Hastalıklar ve Durumlar: Tetanos Uyarıları ve Küresel Sağlık Sorunları

Tetanos aşısı ve ilk yardım hayat kurtarır: Uzmanlar uyardı

Yaz aylarında çocuklar parklarda neşe içinde oynarken ebeveynlerin dikkat etmesi gereken hayati bir konu var: Tetanos riski. Parklardaki metal, cam ve paslı yüzeylerle yaşanan küçük yaralanmalar bile ciddi enfeksiyonlara yol açabilir. Uzmanlar hem tetanos aşısı takibinin hem de temel ilk yardım bilgisinin önemine dikkat çekiyor. ‘BAĞIŞIKLIĞI YOK’ Cumhuriyet’e konuşan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Aile Hekimliği Kolu Başkanı Dr. Emrah Kırımlı, tetanos hastalığını önleyen tek yöntemin aşı olduğuna dikkat çekerek aşılarını tamamlamış olanların hastalıktan endişelenmesine gerek olmadığını belirtti. Tetanos bakterisinin sporlarının doğada yaygın olarak bulunduğunu ifade eden Kırımlı, “Toz, toprak, gübre içinde yıllarca hayatta kalabilir. Yaralanma durumunda bu sporların vücuda girmesi ile hastalık ortaya çıkar. Hastalığın bir bağışıklığı olmadığı için tek korunma yöntemi aşı. Ülkemizde bağışıklama programı kapsamında ilk 18 ayda yapılan karma aşılar ile 4 ve 13 yaşında tetanos aşıları aile sağlığı merkezlerinde yapılmaktadır. Bundan sonra 10 yılda bir aşı tekrarı yapılmalıdır. Yenidoğan bebekler ise annelerinden gelen antikorla korunabilir. Bunun için de hamilelik döneminde annelerin aşılanması bebeklerini koruyacaktır” dedi. ‘YARA HIZLICA YIKANMALI’ Parkta oluşabilecek ufak yaralanmaların hastalığın başlıca bulaşma yolu olduğunu söyleyen Kırımlı, “Özellikle derin delici yaralanmalar (diken, çivi batması vb.), hayvan ısırıkları ve tırmalamaları ve toprakla kirli yaralar tetanos hastalığı riskine neden olur. Tetanos bakterisi doğada çok yaygın bulunduğu için park, bahçe ve sokakta oyun oynayan çocukların yaralanması durumunda eğer aşıları da yoksa hastalık riskine açıktırlar. Aşınız eksikse ya da aşı durumunuzu bilmiyorsanız herhangi bir yaralanma sonrası hızlıca bir sağlık kurumuna başvurmanız gerekmektedir” diye konuştu. Yaralanma durumunda yaranın hızlıca bol su ve sabunla yıkanması gerektiğine değinen Kırımlı, “Eğer aşılarınız da tamsa başkaca bir şey yapılmasına gerek yoktur. Yaralanmada tetanos dışında bir enfeksiyon ya da bakım ihtiyacı varsa ona uygun olarak bakımı düzenlenmelidir” ifadelerini kullandı TETANOS NEDİR? Dr. Emrah Kırımlı, tetanosun tanımını şöyle yaptı: “Tetanos, beyin ve sinir sistemini etkileyen kaslarda kasılmalar ve ölüme neden olabilen bakteriyel bir hastalıktır. Yaygın aşılama sayesinde ülkemizde bu hastalık ve buna bağlı ölümler çok nadir olarak görülmektedir. Hastalık aşıyla önlenen diğer hastalıklardan farklı olarak insandan insana bulaşmaz.

Source: Damla Polat


Son eylemleri 12 askerimizi şehit etmek oldu

Bölücü terör örgütü PKK, silah bırakmadan üç gün önce yapacağını yaptı ve 12 askerimizin şehit olmasına neden oldu. Eğer, niyetleri devlete yardımcı olmak olsaydı, o mağarada 28 Mayıs 2022’de şehit edilen, Üsteğmen Nuri Melih Bozkurt’un cesedinin yerini bildirir, içeride zehirli maddeler olduğuna ilişkin ihbarı da yapardı. Yaklaşık üç yıldır PKK’dan temizlendiği bilinen mağarada, arama yapılırken mağaranın ikinci bir katı olduğu da yıllar sonra ortaya çıkarıldı. İşte, ne olduysa o katta oldu. Demir kapı bombayla imha edildi. Asker içeriye girdi. Giren bir daha çıkamadı. Sonuçta olay yerinde ve hastaneye kaldırıldıktan sonra 12 kahramanımız şehit oldu.

Olay kamuoyuna duyurulduğunda, askerlerimizin “metan gazına maruz kalması” sonucu şehit oldukları açıklandı. Bu açıklamanın hemen ardından konuştuğum Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) Genel Müdürlüğü’nde görevli maden mühendisi, “Hayır, metan gazından zehirlenme açıklaması gerçeği yansıtmıyor” dedi. İkinci gün, metan gazının yanı sıra, karbonmonoksitten askerlerimizin şehit olduğu açıklandı.

BÖYLE OLMAMALIYDI

Milli Savunma Bakanlığı (MSB) Genel Sekreterliği tarafından yapılan açıklamada, askerlerimizin şehit olmaları, “İstisnai, öngörülemez ve olağandışı bir durum” olarak belirtildi. Doğru bir planlama yapılmış olsa böyle bir tehlike öngörülürdü. Kriz durumunda doğru kararlarla sevk ve idare edilebilse kaybımız bu kadar çok olmayabilirdi. Akla şu geliyor: “Terörsüz Türkiye” açılımına güzel bir haberle destek olma telaş ve acelesiyle mi bu yanlışlıklar yapıldı?

MSB, olayı tüm yönleriyle soruşturuyor. Ancak, bu soruşturmalar, 12 şehidimizi geri getirmeyecek. 2022’de şehit düşen üsteğmenimizin de naaşına ulaşılamadı. Denetim altında olduğu bilinen mağaranın daha önce tam anlamıyla temizlenmediği, ikinci katının varlığını da şehit düşen kahramanlarımız ortaya çıkardı.

EN HAİN EYLEMİ

Gerektiğinde devletin birimlerinden destek alınabilir. Askerimizin elinde her türlü araç-gereç olmasına rağmen mağara içindeki şehitlerimizi, gaza maruz kalanları çıkarmak için Zonguldak’tan maden işçileri, AFAD elemanları getirilmesi saatler aldı. Şehitlerimizin ağzından burnundan kan gelmesi de ilginç bir durumdu. Acaba askerimize bu hain tuzağı kuran PKK’lılar, silahı bırakmadan önce aranan şehidimizin yerini bildiremez miydi? Mağaranın ikinci katındaki tuzağı, açılamayan demir kapının arkasında neler olduğunu söyleyemez miydi? Şehidimizin naaşına ulaşılamadığı gibi 12 kahramanımızı da şehit verdik. O yüzden, 12 şehidimizin verilmesi, PKK’nın en hain eylemlerinden birisi olarak yerini aldı.

ÇÖMEZ’DEN SORULAR

İYİ Parti Grup Başkanvekili ve Balıkesir Milletvekili Dr. Turhan Çömez, araştıran, soruşturan ve konuları TBMM’ye soru önergeleriyle taşıyan bir milletvekili. 12 askerimizin şehit edilmesiyle ilgili olarak, dün bu köşede yayımlanan yazımı soru önergesine aynen yansıtıp TBMM Başkanlığı’na sundu. Önergede yer alan her soru cevaplandırılmadıkça soru işaretleri kalkmayacak. İşte Turhan Çömez’in sorularından bazıları:

1-Pençe Kilit Harekâtı kapsamında 28 Mayıs 2022 tarihinde mağara arama, temizleme faaliyeti sırasında PKK’lı teröristlerin şehit ettiği Üsteğmen Nuri Melih Bozkurt’un naaşı tüm aramalara rağmen bulunamamıştı. Aradan 3 yıl geçtikten sonra arama faaliyeti hangi bilgi üzerine yapıldı?

2- Mağara aramasına önce eğitimli köpekler gönderildiği açıklandı. İçeride zehirli gaz olduğu bilgisi doğruysa köpekler oradan nasıl canlı olarak geri dönebildi?

İKİNCİ KAT BULUNDU

3- İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nin 8 Temmuz 2025 tarihinde yaptığı açıklamada, “Söz konusu mağaranın iki yıldır TSK kontrolünde olduğu” belirtildi. Ancak MSB’nin açıklamasında, arama yapılırken mağarada ikinci bir katın olduğu saptandı. İki yıldır kontrol altında tutulduğu ifade edilen mağarada son aramada yeni bir katın bulunmuş olması ciddi bir ihmal değil mi?

4-Bakanlık açıklamasında ilk gün metan gazına maruz kalınması sonucu şehitler verildiği belirtildi. Basındaki eleştirilerin üzerine ikinci gün ise askerlerimizin metan ve karbonmonoksit gazına maruz kalarak şehit olduklarını açıkladı. Karbonmonoksit varlığı, ortamda bir yangına ve buna neden olabilecek bir patlamaya işaret etmektedir. Bu durumda mağarada bir patlama yaşanmış mıdır? Şehit olan askerlerimizin bazılarında yanıkların olduğu iddiaları doğru mudur?

KİMYASAL TUZAKLAMA SONUCU MU?

5-Mağaraya giren askerlerimizin boğazlarında yanmaların olduğu, gazdan etkilenenlerin yaralı halde dışarıya çıkarıldıklarında ağızlarından ve burunlarından kan geldiği ifade edilmektedir. Metan gazı zehirlenmesinde bu tür belirtilerin olması beklenmez, oksijen eksikliğine bağlı sersemlik, bayılma ve ani ölüm olur. Ayrıca metan gazı renksiz ve kokusuzdur. Bu durumda askerlerimizin şehadetlerine sebep olan şeyin metan gazı olmadığı anlaşılmaktadır. İlk açıklamada metan gazı, ikinci açıklamada ek olarak karbon monoksit gerekçe gösterilmişti. Yapacağınız sonraki açıklamalarda askerlerimizin şehadetine neden olan başka bir gaz ihtimali de var mıdır?

6- Vahim olay, metan gazından kaynaklanan bir zehirlenme olmayıp bir kimyasal tuzaklama neticesinde meydana gelmiş olma ihtimali var mıdır? Askerlerimizin kısa sürede şehit olmaları, dışarıya çıkartılanların ağızlarından ve burunlarından kan gelmesi, kurtarma çalışmalarına katılan ekiplerin özel kıyafet ve gaz maskelerine rağmen içeride çok az süre kalabilmeleri, boğaz yanması ve toksik belirtilerle dışarıya çıkmaları içeride bir kimyasal maddenin varlığına, işaret etmektedir. Bu konuda yorumunuz nedir?

DENEYİMSİZLİK SONUCU MU?

6-Saha çalışmalarına ve arama faaliyetlerine katılan askeri personelin deneyim yetersizliği yoksa, böyle bir vahim olay neden öngörülemedi?

7-Arama faaliyetleri için neden AFAD’a ve Zonguldak’tan getirilen madencilere ihtiyaç duyuldu? AFAD ve madenciler mağaraya maskeleri ve özel kıyafetleri ile girmelerine rağmen içeride en fazla 10 dakika kalabildikleri bilgisi doğru mudur? Bu gazın ne olduğunun tespiti için ne gibi çalışmalar yürütüyorsunuz?

8-Şehit olan askerlerimizin tamamına otopsi yapılmış mıdır? Bunlardan herhangi birine ölüm sebebi olarak metan gazı, toksik madde ile zehirlenme, şarapnel veya göçük altında kalma, akciğer ödemi veya iç kanama şeklinde rapor edilmiş midir?

Dr. Turhan Çömez’in, kamuoyundan yükselen sorulara cevap gelecek mi? Bekleyelim, görelim.

Source: Saygı Öztürk


Sokaklar açlıktan bayılanlarla dolu

Dünyanın seyirci kaldığı Gazze soykırımında İsrail her gün yeni savaş suçları işliyor. Dün sivillerin sığındığı bir okulu daha hedef aldılar. Çok sayıda çocuk yaşamını yitirdi. Kurtulan çocuklar yaşadıkları felaketi “Arkadaşımın başının koptuğunu gördük” sözleriyle aktardı. Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı Genel Komiseri Philippe Lazzarini, yaşananları “Gazze Şeridi artık insanların açlıktan öldüğü bir yere ve çocuk mezarlığına dönüştü” şeklinde özetledi. YARDIM BEKLEYEN 800 KİŞİ ÖLDÜ Katar merkezli Al Jazeera kanalındaki haberde de “Açlık artık oldukça belirgin. Her yerde açlık belirtileri var. İnsanlar yeterince yemek yemedikleri için sokaklarda aç ve baygın yatıyor” sözlerine yer verildi. Öte yandan BM İnsan Hakları Ofisi verilerine göre Gazze Şeridi”nde ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı tarafından işletilen dağıtım noktalarında ve diğer yardım kuruluşları tarafından işletilen konvoyların yakınlarında, gıda yardımına erişmeye çalışan en az 798 kişi öldürüldü. ALÇAK İTİRAF: VİDEO OYUNU GİBİ ÖLDÜRDÜK İsrail”de yayın yapan “+972 Magazine”in araştırma haberinde, İsrail ordusunun, soykırım yaptığı Gazze Şeridi”nde her birine el bombaları yerleştirilmiş piyasadaki Çin üretimi yüzlerce İHA”yla sivilleri öldürdükleri ortaya çıktı. Gazze Şeridi”nin orta kesimindeki Nusayrat Mülteci Kampı”ndaki saldırılara katılan asker H., “Bu teknoloji, öldürmeyi çok daha steril hale getirdi. Bir video oyunu gibi. Ekranın ortasında bir artı işareti var ve bir video görüntüsü görüyorsunuz” ifadelerini kullandı. ATEŞKESTEKİ ENGEL YİNE İSRAİL Gazze Şeridi”nin güneyindeki Refah”ta “insani kent” adı altında “toplama kampı” kurma niyetini açıklayan İsrail, Katar”ın başkenti Doha”da devam eden ateşkes müzakerelerinde Refah”taki işgali devam ettirme ısrarını sürdürüyor. İsrail”in Kanal 12 televizyonunun müzakerelerin ayrıntılarına vâkıf İsrailli kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Tel Aviv yönetimi, müzakerelerde aşılamayan Gazze”de işgalin sona erdirilmesi konusunda yeni bir çekilme haritası sundu. NÜFUS 2023″TEN BU YANA 2.1 MİLYONA DÜŞTÜ Filistin Merkezi İstatistik Kurumu, Gazze Şeridi”nde, İsrail saldırılarının başladığı 7 Ekim 2023″te 2 milyon 226 bin 544 olan nüfusun 2025″in ilk altı ayında 2 milyon 114 bin 301″e gerilediğini bildirdi.

Source: Sabah


Ali Özgentürk’e gecikmiş uğurlama

Ülkemizde sanatçılarımızın ödemek zorunda bırakıldıkları bedelleri yok sayma lüksümüz olabilir mi? Ali Özgentürk ’le, çok yakın arkadaşlığımızın duygusallığına kapılmadan, yaşamı boyunca ürettikleriyle çelişkili olarak yaşatılanların da paylaşılmasının gereğine inanıyor olarak, beynimin içinde dönüp dolanan kimi satırbaşlarınının altını çizmek istedim. Kamuoyunun gündeminde çok paylaşılmıyor olsa da ülkemizde sandığımızdan çok daha yaygın olarak bulaşıcı hastalıklarla boğuşmaktayız. “Bozuk yumurta, hasta tavuk” ilişkisine benzer bir olumsuz tablomuz var. Bendeniz birincisini yeni atlattım. Ancak çevremden aşılı olsalar bile, zatürreeye birden çok yakalanmış hastaların olduğunu öğrenmiş bulunuyorum. En can acıtan gerçekliğimiz ise akıl almaz yüksek maliyetli, efsane olarak pazarlanan şehir hastanelerimiz de içinde. Günümüzün gerçeğinde hâlâ bir doktorumuza, birbiriyle ilişkili olmayan, bilgi birikimleriyle çatışıyor olsa bile, çok farklı sağlık sorunu olan, ortalama 60’lar olarak sayılan, günlük hasta sayısının düştüğü gerçeği ile yüz yüzeyiz. Yurtdışına kaçışın durdurulabilmesi Hak getire. *** Ali Özgentürk’ün, sevenlerinin kolay kolay unutamayacakları üzere, hâlâ sinema ağırlıklı, Asya Film üzerinden bir şeyler yapılabilmesi çabası içinde evine gidip gelen yardımcısı, kendi anahtarı ile kapıyı açtıktan sonra, yere düşmüş, başını çarptığı için de baygın yattığına tanıklık edince ailenin en küçüğü Nebil Özgentürk ’e haber vermiş. Nebil, hastaneye kaldırdıklarını ancak bilincinin kapalı olduğunu aktardı. Ali Özgentürk’le en son odamda buluştuğumuzda son yıllarda çok duyduğum üzere, yine özlemle göremediği kızlarını sayıklamasına kızgınlıkla, elimde olmadan bağırmıştım, “Kendine gel, dilin dönmüyor, önce sağlığına dikkat et” diye uyarmaya çalışmıştım. Gerçeğini duymak isterseniz, Asya Film’in efsane olduğu yıllardan çok uzaklardaydık. En son anımsadığım Ali, Bodrum’daki bir festival için, Japonya’dan, Genco Erkal’ın başrolünde yer aldığı “At” filmi ile aldıkları dünya birincilik ödülündeki filmin gösterilmesi davetini almıştı. Utana sıkıla, eski kopyalar onarılıp yenilenmeden davete katılmanın olanaksız olduğunu anlatmaya çalışmıştı. Japon kültürü ilişkileri üzerinden başta kültür elçimiz Prof. Selçuk Esenbel içinde olmak üzere, yakından tanıdıklarımın yardımcı olup olamayacaklarını sorgulamaya çalışmıştı. Gazeteci kimliği ile araya giremeyeceğimi bile söyleyememiştim. *** Bilenler bilir, tanımayanlar için bir kez daha altı çizilmesi gerekli birkaç cümle olmalı. Ali Özgentürk, yaratıcılık, sanatçı yetenekleriyle, bence önce babası tarafından keşfedilmiş. Adana’da lise öğrencilik yıllarında kamera tutkusunu keşfedince aldığı fotoğraf makinesiyle, Rusların yatırımı İskenderun Demir Çelik Fabrikası’na gidip çocukları çekmeye kalkışınca fabrikanın bahçesinde oynama izni verilen çocukların sadece memurlarınkiler olduğunu keşfedip, işçi çocuklarının alınmamasını görüntüleyerek, yan yana fotoğraf karelerini çoğaltarak oluşturduğu “kısa metrajlı film ile” Moskova’dan ilk dünya birincilik ödülünü kazanmayı başarmıştır. “Devrim için hareket” sokak tiyatrosu, Güney Amerika’dan esinlenmiş, 1968 kuşağı gençliğinin eylemlerinin simgesi olmuştur. 1968 kuşağının içinde, çocuklarına, kızlarına sevgiyi onun kadar tutkuya çevirebilmiş, çok fazla örnek anımsamıyorum. Komada değil de bilinçli yaşıyorken ikisinin de bir kez daha ellerini tutabilmiş, sevebilmiş olmasını dilerdim.

Source: Şükran Soner


Çinli e-ticaret platformlarına kıskaç!

Çin merkezli e-ticaret platformlarında satılan, düşük fiyatları nedeniyle gümrük vergisi ve güvenlik testine girmeyen ürünler ülkeleri alarma geçirdi. Büyük çoğunluğu Temu, Shein gibi Çinli platformlardan gelen ürünlerin bazılarında tüketici sağlığını tehdit eden içeriklere rastlandı. Özellikle kanserojen içerik, toksik madde içeriği, kimyasal ve elektriksel ihlaller başta olmak üzere insan hayatını riske atabilecek ciddi uygunsuzluklar birçok ülkede tedirginlik yarattı. Avrupa Tüketici Örgütü (BEUC) çalışma yaptı. BEUC raporunda, oyuncaklarda yasal sınırın 240 kat üzerinde ftalat (kanserojen madde), gıda ile temas eden ürünlerde ise yasal sınırın 50 kat üzerinde florin tespit edildiği belirtildi. Test edilen kozmetik ürünlerin yüzde 87″sinin, hijyen ve temizlik ürünleri ile bazı oyuncaklar ve elektrikli aksama sahip tüketici ürünlerinin ise tamamının ürün güvenliği açısından uygunsuz olduğu tespit edildi. AB SORUŞTURMA BAŞLATTI AB, Dijital Hizmetler Yasası (DSA) kapsamında yasa dışı ürünler satan firmalara karşı alınan önlemler ile tüketicilerin korunması ve kamu sağlığına yönelik uygulanan tedbirlerle ilgili olarak Temu”ya karşı bir soruşturma başlattı. Soruşturma çerçevesinde, Temu”dan satılan ürünlerin güvenliğinin sağlanması, yasa dışı ve tehlikeli ürünlerin tespit edilerek hızlıca platformdan kaldırılması, algoritmaların şeffaflaştırılması ve satıcıların izlenebilirliğinin artırılması gibi bir dizi yükümlülüğün yerine getirilmesi talep edildi. 240 KAT FTALAT TESPİT EDİLDİ Oyuncaklardan temizlik malzemelerine kadar çok geniş bir yelpazede ürün satışı gerçekleştiren Çinli e-ticaret firmalarına yönelik Avrupa Tüketici Örgütü (BEUC) tarafından da bir çalışma yapıldı. BEUC tarafından yayınlanan raporda, farklı ürün grupları itibarıyla Temu”dan sipariş edilen ürünlerin laboratuvar testlerine tabi tutulduğu ve insan sağlığını tehdit edecek kadar yüksek oranda zararlı kimyasallara rastlandığı ifade ediliyor. Rapora göre, oyuncaklarda yasal sınırın 240 kat üzerinde ftalat (kanserojen madde), gıda ile temas eden ürünlerde ise yasal sınırın 50 kat üzerinde florin tespit edildi. Ayrıca, bebek ürünlerinde kolayca parçalanma/dağılma nedeniyle bebeklerde boğulma riski yarattığı ortaya konulurken; örneklem olarak alınarak test edilen kozmetik ürünlerin yüzde 87″sinin, hijyen ve temizlik ürünleri ile bazı oyuncaklar ve elektrikli aksama sahip tüketici ürünlerinin ise tamamının; yani yüzde 100″ünün ürün güvenliği açısından uygunsuz olduğu tespit edildi. ÜRÜNLERİN YÜZDE 71″İ ÜRÜN GÜVENLİĞİNE AYKIRI Temu ve Shein platformlarında satılan ürünlerin güvenliğine ilişkin laboratuvar testleri gerçekleştirip, konuya ilişkin rapor yayınlayan bir diğer kurum ise İskandinav Bakanlar Konseyi (Nordic Council of Ministers) oldu. Konsey raporuna göre, söz konusu e-ticaret firmalarından satın alınan 7 farklı kategorideki 270 adet ürünün yüzde 71″lik kısmı AB ürün güvenliği düzenlemelerine aykırı çıktı. Elektrikli oyuncaklar grubundaki test sonuçlarında güvensiz ürün oranının yüzde 81 çıktığı, söz konusu ürün grubunun en yüksek riski taşıdığı belirtildi. Bazı ürünlerin kimyasal içerik olarak güvenli sayılacak limiti 622 kata kadar aşarken, iki üründe ise ürün güvenliği düzenlemeleri kapsamında kabul edilebilir seviyeden 27 kat daha yüksek düzeyde kurşun içerdiği tespit edildi. TÜRKİYE DE RİSK ALTINDA Benzer kolaylaştırılmış usullerle sınırötesi e-ticarete izin veren Türkiye”de de bu ürünlerin ithalatı dikkat çekici boyutlara ulaştı. Özellikle oyuncak, tekstil ve konfeksiyon, ayakkabı gibi birçok ürün hiçbir ürün güvenliği önlemi olmadan piyasaya giriyor. Bu şekildeki ithalatın tüketiciler için ortaya çıkardığı risk endişesi diğer ülkelerin uygulamaları kapsamında değerlendiriliyor. Yakın zamanda, Endonezya, Temu uygulamasını Google ve Apple”ın uygulama mağazalarından kaldırmıştı. Vietnam Ticaret Bakanlığı ise Temu”ya getirilen kayıt zorunluluğunun süresi içerisinde yapılmadığı gerekçesi ile firmanın faaliyetlerini askıya alacağını açıklamıştı.

Source: Bariş Şi̇mşek