“Inovasyon ve Araştırma – Türkiye’nin Bilimsel Başarıları ve Geleceği”

Hepimiz için gurur kaynağı bir ödül

35 yıl önce küçük bir aile işletmesi olarak kurulan Şölen’in Türkiye pazarında ilk üç oyuncudan biri olması, dünyanın kalite standartları en yüksek ülkelerine inovatif ürünlerini ihraç etmesi azımsanacak bir başarı değil.Erdoğan Çoban ve ekibiyle ikinci buluşmamız Köln’de İSM Koelnmesse ‘Çikolata, Şekerleme ve Atıştırmalık’ Fuarı’nda oldu. Türkiye de dahil birçok ülkeden sektörün önde gelen markalarının katıldığı fuarda Şölen’in 35’inci kuruluş yılı onuruna çok özgün, dikkati çeken bir stand hazırlanmıştı. Asıl sevindirici haber ise Avrupa şekerleme ve atıştırmalık sektörünün en prestijli ödüllerinden biri olan Professional Excellence Ödülü’nü kazanmalarıydı.Bu ödülü European Candy Kettle Club Jürisi her yıl araştırma ve geliştirme, ürün kalitesi ve üretim tekniklerinde yenilik ve satış ve pazarlamada başarılı global performansla şekerleme, çikolata ve bisküvi endüstrisinin ilerlemesine katkıda bulunan Avrupa ülkelerinden bir şirkete veriyor. Fuar sırasında düzenlenen törende bu kriterleri en üst seviyede karşılayan şirketi açıklıyor. Kazanan şirkete, geleneksel minyatür Bakır Şeker Kazanı, sertifika ve 5 bin Euro ödül veriliyor.İlk kez 1973 yılında İtalya’dan Ferroro’ya verilen 52 yıl içinde Avrupa’nın önde gelen birçok şirketin layık bulunduğu ödül Şölen markası için olduğu kadar ülkemiz için de önemli. Ben Kulüp Başkanı Heiko Kühn ve Erdoğan Çoban konuşma yaparken gerçekten gururlandım. Her ne kadar Avrupa Birliğine teknik olarak giremesek de Türkiye’den bir markanın bu ödülü alması büyük bir başarı.Erdoğan Çoban’la iki gün boyuncu sohbet etme fırsatı da bulduk. Çocukluğundan bu yana içinde olduğu süreci ve duygularını “Avrupa’nın en iyileri arasına girip bu ödülü almak bizim için büyük bir gurur kaynağı. “Önceliğimiz inovasyon, kalite ve marketing üçlüsü sayesinde özellikle Avrupa ve Amerika’da çikolatanın ve çikolatalı ürünlerin daha çok tüketildiği, kalite ve gıda güvenliliğinin çok önemli olduğu kritik pazarlarda büyümeyi sürdürülebilir kıldık” diyerek özetliyor.ÖNCELİK İHRACATŞölen Dünya çikolata ve atıştırmalık pazarında en bilinen Türk markaları arasında yer alıyor. Belçika’dan Maldivler’e, Kolombiya’dan Japonya’ya 120’den fazla ülkeye ihracat yapmaları, çikolata denince ilk akla gelen Belçika’ya Türkiye’den yapılan ihracatın yüzde 62’sini, kakao ülkesi Kolombiya’ya çikolata ihracatının yüzde 65’ini gerçekleştirmeleri gerçekten önemli.Üretim tesislerinin stratejik iş birliği yaptıkları global zincir marketlerin gerçekleştirdiği habersiz denetimlerden de 100 üzerinden 98 puan alabilen nadir gıda şirketlerinden biri olmaları da öyle. Bunun ardında sanırım farklı ülkelerin standartlarına göre farklı üretim yapmak yerine kendi standartlarını belirleyip her ülkeye aynı kalite ürünü yollamaları yatıyor. Dünyanın önemli zincirlerine ürün vermek kolay değil.Bu yılki ödül töreni dünya genelindeki tüm kulüp üyelerinin katılımıyla ekim başında İstanbul’da gerçekleştiriliyor. Hazırlıklara şimdiden başlamışlar…SAĞLIKLI YAŞAM VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİKÇikolata ülkesi olmayan, her yaştan herkesin sevdiği bazılarının ise tutkuyla bağlı olduğu bir gıda ürünü. Çeşitleri çok olmasına karşın tüm dünyada en çok tercih edilen sütlü çikolataymış.Kendimi hiçbir zaman çikolata tutkunu olarak tanımlamadım yiyeceğim zaman da tercihim ‘dark’ çikolatadan yana oldu. Sanırım tüketici talepleri doğrultusunda ürünlerin şeker oranının yüksek olduğunu düşünüyorum. Neyse ki son yıllarda sütsüz, şeker oranları daha dengeli benim tutkum olan boz Antep fıstıklı çikolatayı da birçok marka üretiyor.Erdoğan Bey’e sürdürülebilirlik konusunda neler yaptıklarını da soruyorum. Enerji maaliyetlerini düşürüp, enerji verimliliğini arttırmayı çevresel etkileri en aza indirmeyi, karbon salınımını azaltma ve yenilenebilir enerjiye geçmeyi hedefliyorlar.DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE ÇİKOLATA TÜKETİMİDünyanın en fazla çikolata tüketilen ülkesi rekoru kişi başı 10 kilo ile İsviçre’de. Ardından sırasıyla Avusturya, İrlanda ve Almanya geliyor. Avrupa’da kişi başı tüketim miktarı ise yılda 5 kg’dan fazla.Türkiye de dünyadaki en büyük beş tüketiciden biri. Kişi başına tüketim ise yılda ortalama 3 kg. Dünya ortalaması ise bunun çok altında. Küresel çikolata tüketimi 8,5 milyon ton civarında olsa da kişi başı tüketimi yılda bir kiloyu aşmıyor…

Source: Müge Akgün


Türkiye”nin kutup bölgelerindeki bilimsel varlığı güçlendiriliyor! 9. Ulusal Antarktika Bilim Seferi başladı

Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı uhdesinde, TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü koordinasyonunda gerçekleştirilen 9. Ulusal Antarktika Bilim Seferi”nin heyeti, İstanbul Havalimanı”nda düzenlenen törenle uğurlandı.Törende konuşan Bakan Kacır, 9. Ulusal Antarktika Bilim Seferi”nin hayırlı olmasını temenni ederek, “Bugün, bilginin peşinde ilerleme yolunda, yeni bir adım atmanın heyecanını ve mutluluğunu bilim insanlarımızla paylaşıyoruz. Sefer ekibimiz sadece Türk bilim dünyasının değil, küresel bilim camiasının da ilgi ve teveccühle takip ettiği eşsiz bir yolculuğa çıkmak için uzunca bir dönem hazırlık yaptılar.” diye konuştu.Ekibin, yeryüzünün en büyük araştırma sahalarından Antarktika”da insanlığın ortak bilim mirasına büyük katkılar sunacağına inandıklarını belirten Kacır, “Kutuplar gerçekten benzersiz tabiatıyla jeoloji, tıp, astronomi, iklim ve biyoloji gibi bilimin çeşitli dalları için eşsiz bir laboratuvar işlevine sahip. Zengin ve stratejik yeraltı kaynakları yanında tatlı su rezervlerine de ev sahipliği yapan bu coğrafya, küresel güç dengelerinin ve gelecekte söz sahibi olmak isteyen ülkelerin de odağında yer alıyor.” ifadelerini kullandı.Kacır, kutup bölgelerinin içinde Antarktika”nın özel bir öneme sahip olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:”Antarktika yüzyıllardır sınırlar, kaynaklar ve ideolojiler uğruna sayısız savaş vermiş insanlık tarihinin en büyük istisnası olarak varlığını sürdürüyor. Tarihsel bir perspektiften baktığımızda Piri Reis”in haritasıyla aslında Antarktika”ya ilgimizi kıtanın keşfinden 3 asır öncesinde ortaya koymuşuz. İnsanlık tarihinin en önemli noktalarından biri olarak yerini alan bu keşiften asırlar sonra da 1960″larda Beyaz Kıta”da Türk bilim insanları birtakım bilimsel çalışmalar gerçekleştirmiş. Atok Karaali, Umran İnan ve Serap Tilav gibi bilim insanlarımızın isimleri, o tarihlerden itibaren gerçekleştirdikleri değerli çalışmalarından dolayı kıtada farklı yeryüzü şekillerine verilmiş.””Dönemin kısıtlı imkanlarındaki bu çalışmalar, araştırmalar maalesef başka ülkelerin bilimsel araştırma projeleri çatısı altında sürdürülmüştü.” diyen Kacır, şöyle devam etti:”Fakat bizler artık yeryüzünün en büyük laboratuvarında, kendi imkanlarımızla yürüteceğimiz çalışmalarla elde edeceğimiz bilgi birikimini ve deneyimi, bilimsel ve teknolojik değere dönüştürmeyi, Milli Teknoloji Hamlesi vizyonumuz doğrultusunda amaç edinmiş durumdayız. Bu anlayışla 2017″den bu yana kutup bilim seferleri düzenliyor, bilim insanlarımızın araştırmalarına destek oluyoruz.”Kacır, Bugüne kadar Antarktika”ya 8 ve Arktik”e 4 olmak üzere, toplamda 12 Ulusal Kutup Bilim Seferi gerçekleştirildiğini hatırlatarak, 12 seferi başarıyla icra etmek kadar önemli ve kıymetli olanın ise ülkenin bu seferlerle elde ettiği bilimsel, stratejik ve teknolojik kazanımlar olduğunu aktardı.Kacır, bugüne kadar yürütülen kutup seferleriyle 200″e yakın Türk bilim insanının kutup koşullarında 100″den fazla projeyi gerçekleştirme imkanı elde ettiğini belirterek, “243 bilimsel çıktı ve 40 lisansüstü tez bu araştırmalar vesilesiyle üretildi. Türkiye olarak meteoroloji, uydu konumlama, sismik, hava kalitesi ve aerosol izleme istasyonlarını kendi coğrafi konumumuza en uzak olan bölgeye, Antarktika”ya kurmuş olduk. Ülkemizde kutup çalışmalarını koordine eden 2019″da TÜBİTAK bünyesinde kurduğumuz Kutup Araştırmaları Enstitümüz, Antarktika”da sismik ve meteorolojik gözlem çalışmalarına 7/24 devam ediyor. Tabii stratejik bir misyon olarak gördüğümüz kutup seferlerinin, aynı zamanda son yıllarda yürüttüğümüz etkin bilim diplomasisinin en parlak örneklerinden biri olduğunu da söylememiz mümkün.” diye konuştu.Kutup çalışmaları kapsamında uluslararası arenada 20″den fazla ülkeyle işbirliği gerçekleştirildiğini dile getiren Kacır, “13 ülkeden 22 araştırmacıyı seferlerimizde ağırladık. 27 Türk bilim insanımız da 9 farklı ülkenin uluslararası seferlerinde çalışmalarını gerçekleştirdiler. Bütün bu çalışmalar sayesinde Türkiye, Avrupa Kutup Kurulu, Antarktika Araştırmaları Bilimsel Komitesi, Ulusal Antarktika Programları Yürütücü Konseyi”ne tam üyelik sürecini başarıyla tamamladı. Antarktika Antlaşması Çevre Koruma Protokolü”ne Türkiye olarak taraf olduk.” ifadelerini kullandı.- “7”DEN 70″E KUTUP ARAŞTIRMALARINA OLAN İLGİYİ PERÇİNLEYECEK ADIMLAR ATTIK”Bakan Kacır, gerçekleştirilen kutup seferlerinde dünyanın en zorlu iklim koşullarına sahip Antarktika ve Arktik”te yerli ve milli teknoloji ürünlerin de test etme ve deneyimleme imkanı elde edildiğini anlattı.ASELSAN”ın ürettiği telsizler ve röle istasyonlarının bilim insanlarının sağlıklı iletişim kurmalarını ve emniyet içinde görevlerini icra etmelerini sağladığını aktaran Kacır, şunları kaydetti:”TÜBİTAK SAGE”nin üretmiş olduğu “Isıl Pil”, olası acil durumlarında enerji ihtiyacını karşıladı. Yerli İHA”larımız, en zorlu koşullarda bilim insanlarımızın çalışmalarını kolaylaştırdı. Ülkemizin kutup bölgelerindeki bilimsel varlığını güçlendirmek ve kalıcı kılmak amacıyla bütün bu çalışmaları Antarktika”nın Horseshoe Adası”nda kuracağımız Türk Bilimsel Araştırma Üssü ile taçlandırmak istiyoruz, buna yönelik de ön hazırlıklarımızı tamamlamış durumdayız. Bununla birlikte bilimsel araştırma üssümüzü kurarak aslında bütün bu çalışmaları bir üst seviyeye de taşıma imkanına sahip olacağız.”Kacır, TÜBİTAK eliyle yürütülen KUTUP proje çağrıları kapsamında 71 projeyi desteklediklerini ve bu sayede ülkede kutuplara dair çok geniş bir veri havuzu da oluşturduklarını belirterek, “Ulusal Kutup Numune Arşivi”ni ve Ulusal Kutup Veri Merkezi”ni bütün bu çalışmaların neticesi olarak Türkiye”ye kazandırmayı amaçlıyoruz. Arzu ediyoruz ki, Türkiye Yüzyılı”nın mimarı gençlerimiz bu yolculukta bizlerle birlikte olsunlar. Bu anlayışla 7″den 70″e kutup araştırmalarına olan ilgiyi perçinleyecek adımlar attık. Geçtiğimiz yıl “Kutup Bilimleri Ansiklopedisi”ni bilim dünyamıza kazandırdık.” diye konuştu.TÜBİTAK Proje yarışmalarıyla lise öğrencilerini kutup bilimleri ve iklim değişikliği alanında projeler üretmeye teşvik ettiklerini söyleyen Kacır, “Gençlerimizin araştırmalarını kutuplarda bizzat gerçekleştirmelerine de imkan tanıyoruz. Bu seferde de proje yarışmalarında dereceye girmiş lise öğrencilerimiz bilim insanlarımıza eşlik edecekler ve bu eşsiz bilimsel araştırma deneyimini onlar da yaşamış olacaklar.” ifadelerini kullandı.- “HORSESHOE ADASI VE ÇEVRESİNİN HARİTALANDIRILMASI ÇALIŞMALARINA DEVAM EDECEĞİZ”Kacır, İstanbul”dan hareketle başlayan seferin 8 Şubat”ta Antarktika”ya intikal ile devam edeceğini belirterek, araştırma kampının bulunduğu Horseshoe Adası”ndaki bilimsel çalışmaların başarıyla tamamlanmasıyla 12 Mart”ta, 9. Ulusal Antarktika Bilim Seferi”nin sona ereceğini bildirdi.Uzun yıllardır işbirliği yaptıkları Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Milli Savunma Bakanlığı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığına ek olarak Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının (AFAD) da ilk kez bu sefere destek sağladığını aktaran Kacır, şunları kaydetti:”Sefer kapsamında yapılan saha çalışmalarına ASELSAN, HAVELSAN, TÜBİTAK SAGE ve RUTE gibi ülkemizin lider kurumlarının geliştirdikleri yerli ve milli teknolojiler destek verecek. Seferi, 16 Türk bilim insanımızla birlikte Avustralya, Kolombiya, Kore ve Malezya”dan 4 yabancı araştırmacımızın dahil olduğu 20 kişilik bir ekiple gerçekleştiriyoruz. Ekibimiz sefer boyunca, kıtada 19 bilimsel proje ve çalışmaya imza atacak. ABD ile işbirliği dahilinde çok düşük frekans sinyal verileriyle yakın uzay gözlemleri yapabilen bir ölçüm istasyonu kuracağız. TÜBİTAK destekli projeler kapsamında mikrobiyoloji, ekoloji, çevre kimyası, biyoteknoloji ve jeodezi alanlarında bilimsel araştırmalar yürütüyor olacağız.”Kacır, Horseshoe Adası”nda bulunan Türk Bilimsel Araştırma Kampı”nın bakım çalışmalarının da bu seferde gerçekleştirileceğini dile getirerek, “9. seferimizde geçmiş seferlerde başladığımız bazı uzun dönem bilimsel izleme çalışmalarındaki gözlem ve analizlerimizi de derinleştireceğiz. İklim ve atmosfer gözlemlerinde kritik rol oynayan uydu ve meteoroloji istasyonlarımızın bakımları da yine bu sefer dahilinde gerçekleştirilmiş olacak. Horseshoe Adası ve çevresinin haritalandırılması çalışmalarına da devam edeceğiz.” diye konuştu.Seferde lise öğrencilerinin de bilim insanlarına eşlik ettiğini hatırlatan Kacır, sözlerini şöyle sürdürdü:”Geçtiğimiz yıl Lise Öğrencileri Kutup Araştırmaları Proje Yarışması”nda “İnsansız Kutup Hava Aracı” projesiyle birinci seçilen takımın üyesi 3 lise öğrencimiz, sefer kapsamında projelerini bizzat Antarktika”da, kutuplarda test etme imkanına sahip olacak. Ayrıca, İklim Değişikliği Araştırma Projeleri Yarışmaları”nda birinciliği elde eden takımlarımız önümüzdeki dönemde düzenlenecek 5. Ulusal Arktik Bilimsel Seferi”ne katılarak, çalışmalarını yerinde uygulama imkanına sahip olacak.Biz bütün bu seferlerle bir yandan insanlığın bilimsel araştırma yolculuğuna katkı sunarken, bir yandan da kendi beşeri sermayemizi, insan kaynağımızı, bilim insanlarımızı, gençlerimizi güçlü şekilde desteklemeye ve onların araştırma ufkunu ülkemizin sınırlarının çok ötesine, bulunduğumuz noktadan çok daha uzaklara ama insanlık için çok önemli coğrafyalar olan kutuplara erişmesini sağlamaya gayret ediyoruz. 9. Ulusal Antarktika Bilim Seferi”ne katılan bilim insanlarımıza ve gençlerimize milletimiz adına başarılar diliyorum.”- “BARIŞIN VE BİLİMİN KITASI ANTARKTİKA”DA YAPILAN TÜM BİLİMSEL ÇALIŞMALAR DÜNYAYA HEDİYE EDİLİYOR”9. Ulusal Antarktika Bilim Seferi Koordinatörü Prof. Dr. Burcu Özsoy da Antarktika”daki bilimsel çalışmaların çok kıymetli olduğunu belirterek, “Gezegenin kara kutusu olarak adlandırıyoruz. Dünyanın geçmişiyle ilgili verileri toplayabildiğimiz, bugünün verileriyle değerlendirdiğimizde, geleceğe yönelik bilimsel değerlendirmelerde bulunabileceğimiz bir alan.” ifadelerini kullandı.Çok kapsamlı bir araştırma seferinin olacağını anlatan Özsoy, şunları kaydetti:”Bu seferde toplanacak örnekler, seferimizin bitiminde Antarktika”dan Türkiye”ye intikal edecek ve bu intikal sonucu araştırmacılarımızı inanılmaz bir laboratuvar çalışmaları bekliyor. Bugüne kadar çok fazla bilimsel makaleyi de bu seferlerden sonuç olarak elde ettik. Antarktika”dan alınan her veri çok kıymetli. Çünkü orada sadece siz varsınız ve bu veri aynı zamanda da dünyaya ulaşıyor. Barışın ve bilimin kıtası Antarktika”da yapılan tüm bilimsel çalışmalar dünyaya hediye ediliyor.”

Source: Www.star.com.tr