İlhan Selçuk (1)

İlhan Selçuk (1)

Yarın Sevgili İlhan Selçuk’un ölümünün 15. yıldönümü. Bu vesile ile 15 yıl önce aramızdan ayrılan İlhan Selçuk için birkaç yazı yayımlamayı planlıyorum. Önce, küçük bir ilaveyle, ölümünden iki yıl sonra düşündüklerim. *** Kimdi İlhan Selçuk? Bir gazeteci… Bir yazar… Bir düşünür… Bir Atatürkçü… Bir Sosyalist… Bir Devrimci… Bir Yurtsever… Ama her şeyden önce ve her şeyin üstünde bir “İnsan” ! Çok iyi bir gazeteciydi: Türkiye’yi dünyayı iyi bilir, iyi izler, iyi yorumlardı… Haberin kokusunu alırdı… Çelişkileri iyi yakalardı… Gazeteyi iyi düzenlerdi. Çok iyi bir yazardı: Türkçeyi çok iyi kullanırdı… Anlaşılır, akıcı, berrak bir biçemi vardı… Esprili, sorgulayıcı, düşündürücüydü… Bir düşünürdü: Her yazısı yeni düşünce ufukları açardı… Ülkesini ve dünyayı yorumlarken tarihsel ve düşünsel birikimden yararlanır, geleceği kestirmeye çalışır, yeni sentezler oluştururdu. Bir Atatürkçüydü: Dönemin koşulları içinde olanaksız görülen Kurtuluş Savaşı’nın başarısını, başka ülkelerde örneği pek görülmeyen Atatürk Devrimlerinin evrensel önemini iyi kavramış, özümlemiş, bunların günümüz Türkiye’sinin temellerini oluşturduğunu görmüştü… Atatürkçülüğü çağdaşlık, insanlık, bilimsellik, demokratlık, laiklik ve devrimcilik olarak algılardı… Ve bu konularda ödünsüzdü. Bir sosyalistti: Marx ’ı, Marxizmi özümlemişti… Sosyalist ve komünist uygulamaları iyi izler, doğru çözümlerdi… Türkiye’nin kurtuluşunun, üretim ve siyasette, adalet ve eşitlik ilkelerine göre işleyen katılımcı ve toplumcu bir anlayışta olduğuna inanırdı. Bir devrimciydi: Her türlü sömürüye karşıydı… Mevcut düzenin çağ gerisi, adaletsiz ve haksız olduğunu düşünür, bunun toptan değişmesi gerektiğine inanırdı… Bir yurtseverdi: Bağımsızlığa inanırdı… Yurdunu, yurdunun insanlarını severdi… Hiçbir ayrımcılık yapmadan, bu topraklarda yaşayan herkesin mutluluğu için çalışırdı. Atatürkçülük ile sosyalizmi, devrimcilik ve yurtseverlik çizgisinde sentezlemişti. Ama bütün bunlardan önce ve bütün bunların ötesinde bir “İnsandı”: Nazikti, terbiyeliydi… Karşısındakini önemserdi… Empati gücü yüksekti… Sesini yükseltmeden konuşurdu… Tam bir “İstanbul Çelebisiydi” … Sevecendi, hoşgörülüydü… Sabırlıydı… Kimse hakkında doğrudan kötü konuşmazdı… Küfür ettiğini hiç duymadım… Çevresindeki insanları kırmamaya özel bir özen gösterirdi… Karşılaştığı yönetim sorunlarını, insanları koruyarak, kollayarak, üzmeden çözmeye çalışır, onlardan çok kendisi üzülürdü. Vefalıydı, eski dostluklarını unutmaz, eski dostlarını hiç ihmal etmezdi… Ailesini çok severdi; Ülfet Ertel ve Turhan Selçuk onun yaşamına anlam katardı… Her şeyden önce ve her şeyin üstünde iyi bir “İnsandı”! *** İlhan Bey’den sonra çok yalnız kaldık. Cumhuriyet Gazetesi, hem içeriden hem de dışarıdan kaynaklı, çok şiddetli sarsıntılar geçirdi. Nihayet bütün güçlüklere rağmen, onun yakın arkadaşı Alev Coşkun’la birlikte Atatürkçü çizgide istikrara kavuşmuş görünüyor. Ama hâlâ son derece ciddi sorunlarla karşı karşıya. Okurların maddi ve manevi desteğine büyük gereksinme var. Zaten Cumhuriyet’in asıl sahibi onlar değil mi!

Source: Emre Kongar