Kültürel Vizyon – Aile Değerleri ve Toplumsal Gerçekler

Aileyi hak ettiği konuma yükseltelim

Başkan Recep Tayyip Erdoğan”ın eşi Emine Erdoğan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı”nca düzenlenen Uluslararası Aile Forumu”nun gala yemeğinde konuştu. İstanbul”da gerçekleştirilen foruma, 27 ülkenin aileden sorumlu bakanları, dini liderler, uluslararası kurum ve STK”ların temsilcileri ile akademisyenler katıldı. Toplumların kaderinin, aile kurumunun kaderine bağlı olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, şunları kaydetti: “Fakat sizler de biliyorsunuz ki aileye yönelik küresel tehditlerin çemberi gittikçe daralıyor. Ailenin geleneksel yapısında çözülmeler meydana geliyor. Toplumlar bir erime potasına atılmaya çalışılıyor. Tüm bu girişimler ahlaki ve manevi değerlerimizi hedef almaktadır. Aile kurumunu ifsat etmek isteyen mekanizmaların, çocuklarımızın zihinlerini fethetme peşinde olduğunun da farkındayız. Bu bir anlamda kaleyi içten fethetmektir.” “TÜM DİNLERİN KUTSALI” “Şu inkâr edilemez bir gerçek ki şapkamızı önümüze koymamızın, aile kurumunu destekleyecek politikaları artırmamızın vakti gelmiştir. Çünkü aile tüm dünyada, toplumların ortak değeri, tüm dinlerin kutsalıdır” ifadesini kullanan Emine Erdoğan, bu nedenle 2025 yılını “Aile Yılı” ilan ettiklerini belirtti. Savaş bölgelerindeki çocukların durumuna da dikkat çeken Emine Erdoğan, “7 Ekim 2023″ten beri Filistin”de tüm fertleriyle 2 bini aşkın aile yok oldu. Onlardan geriye, yardım çağrılarını duymayan dünyaya gülümsedikleri fotoğrafları kaldı. Yalnızca 1 ferdi hayatta kalan Filistinli aile sayısı ise 5 bin civarında” diye konuştu. Sofra başında toplanmaktan, birlikte kaliteli zaman geçirmekten ve akraba ziyaretlerinden geri durulmaması gerektiğini kaydeden Emine Erdoğan, “Evlenme yaşını ileri atan bahanelere ve felaket kehanetleriyle doğum sayılarının geriletilmesine geçit vermemeliyiz. Yaşlı ve yalnızlaştırılmış bir dünya insanlığın kaderi olmamalıdır. El ele vererek güçlü ve müşterek bir söylemle, aileyi dünyada yeniden hak ettiği saygın konuma yükseltebiliriz” değerlendirmesinde bulundu. Program kapsamında, 2023 yılında BM 78. Genel Kurulu”nda küresel imzaya açılan ve Başkan Erdoğan”ın ilk imzacısı olduğu “Küresel Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı”na 15 ülkenin temsilcileri imza attı. Beyanı imzalayan ülkeler şunlar: Filistin, Nijerya, Senegal, KKTC, Kırgızistan, Malezya, Karadağ, Gine, Kongo, Sırbistan, Özbekistan, Kazakistan, Endonezya, Azerbaycan ve Moğolistan.

Source: Muhammed Uzun


Milli Gazete nihayet CHP gerçeği ile yüzleşti!

“İman varsa imkân vardır” sözüyle bir nesle mücadele ruhu aşılayan merhum Necmettin Erbakan Hoca, Milli Görüş teşkilatlarının nasıl “Şuurlu Müslüman” yetiştirdiklerini şöyle anlatmıştı:

“Saadet Partisi bir fabrikadır. Müslüman’ı alır şuurlu Müslüman yapar. Nasıl şuurlu Müslüman yapıyor? Alıyor Müslüman’ı, başına üç tane çivi çakıyor. Bir tanesi cihat çivisi, ikincisi haftalık toplantı çivisi, üçüncüsü de Milli Gazete çivisi. Bir insanın başına bu 3 çivi çakılmışsa o insan artık şuurlu Müslüman olmuştur.”

Merhum Erbakan Hocamız, “Hakk davası”na adadığı fani ömrünü tamamladı, baki âleme hicret etti.

Fakat çaktığı çiviler, maalesef çabuk paslandı.

Sırf İslami hakikatlerden bahsettiği için hakkında 13 dava açılan ve “laiklik karşıtı söylemler” nedeniyle 4 yıl cezaevinde yatan “Avrupa Milli Görüş Teşkilatı” kurucularından merhum Hasan Damar bile…

Daha sonra nedamet getirse de 2019 yılında yapılan yerel seçimlerde, “CHP karşısında AK Parti’ye İstanbul’u kaybettiren partinin Saadet Partisi olduğunu” söyleyerek, bundan gurur duymuştu.

Akabinde, ne idüğü belirsiz bazı tipler TV5’te program yapmaya, Hoca’nın emaneti olan kanalda Allah’ın lanetlediği LGBTİ sapkınlığını savunmaya kalkıştı.

Bizler, kendilerini “Milli Görüş”ün gerçek varisleri olarak gören bu kardeşlerimiz nihayetinde “özüne döner” diye beklerken…

Onlar daha da ileri gitmeye başladı.

Ömrü başörtüsü ile mücadeleyle geçen Kemal Kılıçdaroğlu’nun “cumhurbaşkanlığı adaylığı” bile, bir dönem “Şuurlu Nesiller Yetiştirme Fabrikası” gibi çalışan Saadet Partisi’nin genel merkez binasında açıklandı.

Daha da acı olanı…

Erbakan Hocamızın, “cihat çivisi” ile eşit mesabede gördüğü ve okuyan herkesin artık şuurlu bir Müslüman olduğuna inandığı Milli Gazete’nin savruluşuydu.

53 yıl önce yayın hayatına başlayan ve uzun yıllar Hakk’ı haykıran manşetleri bizzat merhum Necmettin Erbakan tarafından belirlenen Milli Gazete, tam 6 yıldır, şu sıralar yolsuzluktan Silivri cezaevinde tutuklu bulunan ve içinde tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan İBB bütçesini talan eden CHP’li Ekrem İmamoğlu’nu üzecek tek bir başlık atmadı…

İmamoğlu’nun nasıl bir “oy avcısı” olduğunu bildiği halde, onun seçmeni aldatmaya yönelik mübarek gün ve gecelere ait tebrik ilanlarını birkaç lira için çarşaf çarşaf yayınladı.

İşte bu duygusal(!) bağ yüzünden Hamas’a “terörist” diyen Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu hakkında “gık”ını bile çıkaramadı.

En kötüsü de…

Seçim çalışmaları sırasında iftardan iftara koşan İmamoğlu’nun, sözde orucunu açmak için gittiği Bağcılar’daki bir evin, Millî Gazete Reklam Müdürü Ertuğrul Köse’ye ait çıkmasıydı.

Tamamen kurgu olan bu ziyarette, ismi “Tayyip Erdoğan” olan evin küçük oğlu;

“Üniversite sınavını falan bıraktım sadece sizin kazanmanıza odaklandım” sözleriyle İmamoğlu’na açık destek vermişti.

Bu sözler üzerine fondaş medyada, “Tayyip Erdoğan oyunu İmamoğlu’na verecek” manşetleri atılmıştı.

Yıllarca İslam’a ve milletin mukaddes değerlerine savaş açan, Müslümanlara her türlü zulmü reva gören CHP’nin İBB Başkanını parlatmak için değerlerinden taviz veren…

Ulaşımdan içme suyuna, İSPARK’tan Halk Ekmek’e kadar yapılan fahiş zamlarda haber değeri görmeyen Milli Gazete…

Tüm bu hizmetinin karşılığında ise İBB’den aldığı ufak tefek ilanlar ve 2021 yılında kaptığı 12 milyon liralık ihaleyle yetinmek zorunda kaldı.

Derken dün ilginç bir gelişme yaşandı…

İSKİ”nin yaptığı “Ayamama Deresi ıslah çalışmalarını” gerekçe gösteren İBB ekipleri, tam 6 yıldır kesintisiz şeklide kendilerine hizmet eden ve her türlü pisliklerini görmezden gelen Millî Gazete’nin, İstanbul Küçükçekmece ilçesi Sefaköy semtindeki bulunan tesislerinin yolunu iş makineleri ile kazarak yerle bir etti.

Açılan devasa çukurlar nedeniyle Millî Gazete”nin yanı sıra Milsan-Yeni Devir Matbaaları, TV5 ve daha birçok ticari işletmenin bulunduğu ve yüzlerce insanın çalıştığı “Milli Gazete Tesisleri”ne giriş-çıkışlar kapatıldı.

Buna rağmen CHP’li yöneticiler tarafından alternatif bir yol tahsis edilmedi.

Tesislerde bulunan yüzlerce çalışan ve araç mahsur kaldı.

Millî Gazete yönetiminin haftalardır sürdürdüğü girişimlerini kâle almayan ve hiç bir olumlu dönüş yapmayan CHP’li İBB yönetiminin bununla yetinmeyerek, İSKİ’ye ait iş makinelerini, gazetenin güvenlik personelinin üzerine sürerek hayati riskler oluşturacak girişimlere kalkıştığı öne sürüldü.

Peki, tüm bunlar yaşanırken ne oldu dersiniz?

AK Partili Bahçelievler Belediyesi, geçmişte yaşananlara aldırmadan Milli Gazete’nin imdadına koşarak, imar planında gözüken yolunu açmak için harekete geçti…

Merhum Necmettin Erbakan Hocamızın, okuyan herkesin şuurlu Müslüman olacağını savunduğu…

Mazlumların ve mustazafların sesi olması gerektiğini düşündüğü…

Siyonizm’e ve uluslararası emperyalizme karşı mücadelede bir cihat aracı olarak kurguladığı…

“Gerekirse ceketimizi satar yine de Milli Gazete’yi çıkartırız” sözüyle, her türlü maddi imkânsızlığa rağmen asla namertlere boyun eğdirmediği “Milli Görüş” hareketinin yayın organı Milli Gazete…

Umarım dün yaşananlardan sonra titrer ve kendine gelerek üzerindeki “pas”ı atar!

Birkaç “kuruş” uğruna, her türlü yolsuzluğuna ve rezaletine göz yumduğu CHP’nin aslında hiç değişmediğini, fırsatını bulduğunda Müslümanların üzerinden silindir gibi geçeceğini inşallah anlar!

Aksi halde bu kafayla giderseler daha çok CHP çukuruna düşerler!

Zekeriya Say / Haber7

Source: Zekeriya Say