Türkçem konuşuldukça…
3 Haziran Nâzım Hikmet ’i sonsuzluğa uğurladığımız gündü. Yine herkes onu dilediği gibi andı. Örneğin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu , onu hapsedildiği hücresinden “Karıma Mektup” şiiriyle andı. Hani “Bir tanem!/ Son mektubunda: ‘Başım sızlıyor yüreğim sersem!’ diyorsun/ ‘Seni asarlarsa seni kaybedersem,’ diyorsun, ‘yaşayamam!’ // Yaşarsın, karıcığım,/ kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgarda;/ yaşarsın, kalbimin kızıl saçlı bacısı,/ en fazla bir yıl sürer yirminci asırlarda ölüm acısı” diye başlayan… Ve “Ve unutma ki/ daima iyi şeyler düşünmeli bir mahpusun karısı” diye biten o ünlü şiir… Anında yüz binler izledi; on binler o şiiri paylaştı. Gördünüz işte: Nâzım Hikmet’e onca yasak, onca baskı, onca sansür, onca yıl hapse tıkmalar, idamla yargılamalar, hem kendisini hem de eserlerini yok etme çabası… Sürgünde peşine adam takmalar, dinmeyen düşmanlık, vatandaşlıktan çıkarmalar, ölesiye hasretini çektiği vatanından, anadilinden, toprağından uzak tutmalar… Bitmeyen, eksilmeyen, eskimeyen bir zulüm… Bu millet var oldukça Gördünüz işte hiçbir işe yaramadı! Hepsi, hepsi boşunaydı! Ne yaparlarsa yapsınlar, boşuna! O zulmü yapanlar yaptıranlar değil, şair büyüdükçe büyüdü! Bugünkülere ders olsun! ŞAİR YAŞIYOR! ESERİ DE YAŞIYOR! Zaten kendi de kızıl saçlı bacısı Piraye ’ye yazmıştı mektubunda: “Ben kendimin, her namuslu insan gibi yurtsever ve halkını sever olduğunu bildikten, bu hususta vicdanım rahatken… birkaç münferit yalan kusmuşlar umurumda değil. 20 sene sonra, 50 sene sonra, (ben ekleyeyim, hatta 100-200 yıl sonra) birçoğunun adını bile unutacak Türk milleti… Halbuki bu millet var oldukça, yeryüzünde Türkçem konuşuldukça, ben bu dilin ve bu halkın en namuslu şiirlerini yazmış insan olarak yaşayacağım. Sen üzülme.” Aynen söylediği gibi oldu. Ve Türk ulusu yaşadıkça Türkçem konuşuldukça öyle de olacak! Bu ülkede riyakârlık, yalan, cehalet öyle yaygın ki bugün dahi ayrımcılıktan, sömürüden, savaştan, şiddetten medet umanlar; kendileri gibi düşünmeyeni “vatan haini” diye yaftalayanlar bile Nâzım Hikmet’in kimi dizelerine sarılır oldu! NÂZIM”IN BÜTÜNLÜĞÜ Bilerek ya da bilmeyerek Nâzım Hikmet’i karalayanlara içimden haykırmak geliyor: Yeter! Pis ağızlarınıza onun adını almayın! Çünkü… Çünkü Nâzım Hikmet bir bütündür. Yaratıcılığı, şairliği, komünistliği, haksızlığa, sömürüye, şiddete karşı direnci; cesareti, aşkları, vatanseverliği, evrenselliği, çağdaşlığı, idealleri, umuduyla bir bütündür. Ulusal kimliğine tutkun, yurtsever şairle, yaşamını evrensel çağdaş değerlere ve enternasyonalizme adamış insan bir bütündür. Dönemin tarihsel determinizmine meydan okuyan, ideal bir gelecek umuduyla düşüncelerinden asla ödün vermeyen şair bir bütündür. Nâzım Hikmet komünisttir; Marksist, Leninist’tir. Sömürüsüz, baskısız, adil, eşitlikçi, özgürlükçü, daha güzel, daha iyi, şiddetten arınmış bir dünya özlemiyle yanıp tutuşur. Ve hepimizi tutuşturur. Onu bu bütünlükle içlerine sindiremeyenler düşsünler artık yakasından! N.H. KÜLTÜR VE SANAT VAKFI Dün gazetemiz Cumhuriyet’te şairin adını taşıyan vakfımızın kuruluş ayrıntıları Kıymet Coşkun ’la Öznur Oğraş ’ın yaptığı röportajda anlatılmıştı. Yinelemiyorum. Şairin kızkardeşi Samiye Yaltırım ’ın isteği, dostlarının girişimiyle 1991’de kurduk. O gün bugün arkadaşlarımla birlikte birer nefer olarak çalışmaktayız. 2002 yılından bu yana vakfımızın başkanlığını Rutkay Azi z sürdürmekte. Artık aramızda olmayan Tarık Akan’ın, Genco Erkal’ın, Aydın Aybay ve daha nicelerinin çabası asla unutulmaz. Vakfımızın amacı, Nâzım’ın eserlerini ulusal ve uluslararası çapta araştırmak, yaygınlaştırmak, tanıtmanın ötesinde, kültürel, sanatsal ve bilimsel çalışmalara yol açmaktır. Şişli’deki N.H. Kültür ve Sanat Merkezi’nde, Nâzım’ın müze eviyle, orada kurduğumuz dev kütüphaneyle, yayınlarla, sergiler, konserler, tiyatro gösterileri, paneller, sempozyumlarla, her ay gerçekleştirdiğimiz “Nâzım’ı Anlamak ve Anlatmak” konferansları ve verdiğimiz burslarla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Takipçilerimizin çoğunun gençlerden oluşması bize ayrı bir mutluluk veriyor. İyi ki varsın Nâzım Hikmet.
Source: Zeynep Oral
16. Uluslararası İstanbul Opera ve Bale Festivali “Rus Hamlet” Balesi ile sona erdi: “Olmak yada olmamak…”
Bir tiyatro sahnesi düşünün tek farkı diyalog yok, söylenmek istenen dans ile anlatılıyor. Bir film sahnesi düşünün ama sessiz sinema gibi, her kelime dans ile buluşuyor. Anlatılmak istenen söze dökülmeden her bir hareketle biz seyircilere işliyor. Bir modern dans, bir bale sahnesi, aslında tam olarak hepsi bir sahnede dansçıların bedeninde buluşuyor. Ruhumuza işleyen eser deyim yerindeyse tam olarak görsel bir meydan okuma! Dünyaca ünlü Rus koreograf Boris Eifman bunu başaran nadir insanlardan biri. 16. Uluslararası İstanbul Opera ve Bale Festivali, İstanbul Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Türk Telekom Opera Salonu’nda sahnelenen ve Eifman’ın imzasını taşıyan “Rus Hamlet” balesi ile sona erdi. St. Petersburg Eifman Balesi “Rus Hamlet” temsili sonunda sanatçılar ve sahneye çıkan Eifman dakikalarca ayakta alkışlandı. William Shakespeare’in efsanevi karakteri Hamlet ile I. Pavel arasındaki çarpıcı benzerlikten hareketle kurgulanan, Rus tarihinin en tartışmalı figürlerinden biri olan Prens I. Pavel’in yaşamından ilhamla oluşturulan “Rus Hamlet”, Ludwig Van Beethoven ve Gustav Mahler’in müzikleri eşliğinde sahneydi. Koreograf Eifman, “Rus Hamlet” performansında, Rus tarihinin gizemli ve tartışmalı karakterlerinden biri olan I. Pavel figürüne odaklanıyor. Eifman, yapıtının kronolojik çerçevesini tahtın varisi olarak Pavel’in hayatıyla sınırlıyor. Sahnede Pavel karakterinin şiddet, ihanet ve yalanlarla kurulmuş dünyayla trajik yüzleşmesine tanık oluyoruz. Prens Pavel karakterinin önce çocukluğuna sonra gençliğine uzanan yolculuğunu görüyoruz. Aslında Pavel’in hırsları ve arzularının arasındaki gidip geldiği psikolojik anları seyrediyoruz da diyebiliriz. Yine Hamlet’e gelecek olursak şu soruyu da sormadan edemiyoruz: “Olmak ya da olmamak işte bütün mesele bu.” ELİFMAN VE ANDREEVA ÖĞRENCİLERLE BULUŞTU Festivalde “Anna Karenina” ve “Rus Hamlet” balelerinin Rus koreografi Boris Eifman, önceki gün düzenlenen etkinlikle İstanbul Devlet Opera ve Balesi (İDOB) sanatçıları ve konservatuvar öğrencileriyle bir araya geldi. Eifman’a, uzun yıllardır birlikte çalıştığı asistanı Lyubov Andreeva eşlik etti. Önce Andreeva’nın eğitmenliğinde masterclass yapıldı. Ardından sanatçının biyografi filminin izlendiği programa, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü ve Genel Sanat Yönetmeni Tan Sağtürk de katıldı. Programda Eifman öğrencilerin sorularını yanıtladı. Eifman yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi: “Sanatımızla bunları izleyicilere aktarmayı, ruhun tüm inceliklerini araştırıp izleyiciye iletmeyi hedefliyoruz. İstanbul’da her temsilden sonra ayakta alkışlanıyoruz. Türk izleyicilerimiz demek ki bizi çok iyi anlıyor. Biz de onların ruhuna hitap edebilmişiz. Bu duygu beni çok mutlu ediyor ve heyecanlandırıyor. Doğru bir iş yaptığımızı anlıyoruz. Bale sanatı öyle bir şey ki yüz kere duymaktansa bir kere izlemek yetiyor.
Source: Öznur Oğraş Çolak
Edebiyatın yitirdiklerine saygı: ‘Haziranda Ölmek Zor’
Toplumcu şiirimizin en önemli isimlerinden birisi olan Hasan Hüseyin Korkmazgil’in, hem 2 Haziran’da yitirdiğimiz Orhan Kemal için hem de 3 Haziran’da yitirdiğimiz Nâzım Hikmet için yazdığı şiir: Haziranda Ölmek Zor. Yalnızca Orhan Kemal ve Nâzım Hikmet değil, “edebiyatımızın haziran yitikleri” yürek burkar. Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS), Kadıköy Belediyesi işbirliğiyle, önceki gün her ay düzenlenen “Edebiyat Matineleri” kapsamında, Türk edebiyatının önemli isimlerinin aramızdan ayrılışlarının yıldönümleri dolayısıyla, “Haziran Yitikleri” temasıyla “Haziranda Ölmek Zor” etkinliği düzenledi. YORUM”A SELAM Barış Manço Kültür Merkezi’nde yapılan etkinliğin yürütücülüğünü, TYS ikinci başkanı ve şair Mustafa Köz yaptı. Açılış konuşmasını da yapan Köz, “Her 3 Haziran geldiğinde Nâzım Hikmet, Ahmed Arif ve Orhan Kemal konuşulur çoğunlukla. Oysa hani ‘Haziranda ölmek zor’ diyor Hasan Hüseyin. Başlığa da onu çıkarttık. Açılış öncesi Hüsnü Arkan’ın bestelediği, Grup Yorum’un seslendirdiği ezgiyi dinledik. Hem Hasan Hüseyin’e hem de Grup Yorum’a selam olsun, direniyorlar çoktandır” dedi. TYS’nin matinelerinin gelecek yıl da süreceğini belirten Köz, Orhan Kemal’in Cibali’deki evinin “Orhan Kemal Evi” olması için başlattıkları farkındalığa da yurttaşlardan destek istedi. YİTENLERİN ŞİİRLERİ Etkinlikte Orhan Kemal’i, oğlu Işık Öğütçü anlattı. Ahmet Haşim’in şiirsel dünyasını Metin Cengiz aktardı. Sezai Sarıoğlu Nâzım Hikmet’ten, Halil İbrahim Özcan Hasan İzzettin Dinamo’dan, Osman Hakan A. Ahmet Muhip Dıranas’tan, Mustafa Köz Cahit Külebi’den, Leyla Şahin Ahmed Arif’ten, Metin Celal Mehmet Başaran’dan, Tahir Şilkan Tahsin Saraç’tan, Gürel Sürücü Erdoğan Alkan’dan, Nuray Gök Aksamaz Kemal Özer’den, Cihan Oğuz Cahit Zarifoğlu’ndan, Volkan Hacıoğlu, Hulki Aktunç’tan, Şenal Gökçe Süha Tuğtepe’den ve Kadir Aydemin Doğan Ergül’den şiirler okudu.
Source: Mehmet S. Aman
Virtüözlerin gecesinde doğum günü pastası
38 sayısını ‘çeyrek yüzyılı devirmiş, 40’a da 2 kalmış’ kabilinden basit bir matematik ifadeye indirgeyebilirsiniz. Ama… Festivalin doğum günü pastasındaki ilk mum üflenirken (1987) dünya CD ile tanışmıştı ama kaset ve plâklar hâlâ yaygın olarak kullanılıyordu. Spotify, YouTube gibi dijital yayın platformlarının bugün sunduğu anında küresel erişim fırsatı uzak bir hayaldi kuşkusuz…Pek çok disiplin gibi sanat dünyası da henüz ‘yapay zekâ’ ile tanışmamıştı ve beste yapabilmek sadece bestecilerin ayrıcalıklı mahallesiydi. Bugün, vokal taklidinden profesyonel prodüksiyon desteğine kadar uzanabilen ince detaylar insan elinin ayrıcalığından uçup gitmiş gibi görünüyor. Sanatçıların sanatseverlere ulaşımı radyo, televizyon ve konserlerle sınırlıydı. Instagram, TikTok gibi ‘sosyal medya’ aparatlarıyla dinleyici-izleyiciye dokunmak, iletişim tanımı içinde yoktu bile.İşte, geçip giden yıllara bir de bu farkındalıkla bakarsanız bir sanat etkinliğini ‘salonda izlemek kültürü’nün insanlığın giderek uzaklaştığı ve belki de unutulmaya ramak kalmış nostaljik bir inceliğe evrilmeye başlayıp başlamadığını, hayret hattâ dehşetle sorgulamak yazgısıyla yüzleşebilirsiniz. Son cümleyi okuyup bitirdiğinizde saçma veya abartılı da bulmuş olabilirsiniz. 38 yıl önce yukarıdaki paragraf da bir hayaldi. İşte, ‘klâsik’ler zaman ötesi olabilme halleriyle kıymetlidirler. 38.’inci yıla lütfen bir de bu gözlükle bakın.Avrupa Festivaller Birliği (EFA) üyesi olan, İzmir’in gözbebeği haline gelmiş bu seçkin organizasyon 38 yıldır EFA’nın AB destekli EFFE (Avrupa için festivaller, festivaller için Avrupa) Projesi’nin Türkiye Festivaller Merkezi kimliğiyle İzmir Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı’nın (İKSEV) ev sahipliğinde düzenleniyor.Festival’in açılış konseri ‘Barok’tan Romantizm’e’ seçkisiyle iki virtüözü AASSM’de ağırladı. Uluslararası başarıları ve ödülleriyle tanınan Tuncay Yılmaz (keman) ve Emre Elivar (piyano), J. S. Bach, R.Strauss ve F. Kreisler eserlerinden örülü repertuvarlarını seslendirdiler. Barok’un aristokrat matematiği romantizmin bulutsu heyecanıyla harmanlanmıştı.Yılmaz’ın 1731-Venedig, Petrus Paulus Devitor-Red Diamond- kemanıyla, Elivar’ın parmaklarında konuşan (ve kemanın yanında haliyle yeni yetme diyebileceğimiz) Steinway’in buluşması estetik fikrinin doruklarına taşıdı bizi. Uzun zamandır bu kadar telâşsız bir yoruma denk gelmemiştim. Suyun, önüne çıkan hiçbir engelle inatlaşmaması gibi dingin, ama damlaların delici kararlılığı kadar delişmen… Sanatçılarımızın BİS olarak sunduğu Gardel Tango (Por Una Cabeza) ise dinleyicilere evlerine kadar eşlik etti zannederim. Teşekkürler İKSEV.Yazıyı, Çetin Altan ustamızın yaşam kalitesinin ıskalanan sebep-sonuç döngüsü için aruzla düşürdüğü dizeleriyle bitirelim: “Kişinin dişleri sağlıklı olursa inanın / dokunur topluma her gün daha üstün yararı…” Bir kentin sokaklarında çöpler birikmişse eğer, meselenin parayla-pulla bir ilgisi yoktur aslında. Bütün pislik, kentli ‘festival’inin kıymetini bilemediği için ortada kalmıştır bence…
Source: Nihat Demi̇rkol
Arife günü bugün ve bayramda marketler açık mı, kaça kadar açık? 2025 Kurban Bayramı’nda BİM, A101, ŞOK çalışma saatleri
Kurban Bayramı yaklaşırken, vatandaşlar bayram süresince marketlerin çalışma saatlerini öğrenmek istiyor. Arefe ve bayram günlerinde alışveriş yapacak olanlar, özellikle BİM, A101, ŞOK gibi marketlerin açık olup olmadığını merak ediyor. Marketlerin çalışma saatleri bölgelere göre değişiklik gösterebiliyor. Peki, Arefe günü bugün ve Kurban Bayramı”nda marketler açık mı? AREFE GÜNÜ MARKETLER AÇIK MI? 2025 Kurban Bayramı arefesi, bu yıl 5 Haziran Perşembe gününe denk geliyor. Şu ana kadar BİM, A101, ŞOK, gibi büyük market zincirlerinin o gün kapalı olacağı yönünde resmi bir duyuru yapılmadı. Geçmiş bayram dönemleri dikkate alındığında, bu zincir mağazaların arefe gününde faaliyetlerini sürdürdüğü görülüyor. Bu çerçevede, BİM, A101, ŞOK ve Tarım Kredi Kooperatif Marketleri”nin 5 Haziran”da sabah 09.00″da açılıp, akşam 21.00″de kapanması bekleniyor. Ancak bazı bölgelerde mağaza saatlerinde farklılıklar yaşanabileceği unutulmamalı. 2025 KURBAN BAYRAMI”NDA MARKETLER AÇIK MI, KAPALI MI OLACAK? Önceki yıllardaki uygulamalara bakıldığında, zincir mağazalar Kurban Bayramı”nın ilk gününde kapalı kalırken, sonraki günlerde kapılarını yeniden açarak hizmet vermeyi sürdürmüştü. Bu yıl da benzer bir düzenin uygulanması bekleniyor. 6 Haziran Cuma günü, yani bayramın birinci gününde BİM, A101, ŞOK ve Migros gibi zincir marketlerin kapalı olması öngörülüyor. Ancak 7 Haziran Cumartesi, 8 Haziran Pazar ve 9 Haziran Pazartesi günlerinde bu marketlerin çoğunlukla açık olacağı tahmin ediliyor. Marketlerin resmi açıklamaları geldiğinde bilgiler güncellenerek kamuoyuyla paylaşılacaktır. KURBAN BAYRAMI TARİHLERİ Arefe Günü: 5 Haziran 2025 Perşembe 1. Gün: 6 Haziran 2025 Cuma 2. Gün: 7 Haziran 2025 Cumartesi 3. Gün: 8 Haziran 2025 Pazar 4. Gün: 9 Haziran 2025 Pazartesi
Source: Sabah
Stockholm günlükleri
Müzik dinleme alışkanlığımızı kökten değiştiren Spotify, 19 yıldır hayatımızda. Kurucusu ve CEO’su Daniel Ek’in geçen hafta yaptığı açıklamalar, sadece bir şirketin değil, tüm yaratıcı ekosistemin nasıl evrildiğini gösteriyor.“Her şeyin temelinde uzun vadeli düşünmek vardı” diyor Ek. Dikkat çektiği noktalardan biri şu: “Spotify’ın başarısı, sadece teknolojiyle değil, kültürle de ilgili.” Reggaeton gibi yerel türlerin nasıl küresel pop kültürüne dönüştüğünü anlatırken, bu dönüşümde streaming’in etkisinin altını çiziyor. Ek’in ifadesine göre Spotify sadece bir platform değil, kültürel bir motor. Ve bu motorun yakıtı hem dinleyici hem yaratıcıdan gelen talepler. Biz oradayken Avrupa’da ücretli üye sayısı 100 milyon kişiye ulaşmış durumda. Buraya telif dağılımında geri döneceğiz.SANATÇI NE KADAR KAZANIYOR?Müzik dünyasında en çok tartışılan sorulardan biri bu: “Kim kazanıyor, ne kadar kazanıyor?” Ve bu soruya Spotify cephesinden net bir yanıt geldi. Spotify’ın Sanatçı ve Endüstri Ortaklıkları Başkanı Bryan Johnson, Loud & Clear raporunu Avrupa perspektifinden paylaştı ve platformun ekonomik şeffaflık iddiasını yeniden gündeme taşıdı.Bugün Spotify’da en çok dinlenen diller arasında İngilizce dışında İspanyolca, Almanca, Fransızca, İtalyanca, Felemenkçe ve İsveççe var. Hatta, Avrupa’daki sanatçılardan gelen teliflerin yarısından fazlası İngilizce dışındaki dillerle yapılan üretimlerden geliyor. Bu durumun müzikte yıllardır süren “İngilizce yap ki globalde tutulsun” kuralını çürüttüğünü söylemek mümkün.Spotify’daki kullanıcı listelerinde Avrupa sanatçıları ABD, Meksika ve Brezilya gibi pazarlarda da yüz milyonlarca kez çalma listelerine eklenmiş. Sadece Avrupa’daki sanatçılar, Spotify’dan 1.7 milyar euro gelir elde etti. Spotify’da Avrupalı sanatçılar 2024 boyunca 28 milyar kez keşfedilmiş. 52 binden fazla Avrupalı sanatçı yıl içinde editoryal listelere eklenmiş. Bu isimlerin parçaları yalnızca Avrupa’da değil; ABD’de 830 milyon kullanıcı listesine, Meksika’da 183 milyona ve Brezilya’da 148 milyona girmiş.Dil bariyeri, müzikte çoktan kalkmış. Çünkü bu 830 milyon çalma listesinde Avrupa’dan sanatçılar var ve yüzde 57’si İngilizce dışı dillerde söylüyor.Peki bir şarkı dinlendiğinde ne kadar kazanılıyor? Johnson bu konuda da net: Spotify’da sabit bir “dinleme başı ücret” yok. Platform, o ay içinde elde edilen toplam gelirin telif havuzuna aktarılması ve bu havuzun, toplam dinlenme oranına göre oranlanması prensibiyle çalışıyor. Gelir eşitsizliği de burada devreye giriyor. Johnson’a göre, tamamen yapay zekâ ile üretilmiş müziklerin Spotify’daki tüketimi yok denecek kadar az. “AI müzikleri şu anda telif havuzunu etkilemiyor” diyor ve ekliyor: “Şimdilik”.KAPAKTAKİ EN ÇOK DİKKAT ÇEKEN İŞTİRSözü alanlardan Spotify’ın Nordic Editorial Lead’i olan Emma Vikström, “kapak savaşı”na ışık tuttu. Benson Boone örneğiyle liste desteğinin nasıl bir başarı ve ekonomi sağladığına değinen Vikström’le daha sonra bir araya gelme fırsatı buldum. Bu örnek, Spotify’ın çalma listeleri üzerinden ne kadar yön verici olduğunu ortaya koyuyor.Vikström’e doğrudan sordum: “Bu gücün tanımı nedir?” Yanıtı şöyle: “Bir anlamda güç bizde. Ama bu sadece çalma listeleriyle ilgili değil. Spotify’ın kullanıcıyla sanatçıyı bir araya getirme gücü var. Bu gücün tek kaynağı playlist’ler değil. Spotify evreni büyüdükçe, sadece listelerle değil, algoritmalar, kullanıcı tercihleri, hatta bazen sosyal medya etkisiyle de şekilleniyor. Bazen biz bir listede değerlendiriyoruz ama dinleyici sevmeyebiliyor. Her ülkede yönelimler farklı olabiliyor. Editoryal ekipler buna beyin fırtınasıyla karar veriyor.”3 gün boyunca konuşulan teknolojiler, stratejiler ve içerikler saymakla bitmez. Ama onlara da bir başka yazıda değinmek şart.Dikkat çekenler∆ Lvbel C5, son albümü “Sözde Kimseler Sevmiyor”u yayınladı. 13 şarkılık albümünde dancehall-reggaeton esintili sound’unu, nüktedan tavrıyla birleştiriyor.∆ Göksel, 10’uncu stüdyo albümünden ikinci şarkısı “Olmaz mı”yı paylaştı. Söz ve bestesi Göksel’e ait olan “Olmaz mı”nın düzenlemesi Alper Erinç imzası taşıyor. Tam bir Göksel şarkısı. Neşe veriyor, hareketlendiriyor, kendini ezberlettiriyor.∆ Buray, “Buzlu Cam”ı yayınladı. Sözü Emrah Karakuyu, bestesi Karakuyu ve Tanerman imzası taşıyan şarkı Buray’ın yeni hiti desem yanlış olmaz.∆ Ozan Çınar, “S.N.Z.A.O” u sevenleriyle paylaştı. Sana Ne Zaman Aşık Oldum’un kısaltması olan şarkının söz ve müziği Ozan Çınar’a ait. Efil efil yaz şarkısı arayanlara duyurulur.∆ En Derin, “Biraderim” ile farklı bir yol çiziyor. Şarkı, kardeşlik, sadakat ve duygusal dayanıklılık üzerine kurulu.∆ Redd, Feridun Hürel’in sevilen şarkısı “Sevenler Ağlarmış”ı kendine özgü tarzıyla yeniden yorumladı. Hürel’in orijinaline sadık kalırken, aynı zamanda melankolik bir atmosfer ekleyerek parçaya imzasını atıyor.∆ Günce, “Köksüz”ü yayınladı. Sözleri Günce’ye, müziği Evrim Dökme’ye, düzenlemesi Genco Arı’ya ait “Köksüz”, sanatçının ses yelpazesini güzelce sunan bir pop şarkısı.∆ Bozcaada Caz Festivali, 5-6-7 Eylül’de gerçekleşecek. Festival bu yıl, Ayazma Manastır’a ek olarak Habbele Beach ve Salhane’de düzenlenecek programıyla çok sayıda müzisyenin performansına ev sahipliği yapacak.Ne dinledim∆ Manifest- Snap∆ Kendimden Hallice- Yara Bandı∆ Nil Karaibrahimgil- Çık Buralardan∆ DOU- Sar Beni∆ Islandman- Adada
Source: Sinem Vural
Gönül Dağı”nda küskünlüklere son… Bayram heyecanı ve gözyaşı bir arada!
Gönül Dağı”nın yüz seksen birinci bölümü, bayramın ikinci günü 7 Haziran 2025 Cumartesi akşamı saat 20.00″de TRT 1 ekranlarına gelecek.Gönül Dağı”nın yeni bölümünde neler olacak:Gedelli”de Kurban Bayramı sevinci yaşanır. Taner”in dönüş yolunda kaza geçirmesi, bütün Kaya Ailesi”ni etkilemiştir. Ciritçi Abdullah, aralarındaki küskünlüğün sona ermesi için Veysel ve Ramazan”a bir görev verir.Veysel ve Ramazan, çıktıkları yolculukta neler yaşayacaktır?Taner ve Selma”yı aradıkları doktor ziyarete gelir. Doktor, Selma için neler söyleyecektir?Kiraz, şarkı yarışmasına katılır. Şarkı yarışmasını kim kazanacaktır?Berk Atan, Semih Ertürk ve Cihat Süvarioğlu”nun başrolleri paylaştığı Gönül Dağı”nda, Nazlı Pınar Kaya, Melis Sevinç, Hazal Çağlar, Ferdi Sancar, Öykü Gürman, Ege Aydan, Erdal Özyağcılar, Erdal Cindoruk, Süeda Çil, Serkan Kuru, Eser Eyüboğlu, Şebnem Dilligil, Yavuz Sepetçi, Burak Can, Nuri Gökaşan, Zümre Meğreli, Hüseyin Sevimli, Öge Sözbaş, Ulviye Karaca, Sait Seçkin, Sercan İnceer, Burak Haktanır, Cemil Şahin, Faruk Karagül, Gözde Dernek, Öznur Yağcı, Kaan Şençubukçu, Ataberk Tufan, Ömer Batu Dağlı, Bade Irazlı, Zeynep Bostancı, Mehmet Yiğit Uzunal rol alıyor.
Source: Www.star.com.tr
Başkan Şahin”den Kurban Bayramı mesajı
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Kurban Bayramı dolayısıyla mesaj yayımladı.
Başkan Şahin mesajında, Kurban Bayramı’nın huzur, kardeşlik ve paylaşma duygularını yücelten; iman, itaat ve teslimiyetin sembolü olduğunu vurguladı.
İBADETİN DEĞERİNE DEĞİNDİ
Bayramların, sevgi ve saygıyı pekiştiren; dayanışma ve birliği artıran, millî ve kültürel değerleri yücelten anlamlı birer vesile olduğuna mesajında dikkat çeken Şahin, Kurban Bayramı’nın Yaratan’a karşı ihsan şuurunu, yaratılanlara karşı ise vefa ahlakını pekiştirdiğini; inanç uğruna nimetlerden vazgeçebilme iradesini öğreten büyük bir ibadet olduğunu ifade etti.
Bu müstesna günlerin, büyükleri ziyaret ederek, küçükleri sevindirerek, kimsesizleri ve yoksulları hatırlayarak, gönülleri kazanarak bayramın maneviyatına uygun yaşanması gerektiğini belirten Şahin, bayramların çocuklara en güzel şekilde yaşatılmasının bu değerlerin gelecek nesillere aktarılması açısından büyük önem taşıdığını söyledi.
“SEVİNÇTE DE KEDERDE DE BİR OLDUĞUMUZU GÖSTERELİM”
Kurban Bayramı’nın milletimize, İslam âlemine ve tüm insanlığa hayırlar getirmesini dileyen Başkan Şahin, mesajını şu sözlerle sürdürdü:
“Sevginin, şefkatin, vefanın, merhametin ve dayanışmanın doruk noktaya ulaştığı bu mübarek Kurban Bayramı’nda birbirimize daha içten sarılalım; yaralarımızı birlikte saralım, dertlerimize birlikte çare olalım, sevinçte de kederde de bir olduğumuzu gösterelim. Kurban Bayramı”nın gönülleri yumuşatması, idrakleri aydınlatması ve insanlığa vicdanı, merhameti yeniden hatırlatması en büyük temennimizdir.
Bayramların ruhunu ve coşkusunu, kardeşlik ve birlik duygularını yüzyıllardır içselleştirmiş; bu maneviyatı yılın her gününe yaymayı başarmış büyük bir medeniyetin mensupları olarak, bu değerlere olan bağlılığımızı asla yitirmeyeceğimize yürekten inanıyorum.
Bayramlar birlikte yaşanırsa sevinçler çoğalır, gönüller muhabbetle dolar; bayramın anlamı, yeryüzüne neşe taşıyabildiği ölçüde tamamlanır. Bu bayramda, ihtiyaç sahiplerinin evlerine sevgi ve umut taşımamız gerekiyor. Kurban ibadetinin bizden istediği; yalnızca elimizi değil, gönlümüzü de açmak ve gönülden verebilmektir.
Bu duygu ve düşüncelerle tüm vatandaşlarımızın ve İslam âleminin Kurban Bayramı’nı tebrik ediyor; bu mübarek bayramın milletimize ve insanlığa sağlık, barış, huzur ve mutluluk getirmesini diliyorum.”
Source:
Cebel-i Rahme”de hacı adayı yoğunluğu yaşanıyor
Mekke”ye yaklaşık 25 kilometre mesafedeki Arafat bölgesine dün akşamdan itibaren ulaşan ve geceyi Kur”an-ı Kerim okuyup dua ederek geçiren hacı adayları, sabah namazını da burada kıldı. Namazın ardından Türk hacıların bulunduğu kafilede Diyanet İşleri Başkanlığının irşat programı başladı.
Hacı adaylarının çoğunluğu Arafat”a ulaştı10 soruda hac ile ilgili merak edilenler
İrşat programını hacı adayları bulundukları çadırlara kurulan ses sistemi yardımıyla takip edebiliyor. Arafat bölgesindeki bazı hacı adayları ise Cebel-i Rahme”ye çıkarak dua ediyor. Hava sıcaklığının 45 dereceyi aştığı bölgede Cebel-i Rahme çevresinde yoğunluk yaşanıyor.
Öte yandan, bugün öğle ve ikindi namazlarının birleştirilerek (Cem-i takdim) kılınmasının ardından Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş Vakfe duası yapacak.
Akşam saatlerinde Arafat”tan ayrılacak hacı adayları, daha sonra Müzdelife”ye geçecek. Burada akşam ve yatsı namazlarını yatsı vaktinde birleştirerek “Cem-i tehir” kılacak hacı adayları, Müzdelife vakfesini yapacak.
Müzdelife”de şeytana atılacak taşları toplayacak hacı adayları, daha sonra Mina”daki “Cemerat” bölgesine hareket edecek.
Kurban Bayramı”nın birinci günü hacı adayları, “Büyük şeytana” 7 taş atacak. Hacı adayları şeytan taşlama, kurban kesimi ve tıraş olmalarının ardından ihramdan çıkacak, ilk fırsatta farz olan ziyaret tavafı ve haccın sa”yını ifa edecekler. Böylece hac farizasını tamamlamış olacaklar.
Hacılar, bayramın ikinci ve üçüncü günü yine aynı bölgede sırasıyla “küçük, orta ve büyük” şeytana 7″şer taş atacak.
Hacılardan daha önce gitmeyenler, Medine”ye giderek ibadet ve ziyaretlerini burada sürdürecek. Mekke”den ayrılacak olan hacılar ise yapacakları veda tavafıyla Kabe”ye ve şehre veda edecek.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Uzun Çarşı bu haliyle son bayramını görüyor! Hatay”da Kurban Bayramı alışverişi için halk Uzun Çarşı”ya akın etti
Kahramanmaraş merkezli depremlerde yerle bir olan Hatay”da asrın felaketinin yaraları sarılmaya devam ediyor. Depremde zarar gören ve ticaretin merkezi konumunda olan Antakya”daki tarihi Uzun Çarşı”da bir yandan inşa işlemleri devam ederken, bir yandan da enkaza dönen çarşıdaki iş yerlerinde alışveriş devam ediyor. Hataylılar, her bayram olduğu gibi Kurban Bayramı alışverişi için de tarihi Uzun Çarşı”yı tercih ettiler. Bayramın ardından ihya ve inşa süreci başlayacak olan Uzun Çarşı”da afetzede vatandaşlar son bayram alışverişini yaptılar. Uzun Çarşı esnafı, eski günleri özlerken yeni günleri de umutla beklediklerini söylediler. Uzun Çarşı ihya ve inşa sürecine gireceği için umutlu olduğunu ifade eden esnaf Murat Ergüç, Bugün için birazcık eski günlerimize göre zayıf gidiyor. Kurban Bayramı dolasıyla da kalabalık az olabilir. Deprem bölgesindeyiz, bayram sonrasında bu bölgelerde yeniden yapım, inşaat aşamalarına girecekler. Devletimizden tek ricamız, eski düzenimizi tutturup bir şekilde çarşımızı en kısa sürede bitirmesini temenni ediyoruz. İnşallah eski günlerine ve görseline kavuşmasını. Duygu, düşünce olarak eski durumu olmayacak, inşaat sonrasında daha güzel, yeni ve düzenli bir hale gelecek. Devletimiz sağ olsun. Devletimiz elinden gelen var gücüyle çalışıyor. Uzun Çarşı”nın geleceği daha güzel olacağı için üzgün değilim. Çarşının kalabalık durumu normal derecede iyi durumda. Deprem bölgesinde olmamıza rağmen yine de çok şükür ediyoruz dedi. Uzun Çarşı”da son bayram alışverişi olduğu için üzgün olduğunu söyleyen esnaf Mustafa Gürler ise, Kalabalık depremden sonraki yıllara göre çok daha iyi olur. Bayram akışı var, kalabalık fena değil. Bayram telaşı var. Olacak o kadar. Yarın arefe günü olduğundan daha kalabalık olacak. Eskiden burada gece 2″lere kadar kapatmıyorduk ve evlerimiz yakındı. Uzun Çarşı”da son bayram olacak ama niyetimiz daha güzel yerler olacak. Burnumun ucu sızlıyor. Çünkü bu çarşıda ben 72 yıldır esnaflık yapıyorum. İnşallah eski haline döner ve Antakyalıların memleketine dönmesini temenni ediyorum diye konuştu.
Source: Gazetevatan.com
Allah’a yakınlaşma bayramı…
Ayrıcalıklı bir zaman diliminde, aslında “bir oyun ve bir eğlenceden” başka bir şey olmayan dünya hayatının gündelik telâşesinden ve aldatıcı yüzünden bir bayramlık olsun uzak durmak şansına sahip olduğumuz için ne kadar şükretsek az…
İnanan insanları cennet asa bir iklime taşıyan bu özel zaman diliminin, gerek manevi hayatımız ve gerekse zihni melekelerimiz üzerindeki tesiri, tahmin edilemeyecek kadar fazladır.
İmanı hayatın belirleyici unsuru olarak tefekkür dünyasının merkezine koyan İslâm medeniyeti kavrayışı, karşılaşılan her meseleye bu düşünüşü tatbik etmiş ve ayrıntılarda bile bu hususun belirleyici olmasına özen göstermiştir.
Bu iddiamızı ispatlayan en önemli delillerden birisi de kuşkusuz ki ‘Kurban’dır.
Kurban kavramı, kelimenin tam manasıyla, nevi şahsına münhasır bir mana taşımaktadır ve dünyadaki hiçbir dilde (buna Arapça ve Farsça da dâhildir) Türkçedekine benzer bir karşılığı yoktur.
Türkçedeki ‘kurban’ ifadesi, kesmek ya da boğazlamak gibi bir mana taşımaz…
Bu sebeple, Arapçadaki ‘uhdiye’ ve ‘nesike’ gibi Allah rızası için hayvan kesmek anlamında kullanılan kelimelerle ‘kurban’ arasında herhangi bir benzerlik bulunmamaktadır.
Diğer dillerde de (özellikle batı dillerinde), ‘boğazlamak’ yahut ‘kesmek’ fiiliyle birlikte anıldığını dikkate aldığımızda, Türkçedeki ‘kurban’ın, bu yönüyle tamamen özgün bir vasfa sahip olduğu görülecektir.
Bu tespitten hareketle, kurban kavramını Türkçeye kazandıran yaklaşımın, aynı zamanda imanı hayata tatbik edip onu kültüre, sanata ve estetiğe dönüştürerek sosyal hayatın ayrılmaz bir parçası haline getirdiğini rahatlıkla ifade edebiliriz.
O halde şu mülahaza ile konuyu biraz daha açalım…
Cenab-ı Hakk, aziz Kur’an’ın birçok ayet-i kerimesinde ‘kesilen hayvanların etlerinin ve kanlarının değil, takvanın ve niyetin Zat-ı Ulûhiyetine yakınlaşmaya’ vesile olacağını beyan buyurur.
Bu kutsi beyan vesilesiyle Kur’an’a muhatap idrak, işte tam bu noktada devreye girmiş, dehasını ve bedii kavrayışını sergileyerek ibadete ait bir unsuru, bir sanat ve estetik değer haline getirmiştir.
Allah’ın, önemini ayetlerle belirttiği ‘yakınlaşma’ ifadesinden ilham alan bu anlayış, Arapçadaki yakın olma anlamına gelen ‘kurb’ köküne ikili yakınlaşmayı anlamlı kılan ‘an’ eki ekleyerek özbeöz Türkçe bir kavram elde etmiştir.
Dikkat buyurunuz bu, gerçek bir dehanın ürünü harikulade bir mefhumdur ve ne mutludur ki, bize, bizim medeniyetimize aittir…
Yani kâinatın mutlak hâkimine yakınlaşmaya vesile teşkil eden manevi tören…
O’nun rızasına erişmeye bir sebep…
Kesmek fiilinin edebi bir mefhum haline dönüşmesine neden olan kutlu hadise…
Edebi derken, laf olsun diye zikretmiyorum bu kavramı…
Bu, kelimenin tam manasıyla “efradını cami” bir mefhumdur…
İşte, edebiyatımızda ‘kurban’ kavramının ne denli etkili olduğunu gösteren birkaç örnek.
Bizim Yunus; “Canım kurban olsun senin yolunda/ Adı güzel kendi güzel Muhammed” diyerek Efendimize (sav) olan muhabbetini dillendirirken,
Mehmet Akif İstiklal Marşında; ‘Çatma kurban olayım çehreni ey nazlı hilal!’ haykırışıyla milli birliğimize ve uhuvvetimize seslenirken,
Karacaoğlan; “Ala gözlerine kurban olduğum/ Say edip âleme bildirme beni” diye sevdiğine sitem ederken, ‘kurban’ olgusunun bu edebi ve estetik yönünü öne çıkarıp, dikkatleri hep bu noktaya çekmişler ve adeta hayatın ta kendisinden söz etmişlerdir…
Öyle ya, O ‘en Sevgilinin sevgilisine’, üzerinde yaşadığımız toprakları vatan yapan değerlere ve mahbubumuza kurban olmaktan daha tabii ne olabilir ki.
Evet, kurban taşıdığı anlam ile bize, bizim medeniyetimize ait incelikli ve sanatsal bir kavram…
Bu edebi manasının yanında sosyal hayata yansıyan yönüyle de medar-ı iftiharımız.
Binlerce kez hamdolsun!
Son olarak…
Bugün, arife günü…
Milyonlarca Müslüman büyük bir heyecanla ‘hacı’ olmak için Arafat’ta toplandı ve hep bir ağızdan “Lebbeyk Allahumme lebbeyk” nidalarıyla kulluklarını Rablerine arz ediyorlar.
Yarın menasıkı tamamlayıp hacı olacaklar Allah’ın izniyle…
Cümlesinin hacları mebrur, sa’yleri meşkûr olsun…
Yarın bayram…
Bayramınız mübarek olsun efendim…
Nihat Nasır / Haber7
Source: Nihat Nas
Sevgiliye bayram mesajı 2025: Uzaktaki sevgiliye kısa uzun romantik Kurban bayramı mesajları
Kurban Bayramı yaklaşırken sevgiliye bayram mesajları, uzun, anlamlı ve romantik mesajlar ile öne çıkıyor. Romantik ve anlamlı sözler, çiftler arasında bayramı daha özel kılıyor. Kalbimi sana kurban verdim bir kere… Kurban Bayramımız kutlu olsun sevgilim, birlikte nice bayramlara.Senin varlığın bayramın en güzel armağanı… Aşk dolu bir bayram diliyorum bize.Her Kurban Bayramı’nda sana olan sevgim biraz daha büyüyor. İyi ki varsın canım. Bayramlık ne giyeceğim değil, seni görebilecek miyim diye düşünüyorum… Kalbim seninle aşkım.Bayram sabahı senin gülüşünle başlasın isterdim. Kurban Bayramımız mübarek olsun. Bu bayram sabahı uyanırken, yanımda olmanı diledim. Elini tutarak, gözlerine bakarak “Bayramın kutlu olsun” demekti hayalim. Belki bu bayram olmadı ama kalbim hep seninle.Sensiz geçen bir bayram daha… Ama her geçen gün sana kavuşacağımız o güzel bayrama yaklaşıyoruz. Seni özlemek bile bayram tadında.Kurban Bayramı demek; paylaşmak, sevmek, yakın olmak demek… Seninle hepsini yaşıyorum. Varlığın en güzel bayram hediyesi. Bu bayram, gözlerimde sen, dualarımda sen, kalbimde yine sen varsın. Birlikte nice bayramlara sevgilim.Yanımda olmasan da her mesajında sesini duyuyorum, varlığını hissediyorum. Kalbim seninle dolu, bayramın huzur ve sevgi getirsin.Kalbim seninle, bayramın kutlu olsun aşkım.Sen varsın ya, her gün bayram bana.Aşk dolu bir bayram olsun canım. En güzel bayram hediyem sensin.Kurban Bayramın kutlu olsun bir tanem.Bayram şekerlerinden tatlı gülüşün, sarılmak istiyorum sana.Bayram sabahı uyanınca yanımda sen ol istiyorum, ömrüm boyunca.
Source: Gazetevatan.com
Bir diriliş ve direniş iklimi; Kurban Bayramı günleri
Şimdilerde dünya, oldukça hızlı bir sosyal değişimin gergefinde nefes soluyor. İnternet temelli teknoloji kullanımı hayatları tamamen esir almış durumda. İnsanların kendilerini ifade etme biçimleri sosyal ağlar tarafından yönetilirken insanların ilişki kurma biçimleri de giderek sanallaşıyor.
Bütün bu olup bitenler neticesinde bir taraftan insanı koruma çemberine alan aile, akrabalık gibi güçlü yapılar peş peşe bozulurken öte yandan tarihsel hafızalarımızı muhafaza eden geleneklerimiz hızla çözülüyor.
Böylesine tarumar olan sosyal hayatlar karşısında Müslümanların çok büyük direnç noktaları var ki bunların başında Kurban Bayramı günleri geliyor. Her geçen gün biraz daha sanallık uçurumuna yuvarlanmakta olan sosyal hayatlarımız için Kurban Bayramı günleri hem muhkem bir direnç noktası oluşturuyor hem de buna yönelik bir karşı duruş alanı olarak önümüzde duruyor. Öyle ki aylar öncesinden kurbanlık seçimiyle başlayıp teşrik tekbirleriyle taçlanan ve bayram namazıyla devam eden, ardından kurban kesimiyle ilerleyip fakir-fukaraya et dağıtımıyla zirveye ulaşan ve akraba ziyaretleriyle bereketlenen, canlı olduğu kadar heyecanlı da olan bu muhteşem insani süreç, Müslümanın hayatına dinamizm katmaya ve süreklilik kazandırmaya devam ediyor.
Kurban Bayramı günleri Müslümana sadece benlik ve bilinç aşısı yapmakla kalmıyor aynı zamanda Hz. Adem’den bu yana süregelen muazzam bir geleneğin ruhunu da yaşatıyor.
Köyden şehre göçtüğümüz günlerdi. Rahmetli babam bizi okutabilmek için şehre getirmişti. Kirada oturuyor ve kıt kanaat geçiniyorduk. Babam inşaatlarda çalışıyor ve kazandığı parayla ev yapacak bir arsa temin etmeye çalışıyordu. Bu yüzden her Kurban Bayramı gelince içimizde bir yandan bayram sevinci diğer yandan kurban kesemeyecek olmanın hüznü kol gezerdi. Nihayet bayramın ikinci ya da üçüncü günü bu hüzün dağılır, yerini kutlu bir sevince terk ederdi. Zira babam ucuzlayan kurbanlıklardan bir koç alıp her defasında bu hüznümüzü ibadet coşkusuna ve akıp giden hayatın sevincine döndürmeyi başarırdı. Bu yüzden çocukluğumuzdan itibaren Kurban Bayramı günlerinin üzerimizde çok yönlü derin tesirler bıraktığını söyleyebilirim.
Kurban ibadeti, insanlığın sıfır noktasının saflığını ve berraklığını gelecek kuşaklara bağlayan bir köprü vazifesi görür aslında.
Kurban, ilk insan ve peygamber olan Hz. Adem’le, onun çocukları Habil ve Kabil’le başlıyor ve ondan sonra gelen din ve kültürlerde aynen devam ediyor. Zaman içinde tahrif edilen dinlerle beraber kurbanın anlamı da bozulup başkalaşıyor elbette ama her yeni gelen peygamber bu ibadeti sadece özüne döndürmekle kalmıyor aynı zamanda farklı dil ve sembolle adeta yeniden inşa ediyor. Söz konusu kurban olunca Hz. İbrahim’le oğlu İsmail’in yeri bambaşkadır. Öyle ki Hz. İbrahim”i gerektiği gibi anlamadan kurbanın anlamını da layıkıyla idrak etme şansımız yok gibidir. Nihayet Hz. Muhammed Mustafa ile tamamlanıp kıyamete kadar sürecek bir tevhidi Kurban inşasıyla bu tanımlama süreci kemale ermiştir.
Kurban; Yüce Allah’a yakınlaşma, O’na yaklaşanlar arasına katılabilme coşkusudur. Bu çaba gerek Habil gibi malının en güzelini O’na sunarak, gerek İbrahim gibi biricik evladı İsmail’i O’na feda ederek ve gerekse İsmail gibi O’nun hükmüne gözünü kırpmadan rıza göstererek görünür hale gelir.
Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle kestiğimiz kurbanların ne eti ne de kanı Allah”a ulaşır. Allah”a ulaşacak olan sadece bizim takvamızdır. Takva, insanın fıtratı, en bozulmamış saf ve tertemiz halidir. Bütün arınmışlığı ve durulmuşluğuyla Yüce Allah’a yakınlaşma çabasının ta kendisidir. Bu nedenle Kurban Bayramı günleri bir yandan Müslüman toplumda birlik-beraberlik, kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma ruhunu canlı tutup sosyal adaletin tesisine katkıda bulunurken öte taraftan insanlığın sıfır noktasında Hz. Adem’le başlayıp Hz. İbrahim’le şekillenen ve Hz. Muhammed’le kemale eren Tevhid geleneğinin kesintisiz olarak geleceğe aktarılmasını sağlar.
Kurban ibadetini yerine getirirken bizi Yüce Allah’tan uzaklaştıracak bütün davranışlardan kaçınmalıyız.
İslam bir rahmet ve merhamet dinidir her şeyden önce. Bu yüzden kurban ibadeti esnasında hayvanlara eziyet verecek ve onların gereğinden fazla acı çekmesini gerektirecek her türlü tedbirsizlik ve ihmalden şiddetle kaçınmak lazım. Müslüman olarak güzel olan ve güzeli seven bir Allah’a inanıyoruz. Bu sebeple kurban ibadetini yerine getirirken hem dışardan bakana güzel görünmeyecek hem de bizatihi çirkin olan bütün iş ve davranıştan kaçınmalı. İslam bir temizlik dinidir sonra. O sebeple Kurban ibadetimizi hem hulusi kalp ile hem maddi temizlik hem de çevre temizliği ile ele alıp tam bir temizlik çemberi içinde ifa etmeliyiz. İslam bir nezaket ve zarafet dinidir de. Bu sebeple yardımlaşma ve dayanışma çabalarımızı gölgeleyecek her türlü kibir, gösteriş ve başa kakma gibi kabalıklardan kesinlikle uzak durmalı.
Nihayet Kurban Bayramı günleri dünyanın her yerindeki Müslümanlar için bir diriliş ve direniş iklimidir.
Bu müstesna günleri fırsat bilerek Müslümanlık bilincimizi tazelemeli ve millet olarak birlik-beraberliğimizi güçlendirmeliyiz. Öyle ya göklerin bereket kapıları açılmışken bütün kapları doldurmak gerekir. Bu vesileyle bütün dostların Kurban Bayramı mübarek olsun. Kurbanlarımız Yüce Allah’a yakınlaşmamıza vesile olsun. Bu ilahi iklimin meltemleri başta Gazze ve Doğu Türkistan olmak üzere Müslümanların özgürleşmesine vesile olsun.
Mürsel Gündoğdu/Haber7
murselgundogdu@gmail.com
Source: M Yazilari
Kültür ve inanç turizminin gözdesi: Dünyanın dört bir yanından turist ağırlıyor!
Mutasavvıf ve İslam düşünürü Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin kabrinin bulunduğu Konya’daki Mevlana Müzesi, bu yılın ilk 4 ayında 917 bin 102 ziyaretçi çekti.
“NE OLURSAN OL YİNE GEL”
Her yıl Mevlana’nın “Ne olursan ol yine gel” çağrısına uyarak dünyanın dört bir yanından turistin geldiği Mevlana Müzesi’nde 10 bine yakın eser bulunuyor. Mevlana’nın türbesinin bulunduğu Kubbe-i Hadra (Yeşil Kubbe), müzenin en çok dikkati çeken bölümünü oluşturuyor.
MEVLEVİLİĞİN MERKEZİ
Daha önceki dönemlerde Mevlevi Dergahı olarak bilinen ve daha sonradan müze haline getirilen Konya Mevlana Müzesi, her gün çok sayıda misafir tarafından ücretsiz olarak ziyaret edilebiliyor.
“3,5 MİLYONA YAKIN ZİYARETÇİ BEKLİYORUZ”
Müzenin geçen yıl ilk dört ayda 40 bine yakın yabancı olmak üzere yaklaşık 301 bin ziyaretçi ağırladığını anlatan İl Kültür ve Turizm Müdürü Fikret Fidan, şunları kaydetti:
“2025’te bu sayı aynı dönem 917 bine çıktı. Mevlana Müzesi, Türkiye’nin en çok ziyaret edilen ilk 3 müzesi arasında. Yerli ve yabancı turistlerin yoğun olarak tercih ettiği bir müze, Orta Doğu, Avrupa, Çin, İran’dan yoğun turist alıyor. Yıl sonuna kadar 3,5 milyona yakın ziyaretçi bekliyoruz. Her yıl aralık ayında farklı temalarla düzenlenen Mevlana’nın Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri’ne katılmak için kente dünyanın dört bir yanından çok sayıda yabancı turist geliyor. Ziyaretçi sayısı bu dönemde daha çok artıyor.”
MÜZE İÇİNDEKİ ESERLERLE DE DİKKATİ ÇEKİYOR
Mevlana Müzesi’nin içindeki eserlerle de ön plana çıktığına değinen Fidan, “Müzemizde 1865 nadide eser, 2 bin 800 el yazması, 2 bin 452 nadir matbu eser, 316 berat ferman ve 125 erken Osmanlı Dönemi halı koleksiyonu mevcut. Bunların yanında Hz. Mevlana’nın sandukası, puşidesi (sanduka örtüsü), cepkeni, çatma kadifesi gibi çok önemli eserler sergileniyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından müzemiz sürekli restore edilerek koruma altına alındığı ve 13. yüzyıldan beri yerinde korunduğu için hem yerli hem yabancı ziyaretçilerimiz yerinde incelemek istiyor.” diye konuştu.
Source: Nergis Demir
Kurban bayramına özel mesajlar 2025: Resimli anlamlı yeni ayetli bayram mesajları
Kurban bayramı İslam alemi için birlik ve dayanışmanın adıdır. Bu duyguları pekiştirmek için vatandaşlar bayram mesajlarıyla sevdiklerinin gönülünü alır. Bu yüzden, içten dileklerle süslenmiş bayram tebrikleri, mesafeleri anlamlı bir köprüye dönüştürüyor. Sevdiklerinize gönderebileceğiniz en güzel ve duygusal Kurban Bayramı mesajlarını sizler için derledik… Bil ki sevmeyi bilmeyen huzuru da bulamaz. Bu bayram evinizden sevgi ve huzur eksik olmasın. İyi bayramlar…Dilden gelen gönüldense, dokunur başka gönüllere… En içten dileklerimle bayramını kutlar, bu bayramın hayırlara vesile olmasını dilerim. Gülerek geldi Mübarek Kurban Bayramı, şimdi ellerim havada dua ediyorum Yaradan”ıma bu Mübarek Kurban Bayramında herkes mutlu olur inşallah dualarım Allah”ıma..Bizi yaratan Allah’a şükürler olsun. Bütün müslümanlara hayırlı olsun. Kurban Bayramınız mübarek olsun.Küslerin barıştığı bu bayramda mutluluk hep sizinle olsun. İyi bayramlar. Sofranız afiyetli, paranız bereketli, kararlarınız isabetli, yuvanız muhabbetli, Kalbiniz merhametli, bedeniniz sıhhatli, yüzünüz mutlu, bayramınız kutlu olsun.Bu bayramda gönlünüz dertlerinden arınmış, tüm gözyaşlarınız dinmiş olsun. Yüzünüz de hep gülümseme, kalbiniz huzurla dolsun. Kurban Bayramı’nız kutlu olsun. Kardeşliğin doğduğu, sevgilerin birleştiği, belki durgun, belki yorgun, yine de mutlu, yine de umutlu, yine de sevgi dolu nice bayramlara…Gecenin güzel yüzü yüreğine dokunsun, kabuslar senden uzakta melekler başucunda olsun, güneş öyle bir geceye doğsun ki, duaların kabul ve Kurban Bayramınız mübarek olsun! Bütün İslam aleminin Kurban Bayramı”nı kutlar, bu mübarek ayın tüm insanlığa barış, huzur ve hoşgörü getirmesini temenni ederim.Kurban Bayramı”nın başta İslam alemi olmak üzere tüm dünyaya sevgi, barış, dostluk ve kardeşlik getirmesini diliyorum. İyi bayramlar… Varlığı ebedi olan, Merhamet sahibi, adaletli Yüce Allah kendisine dua edenleri geri çevirmez. Dualarınızın Rabbin yüce katına iletilmesine vesile olan Kurban Bayramınız mübarek olsun.Bugün ellerinizi her zamankinden daha çok açın. Avucunuza melekler gül koysun, yüreğiniz coşsun. Kurban Bayramınız hayırlara vesile olsun. Bayramlar; dargınlıkların unutulduğu, incinen gönüllerin tamir edildiği, coşkuyu ve sevinci hep birlikte yaşayabildiğimiz en özel zamanlardır. Kurban Bayramı’nız kutlu olsun.Dua kapılarının ağzına kadar açık, bela ve kötülüklerin arındırıldığı bu güzel günün hayırlara vesile olmasını dilerim. Kurban Bayramınız kutlu olsun. Kurban Bayramı’nız mübarek olsun, sevdiklerinizle birlikte huzurlu ve mutlu bir bayram geçirmenizi dilerim.Kurban Bayramı’nın manevi atmosferi, kalplerimizi yumuşatsın, ruhlarımızı huzurla doldursun. Sevdiklerinizle bir arada, mutlu ve bereket dolu bir bayram geçirmenizi dilerim. Allah, dualarınızı kabul etsin, kurbanlarınızı makbul eylesin. Bayramınız mübarek olsun! Bu özel bayram gününde, Allah’ın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. Kurban Bayramı’nın getirdiği barış, sevgi ve huzur tüm ailenizle birlikte evinize dolsun. Birlik ve beraberlik içinde, sağlık ve mutlulukla dolu nice bayramlar geçirmeniz dileğiyle. Bayramınız kutlu olsun! Kurban Bayramı’nın kutsallığı ve anlamı, kalplerimizi aydınlatsın. Bu mübarek günün sevincini sevdiklerinizle paylaşarak, dostluk ve kardeşliğin en güzel örneklerini yaşamanızı dilerim. Her adımınızda Allah’ın rahmeti ve bereketi sizinle olsun. Bayramınız mübarek olsun! Kurban Bayramı’nızda, Allah’ın sonsuz merhameti ve lütfu üzerinize olsun. Sevdiklerinizle birlikte geçireceğiniz bu özel günlerde, kalpleriniz sevgiyle dolsun, eviniz huzurla şenlensin. Tüm dileklerinizin kabul olması dileğiyle, hayırlı bayramlar dilerim. Bayramınız kutlu olsun! Bu bayramda, sevginin ve kardeşliğin gücüyle bütün kalplerin birleşmesini temenni ederim. Kurban Bayramı’nın anlamını ve ruhunu en derin şekilde hissederek, sevdiklerinizle birlikte huzur dolu bir bayram geçirmenizi dilerim. Allah, dualarınızı kabul etsin, kurbanlarınızı makbul kılsın. Bayramınız mübarek olsun! Kurban Bayramı’nın manevi hazzını ve coşkusunu en derin hislerle yaşamanız dileğiyle. Bu mübarek gün, kalbinize huzur, evinize bereket getirsin. Sevdiklerinizle birlikte, sağlık, mutluluk ve huzur dolu bir bayram geçirmeniz temennisiyle. Bayramınız kutlu olsun! Kurban Bayramı’nın getirdiği bereket, huzur ve barış tüm yaşamınıza yayılsın. Bu özel günde, Allah’ın rahmeti ve merhameti üzerinizde olsun. Sevdiklerinizle birlikte geçireceğiniz her anın, mutluluk ve sevgiyle dolu olmasını dilerim. Bayramınız mübarek olsun! Kurban Bayramı, birlik ve beraberliğimizin en güzel örneklerinden biridir. Bu mübarek günde, Allah’ın rahmeti ve bereketi üzerinizde olsun. Kurbanlarınızın kabul olması, dualarınızın kabul görmesi dileğiyle, sevdiklerinizle birlikte huzur ve mutluluk dolu bir bayram geçirmenizi dilerim. Bayramınız mübarek olsun!
Source: Gazetevatan.com
Sinop Tarihi Cezaevi Müzesi ziyarete açılıyor
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yürütülen kapsamlı restorasyon ve teşhir-tanzim çalışmalarıyla yenilenen Sinop Tarihi Cezaevi, çağdaş müzecilik anlayışıyla yeniden düzenlenerek ziyarete açılıyor. “Anadolu”nun Alkatrazı” olarak da anılan ve Sinop İç Kalesi”nin içinde yer alan yapı, mimari özelliklerinin yanı sıra edebiyat ve kültür dünyasından birçok önemli isme ev sahipliği yapmış olmasıyla da Türkiye”nin kolektif hafızasında özel bir yer tutuyor.Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, açılışa ilişkin yaptığı değerlendirmede şu ifadeleri kullandı: “Sinop Tarihi Cezaevi sadece bir yapı değil, Türkiye”nin belleğinde iz bırakan önemli bir kültür mekânıdır. Bu projeyle, tarihsel hafızamızı koruyarak geleceğe aktarmayı ve ziyaretçilere hem düşünsel hem de görsel açıdan zengin bir deneyim sunmayı amaçladık. Modern müzecilik anlayışını temel alarak gerçekleştirdiğimiz bu dönüşümle, Sinop”a yalnızca bir müze değil, aynı zamanda güçlü bir kültür ve medeniyet merkezi kazandırdık.”Helenistik Dönem”den günümüze ulaşan Sinop İç Kalesi”nin içinde yer alan cezaevi yapısı, Avrupa Birliği destekli “Ortak Kültürel Miras: Türkiye ve AB Arasında Koruma ve Diyalog İnşası (Faz II)” projesi kapsamında yeniden işlevlendirilerek müzeye dönüştürüldü. 2023 yılında restorasyonu tamamlanan yapı için 11.10.2024 tarihinde teşhir-tanzim ve yürüyüş yolları yapım işi başlatıldı. Samsun Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü tarafından yürütülen çalışmalar kısa sürede tamamlanarak cezaevi müzesi açılışa hazır hale getirildi.Toplamda 157 milyon TL”yi aşkın yatırım bedeliyle hayata geçirilen proje kapsamında, 3.469 m²”lik alanda cezaevi yapısının hatırasını yaşatacak özel bölümler oluşturuldu. Ziyaretçiler, yapı içerisindeki tarihsel izlere tanıklık etmenin yanı sıra, kültür ve medeniyet temalı sergilerle zenginleştirilmiş bir içerikle karşılaşacak.Ayrıca, yapının çevresini saran 4.590 m²”lik Sinop İç Kalesi üzerindeki yürüyüş yolları da özgün dokusuna uygun biçimde restore edilerek hem kalenin hem de Karadeniz”in eşsiz manzarasına erişim sağlandı.Tarihî atmosferiyle güçlü bir hafızaya ev sahipliği yapan Sinop Tarihi Cezaevi Müzesi, geçmişin izlerini çağdaş bir yaklaşımla bugüne taşıyarak ziyaretçilerine hem düşünsel hem de duygusal bir bağ kurma imkânı sunacak.
Source: Www.star.com.tr
AREFE GÜNÜ MESAJLARI || Anlamlı, resimli, kısa Arefe günü kutlama mesajları!
Arefe Günü mesajları 2025 yılı itibarıyla en çok aratılan bayram temalı ifadeler arasında yer alıyor. Sevdiklerine güzel dileklerde bulunmak isteyen vatandaşlar, “Arefe Günü mesajları”, “anlamlı Arefe sözleri” ve “kısa Arefe mesajları” gibi ifadeleri Google”da sıkça araştırıyor. KISA AREFE GÜNÜ MESAJLARI 2025 Arefe gününüz mübarek, bayramınız bereketli olsun.Kalbiniz sevgiyle, haneniz huzurla dolsun.Bugün Arefe… Gönüller affa, eller duaya açılsın.Arefe günü sevinçler çoğalsın, kırgınlıklar silinsin.Şimdiden iyi bayramlar, hayırlı Arefeler! DUALI AREFE GÜNÜ MESAJLARI Allah bu Arefe gününde edilen tüm duaları kabul eylesin. Bayramınız mübarek olsun.Rabbim, Arefe günü hürmetine gönlünüzden geçen tüm güzellikleri nasip etsin.Arefe günü yüzü suyu hürmetine günahlarımız affolsun, dualarımız semaya ulaşsın.Arefe günü; barışın, hoşgörünün ve kardeşliğin simgesi olsun inşallah.Rabbim bayram sabahına sağlık, huzur ve imanla uyanmayı nasip etsin. WHATSAPP AREFE GÜNÜ MESAJLARI Arefe günü geldi, bayrama bir adım kaldı. Tüm sevdiklerinizle birlikte sağlık ve huzur dolu günler dilerim.Bugün Arefe… Dualarınız kabul, kalbiniz huzurla dolsun. Şimdiden hayırlı bayramlar.Arefe gününde edilen tüm duaların kabul olması dileğiyle… Bayramınız mübarek olsun. KURBAN BAYRAMI NE ZAMAN BAŞLIYOR? 2025 yılında Kurban Bayramı”nın birinci günü 6 Haziran 2025 Cuma gününe denk geliyor. Bu nedenle Kurban Bayramı namazı da 6 Haziran 2025 Cuma sabahı kılınacak. Namaz, güneşin doğuşundan yaklaşık 45 dakika sonra eda ediliyor.
Source: Beyza Nur Ergin
Sinop Tarihi Cezaevi Müzesi kapılarını açıyor
Bakan Ersoy, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Anadolu”nun Alkatrazı özgün dokusuyla artık bir müze: Sinop Tarihi Cezaevi kapılarını yeniden açıyor. Türkiye”nin belleğinde derin izler bırakan, edebiyat ve düşünce dünyamızdan pek çok önemli ismin izlerini taşıyan Sinop Tarihi Cezaevi”ni kapsamlı bir restorasyon sürecinin ardından modern müzecilik anlayışıyla yeniden işlevlendirdik.” ifadelerini kullandı.
Ersoy, açıklamasında şunları kaydetti:
“Yaklaşık 3 bin 500 metrekarelik alanda oluşturduğumuz özel sergileme bölümleriyle yapının tarihsel kimliğini bugüne taşıyor, özgün dokusuna uygun olarak düzenlenen Sinop İç Kalesi yürüyüş yollarıyla bu eşsiz mirası Karadeniz”in silüetiyle buluşturuyoruz. Sinop”a yalnızca bir müze değil, güçlü bir kültür ve hafıza mekanı kazandırıyoruz. Hayırlı olsun.”
Kültür ve medeniyet temalı sergilerle zenginleştirilmiş bir içerik sunulacak
Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, Helenistik Dönem”den bugüne ulaşan Sinop İç Kalesi”nin içinde yer alan cezaevi yapısı, Avrupa Birliği destekli “Ortak Kültürel Miras: Türkiye ve AB Arasında Koruma ve Diyalog İnşası (Faz II)” projesi kapsamında yeniden işlevlendirilerek müzeye dönüştürüldü.
2023″de restorasyonu tamamlanan yapı için 11 Ekim 2024″te teşhir-tanzim ve yürüyüş yolları yapım işi başlatıldı. Samsun Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğünce yürütülen çalışmalar kısa sürede tamamlanarak, cezaevi müzesi açılışa hazır hale getirildi.
Toplamda 157 milyon lirayı aşan yatırım bedeliyle hayata geçirilen proje kapsamında, 3 bin 469 metrekarelik alanda cezaevi yapısının hatırasını yaşatacak özel bölümler oluşturuldu.
Ziyaretçiler, yapı içerisindeki tarihsel izlere tanıklık etmenin yanı sıra kültür ve medeniyet temalı sergilerle zenginleştirilmiş bir içerikle de karşılaşacak.
Ayrıca, yapının çevresini saran 4 bin 590 metrekarelik Sinop İç Kalesi üzerindeki yürüyüş yolları da özgün dokusuna uygun biçimde restore edilerek hem kalenin hem de Karadeniz’in eşsiz manzarasına erişim sağlandı.
Tarihi atmosferiyle güçlü bir hafızaya ev sahipliği yapan Sinop Tarihi Cezaevi Müzesi, geçmişin izlerini çağdaş bir yaklaşımla bugüne taşıyarak, ziyaretçilerine hem düşünsel hem de duygusal bir bağ kurma imkanı sunacak.
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
Source:
Sinop Tarihi Cezaevi Müzesi kapılarını açıyor! Burada yatan ünlü isimlerin hatıraları yaşatılacak
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, açılışa ilişkin yaptığı değerlendirmede şu ifadeleri kullandı: “Sinop Tarihi Cezaevi sadece bir yapı değil, Türkiye’nin belleğinde iz bırakan önemli bir kültür mekânıdır. Bu projeyle, tarihsel hafızamızı koruyarak geleceğe aktarmayı ve ziyaretçilere hem düşünsel hem de görsel açıdan zengin bir deneyim sunmayı amaçladık. Modern müzecilik anlayışını temel alarak gerçekleştirdiğimiz bu dönüşümle, Sinop’a yalnızca bir müze değil, aynı zamanda güçlü bir kültür ve medeniyet merkezi kazandırdık.” Helenistik Dönem’den günümüze ulaşan Sinop İç Kalesi’nin içinde yer alan cezaevi yapısı, Avrupa Birliği destekli “Ortak Kültürel Miras: Türkiye ve AB Arasında Koruma ve Diyalog İnşası (Faz II)” projesi kapsamında yeniden işlevlendirilerek müzeye dönüştürüldü. 2023 yılında restorasyonu tamamlanan yapı için 11.10.2024 tarihinde teşhir-tanzim ve yürüyüş yolları yapım işi başlatıldı. Samsun Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü tarafından yürütülen çalışmalar kısa sürede tamamlanarak cezaevi müzesi açılışa hazır hale getirildi. Toplamda 157 milyon TL’yi aşkın yatırım bedeliyle hayata geçirilen proje kapsamında, 3.469 m²’lik alanda cezaevi yapısının hatırasını yaşatacak özel bölümler oluşturuldu. Ziyaretçiler, yapı içerisindeki tarihsel izlere tanıklık etmenin yanı sıra, kültür ve medeniyet temalı sergilerle zenginleştirilmiş bir içerikle karşılaşacak. Ayrıca, yapının çevresini saran 4.590 m²’lik Sinop İç Kalesi üzerindeki yürüyüş yolları da özgün dokusuna uygun biçimde restore edilerek hem kalenin hem de Karadeniz’in eşsiz manzarasına erişim sağlandı. Tarihî atmosferiyle güçlü bir hafızaya ev sahipliği yapan Sinop Tarihi Cezaevi Müzesi, geçmişin izlerini çağdaş bir yaklaşımla bugüne taşıyarak ziyaretçilerine hem düşünsel hem de duygusal bir bağ kurma imkânı sunacak. 19. ve 20. yy’da Anadolu’da Bodrum’dan sonra en önemli tecrit noktası imiş Sinop. Nitekim 1913 yılında Mehmet Şevket Paşa’nın öldürülmesi ile 200’e yakın muhalif (İttihat ve Terakki karşıtı) buraya cezaya gönderilmiş. 1997 yılına kadar Karadeniz’in deli dalgalarına göğüs geren bu cezaevi toplumdan tecrit edilmek istenen şair, yazar, sanatçı ve politikacılara ev sahipliği yapmış. Bunlar arasında en ünlüsü Sabahattin Ali. Kendisi neyse ki şanslıymış. 1932 yılında girdiği Sinop Cezaevi’nden Cumhuriyet’in 10. yılı nedeniyle gelen afta faydalanıp çıkmış. Ancak burada geçirdiği bir yıl bile ona birçok eser yazdırtacak kadar derin acılar çektirmiş. Kuyucaklı Yusuf romanı, Aldırma Gönül Aldırma ve daha niceleri. Burada yazdığı eserler şimdilerde hapishanenin duvarlarını süslüyor. Burada seneleri giden ünlüler tabi ki de Sabahattin Ali ile sınırlı değil. Kerim Korcan, Osman Deniz, Refik Halit Karay, Mustafa Suphi, Ahmet Bedevi Kuran, Refi Cevat, Burhan Felek, Hüseyin Hilmi, Osman Cemal Kaygılı, Zekeriya Sertel diğer kaydı tutulan ünlüler.
Source: Gazetevatan.com
Dünya liderlerinin lakapları ortaya çıktı! Ne dediler? Başkan Erdoğan”ın iki lakabı var!
LAKAPLARI ONLARI HALKTAN BİRİ OLARAK GÖSTERİYOR
Dünya liderleri, genellikle halkları veya medya tarafından kendilerine verilen çeşitli lakaplarla anılırlar. Bu lakaplar, liderlerin kişilik özelliklerini, politikalarını veya liderlik tarzlarını yansıtabilir.
Bazı liderler, karizmatik ve güçlü duruşlarıyla tanınırken, bazıları ise daha mütevazı ve halktan biri olarak görülür.
Source: