Kişisel Hikayeler: En Son Gelişmeler – 22 Aralık 2024

Bir bilim adamının  müziğe yaklaşımı

Makal, müziğe ilgisini şöyle özetliyor: “Mülkiyede 41 yıl hocalık yaptım, Türkiye’nin emek tarihi/toplumsal tarihi ağırlıklı araştırmalarım, kitaplarım, makalelerim oldu. Sanat bâbında ise çocukluğumdan itibaren iç içe yaşadığım edebiyatın yerini, daha sonraki yıllarda müzik aldı, tutkulu bir müzik gönüllüsü oldum.Başlangıç sözü:“Müzik bir ömre yeter ama bir ömür müziğe yetmez- Sergei Rachmaninov.”İçindekiler:Öndeyiş-Çeyrek Yüz Yıllık Serüven: Kısık Ateşte Demlenen Müzik YazılarıHiç kuşkusuz bu yazıları okuyan, adı geçen türlerde dinlediği müzisyenleri de anımsayacaktır.Birinci Bölüm Andante Yazıları: Besteciden YorumcuyaPiyanistler- Sviatoslav Richte –Müzik Dünyasının Yalnız Gezgini. Ara not: Richter’i Türkiye’de dinledim. Uçağa binmezmiş. Türkiye’den sonra Viyana’da konser verecekti. Avusturya hükümeti ona özel bir tren göndermişti.- Glenn Gould-Piyanonun Çılgın Kanadalısı- Arthur Rubinstein- Emil Gilels- Wilhelm Kempff-Akıl ile Duyarlılık Arasında İdeal DengeKemancılar- Yehudi Menuhin-Ütopyalar Yaratan Bir Dünya Vatandaşı- David Oistrakh-Nazım’ı Kıskandıran Kemancı- Josef Suk-Büyükbabasını İyi Seçen Kemancı- Isaac Stern-100 Yaşında- Arthur Grumiaux-Kemanın Zarif ‘Baron’u 100 YaşındaViyolonselciler- Pierre Fournier-“Aristokrat Viyolonselci” 100 Yaşında- Mstislav Rostropoviç-Dünyayı Kucaklayan Viyolonselci- Slava-80 YaşındaŞancılar- Renata Tebaldi–Toscanini’nin Melek Sesli Sopranosu- Leyla Gencer–Gönüllerin ve Korsan CD’lerin Kraliçesi- Dietrich Fischer-Dieskau–“Usta Şarkıcı” 80 Yaşında- Elisabeth SchwarzkopfOrkestra Şefleri- Dünyamızdan Carlo Maria Giulini Geçti- Antal Doráti 100 Yaşında- Müzik, Etik ve Ego: Karajan 100 Yaşında- Yevgeni Svetlanov–Son Romantik- Bernard Haitink- Podyumun Büyük, Yaşlı UstasıAra not: Haitink İngiltere’de orkestranın sanat yönetmeniyken İstanbul’dan gönderdiği bir mektubu hatırlayarak bana üç kişilik davetiye vermişti. Yanımdaki arkadaşlarım da Mehmet Yılmaz, Fatih Çekirge idi…- Rudolf Barshai –Müzisyen- Claudio Abbado’nun Ardından- Kirill Kondraşin 100 Yaşında- Doğumunun 100. Yıldönümünde Kayıtlarıyla Leonard Bernstein.ÖNDEYİŞ ÇEYREK YÜZ YILLIK SERÜVEN: KISIK ATEŞTE DEMLENEN MÜZİK YAZILARI… Yaşamı hep iki yüzü olan bir madalyon gibi düşündüm; bir yüzü bilim, diğer yüzü sanattan oluşan. Bilim yaşama akıl ve derinlik katarken, sanat da güzellik katıyor. Bilim babında, insana en yakın sosyal bilim alanlarından biri olarak değerlendirdiğim sosyal politikaya yöneldim. Mülkiye’de 41 yıl hocalık yaptım, Türkiye’nin emek tarihi/toplumsal tarihi ağırlıklı araştırmalarım, kitaplarım, makalelerim oldu. Sanat babında ise çocukluğumdan itibaren iç içe yaşadığım edebiyatın yerini, daha sonraki yıllarda müzik aldı, tutkulu bir müzik gönüllüsü oldum. Yaşamımın değişik dönemlerinde rock’tan caz’a, klasik müziğe değişik türlere gönül versem de, sonunda yaşamımda klasik müzik ağırlıklı hale geldi.1974 yılında henüz üniversitede öğrenci iken uzunçalar plaklarla başlattığım kayıt koleksiyonum, yaşamım boyunca benimle birlikte gelişti ve o günden bugüne 50 yıldır yaşamla ve müzikle ilişkimin merkezinde yer aldı.*Yazıların yazıldığı tarihten bu yana ortaya çıkan önemli bir değişiklik ise klasik müzik firmalarının son dönemlerde sanatçılar için yayınladığı devasa hacimdeki toplu edisyonlar oldu. Bu edisyonların hem bir sanatçının toplu kayıtlarına tek elden ulaşma olanağı sağlaması hem de fiyat avantajları nedeniyle, listelerde bazı önemli gördüğüm toplu edisyonları ekleme yoluna gittim. Günümüzde bu toplu edisyonlar müzik kataloglarında oldukça popüler.*Kitap, kuşkusuz çok farklı biçimlerde isimlendirilebilirdi. Üst başlık olarak, kitabın içeriğini tam anlamıyla yansıtan ‘Besteciden Yorumcuya’ en uygunuydu. Alt başlık olan ‘Kısık Ateşte Demlenen Müzik Yazıları’nın ise hoş bir öyküsü var. Andante dergisi için hazırladığım yazılar tamamlandığında, derginin yayın yönetmeni Serhan Bali’ye bitiş haberini verirken, ‘Yazı bitti ama birkaç gün demlensin, sonra son bir defa okur ve gözden geçiririm’ dedim. Sevgili Bali, kitabın hazırlık sürecinde bu ifadeyi hatırlatarak, başlık olarak çok sevdiğini ifade etti. Kısık Ateşte Demlenen Müzik Yazıları’nı önerdi, ben de gördüğünüz gibi bunu mutlulukla benimsedim. Ahmet Makal, çeyrek yüz yıldır, hazırlık aşamasında kısık ateşte demlenen ve sonrasında da ağırlıklı olarak “Türkiye’nin Klâsik Müzik Dergisi” Andante’de yayınlanan yazılarını bilgileri güncellenmiş olarak bir araya getiren bu kitapta, okuyucuyu klâsik müzik bestecilerinin eserleri ile onları yorumlayan sanatçıların dünyasına götürüyor. Yarım yüz yıldır klâsik müzik plâk-CD koleksiyoncusu, otuz yıldır da radyo müzik programcısı olan Makal’la birlikte, bu eserleri seslendiren müzik tarihinin büyük piyanistleri, kemancıları, çellistleri, şancıları, orkestra şefleriyle tanışıyor, onlarla birlikte uçsuz bucaksız müzik kayıt evreninde dolaşıyor, sevilen eserlerin çok sayıda kaydı arasında kaybolmadan, aralarındaki en nitelikli ve değerli kayıtlara ulaşmaya çalışıyoruz. Kitapta, önemli kadın sanatçılarımızla yapılan ve kadın müzisyenlere yönelik ayrımcılığı toplumsal cinsiyet bağlamında değişik boyutlarıyla tartışan söyleşiler ile Radikal İki’de yayınlanan yazılardan bir seçki ve Ankara Devlet Operası’nda temsil edilen operaların kitapçıkları için yazılan yazılar da yer alıyor. Türkçede hemen hiçbir kapsamlı çalışmanın olmadığı bir alanda, Makal’ın kitabının müzikseverlere faydalı olmasını diliyoruz.İyi bir müzik dinleyici iseniz, tanıdığınız bildiğiniz müzisyenler dışındaki adları da öğrenir dinlemeye başlarsınız. Makal’ın kitabı her zaman kitaplığımızda bulunması gereken bir çalışma.Bende birçok anıyı tazeledi.Her müziksevere öneririm.(Ahmet Makal Besteciden Yorumcuya Kısık Ateşte Demlenen Müzik Yazıları-İmge Kitabevi)

Source: Doğan Hizlan


Sami Uğurlu: Buradan alınmış 1 puan her zaman değerlidir

Alanyaspor, Süper Lig”in 17″nci haftasında konuk olduğu Beşiktaş ile 1-1 berabere kaldı. Alanyaspor Teknik Direktörü Sami Uğurlu, maçın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Karşılaşmayı değerlendiren Sami Uğurlu, “Maç hareketli başladı. Gollerle başladı. Golü bulup oyunu yaydığımızda maçın bize dönebildiğini düşünüyorduk. Ama tutamadık oyunu ve 2 dakika sonra gol yedik. Buraya daha önce de geldik ama değişiklik olduğunu söyleyemem. Mert”in uzun vuracağı topları alıp geçiş yapmayı planlamıştık. Zaman zaman bunu yapabildik. Biraz daha bizim oyunu tutmamızı sağladığını söyleyebilirim. Buradan alınmış 1 puan bizim için her zaman değerlidir. Mücadeleden çok memnunum. Savunma anlamında doğru işler yaptığımızı söyleyebilirim. Etkili oyunculara sahibiz ama geliştirmek gerekiyor. Transfere ihtiyacımız var. Bu bir gerçek. Bizim oynadığımız oyun efor ve enerji istiyor. Bu oyunu seviyoruz. Riskli mi? Evet. Çıktığımız maçların hiç birine beraberlik için çıkmıyoruz. Bunu plan ve kurguyla birleştirdiğin zaman uygulamak kalıyor. 1″inci ve 2″nci bölgede yaptıklarımızı 3″üncü bölgeyle birleştirebilirsek daha farklı bir Alanyaspor izleyebiliriz. Beşiktaş deplasmanları çok zor. Moral ve motivasyon olarak iyi durumda değiller ama iyi oyunculara sahipler. 3 puanı almak çok istiyorduk, serinin bozulmasını istemiyorduk. Buradan kurtulup yukarılara çıkmak istiyoruz. Alacağınız her galibiyet sizi 3-4 basamak yukarı atabiliyor. İyi oyunumuzu yukarı taşıyabilirsek istediğimiz puanları alacağımızı düşünüyorum. Takımın mücadelesi ve oyunundan çok memnunum. Bunu da sonuçlar ve kaliteyle birleştirdiğimizde çok daha iyi olacağını söyleyebilirim” ifadelerini kullandı. Hücum futbolu oynatmayı sevdiğini söyleyen Uğurlu, “Biz daha çok oynamak isteyen takımlara karşı daha farklı oynayabiliyoruz. Benim tek düşüncem izleyenlerin sıkılmaması. Kasımpaşa maçlarını herkes izliyordu. Ben bunu oynatmayı seviyorum. Biz Kasımpaşa”da 5-5.5 milyon Dolar bütçe ile ligi 5″inci bitirdik. Ben bunu başarı olarak görüyorum. Burada da aynısını yapmaya çalışıyoruz. 3-4 oyuncu eksik olunca bu bütçelerle formül bulamayabiliyorsunuz. Ben cesur oyunu seviyorum. Atletik performansla oyun kurgusunu birleştirebilirsen çok daha farklı işler çıkıyor. Benim Kasımpaşa”dan ayrılarak Alanya”ya gelmemin sebebi Avrupa ya da büyük takımlarda çalışabilmek. Farklı takımlarda kendini ispatlaman gerekiyor” sözlerini sarf etti.

Source: Www.star.com.tr


Anaokulundaki torununun müzik etkinliği için 74 yaşında saz çalmayı öğrendi

Kastamonu”nun Bozkurt ilçesinde yaşayan 74 yaşındaki emekli Muzaffer Demir, anaokuluna giden torununun müzik etkinliğinde ona eşlik edebilmek için saz çalmayı öğrendi.

Bozkurt Duygu Çelikel Anaokulu”na giden 5 yaşındaki Azra Demir, dedesi Muzaffer Demir”den okullarında düzenlenecek aile etkinliğine katılmasını istedi. Aile etkinliğinde şarkı söyleyecek olan torununa eşlik edebilmek için saz çalmayı öğrenmeye karar veren Demir, bir arkadaşından ödünç saz aldı.

İnternetten yararlanarak yaklaşık 1 ayda sazla birçok türküyü çalmaya başlayan Demir, sahnede torununu ödünç aldığı sazla yalnız bırakmadı.

Demir, AA muhabirine, torununun bir gün yanına geldiğini ve okulunda yapılacak etkinliğe kendisinin de gelmesini istediğini söyledi.

Yapılacak etkinlikte torununun şarkı söyleyeceğini anlatan Demir, “Ben de ona en iyi şekilde eşlik edebilmek için saz çalmayı öğrenmeye karar verdim.” dedi.

“İnternetten videolar izleyerek sazı yavaş yavaş öğrendim”

İlk olarak arkadaşındaki sazın aklına geldiğini ifade eden Demir, “Yaklaşık 1 ay önce bir arkadaşımdan saz alarak çalışmalara başladım. İnternetten videolar izleyerek sazı yavaş yavaş öğrendim. Torunumun etkinliğine eşlik ederek, onu mutlu edecek kadar çalmayı öğrenmiş oldum. Birlikte katıldığımız etkinlikte ben saz çaldım o da çeşitli şarkılar söyledi. Bu etkinlikten torunum ve torunumun arkadaşları çok mutlu oldu. Böyle bir şeye vesile olduğum için çok mutluyum.” diye konuştu.

Sınıftaki etkinlikte kendisini yalnız bırakmadığı için torununun yüzündeki mutluluğun dünyaya bedel olduğunu dile getiren Demir, bundan sonra torunu Azra”nın bu tür etkinliklerinde hep saz çalacağını belirtti.

Daha önce başka bir enstrüman da çalmadığını aktaran Demir, “Saz çalmasını gerçekten bilmiyordum, çocuklar için öğrendim. Benim asıl amacım saz çalmaktan çok torunlarıma saz çalmayı öğretebilmek.” ifadelerini kullandı.

Azra Demir de dedesinin kendisi için saz çalmayı öğrendiğini, onu çok sevdiğini dile getirdi.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source: