“Kültürel Etkinlikler Gündemi: Kadın Hakları, Sanat ve Tarih”

Tek başına dünyayı gezen kadın “en çok tacize uğradığı” ülkeyi açıkladı

TikTok”ta Claujoor adıyla paylaşımlar yapan gezgin, deneyimlerini sosyal medyada aktardı. Dünyanın birçok ülkesini gezen genç kadın, “en çok tacize uğradığı ve en cinsiyetçi ülkeyi” açıkladı.

Genç kadın, Fas seyahati sırasında sokakta yürürken sürekli sözlü tacize maruz kaldığını belirtti. Paylaştığı videoda, “Tek başına Fas”ta seyahat eden bir kadın olarak birçok erkeğin size baktığını, “seksi” diye seslendiğini fark ediyorsunuz. Ne giydiğinizin hiçbir önemi yok, uzun da olsa kısa da olsa kadın olduğunuz için bir şeyler söyleyecekler” dedi.

“YOLDA GEÇEN HER ARABA KORNAYA BASIYOR”

Başka bir videosunda ise Fas”ta yürürken erkek sürücülerin sürekli korna çaldığını anlattı: “Bir kadın olarak yol kenarında yürüyorsunuz ve geçen her araba bip bip yapıyor. Eğer kadınlar bunu erkeklere yapsa, arabaların peşinden bağırırlardı.”

“BANA NEDEN DOKUNDU!”

En çarpıcı videolarından birinde ise sokakta yürürken bir adamın kendisini aniden omzundan çektiğini ve korkuyla çığlık attığını kaydetti. “Ne oldu? Neden bana dokundu!” diyerek yaşadığı şaşkınlığı paylaştı.

Source: Sonuç Sürmeli


Eurovision tarihimize aldığı dereceyle damga vurmuştu: Şebnem Paker”in son hali görenleri şaşırttı

1997 yılında Türkiye”yi Eurovision Şarkı Yarışması”nda üçüncülükle temsil eden Şebnem Paker, yıllar sonra büyük şöhretini geride bırakıp asıl mesleği olan müzik öğretmenliğine yöneldi.

“Dinle”, “Beni de Al”, “Sus”, “Beşinci Mevsim” ve “Geceler” gibi unutulmaz şarkılarıyla tanınan Paker, Eurovision”dan sonra müzik dünyasındaki hızlı yükselişi bir kenara bırakıp öğretmenlik kariyerine odaklandı.

Paker”in 47 yaşındaki son hali, sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Hayranları, ünlü şarkıcının yıllar içindeki değişimini şaşkınlıkla karşılandı. Şebnem Paker, sosyal medya paylaşımlarında büyük ilgi gördü ve takipçilerinden çok sayıda beğeni ve yorum aldı.

1997″deki Eurovision başarıları, Türkiye”nin o döneme kadar elde ettiği en büyük başarıydı. Paker”in müzik öğretmeni olarak yeni hayatı, eski hayranlarının da ilgisini çekmeye devam ediyor.

Source: Haber Merkezi


Türk Sanatçı ve Yazar Sayime Serra Erdoğan”a Özbekistan”da Vatan Onuru Nişanı

Törende yaptığı konuşmada Erdoğan, “Bu nişan, yalnızca bir ödül değil; ortak bir tarihin, paylaşılan mücadelenin ve kadınların yüzyıllardır süregelen direnişinin simgesidir. Sanatın ve edebiyatın gücüyle, kadınların sesini duyurmaya, tarihin izlerini geleceğe taşımaya devam edeceğim” dedi. ÖDÜL SADECE BİR MADALYA DEĞİL GEÇMİŞTEN GELEN MİRAS Erdoğan, Özbek halkına ve kardeşlerine en derin şükranlarını sunduğunu belirterek, Özbek Kadın Hakları Derneği Başkanı Sayın Ozoda Islomova”ya teşekkürlerini iletti.Ödül, yalnızca bir madalya olmanın ötesinde, geçmişten süzülüp gelen bir miras ve sınırları aşan bir kardeşlik nişanesi olarak nitelendirildi. Sanatın ve edebiyatın birleştirici gücüyle, bu onurun Türkiye ve Özbekistan arasındaki kültürel ve tarihi bağları daha da güçlendirmesi temenni edildi.

Source: Betül Cirit


Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy”dan Karahantepe açıklaması

Bakan Ersoy, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, binlerce yıl öncesinden gelen bir miras olan, insanlık tarihinin sessiz tanıkları ile taşlara kazınmış hikayelerin yer aldığı Karahantepe”de büyük bir projeye imza attıklarını belirtti.Ersoy, Karahantepe”de Geleceğe Miras Projesi ile büyük bir adım atıyoruz. Kazı alanını koruma çatısı ile buluşturuyor, binyılların izlerini geleceğe taşıyoruz. 5 bin metrekarelik alan artık doğal dokusunu bozmadan korunacak. Zarif ve çevreyle uyumlu tasarım, dalgalı formuyla araziye organik bir entegrasyon sunuyor. Doğal havalandırma sağlayan açıklıklar ve kolonları minimize eden strüktürel yapı ile işlevsellik ve estetik bir arada. Karahantepe, insanlığın ortak mirası. Biz, bu mirası gelecek nesillere taşımaya kararlıyız. ifadelerini kullandı.5 BİN METREKARELİK ALAN KORUMA ALTINDA Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, önemli buluntulara ev sahipliği yapan ve MÖ 9000″li yıllara tarihlenen Karahantepe”de bugüne kadar insan ve hayvan heykelleriyle süslenmiş birçok kamusal yapı gün yüzüne çıkarıldı. Son olarak, geçen yaz aylarında keşfedilen yabani eşek figürü, bölgenin tarihi önemini bir kez daha ortaya koydu. Devam eden kazı çalışmalarının yapıldığı 5 bin metrekarelik alan, bu yeni proje ile tamamen koruma altına alınacak.TARİHİ DOKUYA UYUMLU, MODERN KORUMA ÇATISI Koruma çatısı, doğal dokuya zarar vermeden alanın korunmasını sağlayacak şekilde tasarlandı. Dalgalı formuyla araziye organik bir uyum sunan proje, aynı zamanda doğal havalandırma sağlayan açıklıklarla iç mekan konforunu artırıyor.Kazı alanının özgün yapısını koruyacak şekilde tasarlanan modüler yapı, kolon sayısını en aza indirerek estetik ve işlevselliği bir araya getiriyor.Proje, büyüme ve adaptasyon esnekliği sunarak gelecekte yapılacak çalışmalar için genişleme imkanı sağlıyor. Bu projeyle Karahantepe, binlerce yıllık mirasını gelecek nesillere taşımaya bir adım daha yaklaşacak.

Source: Hurriyet.com.tr


Ece Gürel”in hocası cadılık eğitimlerini kabul etti, babası isyan etti: Oruçlu cadı mı olur?

İstanbul”da 4 günün ardından kaybolduğu Belgrad Ormanı”nda sağ bulunan ancak ön otopsisine göre hipotermi, aşırı soğuğa maruz kalmaya bağlı gelişen komplikasyonlar nedeniyle hayatını kaybettiği açıklanan Ece Gürel”in vefatının ardından ormana neden gittiğine dair sır perdesi aralanamadı. SIRLARI İLE ÖLDÜ Ece Gürel”in, ormanda 4 gün boyunca ne yaşadığı merak konusu oldu. Ece Gürel”in son günlerde işyeri ile ilgili bir tartışma yaşadığı ve bu nedenle istifa ettiği, moralinin bozuk olduğu iddia edildi. Ayrıca, sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımlarda astrolojiyle ilgilendiği, tarot ve kurşun dökme gibi geleneksel inançlara dayalı faaliyetlerde bulunduğu görüldü. Ece Gürel”in ses meditasyonu yaptığı, meditasyon yapmak için ormana gittiği ileri sürüldü. Gürel”in ayrıca “cadılık ve büyücülük” eğitimi aldığı da ortaya çıktı. Gürel”in ormanda, telefonunun ve bazı kıyafetlerinin katlanmış halde bulunması ise akıllara intihar etmiş olabileceği ihtimalini getirdi. CADILIK EĞİTİMİ VEREN HOCASI GÖZALTINA ALINIP SERBEST BIRAKILDI “Cadılık ve büyücülük” eğitimi iddiaları sonrası hocası Hale Nur Özen gözaltına alınmıştı. Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla “sırf halk arasında endişe, korku veya panik oluşturmak saikiyle ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı olmak ve nitelikli dolandırıcılık” suçlamasıyla polis ekipleri tarafından gözaltına alınan Özen, hakimlikçe adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. ECE GÜREL”E CADILIK EĞİTİMİ VEREN İSMİN İFADESİ CNN Türk Muhabiri Merve Tokaz, Ece Gürel”in ölümüyle ilgili yürütülen soruşturmaya ilişkin bilgileri aktardı. Merve Tokaz”ın açıklamaları şöyle:Ece Gürel”in şüpheli ölümüne ilişkin yürütülen bir soruşturma var. Bu soruşturma kapsamında Ece Gürel”e “cadılık eğitimi” verdiği öne sürülen ve Bursa”da yaşayan Hale Nur Özen hakkında “halka yanıltıcı bilgiyi alenen yayma”, “nitelikli dolandırıcılık” ve “Vergi Usul Kanunu”na muhalefet” suçlamasıyla gözaltı kararı verdi. Hale Nur Özen, işlemlerin ardından yurtdışı çıkış yasağıyla serbest bırakıldı. Hale Nur Özen, Ece Gürel”i 1,5-2 yıldır tanıdığını, kendisine online eğitim verdiğini söyledi. Ece”nin özellikle kendisinden cadılık zanaati adı altında bir eğitim aldığını daha önce de Ece”nin benzer şekilde eğitimlerden geçtiğini ifade etti. Hale Nur Özen, Ece Gürel”in son 2-3 aydır da duygusal tepkilerinin fazla olduğunu söyledi. Pek çok şeye anlam yüklediğini ve takıntılı bir dönem olduğunu söyledi. Hale Nur Özen, Ece”nin ölümüne ilişkin nitelikli dolandırıcılık suçlamasını reddetti. Ece Gürel”in ölümüyle ilgili herhangi bir bağlantısı olmadığını söyleyen Hale Nur Özen, sadece online eğitim verdiğini ifade etti. BABA İSYAN ETTİ: ORUÇLU CADI MI OLUR? Ece Gürel”in babası Muharrem Koçoğlu, kızının cadılık eğitimi iddialarıyla ilgili konuştu. ATV”de Müge Anlı”nın programında konuşan Ece Gürel”in babası cadılık eğitimi iddialarına tepki gösterdi. Canlı yayında ağlayan baba Gürel, “Astroloji dersini aldığını biliyoruz. Cadılık eğitimi gibi bir şey yok. Benim kızım oruçtu. Oruçlu cadı mı olur? Saçma sapan şeylere yer yok. Kızımın hiçbir zaman böyle bir düşüncesi olmadı. Bunlar çok acı suçlamalar. Acılı bir insana bunu nasıl söyleyebiliyorlar. Yazıklar olsun. Hiç alakasız bir şey. Ben kızımın her zaman arkasındayım. Kesinlikle böyle bir şey yok. Olsa kızım bana söylerdi. Astroloji eğitimi alalı 3-4 ay oldu. Kızım böyle bir şeyi aklının ucundan bir geçirmez. Astrolojiyi açıp baksınlar bakalım neymiş. Sonuna kadar gideceğim olayın. Size her şeyi anlattım.” dedi.

Source: Abdullah Karlıdağ


Karahantepe Ören Yeri”ne koruma çatısı yapımına başlandı

Şanlıurfa”da 1997″de gerçekleştirilen kültür envanteri tespiti çalışmaları sırasında, Tek Tek Dağları Milli Parkı içinde bulunan Kargalı Mahallesi yakınlarında Karahantepe”deki kalıntılar fark edildi.

Karahantepe ören yerine “koruma çatısı” projesi

Bölgede Prof. Dr. Necmi Karul başkanlığında 2017″de başlatılan “Göbeklitepe Kültürü ve Karahantepe Kazıları” projesi kapsamında alanda yüzey araştırması yapıldı.

Bu araştırmalar sonucunda, UNESCO Dünya Mirası Listesi”nde yer alan Göbeklitepe”deki yapılara benzeyen ve ilk belirlemelere göre Neolitik döneme ait 250″nin üzerinde “T” biçiminde dikili taş tespit edildi.

Bölgede 2019″da başlatılan kazılarda, Göbeklitepe ile aynı döneme tarihlenen “T” şeklinde dikili taşlar, yapılar, heykeller ve pek çok obje bulundu.

Arkeoloji dünyasında ve tarih çevrelerinde büyük yankı uyandıran bu kazılar, bölgeye olan ilgiyi artırdı. Gün yüzüne çıkarılan ve yerinde sergilenen eserlerin korunabilmesi için hazırlanan çatı projesinin yapımına başlandı.

“Yekpare değil eklemlenmeye müsait bir sistem olarak düşündük”

Göbeklitepe ile Karahantepe kazılarının başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, AA muhabirine, Taştepeler Projesi kapsamında Karahantepe”deki kazı çalışmalarını 2019″dan bu yana yürüttüklerini söyledi.

Yapılan çalışmalarda geniş bir kazı alanına ulaştıklarını ve çok sayıda eserin gün yüzüne çıkarıldığını belirten Karul, bölgedeki eserlerin korunabilmesi için Kültür ve Turizm Bakanlığının Geleceğe Miras Projesi kapsamında hazırlanan çatı projesinin yapımına başlandığını ifade etti.

Çatının bölgenin arazi yapısına uygun olarak projelendiğini ifade eden Karul, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çatının ayaklarının geleceği yerlerdeki çalışmaları bitirmek üzereyiz. 2025 yılı içinde yaklaşık 3 bin 500 metrekarelik alan korunmaya alınmış olacak. Yaklaşımımız şu şekilde oldu, arkeolojik alanlar kazı ilerledikçe genişleyebilme potansiyeline sahip, biz de bu nedenle çatıyı yekpare bir sistem olarak değil de eklemlenmeye müsait bir sistem olarak düşündük. Aynı zamanda yine arazi hareketli bir arazi, topoğrafyası var. Bu topoğrafyaya uyumlu bir eğime sahip olmasına, dolayısıyla uzaktan bakıldığında peyzajı çok etkilememesine, arkeolojik alanın önüne geçmemesine özen gösterdik.”

Bölgeye kazı evi ve arkeolojik araştırma merkezi yapılıyor

Karul, mevsim koşulları nedeniyle kazı yapmadıkları bu dönemde altyapı tesislerinin inşasına devam ettiklerini, kazı alanına yakın bir bölgeye arkeolojik araştırma merkezi ve kazı evi inşa etmek için çalışmalara başladıklarını söyledi.

Bu bölümleri yaz aylarına kadar bitirmeyi planladıklarını aktaran Karul, sözlerini şöyle tamamladı:

“Burayı, bir bilim merkezi ya da üs olarak düşünüyoruz. Sadece Karahantepe ekibinin değil, aynı zamanda Taştepeler”e bağlı bölgedeki diğer arkeolojik ekiplerin, yer bilimcilerinin ve doğa bilimcilerinin de faydalanabileceği bir tesis olarak planlandı. Tesisin içerisinde laboratuvarlar var, restorasyon laboratuvarı, fotoğraf laboratuvarı ve arkeometri laboratuvarı gibi birimleri barındırıyor yani konaklamanın ötesinde birimleri içeriyor.”

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Bolu”nun kültürel mirasından örnekler Göynük Kültür Evi”nde sergileniyor

Göynüklü iş insanı Yüksel, ilçe sakinleri, esnaf, ziyarete gelen yerli ve yabancı turistlerle yaptığı görüşmeler sonucu ilçenin tanıtımı için müze ve kültür evine ihtiyaç duyulduğunu düşünerek harekete geçti.

Bolu, Göynük, Mudurnu, Seben, Kıbrıscık ve Yeniçağa”dan geleneksel çeyizlik, dokuma parçaları, kadınların el işçiliğiyle hazırladığı örtüler gibi otantik eserler ile eski fotoğraflar, tarım, orman aletleri ve ev eşyalarını toplayan Yüksel, kişisel koleksiyonundaki cep, kol saatleri ve Avrupa porselenlerini de dahil ettiği parçaları, Osmanlı döneminden kalma yaklaşık 200 yıllık binada açtığı Harun Yüksel Koleksiyonu ve Göynük Kültür Evi”nde sergiliyor.

Yüksel, AA muhabirine, antika meraklısı olduğu için kültür evi projesini geliştirip müze benzeri bir yer açtıklarını söyledi.

Göynük”ün sahip olduğu Osmanlı mimarisi ve günlük yaşam içinde halen eski gelenekleri devam ettirdiğini anlatan Yüksel, “Kültürümüzde kadınlarımızın yaptığı çeyizlik ürünler var. “Çevre”, “uçkur”, “yağlık” ve “peşkir” dediğimiz daha çok kıyafet olarak kullanılan, daha sonra da kadınların sadece çeyizlik ürünler olarak sandıkta beklettikleri ürünler yapılıyor. Kıyafetler var. Bizim yöremizde daha çok kadın ağırlıklı eski eşyalarımızı bulabildik. Erkek ağırlıklı çok kalmamış. Onları burada sergiliyoruz.” diye konuştu.

Yüksel, ilçenin ve bölgenin yöresel kıyafetleri ile eşyalarının yanı sıra kendisinin uzun yıllardır alarak koleksiyon haline getirdiği saat ve porselen ürünleri de kültür evinde sergilediklerini aktararak, eserler arasında kadınların işledikleri, yaptıkları dokuma tezgahında kullanılan parçalar ve başörtülerin de yer aldığını kaydetti.

“Şehir dışından gelen ziyaretçiler buradan ilham alıyor”

Göynük ve çevresindeki yerleşim yerlerinin kültürünü tanıtmak hedefiyle yola çıktıklarına değinen Yüksel, herhangi bir maddi kazanç beklemedikleri için de kültür evine girişin ücretsiz olduğunu, yerli yabancı herkesin kültür evini rahatlıkla gezebileceğini ifade etti.

Yüksel, moda tasarımı üzerine çalışmalar yaptığından bahsederek, şöyle devam etti:

“Kendim tasarımcıyım. Endüstriyel tasarım yapıyorum ama bunu moda tasarımına çevirmek ve bölgemizde bir şeyler yapmak istiyorum. Kadınların el işçiliğiyle ürettiği bu ürünlerin benzerlerini ticari olarak yapıp önce Türkiye”ye, sonra dünyaya yaymak gibi düşüncem vardı. Şimdi müze olarak burayı kurduğumuzda o tasarım fikrine ışık tuttu çünkü çok fazla ürün bulduk ve bu üründeki desenleri ilerleyen dönemlerde yani ilerleyen yıllarda moda ürünü olarak kıyafetlere entegre edeceğiz. Asıl hedefimiz bu.”

Kültür evinde sergilenen tüm ürünleri kendi çabalarıyla topladığını dile getiren Yüksel, “Burası iki bölüm. Bir bölümü Harun Yüksel Koleksiyonu, bir bölümü Göynük Kültür Evi. Harun Yüksel Koleksiyonu”nda yaklaşık 400 çeşit ürün var. Bizim bir yılda topladığımız Göynük kültürel ürünleri de yaklaşık 500 çeşit. Koleksiyonumu yaklaşık 10 yıllık süreçte oluşturdum. Bununla alakalı diğer ilçeleri de gezdik. Kültürü sadece Göynük kültürü değil de Bolu kültürü olarak aldık. Mudurnu”dan da bir şeyler kattık, Seben, Kıbrıscık, Yeniçağa her tarafı gezdim.” diye konuştu.

Yüksel, bugüne kadar aldığı geri dönüşlerden oldukça memnun olduğunu dile getirerek, hem yerel halkın hem de şehir dışından gelen ziyaretçilerin mekana büyük ilgi gösterdiğini ve buradan ilham alarak kendi şehirlerinde benzer girişimlerde bulunmayı düşündüklerini anlattı.

Kültür evi olarak kullandıkları bina hakkında da bilgiler veren Yüksel, “Bu bina yaklaşık 200 yıllık. 1970″li ve 1980″li yıllarda cezaevi olarak kullanılmış. Daha sonra konut olarak kullanılmış. 10 yıl önce de biz satın aldık.” dedi.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Kabe”de 500 bin kişi ile umre rekoru

Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi (Harameyn) İşleri, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı açıklamada, “7 Mart”ta 500 bin kişi ile tarihin en yüksek günlük umreci sayısı kaydedildi.” ifadelerine yer verdi.Suudi Arabistan resmi ajansı SPA”nın haberine göre de Mescid-i Haram girişlerinde ileri teknolojiye sahip hassas sensörler kullanılarak umreci sayıları anlık olarak takip edilmeye başlandı.Yetkililer, bu yeni teknolojinin hac ve umre ziyaretlerindeki kalabalık yönetimini “optimize etmeyi”, giriş – çıkış akışını izleyerek daha verimli yönlendirme sağlamayı amaçladığını belirtti.Ayrıca, gelişmiş akıllı kameralar sayesinde giriş noktalarındaki hareketlilik anlık takip ediliyor. Böylece yoğunluk yaşanan bölgeler hızlıca tespit edilerek daha etkili bir yönetim sağlanıyor.Harameyn İşleri Genel Başkanlığı, söz konusu sistemin öncelikle ana girişlerde kullanıldığını, ilerleyen dönemde Mescid-i Haram genelinde yaygınlaştırılacağını duyurdu.Merkezi Mekke”de bulunan Harameyn İşleri Başkanlığı, Mekke ve Medine”deki kutsal mekanlarla ilgili kurum ve oluşumları bünyesinde barındırıyor.

Source: Www.star.com.tr


Burdur İl Halk Kütüphanesi dünyanın en iyi 7 kütüphanesi arasına girdi

Burdur İl Halk Kütüphanesi, Uluslararası Kütüphane Dernekleri ve Kurumları Federasyonu (IFLA) Çevre, Sürdürülebilir ve Kütüphaneler Grubunca (ENSULIB) düzenlenen 10. IFLA Yeşil Kütüphane Ödülleri”nde “Büyük Ölçekli Projeler” kategorisinde dünyanın en iyi 7 kütüphanesi arasında yer aldı.

Kültür ve Turizm Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Burdur İl Halk Kütüphanesi, sürdürülebilirlik ve yenilikçi uygulamalarıyla dünya çapında büyük bir başarıya imza attı.

Kütüphane, IFLA Çevre, Sürdürülebilir ve Kütüphaneler Grubunca düzenlenen 10. IFLA Yeşil Kütüphane Ödülleri 2025 kapsamında Büyük Ölçekli Projeler kategorisinde dünyanın en iyi 7 kütüphanesi arasına girdi.

Burdur İl Halk Kütüphanesi, Aralık 2024″te devreye aldığı 50 kilovat gücündeki güneş enerjisi sistemi sayesinde yıllık elektrik ihtiyacının yüzde 27-30″unu karşılıyor.

Bu sistem, yıllık 9,7-10,8 ton karbon salımını azaltarak doğaya 460 ağacın sağladığı oksijen miktarı kadar katkı sunuyor. Geleceğe yönelik daha büyük bir adım atmayı hedefleyen kütüphane, güneş enerjisi kapasitesini 80 kilovata çıkararak çevresel etkisini daha da artırmayı planlıyor.

Çevresel sürdürülebilirliği destekleyen altyapı projeleriyle öne çıkan Burdur İl Halk Kütüphanesi, yüzde 20 daha az enerji tüketen LED aydınlatmalar, ısı kaybını önleyen çift kapılı yalıtım sistemi ve su ihtiyacının yüzde 30″unu karşılayan yağmur suyu toplama sistemi gibi yenilikçi çözümleri hayata geçirdi.

Ayrıca, bisiklet park alanları oluşturarak çevreci ulaşımı teşvik eden kütüphane, sürdürülebilir ulaşım konularında farkındalık kampanyaları düzenliyor.

Burdur İl Halk Kütüphanesi, sadece fiziki altyapısıyla değil, toplumu bilinçlendiren çevreci etkinlikleriyle de fark yaratıyor. 2024 yılı boyunca 35 bin 174 katılımcıya ulaşan 605 ekolojik etkinlik düzenleyen kütüphane, geri dönüşüm ve ileri dönüşüm atölyeleri, sürdürülebilir yaşam konularında interaktif eğitimler ve iklim değişikliği ile astronomiyi birleştiren planetaryum oturumları gibi programlarla ziyaretçilerine ilham veriyor.

Burdur İl Halk Kütüphanesi, ilk 3″e girmek için yarışacak

Burdur İl Halk Kütüphanesi, nisanda yapılacak final değerlendirmesinde ilk 3 kütüphane arasına girerek ödül kazanma hedefiyle yarışacak.

Yenilikçi uygulamaları, finansal sürdürülebilirliği ve güçlü topluluk işbirlikleriyle Burdur İl Halk Kütüphanesi, dünya çapında örnek alınabilecek bir model oluşturmaya devam ediyor.

Bakanlık çevre dostu dönüşümü sürdürüyor

Kültür ve Turizm Bakanlığı, sürdürülebilirlik odaklı projeleriyle kütüphane hizmetlerini çevre dostu bir yaklaşımla dönüştürmeye devam ediyor.

Ülke genelinde yürütülen yeni kütüphane binaları yapım ve dönüşüm projelerinde enerji verimliliği, su tasarrufu, atık yönetimi, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, biyolojik çeşitliliğin korunması ile doğal ve dönüştürülebilir inşaat malzemelerinin kullanımı esas alınıyor.

Halk kütüphanelerinde doğa, ekoloji, sıfır atık ve geri dönüşüm gibi konulara yönelik etkinlikler düzenlenerek, toplumda çevre bilincinin güçlenmesine katkı sağlanıyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı, yenilikçi projeleri ve sürdürülebilirlik alanındaki çalışmalarıyla dünya çapında örnek oluşturmaya ve çevreci kütüphane modeliyle geleceğe yön vermeye devam edecek.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Source:


Ramazan Bayramı tatili kaç gün?

Ramazan ayı idrak edilmeye devam edilirken, Ramazan Bayramı tarihleri de araştırılmaya başlandı. Akraba ziyareti yapmak ve dinlenmek isteyenler bayram tatilinin kaç gün olacağını ve hangi günlere tekabül ettiğini merak ediyor. Peki, Ramazan Bayramı ne zaman başlıyor, tatil kaç gün sürecek?2025 RAMAZAN BAYRAMI NE ZAMAN? 2025 dini günler takvimine göre, önümüzdeki yıl Ramazan Bayramı nın idrak edileceği tarih belli oldu. Buna göre; Ramazan Bayramı nın 1. günü, 30 Mart 2025 Pazar günü başlayacak ve bayram, 1 Nisan 2025 Salı günü sona erecek.2025 RAMAZAN BAYRAMI TAKVİMİ VE DENK GELDİĞİ GÜNLER – Arife günü: 29 Mart 2025 Cumartesi (Yarım Gün) – Ramazan Bayramı birinci gün: 30 Mart 2025 Pazar – Ramazan Bayramı ikinci gün: 31 Mart 2025 Pazartesi – Ramazan Bayramı üçüncü gün: 1 Nisan 2025 SalıRAMAZAN BAYRAMI TATİLİ KAÇ GÜN? 2025 yılında Ramazan Bayramı arefe günü 29 Mart Cumartesi gününe denk geliyor. Buna göre; 29 Mart Cumartesi günü öğlen 13.00 itibarıyla yarım gün resmî tatil olacak. Önümüzdeki yıl Ramazan Bayramı nda vatandaşlar toplam 3,5 gün bayram tatili yapacak.

Source: Habertürk