İstanbul”un deprem risk analizi yapıldı! İşte en sağlam ve riskli ilçeler
İstanbul’da deprem riski mahallenin zemin yapısına göre bile değişiklik gösteriyor. İstanbul’daki zemin yapısı, güvenli diye düşünülen bölgelerde bile ciddi riskler barındırabiliyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlüğü, İstanbul’un ilçelerini 2019 yılında mercek altına almıştı. Müdürlüğün, “İstanbul İli Olası Deprem Kayıp Tahminlerinin Güncellenmesi Projesi” çerçevesinde, İstanbul’un 39 ilçesinde kapsamlı deprem risk analizleri gerçekleştirildi. Projede, 7,5 büyüklüğünde bir deprem senaryosuna dayanarak, her ilçenin üstyapı ve altyapı hasarlarını, can kaybı, yaralı sayısı, yol kapanma durumu ve geçici barınma ihtiyaçlarını belirlendi. Ancak, bu veriler ilçeden ilçeye farklılık gösterdiği gibi, mahalle bazında da önemli değişiklikler gösteriyor. Mahalledeki zemin durumu, depreme karşı alınan önlemleri belirlemede kritik bir rol oynuyor. İstanbul’un çeşitli ilçelerinden yerleşim alanlarının büyük bir kısmının risk altında olduğunu söyleyen Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Hüseyin Alan, Milliyet’e konuştu. Alan, özellikle Fatih, Beşiktaş, Kadıköy ve Bakırköy gibi merkezi ilçelerdeki zemin yapılarını ve yapılaşma düzeyini göz önünde bulundurarak, bu bölgelerdeki riskin yüksek olduğunu ifade etti. Alan, deprem tehlikesi açısından fay zonuna yakın bölgelerin daha yüksek risk taşıdığını vurguladı. Alan, özellikle Anadolu Yakası’nda Kadıköy’ün hemen yanı başında bulunan Maltepe ve Kartal ilçelerinin, Avrupa Yakası’nda ise Marmara Denizi kıyısındaki Fatih, Beyoğlu, Zeytinburnu, Bakırköy, Küçükçekmece, Büyükçekmece ve Silivri gibi ilçelerin daha dikkatli bir şekilde incelenmesi gerektiğini belirtti. Bu ilçelerin deniz kenarlarında yer almasının, deprem riskinin artmasında etkili olduğunu ifade eden Alan, bu bölgelerdeki zemin ve yapıların deprem riski taşımasının daha yüksek olduğunu belirtti. Doğru zemin araştırmalarının yapılmaması durumunda, bu riski artırabileceğine de dikkat çeken Alan, dere yatakları ve henüz taşlaşmamış, yeni birikintilerle oluşmuş zeminlerin, daha büyük tehlikeler barındırdığını belirtti. Alan, özellikle Bakırköy’ün bazı bölgeleri, Ataşehir’deki harboğazı kesimi, Küçükçekmece ve Büyükçekmece çevresindeki göçüntü alanları ile Silivri’deki genç birikintiler üzerine inşa edilen bölgelerin hem zemin hem de deprem dalgalarını büyütme açısından daha riskli olduğunu belirtti.
Source: Gazetevatan.com