Organları 3 kişiye umut olacak
Samsun da 5 Şubat ta beyin kanaması geçiren M.A, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi nde tedaviye alındı. AA nın haberine göre; yoğun bakım ünitesinde tedavisine devam edilen M.A nın beyin ölümünün gerçekleşmesi üzerine ailesi organlarını bağışlama kararı aldı. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kağan Karabulut, gazetecilere yaptığı açıklamada, yakınlarının, vefat eden hastanın organlarını bağışlama kararı aldığını söyledi. Bağışlanan organların 3 hastaya şifa olacağını belirten Karabulut, Ailesine teşekkürlerimizi sunuyoruz. Organ bağışı bizim için önemli. Her yıl birçok insan organ bağışı beklerken hayatını kaybediyor. O yüzden lütfen organlarımızı bağışlayalım. Bu hastamızın karaciğer ve 2 böbreği bağışlandı. Yarın da inşallah hastalarımıza da organlarını nakledeceğiz. dedi. *Haberin fotoğrafı DHA tarafından servis edilmiştir.
Source: Habertürk
‘Halk yönetilirken içgüdülerin kullanımı gerekir’ Sigara neden bırakılamıyor
Hem sağlığını korumak hem de sigaraya ayıracağınız paradan tasarruf etmek ve de en önemlisi sigaranın vücudumuza vereceği (ölümcül hastalıklar dahil) zararları gidermek için harcayacağınız zamanı ve parayı sigarayı bırakmakla kazanırsınız.Diyoruz da raflar ile çeşit çeşit sigaralarla dolu. Alıcıların çoğu gençler; özellikle üniversiteli öğrenciler. Tayyip Bey’in o kadar uyarısına karşın sigara satışlarının artması şaşırtıcı, neden mi?Bir dönem daha geriye gidelim; 1920-30’lu yıllara. Bu yılların başında Edward Bernays, 1928’de ünlü kitabı ‘Propaganda’yı yayımladı. 1928’de iktidara gelen Başkan Hoover, “Tüketim, Amerikan yaşam tarzının motorudur” demişti. Seçildikten sonra da reklamcılara “İnsanlara satın alma arzusu yaratmakla sorumlusunuz” dedi.“Tüketin, tüketin! Her şeyi tüketin!”Bernays elitlerin yanındaydı. Toplumun zeki bir grup tarafından yönetilmesi gerektiğini savunuyordu. Cahil halk sürü gibiydi ve neyi nasıl yapacağı üst akıl tarafından belirlenmeliydi; emirler, elitlerin çıkarları doğrultusunda verilecekti. Halk güdülürken içgüdülerin kullanımı gerekirdi. “Bir ürün veya hizmetle halkın duygusal bağ kurmasını sağlayarak satışları arttırmak.” Bu fikir Amerikan elitlerini büyülemişti. “Halk artık ihtiyaçları için değil, arzularına göre satın almalı. İnançları ihtiyaç kültüründen arzu kültürüne doğru eğitmeliyiz. Amerika’da yeni bir zihniyet şekillendirmeliyiz. İnsanın arzuları, ihtiyaçlarını gölgede bırakmalıdır.”Bunun için kadın dergileri çıkartmaktan tutun da film yıldızlarını reklamlarda kullanmaya, filmlerde ürün yerleştirmeye, mağazalarda düzenlenen moda şovlarında ünlülere istediği cümleleri tekrarlatmaya kadar birçok teknik denendi.Duygular dahil her şey tüketilmeliydi!Batmakta olan sigara sanayisi canlandırılmalıydı. 31 Mart 1929, New York’ta Paskalya geçit töreninde bir grup genç kadın garip bir hazırlık içindeydi. Beklenen işaret verildi ve sigaralarını ağızlarına götürüp gösterişli bir hareketle çakmaklarını çaktılar. Ağız dolusu duman, her birinden göğe yükseldi.Gazeteciler fotoğraf almak için birbirleriyle yarıştı. Bu kadınlar zengin sosyetede adı bilinen New York’un elit ailelerine mensuptular ve sigara onların ‘Özgürlük Meşaleleri’ idi. Bernays feminizmle sigarayı böyle bir araya getirmişti. Olay, ABD’nin her köşesinde ve dünyanın dört bir yanında yankılandı. American Tobacco Company’nin ürünleri The New York Times tarafından övüldü. Manşet şöyleydi: ‘Bir grup genç kız sigarayı özgürlük hareketinin simgesi yaptı.’Sonra ne mi oldu?Kadınlar arasındaki sigara satışları fırladı, o dönemde sigaranın zayıflattığı ve boğazı rahatlattığı söylentileri de yayılmaya başlandı.Ünlü psikanalist Freud’un öğrencisi Abraham Brill, Amerika’daki ilk psikanalistlerden biriydi. Bernays’e sigaraların ‘erkek cinsel gücünün sembolü olduğunu’ söyledi.Elitler ne ister? Uyuyan halklar!(Sigarayı bırakma gününde bu yazıyı yazarken Banu Avar’ın ‘Alaycı Kuş’ (Remzi Kitapevi) kitabından yararlandım.)GÜNÜN SÖZÜ“Kendi geleceğinizi yazmak istiyorsanız, kalemi başkalarının eline vermeyin.” Aleksandr PuşkinBİR VEKİL DE İTİRAZ ETMEZ Mİ ESKİ ve yeni milletvekillerinin trafik cezasından muaf tutulmasına yönelik olan TBMM tasarısı kamuoyunda yarattığı tepki giderek artıyor. Milletvekillerinin trafik cezalarından muaf tutulması kamu vicdanını ciddi olarak yaralıyor. Anayasa’nın 10. maddesinde tanımlanan eşitlik ilkesine de tamamen aykırılık oluşturuyor. Ayrıca, bu yanlış ve adaletsiz uygulamanın hayata geçirilmesi halinde; trafik ihlallerinin önlenmesi amacıyla kanunla yetkilendirilmiş sivil görevliler olarak, –koruma kalkanına bürünmüş milletin vekilleri ayrı tutulmak suretiyle– sadece ve sadece kural ihlali yapan milletin kendisine yazılacak olan trafik cezasına aracılık etmeyi Fahri Trafik Müfettişleri (FTM) Derneği yönetimi olarak doğru bulmuyoruz.Adalet her alanda olduğu gibi trafikte de olmazsa olmaz bir unsurdur. Trafikte adaleti sağlamadan, sade vatandaşlarda ayrımcılık duygusu oluşturarak düzenli bir trafiğin olamayacağını, zira Azrail’in asil–vekil ayrımı yapmadan can aldığını da hatırlatmak isteriz.Halis KAHRAMAN FTM Basın SözcüsüPROF. DR. ERCAN DİYOR Kİ MANSUR Yavaş önseçimden çekilince bu durum, Türkiye için son derece sakıncalı bir ortam yarattı. CHP bana göre ikiye bölündü. Mansur Yavaş cumhurbaşkanı olmak istediğine göre, Türk kamuoyu onun arkasında. Aday olursa seçilebileceğini düşünüyor. Karşı tarafta ise İmamoğlu olacaktır. Böyle bir durumda Mansur Yavaş olasılıkla CHP’den ayrılıp ya başka bir partiden ya da bağımsız olarak aday olma olasılığı çok yüksektir. CHP oyları bölünmesi nedeniyle büyük bir olasılıkla Erdoğan yeniden cumhurbaşkanı olacaktır. Haydi uğurlusu. Prof. Dr. Övgün Ahmet ERCANLÜFER BELGESEL OLDU İSTANBUL’un simge lezzetlerinden lüfer, tarihi ve kültürel yolculuğuyla beyaz perdeye taşınıyor. İBB Medya AŞ tarafından hazırlanan belgesel, lüferin geçmişten günümüze serüvenini azalan popülasyonunun korunmasının önemini ele alıyor. Belgeselin anlatıcılığını Levon Bağış üstlenirken, Serço Ekşiyan Dr. Mert Gökalp, Oktay Kırış, Burçak Kazdal, Kaan Kayhan ve Nurullah Çakır gibi uzman isimler de projeye katkı sunuyor. İstanbul sofralarının baş tacı ‘Lüfer Devri’ belgeseli bu akşam 19.00 Beyoğlu Sineması’nda izleyici ile bulaşacak.KAR KURAKLIĞI KURTARMIYORBARAJLARDAKİ SU SEVİYESİ GEÇEN YIL YÜZDE 72 İKEN BUGÜN YÜZDE 57 CİVARINDAİSTANBUL’da kuraklık ‘korkutucu’ bir seviyede iken ocak ve şubatta aralıklı düşen yağmurla son kar yağışları durumu ‘durdurmaya’ başladı. Geçen yıl barajlardaki su seviyesi yüzde 72’ler seviyesinde iken dünkü yağışlar yüzde 57’yi buldu. Buna karşın su seviyesinin durumu gene de parlak değil. Yağışların geçen yılki seviyesine gelmesi için kar yağışının daha güçlü yağması bekleniyor.Etiler, Levent ve Sarıyer bölgelerinde eski kar yağışlarının güçlü olmadığını söyleyebiliriz. Geçmiş yıllarda 20-30 santimlik çok kar seviyesi görmüştük. Yağışların düşük olmasının nedeninin bölgede yeni gökdelenlerin yapılması ve asfalt oranının artması olarak gösteriliyor. Dün Silivri’de 20 santim kar yağarken, Etiler ve Levent’te kar yüksekliği 5 santim civarındaydı.Rahmetli mimar Aydın Boysan, Levent’te ev aldığında eşinin “Oralara kurt iniyormuş, nasıl oturacağız?” diye itiraz ettiğini hatırlarız..Su toplama havzalarını plan değişiklikleri ile imara açılan bölgeleri ‘beton şehir’ haline getiren geçmiş ve yeni dönem belediye başkanlarının İstanbul’un kuraklığında hiç sorumlulukları yok mudur? Hatta buna ‘suç’ demek gerekmiyor mu?
Source: Yalçın Bayer
Souza transferi iptal
Fenerbahçe, anlaşma sağladığı Gabriel Souza”nın transferini sakatlık nedeniyle iptal etti. Oyuncunun sağ bacağındaki sakatlık nedeniyle ameliyat olması anlaşıldı. Brezilyalı genç yıldız ameliyat olması halinde 10 aya yakın sahalardan uzak kalacaktı. Yönetim, bu riske girmek istemedi.
Source: Fotomaç
Plastik pipet geri döndü
ABD Başkanı Donald Trump, sansasyonel kararlarına bir yenisini daha ekledi. Plastik pipet kullanımına geri dönülmesini öngören kararname imzalayan Trump, Beyaz Saray’daki törende yeni uygulamaya dair düşüncelerini paylaştı. Trump, Biden döneminde yaygınlaştırılan kağıt pipetleri başarısız bir uygulama olarak nitelendirerek, “Plastik pipetlere geri dönüyoruz. Bu kağıt pipetler işe yaramıyor. Onları defalarca kullandım ve bazen ağızda dağılıyor, sıcak içeceklerde saniyeler içinde çöküyor” dedi. Kararname, kağıt pipetlerin üretim maliyetinin plastik pipetlere kıyasla daha yüksek olduğunu ve üretim sürecinde insan sağlığına zarar verebilecek kimyasallar içerebileceğini öne sürüyor. BIDEN YASAKLAMIŞTIBiden yönetimi, 2024’te çevre kirliliği ile mücadele etmek için plastik pipet, plastik çatal-kaşık ve ambalaj malzemelerinin ABD hükûmeti tarafından tedarikini kademeli olarak sona erdirmek için bir kararname imzalamıştı. Trump’ın yeni kararı ise devlet kurumlarının kağıt pipet alımını durdurmasını ve bu ürünlerin ulusal düzeyde ortadan kaldırılması için bir strateji oluşturulmasını emrediyor. Plastik pipetleri savunan Trump, 2020’deki seçim kampanyası sırasında da paketi 15 dolardan “Trump” markalı plastik pipet satmış, bu ürünlerden ilk haftalarda 500 bin dolar gelir elde edilmişti.ÇEVRECİLER TEPKİLİ ABD’de günlük 500 milyon plastik pipet kullanıldığı tahmin ediliyor. Seattle, California, Oregon ve New Jersey gibi birçok eyalet, kullanımı sınırlandıran veya yalnızca müşteri talebiyle sunulmasını gerektiren yasaları hayata geçirdi. Birleşmiş Milletler Çevre Programı’na göre, her yıl 460 milyon metrik ton plastik üretiliyor. Bu atıklar okyanus kirliliğine ve insan sağlığını etkileyebilecek mikroplastiklerin yayılmasına katkıda bulunuyor. Trump’ın bu pipetleri tekrar yasallaştıran kararnamesi, çevreciler tarafından tepkiyle karşılandı.8 MİLYARTürkiye”de yılda yaklaşık 8 milyar adet pipet kullanılıyor.HER İKİSİ DE İNSAN SAĞLIĞINA ZARARLI -Prof. Dr. Mine Kucur: “Plastik pipetler mikroplastik oluşturma potansiyeli taşırken, kâğıt pipetler PFAS gibi kimyasallar nedeniyle risk barındırabilir. Her iki malzemenin de belirli kimyasallarla güçlendirilmesi toksik etkilere yol açabilir. Plastik pipetler endokrin sistem bozukluklarına yol açabilirken, kâğıt pipetlerde kaplama malzemelerinin biyobirikimi risk oluşturabilir.” -Doç. Dr. Çağatay Altınkök: “Kağıt pipetler kimyasal yapıştırıcılar ile elde edilmektedir. Islanmasını engellemek amacıyla polietilen veya akrilik reçineler ile kaplanmaktadır. Plastik pipetlerin ise çok büyük bir kısmı, polipropilenden elde edilmektedir. Çevre kirliliği yaratmalarının yanı sıra insanlarda ve deniz canlılarında sağlık sorunlarına sebep olmaktadır.”
Source: Buse Özel
Ölüm, sevgili karısını elinden almıştı… Ünlü oyuncunun yüzünü çocukları güldürüyor… Tebrikler, aşkımdan yadigar kızım!
Tıpkı ünlü oyuncunun başına geldiği gibi…Büyük aşkı, üç çocuğunun annesi daha genç yaşta ellerinden kayıp gitti. Ondan önce de birlikte yine büyük bir acıyı birlikte göğüslemişler, biricik oğullarını toprağa vermişlerdi.Bu acıların üzerinden yıllar geçti, zaman akıp gitti… Ünlü oyuncu da Başkasını seversem ona ihanet etmiş olurum dediği karısının anısını evlatlarında yaşatmak için elinden geleni yaptı.Bütün bunların karşılığını da alıyor usul usul. Kaybettiği karısından kendisine yadigar kalan iki çocuğundan biri olan kızı bir kez daha yüzünü güldürüp onu gururlandırdı. BÜYÜK AŞKININ ÜÇ MEYVESİNDEN BİRİBu öykünün kahramanı Hollywood”un ünlü yıldızı John Travolta…29 yıllık karısı Kelly Preston”ı 2020 yılında kansere kurban veren Travolta, bu büyük acının ardından hayatını iki çocuğu Ella ve Benjamin”e adadı…Aslında Travolta ile Preston”ın bir erkek evladı daha vardı. Jett, 2009 yılında henüz 16 yaşındayken hayata veda etti.O büyük acıyı Travolta ile Preston birlikte göğüsledi. O arada küçük oğulları Benjamin dünyaya geldi.Ama Kelly Preston”ın ömrü geride kalan iki çocuğunun büyüdüğünü görmeye yetmedi. Gözden Kaçmasın Tatsız haber resmen duyuruldu… Yine üzüntü, yine hayal kırıklığı Haberi görüntüle HAYATTA KALAN İKİ ÇOCUĞU ONUN HER ŞEYİOnun hayata vedasının ardından Travolta”nın her şeyi çocukları 24 yaşındaki kızı Ella Bleu ile 14 yaşındaki oğlu Benjamin oldu.Karısının ölümünden sonra hayatına kimseyi almayan John Travolta”nın yüzü son günlerde bir başka gülüyor.Kızı Ella da kendisi ve eşi gibi gösteri dünyasında kariyer yapmaya başladı. Birçok ünlü çocuğundan daha sakin bir hayat sürdüren Ella Travolta, bir yandan da usul usul şarkıcılık ve modellik yapıyor.Genç kız, modellik kariyerinde önemli bir basamak daha çıktı. Hunger dergisi için objektif karşısına geçti ve ilk kapak pozunu verdi. “SENİNLE GURUR DUYUYORUM”70 yaşındaki Travolta da kızının bu kariyer adımını kendi sosyal medya hesabından duyurdu. Takipçilerinin bu konuda dikkatini çeken Travolta kızına da Seninle çok büyük gurur duyuyorum diye seslendi.Geçmişte Grease, Saturday Night Fever, Pulp Fiction gibi filmlerle hafızalara kazınan John Travolta, müzik dünyasına adım atan kızı Ella Bleu ile birlikte çalışıyor.Bu da baba- kızı birbirlerine her zamankinden daha fazla yaklaştırdı.Zaten Ella”nın müziğe yönelmesinde de ailesinin etkisi büyük. Genç kız bir röportajında anne ve babasıyla ailece dans edip şarkı söyleyerek büyüdüğünü anlatmıştı. Gözden Kaçmasın Ünlü ailenin neşesi, dedesinin bir numarası… Bir dokunuşuyla bütün dertler, tasalar uçup gitti! Haberi görüntüle FİLM SETİNDE TANIŞTIĞI KARISINI ERKEN KAYBETTİJohn Travolta, Holllwood”un hem en büyük aşklarından hem de en büyük trajedilerinden birinin kahramanı.Kaybettiği karısı Kelly Preston ile 1989 yılında birlikte rol aldıkları The Experts adlı filmin setinde tanıştı Travolta. Aralarında doğan aşkı da 1991 yılında evlilikle taçlandırdılar. Çift, hayatlarını Paris”te birleştirdi.Ünlü çiftin Jett adlı oğlu 2009 yılında henüz 16 yaşındayken gittikleri bir tatilde geçirdiği sara nöbetinin ardından hayata veda etmişti. BİR DAHA KİMSEYİ SEVEMEDİ: BU KELLY”YE İHANET OLURÇift sonra küçük oğulları Benjamin”i kucaklarına aldı. Ama Kelly Preston”ın ömrü onu büyütmeye vefa etmedi. Meme kanseriyle sessizce mücadele eden Preston 2009 yılında hayata veda etti.John Travolta karısının ölüm haberini sosyal medya hesabından duyurdu.Preston”ın ölümünden sonra Travolta hayatına kimseyi almadı. Arkadaşları ünlü oyuncuyu hayatını biriyle paylaşması konusunda ikna etmeyi bir türlü başaramadı.Hatta onların anlattığına göre Travolta hala Preston ile evli olduğunu düşünüyor. Başkasıyla birlikte olduğunda ona ihanet edeceğini düşünüyor. Gözden Kaçmasın “Bu aileden söz ederken duygulanıyorum” demişti… Bir kez daha muratlarına erdiler Haberi görüntüle
Source: Hurriyet.com.tr
Askeri kargo uçağıyla gelen karaciğer Antalya”daki hastaya nakledildi
Antalya da yaşayan 2 çocuk annesi Ayşe Kılınç, 2 yıl önce siroza bağlı karaciğer yetmezliği çekmeye başladı. Kılınç, 4 ay önce karaciğer nakli için Sağlık Bakanlığının organ bekleme listesine yazıldı. Hastalığı ilerleyen ve yaşaması için acil nakil olması gereken Kılınç a, 24 yaşındaki gelini Yağmur Kılınç karaciğer parçasını vermek için gönüllü oldu. Yapılan tetkiklerin ardından gelininden alınan karaciğer parçası Antalya da Yaşam Organ Nakli Merkezi Müdürü Prof. Dr. Bülent Aydınlı tarafından Kılınç a nakledildi. Operasyonun ardından karaciğer damarının tıkanması nedeniyle Kılınç için yeniden nakil planlandı. Hastane, organ nakli için kurulan Sağlık Bakanlığı Ulusal Koordinasyon Sistemi ne acil çağrıda bulundu. Bu sırada Balıkesir de beyin ölümü gerçekleşen 48 yaşındaki bir kadının organlarının bağışlandığı bilgisi verildi. ORGAN KARGO UÇAĞIYLA ANTALYA YA GÖNDERİLDİ Hastanın 12 saat içerisinde nakil olması gerektiğinin bildirilmesi üzerine Bakanlık koordinasyonunda Bursa Şehir Hastanesi Organ Nakli Merkezinden Balıkesir e giden cerrahi ekip bağışlanan karaciğeri gece 03.30 da operasyonla aldı. Buzlanma nedeniyle o sırada helikopter ve küçük uçakların inemediği Balıkesir Havalimanı na organı taşımak üzere Milli Savunma Bakanlığınca Hava Kuvvetleri Komutanlığına ait C-130 askeri kargo uçağı yönlendirildi. Askeri kargo uçağına konulan karaciğer, sabaha karşı 06.30 da Antalya daki hastaneye ulaştırıldı. Hastanın sağlığına kavuşması için saatlerle yarışan Prof. Dr. Bülent Aydınlı başkanlığındaki ekip, karaciğeri Kılınç a nakletti. Naklin ardından sağlığına kavuşan Ayşe Kılınç, tedbir amaçlı tutulduğu yoğun bakım ünitesinden AA muhabirlerine el sallayarak, Çok iyiyim. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum dedi. VATANDAŞIN SAĞLIĞI İÇİN DEVLETİMİZ HER ŞEYİ YAPIYOR Ameliyatı gerçekleştiren Prof. Dr. Bülent Aydınlı, hastanın nakil olmaması halinde hayati tehlikeyle karşı karşıya kalacağını, ortalama 12 saat içerisinde acil nakil yapmaları gerektiğini belirtti. Ulusal Koordinasyon Sistemi ne acil çağrıda bulunduktan sonra Balıkesir den bir organ bağışı haberi aldıklarını ifade eden Aydınlı, sözlerini şöyle sürdürdü: Acil çağrıda bulunulduktan sonra Türkiye nin herhangi bir yerinde bağışlanan organ çağrıda bulunulan bölgeye yönlendiriliyor. Organı cerrahi operasyonla çıkartmak ve kente getirmek için büyük bir organizasyon ve operasyon başladı. Balıkesir Antalya ya çok uzaktı. Öncelikle karaciğerin alınması gerekiyordu. Bursa ekibi gece vakti hızlı bir şekilde Balıkesir e giderek organı aldı. Türk Silahlı Kuvvetleri de farklı işler için kullanılan devasa bir kargo uçağını yönlendirdi. Büyük bir operasyonla organ Antalya ya getirildi ve saat 09.30 da ameliyattan çıktık. Organı kente getirmek için saatlerle yarışan TSK nın iki değerli pilotu albaylara teşekkür eden Aydınlı, Devletimiz çok büyük. Nakil süreci devletin vatandaşına, hastasına verdiği değeri gösteriyor. Vatandaşın sağlığı için devletimiz her şeyi yapıyor. Bunu özel hastane, üniversite ya da kamu hastanesi ayrımı yapmadan yapıyor. Bütün bu organizasyonlar, nakil ameliyatları yapılıyor ve vatandaşımızın cebinden tek kuruş çıkmıyor. Bunun değerini yurt dışından gelen hastalarda anlıyoruz. Onlar nakil olmak için yardım fonları oluşturuyor diye konuştu. HASTANIN SAĞLIK DURUMU İYİ Hastanın sağlık durumunun iyi olduğunu dile getiren Aydınlı, şu bilgileri verdi: Hastamız bu kadar hızlı nakil olmasaydı şu an aramızda olmayabilirdi. Hepimiz bir gün organ bekleyen pozisyonda olabiliriz. Organ bağışına lütfen olumlu bakalım. Organ bağışı yapan ailelerimiz de şunu iyi bilsin ki nakil süreçleri gerçekten çok ciddi yapılıyor. Sağlık Bakanlığının bu konuda net kuralları var. İşleyişte herhangi bir problem yok. Bir bağış yapıldığında şartlar ne olursa olsun organlar ihtiyacı olan kişilere mutlaka ulaştırılıyor ve bu ameliyatlar yapılıyor. Ayşe Kılınç ın kızı Seher Evlice de nakilde emeği geçen herkese teşekkür etti. Bu süreçte devletin desteğini arkalarında hissettiklerini anlatan Evlice, Annemizi kaybettiğimizi düşündük. Nakil olamayacağını düşündük. Ama Balıkesir den 6 saat içerisinde organ gelerek anneme nakledildi. Herkesten Allah razı olsun. Organ bağışının önemini bir kez daha anladık. Herkes organ bağışı yapsın. Bu organ bağışı sayesinde annem kurtuldu. Biz de kardeşimle organlarımızı bağışlama kararı aldık dedi.
Source: Habertürk
Serum takılıyken yemek yenir mi?
Serum, vücuda çeşitli koruyucu ve tedavi amaçlarıyla, genellikle sıvı formda verilen biyolojik bir ilaçtır. Kanın sıvı kısmı olan plazmadan elde edilen serumun içinde proteinler, antikorlar ve elektrolitler gibi faydalı bileşenler bulunabilir. Serum takılıyken yemek yemek genellikle zararlı olarak görülmez fakat bazı durumların göz önünde bulundurulması gerekir. Sindirimi kolay, hafif gıdaları yavaşça yemek, serum tedavisinin etkisini olumsuz olarak etkilemez. Fakat, hastanın sağlık durumu, tedavi süreci ile doktorun önerileri göz önüne alınarak hareket edilmesi en doğrusudur. İşte Serum takılıyken yemek yemek zararlı mı? sorusunun yanıtına ilişkin detaylar… SERUM NEDİR VE HANGİ DURUMLARDA KULLANILIR? Serum, hastaların elektrolit ve sıvı dengesini koruyabilmek adına damar yoluyla verilen bir sıvı tedavi yöntemidir. Genellikle tuzlar, su, bazı vitaminler ve glukoz gibi vücudun ihtiyaç duyduğu temel maddeleri içeriğinde bulunduran serumun vücuda pek çok faydası vardır. Serum tedavisi; kan hacmini artırmak, elektrolit dengesini sağlamak, ilaçları doğrudan kana vermek ve vücudun su kaybını dengelemek için kullanılır. Mide bulantısı, kusma ve sıvı kaybı gibi semptomlar yaşayanlara takılan serum tedavisi; düşük tansiyon problemi ve diğer hastalıkların da tedavilerinde yaygın bir şekilde uygulanır. Öte yandan bazı hastalar ise belirli besin maddesi takviyelerini serum olarak alabilirler. SERUM TAKILIYKEN YEMEK YEMEK ZARARLI MI? Serum takılıyken yemek yemek genelde sağlığı olumsuz etkileyen bir durum olarak görülmez fakat durumun ciddiyetine göre dikkat edilmesi gereken bazı özel durumlar vardır. Serum tedavisi yapıldığı sırada yemek yemenin etkileri, vücudun o anki ihtiyacı ve tedavi türüne göre farklılık gösterebilir. Yemek Yeme Hızı ve Miktarı: Serum takılıyken yemek yemek, genelde yavaş yavaş ve azar azar yapılmalıdır. Mideyi aşırı doldurma durumunda, sindirim sistemini zorlayarak serumun etkisini azaltabilir. Bu durum, mide problemleri olan hastalar için fazla yemek yemeyi zorlayıcı hale getirebilir. Sindirim Sistemi Üzerindeki Etkiler: Serum takılıyken sindirim sistemi hala çalışır durumdadır. Vücudun sıvı dengesini sağlayan serum, bağırsaklardan ve mideden gelen sıvı emilim süreçlerine etkide bulunur. Serum takılıyken yemek yemek durumunda, yemeklerin hızlıca emilmesi ve sindirilmesi zorlaşabilir. Bu da gaz birikimine ve mide bulantısına neden olabilir. Ağır Yemeklerden Kaçınılması: Enfeksiyon ve mide rahatsızlıkları ya da ameliyat sonrası iyileşme sürecinde ağır, baharatlı ve yağlı yiyeceklerden uzak durulmalıdır. Bu tür yiyecekler, sindirim sistemini zorlayarak serum tedavisinin etkisini olumsuz yönde etkileyebilir. Serumun İçeriği ve Takviye İhtiyacı: Serum genellikle elektrolitlerin seviyesini korumak ve vücuttaki sıvı kaybını dengelemek amacıyla takılır. Eğer serum; mineral, vitamin ya da glukoz gibi besin takviyelerini içeriyorsa, bu durumda yemek yemek vücuda fazladan yük oluşturabilir. Ancak genel olarak serum tedavisinin temel amacı sıvı takviyesi sağlamaksa, yemek yemek genelde bir engel teşkil etmez. SERUM TAKILIYKEN YEMEK YEMEK İÇİN ÖNERİLER Serum takılıyken doğru şartlar altında yemek yemek, genellikle zarar vermez. Fakat, sağlıklı bir tedavi süreci için dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır: Azar azar ve yavaşça yemek yiyin. Sindirimi kolay gıdalar tercih edin. Sıvı alımına dikkat edin. Doktorunuza danışın. HANGİ DURUMLARDA SERUM TAKILIYKEN YEMEK YEMENİN ZARALARI OLABİLİR? Bazı durumlarda serum takılıyken yemek yemenin zararlı etkileri olabilir. Özellikle bazı durumlarda serum takılıyken yemek yemekten kaçınılması önerilir: Ameliyat Sonrası İyileşme Süreci: Ameliyat sonrasında hastaların bağırsak ve mideleri genelde hassas olur. Fazla yemek ve ağır yiyecekler tüketmek, mideyi zorlayarak komplikasyonlara neden olabilir. Kusma ve Mide Bulantısı Durumu: Eğer hasta kusma ya da mide bulantısı gibi problemlerle serum alıyorsa, yemek yemek bu durumun daha da kötüleşmesine sebebiyet verebilir. Böyle durumlarda doktorun önerdiği diyetler ve sıvı gıdalar tercih edilmelidir. Şeker ve Tansiyon Gibi Sağlık Sorunları: Eğer hasta yüksek tansiyon, şeker hastalığı ya da başka bir sağlık sorunu nedeniyle serum takıldıysa, yemek yeme miktarı ve türü önemli hale gelir. Bu durumdaki hastalar, doktor tarafından önerilen diyet planlarının dışına çıkmamalıdır.
Source: Habertürk