“İstanbul’da Müzik Rüzgarı: Fontaines D.C. Geri Dönüyor!”

Dublin’in vicdanı sahnede

Türkiye’de müzikseverler arasında bir anket yapsak İrlanda’dan çıkmış müzisyen ve gruplara yönelik ilginin, sempatinin yüksek olduğunu görürüz. Özellikle The Cranberries, U2, The Lizzy gibi gruplar ile Chris de Burgh, Enya, Sinead O’Connor’ın da aralarında bulunduğu müzisyenler uzun yıllardır ilgiyle dinlenen sanatçılar haline geldiler. Bunun nedeni sadece iyi müzik değil. Bu isimler toplumsal olaylara yönelik verdikleri destek ve emperyalizme, şiddete karşı ses yükselttikleri için de ayrıca seviliyorlar. Şimdi de hem müziği hem de duruşuyla beğeni toplayan Fontaines D.C., İrlanda’nın efsane gruplarının izinden yürüyor. Dublin’li grup size tanıdık punk müziğinin hissiyatını veriyor. Ancak müziklerinde yeni tınılar var, bu yüzden yeni nesil bir post-punk grubu olarak tanınıyor. Grian Chatten (vokal), Conor Curley (gitar), Conor Deegan III (bas), Tom Coll (davul) ve Carlos O’Connell’dan (gitar) oluşan Fontaines D.C. aslında geçen yıl İstanbul’da konser vermeye hazırlanıyordu. Ancak Zorlu PSM’de verecekleri konseri iptal eden grup, şu açıklamayı yapmıştı: “Türkiyedeki tüm muhteşem hayranlarımıza, Filistinli sanatçılar ve insan hakları aktivistleriyle yaptığımız görüşmeler neticesinde, 20 Ağustos Salı günü İstanbul Zorlu PSMdeki konserimizi iptal etme kararı aldık. En büyük Filistin koalisyonunun başını çektiği küresel ‘Boycott, Divestment and Sanctions (BDS)’ (Boykot, Yatırımların Geri Çekilmesi ve Yaptırımlar) hareketi sanatçılara, Uluslararası Adalet Divanı’nın da artık bir soykırım faili olduğunu kabul ettiği İsraile enerji tedarikinden tamamen vazgeçene kadar Zorlu PSM’de konser vermeyi reddetmeleri çağrısında bulundu. Güzel İstanbulu ziyaret etmeyi ve orada sahneye çıkmayı gerçekten dört gözle bekliyorduk, ancak bu durumda kanaatlerimiz konusunda net olmalı ve Filistin halkıyla dayanışmayı öncelemeliyiz. Mümkün olan en kısa sürede Türkiye’de çalacağımıza söz veriyoruz. Sevgilerimizle, Fontaines DC.”SÖZLERİNİ TUTTULAR2014 yılında İrlanda’nın başkenti Dublin’in sokaklarından doğan grup, sözünü tuttu. Fontaines D.C., Epifoni ve Uru organizasyonuyla 29 Haziran gecesi İstanbul’da KüçükÇiftlik Park’ta konser verecek. Gecenin açılışını ise alternatif müzik sahnesinin önemli iki yerli grubu Jakuzi ve Yangın yapacak.Grup, ismini “The Godfather” (Baba) filmindeki Johnny Fontane karakterinden ve Dublin’i sahiplenmelerinden (“D.C.”: Dublin City, yani Dublin Şehri demek) alıyor. Bu da hem popüler kültüre bir gönderme hem de köklerine sıkı sıkıya bağlı olduklarının bir göstergesi. Başlangıçta şiir kitapçıkları yayımlayan grup üyeleri, bu şiirleri müziğe dökme kararıyla bugünkü hallerini aldılar. Dublin’in “pub”larında ve küçük mekânlarında verdikleri ilk konserlerle kısa sürede yerel bir takipçi kitlesi edindiler. Canlı performanslarındaki yoğun enerji, Chatten’in hipnotize edici sahne varlığı ve grubun sıkı ritimler üzerine kurulu, çift gitar armonileriyle bezeli sound’u, onları farklı kılan unsurlardı. İLK ALBÜMLE FARK YARATTILARGrubun 2019’da yayımlanan ilk albümü “Dogrel”, müzik dünyasında büyük bir etki yarattı. Adını, İrlanda işçi sınıfına özgü, kaba ama samimi bir şiir türünden alan albüm, modern Dublin’in bir portresini çiziyordu. Hızla değişen, soylulaştırılan (gentrification) şehir dokusu, kaybolan otantiklik, gençliğin sıkışmışlık hissi ve İrlanda kimliğinin karmaşıklığı gibi temalar, albümün merkezindeydi. İlk albümün başarısının ardından hız kesmeyen Fontaines D.C., bir yıl sonra “A Heros Death” albümünü çıkardı. Bu albüm, Dogrela kıyasla daha içe dönük, karanlık ve atmosferikti. Müzikal olarak daha deneysel ve katmanlı bir yapıya sahip olan albüm, grubun sadece tek bir sound’a bağlı kalmayacağını gösterdi ve yine Mercury Ödülü adaylığı elde etti. 2022 yılında, üçüncü albümleri “Skinty Fia” çıkmadan hemen önce grup Birleşik Krallık’ın köklü müzik dergisi NME tarafından dünyada yılın en iyi grubu ödülünü kazandılar. Hemen ardından çıkan albüm ise grubun belki de politik duruşunun en belirginleştiği çalışma oldu. Albümün adı, nesli tükenmekte olan İrlanda Geyiği’ne (Irish Hare) gönderme yapan eski bir İrlanda küfrü olan “Geyiklerin laneti” anlamına geliyordu. Grup üyelerinin çoğu bu dönemde Londra’da yaşıyordu ve albüm, İrlanda kimliğini yurtdışında, özellikle İngiltere’de yaşamanın getirdiği zorlukları, yabancılaşmayı ve kültürel kimliğin nasıl algılandığını mercek altına alıyordu. Albümün en çarpıcı parçalarından biri olan “I Love You”, ilk bakışta bir aşk şarkısı gibi dursa da Chatten tarafından “İrlanda’ya yazılmış ilk açık politik şarkımız” olarak tanımlandı. Şarkı, İrlandanın siyasi yapısına, ülkenin geçmişindeki karanlık olaylara ve mevcut hükümetlere yönelik üstü kapalı ama sert bir eleştiri içeriyordu. Bu albümle Fontaines D.C., BRIT Ödülleri’nde En İyi Uluslararası Grup ödülünü kazanarak başarısını pekiştirdi.Sonuç olarak post-punk’ın isyankar ruhunu İrlanda edebiyatının şiirsel diliyle birleştiren Fontaines D.C., yarattığı kendine özgü müzikal kimliğiyle bugün milyonlarca hayrana sahip bir grup haline geldi. Şimdi, İstanbullu hayranlarıyla buluşmaya hazırlar.

Source: Orhun Atmış