“Hastalıklar ve Durumlar: Sağlıkta Son Gelişmeler ve Önlemler”

Tansiyon ilaçları: Herkes aynı ilacı kullanamaz

Tansiyon ilacına ne zaman başlanmalı?

140/90 eşiği genellikle ilaç başlama sınırı olarak kabul edilir. Ancak hastanın böbrek hastalığı, şeker hastalığı, kalp-damar hastalığı varsa hedef değer daha düşüktür: 130/80. Bazen tansiyon 135/85 iken bile tedaviye başlanabilir. Çünkü hedef sadece rakamı düşürmek değil, organ hasarını önlemektir. (Kaynak: European Society of Hypertension – Treatment Thresholds in 2023 Guidelines)

Yan etkiler neden farklıdır?

Aynı ilacı kullanan iki hastanın etkileri çok farklı olabilir. Çünkü:

– Genetik yapı.- Yaş.- Karaciğer ve böbrek metabolizması.- Başka hastalıklar.

İlacın vücutta nasıl işlendiğini değiştirir. Bu yüzden biri için “çok iyi gelen” ilaç, başka birinde ciddi sorun yaratabilir.(Kaynak: Harvard Health – Variability in Medication Response)

İlaçlar cinselliği etkiler mi?

Bazı tansiyon ilaçları cinsel isteksizlik ya da sertleşme sorununa yol açabilir. Özellikle eski tip beta blokerler bu açıdan kötü şöhretlidir. Yeni nesil ilaçlar bu etkiyi azaltmıştır. Ancak şikayet varsa doktorla paylaşılmalı. Çözüm, ilacı bırakmak değil, değiştirmek olmalı. (Kaynak: Journal of Sexual Medicine – Antihypertensives and Sexual Side Effects)

İlaçlar kime göre seçilir?

Her hastanın tansiyon profili farklıdır. Bazı kişiler gece tansiyonu yüksek yaşar, bazılarında nabız da yüksektir.

– Yaş- Kilo- Eşlik eden hastalıklar- Başka ilaç kullanımı- Böbrek fonksiyonu gibi birçok etken hangi ilacın verileceğini belirler. (Kaynak: American Heart Association – Patient-Centered Therapy in Hypertension)

İlacın dozu sabit midir?

Hayır. Tansiyon ilaçları genellikle düşük dozla başlanır. Etki yetersizse doz artırılır ya da başka bir grup eklenir. Birçok hasta kombine tedavi kullanır: örneğin beta bloker + diüretik. Ancak fazla ilaç kullanmak, fazla etki anlamına gelmez. Her ilacın kendi riski vardır. (Kaynak: Cleveland Clinic – Titration Strategy in Hypertension Therapy)

Tansiyon düşürücü ilaçlar yaşam boyu mu kullanılır?

Çoğu hastada evet. Çünkü hipertansiyon kronik bir hastalıktır. Ancak bazı kişilerde yaşam tarzı değişiklikleriyle ilaç dozu azaltılabilir. Hatta bazı hafif vakalarda tamamen kesmek bile mümkündür.

Tabii bu karar mutlaka hekim kontrolünde alınmalıdır. Rastgele ilaç kesmek krize yol açabilir.(Kaynak: ESC Position Paper – Withdrawal of Antihypertensive Therapy)

Sonuç: İlacın adı değil, hastanın durumu önemlidir

Tansiyon tedavisinde standart reçete yoktur. Aynı ilacı herkes kullanamaz. Doğru ilaç, doğru hasta ve doğru zaman birlikte değerlendirilmeli. Hekimle açık iletişim, yan etkileri bildirme ve sabırlı takip başarıyı getirir.

‘İlaç kullanıyorum ama tansiyonum düşmüyor’

Tansiyonun düşmemesinin 3 ana nedeni olabilir:1. Uyumsuzluk: Hasta ilacı düzenli kullanmıyordur.2. İkincil hipertansiyon: Altta başka bir hastalık vardır. (örnek: böbrek damar tıkanıklığı)3. Dirençli hipertansiyon: 3 ilaç kullanılsa bile kontrol sağlanamıyordur.

Böyle durumlarda ilaç dozu değil, hastalık değerlendirmesi gözden geçirilmelidir.(Kaynak: NIH – Resistant Hypertension Clinical Review)

En sık kullanılan 5 tansiyon ilacı

1. ACE inhibitörleri (örnek: ramipril, enalapril): Damarları gevşetir. Kalp ve böbrek hastalarında tercih edilir. En sık yan etkisi kuru öksürüktür.

2. Beta blokerler (örnek: metoprolol, bisoprolol): Kalp hızını yavaşlatır. Kalp krizi geçirenlerde ve çarpıntı yaşayanlarda verilir. Yorgunluk ve cinsel isteksizlik yapabilir.

3. Diüretikler (örnek: hidroklorotiyazid): Vücuttaki fazla tuzu ve sıvıyı atar. Yaşlılarda ve tuz hassasiyetinde etkilidir. Elektrolit kaybı ve gece sık idrara çıkma olabilir.

4. Kalsiyum kanal blokerleri (örnek: amlodipin): Damar düz kaslarını gevşetir. En yaygın kullanılan gruptur. Ayakta ödem ve baş ağrısı yapabilir.

5. ARB’ler (örnek: valsartan, losartan): ACE grubuna benzer ama öksürük yapmaz. Genç hastalarda sık tercih edilir.

(Kaynak: Mayo Clinic – Antihypertensive Drug Classes and Effects)

– Tansiyon krizi nedir?- Hangi değerler acil risk taşır?- Evde müdahale ne zaman yapılmalı, ne zaman acile gidilmeli?- Kriz anında yapılan yaygın 7 hata nedir?

Source: Haber Merkezi


Bakan açıkladı: 5 ilaç daha geri ödeme kapsamına alındı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, sosyal medya hesabından açıklama yaptı.

Işıkhan “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantımızın ardından açıkladığı müjdeyle kanserle mücadele eden vatandaşlarımıza önemli bir destek sağlayacağız. Vücudun kendi bağışıklık sistemiyle beraber 25 farklı kanser alt türüne karşı uygulanan 5 immünoterapi ilacını Sosyal Güvenlik Kurumumuzun geri ödeme kapsamına alıyoruz. Yapılacak düzenlemeyle 48 bin kanser hastası bu tedavilerden faydalanacak. Düzenlemeyle birlikte geri ödeme listesindeki kanser ilacı sayısı 784″e yükselmiş olacak. Kanserle savaşan vatandaşlarımızın mücadelelerinde yanlarında olmaya devam edeceğiz. İlaçların hastalarımıza şifa olmasını temenni ediyorum” ifadelerini kullandı.

Source:


Sıcak hava binlerce kişiyi öldürdü! Isı kubbesi yeryüzzüne çöktü

katına çıkardığını ortaya koydu.Bilim insanları, Haziran sonu ile Temmuz başında Avrupa”yı etkisi altına alan sıcaklıkların, iklim değişikliği olmasaydı 1 ila 4 derece daha serin geçeceğini belirtti.12 ŞEHİRDE 2 BİN 300 ÖLÜMAraştırma, Londra, Paris, Madrid, Barselona ve Roma dahil olmak üzere 12 büyük Avrupa kentinde toplam 2 bin 300 sıcaklığa bağlı ölüm yaşandığını tahmin ediyor. Bunların yaklaşık bin 500″ü, yani yüzde 65″i insan faaliyetleri kaynaklı küresel ısınmadan kaynaklanıyor.Geçtiğimiz hafta Londra’da sıcaklıklar 34°C’ye kadar yükselmiş ve Birleşik Krallık Sağlık Güvenliği Ajansı, halk sağlığı için amber düzeyinde sıcaklık uyarısı yayımlamıştı.”SESSİZ AMA YIKICI”: EN ÇOK YAŞLILAR ETKİLENİYORAraştırmada görev alan bilim insanları, sıcak hava dalgalarının “sessiz ama yıkıcı” olduğunu vurgulayarak, 1.3°C”lik mevcut küresel ısınmanın bile yaşlılar ve savunmasız gruplar için ölümcül sonuçlar doğurduğunu belirtti.Londra’daki 263 ölümün yanı sıra, Madrid’de 317 ve Paris’te 235 kişinin sıcak hava nedeniyle hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. Çoğu ölümün ileri yaş gruplarında gerçekleştiği belirtildi. Uzmanlar, Avrupa genelinde yaşlanan nüfusun, daha uzun, daha sıcak ve daha sık yaşanan sıcak hava dalgaları karşısında giderek artan bir risk altında olduğuna dikkat çekti.”ISI KUBBESİ” SICAKLARI ARTIRDI23 Haziran ile 2 Temmuz tarihleri arasında Avrupa’nın üzerinde oluşan yüksek basınçlı “ısı kubbesi”nin, sıcak ve kuru havayı bölgeye hapsettiği ve Kuzey Afrika’dan gelen sıcak hava kütlesiyle birlikte sıcaklıkları olağanüstü seviyelere taşıdığı ifade edildi.Bilim insanları, bu tür analizlerin sadece 12 şehirde yapıldığını ve bu verilerin Avrupa’daki gerçek sıcaklığa bağlı ölüm tablosunun sadece küçük bir kısmını yansıttığını vurguladı. Gerçek sayıların on binlere ulaşabileceği ifade ediliyor.

Source: Özgür Bayrak


Filistinliler haykırdı: Dünya nerede

Katil İsrail, 7 Ekim 2023″ten bu yana soykırım uyguladığı Gazze Şeridi”nde son 24 saatte 105 Filistinliyi daha katletti. Şehit sayısı 57 bin 680″e çıktı. Birleşmiş Milletler (BM) kurumlarından yapılan açıklamalar ise Gazze”deki insanlık dışı şartları bir kez daha insanlığın yüzüne utanç lekesi olarak çarptı: Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu, İsrail”in yardım girişini engellediği ve saldırılarıyla insani felakete sebep olduğu Gazze”de 50 bin hamile ve emziren kadının günlerdir yemek yiyemediğini duyurdu. “YARDIMLARI AÇIN” BM”nin açıklamasında “Bebekler çok erken, çok küçük doğuyor” denildi. İsrail”in insani yardım girişini kısıtladığı Gazze”de bebeklerini emziren annelerin son derece yetersiz beslendiğine dikkati çekilen açıklamada, Gazze”de bebek mamasının da bittiği vurgulandı. Açıklamada, “Gazze Şeridi”nde yenidoğanlar ölüm veya ömür boyu sürecek sağlık sorunları riskiyle karşı karşıya. Bu önlenebilir, Gazze”yi insani yardım girişine açın” ifadelerine yer verildi. “EN KÖTÜ DURUM” Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı, Gazze Şeridi”ndeki nüfusun yarısını oluşturan çocukların yaşamlarının savaş ve yıkımla damgalanmış olduğunu belirtti. Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Gıda Programı (WFP) İcra Direktör Yardımcısı Carl Skau, İsrail”in saldırı ve ablukası altındaki Gazze”de insani durumun, şimdiye kadar tanık olduğu en kötü seviyede olduğunu belirtti. Al Jazeera”ye konuşan Filistinliler ise “Eylem görmek istiyoruz. Her gün ölüm var. Açlık her yerde. Sağlıksız yiyecekler tüketiyoruz ve bunlar büyük ölçüde bulunmuyor. Kirli su içiyoruz. Evlerimizi ve hayatlarımızı kaybettik. Bize yardım edecek dünya nerede?” şeklinde haykırdı. İsrail”in ölüm tuzağı olarak kullandığı yardım dağıtım merkezlerinde Filistinlileri hedef aldığı sistematik saldırılar sonucu 27 Mayıs”tan bu yana 766 kişi öldü. BU HAFTA ATEŞKES OLABİLİR ABD Başkanı Donald Trump ile Gazze Kasabı İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu dün Beyaz Saray”da ikinci kez bir araya geldi. Trump bu hafta bir ateşkes olabileceğini yineledi. İNSANLIĞIN GAZZELİ ÇOCUKLARIN GÖZLERİNE BAKACAK YÜZÜ KALMADI Almanya Federal Meclisi (Bundestag) önünde, “Gazze”deki çocukların gözlerine bakmak” isimli protesto eylemi gerçekleştirildi. Eylemde, Gazze”deki çocukların portreleri binanın önündeki alanda sergilendi.

Source: Sabah


Isı kubbesi yere çöktü, binlerce kişi canından oldu: Türkiye de tehlikede

İngiltere ve Avrupa genelini etkisi altına alan aşırı sıcaklar, ölümcül sonuçlara yol açtı. Sadece Londra’da sıcak hava dalgası nedeniyle 263 kişinin hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. Paris, Madrid, Barselona ve Roma gibi şehirlerin de dahil olduğu 12 büyük Avrupa kentinde toplam ölümlerin sayısı 2 bin 300″e ulaştı.

BİLİM İNSANLARI UYARIYOR: İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ETKİSİ BARİZ

Haziran sonu ile Temmuz başında yaşanan bu aşırı sıcaklıkların, iklim değişikliği olmasaydı 1 ila 4 derece daha düşük olacağı açıklandı. Yapılan araştırmalarda, kayıtlara geçen ölümlerin yaklaşık yüzde 65’inin insan kaynaklı küresel ısınmadan kaynaklandığı vurgulandı. Bu da yaklaşık 1.500 kişinin iklim değişikliği nedeniyle yaşamını yitirdiği anlamına geliyor.

LONDRA, PARİS, MADRİD EN ÇOK ETKİLENEN KENTLER

Birleşik Krallık Sağlık Güvenliği Ajansı, sıcaklıkların 34°C’ye kadar çıktığı Londra’da halk sağlığı için “amber” seviyesinde uyarı yayınladı. Aynı dönemde Madrid’de 317, Paris’te ise 235 kişinin sıcaklık kaynaklı nedenlerle hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. Ölümlerin çoğunun ileri yaş grubundaki bireylerde görüldüğü bildirildi.

TÜRKİYE DE RİSK ALTINDA

Uzmanlar, sıcak hava dalgalarının “sessiz ama yıkıcı” etkisine dikkat çekiyor. 1.3°C’lik mevcut küresel ısınmanın bile yaşlılar ve savunmasız gruplar üzerinde ölümcül etkiler yarattığı belirtiliyor. Avrupa genelinde ve coğrafyamızda yaşlanan nüfusun, daha uzun süren ve daha sık tekrarlanan sıcak hava dalgaları karşısında ciddi risk altında olduğu vurgulanıyor.

ISI KUBBESİ KUZEY AFRİKA’DAN SICAK HAVA TAŞIDI

Araştırmacılar, 23 Haziran – 2 Temmuz tarihleri arasında Avrupa’yı etkisi altına alan yüksek basınçlı “ısı kubbesi”nin, sıcak ve kuru havayı bölgeye hapsettiğini ve Kuzey Afrika’dan gelen sıcak hava kütlesiyle birlikte sıcaklıkların olağanüstü seviyelere ulaştığını aktardı.

GERÇEK ÖLÜM SAYISI ÇOK DAHA FAZLA OLABİLİR

Bilim insanları, analizlerin yalnızca 12 büyük şehirle sınırlı olduğunu ve bu verilerin Avrupa’daki toplam sıcaklık kaynaklı ölümlerin yalnızca küçük bir kısmını yansıttığını ifade etti. Gerçek rakamların on binlere ulaşabileceği uyarısında bulunuldu.

Source: Haber Merkezi


Yaşam süremiz ortalamanın üstünde

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), “Dünya Nüfus Günü 2025” bültenini yayımladı. Paylaşılan verilere göre Türkiye”de yaşam süresi, hem erkeklerde hem de kadınlarda dünya ortalamasının üzerinde yer alıyor. Yayımlanan bültende, Birleşmiş Milletler (BM) dünya nüfus tahminlerine göre, 2024 için doğuşta beklenen yaşam süresinin dünya genelinde 73,3 yıl, erkekler için 70,7 yıl ve kadınlar için 76 yıl olduğu vurgulandı. Türkiye”nin erkekler için 74,7 yıl, kadınlar için de 80 yıl olan doğuşta beklenen yaşam süresinin dünya ortalamasından yüksek olduğu görüldü. DÜNYADA 18″İNCİYİZ BM nüfus tahminlerine göre 2024″te en fazla nüfusa sahip ülke, 1 milyar 450 milyon 935 bin 791 kişiyle Hindistan olurken, bu ülkeyi 1 milyar 419 milyon 321 bin 278 kişiyle Çin ve 345 milyon 426 bin 571 kişiyle ABD takip etti. Bu üç ülke, dünya toplam nüfusunun yüzde 39,4″ünü meydana getiriyor. Türkiye ise 85 milyon 664 bin 944 kişilik nüfusuyla, nüfus büyüklüğüne göre 194 ülke arasında 18″inci sırada yer alırken, dünya toplam nüfusunun yüzde 1″ini oluşturdu. Erkekler için doğuşta beklenen yaşam süresinin en yüksek olduğu ülke, 84,6 yıl ile Monako olarak kayıtlara geçti. Kadınlarda beklenen yaşam süresinin en düşük olduğu ülke ise 54,9 yıl ile Nijerya oldu. Ülkelerin toplam nüfusları içindeki 0-17 yaş grubu çocuk nüfus oranları incelendiğinde, 2024″te en yüksek çocuk nüfus oranına sahip ülke, yüzde 56,5 ile Orta Afrika Cumhuriyeti olarak belirlendi. Türkiye”de bu oran yüzde 25,5 olarak tespit edildi. 15-24 yaş grubu genç nüfus oranları değerlendirildiğinde ise geçen yıl en yüksek genç nüfus oranına sahip ülkenin, yüzde 23,5 ile Suriye olduğu görüldü. Türkiye”nin genç nüfus oranı yüzde 14,9 olarak kayıtlara geçerken, bu alandaki dünya ortalaması ise 15,6 olarak dikkat çekti.

Source: Murathan Yildirim


Tolgahan Sayışman'dan takipçilerine uyarı: Çocuklarınıza dikkat edin

2005 yılında “Best Model of the World” unvanıyla dikkatleri üzerine çeken Tolgahan Sayışman, modellikte kalmak yerine rotasını oyunculuğa çevirerek bambaşka bir yolda ilerlemeyi tercih etti. 2009 yılında yayınlanan “Lale Devri” dizisinde canlandırdığı “Çınar” karakteriyle büyük bir çıkış yakalayan Sayışman, bu rolle milyonların sevgisini kazanırken; “Asla Vazgeçmem”, “Elveda Rumeli” ve “Şeref Sözü” gibi dizilerle oyunculuktaki başarısını da perçinledi.Sayışman”ın özel yaşamı da en az kariyeri kadar ilgiyle takip ediliyor. 2014 yılında Arnavut asıllı oyuncu ve model Almeda Abazi ile tanışan ünlü isim, kısa sürede aşkını ilan etti. Çift, 13 Şubat 2017″de Los Angeles”ta sade bir törenle evlenerek hayatlarını birleştirdi. Zamanla “örnek çift” olarak anılmaya başlayan Tolgahan ve Almeda, uyumlu birliktelikleri ve samimi halleriyle beğeni topladı.Çiftin mutluluğu, 2019 yılında dünyaya gelen oğulları Efehan”la taçlandı. Minik Efehan, babasına olan fiziki benzerliği ve enerjik tavırlarıyla zaman zaman Sayışman”ın sosyal medya paylaşımlarında yer alıyor. 2021 yılında doğan kızları Alina ise annesine olan bağlılığı ve sevimliliğiyle dikkat çekiyor. İki çocuklu mutlu bir aile tablosu çizen çift, sık sık sevgi dolu karelerle hayranlarının karşısına çıkıyor. SAYIŞMAN”DAN ADENOVİRÜS UYARISI Ancak bu huzurlu tablo, son günlerde sağlık cephesinde yaşanan bir sorunla gölgelendi. Sosyal medya hesabından açıklama yapan Tolgahan Sayışman, çocuklarının adenovirüs nedeniyle zor günler geçirdiğini duyurdu: 10 gündür adenovirüsle uğraşıyoruz. Çocuklarınızı korumak için dikkatli olun. Ne yazık ki bu virüse karşı spesifik bir ilaç yok, antibiyotik de işe yaramıyor. Ancak bağışıklıkla atlatılabiliyor. Bol sıvı, yeterli dinlenme ve ateş düşürücülerle süreci desteklemeye çalışıyoruz.”

Source: Haberler


Meclis'i hastanelik eden salgın Türkiye geneline yayıldı

Geçtiğimiz günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi”nde (TBMM) ortaya çıkan vakalar endişeye neden oldu. Milletvekilleri ve Meclis personelinden 100″ü aşkın kişi; ishal, kusma ve yoğun halsizlik şikayetleriyle Meclis Hastanesi”ne başvurdu. SALGINLA İLGİLİ KORKULAN OLDU Meclis”i karıştıran ve Ankara”da da görülen salgınla ilgili korkulan oldu. Türkiye genelinde de görülmeye başlayan salgın kişiden kişiye hızla bulaşırken, hastalıktan etkilenen isimlerden biri olan Aile Hekimleri Federasyonu Genel Başkanı Dr. Türkü Yağmur Nehir”den dikkat çeken açıklamalar geldi. “NET BİR LABORATUVAR SONUCU MAALESEF HENÜZ YOK” Salgının Türkiye genelinde de seyrettiğini açıklayan Dr. Nehir, şunları ifade etti: “Pek çok vekilimiz de salgından etkilendi. O gün ben de etkilenenler arasındaydım. Sağlık komisyonunda bulunduğumuzdan dolayı. Ankara geneli salgını açıklayacak net bir laboratuvar sonucu maalesef henüz yok. Ve şebeke suyu analizleri şeffaf bir şekilde vatandaşlarımız ile paylaşılması lazım. “SICAK HAVAYLA BERABER RİSK UNSURLARI DA GÜNDEME GELDİ” Şu an için Ankara”da yoğun bir salgın bulunmasına rağmen tüm Türkiye”de de bir salgın vakaları duyuyoruz. Çünkü sıcak havayla beraber risk unsurları da gündeme gelmekte. O nedenle bir an önce bu tetkiklerin yapılarak bizlerle paylaşılmasını talep ediyoruz. Bu tür salgınlar genellikle şebeke suyuna karışan mikroplardan, hijyen eksikliği olan ortamlardan ya da toplu kullanım alanlarından bulaşabilmekte.” “ŞEBEKE SUYUNU DOĞRUDAN İÇMEMELİYİZ” Nehir, salgından korunmak için vatandaşlara da şu uyarıları yaptı. Sıcak hava ve yaz sebzelerinin pişirilmeden tüketilmesinin riskli olduğunu aktaran Dr. Nehir “Parklar, havuzlar, açıkta satılan yiyecekler, toplu yemek verilen yerler bu süreçte özellikle risk grubunu temsil ediyor. Ellerimizi sık sık sabunla yıkamalıyız. Şebeke suyunu doğrudan içmemeliyiz. Mümkünse kaynatarak tüketmeliyiz. Sebze ve meyveleri bol suyla yıkayıp tüketmeliyiz. Dışarıda açıkta satılan gıdalardan uzak durmalıyız.”

Source: Haberler


Bir şehirde salgın alarmı: Vaka sayısı giderek artıyor! Uzman isim uyardı: “Acil müdahale gerekiyor”

Ankara’da il genelinde görülen ishal salgını iddiaları yurttaşları ve sağlık çalışanlarını alarma geçirdi. Sağlık kuruluşlarına ishal şikayetiyle gelen hasta sayısındaki artış dikkat çekti.

ÇOK SAYIDA HASTA VAR

Aile Hekimleri Federasyonu (AHEF) Genel Başkanı Doktor Türkü Yağmur Nehir, bu tür bir salgın durumunda nelere dikkat edilmesi gerektiğini Cumhuriyet’e anlattı.

Ankara’da hem hastanelere hem de aile hekimlerine ishal şikayetiyle gelen çok sayıda hastanın olduğunu söyleyen Nehir, “Yalnızca ishal şikayetiyle değil, üst solunum yoluyla birlikte (öksürük, hapşırık gibi) şikayetler de seyrediyor” dedi.

“ACİL MÜDAHALE GEREKİYOR”

Bu tür durumlarda hastaların durumunu toparlayabilmek için acil müdahalede bulunulması gerektiğini söyleyen Nehir, hastalığın sudan kaynaklanmış olabileceğini belirtti.

Yüksek sıcaklıkların da bu vakaları artırdığına dikkat çeken Nehir “Bu tip vakalar her zaman havanın sıcak olduğu dönemlerde yani yaz aylarında daha yoğun görülür. Temizlik ve hijyen zorlaşıyor, sularda sıkıntılar yaşanabiliyor. Hava sıcaklıklarının yüksek seyretmesi bu süreci olumsuz bir şekilde etkileyecek taraflardan biri” ifadelerini kullandı.

Nehir, “Yaz dönemlerinde meyve ve sebzeleri pişirmeden yalnızca yıkayarak yiyoruz. Yıkama işlemi esnasında eğer mikrobik bir durum varsa ve yüksek ısıya maruz kalınmadığı için bu durumda bizi etkiliyor” dedi.

HASTALIĞA KARŞI ALINABİLECEK ÖNLEMLER

Hastalığa karşı alınabilecek önlemleri de sıralayan Nehir, şu ifadeleri kullandı:

“Mutlaka yiyeceklerin hazır suda yıkanması, tam tersi bir durumda ise evdeki suyun kaynatılıp oda sıcaklığına gelecek şekilde bekletilip öyle yıkama yapılmalı. Musluk sularından kesinlikle su içilmemeli.

Toplu alanlarda özellikle çok ihtiyaç kalınmadığı halinde tuvalet kullanımına dikkat edilmeli. Salgınlar tuvaletten de bulaşabiliyor. Aynı şekilde evde de tuvalette hijyen kurallarına dikkat edilmeli.

Hem yaşlılar hem gebeler hem de çocuklar bu süreçlerden daha çok etkilenir. O yüzden toplu alanlarda bu yaş grubunun daha çok dikkat etmesi gerekiyor.

Bir de ishalin en büyük nedeni su/sıvı kaybı olmasından kaynaklanıyor. Yoğun hava sıcaklığının olduğu durumlarda günlük hayatta tükettiğimiz su miktarının üzerinde bir sıvı tüketimi olmalı.”

Source:


O kanser ilaçları SGK kapsamında! Bakan Işıkhan ayrıntıları duyurdu

5 akıllı kanser ilacının SGK kapsamında geri ödeme listesine alınmasını sağlayan karar Resmi Gazete”de yayımlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan”ın son Kabine Toplantısı”nın ardından duyurduğu gelişmenin resmiyet kazanmasıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı da ayrıntıları açıkladı. Sosyal medya hesabından açıklamada bulunan Işıkhan, Cumhurbaşkanı Erdoğan”a teşekkür ederek ilaçlarla ilgili şu bilgileri paylaştı: “25 farklı kanser tedavisinde kullanılan 5 immünoterapi ilacını, Sosyal Güvenlik Kurumumuzun geri ödeme listesine dahil ettik. Ayrıca; 2 yaş ve üzeri Kistik Fibrozis hastalarına erken evrede etkili tedavi imkanı sunan ve yaşam kalitesini artıran ilacı da geri ödeme listesine ekledik. Hayata geçirdiğimiz düzenlemeler ile hastalarımızın dünya standartlarında ve etkinliği kanıtlanmış tedavilere erişimini güvence altına alıyoruz.”

Source: Internet Haber


Son Dakika… Yoğun bakıma kaldırılan Mehmet Murat Çalık anjiyoya alındı

Daha önce iki kez kanser tedavisi gören ve ciddi sağlık problemleri bulunan tutuklu Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık hakkında yeni bir gelişme yaşandı. Çalık”ın eşi Zehra Çalık, Halk TV”de yaptığı konuşmada, Mehmet Murat Çalık”ın az önce anjiyoya alındığını aktardı. Zehra Çalık, Mehmet Murat Çalık hakkında, Çok hızlı kilo kaybı yaşadı, bağışıklığı etkilendi ifadelerini kullandı. Çalık, Silivri”de bulunan Marmara Cezaevi”nden İzmir Buca Cezaevi”ne sevk edilmişti. SAĞLIK RAPORU ORTAYA ÇIKMIŞTI İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, cezaevinde tutulan ve ciddi sağlık sorunları yaşayan Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık”ın sağlık raporuna ulaştı. Raporun ayrıntılarını açıklayan Çömez, Murat Başkanın hukuki tarafını hiç tartışmıyorum, onunla ilgili gereken şeyler söylendi ama tıbbi olarak böyle bir hastanın cezaevi koşullarında tutulması insan hakları ihlalidir ve onun hayatını taammüden riske etmektir. Eğer bu hastayı, Murat Başkanı cezaevinde tutarsanız oradan sağ çıkma ihtimali hemen hemen yok demişti.

Source: Haber Merkezi


Yoğun bakımda tedavi gören Murat Çalık, anjiyoya alındı

Akut lösemi hastası olan ve tutuklandıktan sonra Beylikdüzü Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan Murat Çalık, birkaç gün önce girdiği ameliyatın ardından dün cezaevinde fenalaşarak yeniden hastaneye kaldırılmıştı.Yoğun bakımda tedavi gören Çalık”ın anjiyoya alındığı öğrenildi.Tutuksuz yargılanma talebi reddedilmiştiCezaevinde 18 kilo veren ve hastalığının nüksetme riski bulunan Çalık”ın tutuksuz yargılama talebi reddedilmişti.Çalık”ın avukatlarınca paylaşılan ve İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen sağlık raporunda, Çalık”ın kan kanserine işaret eden hücrelerinin sınır değerde olduğu, bağışıklık sisteminin ciddi şekilde zayıfladığı, enfeksiyonlara yakalanma ve ağır ateşli hastalıklar geçirme riskinin arttığı belirtilmişti.

Source: Dünya Gazetesi


Yürüme güçlüğü olan çocuklara umut

Hareket ve kas kontrolü bozukluklarıyla seyreden serebral palsi (beyin felci), genellikle doğum öncesi, sırası veya sonrası komplikasyonlarla ilişkilidir. Medipol Acıbadem Bölge Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Yavuz Samancı, serebral palsili çocukların tedavisindeki çığır açan cerrahi yöntemleri anlattı. Özellikle yürüme güçlüğü çeken veya yatağa bağımlı çocuklara yönelik bu özel cerrahi teknik, fizik tedaviyle birleştiğinde hastaların yaşam kalitesinde dönüştürücü bir etki oluşturuyor. VÜCUTTAKİ AŞIRI KASILMALARIN NEDENİ SEREBRAL PALSİ OLABİLİR Serebral palsi hastalığında en çok karşılaşılan sorunlardan birinin, çocukların bacaklarında meydana gelen aşırı kasılmalar (spastisite) olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Samancı, “Bu hastalıkta beyin ve sinir sistemi kaynaklı olarak hareket kabiliyeti bozuluyor. Hafif yürüme bozukluklarından, tamamen yatağa bağımlı yaşamaya kadar farklı klinik tablolarla karşımıza çıkabiliyor” dedi. KASILMALARI AZALTAN ÖZEL CERRAHİ YÖNTEM Fizik tedavi ve botulinum toksin enjeksiyonlarının çoğu zaman etkili olduğunu belirten Doç. Dr. Samancı, “Beyindeki ve omurilikteki kas hareketlerini kontrol eden mekanizmalarda oluşan bozulmayı düzeltmek amacıyla, selektif dorsal rizotomi adını verdiğimiz cerrahi yöntemde bacaklardan gelen duyusal sinir liflerinde belirli oranlarda mikrokesiler yapıyoruz. Bu sayede çocuğun aşırı kasılmalarını azaltarak hareket kabiliyetini arttırmayı hedefliyoruz” diye konuştu. GENEL ANESTEZİ ALTINDA GERÇEKLEŞİYOR Cerrahinin genel anestezi altında yapıldığını belirten Doç. Dr. Samancı, “Bel bölgesinde yaklaşık 2-3 cm’lik küçük bir kesi yapıyoruz. EMG (elektromiyografi) yöntemiyle sorumlu sinir liflerini tespit ediyor, bunların yaklaşık yüzde 50’sine mikro düzeyde seçici kesiler yapıyoruz” dedi Ameliyat sonrası hastanede kalış süresinin genellikle 5-6 gün olduğunu belirten Doç. Dr. Samancı, bu sürecin ardından fizik tedaviye hızlıca başlandığını aktardı. “Cerrahiden sonra kas hafızası zamanla yeniden yapılandığı için uzun süreli ve yoğun fizik tedavi süreci şart” ifadesini kullandı. HASTALIĞIN NEDENİ: GENETİK DEĞİL, DOĞUM ÖNCESİ FAKTÖRLER Serebral palsinin çoğunlukla genetik geçişli olmadığını vurgulayan Doç. Dr. Samancı, “Anne adayının gebelik sırasında enfeksiyon geçirmesi, erken doğum, düşük doğum ağırlığı veya doğum sırasında yaşanan oksijen yetersizliği gibi faktörler risk oluşturuyor. Ancak her çocuk bu durumdan aynı şiddette etkilenmez. Bu nedenle serebral palsi, geniş bir klinik yelpazeye sahiptir” şeklinde konuştu.

Source: Internet Haber


Biyolojik tehdide felaket senaryosu gibi çözüm! Milyonlarca sinek uçaklardan bırakılacak!

Tehlike, Cochliomyia hominivorax adlı sinek türünün larvaları olan Yeni Dünya vida kurtları.Bu sinekler canlı hayvanların — özellikle de inek, at ve evcil hayvanların — açık yaralarına yumurta bırakıyor.Yumurtalar 12–24 saat içinde çatlıyor, çıkan larvalar hayvanın canlı dokularını yiyerek derin ve ölümcül yaralar oluşturuyor. Tedavi edilmezse, bir hayvan bir ila iki hafta içinde ölebiliyor.Bu zararlı tür, 2023’ten bu yana Panama, Kosta Rika, Honduras, Guatemala, Nikaragua, Belize ve El Salvador’da yayıldı. Kasım 2024’te Meksika’nın güneyine ulaşması, ABD Tarım Bakanlığı’nı (USDA) alarma geçirdi. Sınır bölgelerindeki hayvan ticaret limanları kapatıldı.PLAN: STERİL SİNEKLER ÜRETİP YAYMAKABD, bu istilaya karşı eski ama etkili bir yöntemi yeniden devreye alıyor:Steril erkek sinekler üretilecek, uçaklardan bırakılacak ve yabani dişilerle çiftleşerek döllenmemiş yumurtalar oluşturulması sağlanacak. Dişiler yalnızca bir kez çiftleştiği için, bu yöntem sinek popülasyonunu zamanla yok ediyor.ABD bu stratejiyi 1960″lar ve 70’lerde başarıyla kullanmıştı. Bugün yalnızca Panama’da bir üretim tesisi var ve haftalık 100 milyon steril sinek üretilebiliyor. Ancak salgını kontrol altına almak için çok daha fazlası gerekiyor.TEKSAS’TA “SİNEK FABRİKASI” KURULUYORUSDA, 18 Haziran’da ABD-Meksika sınırına yakın bir yerde yeni bir sinek üretim tesisi kurulacağını duyurdu. Üretimin Moore Hava Üssü’nde yapılması planlanıyor. Projenin ilk aşamasının maliyeti 8.5 milyon dolar, ancak toplam maliyetin 300 milyon dolara ulaşabileceği belirtiliyor.Ayrıca Meksika’daki eski bir tesisin de 21 milyon dolarlık bütçeyle 2025 sonuna kadar yenilenmesi hedefleniyor.BU SAVAŞ UCUZ DEĞİL AMA GEREKLİTexas Sığır Üreticileri Derneği Başkan Yardımcısı Stephen Diebel, “Bu sineklerin vereceği ekonomik zarar 10 milyar dolar olabilir. 300 milyon dolarlık yatırım gayet anlaşılır bir takas” diyerek planı savundu.SİNEĞİN DÖNGÜSÜ VE YAYILMA BİÇİMİEntomolog Dr. Phillip Kaufman’a göre, bu tür Batı Yarımküre”deki diğer sineklerden farklı olarak ölü değil canlı dokuya saldırıyor. Larvalar, canlı dokuyu sivri çene kancalarıyla delerek besleniyor. Gelişimlerini tamamladıktan sonra toprağa gömülüp ergin sineğe dönüşüyorlar.Steril sinekler, pupalık evrede gamma ışınlarına maruz bırakılarak kısırlaştırılıyor. Bu sinekler, daha sonra klimalı kaplar içinde uçaklara yüklenerek kırsal ve seyrek nüfuslu alanlara bırakılıyor. Bu sinekler insanlara ya da kentlere yönelik tehdit oluşturmuyor.TAKİP VE YAYILMA ZORLUĞUHayvancılık dışında geyik, kuş ve kemirgenler gibi yabani hayvanlar da istiladan etkilenebiliyor. Bu da takibi zorlaştırıyor. Şu ana dek bildirilen 35 binden fazla vakanın %83’ü sığırlar üzerinde görülmüş durumda.ABD, bu yıl kapanan Arizona, Texas ve New Mexico’daki hayvan ticaret kapılarını da yeniden açmayı planlıyor. Yetkililer, Meksika’daki sinek yayma çalışmalarının olumlu sonuçlar verdiğini söylüyor. Ancak tehlike tamamen geçmediği için COPEG’in (ABD–Panama Vida Kurduyla Mücadele Komisyonu) desteğiyle uzun soluklu bir mücadele planlanıyor.

Source: Fatih Yoncalık


Kanser hastalarına büyük destek: 5 yeni ilaç SGK kapsamında!

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, 25 farklı kanser alt türüne karşı uygulanan 5 immünoterapi ilacının Sosyal Güvenlik Kurumu”nun (SGK) geri ödeme listesine alındığını duyurdu. BAKAN IŞIKHAN”DAN KANSER HASTALARINA MÜJDE Bakan Işıkhan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan”ın, Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantımızın ardından açıkladığı müjdeyle kanserle mücadele eden vatandaşlarımıza önemli bir destek sağlayacağız. Vücudun kendi bağışıklık sistemiyle beraber 25 farklı kanser alt türüne karşı uygulanan 5 immünoterapi ilacını Sosyal Güvenlik Kurumumuzun geri ödeme kapsamına alıyoruz.” 48 BİN KANSER HASTASI YARARLANACAK Yapılan düzenlemeyle birlikte yaklaşık 48 bin kanser hastasının bu tedavilerden faydalanabileceği belirtildi. Böylece hastaların tedaviye erişimi kolaylaşacak ve maddi yükleri azalacak. GERİ ÖDEME LİSTESİNDEKİ KANSER İLACI SAYISI 784″E YÜKSELDİ Bakan Işıkhan açıklamasında, yeni düzenleme ile birlikte SGK”nın geri ödeme listesinde yer alan kanser ilacı sayısının 784″e çıktığını vurguladı. “HASTALARIMIZIN YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ” Vedat Işıkhan açıklamasını şu sözlerle tamamladı: “Kanserle savaşan vatandaşlarımızın mücadelelerinde yanlarında olmaya devam edeceğiz. İlaçların hastalarımıza şifa olmasını temenni ediyorum.” Cumhurbaşkanımız Sayın @RTErdogan”ın geçtiğimiz Kabine Toplantımızın ardından kanserle mücadele eden vatandaşlarımız için müjdesini verdiği düzenleme bu gece Resmi Gazete”de yayımlandı. Böylelikle; Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) ile kanser tedavisi gören vatandaşlarımız için… pic.twitter.com/0hBwuQ9VeR — Prof. Dr. Vedat Işıkhan (@isikhanvedat) July 9, 2025

Source: Gizem Yarali


Ömrü uzatmak için artık kadavralar devrede: Sağlıkta yeni aşama Antalya”da başladı

Akdeniz Üniversitesi Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli Merkezi, organ nakillerinde çığır açacak yeni bir süreci başlatıyor. ‘Perfüzyon cihazı’ adı verilen sistemle, özellikle ileri yaştaki bağışçılardan alınan karaciğer ve böbrek gibi organların, nakil öncesinde canlıya benzer koşullarda çalıştırılarak uygunluk testinden geçirilmesi sağlanacak.

Organ nakli sorumlu cerrahı Prof. Dr. İsmail Demiryılmaz, yeni dönemde artık ‘marjinal’ olarak tanımlanan, yani ileri yaştaki bağışçılardan alınan organların da daha güvenli şekilde değerlendirilebileceğini belirtti. Prof. Dr. Demiryılmaz, “Avrupa ve Amerika’da yaygın olarak kullanılan bu teknolojiyle ülkemizde de organ reddi riski azaltılacak ve daha çok hasta nakil şansı bulacak” dedi.

“MİSYONUMUZU ÜSTLENDİK, BU SİSTEMİ UYGULAMAYA SOKUYORUZ”

Perfüzyon cihazı sayesinde organların canlılık durumunun ameliyat öncesinde test edileceğini vurgulayan Demiryılmaz, “İleri yaş grubundan gelen organların uygunluk oranı düşüyor. Ancak bu cihazlarla karaciğer gibi hayati organları hem çalıştırıp hem gözlemleyerek nakil için uygun olup olmadığını değerlendireceğiz. Hasta yoğun bakıma girmeden önce bu test yapılmış olacak. Bu da hem sonuçlara olumlu yansıyacak hem de yatış sürelerini azaltacak” ifadelerini kullandı.

KADAVRADAN BAĞIŞA ACİL İHTİYAÇ VAR

AÜ Tıp Fakültesi organ nakli cerrahı Prof. Dr. Abdullah Kısaoğlu ise Türkiye’de kadavradan organ bağışı oranlarının hâlâ çok düşük olduğuna dikkat çekerek, “6 binin üzerinde böbrek nakli gerçekleştirdik. Ancak bu nakillerin büyük çoğunluğu canlı vericilerden sağlanıyor. Kadavra bağış oranı sadece yüzde 20-25 civarında. Bu da bekleme listelerindeki hastaların nakle ulaşmasını zorlaştırıyor” dedi.

YETİŞKİNDEN ÇOCUĞA NAKİLDE YÜKSEK BAŞARI

Prof. Dr. Kısaoğlu, merkezde böbrek naklinin her çeşidinin başarıyla yapıldığını belirterek, “Yetişkinden çocuğa böbrek nakli gibi özel vakalarda dahi büyük başarı elde ediyoruz. Özellikle 10-12 kilo altındaki çocuklarda dikkatli olunması gerekse de, biz 7-8 kiloluk çocuklara bile başarılı şekilde erişkin böbreği nakli gerçekleştirebiliyoruz” diye konuştu.

AVRUPA’DA BİR NUMARA

Organ nakli merkezinin hem Türkiye”de hem Avrupa’da kamu hastaneleri arasında birinci sırada yer aldığını hatırlatan Kısaoğlu, “43 yıllık birikim ve güçlü ekip yapımızla, hastalarımıza umut olmaya devam ediyoruz. Özellikle beyin ölümü gerçekleşen yakınları olan vatandaşlarımızı, organ bağışı konusunda duyarlı olmaya çağırıyoruz. Bu bağışlar, bekleyen binlerce hasta için hayata tutunma umudu olabilir” dedi.

Source:


Yenidoğan”dan sonra bu da mama çetesi!

Bebeklerin ölümüne neden olan Yenidoğan çetesinin yargılaması sürerken şimdi de mama çetesinin Sosyal Güvenlik Kurumu’nu (SGK) soyduğu anlaşıldı. SGK müfettişleri bir çetenin sahte tıbbi bebek maması reçeteleriyle milyonlarca liralık vurgun yapıldığını tespit etti.

BirGün”den İsmail Arı”nın haberine göre, Yenidoğan bebekler adına yazılan rapor ve reçetelerle binlerce kutu tıbbi bebek mamasının eczanelerden usulsüz olarak alındığı ve SGK’nın zarara uğratıldığı belirlendi. Müfettişlerin denetimine, 2018’de AKP’den Ağrı milletvekili aday adayı olan Mehmet Nedim Kolan’ın sahibi olduğu ve Yenidoğan çetesi skandalına da adı karışan Kolan Hastanesi de takıldı.,

Müfettişler dört aynı reçete ile sadece bir bebek adına toplam 111 kutu tıbbi bebek maması alındığını belirledi.

Düzce Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda da bulunan baba S.B., buradaki ifadesinde ise “Bugün Düzce SGK İl Müdürlüğü’ne ifade vermeye gittiğimde oğlumun kimlik bilgilerinin kullanıldığını öğrendim. Sözde oğlum Özel Büyükçekmece Kolan Hastanesi’nde tedavi görmüş ve yine İstanbul aile hekimliğinde adına reçete düzenlenmiş… Benim oğlum kesinlikle o hastanede tedavi görmedi, doğmadı. Bahsedilen aile hekimliğinde muayene de olmadı…” diye konuştu.

Source: Haber Merkezi


“İnsanların kalbine dokunacağız”

Habertürk ten Onur Aydın ın haberine göre; Boğaç Aksoy, yol arkadaşı HappyTuncay (Tuncay Sancak) ile İstanbul dan karavanla yola çıkarak şimdiye dek 15 şehir gezdi. İkilinin hedefi ise Türkiye nin 81 ilini dolaşmak. Aksoy, otizm, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) ile kanserle yaşam konularında farkındalık oluşturmak amacıyla yolculuğa çıktıklarını belirtti. İNSANLARIN KALBİNE DOKUNACAĞIZ Hayat zor olabilir ama birlikte yürüyünce her yol güzelleşir diyen Boğaç Aksoy, bu projeyle hem insanların kalbine dokunmayı hem de Türkiye’nin kültürel zenginliğini dünyaya tanıtmayı amaçladıklarını söyledi. Projeyi büyüterek sürdürmek istediğini söyleyen Boğaç Aksoy; Kanseri yenmenin, otizm ve DEHB nin bir engel değil, beynin farklı çalışmasına dair bir farkındalık olduğunu anlatmanın, zorlukların aşılabileceğini göstermenin ve mutlu olmanın sırlarını paylaşmak için bu yoldayız. Ve daha yolun başındayız dedi.

Source: Habertürk