“Hukuk Gündemi – Mahkeme Kararları ve Kayyum Atamaları”

Bulvardan, o isim mahkeme kararıyla kaldırılıyor

İllerde ne ilginç olaylar yaşanıyor, bilseniz. Bugün Diyarbakır’a gidelim. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından, Silvan Yolu’nu Elazığ Yolu’na bağlayan çevre yolu projesi kapsamında yapılan 12 kilometre uzunluğunda ve 50 metre genişliğindeki bulvara Gültan Kışanak’ın Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde, Meclisin 12 Ağustos 2014 tarih 241 sayılı kararıyla “Şeyh Said Bulvarı” adı verilmişti. Ankara’nın ünlü Belediye Başkanı rahmetli Vedat Dalokay’ın adını taşıyan meydanın adı da aynı kararla Şeyh Sait Meydanı yapılmıştı.

Meclis kararının mülki idare amiri tarafından onaylanmadan yürürlüğe girmesi mümkün değil. Nitekim, valilik de belediye meclisinin bu kararını 2014 yılından bu yana onaylamadı. Ancak, istediği kadar onaylamasın, meydanda, bulvarda bulunan tabelalar yılladır “Şeyh Sait Meydanı- Bulvarı” tabelaları asılı. Üstelik, bu tabelalar belediye başkanlığına kayyum olarak atanan vali tarafından da kaldırılmadı, başka isim verilmedi.

YASAYA GÖRE VERİLEMEZ

Şeyh Said, 1865 Elazığ’ın Palu ilçesi doğumlu. Kürt Nakşibendi tarikatı lideri. 1925 yılında çıkarılan isyanın da ele başıydı. Cumhuriyet’in ilanına ve reformlarına karşı çıkarak şeriat isteğiyle dönemin hükûmetine karşı silahlı isyanda bulundu. 1925 yılında yargılandı ve idam edildi. Belediye meclisi kararında ise “Dağkapı civarında bulunan Selahattin-i Eyyubi çarşısının üst kısmında bulunan meydanın, İstiklal Mahkemesi tarafından 47 arkadaşı ile birlikte idam edilen Şeyh Said ve arkadaşlarının defnedildikleri alandır. Yaşanan bu trajik hadiseye dikkat çekmek için meydanın ismi Şeyh Said olarak tescil edilmesi oy birliğiyle kabul edilmiştir” denildi.

Adres ve Numaralamaya ilişkin Yönetmelikte, “Ad veya numara verilmesinde uyulması gereken esaslar” başlıklı 24. maddesinde “Mahalle, sokak, cadde, bulvar, meydan ve benzeri yerlerin adları Anayasanın temel ilkelerine, yürürlükteki mevzuata, genel ahlaka, ayrımcılığa ve bölücülüğe yol açabilecek nitelikle tespit edilemez” deniliyor.

KAYYUM BAŞKAN DÖNEMİNDE

Belediye Meclisi’nin kararı onaylanmamasına rağmen 11 yıldır Şeyh Said Bulvarı tabelaları asılı. Yargıtay Onursal Üyesi, Devlet Üstün Hizmet Madalyasıyla ödüllendirilmiş olan Ali Suat Ertosun, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı internet sitesinde yayımlanan haberlerin içeriğinde, “Şeyh Said Bulvarı” adının kullanıldığını, bu haberlerde kayyum sıfatıyla Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini yürüten Diyarbakır Valisinin isminin geçtiğini ve fotoğraflarının yer aldığını gördü.

İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğü, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü, Diyarbakır Valiliği, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığına “Şeyh Said isminin Diyarbakır’da bir bulvara verilip verilmediğini” sordu. Dilekçelerinin bazılarına cevap verilmedi, bazılarına da açık ve net cevaplar yerine oyalayıcı cevaplarla geçiştirildi. Ertosun, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na, “Diyarbakır’da bir bulvara verilen ‘Şeyh Said’ isminin Meclis kararı ile değiştirilmesi” için verdiği dilekçesine cevap verilmemesi üzerine, yasal sürede dava açtı.

O İSİM KULLANILIYOR

Davaya bakan Diyarbakır 1. İdare Mahkemesi, ilgili idarelere yazdığı müzekkerelere verilen cevaplardan, Diyarbakır Belediye Meclisi kararı üzerine, hem “Adres Kayıt Sistemi” hem “Mekansal Kayıt Sistemi’ne Şeyh Said Bulvarı adının kaydedildiğini ve söz konusu bulvar adının hâlen aktif” olduğunu belirledi.

Karar verirken, Danıştay’ın “Olayda işlemi tesis eden yerinden yönetim kuruluşu olan belediyenin, merkezi idare tarafından temsil edilen devlet tüzel kişiliğinden ayrı bir tüzel kişiliğe ve bağımsız bir iradeye sahip bulunduğu, bu nedenle tesis ettiği işlemin doğmuş ve tamamlanmış bir işlem” olduğuna ilişkin yerleşmiş içtihadını göz önünde tuttu.

İDARE MAHKEMESİ KARARI

Diyarbakır 1. İdare Mahkemesi, Şeyh Said Meydanı ve Bulvarıyla ilgili şu kararı verdi:

“Ortak alanlara ad verme konusunda yetki belediye meclislerindedir. Belediye meclislerince ortak alanların adları belirlenirken, kamuoyunda ortak kabul görebilecek, haklı ve yoğun rahatsızlıklara sebebiyet vermeyecek, ayrımcılığa yol açmayacak, ayrıca zaman içerisinde değiştirilmesine ihtiyaç duyulmayacak biçimde kalıcı ve daima kabul gören adların seçilmesi gerekmektedir.

Dava konusu olayda, söz konusu bulvara verilen ‘Şeyh Said’ isimli kişinin, yukarıda ifade edildiği üzere kutsal din duygularını araç olarak kullanmak suretiyle halkın bir kısmını devlete karşı silahlı isyana teşvik ve tahrik ettiğini, söz konusu isyana bizzat önderlik ederek gerek yurdu korumaya çalışan devlet görevlilerinin, gerekse galeyana getirilen ve birtakım duyguları istismar edilen insanların kanının dökülmesine sebebiyet verdi, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olan Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı giriştiği bu eylemi nedeniyle de idamına karar verildi ve karar infaz edildi.

HEMEN UYGULANMALI

Söz konusu bulvara verilen ‘Şeyh Said’ isimli kişinin kamuoyunda ortak kabul görebilecek bir kimse olmadığından, bu kişinin adının bir bulvara verilmesi haklı ve yoğun rahatsızlıklara sebebiyet verecektir. Dolayısıyla toplumda çatışmaya ve ayrımcılığa yol açacaktır.”

İstinaf yolu açık olan bu kararla, yıllardır süren ve yetkili makamlarca görmezlikten gelinen bir sorun mahkeme kararıyla çözümlenebilecek mi? Ertosun, “Hemen uygulanmalı” diyor. Bekleyelim, görelim.

Source: Saygı Öztürk


Son dakika: Van Büyükşehir Belediyesi”ne kayyum atandı

İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre; Van Büyükşehir Belediye Başkanı Abdullah Zeydan, Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2023/77 Esas sayılı dosyası kapsamında 11.02.2025 tarihinde görülen duruşmasında ‘Silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme’ suçundan 3 yıl 9 ay hapis cezası alması nedeniyle geçici tedbir olarak görevden uzaklaştırıldı. Karar, Anayasa’nın 127’nci maddesi ile 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 47’nci maddesi gereğince alındı. Zeydan’ın yerine 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 45 ve 46’ncı maddeleri uyarınca Van Valisi Ozan Balcı, Belediye Başkan Vekili olarak görevlendirildi.VALİ BALCI BELEDİYEYE GELDİİçişleri Bakanlığınca, Van Büyükşehir Belediye Başkan Vekili olarak görevlendirilen Van Valisi Ozan Balcı, sabah saatlerinde belediye binasına geldi.Kurum amirleri ve yetkililer tarafından karşılanan Balcı, makama geçerek göreve başladı. Polis ekipleri, belediye binası çevresinde güvenlik önlemi aldı.Görevden uzaklaştırılan Abdullah Zeydan”a ceza verilmesinin ardından belediye binası önünde toplanan kalabalık için kurulan çadır, görevlilerce kaldırıldı.127 KİŞİ GÖZALTINA ALINDISabahın erken saatlerinde polis ekipleri, Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi”nde 11 Şubat”ta görülen duruşmada, Van Büyükşehir Belediye Başkanı Abdullah Zeydan”a 3 yıl 9 ay hapis cezası verilmesi sonrası belediye binası önüne gelerek eylem yapan partililerden dağılmalarını istedi. Ancak grup direnince, polis ekipleri müdahale etti. Gözaltına alınan 127 kişi, Van Emniyet Müdürlüğü”ne götürüldü.

Source: Hurriyet.com.tr


Cüneyd Altıparmak yazdı: TMSF yalanı, TÜSİAD gerçeği!

TÜSİAD toplantısında yapılan açıklamalar gündeme oturdu. Hatta beyanlarla ilgili “suç şüphesi” duyulduğu için soruşturma başlattı savcılık. Bu konuya geçmeden, açıklamaları değerlendirmeden önce sözüm ona “patronların rahatsızlığı” olarak ortaya atılan bir “yalanı” ve “aslının” ne olduğunu paylaşmak istiyorum. Zira mevzuatta açık hüküm bulunmasına rağmen, “yanıltıcı bir bilgi” dolaşıyor ortalıkta…TMSF”YE “OLAĞANÜSTÜ” YETKİ (!)TÜSİAD “neden ses çıkardı?” diye sorup, sebebini “malvarlığını aklama, terörizmin finansmanı vb. şüphesi olduğunda, TMSF 5 yıl süreyle şirkete el koyacak. Bunun için yargı kararı gerekmeyecek…” diyerek açıklayan paylaşımlar gördüm. Estirilen hava şu: “TMSF kafasına göre, istediği zaman, istediği şirkete, istediği kişiyi atayabilecek”. Hatta Prof. Dr. Adem Sözüer “siyasette yapılan, ticarette yapılmak isteniyor” diye talihsiz bir ifade kullandı, TÜSİAD”taki konuşmasında…PEKİ GERÇEK NE…4 Şubattaki Resmi Gazetede yayınlanan 7539 sayılı yasa (1) TMSF”nin şirketlere kayyım ataması hususunu düzenliyor bu doğru. Ama madde şunu diyor: “6415 sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinde düzenlenen suçların işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde Ceza Muhakemesi Kanununun 133 üncü maddesi gereğince şirketlere veya 128 inci maddesinin onuncu fıkrası gereğince malvarlığı değerlerine kayyım atanmasına karar verildiği takdirde, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş yıl süreyle Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu kayyım olarak atanabilir.”KUVVETLİ ŞÜPHE, CMK 133. MADDE…Maddeyi uzunca yazmayacağım (2). Bu madde yıllardır var. Kuvvetli şüphe olduğu zaman hâkim kararı ile ceza yargılamasının her evresinde şirketlere zaten kayyım atanabileceği düzenleniyor… Yeni düzenleme ile “kimin kayyım atanacağı” tartışması ortadan kaldırılıyor. Tıpkı Adli Tıp Kurumunun bilirkişiliği gibi TMSF”ye de kayyımlık konusunda görev veriliyor. Durum bundan ibaret. Şirketlere kayyım atamasında normalde bir sınır yok CMK”da. Ama bu düzenleme ile 5 yıl gibi bir üst sınır da getiriliyor. Tıpkı tutuklama süresinin üst sınırı gibi… Burada eklenen bir husus terörün finansmanı suçu. Şirketlere kayyım konusu zaten sınırlı suçlar için geçerli. Şirket yönetimi konusunda “rastgele atanacak bir bilirkişiden” daha uzman olduğunu söylemeye gerek yok sanırım TMSF”nin…”PATRON ÇILDIRDI!”Ayşe Barım”ın tutuklanmasının haksızlık, belediyelere kayyım atanmasının hukuksuzluk, parti genel başkanlarının tutuklanmasının, “bir büyükşehir belediye başkanı hakkında, yaptığı konuşmalar nedeniyle basın toplantısından dakikalar sonra soruşturma” açılmasının, “bilirkişi görüşmesini yayınlayan gazetecilerin gözaltına alınmasının”, “yeni mezun teğmenlerin ordudan ihraç edilmesi” konularının “toplumda endişe yarattığını ve güveni sarstığını” ifade ediyor “patron”… Bunlar Ömer Aras”ın ifadeleri. Birde Orhan Turan”ın benzer ifadelere ek olarak kullandığı şu ifade var: “Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, galiba artık şirket kurmaktan daha kolay”.ELEŞTİRİ SUÇ MUDUR?Kimseyi suçlu ilan edemeyiz pek tabi. Ancak bunlar, TÜSİAD”ın “konusu” olmayan hususlar…. Konuşmayı defalarca okudum. Buradaki açıklamaların tümü yürütülen yargı süreçlerine doğrudan yönelen ifadeler. Ve birçoğu “yanıltıcı yorumlar”. Eleştirmek bir haktır. Ama bu alay etmeyi, “yanıltıcı bilgi vermeyi”, “yargılamayı etkilemeyi”, hakaret etmeyi, gizli bilgileri yaymayı, insanları örgütleyip sonra “benim müdahalem olmadı” demeyi hak saymadığı gibi bunları savunma hakkı da vermez. Eleştirinin ölçüsü “insaftır”. Yaşananları ve yaşatanları unutup konuşmak insaf değil!TACİR BASİRETLİ OLUR!Türkiye Gezi ve 15 Temmuz”u yaşamış bir ülke. Herkesin konuşmalarına dikkat etmesi gereken “kırılgan” bir yapıya sahip. Türkiye”de yargının “yapısal sorunları” var. Bunlara bende köşemde değiniyorum. Bunu yaparken “gerçeklere” dayanıyorum. Toplumun dinamiklerine “gerçekleri söylüyorum” balonu ile “her fırsatta” dinamit koymaya çalışan Ümit Özdağ”ın “peşine” takılmıyorum mesela… (3). Türk Ticaret Kanunu “tacir basiretli olur” diyor. TÜSİAD basiretini kaybetmişe benziyor.(1) Anılan yasa: https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2025/02/20250204-1.htm(2) CMK m.133: https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.5271.pdf(3) Özdağ”ın paylaşımı: https://x.com/umitozdag/status/1887152785528910108

Source: Cüneyd Altıparmak


CHP’den kayyuma ilk tepki

İçişleri Bakanlığı, Van Büyükşehir Belediye Başkanı Abdullah Zeydan”ın görevden uzaklaştırıldığını, yerine Van Valisi Ozan Balcı”nın Belediye Başkan Vekili olarak görevlendirildiğini duyurdu.

Zeydan’ın görevden alınarak yerine kayyım atanmasına CHP’den ilk tepki, TBMM Grup başkanvekili Gökhan Günaydın’dan geldi.

Gökhan Günaydın’ın paylaşımı şu şekilde:

-Kayyım sürecine Van da katıldı..Başkan’ın görevden alınma gerekçesi; “üye olmamakla birlikte yardım ettiği..

-Varsayalım ki, hiçbir adil yargılanma sorunu yok.Görevden alınan Başkan yerine belediye meclis üyelerinden neden seçim yaptırmıyorsun?

-Hukukun en temel ilkesi suç ve cezaların şahsiliğidir. Buna karşın, OHAL yasasına dayanarak, tüm meclis üyelerini peşinen suçlu kabul ediyor ve atanmış Vali’yi belediye başkanlığına getiriyorsun.

-Bu öncelikle Van halkının iradesinin gasbıdır. Ayrıca, Meclis’te temsil edilen 15 siyasal partinin 11’inin uzlaşmasıyla verilen ve idari vesayet düzenlemesini demokratik bir zemine çekmeyi öngören kanun teklifini görmezden geliyorsun.

-Aslında bütün olarak görmezden gelmeye çalıştığın demokrasi ve hukuk. Belirtmeliyiz ki, Cumhur İttifakı’nın tutumu sürpriz değil.

-Önemli olan, demokrasi güçlerinin ve muhalefetin ortak tutumu ve yol haritası. Ülkenin geleceğini bu alandaki bilinç ve kararlılık belirleyecek.

Source: Sonuç Sürmeli