“İnovasyon ve Araştırma Güncel – Stres Yönetimi, Deprem Çözümleri ve Daha Fazlası”

Stres yapmayın o da etkileniyor

Buna göre çalışanların yüzde 77’si işle ilgili stresten etkileniyor. Ve tabii insanlar çevreleriyle etkileşim halinde olan canlılar oldukları için de bu streslerinin çevrelerini etkilemesi kaçınılmaz.Biliminsanları, iş stresimizin ailemizi ve çevremizi etkilemesine ‘çapraz geçiş’ diyor.Scientific Reports’ta yayımlanan yeni bir çalışmaya göre de ‘ikinci el gerginlik’ denilen bu olgu köpeklerimizi de etkiliyormuş.Araştırmacılar, çalışma hayatı içerisinde olan -aynı zamanda köpek sahibi- 85 kişiyle anket yaptı. Öncelikle katılımcılardan köpeklerinin stresini sıfırdan bire kadar bir ölçekte derecelendirmeleri istenmiş. Köpeklerin stresini okumakta her zaman başarılı olmadığımız için, ses çıkarma, amaçsız şekilde hareket etme gibi stresle ilişkilendiren 11 evcil hayvan davranışını görüp görmediklerine dair bilgi vermeleri de istenmiş.İHTİYAÇLARINA DAHA AZ ÖNEM VERİYORUZDaha sonra katılımcıların iş hayatındaki stresini belirlemek için başka bir soru seti (Öznel İş Stresi Ölçeği) sunulmuş. Ayrıca iş dışı saatlerdeki streslerini ölçmek için de İşle İlgili Ruminasyon Ölçeği anketi doldurtmuşlar.Sonuçlar çarpıcı: İnsanlar ve evcil hayvanlar arasındaki etkilenme gerçek. Yüksek stresli işte çalışanların köpekleri de daha fazla davranışsal stres belirtisi göstermiş.Araştırmacılar yaşadığımız stresin dikkatimizi dağıtması nedeniyle köpeklerimizin ihtiyaçlarına daha az önem vereceğimize de dikkat çekiyor.Sözün özü, her şeyin müsebbibi stres, köpeğimize de bulaşıp onun da hayatını olumsuz etkiliyor. Stresi ve onu yaratan unsurları hayatımızdan uzaklaştırmaya çalışmak şart.KÖPEĞİMİZ BİZDEN DAHA SOSYALABD’li 2 bin köpek ebeveyniyle yapılan anketin sonuçları dikkate değer. Katılımcıların yüzde 54’ü köpeklerinin, kendi arkadaş grubu olduğuna inanıyor.Böyle düşünenlerin yüzde 55’ine göre köpekler arkadaşlarıyla görüşünce daha mutlu hissediyorlar, yüzde 48’ine göre sosyal becerileri gelişiyor, yüzde 48’ine göre daha az yalnız hissediyorlar, yüzde 46’sına göre daha iyi bir refah duygusuna sahip oluyorlar, yüzde 45’ine göre de daha yüksek bir yaşam kalitesine ulaşıyorlar.Ankete katılanların yüzde 71’i, köpeklerinin son derece sosyal olduğunu, yeni köpek veya insanlara hemen ısındıklarını aktarıyor.Bu bize köpeğimizi sosyalleştirmenin önemini gösteriyor. Sosyalleşen köpeklerde gözlemlenen değişiklikler de yine ankete göre şöyle: Daha sevgi dolular (yüzde 43), diğer insanların etrafındaki davranışları iyileşiyor (yüzde 43), fiziksel olarak daha fazla uyarılıyor (yüzde 43), daha az sıkılıyor (yüzde 41), güvenleri artıyor (yüzde 41).YOLCULUK DEDİĞİN BÖYLE OLUR ZATEN İTALYA’dan güzel bir haber. İtalyan Sivil Havacılık Kurumu yani ENAC, uçak kabininde orta ve büyük köpeklerin sahiplerine eşlik etmeleri için uçak seyahati yönetmeliklerini güncellemiş.12 Mayıs’ta yürürlüğe giren sevindirici gelişmeye göre emniyet kemeri ya da diğer güvenlik tedbirleri kullanılarak güvence altına alındığı takdirde, evcil hayvanların koltuğa yerleştirilebilecek özel taşıyıcı içinde yolcunun yan koltuğunda seyahat etmesine izin veriliyor.Bu konuda ağırlık limiti belirlenmemiş ama evcil hayvan ve taşıyıcısının, kabin bagajı ağırlığını aşmaması gerekiyormuş. İtalyan havayollarını kullanacak okurlarımıza duyurulur.OKUR FOTOSUDÜNYA GÜZELİ CİNDY OKURUMUZ Fikret Yıldız, nefis bir fotoğrafı “Dünya güzeli Cindy” notuyla iletmiş. Gerçekten insanın gözleri kamaşıyor. Okurumuza, Cindy’ye sevdikleriyle upuzun, sağlıklı bir ömür diliyorum. Sizden de kedinizin, köpeğinizin fotoğrafını bekliyorum.NOT: Kediniz ya da köpeğinizin fotoğrafını #dünyagüzeli etiketiyle ve Hürriyet’ten bahsederek sosyal medyada paylaşın ya da sdemirel@hurriyet.com.tr adresine mail atın, seçip paylaşalım…

Source: Serhat Demi̇rel


Tuvalet kağıdını nasıl astığınız karakterinizi ele veriyor

Tuvalet kağıtlarının hayatımıza girmesiyle birlikte doğan ve zamanla tatlı bir tartışma haline gelen bir konu var: “Tuvalet kağıdı rulosu üstten mi yoksa alttan mı asılmalı?”

Bu mesele çoğu zaman küçük bir detay olarak görülse de, aynı evin içinde bile bu konuda farklı tercihlere sahip bireyler olabiliyor. Hatta bazı ailelerde, her birey tuvaleti kullandıktan sonra kağıdı kendi tercihlerine göre yeniden asıyor.

Ancak bilim insanları, bu basit gibi görünen alışkanlığın aslında kişinin karakteri hakkında bazı ipuçları barındırabileceğini savunuyor.

KİŞİLİK ÖZELLİKLER İLE TERCİHLER ÖRTÜŞÜYOR

Davranış biçimleriyle günlük alışkanlıklar arasında bir ilişki olup olmadığını inceleyen Dr. Gilda Carle, bu araştırmasında katılımcılara önce tuvalet kağıdını nasıl astıklarını sordu.

Ardından, onların yaşam felsefeleri, günlük ilişkilerdeki tutumları ve duygusal tepkilerine dair kapsamlı bir anket uyguladı. Elde edilen yanıtlar doğrultusunda, tuvalet kâğıdı asma tercihiyle kişilik özellikleri arasında dikkat çekici düzeyde benzerlikler saptandı.

ÜSTTEN ASANLAR: DOMİNAT VE DIŞA DÖNÜK BİREYLER

Dr. Carle’in bulgularına göre, tuvalet kağıdını rulonun dışından, yani üstten alacak şekilde yerleştiren bireylerin baskın karakter yapısına sahip oldukları görülüyor.

Bu kişiler genellikle enerjik, sosyal, konuşkan, yönlendirme konusunda başarılı ve hem iş hem özel hayatlarında girişken yapılarıyla dikkat çekiyor. Aynı zamanda insan ilişkilerinde kendilerine güven duyduklarını da belirtiyorlar.

ALTTAN ASANLAR: DUYGUSAL VE SORUMLULUK SAHİBİ BİREYLER

Araştırmaya göre, tuvalet kağıdını rulonun iç kısmından, yani alttan çekilecek şekilde yerleştiren bireyler ise daha duygusal ve çatışmalardan uzak durmayı tercih eden insanlar olarak öne çıkıyor.

Bu kişiler, hayatlarında sorumluluk bilinciyle hareket ediyor ve az ama derin ilişkiler kurmayı tercih ettiklerini dile getiriyor. Güven bağını önemseyen bu bireyler, ancak sağlam bir bağ kurdukları kişilerle yakın ilişki geliştiriyorlar.

“TERCİHİM YOK” DİYENLER: UYUMLU VE ESNEK KİŞİLER

Peki ya her zaman aynı tercihte bulunmayanlar? Yani bazen üstten, bazen alttan asanlar? Dr. Carle’in çalışmasına göre bu grup, kurallara sıkı sıkıya bağlı olmayan, esnek ve uyumlu bireylerden oluşuyor.

Duruma göre pratik çözümler üretebilen, katı kalıpları olmayan ve çevresine kolayca adapte olabilen kişiler bu kategoriye giriyor.

Elbette ki, sadece tuvalet kâğıdı asma biçimiyle bir insanın kişilik profilini tam olarak çıkarmak mümkün değil. Ancak bu tür alışkanlıkların, bireyin psikolojik eğilimleri hakkında fikir verebilmesi, davranış bilimi ve psikolojinin gündelik yaşamla ne kadar iç içe olduğunu ve ne denli detaylı çıkarımlar yapabildiğini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Source: Haber Merkezi


Türkiye”de ilk ve tek olacak! İstanbul depremi korkusu artarken Gebze”de “Kara Kutu” çözümü

Türkiye”de vatandaşlar, artan sismik hareketlilik nedeniyle her sabaha deprem korkusuyla uyanmaya başladı. Depreme yönelik “önlem” söylemleri artarken, Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz, olası afetlere karşı dijital altyapının kesintiye uğramaması için geliştirilen ve Türkiye”de bir ilk olan “Kara Kutu” sisteminin tanıtımını yaptı. Başkan Büyükgöz, sistemin afet anında kesintisiz veri, iletişim ve yapı bilgisi sağlayarak arama-kurtarma çalışmalarını hızlandıracağını söyledi. Gebze Belediyesi, deprem ve afetlere hazırlık kapsamında Türkiye”de bir ilk olma özelliği taşıyan “Kara Kutu” sistemini tamamladı. Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz, projenin tanıtımında yaptığı açıklamada, kara kutu kavramının uçaklarda kullanıldığını hatırlatarak, bu sistemi afet durumlarında belediye hizmetlerinin ve iletişimin kesintisiz sürmesi için kurduklarını belirtti. DEPREM SONRASI ARAMA-KURTARMA VE HABERLEŞME SÜRECİ HIZLANACAK “Kara Kutu” sistemini 3 temel başlık altında topladıklarını ifade eden Başkan Büyükgöz, şu ifadeleri kullandı: Birincisi, deprem veya herhangi bir afet anında Gebze Belediyesi”nde hiçbir şekilde veri kesintisi yaşanmayacak. Dijital belediyecilik hizmetleri kesintisiz sürecek. İkincisi, kent geneline yerleştirilen 36 baz istasyonu sayesinde haberleşme kesintiye uğramayacak. Depremlerden sonra en büyük problemlerden biri iletişimdir. Bu sistemle radyo link altyapısı üzerinden iletişim devam edecek. Üçüncüsü ise sistemin içerisine Gebze”deki tüm binaların mimari projeleri yüklendi. Böylece arama-kurtarma ekipleri afet anında hangi binada nasıl bir yapı olduğunu görebilecek. Böylelikle herhangi bir afet döneminde kurtarma ekipleri, o mimari projeye göre çalışmalarını yapacaklar. Hatta Hatay merkezli depremlerde her ekibimizin başını mimarlardan görevlendirdim. Mimarlar, binanın çöküş biçimine bağlı olarak, vatandaşların nereden kaçtıkları veya nerede olabileceklerini tahmin edip o bölgelerden kurtarma çalışmalarını yürüttü. Başka ekiplerin 4 saate ulaştıkları bir cesede veya yaralıya bizim ekiplerimiz 1.5-2 saatte ulaşmış oldu. Dolayısıyla biz Kara Kutu sistemine bütün binaların mimari projelerini yükledik. Deprem zamanında mimari projeyi ekiplerin eline verip operasyona öyle göndereceğiz. “TÜRKİYE”DE İLK VE TEK” Sistemin mobil yedeklemeye sahip olduğunu da vurgulayan Başkan Büyükgöz, “Bu merkeze herhangi bir şey olması durumunda mobil sistem devreye giriyor. Adını da buradan alıyor; veri kaybı ve kesinti yaşanmıyor. Depreme hazırlık amacıyla başlattık ama şu anda da sahada pratik çözümler sağlıyor” diye konuştu. #r-1118333# GEAK EKİBİ 430 PERSONELLE SAHADA AKTİF ROL ALDI Gebze Belediyesi”nin afetlere hazırlık kapsamında kurduğu GEAK (Gebze Belediyesi Arama Kurtarma Ekibi) hakkında da bilgi veren Büyükgöz, “AFAD”a akredite, eğitim yetkisine sahip sayılı ekiplerden biriyiz. Bodrum yangınları, Kastamonu sel felaketi, Kahramanmaraş, Adıyaman, Hatay depremlerinde görev yaptık. Sadece Hatay”daki depremde 430 personelle sahadaydık. Hatay”daki görevde mimari projelere hâkim mimarlarımız sayesinde ekiplerimiz, diğer ekiplerin 4 saatte ulaştığı yaralılara 1.5-2 saatte ulaştı” ifadelerini kullandı. PROJENİN TOPLAM YATIRIM MALİYETİ 60-70 MİLYON TL Bu sistemin diğer belediyeler ve kamu kurumlarında da uygulanması gerektiğini belirten Başkan Büyükgöz, “Türkiye, afet kuşağında yer alıyor. Veri kaybı ve haberleşme kesintisi yaşanmaması için bu sistemin modüler şekilde yaygınlaştırılması gerektiğine inanıyoruz. Projenin toplam yatırım maliyeti 60-70 milyon TL. Bazı vatandaşlarımız bu maliyetin yüksek olduğunu düşünebilir. Ancak biz bir deprem ülkesiyiz. Tedbirlerimizi önceden almak zorundayız. Bu sistem bir lüks değil, ihtiyaçtır” şeklinde konuştu.

Source: Batıkan Altaş


Mükemmelliğin Sessiz Temsilcisi, Teknoloji/MRO Sektöründe liderlik, THY ve Uçuş Güvenliği

Havacılık sektörü denince çoğunlukla ilk akla gelen uçaklar, rotalar, kabin içi hizmetleri ve yolcu deneyimi olur. Oysa bu dev sistemi güvenli, kesintisiz ve verimli yapan esas yapı arka planda çalışır.

Her uçak uçuş başlangıcından bitişine kadar yalnızca bir uçuş değil, dev bir teknik sistemin kusursuz çalışmasının sonucu gerçekleşiyor. Uçuş güvenliği, zamanında kalkış, verimlilik ve yolcu konforu, arka planda işleyen gelişmiş bir teknik organizasyonun ürünü olduğunu teknik yetkililer detaylı olarak anlatıyor.

Türk Hava Yolları , bu alanda yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın en iyileri arasında Turkish Technic A.Ş.’nin dünya çapında bir MRO (Bakım, Onarım, Yenileme) devi olarak yer aldığını bilmek ülkemiz adına guru verici.

https://www.flightglobal.com/aerospace/rolls-royce-and-turkish-technic-to-set-up-new-trent-mro-centre/162901.article?utm_source=chatgpt.com

Otomobilin düzenli olarak bakımını yaptırmazsanız en olmadık yerde muhtemelen yolda kalacaksınızdır. Uçaklarda eski tabirle Tayyarelerde ise bakım vaz geçilemez savsaklanamaz bir mecburiyettir.

Bu konuda uçuş şartlarını sağlamak için sertifikasyon ve güvenlik standartlarının uluslararası otoritelerin taviz vermeden lisansları sürekli denetlemektedir. Kısaca günümüzde uçmak en güvenli seyahat aracı haline gelmiştir.

Hava da küresel Rekabet agresif olmasına rağmen yine de zarafeti önceleyen hava yolları her zaman başarılı oluyor. Dünyada yüzlerce hava yolları arasında başarılı olmak artık çok kolay değil.

Bir şeyi mükemmel hale ne getirir? öncelikle güvenli uçuş ve konfor olarak tanımlayabiliriz. Konforu sağlamak görünen bir olgu, bunu yapmak kolay olmasa da gerçekleştirmek için estetik, zarafet, uyum gibi çevresel faktörler ile misafirperverlik ve gülen yüzlerle sağlanıyor başarılı hava yollarında.. İnsanlar, konfordan zorunluluk halinde vaz geçilebilirken güvenli uçuştan asla vaz geçilmiyor.

Uluslararası Sertifikasyon ve Güvenlik Standardı

THY Teknik EASA, FAA ve SHGM gibi ulusal ve uluslararası otoritelerden aldığı bakım lisanslarıyla hizmet vermesi bu sertifikalar, yalnızca yasal uygunluk değil, aynı zamanda mühendislik kalitesinin, güvenliğin ve küresel standartlara uyumunu biz bilmesekte arka planda çalışıyor olması güven verici.

Bunun ne kadar önemli olduğunu bilmek için çeşitli büyüklükteki yolcu uçaklarında uçuş sırasında çalışan yaklaşık parça sayılarına bakalım:

Tek motorlu küçük uçaklar (örneğin Cessna 172):

Yaklaşık 100.000 – 500.000 parça aralığında.

Ticari yolcu uçakları (örneğin Boeing 737, Airbus A320):
Yaklaşık 2 milyon parça.

Geniş gövdeli uzun menzilli uçaklar (örneğin Boeing 777, Airbus A350):

Yaklaşık 3 – 6 milyon parça.

Boeing 747 gibi dev uçaklar:

Boeing’in kendi verilerine göre bir Boeing 747 yaklaşık 6 milyon parçadan oluşuyor.
Bu parçaların çoğu hayati önemde ve her şartta iyi çalışması gerekiyor. Bunu sağlamanın yolu ise düzenli ve disiplin içinde bakımlarının yapılmasını gerektiriyor.
Bu konuda THY Teknik birimlerinin başarısı dünyanın dikkatini çeken niteliktedir. Başarısının tesçil edildiğini aldığı ödüllerden öğreniyoruz. Küresel MRO (Maintenance, Repair and Overhaul – Bakım, Onarım ve Yenileme) alanındaki başarıları takdir edilmektedir.

THY’nin teknik altyapısının belkemiğini oluşturan Turkish Technic, 2006 yılında ayrı bir şirket olarak yapılandırılmış, bugün ise uçak bakımında Avrupa’nın en büyüklerinden biri haline gelmiştir. Yaklaşık 9.000’den fazla personel, 1.000.000 m²”ye yaklaşan bakım alanı, 60’tan fazla uluslararası müşteri ve yılda binlerce uçak bakım işlemi ile dev bir mühendislik operasyonu yürütmektedir.

İstanbul Havalimanı”nda Dev Tesis: Havacılığın Yeni Kalbi :

2022 yılında İstanbul Havalimanı’nda faaliyete geçen yeni MRO (Maintenance, Repair and Overhaul – Bakım, Onarım ve Yenileme) kampüsü, sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en büyük bakım tesislerinden biri haline gelmişitir. Yaklaşık 655.000 m² kapalı alana sahip bu merkez, aynı anda onlarca dar ve geniş gövdeli uçağa hizmet verebilecek kapasiteye ulaşması başarılı çalışmalarının bir sonucu

Yapay Zekanın Kullanılması:

Geleneksel bakım sistemlerinin ötesine geçen Turkish Technic, son yıllarda yapay zekâ destekli arıza tahmin sistemleri, uçuş verisi analiz platformları, dijital komponent izleme ve 3D yazıcıyla yedek parça üretimi gibi ileri teknoloji yatırımlarıyla dikkat çekmektedir. Bu sayede bakım süreleri kısalmakta, arıza kaynaklı uçuş iptalleri minimuma indirilebildiği görülüyor.

Küresel Hava yollarına verilen başarılı hizmetler:

THY Teknik, THY filosu dışında Lufthansa, Saudia, Ethiopian Airlines, Emirates ve Pakistan International gibi dünya çapında havayollarına da bakım hizmeti vermesi bu alandaki başarısını göstermektedir.

İnsan Kaynağı ve Sürdürülebilir Mükemmellik

Elbette mükemmellik şartları sağlandığında elde edilebilen bir olgu Mükemmelliğin bir diğer ayağı ise insan kaynağı. Teknisyenler, mühendisler ve yöneticilerin sürekli eğitimleri ve genç teknisyen yetiştirmek amacıyla meslek okulları, üniversiteler ve THY Akademi ile iş birlikleri neticesinde kalite ve başarının tesadüf olmadığını bize gösteriyor.

Bu yapı, sadece bir havayolunun değil, ülkemizin teknolojik ve stratejik vizyonunun da göstergesidir. THY’nin teknik altyapısı; istikrar, kalite ve geleceğe dönük mühendislik anlayışının en başarılı örneklerinden biri olarak yer almaktadır.

https://www.flightglobal.com/aerospace/rolls-royce-and-turkish-technic-to-set-up-new-trent-mro-centre/162901.article?utm_source=chatgpt.com
https://www.linkedin.com/pulse/flying-forward-highlights-from-q1-turkish-technic-bdbyf?utm_source=chatgpt.com

Muzaffer Şafak / Haber7

Source: M Yazilari


Kara Kutu sayesinde depremde kesintisiz iletişim sağlanacak… Türkiye”de ilk kez hayata geçti

Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz, olası afetlere karşı dijital altyapının kesintiye uğramaması için geliştirilen ve Türkiye”de bir ilk olan “Kara Kutu” sisteminin tanıtımını yaptı. Başkan Büyükgöz, sistemin afet anında kesintisiz veri, iletişim ve yapı bilgisi sağlayarak arama-kurtarma çalışmalarını hızlandıracağını söyledi. Gebze Belediyesi, deprem ve afetlere hazırlık kapsamında Türkiye”de bir ilk olma özelliği taşıyan “Kara Kutu” sistemini tamamladı. Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz, projenin tanıtımında yaptığı açıklamada, kara kutu kavramının uçaklarda kullanıldığını hatırlatarak, bu sistemi afet durumlarında belediye hizmetlerinin ve iletişimin kesintisiz sürmesi için kurduklarını belirtti. 3 ANA BAŞLIKTA HİZMET VERECEK “Kara Kutu” sistemini 3 temel başlık altında topladıklarını ifade eden Başkan Büyükgöz, “Birincisi, deprem veya herhangi bir afet anında Gebze Belediyesi”nde hiçbir şekilde veri kesintisi yaşanmayacak. Dijital belediyecilik hizmetleri kesintisiz sürecek. İkincisi, kent geneline yerleştirilen 36 baz istasyonu sayesinde haberleşme kesintiye uğramayacak. Depremlerden sonra en büyük problemlerden biri iletişimdir.Bu sistemle radyo link altyapısı üzerinden iletişim devam edecek. Üçüncüsü ise sistemin içerisine Gebze”deki tüm binaların mimari projeleri yüklendi. Böylece arama-kurtarma ekipleri afet anında hangi binada nasıl bir yapı olduğunu görebilecek. Böylelikle herhangi bir afet döneminde kurtarma ekipleri, o mimari projeye göre çalışmalarını yapacaklar. Hatta Hatay merkezli depremlerde her ekibimizin başını mimarlardan görevlendirdim. Mimarlar, binanın çöküş biçimine bağlı olarak, vatandaşların nereden kaçtıkları veya nerede olabileceklerini tahmin edip o bölgelerden kurtarma çalışmalarını yürüttü. Başka ekiplerin 4 saate ulaştıkları bir cesede veya yaralıya bizim ekiplerimiz 1.5-2 saatte ulaşmış oldu. Dolayısıyla biz Kara Kutu sistemine bütün binaların mimari projelerini yükledik. Deprem zamanında mimari projeyi ekiplerin eline verip operasyona öyle göndereceğiz” dedi. “TÜRKİYE”DE İLK VE TEK” Sistemin mobil yedeklemeye sahip olduğunu da vurgulayan Başkan Büyükgöz, “Bu merkeze herhangi bir şey olması durumunda mobil sistem devreye giriyor. Adını da buradan alıyor; veri kaybı ve kesinti yaşanmıyor. Depreme hazırlık amacıyla başlattık ama şu anda da sahada pratik çözümler sağlıyor” diye konuştu. GEAK EKİBİ 430 PERSONELLE SAHADA AKTİF ROL ALDI Gebze Belediyesi”nin afetlere hazırlık kapsamında kurduğu GEAK (Gebze Belediyesi Arama Kurtarma Ekibi) hakkında da bilgi veren Büyükgöz, “AFAD”a akredite, eğitim yetkisine sahip sayılı ekiplerden biriyiz. Bodrum yangınları, Kastamonu sel felaketi, Kahramanmaraş, Adıyaman, Hatay depremlerinde görev yaptık. Sadece Hatay”daki depremde 430 personelle sahadaydık. Hatay”daki görevde mimari projelere hâkim mimarlarımız sayesinde ekiplerimiz, diğer ekiplerin 4 saatte ulaştığı yaralılara 1.5-2 saatte ulaştı” ifadelerini kullandı. PROJENİN TOPLAM YATIRIM MALİYETİ 60-70 MİLYON TL” Bu sistemin diğer belediyeler ve kamu kurumlarında da uygulanması gerektiğini belirten Başkan Büyükgöz, “Türkiye, afet kuşağında yer alıyor. Veri kaybı ve haberleşme kesintisi yaşanmaması için bu sistemin modüler şekilde yaygınlaştırılması gerektiğine inanıyoruz. Projenin toplam yatırım maliyeti 60-70 milyon TL. Bazı vatandaşlarımız bu maliyetin yüksek olduğunu düşünebilir. Ancak biz bir deprem ülkesiyiz. Tedbirlerimizi önceden almak zorundayız. Bu sistem bir lüks değil, ihtiyaçtır” şeklinde konuştu.

Source: Www.star.com.tr