Bir yazdan fazlası
Yaz okulları, genç zihinleri eğitmek, ilham vermek ve dönüştürmek amacıyla tasarlanmış, kısa süreli ancak son derece etkili programlardır. Türk aileler için uzun yıllardır İngiltere bu alanda ilk tercih olmayı sürdürüyor. Ancak zaman değişiyor; ABD ve Dubai, yaz okulu deneyimi için öne çıkan yeni alternatifler olarak dikkat çekiyor. Peki İngiltere yaz okullarını bu kadar cazip kılan nedir? Başvuru ne zaman yapılmalı? Öğrencileri ne gibi bir deneyim bekliyor? Ve yeni destinasyonlar olan ABD ve Dubai ile karşılaştırıldığında avantajlar ve dezavantajlar neler?İNGİLTERE YAZ OKULLARI: KLASİK VE GÜVENİLİR BİR SEÇİMİngiltere, yaz eğitimi alanında hâlâ lider konumda. Köklü eğitim geleneği, dünya çapında bilinen yatılı okulları ve Oxford, Cambridge gibi prestijli üniversiteleriyle, İngiltere yaz okulları öğrenciler için hem akademik hem de kültürel bir gelişim fırsatı sunuyor. İngiltere’deki yaz okulları sadece İngilizce eğitimi ile sınırlı değil. 8 ila 18 yaş arası öğrenciler için tıptan mühendisliğe, yapay zekâdan yazarlık, hukuk ve ekonomiye kadar birçok alanda ders alma imkânı var. Bu programlar, alanında uzman akademisyenler, üniversite hocaları ve deneyimli öğretmenler tarafından veriliyor. Derslerin yanı sıra öğrenciler, tarihi yerlere geziler, spor etkinlikleri, drama çalışmaları ve kültürel etkinliklerle dolu bir programa dahil oluyor. Lokasyonlar arasında Londra, Cambridge gibi şehir merkezleriyle birlikte kırsal ve güvenli bölgelerdeki kampüsler de yer alıyor. Güvenli ortam, disiplinli programlar ve kültürel çeşitlilik, aileler için bu seçeneği cazip kılıyor. Türk aileler için İngiltere; yakınlık, kültürel tanıdıklık ve akademik kalite açısından hâlâ vazgeçilmez bir destinasyon olmaya devam ediyor. Ayrıca birçok aile, yaz okullarını çocuklarının gelecekteki yurt dışı eğitim planlarına hazırlık olarak görüyor.ABD: YENİLİKÇİLİK, ÇEŞİTLİLİK VE ÜNİVERSİTE HAYATINA İLK ADIMSon yıllarda Amerika Birleşik Devletleri, yaz eğitimi için güçlü bir alternatif haline geldi. ABD yaz okulları, yenilikçi müfredatları, proje odaklı eğitim anlayışları ve öğrenci merkezli yaklaşımlarıyla öne çıkıyor. Harvard, Yale, Stanford ve Columbia gibi üniversite kampüslerinde düzenlenen yaz programları, biyoteknoloji, girişimcilik, yapay zekâ, film yapımı gibi alanlara odaklanıyor. Bu programlar, öğrencinin bireysel düşünmesini teşvik ederken, araştırma ve uygulamaya büyük önem veriyor. Türk öğrenciler için ABD yaz okulları, farklı bir kültürle tanışmak, özgüven kazanmak ve ileri düzey akademik içeriklere erişmek açısından oldukça değerli. Ayrıca ABD’de üniversite okumayı düşünen öğrenciler için bu programlar, kampüs hayatını yakından tanıma fırsatı sunuyor. Ancak dikkat edilmesi gereken noktalar da var. Uçuş süresi uzun, vize süreçleri karmaşık olabilir ve maliyetler genellikle İngiltere’ye göre daha yüksek. Yine de yenilikçi ve vizyoner bir eğitim deneyimi isteyen öğrenciler için ABD çok cazip bir seçenek.DUBAİ: YÜKSELEN BİR EĞİTİM MERKEZİDubai, kısa sürede uluslararası eğitimin yükselen yıldızı haline geldi. Modern altyapısı, üst düzey yaşam standartları ve güvenli ortamıyla şehir, yaz aylarında öğrenci ve ailelerin dikkatini çekiyor. GEMS Education gibi tanınmış okullar, KHDA onaylı kurumlar ve uluslararası üniversitelerin Dubai kampüsleri, yaz aylarında STEM, tasarım odaklı düşünme, girişimcilik, sürdürülebilirlik ve dijital medya gibi alanlarda çeşitli programlar sunuyor. Birçok program, İngiltere veya ABD merkezli okullarla iş birliği içinde yürütülüyor. Dubai’nin avantajları arasında Türkiye’ye olan yakınlığı, lüks yaşam olanakları, güvenli ortam ve İngilizce eğitimin yaygın olması öne çıkıyor. Daha kısa seyahat süresi ve konforlu ortamı nedeniyle küçük yaştaki öğrenciler için özellikle uygun bir alternatif olabilir. Ancak belirtmek gerekir ki Dubai’deki yaz okulu sektörü hâlâ gelişim aşamasında. Eğitim içerikleri çeşitleniyor olsa da, henüz İngiltere veya ABD’deki programların derinliğine ve prestijine ulaşmış değil.NE ZAMAN VE NASIL BAŞVURMALI?Destinasyon ne olursa olsun, başvuru süreci zamanında başlamalı. Yaz okulları genellikle haziran sonu ile temmuz ortasında başlar ve 2 ila 6 hafta sürer. Prestijli okullar, başvuruları kasım-aralık gibi açar ve şubat-mart aylarında dolmaya başlar. * Başvuruda dikkat edilmesi gereken başlıca konular:Öğrencinin yaşı ve akademik seviyesiİlgi alanları ve uzun vadeli hedefleriLokasyon tercihi (şehir merkezleri mi, kırsal kampüs mü?)Vize ve seyahat süreciBütçe ve varsa burs imkânları * Kaç hafta kalmalı?Bazı yaz programları bir haftalık olabilir fakat gerçek fayda sağlamak için en az 2 ila 4 hafta arası bir süre önerilir. Bu zaman dilimi, öğrencinin hem akademik olarak adapte olmasını hem de sosyal becerilerini geliştirmesini sağlar. Daha kısa süreli programlar, adaptasyon açısından yeterli olmayabilir.HEDEFE GİDEN YOLDA DEĞERLİ BİR ADIMİngiltere yaz okulları, köklü yapıları, kaliteli eğitimi ve küresel tanınırlıklarıyla hâlâ önde gidiyor. Akademik gelişim, kültürel farkındalık ve özgüven kazandırma açısından ideal bir ortam sunuyorlar. Ancak ABD ve Dubai, öğrenci profiline göre farklı avantajlar sunuyor. ABD, yenilikçi programları ve üniversite ortamıyla öne çıkarken; Dubai, yakınlığı ve güvenli ortamıyla ailelerin ilgisini çekiyor. Yaz okulları, artık sadece yaz tatilini değerlendirmekten çok daha fazlası. Gelecekte yurt dışında okumayı düşünen öğrenciler için bu programlar, kritik bir ilk adım niteliğinde. Yaz 2025 hızla yaklaşıyor. En iyi okullarda yer bulmak için en doğru zaman şimdi…Günün Sözü: “Deneyimden daha güçlü bir öğretmen yoktur; ama öğrenme isteği olmadıkça, deneyimden hiçbir şey öğrenilemez.” (George B. Shaw)EĞİTİMDEN, BİLİMDEN, BAŞÖĞRETMENİN İZİNDEN AYRILMADIĞINIZ AYDINLIK GÜNLERİNİZ OLSUN.
Source: Ebru Doğdu
Turizm mevsiminde İstanbul’u yeniden tanımak
Feridun M. Emecen’in ‘İstanbul -Tarihi Dönüşüm Kenti’ okuma listesinde yer almalıdır.Kısa tanıtım şöyle:Dünya tarihinin en büyüleyici şehirlerinden biri olan İstanbul, sadece coğrafi konumuyla değil geçirdiği dönüşümlerle de insanlığın medeniyet hafızasında eşsiz bir yer edinmiştir. Feridun M. Emecen, bu eserde İstanbul’un tarihini bir dönüşüm anlatısı olarak ele alıyor. Şehir, Pagan döneminden Hıristiyan Roma’ya, Osmanlı’nın göz kamaştırıcı payitahtından modernleşme sürecine uzanan bir zaman çizelgesinde tarihin keskin dönemeçlerinde yeniden şekilleniyor.İstanbul’un jeopolitik öneminden kültürel zenginliklerine, imparatorlukların hayallerini süsleyen stratejik kimliğinden dönüm noktası olan büyük olaylarına kadar birçok yönü titiz bir akademik yaklaşımla ele alınıyor.Emecen’in zengin kaynaklarla desteklenmiş, farklı dönemlere dair derinlemesine analizi hem akademisyenler hem de tarih meraklıları için vazgeçilmez bir başvuru kaynağı sunuyor.İster İstanbul’u geçmişin ihtişamlı payitahtı olarak görmek isteyen, ister modern dünyanın eşiğinde bir şehir olarak, bu kitap dönüşümlerin izlerini sürerek sizi büyüleyici bir tarih yolculuğuna davet ediyor.İstanbul’un biricik hikâyesini daima ve yeniden keşfetmek için…Okuma listesi:- Önsöz- Giriş- Pagan Kentten Hıristiyan Roma’nın Başkentine- İlk Büyük DönüşümKonstantinopolis: Doğu ve Batı’daki AlgılarAraplar ve İstanbulLatinler ve İstanbulEmperyal Kentlerin Olumsuz İmajı: Apokaliptik Temalar- İkinci Büyük Dönüşüm: Osmanlı İstanbul’uVadedilen Kentin Fethi Olayı (1453)Klasik Çağın Dünya KentiKriz ve Dönüşüm Çağının BaşkentiBatılılaşan PayitahtModernleşme: Fiziki Formun Dönüşümüne Kısa Bir NazarSonuçOsmanlı’dan bugüne evrilmesinin serüvenini, Batılılaşan Payitaht başlıklı bölümünü özellikle okumanız gerekiyor.Feridun M. Emecen’in diğer kitaplarını da kütüphanenizde bulundurun.(Kapı Yayınları)
Source: Doğan Hizlan
Edirne”de Hıdırellez coşkusu! Dilekler Tunca Nehri”ne bırakıldı
Edirne’de 3-6 Mayıs tarihlerinde kutlanan baharın habercisi, UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası listesindeki Kakava ve Hıdırellez Şenlikleri, bu yıl Türkiye’nin dört bir yanından gelen binlerce kişinin katılımıyla kutlandı. Sarayiçi”ndeki organizasyonda, dün büyük Kakava ateşi yakıldı, Romanlar, yerli ve yabancı binlerce kişi, dans edip eğlendi. Etkinliğin son gününde ise sabahın ilk ışıklarıyla eğlencelere katılanlar, dileklerini yazdıkları kağıtları Tunca Nehri”ne bıraktı. Edirne Belediye Başkanı Filiz Gencan Akın”ın da katıldığı Tunca Nehri kenarındaki dilek dileme etkinliğinde, Roman çeribaşısı Fikri Ocak da, su üzerinde kayıkla gelerek vatandaşları selamladı. Etkinlik kapsamında, kapıya asınca bereket getirdiğine inandıkları ağaç dallarını koparan katılımcılar, geleneklerini yerine getirmenin mutluluğunu yaşadı.
Source: Gazetevatan.com
Hıdırellez’i kutlamaya hazır mısınız?
Aşktan paraya Hıdırellez’in uğurlu ritüelleri◊ Sağlık ve şifa için Kırmızı ve beyaz ipler, sağlık ve şifa dileklerini simgeler. Sağlık ve şifalanmak için bir birer kırmızı ve beyaz ip alın düğüm atarak sağlık dileğinizi söyleyin ve bilekliği takıp en az 7 gün bileğinizde taşıyın.◊ Bolluk ve bereket içinBereketin artması amacıyla cüzdanınızın içine para koyarak içine küçük bir kâğıda maddi bolluk ve şans dilekleriniz yazın ve cüzdanınızı gece boyunca açık havada gökyüzüne bırakın.◊ Şans ve talih içinKırmızı bir kurdeleye yedi düğüm atın, her düğümde bir dilek dileyin. Gül ağacına bağlayın ve sabaha kadar orada bırakın. Şans sizinle olsun!◊ Aşk içinBir kâğıda aşk dileğinizi yazın kırmızı bir elmanın içine koyun ve elmanızı doğaya bırakın. Kalpten dilediğiniz aşk, baharın coşkusuyla size doğru yola çıksın!◊ Bolluk ve bereket içinNar, bereketin simgesidir. Hıdırellez gecesi, narını ikiye bölün, her tanesiyle bolluk, para ve bereket dileyerek toprağa serpin. Her tanede bir umut, her umutla bir adım bolluk size doğru koşsun…◊ Çocuk dileği için Gül, doğurganlığın ve bereketin sembolüdür. Bir kâğıda çocuk dileğinizi yazın veya bebek elbisesi oyuncak vb. gibi sembolleri dilek ağacına asın veya gömün. Doğa ve baharın bereketiyle dileğiniz yeşersin.◊ Ev ve araba için Hayalini kurduğunuz evin veya arabanın resmini ağacın altına gömün. Sabah kalktığınızda, dileğinizin doğayla birleştiğine inanarak yeni başlangıçlara adım atın!◊ Kendi işini kurmak içinBir kâğıda kurmak istediğiniz işin adını, hedeflerinizi yazın. Yazdığınız kâğıdı bir saksıya, bahçeye veya bir toprağa gömün. Doğa senin niyetine şahit, baharın enerjisi ise ortağın olsun!Gül ağacınız yoksa, dileğinizi toprağa nasıl emanet edersiniz?Hıdırellez’de gül ağacı bulamıyorsanız, dileklerinizi bir kâğıda yazarak herhangi bir çiçek ya da taze dal ile doğaya bırakabilirsiniz.Suya yakın değilseniz, dilekler için alternatif öneriHıdırellez’de suya yakın bir bölgede değilsiniz dileklerinizi yazarak evde bir kapta ıslatıp daha sonra yakıp küllerini dışarıya savurabilirsiniz. Doğa ile uyum içinde gerçekleştirilen bu ritüeller, hayatımıza bolluk, bereket, şans ve mutluluk getirsin. Her dileğinizin, tıpkı doğadaki çiçekler gibi hızla açması dileğiyle…
Source: Yelda Başaran
Edirne”de Kakava ve Hıdırellez Şenlikleri sona erdi
Edirne”de Kakava ve Hıdırellez Şenlikleri, “Baba Fingo” efsanesinin Tunca Nehri”nde canlandırılması ve dileklerin yazılı olduğu kağıtların nehre bırakılmasıyla tamamlandı.Sarayiçi”nde düzenlenen şenlikler kapsamında dün Kakava ateşinin yakılmasının ardından sabaha karşı Kakava ritüeli gerçekleştirildi.Şenlik alanına gelen vatandaşlar, dans gösterilerini izledi, dileklerini yazdıkları kağıtları Fatih Köprüsü”nden Tunca Nehri”ne bıraktı.Bazı vatandaşlar ise dileklerinin yazılı olduğu kağıtları alandaki ağaca astı.”Baba Fingo” efsanesi ise bu yıl Roman çeribaşısı tarafından canlandırıldı.Elinde meşalelerle ve çiçeklerle süslü kayığa binen çeribaşı Fikri Ocak, nehir üzerinden alana gelerek katılımcıları selamladı, baharın ve Hıdırellez’in gelişini kutladı.Edirne Belediye Başkanı Filiz Gencan Akın da Roman vatandaşlarla üzerinde bolluk, bereket, barış, sevgi ve huzur yazılı dilek çiçeğini nehre bıraktı.Kutlamaya katılan bazı vatandaşlar, sağlıklı ve dinç kalabilmek umuduyla Tunca Nehri”nde yüzdü.Baba Fingo efsanesini yaşatmayı sürdüreceğizÇeribaşı Ocak, “Baba Fingo” canlandırmasının büyük beğeniyle izlendiğini belirterek, “Kakava”nın tüm ülkemize dostluk, barış ve huzur diliyorum. Gerçek Baba Fingo, belki 1400 yıl önce ölmüş. Baba Fingo efsanesini yaşatmayı sürdüreceğiz.” dedi.Şenlik için Samsun”dan gelen Nermin Yazıcı ise Hıdırellez coşkusunu yaşadıklarını belirtti.Eskişehir’den gelen Ayşen Cihangün de şenlikleri çok beğendiğini dile getirdi. “Baba Fingo” efsanesiEfsaneye göre, Mısır”da Firavun”un zulmettiği Romanların lideri “Baba Fingo”, firavunun ordusundan saklanmak için Kızıldeniz”e girer ve bir daha çıkmaz.Bazı Romanlar, 6 Mayıs sabahı Baba Fingo”nun bir nehirden yeniden çıkacağı inancını taşıyor.”Baba Fingo”yu bekleyen Romanların nehir kenarındaki ritüelleri ve eğlenceli Kakava kutlamaları, dünyanın pek çok yerinden turisti Edirne”ye çekiyor.
Source: Dünya Gazetesi
“Bu gözler çok yuva yapar”
Habertürk ten Nazif Şahin Karpuz un haberine göre; Bebek te objektiflere yansıyan Hülya Avşar, çalgıcıların yoğun ilgisiyle karşılaştı. Yeni şarkısı Ahım Olsun hakkında konuşan Avşar, geri dönüşlerinin güzel olduğunu söyledi. Avşar, geçtiğimiz günlerde Kıbrıs ta başlayan Hülya Avşar Cup tenis turnuvasına henüz katılamadığını ancak yakında gideceğini belirtti. Hülya Avşar, programına konuk olarak gelen yakın arkadaşı İbrahim Tatlıses in kendisine Senin bu gözlerin yuva yıkar şeklindeki sözlerin hatırlatılması üzerine Bu gözler çok yuva da yapar ifadelerini kullandı. Avşar, gazetecilerin Yeniden bir yuva kuracak mısınız? şeklindeki sorusu üzerine Böyle sorulara benden cevap alabilir misiniz? diyerek esprili bir şekilde karşılık verdi.
Source: Habertürk
Farklı coğrafyalara ait tarihi müzik aletleri Sivas”ta sergileniyor!
Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğünce Sivas Atatürk Kongre Müzesi’ne oluşturulan müzik odasında, kökenleri yüzyıllar öncesine uzanan vurmalı, üflemeli ve telli çalgılardan oluşan 206 müzik aleti sergilenmekte.
Özgün müzik aletleri bu müzede
Müzede sergilenen ve aralarında kaplumbağa kabuğundan kemane, su kabağından eğit, büyükbaş toynağından kemane ve kurutulmuş nardan yapılan ritim aleti gibi pek çok ilginç enstrüman dikkat çekiyor.
Türk müzik geleneğinin zenginliğini gözler önüne seriliyor
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (CÜ) Türk Müziği Devlet Konservatuvarında görev yapan doktor öğretim üyesi Kamil Karaoğlu, “Burada farklı coğrafyalara ait pek çok özgün çalgı aletine rastlamak mümkündür. Tuva Türklerine özgü geleneksel bir çalgı aleti olan doşpuluur yer almaktadır.” diye konuştu.
Çalgılar arasında Türk müziğinde aktif olarak kullanılan davul, zurna, keman, bağlama ve kemençe gibi çalgıların da yer aldığını belirten Karaoğlu, “Bu çalgıların yanı sıra zamanla kullanımı azalmış veya tamamen terkedilmiş, daha çok tarihsel ve kültürel değer taşıyan çalgıların da bulunduğu görülmektedir.” dedi.
“Türk yaylı çalgılarının atası olarak düşünülen ıklığ dikkati çekiyor”
Karaoğlu, sergide dikkati çeken çalgılardan birisinin de Türk yaylı çalgılarının atası olarak düşünülen ıklığ olduğunu söyledi.
Yörük Türkmen kültürünün en önemli çalgılarından olan ıklığın tekne kısmının su kabağından yapıldığını dile getiren Karaoğlu, şunları kaydetti:
“Orta Asya kökenli olan çalgının günümüzde aktif olarak kullanıldığı söylenemez. Yani neredeyse tamamıyla unutulan bir Türk çalgısı olduğu ifade edilebilir. Bu bölümde yer alan çalgılar arasında, tek kamış gövdeli olanlar ‘sipsi’, çift kamış gövdeli olanlar ise ‘zambır’ olarak adlandırılmaktadır. Sipsi, özelikle Ege ve Batı Akdeniz’de yaygın olarak kullanılan bir Türk çalgısı, zambır ise Hatay’ın Yayladağı yöresinde kullanıldığı gözlemlenen başka bir Türk çalgısıdır.” dedi.
Günümüzde kullanılmayan çalgılar da burada
Karaoğlu, sergilenen müzik aletleri arasında bulunan ve su kabağından yapılan teknenin göğsüne deri geçirilmesiyle imal edilen eğit isimli yaylı halk çalgısının tarihinin Anadolu Yörük Türkmen kültürüne dayandığını, günümüzde aktif olarak kullanılmadığını söyledi.
Source: Özge Çelikbaşlı
Uluslararası İslam Sanatları Fuarı 7 Mayıs”ta başlıyor
Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfınca 7-11 Mayıs”ta düzenlenecek Uluslararası İslam Sanatları Fuarı, İslam sanatlarını dünyaya tanıtacak. Kültürel köprülerle İslam sanatları ve tasarımının modern bir şekilde yorumlanmasını amaçlanan fuar, Ankara”da ATO Congresium Kongre ve Sergi Merkezi”nde gerçekleştirilecek. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Huriye Martı, fuara ilişkin yaptığı açıklamada, İslam”ın estetiğe ve güzelliğe değer verdiğini, insanın estetik algısını hayatın her alanına yansıtacak şekilde esere dönüştürmesini desteklediğini söyledi.İslam sanatlarının sürekli gelişerek bugünlere geldiğini hatırlatan Martı, “İslam sanatlarının ilk defa ülkemizde bir çatı altında büyük bir fuarda toplanması, Diyanet İşleri Başkanlığımız ve Türkiye Diyanet Vakfımız tarafından organize edilen böyle bir programda İslam sanatlarının evrensel bir birliktelikle dünyaya açılması son derece değerli bir adımdır.” dedi.”TÜRKİYE VE DÜNYADAN SANATÇILAR BİR ARADA OLACAK”Fuarda, yalnızca Türkiye”de İslam sanatı ile meşgul olanları değil, dünyada bu konuda çalışma yürüten öne çıkmış sanatçıları ve sanatseverleri bir araya getireceklerini belirten Martı, etkinlikle, sanatçıların etkileşimde bulunması, fikir üretilmesi ve yeni nesillerin de İslam sanatları ile tanıştırılmasının amaçlandığını dile getirdi. Martı, fuarın koleksiyonerlerle, sanat atölyeleri ve çeşitli sanat eğitimi veren kurumlarla hareket etmesinin, başta Kültür ve Turizm Bakanlığı olmak üzere sanata emek ve gönül vermiş birtakım kurum ve kuruluşların sponsorluklarıyla gelişmesinin önemine işaret ederek, Türkiye ve dünyada İslam sanatlarına gönül, emek veren herkesin bir araya getirilmesi adına ilk defa gerçekleşecek bu organizasyonun son derece heyecan verici olduğunu ifade etti.”GELENEKSEL SANATLARIN MODERN YORUMLARI DA YER ALACAK”İslam sanatlarının dünyada son derece ilgi gören ve geleceğe taşınan bir alan olduğunun altını çizen Martı, şunları kaydetti:”İslam Sanatları Fuarı”nda hem ustalarımızı, üstatlarımızı hem de genç sanatkarlarımızı ve sanatseverlerimizi bir araya getirmeyi hedefledik. Burada koleksiyoner, galeriler, bir şekilde İslam sanatlarının ticari anlamda da dolaşıma girmesini sağlayan ve bu konuda dünya üzerinde çeşitli alışverişlerle İslam sanatlarının tanınmasına hizmet eden kuruluşlar var. Diğer taraftan İslam sanatının eğitimlerini veren üniversiteler, atölyeler, çeşitli akademiler, kültür merkezleri ve belediyelerimiz var.”Geleneksel sanatları korumayı son derece önemsediklerinin vurgulayan Martı, fuarda geleneksel sanatların modern yorumlarının da yer alacağını aktardı.”FUAR TİCARİ ANLAMDA DA AKIŞ SAĞLAYACAK”Martı, İslam ülkelerinin sanatçıları ve çeşitli sanat atölyelerinin fuarda bulunacağını, konferanslar, paneller ve söyleşilerin yanı sıra konserler ve resitallerin de gerçekleştirileceğini söyledi. Fuarda, İslam sanatlarının çok farklı çeşitlerinden uygulamaların da olacağını ifade eden Martı, “Bunlar, hem geleneksel modelleri ve uygulamalarıyla hem de yeni formlarıyla bizi karşılayacak. Bunlar arasında hüsn-i hat, ebru, tezhip, minyatür, çini, katı dediğimiz kesme sanatını, diğer taraftan ahşap işçiliğini, sedef kakmacılığını, cilt ve deri işçiliğini sayabiliriz.” dedi.Martı, fuarın ilk günündeki açılış programına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan”ın eşi Emine Erdoğan”ın, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy”un ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş”ın da katılmasının planlandığını aktararak, şunları kaydetti: “Bu fuar, 5 gün boyunca süren sadece sergileme faaliyeti değil, bir satış ve ticari anlamda akış da sağlayacak. Fuara katılım ücretsiz. Bütün söyleşilere, konferanslara, panellere ve workshoplara sanatseverlerimizi bekliyoruz. Diğer taraftan özellikle İslam sanatlarına dair yayınları da burada bir arada görme şansı bulacak sanatseverlerimiz. Bu konuda yazılmış kitaplar, çeşitli kataloglar, çeşitli prestij eserler ve İslam sanatlarının tarihçesi ile alakalı yapılmış ilmi çalışmalar, yayın alanında da bizimle buluşmuş olacak.”
Source: İbrahim Can
Emine Erdoğan”dan Hıdırellez paylaşımı
Emine Erdoğan, Hıdırellez dolayısıyla sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Baharın müjdecisi Hıdırellez”i kutluyor, insanlığı şefkat, merhamet ve iyilikle sarmalamasını diliyorum. Toprağa can katan yağmur hanelere bereket, filizlenen her tohum kalplere şifa olsun.” ifadelerini kullandı.
Source:
Emine Erdoğan”dan “Hıdırellez” paylaşımı: Filizlenen her tohum kalplere şifa olsun
Emine Erdoğan, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Baharın müjdecisi Hıdırellez”i kutluyor, insanlığı şefkat, merhamet ve iyilikle sarmalamasını diliyorum. Toprağa can katan yağmur hanelere bereket, filizlenen her tohum kalplere şifa olsun” ifadelerine yer verdi. Baharın müjdecisi #Hıdırellez”i kutluyor, insanlığı şefkat, merhamet ve iyilikle sarmalamasını diliyorum. Toprağa can katan yağmur hanelere bereket, filizlenen her tohum kalplere şifa olsun. pic.twitter.com/S97uZuf3Ph — Emine Erdoğan (@EmineErdogan) May 6, 2025
Source: Sabah
Bilecik”te Kırklar Tepesi”nde Hıdırellez geleneği yaşatıldı
Vatandaşlar, her yıl Hıdırellez sabahının erken saatlerinde kentin dört bir yanından gelerek yatır olduğuna inanılan Cumhuriyet Mahallesi Kırklar Tepesi olarak bilinen Erenler Sokak”ta buluşuyor.Buradaki Kırklar Camisi”nde sabah namazının ardından şükür namazı kılan vatandaşlar, Kur”an-ı Kerim okuyup, dua ediyor. Daha sonra bölge halkı, dileklerine göre gül ağacının dibine para gömüyor, tebeşirle ev veya beşik resmi çiziyor.Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı, AA muhabirine, uzun yıllardır devam eden geleneğe ortak olmak istediklerini belirterek, Huzur ve bereket diledik. Ailemiz için sağlık diledik. Belediyemiz için bol rızık, güzel ve hayırlı işler nasip olmasını diledim. dedi. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi (BŞEÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refik Arıkan da Hıdırellez gününün, doğayla kurulan bağın ve kadim halk inançlarının bir tezahürü olarak çeşitli ritüellerle yaşatıldığını kaydetti. Dilekler tutulur, ateşler üzerinden atlanır. Özellikle niyet edilen dileklerin hızır tarafından duyulacağına ve gerçekleşeceğine inanılır. Bu yönüyle Hıdırellez, hem toplumsal birlikteliği güçlendiren hem de bireysel umutları tazeleyen önemli bir kültürel mirastır. Bilecik”te Hıdırellez, hem şehir merkezinde hem de köylerde geleneksel motiflerle zenginleşmiş bir şekilde kutlanmaktadır. Kırklar Tepesi, Bilecik”te Hıdırellez”in sadece bir bahar şenliği değil, aynı zamanda kadim inançlarla beslenen manevi bir arınma ve yenilenme günü olarak yaşatılmasında önemli bir yere sahiptir.
Source: Gazetevatan.com
Manisa”da açtı! Ömrü sadece 10 gün! Dokunan yanar!
Manisa ve İzmir arasında farklı flora ve faunasıyla görenleri hayran bırakan Spil Dağı Milli Parkı nda sadece 10 gün boyunca canlı kalabilen Manisa lalesi (Tulipa orphanidea), çiçek açtı. resim#1251859# DHA daki habere göre yılda bir kez nisanın son haftası ya da mayıs ayının ilk haftasında hava durumuna göre açan baharın müjdecisi laleler doğaseverlerin ilgisini çekiyor. GÖRMEK İÇİN SPİL DAĞI NA ÇIKTILAR Doğaseverler, sadece on gün açan laleleri canlı görebilmek için Spil e çıkarken, doğa fotoğrafçıları da bol bol fotoğraf çekiyor. YARIŞMALARA KATILIYORUM Manisa lalesini görebilmek için Spil e çıkan gazeteci ve doğa fotoğrafçısı Ali Gözen (26), Manisa nın simgesi laleler, her nisan ayının son haftası ile mayıs ayının ilk haftasında çiçek açar. Her yıl bu tarihlerde Spil e gelerek, laleleri fotoğraflarım. Çektiğim Manisa lalesi fotoğrafları ile yarışmalara katılırım. Cezası çok büyük değil, caydırıcı olması açısından cezaların daha da arttırılması gerektiğini düşünüyorum. Simge haline gelen Manisa lalesine sahip çıkılması ve koparmak yerine aksine yaşatılması gerektiğine inanıyorum diye konuştu. KOPARMANIN CEZASI: 557 BİN 212 TL Öte yandan Çevre Kanunu na göre geçen yıl 387 bin 142 TL olan Manisa lalesini koparmanın cezası bu yıl ise 557 bin 212 TL oldu.
Source: Habertürk
Nesrin Cevadzade”den cesur Hıdırellez pozu
“Ağır Roman Yeni Dünya”, “Küçük Ağa”, “Bizim Hikaye”, “Yasak Elma”, “Şahane Hayatım” ve son olarak “Sandık Kokusu” gibi birçok projede başarılı performansıyla adından söz ettiren 42 yaşındaki Nesrin Cevadzade, özel hayatıyla da magazin gündeminden düşmüyor.Geçtiğimiz aylarda aynı dizide rol aldığı oyuncu Pamir Pekin”le aşk yaşamaya başlayan Cevadzade, dizinin final yapmasının ardından sevgilisiyle Yunanistan”a tatile gitmişti. Gözlerden uzak geçirdikleri romantik tatil sonrası ilişkilerinin uzun ömürlü olacağı düşünülse de çift, yaşadıkları fikir ayrılıkları nedeniyle sürpriz bir şekilde yollarını ayırdı.Ayrılığın ardından sosyal medya paylaşımlarını artıran Nesrin Cevadzade, Hıdırellez gününde yaptığı cesur paylaşımıyla dikkatleri üzerine çekti. İç çamaşırıyla balkona çıkan ünlü oyuncu, elinde kahvesiyle güneşin tadını çıkarırken verdiği pozla kısa sürede binlerce beğeni aldı. Güzel oyuncu paylaşımına ise, “Hıdırellez enerjisi” notunu düştü.Takipçileri tarafından yorum yağmuruna tutulan paylaşım, “Ayrılık ona yaradı”, “Tarzı ve cesaretiyle fark yaratıyor” ve “Hıdırellez ateşi Nesrin”den geldi” gibi yorumlarla sosyal medyada viral hale geldi.
Source: Haberler