hasta Bacağımda sadece bir siyah nokta vardı, önemsemedim demişti. Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi teşhisi konduğunda ise maalesef çok geçti.Riskli Bölgeler: Orta Anadolu ve Doğu Anadolu”nun kırsal kesimlerinde, özellikle Nisan-Ekim ayları arasında kene tehdidi maksimum seviyeye ulaşıyor.Kene çıkarma işleminin mutlaka steril koşullarda, doğru teknikle yapılması gerektiğini, keneyi ezerek veya çıplak elle çıkarmaya çalışmanın enfeksiyon riskini artırdığını, çıkarma sonrası 14 gün boyunca ateş, halsizlik, döküntü gibi belirtileri yakından takip edilmesi gerektiğini belirten Karadağ, kendi gözlemlerine dayanarak ısırık sonrası probiyotik kürü başlayan hastalarında bağırsak mikrobiyota dengesinin korunmasının, enfeksiyon sürecini olumlu yönde etkilediğini ifade etti. Kahverengi Keşiş Örümceği: Küçük Isırık, Büyük YaraMardin”den sevk edilen 33 yaşındaki kadın hastasının kolunda küçük bir kızarıklıkla başlayan süreç, dört gün içinde 5 cm çapında nekrotik bir yaraya dönüşmüştü. Riskli Bölgeler: Güneydoğu Anadolu”nun kuru iklimli bölgelerinde, özellikle Mardin, Şanlıurfa ve çevresinde yaygın olarak bulunuyor.Karadağ, kahverengi keşiş örümceğinin ısırığını diğerlerinden ayıran en önemli belirtinin, ısırık bölgesinde saatler içinde ortaya çıkan mavimsi bir halka ve merkezinin beyazlaşması olduğunu, bu belirtiler gözlemlendiğinde hemen bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğini söyledi. Karadağ, çay ağacı yağı kompresinin ısırık bölgesindeki inflamasyonu azalttığı ve anti-inflamatuar diyet protokolünün iyileşme sürecini hızlandırdığını ifade etti. Akrep: Saatler değil, dakikalar içinde müdahale şartŞanlıurfa”da, 7 yaşındaki bir hastanın akrep sokması sonucu hayatını kaybettiğine tanık olan Karadağ, çocuğun ailesinin perişan halde Sadece biraz ağladı, geçer sandık dediklerini nörotoksik etkili akrep zehrinin çocuklarda ve yaşlılarda saatler içinde ölümcül olabileceğini söylediRiskli Bölgeler: Mardin, Şanlıurfa, Gaziantep ve çevresi akrep popülasyonunun en yoğun olduğu bölgelerdir.Akrep sokmaları, mutlak tıbbi acildir. Isırık sonrası yaşanabilecek tükürük artışı, terleme, bulantı, nefes darlığı ve çarpıntı belirtilerini ciddiye alın. Vakit kaybetmeden 112″yi arayın.Karadağ, acil olarak tıbbi müdahale sonrası iyileşme sürecinde, ashwagandha gibi adaptojenik bitkilerle stres yönetiminin, hastalarında tedaviye yardımcı olarak pozitif sonuçlar verdiğini söyledi.Alıntı Metni Grafik: Harun ElibolBÖLGESEL RİSK DEĞERLENDİRMESİ: YAŞADIĞINIZ YER NE KADAR GÜVENLİ?Her coğrafi bölgenin kendine özgü böcek ekosistemi olduğunu belirten Karadağ, poliklinik deneyimlerine dayanarak hazırladığı risk haritasını bizlerle paylaştı ve yaşadığımız veya seyahat edeceğimiz bölgelere göre alınması gereken önlemleri anlattı:KARADENİZ BÖLGESİ (YÜKSEK RİSK)Karadeniz”in nemli ortamı, Lyme hastalığı taşıyan kenelerin ve Batı Nil Virüsü taşıyan sivrisineklerin üremesi için ideal koşullar sunuyor. Trabzon”dan gelen 28 yaşındaki hastamın durumu, ormanlık alanlarda yapılan yürüyüşlerin ne kadar riskli olabileceğinin kanıtı. Çay toplama sırasında fark etmediği bir kene, onu haftalarca süren Lyme tedavisine mahkûm etmişti.Bu nedenle ormanlık alanlara girmeden önce pantolon paçalarınızı çoraplarınızın içine sokun, açık renkli giysiler tercih edin ve düzenli olarak vücut kontrolü yapın.EGE BÖLGESİ (ORTA RİSK)Ege”nin turistik sahillerinde her yaz onlarca denizanası vakası görüyoruz. İzmir”den tatil için gelen 22 yaşındaki erkek hasta, denizanası temasının yaratabileceği şiddetli alerjik reaksiyonun canlı örneğiydi.Kolu şişmeye başladığında, arkadaşlarıyla dalga geçiyorlardı diyen yakınları hastayı acil servise bilinç bulanıklığıyla getirmişlerdi.Rüzgârlı günlerin ertesinde denize girmeden önce sahil güvenliğe danışın, denizanası görüldüğünde kesinlikle sudan çıkın.AKDENİZ BÖLGESİ (YÜKSEK RİSK)Akdeniz iklimi, sivrisineklerin yanı sıra çıyan popülasyonu için de elverişli. Antalya”dan 45 yaşındaki kadın hastamız, bahçe işleri sırasında fark etmediği bir çıyan ısırığı sonrası şiddetli lokalize reaksiyon geliştirmişti. Pişmanlıkla Sadece bahçe eldiveni giyseydim keşke diyordu.Bahçe işleri ve doğa yürüyüşleri için koruyucu eldiven ve bot kullanımı şart. Yarıca riskli bölgelerde bu işle uğraşanlar yatmadan önce yatak ve nevresimlerini kontrol etmeli.İÇ ANADOLU BÖLGESİ (ORTA-YÜKSEK RİSK)Konya, Kayseri ve Sivas çevresinde Kırım-Kongo kanamalı ateşi (KKKA) taşıyan keneler ve tarım alanlarında yoğunlaşan arı popülasyonu, her yıl yüzlerce hastayı acil servislere taşıyor. Mecburi hizmetimi yaptığım Samsun’un Ladik ilçesinde köyden sevk edilen 39 yaşındaki çiftçi, bağ bakımı sırasında kene ısırığına maruz kalmıştı. KKKA tedavisi devam ederken “Eldivenle bile önlem almak gerekiyormuş, şimdi anladım diyordu. Tarla ve bahçe çalışmalarında uzun kollu, açık renkli giysiler tercih edin, iş bitiminde mutlaka duş alın ve vücudunuzu kontrol edin.DOĞU ANADOLU BÖLGESİ (YÜKSEK RİSK)Yüksek rakımlı bu bölgede, özellikle hayvancılıkla uğraşanlarda kene kaynaklı hastalık görülme oranı oldukça yüksek. Erzurum”dan gelen 52 yaşındaki hayvancılıkla uğraşan erkek hasta, Koyunları kırkarken elime bulaşmış dediği keneden KKKA virüsünü kapmıştı.Hayvan bakımı sonrası detaylı vücut kontrolü yapın, özellikle kılların yoğun olduğu bölgeleri, kulak arkalarını ve kasık bölgesini ihmal etmeyin.GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ (ÇOK YÜKSEK RİSK)Türkiye”nin akrep ve zehirli örümcek popülasyonunun en yoğun olduğu bölge. Şanlıurfa”da 7 yaşındaki bir kızın, taş duvarların arasından çıkan akrebin sokması sonucu hayatını kaybettiğine tanık oldum. Bu bölgede yaşayanlar yatak ve nevresimlerinizi her akşam kontrol etmeli, ayakkabılarını giymeden önce silkelemeli ve evdeki çatlak ve yarıklar tamir edilmeli.MARMARA BÖLGESİ (DÜŞÜK-ORTA RİSK)Kentleşmenin en yoğun olduğu bu bölgede bile böcek ısırıkları az değil. İstanbul”dan gelen 35 yaşındaki kadın hasta, Belgrad Ormanı”nda piknik sonrası bacağında fark ettiği keneyi kendi çıkarmaya çalışmış, enfeksiyon kapmıştı. Tedavi sürecinde. Doktor görsün diye keneyi sakladım, iyi ki sakladım. diyordu.Şehir çevresindeki ormanlık alanlarda bile kene riski var. Piknik sonrası mutlaka vücut kontrolü yapın, kene fark ederseniz kendi çıkarmaya çalışmadan en yakın sağlık kuruluşuna başvurun. İlk 15 Dakika Protokolü: Hayat Kurtaran Adımlar“Acil servislere gelen vakaların büyük çoğunluğunda, ısırık sonrası ilk dakikalarda yapılan müdahalelerin yetersiz veya yanlış olduğunu görüyoruz.” diyen Karadağ, bir hekim olarak önerdiği ilk müdahale adımlarını şöyle sıraladı:Isıran Böceği Teşhis Edin: Mümkünse fotoğraflayın. Bir şey ısırdı ama ne olduğunu bilmiyorum cümlesi, acil serviste en sık duyduğulan ve tedaviyi zorlaştıran ifade.Doğru Temizleme: İlk tepki olarak ısırık bölgesini tükürükle ıslatmak, çamur sürmek gibi halk arasında yaygın olan yöntemler enfeksiyon riskini artırır. Hindistan cevizi yağı ve kekik esansiyel yağı karışımı, klinik deneyimlerime göre etkili bir antimikrobiyal seçenektir.Akıllı Soğuk Uygulama: Buzun doğrudan cilde uzun süre teması doku hasarına neden olabilir. 10 dakikalık aralıklarla, bir bez içinde uygulanan buz kompresi ödem kontrolünde idealdir.İçsel Destek Mekanizması: Acile gelen hastalarımın birçoğunda, ısırık sonrası C vitamini ve çinko alımı ile daha az komplikasyon geliştiğini gözlemledim. 500mg C vitamini ve 50 mg çinko takviyesi, antitoksik mekanizmalarınızı aktive eder.Sirkenin Antimikrobiyal Etkisi: Klinik çalışmalar, organik elma sirkesinin antimikrobiyal etkisini destekliyor. 1 çay kaşığı organik elma sirkesi ve bir bardak su karışımı, ısırık sonrası biyofilm oluşumunu engelleyebilir.Karadağ, farklı yaşam tarzlarına göre bu tarz böcek ısırmalarına karşı koruyucu önlemleri şöyle sıraladı: Şehirde Yaşayanlar İçin: Apartman dairelerinde bile sivrisinek ve hamam böceği tehdidi mevcuttur.Okaliptüs ve limon esansiyel yağı karışımı difüzörü, hem sinüs problemlerini azaltır hem de böcekleri uzak tutar.Kırsal Kesimde Yaşayanlar İçin: Genelde insanların büyük kısmı, çamaşır suyu kokusunun böcekleri uzaklaştırdığına inanıyor. Ancak cilt tahrişi ve solunum sistemi irritasyonu yaratabilecek bu yöntem yerine, çay ağacı yağı ile yıkanan açık renkli giysiler daha güvenli bir koruma sağlıyor.Alerjik Bünyeler İçin: İstanbul”dan sevk edilen 29 yaşındaki erkek hasta, tek bir arı sokması sonucu anafilaktik şok geçirmişti. Alerjim olduğunu biliyordum ama yanımda hiç önlem yoktu diyordu. Bal mumu ve propolis karışımı kremler, özellikle alerjik reaksiyona yatkın hastalarda koruyucu bariyer oluşturuyor.Aktif Sporcular İçin: Maraton koşucusu bir hastam, Antrenman sonrası terliyken dinlenmeye çekildiğimde sivrisinekler adeta beni buluyordu diye anlatmıştı. Terleme sonrası magnezyum sprey kullanımı, vücut kokusunu nötralize ederek böcek çekiciliğini azaltıyor.Trekking, kamp ve doğa yürüyüşlerine giden kişlere beş temel doğal çözüm:• Aktif Kömür Tabletleri: Toksinlerin gastrointestinal sistemde emilimini engeller. Özellikle oral yolla alınan toksinlerde hayat kurtarıcı olabilir.• Manuka veya Meşe Balı: Yüksek antibakteriyel aktivitesi ile özellikle nekrotik yaralarda bile umut vaat ediyor. • Homeopatik Apis Mellifica: Arı sokmalarında şişlik ve ağrıyı azalttığını klinik pratiğimde gözlemlediğim bir preparat.• Doğal Antimikrobiyal Kompleks: Çay ağacı yağı ve hindistan cevizi yağı karışımı, hastalarımda kimyasal antiseptiklere alternatif olarak kullandığım etkili bir formül.• Probiyotik Sprey: Cilt mikrobiyomunuzu güçlendirerek lokal immün yanıtı destekleyen, yakın zamanda klinik pratiğime eklediğim bir yaklaşım. ACİL DURUM KIRMIZI ÇİZGİLERAytaç Karadağ, aşağıdaki belirtilerden herhangi birini gözlemlediğinizde zaman kaybetmeden 112″yi aramanızı veya en yakın sağlık kuruluşuna başvurmanız gerektiğini söyledi ve belirtileri listeledi:Nefes Darlığı: Özellikle arı, yaban arısı ve akrep sokmalarında dakikalar içinde gelişebilen bu belirti, anafilaktik şokun habercisi olabilir.Hızla Yayılan Kızarıklık: Isırık bölgesinden hızla genişleyen kızarıklık, selülit veya fasiit gibi ciddi enfeksiyonların işareti olabilir.Bilinç Bulanıklığı: Nörotoksik etkili zehirler (özellikle akrep, bazı örümcek ve yılan türleri), merkezi sinir sistemini etkileyerek konfüzyona neden olabilir.Meslek hayatı boyunca edindiği en önemli dersin ‘Doğaya saygı duymak ve onunla uyum içinde yaşamayı öğrenmek” olduğunu söyleyen Karadağ, böceklerin, ekosistemimizin vazgeçilmez parçaları olduğunu tamamen yok edilmelerinin ekolojik denge açısından arzu edilir bir şey olmadığını, onlarla güvenli bir mesafede yaşamayı, doğanın sunduğu tehlikelere karşı yine doğanın sunduğu çözümlerle korunmayı öğrenmek zorunda olduğumuzu sözlerine ekledi.İLK BAHAR VE YAZ AYLARINA DİKKAT!Genellikle böcek ısırığı vakalarını en çok ilkbahar ve yaz aylarında görüldüğümü belirten Karadağ, bunun başlıca nedenlerini söyle açıkladı:Sıcak hava, birçok böcek türünün (sivrisinek, kene vb.) üremesi ve aktif olması için ideal koşulları sağlar. Daha fazla dışarıda vakit geçirme: İnsanlar yazın açık havada daha fazla zaman geçirdiği için böceklerle temas etme olasılığı artar.Türkiye’de her yıl 1240 kişi böcek ısırığından ölüyormuş. Dünya genelinde istatistiki bir veri var mı?Dünya Sağlık Örgütü’nün resmi sayfasındaki istatistiklere göre dünya genelinde yılda 700.000 insan direkt olarak böcek ısırığı veya böceğin ağzında taşıdığı zehir-virüs nedeniyle ölmektedir. Genellikle böcek ısırıklarından doğrudan ölüm (örneğin zehir veya anafilaktik şok nedeniyle) daha nadirdir.Bu tür yüksek sayılar sıklıkla böceklerin (sivrisinek, kene vb.) taşıdığı ve bulaştırdığı hastalıklar (sıtma, Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi gibi) sonucu meydana gelen ölümleri de kapsar. Ayrıca bu 700000 rakamına böcek ısırığına bağlı gelişen alerjik reaksiyonlar dahil edilmemiştir.

Source: Sedef Batı


Dikkat! Riskli besinlerde ilk sırada yer alıyor… Kansere karşı 10 beslenme önerisi

Kanser günümüzde dünya çapında ve ülkemizde halk sağlığını tehdit eden en önemli hastalıklardan biri olarak öne çıkıyor. Kalp ve damar hastalıklarından sonra 2’inci en yaygın ölüm nedeni olan kanser, her yıl milyonlarca insanın yaşamını olumsuz etkiliyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü meme kanseri olurken, erkeklerde akciğer kanseri ilk sırada yer alıyor. Bununla birlikte kolorektal, prostat, mide ve rahim kanserlerinde de belirgin bir artış yaşandığı belirtiliyor. GLOBOCAN (Global Cancer Observatory) raporunun verilerine göre; kanser tanısı alma oranında 2040 yılında yüzde 48 artış görülecek ve yaklaşık 30 milyon kişiye yeni kanser tanısı konulacak.Ancak kanser riski sağlıklı beslenme ve doğru yaşam tarzıyla yüzde 30-40 oranında azaltılabilir. İşte yapılması gerekenler… Obezite, sadece kronik hastalıklarla değil, aynı zamanda; meme, kolorektal, özofageal, böbrek, safra kesesi, rahim, pankreas ve karaciğer dahil olmak üzere, birçok kanser türüyle de doğrudan ilişkili oluyor. Yağ dokusunun fazlalığı; vücutta östrojen, insülin, insülin benzeri büyüme faktörü-1 (IGF-1) gibi hormonların seviyelerini yükselterek kanser oluşumuna zemin hazırlayabiliyor.Ayrıca obeziteye bağlı kronik inflamasyon vücuttaki hücre hasarını artırarak kanser riskinde artışa sebep oluyor. Bu nedenle, yemeklerde aşırıya kaçmayarak ideal vücut ağırlığını korumak; hem genel sağlık hem de kanserden korunma açısından büyük önem taşıyor. Antioksidanlar, vitaminler, lif ve fitokimyasallar açısından zengin olan sebze ve meyveler hücre hasarını önlemeye yardımcı oluyorlar. Renkli ve çeşitli sebze-meyve tüketimi vücudun doğal savunma mekanizmalarını güçlendiriyor. Bu etkileri sayesinde kanserin oluşma riskini azaltmada oldukça önem taşımaktadırlar.Günde 5 porsiyon (yaklaşık 400 gram) sebze ve meyve tüketiminin kanserden korunmada etkili olabileceği bilinmektedir. Özellikle koyu yeşil yapraklı sebzeler, kükürtlü sebzeler, kırmızı-mor meyveler, turuncu renkli sebze ve meyveler önerilmektedir. Tam buğday, yulaf ve bulgur gibi tam tahıllar, sebze ile meyveler, bağırsak sağlığını destekleyen lif açısından zengin besin kaynaklarını oluşturuyorlar. Günde yaklaşık 25-30 gram lif alımı sindirim sistemini düzenleyerek toksinlerin vücuttan atılmasını kolaylaştırıyor. Önerilen miktarlarda lif alımı sindirim sistemini desteklerken, kolon kanseri başta olmak üzere, bazı kanser türlerine karşı koruyucu etki gösteriyor. Beyaz unlu ürünler yerine tam tahıl içeren besinlerin tercih edilmesi lif alımını artırmayı sağlıyor. Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC) tarafından; sosis, salam ve sucuk gibi işlenmiş etler, “Grup 1 Kanserojen” yani en riskli besinler olarak sınıflandırıldı. Özellikle bu gıdaların içerdikleri nitrit, nitrat ve yüksek sıcaklıkta işleme sırasında oluşan zararlı bileşikler, başta kolorektal kanser olmak üzere, sindirim sistemi kanserleriyle ilişkilendirilmektedir Araştırmalara göre, her gün 50 gram işlenmiş et tüketen bireylerde kolorektal kanser riski yaklaşık yüzde 18 oranında artmaktadır. Kırmızı etin yüksek miktarda ve hatalı pişirme yöntemleriyle tüketilmesi bazı kanser türleriyle ilişkilendiriliyor. Özellikle haftada 500 gramdan fazla kırmızı et tüketiminin, başta kolorektal kanser olmak üzere, sindirim sistemi kanserlerinin oluşma riskini artırabileceği gösterilmiş.Yüksek ısıda, özellikle közde veya mangalda pişirilen etlerde oluşan heterosiklik aminler (HCA) ve polisiklik aromatik hidrokarbonlar (PAH) gibi zararlı bileşikler, kanserojen etki gösteriyor. Dolayısıyla kansere karşı kırmızı et tüketimi sınırlandırılmalıdır. Haftada 1-2 kez, haşlama ya da fırınlama gibi sağlıklı pişirme yöntemleriyle tüketmek daha güvenlidir. Aşırı şeker tüketimi obezite riskini artırarak dolaylı yoldan bazı kanser türlerine zemin hazırlayabiliyor. Ayrıca yüksek glisemik indeksli gıdalar vücutta kronik inflamasyonu tetikleyebiliyor. Bu nedenle şekerli içecekler, tatlılar ve beyaz un içeren ürünler gibi rafine karbonhidratlardan uzak durulmalı; yerine tam tahıllar, meyve, sebze ve doğal karbonhidrat kaynakları tercih edilmelidir. Doymuş yağlar (tereyağı, kuyruk yağı gibi hayvansal kaynaklı yağlar) ve trans yağlar (margarin, paketli atıştırmalıklar, kızartılmış fast food ürünleri) aşırı tüketildiklerinde vücutta iltihaplanmayı artırarak bazı kanser türlerine zemin hazırlayabiliyor. Bunun aksine, Omega-3 yağ asitlerinin inflamasyonu azaltarak özellikle meme ve prostat kanserine karşı koruyucu etkileri olduğu saptanmış. Ayrıca araştırmalar, Akdeniz tipi beslenmede yaygın olarak kullanılan zeytinyağı, ceviz ve avokado gibi sağlıklı yağ kaynaklarının kanser riskini azaltmada destekleyici olduğunu ortaya koyuyor. Turşu, hazır çorbalar, işlenmiş atıştırmalıklar ve salamura gıdalar aşırı sodyum içeriyorlar. Aşırı tuz tüketimi de özellikle mide kanseri riskini artırabiliyor. Etiket okuma alışkanlığı kazanmak, işlenmiş gıdaları azaltmak, yemekleri tuz yerine limon, baharat ve sarımsak gibi doğal aromalar ile lezzetlendirmek; hem genel sağlık hem de kanserden korunma açısından önem taşıyor. Dünya Sağlık Örgütü; günlük tuz tüketimini, yaklaşık bir çay kaşığına denk gelen 5 gramla sınırlandırmayı öneriyor. Kızartma, közleme ve yüksek ısıda pişirme yöntemleri kansere neden olabilecek zararlı bileşiklerin oluşmalarına yol açabiliyor. Özellikle etlerde kömürleşme kanser riskini artırıyor. Bu nedenle haşlama, buğulama, fırınlama ya da ızgarada yanmadan pişirme gibi daha sağlıklı yöntemler tercih edilmelidir. Aynı zamanda yiyecekleri aşırı karartmamak, kömürleşmiş bölümleri tüketmemek ve pişirme süresine dikkat etmek, kanser riskini azaltmak açısından önemlidir. Alkol, başta karaciğer, meme, yemek borusu ve kolon kanseri olmak üzere, birçok kanserle ilişkili oluyor. Her düzeyde alkol tüketimi kanser riskini artırıyor; güvenli bir alt sınır belirtilmiyor. Uluslararası Sağlık Otoriteleri, kanserden korunmak için alkolün tamamen bırakılmasını öneriyor.

Source: Hurriyet.com.tr


Eşini ve çocuklarını uyandırmak istemedi… Bir doktorun trajik sonu!

Antalya da yürek yakan olay dün sabaha karşı saat: 04.00 sıralarında yaşandı. Konyaaltı ilçesi Gürsu Mahallesi nde, bir apartmanın 4. katında oturan ve yoğun bakım uzmanı olarak Kepez Devlet Hastanesi nde çalışan Uzm. Dr. Hamdi Oğrağ ın telefonu çaldı. resim#1241848# AA ve İHA daki haberlere göre hastaneden gelen bu telefonu açmak ve evde uyuyan eşiyle çocuklarını uyandırmadan konuşmak için Oğrağ, evlerinin balkonuna çıktı. DENGESİNİ KAYBEDİP 4. KATTAN DÜŞTÜ Oğrağ, telefonda konuşurken bir anda dengesini kaybedip 4. kat balkonundan düştü. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ağır yaralanan Oğrağ, önce özel bir hastaneye ardından Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’ne sevk edildi. MÜDAHALELERE RAĞMEN KURTARILAMADI Burada yapılan müdahalelere rağmen Uzm. Dr. Hamdi Oğrağ, dün saat: 13.00 sıralarında kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Tecrübeli doktorun ailesi, yakınları ve meslektaşları acı haberle gözyaşlarına boğuldu.

Source: Habertürk


Çin”de huzurevinde yangın! Onlarca ölü var

Çin”in kuzeyindeki Hıbey eyaletinde Çıngdı şehrinin Longhua ilçesinde bir huzurevinde sabah saatlerinde yangın çıktı. Yangında 20 kişinin yaşamını yitirdiği, geri kalan huzurevi sakinlerinin ise çevredeki hastanelerde müşahede altına alındığı belirtildi.

Source: Erkan Talu