Sosyal medyadan ucuza kurbanlık almak istedi, dolandırıldı: Ava giderken avlandık
Antakya ilçesi Kuruyer Mahallesi”nde hayvancılıkla uğraşan Mustafa Başak ile oğlu Nuri Başak, yıllardır kurbanlık hayvan alım satımı yaparak geçimlerini sürdürüyorlar. Kurban Bayramı öncesi hazırlıklar yapan besici Başak, sosyal medyada beğendiği 2 danayı almak için bir şahısla görüştü. Görüşmenin ardından kendisine atılan konuma giden Başak, dolandırıcının, “Kardeşim seni karşılayacak, sen hiç kardeşimle fiyat konuşma, ben sana uygun fiyata vereceğim ve danaları beğendiysen al götür sonra hesaplaşırız” demesi üzerine, danaları alıp aracına yükledikten sonra 200 bin TL ödemeyi istenen hesaba gönderdi.BAYRAM ÖNCESİ DOLANDIRICILARA KARŞI UYARDI Hayvanları alıp köyden gideceği esnada tosunların sahibinin ödemenin gerçekleşmediği söylemesi üzerine besici Başak, dolandırıldığını fark etti. Yıllardır kurban bayramlarında hayvan alım satımı yapan aile, Nuri Başak”ın deyimiyle tongaya düştü. Defalarca aramasına rağmen dolandırıcıya ulaşamayan oğul Başak, kurban alım satımı yapanları bayram öncesi dolandırıcılara karşı uyardı.”KARDEŞİMLE PAZARLIK YAPMA, BEN UCUZA VERECEĞİM” Sosyal medyada gördüğü danaları almak isterken dolandırılan Nuri Başak, akılalmaz dolandırıcılık tuzağını anlatarak, “Babamla kurbanlık alış ve satış yapıyoruz. Kurban Bayramı yaklaşırken bu süre zarfında babamı biri arıyor ve “elimde 2 dana var çok sıkışık olduğum için acilen satacağım” diyor. Dolandırıcı, babama sonra 2 dananın videolarını attı ve Defne ilçesinde köyün konumunu attı. Babam da dolandırıcıya güvenip danayı almak için gitti. Dolandırıcı babama “gittiğin konumda kardeşim seni karşılayacak” dedi. Babama, “sen hiç kardeşimle fiyat konuşma ve ben sana uygun fiyata vereceğim” dedi. “Danaları beğendiysen al götür sonra hesaplaşırız” dedi. Babamla birlikte gidip danalara baktık ve yükledik. Babam, dana sahibiyle hiç pazarlık yapmadı. Dolandırıcı, dana sahibine benim abim gelecek ve sen fiyat konuşma danaları yükle gitsin demiş. Dolandırıcı da mal sahibini bu şekilde ayarlamış. Dolandırıcı sosyal medyada gördüğü mal sahibini bularak onu da ayarlıyor. Danaları beğendik araca yükledik. Ödeme kısmına gelince dolandırıcı babama yazmaya başladı, “danaları beğendiysen parayı at” dedi. Babam da parayı hesaptan attı. Danaları yükledik çıkacağız, mal sahibi “abi parayı attınız ama henüz gelmedi” diyerek bizi durdurdu. Biz dekontları gösterdik ve mal sahibi de “ben senin kardeşinle alışveriş yaptım ama telefonları açmıyor” dedi. Babam da mal sahibine “benim kardeşim yok” dese de bu şekilde dolandırıcıların tuzağına düştük” dedi. “NORMALDE O TOSUNLAR 250 BİN TL DEĞERİNDEYDİ AMA DOLANDIRICI ÇOK SIKIŞTIĞIM İÇİN SATIYORUM DEYİNCE TONGAYA GELDİK”Tosunların fiyatlarının uygun olduğu için tuzağa düştüklerini ifade eden Başak, kurban alımı esnasında vatandaşları dikkat etmeleri konunda uyararak “Para gitti ve şikayetçi olduk. Dolandırıcıya 200 bin TL ödeme yaptık. Normalde o tosunlar 250 bin TL değerindeydi ama dolandırıcı çok sıkıştığım için satıyorum deyince tongaya geldik. Açıkçası ava giderken avlandık. Bizim başımıza geldi ama başka kimselerin başına gelmesin. Sadece alıcı ve satıcı arasında bir satış yapılsın. Kurbanlık aldığınız zaman ödeme yapacağınız kişi sadece alıcı olsun. Dolandırıcıyı aradığımızda cevap vermiyor, ulaşamıyoruz. Şikayette bulunduk ama bir şey çıkacağını sanmıyorum” ifadelerini kullandı.
Source: Www.star.com.tr
Başkan Erdoğan imzaladı! Erzurum’da stratejik bir adım daha!
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından 6 ay önce değerlendirmeye alınan, 16 Mayıs 2025 tarihinde ise Cumhurbaşkanı Kararıyla Resmî Gazete’de yayımlanan düzenleme doğrultusunda üniversite bünyesinde “İlaç, Aşı ve Biyoteknoloji Enstitüsü” kurulmasına karar verildi.Enstitü, yerli ve milli ilaç ile aşı geliştirme çalışmalarını hızlandırarak ülkemizin sağlık alanındaki dışa bağımlılığını azaltmayı hedefliyor.9818 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi kapsamında kurulmasına karar verilen enstitü, Atatürk Üniversitesinin Ar-Ge odaklı vizyonunu güçlendirecek nitelikte. Enstitü; insan sağlığına yönelik biyoteknolojik ürün geliştirme, klinik öncesi ve sonrası çalışmalar yürütme, yüksek nitelikli bilimsel projeler üretme, ulusal ve uluslararası düzeyde ortak araştırma platformları oluşturma gibi çok yönlü misyonlara sahip olacak.Rektör Hacımüftüoğlu: “Bilimsel Üretimi Toplumsal Faydaya Dönüştüreceğiz”Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, üniversitenin bilimsel birikimini toplumsal faydaya dönüştürme vizyonuyla hareket ettiklerini belirterek: “İlaç, Aşı ve Biyoteknoloji Enstitümüz, sadece akademik dünyamıza değil, doğrudan toplum sağlığına katkı sunacak stratejik bir kuruluştur. Pandemi sürecinde yaşananlar, sağlık alanında yerli ve milli üretimin ne kadar hayati olduğunu hepimize gösterdi. Atatürk Üniversitesi olarak bilimsel gücümüzü ve araştırma altyapımızı, bu kritik ihtiyaçlara çözüm üretmek üzere yönlendiriyoruz. Enstitümüz sayesinde hem nitelikli bilim insanları yetiştirilecek hem de Ar-Ge projeleri ile katma değeri yüksek ürünler geliştirilecek. Türkiye’nin sağlıkta dışa bağımlılığını azaltma hedefi doğrultusunda biz de üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Bu doğrultuda böylesine önemli bir birimi üniversitemize kazandıran başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere YÖK Başkanımız Prof. Dr. Erol Özvar ile katkı sunan herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu.ÇOK DİSİPLİNLİ İŞ BİRLİĞİ MODELİYeni kurulan enstitü, Atatürk Üniversitesi bünyesindeki çeşitli uygulama ve araştırma merkezleriyle iş birliği içerisinde faaliyet gösterecek. Özellikle “Aşı Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi” ile “Veterinerlikte Aşı ve Biyolojik Ürün Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi”, bu süreçte temel araştırma ve ürün geliştirme faaliyetlerinin merkezi olacak. GLP (İyi Laboratuvar Uygulamaları) ve GMP (İyi Üretim Uygulamaları) standartlarına sahip laboratuvar altyapısı sayesinde hem insan hem de hayvan sağlığına yönelik ilaç, aşı ve biyoteknolojik ürünlerin geliştirilmesi mümkün olacak.Eğitim, Üretim ve İstihdam Eksenli Bir Hedef YapısıEnstitünün sadece bilimsel üretime değil, aynı zamanda nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesine de katkı sunması bekleniyor. İlgili alanlarda lisansüstü eğitim programlarının açılması, yüksek lisans ve doktora tezlerinin desteklenmesi, Ar-Ge projeleriyle öğrencilerin doğrudan sürece dahil edilmesi gibi uygulamalar planlanıyor. Bu kapsamda genç araştırmacılara hem akademik hem de sektörel düzeyde yeni kariyer yolları açılması hedefleniyor.Toplumsal Katkı ve Uluslararası AçılımEnstitü, geliştireceği projelerle sadece bölgesel kalkınmaya değil, aynı zamanda ülke genelinde sağlık politikalarının şekillendirilmesine katkı sunmayı amaçlıyor. Ayrıca Avrupa Birliği, TÜBİTAK, Sağlık Bakanlığı ve özel sektör destekli projelerle uluslararası düzeyde bilimsel iş birlikleri kurulması planlanıyor. Toplumun bilinçlendirilmesine yönelik sosyal sorumluluk faaliyetleri de enstitü gündeminde önemli bir yer tutacak.Atatürk Üniversitesinin köklü bilimsel birikimi ve dinamik araştırma ekosisteminden güç alacak olan İlaç, Aşı ve Biyoteknoloji Enstitüsü; nitelikli bilgi üretimi, inovasyon, toplumsal katkı ve ulusal kalkınma hedefleri doğrultusunda önemli bir rol üstlenecek. Sağlıkta yerli ve milli üretimin geliştirilmesine yönelik atılan bu adım, üniversitenin araştırma üniversitesi vizyonuyla da tam bir uyum içerisinde şekilleniyor.
Source: Mehmet Küçükkahveci