“Innovation Insights – Türkiye’s Breakthroughs in Defense and Agriculture”

Milli savaş uçaklarına hayati takviye: Türk mühendisleri bunu da başardı

Türkiye” de yerli ve milli hava araçlarının üretimi yerli firmaların destekleriyle artmaya ve gelişmeye devam ediyor. Türk Havacılık ve Uzay Sanayii”nin (TUSAŞ) yerli ve milli imkanlarla ürettiği Milli Muharip Uçak KAAN, yeni nesil temel eğitim uçağı HÜRKUŞ, eğitim uçağı HÜRJET”in geliştirilme süreçlerinde önemli aşamalar kaydediliyor. Yerli ve milli olarak üretilen uçakların kara kutusu da Türk firması CTech tarafından üretiliyor. Türk mühendisler tarafından üretilen kara kutu, yüzde 60 oranında yerlilik oranına sahip. Stratejik öneme sahip olan cihaz sıcaklık, basınç, darbe ve şok testlerinden geçiyor. İLK TESLİMAT İÇİN TARİH BELLİ OLDUKara kutu hakkında bilgi veren CTech Genel Müdürü Cüneyd Fırat, “Kaan, HÜRKUŞ ve HÜRJET TUSAŞ”ın üretmiş olduğu sabit kanat uçak serilerinde kullanılacak kara kutuların yerli olarak üretimini CTech üstlendi. Kara kutuya fonksiyonel olarak baktığınızda temel bir işlevi var. Uçuş ya da görev sırasında uçağın üzerindeki gerek teknik verileri gerekse kokpitteki tüm konuşmaları kaydeden bir hafıza ünitesi. Fakat kara kutuyu müstesna kılan husus özellikle Allah göstermesin bir kaza kırım yaşandıktan sonra zarara uğrayabilir ama hala okunabilir halde olmasıdır. Nihai amaç odur. Kara kutu diye biliyoruz ama oldukça dikkat çekici turuncu bir rengi var. Enkazda rahat seçilsin rengi ayrıştırılsın diye turuncu renk kullanılıyor. Cihaz elektronik hafıza birimi olmasına rağmen oldukça mekanik bir görüntüsü var. Bunun da temel amacı uçağın yaşanan çarpışma sonrasında elektronik hafıza biriminin korunabilmesidir. Biz buna çarpışmaya dayanıklılık diyoruz. İşin esas mühendislik tasarım tarafı orada yatıyor. Okuma yazma üniteleriyle, ara yüzleriyle, diğer tasarımlarıyla komple bir alt sistemden bahsediyoruz. Fakat en müstesna tarafı çarpışmaya dayanıklı olması. Bu yıl içinde ilk ürünleri teslim etmeyi hedefliyoruz” ifadelerini kullandı. YERLİ VE MİLLİ SAVUNMADA DIŞA BAĞIMLILIĞA BİR ÇİZİK DAHA Kara kutunun yerli olarak üretilmesinin stratejik öneme sahip olduğu belirten Fırat, “Testlerde cihaz ilk önce sıcaklığa maruz bırakılıyor. Sıcaklığa maruz bırakılan cihaz alınıp darbe şok uygulanıyor. Aynı cihaz darbeden de geçtikten sonra basınç uygulanıyor. Sonuçta askeri bir platformdan bahsediyoruz. Üzerinde çok sayıda veri var. Bu verilerin güvenliği önemli. Bu cihaz aslında veri güvenliği taşıyor. Cihazın yerli olarak yapılması ile platformlarımızda oluşabilecek herhangi bir sıkıntı durumunda yurt dışına gitme durumu olmayacaktır. O açıdan stratejik bir ürün. Yerlilik oranımız yüzde 50-60 civarında. Yerliliği artırmakla ilgili çalışmalarımız da sürmeye devam edecek. Uçakta kaza durumunda devreye giren bazı haberleşme sistemleri var, onlar da bununla entegre oluyorlar zaten. Bunun da kendi üzerinde bazı haberleşme unsurları var. Buradaki haberleşmenin amacı yer bildirimi” dedi.

Source: Www.star.com.tr


Tarımın Kartalı’na Avrupa’dan ödül

Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Biyomühendislik Fakültesi öğrencileri Mehmet Efnan Koyunlu, Berk Ermiş, Ece Atmaca, Akın Çelen, Tahmina Güzey, Mert Namlı, Sezgi Şahin, Aylin Rümeysa Aydoğan ve Nur Aleyna Şanlı”dan oluşan “Güneşinoğlu” teknoloji takımı, tarım arazilerinde böcekler ve yabancı otları tespit edip ilaç atabilen robot yapmak için çalışma başlattı. Takım, aynı bölümde öğretim üyesi olan Prof. Dr. İlker Hüseyin Çelen liderliğinde, çalışmaları dört ayda tamamlandı. Tarımın Kartalı (Agro Eagle) isimli robotla, 9-12 Haziran”da İtalya”nın Milano şehrinde düzenlenen Field Robot Event yarışmasına katılan takım, Almanya, İtalya, Polonya, İngiltere, Norveç ve Hollanda”nın da bulunduğu 16 takım arasında birinci oldu. PESTİSİT MİKTARI DÜŞÜYOR Prof. Dr. Çelen, robotla tarımsal üretimde yüzde 70 oranında tasarrufu hedeflediklerini belirterek, robotun yedek parça dahil tamamen öğrenciler tarafından üretildiğini söyledi. Aracın, üreticinin işini kolaylaştıracağını belirten Çelen, “Böcekleri görerek nokta vuruşu yapacak. Baktığımızda klasik uygulamalarda tüm tarlaya ilaç atıyoruz. Fakat bizim robotumuz sadece zararlıyı gördüğünde ilaç atıyor. Bu da bir tarlaya 300 litre ilaç atarken bir litrelere düşeceği anlamına geliyor. Bu şekilde tarlaya attığımız pestisit miktarını düşürüyoruz” dedi. Öğrencilerin küçük bir bütçeyle büyük bir başarıya imza attığını dile getiren Prof. Dr. Çelen “Almanya üç takımla gelmişti. Bizim robota harcadığımız maliyetle tek başına bir motor satın almışlardı. 12 ülkeden 16 takımın olduğu bu yarışta bu görevi yaparak birinciliği aldık” diye konuştu. Takım kaptanı Tahmina Güzey ile yazılımı gerçekleştiren Berk Ermiş ise “Ülkemize böyle bir başarı getirdiğimiz için de onurluyuz” dedi.

Source: