Hukuk Gündemi – Önemli Kararlar ve Davalar

Altun’un yeni koltuğunun sicili

Haberi biliyorsunuz: İletişim Başkanı Fahrettin Altun görevden alındı ve Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanlığı’na atandı. Az bilinen ise şu: Sahi, nedir bu TİHEK? Aslına bakılırsa kökeni 2012’de kurulan Türkiye İnsan Hakları Kurumu’na dayanıyor. Paris Prensipleri’ne uyum için ve Avrupa Birliği ile yapılan müzakerelerin yansıması olarak 2016’da yeniden yapılandırıldı ve ismine “eşitlik” de eklendi. İşin trajik yanı ise kurumun ilk başkanı, çocuk yaşta evliliği savunan bir avukat olmuştu. TİHEK’in resmi web sitesine girdiğinizde misyonu şu şekilde özetleniyor: “İnsan haklarını korumak ve geliştirmek, kişilerin eşit muamele görme hakkının güvence altına alınması için çalışmak, işkence ve kötü muameleyle etkin mücadele etmek.” Kurumun görevleri arasında, insan hakları ihlallerini resen ya da başvuruyla incelemek de yer alıyor. Şimdi… Peki, TİHEK bu ihlallere dair nasıl kararlar alıyor? Sorunun yanıtı için yine kurumun sitesindeki yaklaşık 70 kurul kararını inceledim. Gördüğüm şu: Kurul ortalama ayda bir buluşup, başvuruları toplu inceliyor. Verilen kararların çok büyük bir çoğunluğu da “başvurunun kabul edilemez olduğuna” diye bitiyor. Örneğin… Adil yargılanma hakkının ihlal edilmesine, cinsel yönelim nedeniyle ayrımcılığa maruz kalmaya, işyerinde mobbing görmeye dair birçok başvuru sonuçsuz kalmış. Ama mesela… Aynı TİHEK, İYİ Partili başkanın yönetimindeki Nevşehir Belediyesi’nin Arapça tabelaları kaldırmasına ve yabancılara ayrımcılık yaptığına dair haberler çıkınca hemen kendi başına harekete geçmiş. Sonunda da ayrımcılık yasağını ihlal ettiği gerekçesiyle belediyeyi yaklaşık 205 bin lira para cezasına çarptırmış. Keza şikâyet üzerine açılan başka soruşturmalar sonucunda, muhalefet yönetimindeki İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyelerine de aynı para cezasını vermiş. Bununla birlikte, kurum tarihinde TRT’ye verilen bir ceza da var: TRT’de çalışan bir kadın memur, müdür yardımcısı M.K. adlı şahıs tarafından, 2014 yılından beri sistematik olarak taciz ediliyor. Mağdur kadın konuyu amirlerine bildirmesine rağmen mevcut görevinden alınıyor ve tacizle suçlanan MK’nin emrine memur olarak veriliyor. TİHEK de TRT’nin bu uygulamayla ayrımcılık yasağını ihlal ettiği gerekçesiyle kuruma para cezası verilmesini kararlaştırıyor. Sözün özü… Kuşku yok ki Fahrettin Altun için TİHEK bir sürgün yeri. Acı olan ise insan hakları için kurulan bir kurumun “cezalandırma ataması” amacıyla kullanılması.

Source: Barış Pehlivan


Menzil cemaatinin miras kavgası yargı konusu olmayı sürdürüyor: Cemaat mahkemede laikliği hatırladı

Menzil cemaatinde 3 kardeş arasındaki miras kavgasında en son Çorum Külliyesi adlı dergâh binası dava konusu oldu. Dava kapsamında; Saki Elhüseyni taraftarları binanın sahibinin tüm Müslümanlar olduğunu savunarak, bina üzerindeki özel mülkiyeti kabul etmediklerini savundu. Mübarek ve Fettah tarafı ise 1924 Anayasası kapsamındaki “677 sayılı Devrim Kanunu” ile cemaatlerin kapatıldığını anımsatarak, savunmanın geçersiz olduğunu belirtti. Saki Elhüseyni cemaat içinde kardeşlerinin Avrupa’daki şirketler üzerinden oluşturduğu ağı anlatmaya başlayıp; “Toplanan rakamları söylesem diliniz tutulur. Toplanan paralar nereye gitti, devlet bulsun” dediği aktarıldı. Menzil cemaatinde taşlı sopalı kavgaya varıncaya kadar bölünmeye neden olan 3 kardeş arasındaki miras kavgası sürüyor. Kardeşler başta cemaatin sözde dergâh olarak kullanılan binaların bölüşümünde uzlaşamayınca, binalar dava konusu oldu. CEMAATİN DERGÂH BİNASININ BOŞALTILMASI İÇİN DAVA AÇILDI Binalar üzerine süren davalardan biri ise cemaatin Çorum’daki külliye binası olarak geçen dergâh binasında yaşanıyor. Cumhuriyet’in edindiği bilgilere göre; dergâhdaki cemaat üyeleri büyük kardeş Saki Elhüseyni’ye bağlı. Diğer kardeşler Mübarek ve Fettah Elhüseyni’nin de ortaklığının bulunduğu “Erol İnşaat Taahhüt Taşımacılık Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi” tarafından bu binaya yönelik Çorum İcra Hukuk Mahkemesi’ne dava açıldı. Erol İnşaat; binanın kendilerine ait olması nedeniyle boşaltılmasını talep ederken, dava hâlâ sürüyor. ŞİRKETLER ARASI ‘İCRA’ HİKÂYESİ Süren dava dosyası ise birleştirilen iki farklı dosyadan oluşuyor. Birleşen dosyalardan birinin Erol Ticaret tarafından cemaat taraftarları olan “Çorum Semerkand Gönülleri Derneği”ne açılan, diğerinin de yine Erol Ticaret tarafından “MNG Organizasyon Hayvancılık Gıda Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi” adlı bir şirkete açılan dava olarak kaydedildi. MNG Organizasyon’un da Mübarek ve Fettah Elhüseyni kardeşlerle bağlantısı bulunuyor. Bina; önce Erol Ticaret üzerinden bu şirkete kiralandı, ardından şirket kira ödemesi yapmadığı gerekçesiyle Erol İnşaat tarafından davaya verildi. BİNANIN SAHİBİ TÜM MÜSLÜMANLARMIŞ Davanın 21 Mart günü görülen duruşmasında ise dikkat çeken ifadeler kullanıldı. Davalı dernek tarafı; dava konusu taşınmazın bir vakıf binası olduğunu vurgulayarak, taşınmazı sadece ibadet ve sohbet amacıyla kullandıklarını belirtti. Dernek tarafı; binanın sahibinin tüm Müslümanlar olduğunu, binayı cami ya da okul gibi gördüklerini, bu gerekçelerle taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkını kabul etmediklerini söyledi. DEVRİM YASALARINA SARILDILAR Davacı taraf ise davalı dernek tarafının ifadelerini “tehlikeli ve örgütsel tavır” olarak nitelendirerek, bu tutumun doğru kabul edilmesi durumunda her cemaat ve tarikatın özel mülke konu bir taşınmazı işgal etmesinin yolunun açılacağını savundu. Dernek tarafının ifadelerinin hukuki zeminden yoksun olduğunu belirten davacı; ifadelerin din istismarına girdiğini, cemaat, tarikat, tekke ve zaviyelerin 1924 Anayasası kapsamındaki “677 sayılı Devrim Kanunu” ile ortadan kaldırıldığını anımsattı. Bu gerekçelerle davacı, dernek tarafının savunmalarının hukuken kabul edilemez olması yönünde karar verilmesi gerektiğini belirtti. BÜYÜK AĞABEY KARŞI PROPAGANDAYA GİRİŞTİ Davada Mübarek ve Fettah Elhüseyni”nin şirket avukatlarının yaptığı bu savunma ise cemaat içinde tartışmalara neden oldu. Saki Elhüseyni taraftarları, Mübarek ve Fettah Elhüseyni için “tasavvuf öğretemez kişiler” propagandasına girişti. Saki Elhüseyni ise Avrupa’daki dergâh binalarına ilişkin tartışmaları cemaat taraftarlarına anlatmaya başladı. ‘AĞIR HASTALIK NE ZAMAN BELLİ OLDU, KATLİAM GİBİ GİRDİLER’ Saki Elhüseyni yakın zamanda cemaatte gerçekleşen bir sohbette, kardeşlerinin Avrupa’da 4-5 tane paravan şirket kurduğunu iddia etti. Saki Elhüseyni’nin söz konusu toplantı da şu ifadeleri kullandığı aktarıldı: “Bütün Avrupa”da 4-5 tane paravan şirket kurmuşlar. İyi, saf, temiz kalpli sofilerin üzerinden vakıf yerlerinin resmi tapularını alarak daha önceden kurdukları bu şirketlere devretmişler. Bakılsın, çoğu da babamın vefatından önceki son iki sene içinde. Babam çok ağır hastalıklar geçirdi. Bir de tedavisi olmayan bir hastalık çıktı; sadece yavaşlatmaya götürdüler… Bu ağır hastalık ne zaman belli oldu, ondan sonra katliam gibi girdiler!” ‘DEVLET BULSUN’ Saki Elhüseyni, konuşmasının devamında ise kardeşlerinin taraftarlardan yüklü miktar para topladığını ileri sürdü. “Mal, mülk derdindeler” diyen Saki; “Sofi olan olmayan, namaz kılan kılmayan herkes yardım etti buralara. Toplanan rakamları söylesem diliniz tutulur. Söylemiyorum o rakamları. Devlet bulsun. Benim işim değil. Toplanan paralar nereye gitti, devlet bulsun. Vakıf gayrimenkullerini şahısların üzerine nasıl verirler” ifadelerini kullandı. SAKİ, ERDOĞAN’LA DİRSEK TEMASINI SÜRDÜRÜYOR Saki Elhüseyni daha önce miras konusunun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a kadar iletildiğini belirtmiş; yakın zamanda da Saray’da Erdoğan’la görüştüğü ortaya çıkmıştı.

Source: Aytunç Ürkmez


NASA”nın 2 bin 145 çalışanı işten ayrılabilir

Amerikan Politico dergisinin elde ettiği belgelere göre, NASA”da çalışan 2 binden fazla üst düzey personel görevden ayrılacak. Belgelerde, işten ayrılmaya hazırlanan 2 bin 145 personelin büyük bölümünün, Trump yönetimi tarafından teklif edilen erken emeklilik, kıdem tazminatıyla gönüllü ayrılma veya ertelenmiş istifa planı kapsamında görevi bırakacağı öne sürüldü. İşten ayrılanların büyük çoğunluğunun, NASA”nın bilimsel çalışmalarının yürütüldüğü alanlarında görev yaptığı ifade edildi. Ayrıca işten ayrılmalar sonucunda kurumdaki personel sayısında oluşacak azalma nedeniyle Mars ve Ay için yürütülen çalışmaların olumsuz etkilenebileceği öngörülüyor. Trump, milyarder iş insanı Elon Musk”ın arkadaşı milyarder iş insanı Jared Isaacman”in NASA Direktörlüğü adaylığını geri çekmiş, Ulaştırma Bakanı Sean Duffy”i NASA Geçici Direktörü olarak atamıştı. Başkan Donald Trump, göreve geldikten sonra Hükümet Verimliliği Departmanı (DOGE) üzerinden, federal kurumlarda çalışan binlerce kişinin işine son vermişti. Özellikle yeni işe başlayanları kapsayan toplu işten çıkarmalar sonucu ülke genelinde birçok sendika ve kuruluş, Trump hükümetine dava açmıştı.

Source: