“İnsan Hikayeleri – Duygular, Mücadeleler ve Yaşam Kesitleri”

Gaziantep’te 3 gün

Gaziantep’e daha önce de gitmiştim ama hiçbiri 3 günlük olmamıştı.*Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Gaziantep Bölge Müdürlüğü ve İpekyolu Kalkınma Ajansı iş birliğinde Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) ev sahipliğinde düzenlenen “Bölgesel Kalkınmada Medyanın Rolü, Dijital Medya Okuryazarlığı ve Turizm Haberciliği Paneli”ne davetli olarak katılmak üzere geçtiğimiz günlerde Gaziantep’teydim.*Panelin açılışına Gaziantep Valisi Kemal Çeber, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sait Mesut Doğan da katıldı.*Gaziantep Valisi Kemal Çeber’i ilk kez burada gördüm. Klasik bir bürokratın ötesinde devletin neşeli ve sevimli yüzünü yansıtan bir profile sahip. Samimi bir yaklaşımı var. Sosyal medyada gündem olan, renkli, kürsü ve boy esprisi içeren videosu da bu panelden çıktı.*Protokol, konuşmalarını yaptıktan sonra kürsüye gelen Vali Çeber kürsü yerine kenardan konuşmayı tercih etti. Nedeni sonradan anlaşılan bu durumu anlatırken Gaziantep’te şehir protokolünün boy ortalaması ile ilgili yaptığı ve kürsüye uyum konusundaki espri, hepimizi gülümsetti.*Her şey Vali Kemal Çeber’in “Ben böyle yana kaçayım da birazdan neye kaçtığımı da söyleyeceğim” demesiyle başladı.*Katıldığımız panel, yeni atanan Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sait Mesut Doğan’ın da ilk resmi programıymış.*Bu durumu da hatırlatan Vali Kemal Çeber, “Şimdi rektör hocam konuşurken dikkatinizi çekti. Sonra Fatma Hanım konuşurken dikkatinizi çekti. Ben de böyle, yan yana kaydığımızı gördünüz. Şimdi yeni rektörümüzün bizim için bir güzel avantajı da şu şehir protokolünün boy ortalamasını değiştirmedi. Bu böyle tabii. Ama içimden izlerken şu da geçti; Bizim bir karar almamız lazım. Şehirdeki tüm kürsüleri -çok güçlü sanayimiz var ya- amortisörlü hale geçirmemiz lazım ya da standardı düşürmemiz lazım” dedi. Hem alkış aldı hem de tebessüm ettirdi. Son olarak da salondaki üniversiteli gençlere de seslenerek, “Ya sevgili gençler, bak bu söylediğimiz ekibin yediği içtiği boyuna değil hep beynine gidiyor” dedi.*Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, zaten marka olmuş bir isim. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın kurucu bakanı olan Şahin’e herkes hitap ederken hem “başkanım” hem de “bakanım” diye hitap ediyor. Şahin aynı zamanda Gaziantep’in ilk seçilen kadın milletvekiliydi. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı olarak yaptıklarını gezme ve görme imkânı buldum. Belediyecilik anlamında Türkiye’ye örnek olacak çalışmalarına şahit oldum.*Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu… “Atom karınca” desem abartmış olmam. Herkesin dilinde o var. Gaziantep’te herkes, “Tahmazoğlu başkan” diye söze başlıyor, dördüncü dönemine giren Mehmet Tahmazoğlu’nun yaptıklarını anlata anlata bitiremiyor. Şahinbey’de yapılanları da gezme ve görme imkânı buldum. Dikkatimi çeken nokta bir ilçe belediyesinin büyükşehir gibi işler yapmış olmasıydı…PANEL VE KIYMETLİ DEĞERLENDİRMELERGelelim panele…*Paneli düzenleyen iki paydaş kurum Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Gaziantep Bölge Müdürlüğü ve İpekyolu Kalkınma Ajansı’ydı. İletişim Başkanlığı Gaziantep Bölge Müdürü Mücahit Taşkın ile İpekyolu Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Ahmet Paksu hem kent dışından gelen bizlere ev sahipliği yaptılar hem de kurumlarındaki görevli personelle panelin düzenlenmesinde büyük emek verdiler… Kendilerine ayrı bir teşekkürü borç biliriz.*Panele hem Gaziantep’teki hem de çevre illerdeki gazeteci meslektaşlarım, Gaziantep Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde eğitim alan geleceğin meslektaş adaylarım ve yine Gaziantep Üniversitesi Turizm Fakültesi’ndeki öğrenciler katıldı. Bir şeyler öğrenmek isteyenlerin yoğun ilgi gösterdiği bir paneldi.*İlk oturumun başlığı, “Dijital Medya Okuryazarlığı ve Sorumlu Habercilik: Etkili ve Güvenilir İçerik Üretme Stratejileri”ydi. Oturumun moderatörlüğünü Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığı Güvenlik Bilimleri Fakültesi Sosyal Bilimler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Yıldırım yaparken Gaziantep Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Süleyman Şahan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan Doç. Dr. Nil Çokluk ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı İletişim Uzmanı Dr. Zeynep Zelan konuşmacı olarak yer aldı.*Ben ikinci oturumda yer alan konuşmacılardandım… Moderatörlüğünü Doç. Dr. Ceren Yeğen’in yaptığı ikinci oturumda, “Turizm Haberciliği ve Medya: Etkili İletişim, Sorumluluk ve Yerel Yansımalar” başlığıyla turizm haberciliğinde doğru bilgilendirme ve etik değerleri ele aldık. Benimle birlikte Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı İletişim Uzmanı Büşra Er ve Kilis 7 Aralık Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Melih Aydın konuşmacıydı.*Birbirinden değerli akademisyenlerin yer aldığı paneldeki oturumlarda iletişimin dönüşümü ile medya ve turizmin bölgesel kalkınmaya olan etkisi konusunda çok kıymetli değerlendirmeler paylaşıldı. Özetle Gaziantep için kıymetliydi…GAZİANTEP’TE GÖRDÜKLERİM…Panelin yanı sıra Gaziantep’i gezme görme imkânı da bulduk. Soğuk ve yağmurlu havaya rağmen yine de dolu dolu güzel bir kent gezisi oldu.*Gaziantep gerçekten tam bir müzeler şehri… Zeugma Mozaik Müzesi zaten ünü dünyaya yayılmış bir müze. Gidenlerin gezmeden dönmedikleri bir müze.*Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin kente kazandırdığı Gaziantep Panorama 25 Aralık Müzesi ile Şahinbey Belediyesi’nin Şahinbey Milli Mücadele Müzesi, Gaziantep’in kahramanlık destanını ve kahramanlarını tüm detaylarıyla anlatan iki kıymetli müze. Vatan uğruna şehit düşenler, kenti savunanlar ve yokluk içinde mücadele verenler hem kente gelenlere hem de genç nesle en güzel şekilde aktarılıyor.*Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin “Rayiha Baharat Müzesi” de farklı bir müze. Birbirinden farklı kokularla baharatın tarihine yolculuk yapıyorsunuz. Hemen üstünde Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Mutfak Sanatları Merkezi’nin lezzetli yemekleri de misafirlere sunuluyor.*Gaziantep Atatürk Anı Müzesi de Atatürk ve Gaziantep’i çok güzel yansıtıyor. Kentin kültürel ve tarihi değerlerini de görebileceğiniz kıymetli bir müze. Atatürk’ün kente geldiğinde kaldığı oda, orijinal eşyalarla canlandırılmış.*Gaziantep Oyun ve Oyuncak Müzesi… 1700 – 1990 tarihleri arasında üretilen el yapımı 600’e yakın oyuncak bulunuyor. Çocukların boyuna göre de vitrinler ayarlanmış. Altında mağarası üstteki katlarıyla ayrı bir havası var.*Ali İhsan Göğüş Müzesi ve Gaziantep Araştırmaları Merkezi… Ali İhsan Göğüş, Türkiye’nin ilk Turizm Bakanı. Göğüş’ün doğduğu şehre bağışladığı kütüphanesi ve özel eşyalarının sergilendiği çok güzel bir müze. Müzeyi gezip, Piyano Kafe’de güzel manzara eşliğinde bir şeyler içerek güzel anılar biriktirebilirsiniz. Biz öyle yaptık…*Gaziantep’in eski yerleşim yerlerinden Bey Mahallesi, taş konaklarıyla tarihi bir yolculuk yaptırıyor. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, restore ederek aslını korumuş ve çok güzel bir turizm lokasyonu oluşturmuş. Biz de sokakları arşınlarken bambaşka bir kenti geziyormuşuz gibi bir havaya katıldı. “Old city” denilerek hani hep Avrupa’ya hep özenilir ya. Gaziantep de bunu başarmış.*Gaziantep’te Şahinbey Belediyesi’nin ilçeye kazandırdığı iki büyük eser var; Şahinbey Millet Kütüphanesi ve Şahinbey Millet Camii… Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki iki yapı Gaziantep’e de tüm ihtişamlarıyla taşınmış.*Şahinbey Millet Kütüphanesi’ni gezdik gördük. Çok faydalı bir yapı olmuş. Okumak ve araştırmak isteyen herkes için tüm ayrıntılar düşünülmüş.Şu anda 150 bin kitap varmış. Türkiye’nin ikinci büyük kütüphanesi. Kütüphaneyi görünce “Şahinbey’deki gençler ne kadar da şanslılar” dedim. Sadece Şahinbey değil Gaziantep’in her yerinden ziyaretçisi varmış. Üyelik sistemiyle yararlanılabiliyormuş.*Şahinbey Millet Camii… İçeride ve dışarıda aynı anda toplamda 34 bin kişi ibadet ediyormuş. İlk baktığınızda “Ne gerek var bu kadar büyük bir camiye” diyebilirsiniz anca cami aynı zamanda külliye görevi de görüyor. Çocuklar için oyun alanları, kütüphane, kadınlar için kurs alanları, atölyeler ve çay ocağı gibi alanlarıyla sadece ibadet vakitlerinde değil günün her saatinde hizmet veriyor. Özel gün ve gecelerde dolup taşan caminin avizesi de yok. Aydınlatma, sütunlardan sağlanıyor. Cami, görkemli mimarisiyle de dikkat çekiyor.*Gezideki son gün son durağımız Şahinbey Belediyesi Geleneksel Sporlar Merkezi’ydi. Tesis çok yönlü bir tesis. Örneğini de hiç görmedim. Atlı sporlardan güreşe, zekâ oyunlarından okçuluğa kadar birçok branş varmış. Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, sporcu bir kimliğe sahip. Kendisi de gelip burada ata binip at üstünde ok atacak kadar maharetlerini gösteriyormuş. Yeni yeteneklerin keşfi için imkân sunan tesiste bugüne kadar 60 bin kişi ata binmiş. Biz de hem ata binme imkânı bulduk hem de ok attık. Günün sonunda yorgunluk kahvemizi de dev çadırda içtik.*Bu arada son olarak dikkatimi çeken bir husus da Şahinbey Belediyesi 100. Yıl Tünelleri oldu. Belediye, şehrin trafiğini rahatlatmak için 2 bin 484 metrelik gidiş geliş iki tünel yapmış. 30 dakikalık yol mesafesi 1 dakikaya inmiş. İlçe belediyesinin tünel yaptığını da ilk kez görmüş oldum.*Bu gezip gördüklerimizin yanında tarihi çarşıları, birbirinden lezzetli yemekleri saymıyorum bile… Yediğimiz içtiğimiz bize kalsın gördüklerimizden bazıları bunlar… Daha çok gezilip görülecek yeri vardı Gaziantep’in… Hepsini 3 güne sığdırmak zor belki ama size de tavsiyem yolunuz düşerse veya gezme planınız varsa, geç kalmayın mutlaka gidin, görün, gezin, hissedin…

Source: Murat Yılmaz


Erkeklerin kavgasına dönüştü

Blake Lively nin Bizimle Başladı Bizimle Bitti (It Ends with Us) filmindeki rol arkadaşı ve aynı zamanda filmin yönetmeni olan Justin Baldoni ye açtığı cinsel taciz davası olayı git gide büyüyor. Justin Baldoni, Lively nin cinsel taciz iddialarını içeren bir makale yayınladığı için bu hafta New York Times Gazetesi ne 250 milyon dolarlık iftira davası açtı. Baldoni nin, bu davada Lively nin eşi Ryan Reynolds ı suçlamasıyla hukuk savaşı tırmandıkça tırmandı. Blake Lively açtığı davada, Baldoni nin filmin çekimleri süresince kendisine cinsel taciz sayılabilecek davranışlarda bulunduğunu, sürekli olarak fazla kilolarını gündeme getirdiğini, senaryoda yer almamasına rağmen filme sürekli daha fazla cinsellik içeren sahne ekletmeye çalıştığını ve kendisini zor durumda bırakmak istediğini de öne sürmüştü. Justin Baldoni, New York Times a açtığı davada ise taciz iddiasını yalanlamak için sunabileceği kanıtlara odaklanmaktansa, Lively nin eşi Ryan Reynolds ı suçlayan ifadelere yer verdi. Reynolds ı, film çekimleri esnasında Blake Lively yi şişmanlıkla suçladığı için kendisini agresif bir şekilde azarlamakla itham etti. Mahkeme belgelerinde Baldoni nin sırt sorunları olduğu ve bu nedenle rol arkadaşını kaldıracağı bir sahneyi güvenli bir şekilde canlandırmak için Lively nin kilosunu sorduğu belirtildi. Baldoni, Reynolds ile tartışmanın, geçen yıl Lively ile filmi çektikleri dönemde, çiftin New York taki evinde gerçekleştiğini iddia etti. Baldoni, Reynolds ın kendisini yanlış anladığını, karısının şişmanlığıyla alay etmediğini öne sürdü. Dava dilekçesinde şöyle yazıyordu: Baldoni nin tekrar tekrar özür dilemek zorunda hissetmesine neden olan yüzleşme o kadar saldırgandı ki… Baldoni, Lively ve Reynolds ile daha fazla yüzleşmekten kaçınmak ve rol arkadaşıyla yeniden bağ kurmak için iradesine boyun eğmeye devam etti. Ayrıca Lively nin bir dublörle prova yapmış olmasına rağmen kaldırma sahnesini oynamayı reddettiği iddia edildi.Oysa Blake Lively, geçen ay Baldoni ye karşı cinsel taciz şikayetinde bulunduğunda bu tartışmaya atıfta bulunmuştu. Baldoni ve onun halkla ilişkler ekibinin, kendisinin itibarını yok etmek için bir karalama kampanyası yürüttüğü iddialarına ek olarak Lively, Baldoni nin vücudunu ve kilosunu eleştirmenin yan yollarını bulduğunu iddia etmişi. Blake Lively nin Justin Baldoni yi, kendisine cinsel tacizde bulunduğu gerekçesiyle dava etmesi, sanat dünyasında 2024 ün son önemli olayıydı. Yankısı hâlâ sürüyor ve sürecek de. Büyük ilgi gören davada Lively, Baldoni nin set sırasında yaptığını iddia ettiği çıplak resimler gösterme, geçmişte yaşadığı pornografi bağımlılığından bahsetme, cinsel istismarları savunma gibi davranışlarıyla sette toksik bir atmosfer yarattığını, kendisine ciddi duygusal sıkıntı yaşattığını iddia etti. Bu iddiaların arkası gelecek gibi görünüyor. Suçluyu mahkeme tespit edecek elbette ama Hollywood un kadının beyanını esas alarak hızla harekete geçmesi, takdire şayan doğrusu. Lively nin dava açmasından sadece birkaç saat sonra Baldoni, çalıştığı oyunculuk ajansından atılmıştı. Vital Voices adlı kuruluş tarafından verilen Dayanışmanın Sesleri Ödülü geri çekilmişti. Yaklaşık 160 bin oyuncuyu temsil eden oyuncular sendikası SAG-AFTRA (Amerika Televizyon ve Radyo Sanatçıları Federasyonu), Blake Lively yi destekleyen bir açıklama yayımlamış, Set çalışanlarının endişe verici konuları gündeme getirme veya şikayette bulunma hakkı vardır demişti.SONUNDA BİTTİ Hollywood un rüya çifti olarak görülen Angelina Jolie ile Brad Pitt in 2016 da boşanmak için mahkemeye başvurması, büyük bir şok etkisi yaratmıştı. Üçü biyolojik, üçü de evlatlık olmak üzere toplam altı çocukla kalabalık ve mutlu aile görünümlerinin sona ermesine inanmak güçtü. Ama velayet savaşıyla başlayan çekişmeli boşanma sürecinin bu denli uzaması, acımasız bir hukuk savaşına dönüşmesi de bir o kadar şaşırtıcıydı. Yerli ünlülerde olduğu gibi 10 yıllık evlilik 10 dakikada bitememişti . İkilinin 8 yıllık acımasız hukuk mücadelesi, 2024 ün son gününde sona erdi. Daha önce valeyette anlaşamamışlardı, geçici velayet Jolie ye verilmişti. Oysa Pitt, ortak velayeti almak istiyordu. Ama zamanla çocukları ondan uzaklaştı. Çoğu zaten artık reşit olduğu için velayet mücadelesinin anlamı kalmamıştı. 2019 da Pitt ve Jolie, mahkeme tarafından resmen bekar ilan edilse de mülkler üzerindeki anlaşmazlık bugüne dek sürmüştü. Ama artık boşanma anlaşmasını resmen imzaladılar.Jolie nin avukatı, oyuncu ve çocuklarının Brad Pitt ile paylaştıkları tüm mülkleri bıraktığını, ailesi için huzur ve şifa bulmaya odaklandığını açıkladı. Bir zamanların en ünlü çifti, sonunda boşanmalarını çözmüş olsa da, Fransa daki Chateau Miraval şarap bağıyla ilgili mücadeleleri bitmedi. Brad Pitt, Angelina Jolie nin şaraphanedeki hissesini onayı olmadan Rus Stoli Grup a sattığını iddia ettikten sonra, Jolie ve Pitt arasında başlayan sert şarap bağı davası sürüyor. DÜŞES 2025 E HIZLI BAŞLADI Meghan Markle, 2024 ü çoğunlukla spot ışıklarından uzakta geçirdikten sonra yeni yıla hızlı bir başlangıç yaptı. Prens Harry ile evlenmesinden hemen önce tüm sosyal medya hesaplarını kapatan Meghan Markle, kraliyetten bağımsız hayatında sosyal medyaya yeniden döndü. 2018 deki düğününden önce hem kişisel blogunu hem de diğer sosysl medya hesaplarını kaldıran Markle, 2020 de eşi Harry ile kraliyet görevlerini bırakarak İngiltere den ABD ye taşınmasıyla hem finansal bağımsızlığını elde etti hem de kraliyet yasaklarından kurtuldu. Kişisel sosyal medya hesabı kullanmak kraliyet üyelerine yasak. Sadece resmi kraliyet hesaplarını kullanabiliyor ve kraliyet hizmetlerine ait paylaşımlar yapabiliyorlar. Düşes, @meghan adlı Instagram hesabını açıp paylaşım yapmasıyla sosyal medyaya dönmesinin yanında, eski bir dizi oyuncusu olarak yeniden ekrana dönmenin de heyecanını yaşıyor. Markle, kendi realite şovu Sevgilerimle, Meghan la (With Love, Meghan) dijital platformda seyirci karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Programda yemek, bahçe işleri ve yaşam tarzı tavsiyelerinin yanı sıra Markle ve arkadaşlarının samimi sohbetlerine yer verilecek. Markle, yeni programın ilk fragmanında, Prens Harry ye sarılırken ve aralarında Suits dizisindeki eski rol arkadaşı Abigail Spencer ın da yer aldığı arkadaşlarıyla yemek yaparken görülüyor.

Source: Habertürk


Tuğçe Tayfur gözyaşlarına boğuldu: Beni babamdan ayırdınız

Ferdi Tayfur ile yaşadığı soyadı krizi ile gündemde olan Tuğçe Tayfur, babasını son kez görmek için gasilhaneye gitti.Tuğçe Tayfur Beni babamdan ayırdınız diyerek gözyaşı döktü. NE OLMUŞTU?Muhammet Aydın ile tanıştıktan kısa bir sonra nikah masasına oturan ve ikinci çocuğunu doğuran Tuğçe Tayfur”un evlendikten sonra babasıyla sorunlar yaşadığı iddia edilmişti. Gözlerden uzak bir hayat süren ve kızının düğününe gitmeyen usta sanatçı sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla kafaları karıştırmıştı.”Neden bırakıp kaçtığımı anladınız mı?”Çok geçmeden Ferdi Tayfur, Instagram hesabından Zamanında neden bırakıp kaçtığımı şimdi anladınız mı? mesajı paylaşmıştı.Tuğçe Tayfur ise isim vermeden babasının basın danışmanı Şirin Gözalıcı’ya hedef alıp mesajı, babasının değil; yardımcısı Şirin Gözalıcı’nın yazdığını iddia etmişti.”Kim ne yaparsa kendine yapar”Ferdi Tayfur paylaştığı videoyla mesajın kendisine ait olduğunu söyleyip, Kim ne yaparsa kendine yapar karşılığını vermişti. SOYADI YASAĞIBaba-kız arasındaki kriz büyüyünce Ferdi Tayfur, “Böyle olmasını istemezdim” notuyla sosyal medya hesabından avukatı Hakan Tamgüç aracılığıyla bir açıklama yayınladı.Tayfur, soyisminin, ticari haklarının ve eserlerinin kızı tarafından kullanılmasını yasakladı.Sanatçı, gerekli uyarıların dikkate alınmaması durumunda savcılığa suç duyurusunda bulunacağını ifade etti.”Babamsın ya o yüzden soyadım Tayfur”Bu duyuru üzerine sosyal medya sayfasından babasına cevap veren Tuğçe Tayfur ise Tayfur soy ismini bana leylekler vermedi. Babamsın ya, o yüzden soyadım ‘Tayfur.’ İsim hakkı talep etmişsiniz. Ben paranızın bittiğini bilseydim eşimle yardımcı olurdum size. Siz baba olarak ne dediyseniz onu yaptım ama yine kötü ben oldum. Allah var gam yok. Bu işin bir de inanmadığın ahireti var be baba! Olur, sorun yok. Tuğçe Aydın olarak devam ederim mesajını yazdı. ‘Neyin düşmanlığı bu?”Şarkılarına gelince de, “Babamın Şarkıları” albümünün temel amacı senin o dönem rahatsızlığından dolayı şarkı söyleyememenden kaynaklı yeni neslin de şarkılarını hatırlaması ve bilmesiydi. Bu bir projeydi. O albüme seçilen şarkılar tamamen söz-müzik sana ait olanlardı, özellikle onlar seçilmişti. Yoksa ben de bilirdim Ahmet abinin yazdığı, daha çok bilinen “Bana Sor” gibi şarkılarını söylemeyi. Albümün bütün giderleri de sevgili Bülent Seyhan tarafından yapıldı. Bir kuruşun geçtiyse bana evlatlarımın hakkını görmeyeyim! Neyin düşmanlığı bu? Yeğenin arkamdan konuştu diye sesimi çıkardığım için mi, bu kin? Al, yeğenlerin senin olsun baba! Ben arkandan iş çevirmiyorum, neyse söylüyorum, senden bir kuruş istemiyorum, yağcılık yapmıyorum diye p.. ilan ettin beni iki saniyede! Al, soyadın senin olsun, peki diyen Tuğçe Tayfur, sözlerine şöyle devam etti:”Umarım yanlışından dönersin”“Genelde çocuklar mal mülk peşine düşer. Burada baba ve yeğenin mal mülk peşine düşmesini hayretle izliyorum. Marka hesabıma bloke koydurmuşsun. Benim çocuklarımın rızkına yani. Ama üzgünüm, sen ve senin yanındakilerin istedikleri olmayacak ve ben çocuklarımın rızkını size yedirmeyeceğim! “Tuğçe Tayfur” fikri sınai mülkiye hakları marka patent hakları 2023″te tarafımızca alındı. Çünkü gelecekte bunu yapacağınızı, seni parmaklarında oynatacaklarını biliyordum ne acı ki. Umarım yanlışından dönersin.” “Sen bir bize baba olamadın”Muhammet Aydın da eşine destek videosu paylaşıp şunları söyledi;Kayın pederimin avukatıyla karıma aba altından sopa göstermesini hazmedemeyen bir adam olarak, aile hiyerarşisine artık karışıyorum. Tuğçe sahipsiz değil, aslan gibi kocası var. Senin kızın mobbing yaşarken ben yanındaydım, tamam mı? Ayrı olarak saydığım Necla Nazır sultan yanındaydı. Sen demedin mi telefonda “Kızım sahneye çıkma artık, kıyafet markası kur” diye? Senin kızını bir yıldır ben sahneye çıkarttırmıyorum. Senin kızını koruyup kolluyorum çünkü namusum olmuş; sen de diyorsun ya “Aile her şeydir” diye… Aile her şeydir, ben kızını koruyorum! Karımı koruyorum! Kızınla evlendim, torunun doğdu, sen bir bize baba olamadın. Tüm Türkiye”ye baba olup, kızına baba olamayan bir adam bir de avukat tutmuş. Alkışlıyorum Ferdi Baba! Yarından itibaren teyakkuza geçeceğiz. Elinizden geleni ardınıza koymayın! Hayırdır para mı lazım? Ne kadar lazım, vereyim

Source: Hurriyet.com.tr


Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek AA”nın “Yılın Kareleri” oylamasında tercihini yaptı

Bakan Şimşek, AA muhabirleri ve foto muhabirlerinin yurt içinde ve dışında 2024 yılı boyunca çektiği, “Roketsan, Turkcell Lifebox ve Sony” katkılarıyla hazırlanan “Haber”, “Doğal Yaşam ve Çevre”, “Spor”, “Günlük Hayat” ile bu yıla özel eklenen “Özgür Suriye” kategorilerindeki fotoğrafları inceledi.

Fotoğraflara ilişkin AA Genel Müdür Yardımcısı Oğuz Enis Peru”dan bilgi alan Şimşek, “Özgür Suriye” kategorisindeki fotoğrafları inceleyerek, “Bazı fotoğraflar çok özgün, bazısında da içerik çok anlamlı.” dedi. Şimşek, bu kategoride, Orhan Fatih Doğan”ın “Geri dönüş” ile Emin Sansar”ın “Utanç” isimli fotoğraflarına oy verdi.

Şimşek, “Haber” kategorisinde tercihini Ali Jadallah”ın “Evi terk ederken” ve “Geriye kalan” isimli fotoğraflarından yana kullanarak, “Güzel fotoğraflar, ekipleriniz çok iyi. AA gerçekten muazzam.” değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Şimşek, “Doğal Yaşam ve Çevre” kategorisinde Mert Alper Derviş”in “Zor imtihan” ve Ali İhsan Öztürk”ün “Av peşinde” karelerini seçti.

“Spor” kategorisindeki fotoğrafları da inceleyen Şimşek, Gökhan Balcı”nın “Şükür” ve Ahmet İzgi”nin “Azimle gelen” isimli karelerine oy verdi.

“Günlük Hayat” kategorisinde Osmancan Gürdoğan”ın “Madenciler” isimli fotoğrafını seçen Şimşek, “Fotoğraflar gerçekten çok güzel. İşçi kardeşlerimizin bu masasını, atmosferini çok güzel yansıtmış. Tebrik ediyoruz.” ifadesini kullandı. Şimşek, bu kategoride İsmail Aslandağ”ın “Sırılsıklam” isimli fotoğrafına da oy verdi.

AA Genel Müdür Yardımcısı Peru da Bakan Şimşek”e, AA”nın “Kanıt”, “100 Yılın 100 Sinema Eseri”, “100 Yılın 100 Sanat Eseri” ve “100 Yılın 100 Edebi Eseri” kitaplarını hediye etti.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source: